Connect with us

BANKA HABERLERİ

BANKA VERGİ KAÇIRMAYA YOL GÖSTERİR Mİ

Yabancı sermayeli Katılım Bankalarının birindeki TEVERRUK isimli kredi kullanan müşteriler tarafından nasıl devlete daha az vergi verildiğini; dolayısı ile Vergi Kaçırıldığını; bankanın müşterilerini gayrimenkul / konut kredilerinde nasıl yanlış yönlendirdiğini ve Vergi Kaçırmaya yardım etti.

Yayınlanma:

|

Yabancı sermayeli Katılım Bankalarının birindeki TEVERRUK isimli kredi kullanan müşteriler tarafından nasıl devlete daha az vergi verildiğini; dolayısı ile Vergi Kaçırıldığını; bankanın müşterilerini gayrimenkul /  konut kredilerinde nasıl yanlış yönlendirdiğini ve Vergi Kaçırmaya yardım etti.

Yabancı sermayeli Katılım Bankalarının birindeki TEVERRUK isimli kredi kullanan müşteriler tarafından nasıl devlete daha az vergi verildiğini; dolayısı ile Vergi Kaçırıldığını; bankanın müşterilerini gayrimenkul /  konut kredilerinde nasıl yanlış yönlendirdiğini ve Vergi Kaçırmaya yardım ettiğini ilk defa ortaya çıkarıp kamuoyu ile 2019’da paylaşmıştık. Yazı büyük ilgi görmüş, daha sonra diğer medya yayınlarında da konu gündeme getirilmişti.

İddialar doğru çıktı : Katılım Bankası Müşterilerine Ceza yağdı

2015-2017 yılları arasında, TEVERRUK isimli kredi türü kullanarak, müşterilerin gayrimenkul / konut kredilerini ihtiyaç kredisine çevirip nakit ödeme yapan Katılım Bankası müşterilerine Vergi Denetim Kurulu tarafından yapılan incelemeler neticesinde “Vergi Ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları” tebliğ edilmeye başlandı.

Suudi Arabistan sermayeli Katılım Bankası, 2017 yılında bir personeli tarafından MASAK ve VERGİ DENETİM KURULUNA şikayet edilmiş, Gayrimenkul kredilerinin, tapuya rayiç değer üzerinden satış beyan edileceğinden, gerçek satış değeri tespit edilmemesi için ihtiyaç kredisine çevrildiği ve gayrimenkul kredi bedelini satıcılara nakit ödendiği hususu müfettişlerce sabit görülüp bankanın bu kredileri vergi incelemesine tabi tutulduğunu, skandalı ortaya çıkaran personelin ise devlet tarafından ödüllendirildiğini daha önce gündeme taşımış idik. Yaklaşık 87 milyon TL’lık kredinin incelendiği, tespit edilen gerçek satış değerleri üzerinden alıcı ve satıcıya cezalı tapu harcı ve gelir vergisi cezaları tebliğ edilmiş, bir çok müşteri tarafından bu durum kabul edilip devlet hazinesine “kayıp vergilerin” ödendiğini tespit ettik.

Edinilen bilgilere göre; şu ana kadar sadece Maliyenin tapu harcı olarak 1 milyon TL tahsilat yaptığı, ve ceza tebligatlarının devam ettiğidir.

Banka Danışma Kurulu ne dedi

Bankanın Danışma Kurulunda olan ve bu kredilere “İslami Bankacılık” açısından “uygunluk” veren İslami Bankacılık uzmanları, bu kredilerden elde edilen kar, komisyon gibi ücretlerin, faiz haram hassasiyeti ile bu bankaya mevduat yatıran insanlara dağıtılması ile ortaya çıkan bu durumun nasıl açıklanacağı konusunu uzun zamandır kara kara düşünüyor. İsmini vermek istemeyen bir Danışma Kurulu üyesi, “bu işlemler için bankaya fetva vermediklerini, bunu öğrenince geri çektiklerini, çok zaruri durumlarda teverruk kredisine fetva verdiklerini” belirtmektedir. Büyük sıkıntılardan biri ise, özellikle dini inançlarından dolayı kar payı gelir kaynağına hassas insanların birikimlerine kanun dışı ve haram getiri ödendiği de VDK’nIn inceleme raporları ile kanıtlanmış olması oldu. Banka, yetkilileri bu yöndeki sorulara henüz net cevap vermiş değil. 

İhbar eden personel ödüllendirildi

Daha önce röportaj yaptığımız Katılım Bankalarından birinin Operasyon Servisinde çalışan ve Bankasının Konut ( Mortgage ) Kredisi yerine Kredinin ufak bir kısmının Konut Kredisi kalan büyük kısmın da İhtiyaç Kredisi ( Katılım bankalarında bu Teverruk Kredi türü olarak geçiyor ) kullandırılarak konut alım / satım işleminin yapılmasına itiraz edip Bankanın müşterilerini bu yöntemle daha az Tapu Harcı ve Vergi ödemesine teşvik ve aracılık yaptığını, Satıcını Gelir Vergisini düşük ödeyerek Gelir Vergisi kaçırdığı,  Devletin Vergi kaybına uğradığı için işlemleri yapmayan personel uydurma gerekçeler ile işten atılması ile iş BDDK’ya oradan da TC Hazine ve Maliye Bakanlığına ayrıca MAKSAK ve Vergi Dairelerine kadar yansımış  yapılan incelemelerde Vergi Cezaları yağmaya başlamıştı. Bankanın “müşteri sırrı” nedeni ile evrak göndermeme ve işi savsaklama yöntemi de işe yaramadı. İncelemeler devam etti ve adli süreçler başladı. İhbarı yapan ve bunun için işten atılan Personel ise Vergi Daireleri tarafından maddi olarak ödüllendirilmiş, tamamlanan dosyalarda ödülünü aldığı gibi halen devam eden dosyalardan da ayrıca ödüller almaya devam etmekte.

Süreç bu hale nasıl geldi

2016-17 yıllarında altın çağını yaşayan gayrimenkul sektörü, bankalar için çok cazip bir alan olmuş, bankalar bu pastadan aldıkları payı yükseltmek için birbiri ardına kampanyalar, projeler üretmiş müşteriler ile müteahhitleri kendi çatısı altında birleştirme yarışına girmişlerdir. Her zaman olduğu gibi sektörde öncü ve büyük bankalar bu yarışta açık ara başarılı olarak Pazar paylarını büyüttüler. Bu süreçte geri kalan küçük ölçekli bankalar, malumun ilanı şeklinde bildiğimiz o tipik performans sorguları yapılmıştır.

Herkesin çok iyi bildiği gibi, inşaat sektörü lokomotif bir alan olup devletin kamu gelirleri ve vergileri açısından çok önemli bir alan oldu. Ancak devlet yıllarca bir soruna  çözüm üretmeye çalışmıştır. Emlak vergisi matrahını belirleyen ve belediyeler tarafından sabitlenen rayiç değer fiyatları ile piyasada gerçekleşen satış fiyatları arasında devlet aleyhine fahiş farklar oluştu. Bu şekilde alması gerektiği vergiler bir çok kişinin  bu satışları rayiç değer  üzerinden bildirdiğinden  satış bedellerinin geri kalan tutarları tapuda çanta ve valizlerde nakit getirilip teslim edilmiş bunları kayıt altına alamaz durumu ortaya çıkmıştır. Bu sorunu bilen kamu otoritesi şunu bir çok kez dile getirmiştir. Alıp sattığınız gayrimenkulü tapuda gerçek değer üzerinden beyan edilmesini, ileride daha büyük külfet ile karşılaşmamasını,  kamu otoritesi olarak bunları kontrol edeceğini ve bu kontrol yöntemlerinin başında ipotekli konut finansmanı denilen mortgate / konut kredilerini kontrol ederek yaptığını, satış bedellerini satıcı hesaplarına banka kanalı ile ödenmesi şartını koyarak, kullandırılan konut kredisi ile bildirilen satış tutarlarını kontrol ettiğini, tespit ettiği farkları cezası ile tahsil edeceğini çeşitli yayın ve genelgelerle vatandaşlarını uyarmıştı. Birçok kez bu şekilde cezalar kesmiş ve tahsilatlar yapmıştır. Nitekim günümüzde tapuya gayrimenkul devri için gittiğinizde Tapu Dairesi  sizden belediyeden rayiç değeri gösteren bir belge istemekte, tapudaki müdüründen güvenlik görevlisine kadar herkes ortada banka kredisi varsa “satış bedelinin en az bu kredi kadar olması” gerektiği şeklinde sizi uyarır.

Alan da Satan da az vergi ile kurtulma arayışına girer ise ne olur

Sürekli gayrimenkul alıp satan, ticari, yatırım amaçlı arsa alıp satanlar, özellikle alıcılar için %4 Tapu Harcı ve %35’lere varan Değer Artış Vergileri ile karşı karşıya kaldığı için bankadan konut kredisi isteyen müşteriler için bu noktada maliyet hesapları başlar. Alıcı Tapu Harçlarını en az ödemeye; satıcı da satıştan gelen paranın Vergisinden kurulmak için arayışa girer. Gerçek değer üzerinden yüksek orandaki vergileri ödemek ve mecburen  konut kredisi kadar beyan etmek zorunda kaldıklarından taşınmazın maliyeti artar, alıcı için fiyat artar, satıcı için kar marjı düşer. Buradaki sorun nasıl olur da Banka bu alıcı ve satıcı tarafların “az vergi ödeyim” arayışına aracılık eder, yönlendirme yapar.

Bankalar Vergi İncelenmesine niçin girdi

Bankanın vergi incelemesine girmesine neden olan husus da yukarıdaki nedenden kaynaklanmıştır. Bankanın kendisinin Vergi kaçırması değil piyasada bu niyette olan alıcı ve satıcıların banka bünyesinde toplanıp yardım edilmesidir. Hedef baskısı olan banka personelleri piyasada bu yönde bir eksiklik olduğunu sonuç olarak bir talep olduğunu ve hedefleri tutturma uğruna her şeyin mubah olduğu  bir yola doğru itilmiştir. Peki nedir bu yol. Alıcı ve satıcı arasında finansman şekli yüzünden tıkanan pazarlıklar, bankanın devreye girmesi ile bir çözüm arayışına girdiğidir. Yani alıcı ve satıcı banka da buluşturulup satıcının tapuda bildirmek istediği satış tutarı kadar mortgate / konut finansmanı yapılarak bu bedel satıcının hesabına ödenmesi ve Gerçek Satış Bedeli ve krediden geriye kalan tutar içinse alıcıya “İhtiyaç Kredisi” statüsünde ve ayni oranda 48 ayı geçmeyecek şekilde bir finansman modeli geliştirip bunu kredi tahsis birimine sunduklarında perde arkasında  “sorumluluk size ait” denerek bu iş personele yüklenerek onaylanmasıdır. Tabi burada, görmedim, duymadım ama onayladım mazereti uygunluk onay verenleri sorumluluktan kurtarmaz. Ortada açıkça  organize edilmiş bir sistematik kredi altyapısı ayarlanmış bir süreç var ki bu kişiler ben yapmadım banka yaptı hukuksuz savunma yapamayacağı açık olup kişisel olarak da yargı önünde hesap vermeliler. Bankaya mı ne oldu? BDDK tarafından Tapu değerinin ( fatura değerinin ) düşük gösterilmesinden ceza yedi. Tabi bu ceza kaçırılan vergiden verdiği zarardan  kat kat düşük, sembolik kaldı yanında.

Hedef baskısı personeli zor durumda bırakıyor

Şubelerde, Hedef baskısı, iş ve ekmek derdi olan bu personelde mecbur bu krediyi kullandırma eğilimi olur. Çünkü çalışmaya devam etmesi için buna mecburdur. Hedef tutturmanın en kolay yolu olarak ortaya çıkar, bir pazarlama faaliyeti dahi yürütülmez çünkü bir müteahhit ya da satıcı için bulunmaz bir yöntemdir. Gayrimenkulünü kredi ile satmasına rağmen satış bedelini nakit alır ve satış değerini devlete düşük beyan etmiştir. Alıcı için değişen bir şey yoktur oran mortgate ile aynı tutulmuş, Çok cüzi miktarda ihtiyaç kredisine çevrildiği için BSMV ve KKDF gibi fark ortaya çıkmasına rağmen kurtulduğu %2-4 aralığındaki Tapu Harcı bunu sübvanse etmiştir. Personel ya performansını sorgulatacak ya da bile bile  devletin zarar ettirildiği krediyi mecburen sahiplenecektir.

Asıl suçlu kim?

Bu sistemde en masum olan aslında Şubedeki personeldir. Sorgulanması ve yargılanması gereken “bu sistemi kurgulayan ve uygulamasına onay veren, VUK’a göre vergi kaçırmaya yönelik menfaat temin edildiğini tanımlayan İştirak Suçu ile sorgulanması gereken Yönetim Kadrosudur”. Zira banka iç yazışmalarında bu işlemlerin niçin yapıldığı izin talep yazılarında açık açık belirtilmesine rağmen bu duruma uygunluk verilmiştir. Yazışmalar vahim. Verginin yüksek çıktığı için onay isteği o kadar net ki  “ben görmedim duymadım” deme şansı yok. Bunu yapan üstelik, İslami Bankacılık kuralları ile bankacılık yaptıklarını her ürün ve masrafın Danışma Kurulundan onay alınarak yaptığını iddia eden banka olması ayrı trajikomik bir durum. Üstelik banka; “rayiç değer kadar mortgate / konut kredisi  kullandırılması, gerçek satış bedelinin ihtiyaç kredisi ile finanse edilmesinin bu kurulca uygun görüldüğünün” deklare ediyor. Bu ürünün beklenenden çok talep görmesinin gerçek nedeni araştırılmamış, reklamlar ile de desteklenmiş, reklam afişleri bankanın camlarını uzun süre süslemişti. Yukarıda özetlenen durum Katılım Bankalarında olmaz ise olmaz koşulu olan “Fatura” sisteminin de gözden geçirilmesi gerçeğidir. “Fatura var mı var o zaman işlem tamam” mantığını her zaman doğru işlemediğinin de belgesidir bu yaşananlar.

Türk tipi İslami bankacılık

İslami “Helal Bankacılık” yaptığını iddia eden bankaların pazarladığı ürünlere dikkat etmek lazım. Her şeyde olduğu gibi bu işlemlerde Arap gibi hesapsızca başlayıp Türk gibi “kitabına uydur” bitiriş işi çıkabilir altından. Hedef baskısında bunalan şubeler, amaca ulaşmak için her aracı mubah sayan üst yönetim, az vergi vermek için çakallıklar peşinde olan taraflar; ihbarlar olmasa bu tip işlemleri fark edemeyen kamu otoritesi. Burada şahsen beni teselli eden Kamu otoritesinin Vergi konusunda ihbarları ciddi hassasiyet ile   inceleyip kaçakları ortaya çıkarması; rahatsız eden tarafı ise bu tip alenen dolandırıcılık girişimde vergi kaçıran taraflar ile hala pazarlığa girip uzlaşma yaparak az vergilere razı olması, cezanın taksitlere bölünüp vadeye yayılması.

SONUÇ : Vergi kaçırmaya çalışanlar ile pazarlık yapmak; vatan hainleri ile pazarlık yapmak aynı şey bence. Vergi kaçırmak, üstelik bunu planlayarak yapmak Vatan hainliğidir çünkü. Asgari ücretli bile vergisini verecek üç kuruş maaş ile sürünecek ama milyonlarca liralık varlığın Vergisini kaçıran yüzsüzler rahat rahat gezecek öyle mi. Devlet hafızası unutmaz, tüyü çıkmamış yetim hakkını yüzsüzlerin yanına bırakmayacak, adalet er ya da geç ama işleyecek; vicdanlı vatanperver insanlar ise hala umudumuz olacaktır.

Erol TAŞDELEN

Ekonomist, 25 yıllık banka emekçisi

[email protected]

BANKA HABERLERİ

Eğilmez: Kart limitinden de kullanılan krediden de vergi alınamaz krediyi veren alacaklıdan alınır

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ekonomist Mahfi Eğilmez, savunma sanayii fonuna ek kaynak sağlamak için kredi kartlarından yapılacak kesintilere dair önemli eleştirilerde bulundu. Eğilmez, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, kredi kartı limitlerinden veya kullanılan kredilerden vergi alınamayacağını belirterek, bu tür bir uygulamanın ekonomik temellere aykırı olduğunu vurguladı. Kredi kartı borcunun bir tür borçlanma olduğunu hatırlatan Eğilmez, “Vergi, borçludan değil, krediyi sağlayan alacaklıdan alınır. Bu uygulama, ekonomik bilimin temellerinden uzaklaşıldıkça ortaya çıkan kavram karmaşasının bir örneğidir” ifadeleriyle eleştirisini dile getirdi.

Bu eleştirilerin hedefi olan düzenleme, AKP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğu yeni yasa teklifiyle gündeme geldi. Teklife göre, kredi kartı limiti 100 bin lira ve üzerinde olan kart sahiplerinden yıllık 750 lira fon payı kesintisi yapılması planlanıyor. Bu yeni düzenlemenin sadece kredi kartlarıyla sınırlı kalmadığı, aynı zamanda gayrimenkul alım satımında da alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı 750’şer lira zorunlu fon kesintisi yapılmasını içerdiği ifade ediliyor.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABD’nin ulusal borcu tüm zamanların rekoru olan 34,5 trilyon dolara ulaştı, ya diğer ülkeler?

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD ulusal borcu Şubat ayı sonunda ~ 34.5 trilyon dolara ulaştı ve şimdiye kadar kaydedilen en yüksek rakam oldu. Haziran ayından bu yana borç her 100 günde bir 1 trilyon dolar artıyor. Bir hatırlatmak gerekirse, bir ülke vergilerden ve diğer gelirlerden kazandığından daha fazlasını harcadığında borç seviyesi artar. Grafikte de görebileceğiniz gibi, ABD hükümetinin toplam borcu 15 Haziran 2023’te 32 trilyon doları, 15 Eylül 2023’te 33 trilyon doları ve 4 Ocak’ta 34 trilyon doları geçti. Hız devam ederse, Nisan ayında 35 trilyon dolar sınırına ulaşılacak.

Ayrıca, Şubat 2019’dan bu yana ABD’nin ulusal borcu 12,5 trilyon dolar veya yılda yaklaşık 2,5 trilyon dolar arttı. Öte yandan, ABD ekonomisi (GSYİH) aynı dönemde 7,2 trilyon dolar veya yılda yaklaşık 1,44 trilyon dolar büyüdü. Bu, son beş yılda bir birim ekonomik büyüme (GSYİH) için ABD hükümetinin 1,7 birim borç yarattığı anlamına geliyor. Başka bir deyişle, ABD ekonomisi zaman geçtikçe daha az üretken ve daha borçlu hale geliyor.

Global Markets Investor, okuyucu destekli bir yayındır. Yeni gönderiler almak ve çalışmalarımı desteklemek için ücretsiz veya ücretli abone olmayı düşünün.

Kaynak: BearTrapsReport

Bir ülkenin borcuna baktığımızda, en önemli ölçüt, bir ülkenin borçlarını (faiz ve anapara) ödeme ve geri ödeme kabiliyetini anlamaya yardımcı olduğu için ekonominin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzdesi olarak borçtur. Şu anda, ABD borcunun GSYİH’ye oranı %123,7 seviyesinde bulunuyor ve bu süre zarfında ABD GSYİH’sının önemli ölçüde düşmesi ve kilitlenmeler nedeniyle borcun artması nedeniyle pandemi sırasında elde edilen tüm zamanların rekoru olan %126,2’ye yakın. Grafikte görüldüğü gibi, bu oran 2007’den bu yana kabaca %60’tan hızla yükseliyor. Kongre Bütçe Ofisi tarafından 2034 yılında bu oranın %130,6’ya ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Kaynak: ABD Hazine Bakanlığı, St. Louis Fed ve Kongre Bütçe Ofisi (CBO) verilerine dayanarak, kırmızı çizgi 2024-2034 için CBO tahminini gösteriyor

ABD Kongre Bütçe Ofisi’nin bariz nedenlerden dolayı hiçbir zaman bir durgunluk öngörmediğini ve ekonomik gerilemeler her zaman daha büyük hükümet açıkları ve GSYİH’da düşüşlerle sonuçlandığından, bir durgunluk meydana gelirse oranın çok daha yüksek olacağını belirtmek önemlidir.

BU KADAR YÜKSEK BİR BORÇ SEVİYESİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Tarih, bir ülke borç-GSYİH oranı için %100 eşiğini geçtiğinde, hükümetin bir tür temerrütten kaçınma olasılığının küçük olduğunu gösteriyor. Bir yükümlülüğü yerine getirememe anlamında temerrüt, burada hükümetin tahvillerine sürekli olarak enflasyondan daha düşük faiz ödediği durum olarak da kabul edilir. Başka bir deyişle, yatırımcılar (alacaklılar) enflasyona göre düzeltilmiş olarak paralarını kaybederler veya satın alma güçlerini kaybederler. Normal koşullarda, böyle bir ortamda yatırımcılar, ülke içinde daha yüksek borçluluk riskini telafi etmek için daha yüksek faiz talep ederler. Bununla birlikte, çoğu durumda, borç “çok yüksek” olduğunda, GSYİH’nın yaklaşık% 100’ü ve üzerine çıktığında, bir merkez bankası devreye girer ve aynı zamanda büyük miktarlarda devlet tahvili satın almaya başlar ve aynı zamanda getiri seviyesini (faiz) bastırır.

Bu fenomen, Lyn Alden tarafından yapılan ve Büyük Mali Krizden sonra, 2009’dan 2020’ye kadar TÜFE enflasyonuna göre düzeltilmiş Hazine bonosu (bir yıl veya daha kısa vadeli) getirilerinin negatif getirileri olduğunu gösteren analizle mükemmel bir şekilde gösterilmiştir. Aynısı 1940’larda ABD ulusal borcunun GSYİH’ya oranının da %100’ün üzerinde olduğu zaman oldu.

Geçmişe baktığımızda, bir ülkede borç-GSYİH oranlarının yüksek olduğu dönemlerde tahvil sahiplerinin satın alma gücünü kaybetmesinin mümkün olan en kötü senaryo olmadığını görebiliriz. Hirschman Capital tarafından Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 1800 yılından bu yana yaptığı çalışmalara dayanarak yaptığı analize göre, borcun GSYİH’ye oranı %130’un üzerinde olan 52 ülkeden 51’i yeniden yapılandırma, devalüasyon, yüksek enflasyon veya tamamen temerrüt yoluyla temerrüde düştü. Bunun tek istisnası Japonya idi.

Bu, ABD’nin yakında temerrüde düşeceği anlamına gelmez, özellikle de ülkenin bir rezerv para birimine sahip olduğu ve dramatik bir şey olmadıkça yabancılar tarafından ABD dolarının talep edileceği gerçeği göz önüne alındığında. Bununla birlikte, önümüzdeki yıllarda nakit ve tahvil sahiplerinin (vadeye kadar tutulursa) Federal Rezerv para politikasını normalleştirdiğinde enflasyona göre düzeltilmiş bir temelde para kaybedeceği neredeyse kesindir. Buna finansal baskı denir.

Satın alma gücünü kaybetmenin yanı sıra, bir ülkedeki GSYİH ile ilgili yüksek borç seviyesinden kaynaklanan sıradan insanlar için birkaç olumsuz etki daha vardır:

  1. Yüksek faiz ödemeleri, özellikle vergi makbuzlarıyla ilgili olarak, eğitim, altyapı, sağlık veya sosyal güvenlik için gelecekteki yatırım harcamalarını sınırlayabilir (dışarıda bırakabilir) ve aslında gelecekteki ekonomik büyümeyi düşürebilir ve yaşam kalitesini kötüleştirebilir. Faiz maliyetleri, yıllık bazda nominal olarak 1 trilyon doları çoktan geçti ve vergi gelirlerinin %35’ini oluşturuyor, bu da 25 yıldan fazla bir süredir en yüksek seviye.

Ayrıca 2023 Mali Yılında faiz harcamaları Medicaid ve diğer bütçe kategorilerinden daha yüksekti.

  1. Yüksek düzeyde borç, bir durgunluğa veya krize yanıt vermede daha az esneklik sağlar. Başka bir deyişle, Büyük Mali Kriz gibi bir olay meydana gelirse, hükümetin borç vermek için daha az yeri olacak ve kriz sonrası toparlanma, yeni yatırımların yanı sıra onu finanse etme kabiliyetinin daha az olması nedeniyle daha yavaş olacaktır.
  2. Bir hükümet, daha fazla harcamayı finanse etmek veya bütçe açığını azaltmak/ortadan kaldırmak için vergileri artırmaya karar verebilir. Vergiler yükselirse, bu, insanların ve özel sektörün mal ve hizmetlere harcayabileceği daha az gelir anlamına gelir. Bu, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, tüketici harcamalarının GSYİH’nın %67,6’sını oluşturması nedeniyle daha az ekonomik büyüme anlamına gelecektir:

ÖZET

ABD’nin ulusal borcu son birkaç yılda sadece nominal olarak değil, aynı zamanda GSYİH’nın bir payı olarak da hızla artıyor. Her 30 saniyede bir 1 milyon dolar ekleniyor, bu daha önce hiç görülmemiş bir hız. Hükümetin ve gelecek nesillerin bu konuyla başa çıkması birçok zorluk yaratacaktır. Geçmişte, bu kadar yüksek borç seviyeleriyle mücadele etmek için finansal baskı politikaları uygulandı ve sıradan insanları ve tahvil yatırımcılarını on yıllarca finansal olarak daha kötü durumda bıraktı. Büyük Mali Krizin ardından son on yılda Amerika Birleşik Devletleri’nde bile son zamanlarda yapıldı. Ancak pandeminin ardından enflasyon kontrolden çıktı ve tekrar böyle bir ortama geri dönmek için birkaç yıla ihtiyaç var. Her şey düşünüldüğünde, herkesin yapabileceği en iyi şey, kendilerini finansal olarak eğitmek ve geleceklerini korumak için sermayelerini akıllıca tahsis etmektir. Bu durumda, yüksek kaliteli hisse senetleri, gayrimenkul ve değerli metaller (özellikle altın) uzun vadede en iyi performansı gösterir. DAHA AZ riskten kaçınan yatırımcılar için (Riskten kaçınma, riskten kaçınma ve düşük risk toleransına sahip olma eğilimidir.), risk toleransına bağlı olarak Bitcoin ve Ethereum gibi bazı kripto para birimleri de bir portföyde uygun olacaktır.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Türkiye Bankalar Birliği’nden dijital dolandırıcılık uyarısı

Türkiye Bankalar Birliği’nden (TBB) yapılan yazılı açıklamada dijital kanallarda güvenli işlemler için sıkça karşılaşılan dolandırıcılık yöntemlerine ve bu yöntemlerden korunma yollarına dair bilgilere yer verildi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Son dönemde, internet ve mobil kanallarda yaşanan dolandırıcılık vakalarının artması nedeniyle kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı doğduğuna değinilen açıklamada, sıklıkla karşılaşılan dolandırıcılık türleri sıralandı. Bunlar arasında; sahte internet siteleri ve güvensiz alışveriş platformları üzerinden yapılan dolandırıcılık, kişisel bilgilerin manipülasyon yoluyla ele geçirilmesi, sosyal medya platformlarında sahte hesaplar aracılığıyla yapılan dolandırıcılık, sahte e-posta adreslerinden gelen mesajlar ile kişisel bilgilerin ele geçirilmesi, sahte SMS ve e-postalar yoluyla kişisel bilgilerin çalınması, cihazlara uzaktan erişim sağlayarak bilgi ve para çalma girişimleri, bilgisayarlara veya mobil cihazlara zararlı yazılımlar yükleyerek veri hırsızlığı yapılması yer aldı.

Bilgilendirmede, SMS, e-posta veya sosyal medya yoluyla gelen bildirimlerdeki bağlantılara veya linklere kaynağından emin olunmadan tıklanmamasının altı çizildi.

Hizmet alınan kuruluşun resmi iletişim kanallarını kullanarak doğrulama yapılması gerektiği ve tek tıkın, kişiyi sahte sitelere veya virüslere yönlendirebileceğine dikkat çekildi.

“Emin olmadığınız mobil uygulamaları cihazlarınıza yüklemeyin”

Kullanıcıların banka hesaplarının hiç kimseye kullandırılmaması gerektiği vurgulanan bilgilendirmede, “Şifrelerinizi kimseyle paylaşmayın. Kendini savcı, polis, asker, banka çalışanı, avukat olarak tanıtan veya bir ödül, prim iadesi, kart aidatı iadesi için sizden şifrenizi, kart bilgilerinizi ve kişisel verilerinizi talep eden kişilere itibar etmeyin, bu amaçla gelen linklere tıklamayın. Güvenliğinizden emin olmadığınız mobil uygulamaları cihazlarınıza yüklemeyin. Güvenlik açığı bulunan veya korsan uygulamalar, kişisel bilgilerinizi ele geçirebilir, cihazınıza zarar verebilir ve hatta kimlik hırsızlığına yol açabilir.” denildi.

Bankalarca yapılan güvenlik duyurularının takip edilmesi yönünde uyarıda bulunulan açıklamada, kişisel bilgilerin güncel kalması için bu duyurularda iletilen uyarıların da dikkate alınması gerektiğinin altı çizildi.

“Şifrelerinizi başka uygulamalarda ve alışveriş sitelerinde kullanmayın”

Açıklamada, kişisel cep telefonuna, bilgisayara ve tablete yüklenen uygulamanın istediği izinlerin dikkatlice kontrol edilmesinin önem taşıdığı ifade edilerek şu uyarılarda bulunuldu:

“Bankacılık uygulamalarınızı resmi uygulama mağazalarından indirin. Bilinmeyen veya güvenilir olmayan kaynaklardan uygulama indirmeyin. Bankacılık uygulamalarında kullandığınız şifrelerinizi, başka uygulamalarda ve alışveriş sitelerinde kullanmayın. Daha az güvenlikli sitelerde şifreleriniz ele geçirilebilir, bankacılık uygulamalarınıza bu şifreler denenerek giriş yapılabilir.

Güvenliğinden emin olmadığınız internet sitelerinden alışveriş yapmayın. Dolandırıcılık amaçlı açılmış sahte bir site üzerinden dolandırılabilirsiniz. Banka hesap özetlerinizi ve işlemlerinizi düzenli olarak kontrol edin, şüpheli bir durumda vakit kaybetmeden bankanızla iletişime geçin. Bu kapsamda; dolandırıcılık vakalarına ilişkin olarak resmi kurumlar ve hizmet alınan kuruluşlar tarafından yapılan tüm uyarılar ve bilgilendirmeler dikkate alınmalıdır.”

AA

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.