BANKA ANALİZLERİ
2020: 9 Maddede Türk Bankacılığında Milat
Yılın daha 3. çeyreği bitmeden tüm bu yaşananları alt alta konduğunda bile 2020’nin diğer yıllardan farklı bir yıl olma sektörde milat olma özelliği taşıyor

Yayınlanma:
2 sene önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Yılın daha 3. çeyreği bitmeden tüm bu yaşananları alt alta konduğunda bile 2020’nin diğer yıllardan farklı bir yıl olma sektörde milat olma özelliği taşıyor
Her alanda olduğu gibi 2020 bankacılık sektörü için de yeni bir milat olduğunda kimsenin itirazı edeceğini sanmıyorum. Milat olması yaşanılan olağanüstü ortam yanında banka ve para piyasasında kamu otoritesinin yeni uygulamalardan da kaynaklandı. Sektörde 2020’yi olağanüstü ve milat yapan ne gibi durumlar olduğuna bakalım.
1. Kamu otoritesi uzun yıllardır arka planda kalırken 2020’de daha fazla ön plana çıktı. 10 Şubat 2020’de 31035 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Bankacılık Sektörünü direkt etkileyen BDDK Yönetmelik değişikliği ve TCMB Tebliğ ile birlikte Ücret ve Komisyonlardan Kredi masraflarına kadar bir takım düzenlemeler geldi. Bankaların aldığı 2.400 adet olan ücret ve komisyon masrafları 51 adet ile sınırlandı. Ücret ve komisyonlara sınırlamalar getirilerek üst sınırlar kondu. Sık sık benim de yazdığım önemli bir konu hakkında ilk defa ciddi düzenlemeler yapılarak şikâyetlerin de önü alınmış oldu. Artık bankaya giren müşteri hangi hizmet için hangi masrafı ödeyeceği netleşti. Bu durum; vatandaştan, esnaftan, sanayiciden bankaların aldığı keyfi ücret ve komisyonun da önünü almış oldu. Artık, bankalar için de lokantaya girdiğinde ne ödeyeceğini bilmeden yemek yeme devri kapanmış oldu. Yeni düzenlemede bankaların ciddi ücret ve komisyon kaybı yaşayacağı tahmin edilmekle birlikte 2. Çeyreğe somut olarak yansıdığı ve yılın ilk yarısında 4 milyar TL ücret ve komisyonlarda kayıp görüldü. 2019 yılındaki 106 milyar TL ücret ve komisyon gelirini yakalamaları çok zor. Asıl yansıma 3. ve 4. Çeyrekte olacağını yıl sonuna kadar 2019’a göre bankaların 15-20 milyar TL bu alanda kar kaybı yaşayacaklarını düşünüyorum.
2. Kredi takip süreleri 90 günden 180 güne çıktı. Bankalar üç ay boyunca taksit ya da kredi ödeme tutarını ödemeyen tüketici, esnaf ve sanayisi kredilerini yasal olarak takibe atıyorlardı. Fiili durumda esnaf ve sanayici kredilerini yapılandıran bankalar genelde vatandaşın kredilerini takibe atıyorlardı. Covid-19 tedbirleri kapsamında kredi takip sürelerinin uzaması bankalara ciddi bir yük oluşturduğu gibi bu sürenin bitmesi ile takip rasyolarının da arttığını göreceğiz. Halen bankaların takip tutarı 150 milyar TL ve % 4,35 seviyesinde olmasına rağmen bu oranın düşmesinde son çeyrekte kredi hacmin artmasını ve takip sürelerinin 180 güne çıkarılmasının ciddi etkisi oldu.
3. 2019 Ekim ayında kararname ile kurulan ve 2020’de yapılanmasını tamamlayan SEDDK – Sigortacılık, Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu kuruldu. Yıllardır bankaların şikâyet konusu olan keyfi sigorta şikâyetleri BDDK tarafından banka ürünü olmadığı, Hazine’nin baktığı nedeni ile şikâyetler ortada kalıyordu. Bizim de sık sık gündeme getirdiğimiz bu tür şikâyetler için artık bir muhatap oluşturuldu. Bu sayede Bankaların keyfi (Kredi Limit Sigortası, Kredi Sigortası, Emekliye İşsizlik Sigortası gibi) uygulamaları da kontrol altına alınacak.
4. Aktif Rasyosu (AR) uygulaması başladı. 2019 yılında bankalar kredilerde sert frene basarak durma noktasına geldi. Zira dolar bazında 2019 yılında özellikle yerli ve yabancı sermayeli bankalar küçülme trendine girdi açığı kamu bankaları kapamaya çalışsa da piyasaya kredilerde durma noktasına geldi. 2019 yılında bankalar 50,9 milyar dolar mevduat artışına karşılık; kredilerde sadece 1 milyar dolar büyüdüğü ortaya çıkması şikâyetlerin yersiz olmadığını ortaya çıkardığı gibi; kamu otoritesini de ciddi rahatsız etti. Bankalar 2020 ilk iki ayında piyasaya hızlı başlamasına rağmen özellikle 2020 Mart ayında Covid-19 sürecinin başlaması ile birlikte kredilerde tekrar sert bir fren yaptı. İlk şokun atlatılması ile birlikte TCMB diğer Merkez Bankaları gibi “Genişleyici Para Politikası” uygulamasına geçmesi ile birlikte Hazine’nin de desteği ile Kamu Bankaları aracılığı ile hızlı bir kredi genişleme stratejisine geçti. Özel ve yabancı bankaların bu kredi büyüme sürecine uzak durunca Kamu Otoritesi de Aktif Rasyo (AR) formülü ile karşı hamle yaptı ve bu rasyonun altında kalan bankalara ceza uygulaması getirdi. Gönülsüz de olsa Yabancı ve Yerli Bankalar bu rasyoyu tutturmak için Piyasaya dönerek özellikle TL Kredi verme süreci yaşandı. Bu süreçte kredi faiz oranları da hızla düştüğü görüldü. Kamu otoritesi bu ortamda zorunlu karşılık oranları ile de oynayarak bankların piyasada tekrar aktif oyuncu olmaya teşvik etti.
5- Swap işlemlere sınırlamalar geldi. BDDK tarafından Şubat, Nisan ve Ağustos aylarında sık sık SWAP işlemler ile ilgili düzenlemeler uygulamaya kondu. Genelde spekülatif işlemler ve piyasa bozucu işlemler ile ilgili kısıtlamaya yönelik girişimleri bazı bankaları rahatsız etmesine rağmen kamu otoritesi geri adım atmadan kararlılık ile kararının arkasında durması bu alandaki işlemleri daralttığı gibi benzer mesajlar İngiltere merkezli finans kuruluşlarına da verildi. Hazine işlemlerinde engeller ile karşılaşan bankalar gönülsüz de olsa piyasaya dönmek zorunda kaldı.
6- Konut Kredi Faiz oranları % 0,64 oldu. Kamu bankaları Konuk kredi faiz oranlarını aylık % 0,64’e indirince yerli ve yabancı sermayeli bankalar da bu süreçten pay almaya çalıştı. Konut piyasasına yaratılan psikolojik ortamda gelen ciddi bir hareketlilik geldi ve ilk altı ayda konut kredilerinin ivmesi ile zirveye ulaştığı Haziran ayında 190 bin konut satıldı. 2019 Haziranında bu sayı üçte biri sadece 61 bindi adetti. 2020 ilk altı ayda ise 624 bin konut satıldığı görüldü. Ortada satışlar iyi idi fakat ufak bir sorun vardı. Vatandaş 2. el konutu tercih ediyordu. Hoş bunda fırsatçı müteahhitlerin hızlı bir şekilde stok konut fiyatlarının da artırmasının etkisi vardı ama Haziran ayı sonunda görüldü ki, satılan 624 bin konutun sadece 197 bini sıfır konuttu. 197 konut bile geçmiş yılların ilk yarı ortalamasının altında kaldığı görülünce 2. el konut faiz oranları artırıldı ama geç kalınmış konutu alan almıştı. Daha sonra da zaten bankaların ayrıldığı kaynak tükendi ve bir konut macerası da böylece son buldu.
7.Cezalar. 2020 Ocak ayında QNBFinansbank Rekabet Kurulu’ndan 7,8 milyon TL’lık ceza yedi. Uzlaşma ile 5,8 milyon TL cezada el sıkıştılar. Temmuz ayı bankalara cezalar yaz yağmuru gibi geldi. Akbank Koronavirüs kapsamında alınan tedbirlere aykırı işlemler yapması nedeni ile BDDK tarafından 155,5 milyon TL para cezası yedi. Temmuz ayında BDDK tarafından müşterilerden gelen şikâyetler nedeni ile 7 bankaya toplam 204,6 milyon TL ceza verdi. Yine Temmuz sonunda BDDK tarafından 2 bankaya Aktif Rasyosu (AR) tutmadığı gerekçesi ile HSBC’ye 180 milyon TL; Albaraka Türk’e 20,6 milyon TL ceza verildi. Cezalar bankalar ile sınırlı kalmadı. 2020 Ocak ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü Sigortacılık Kanununa aykırılık nedeni ile bir Bankaya 15 gün sigorta aracılık faaliyetini durdurup, 94 milyon TL ceza verdi. Başka bir bankaya sigortacılık faaliyetlerindeki uygunsuz işlemler nedeni ile 187,1 milyon TL ceza uygulandı. Bu cezalardan başka 2020 yılında 5 sigorta şirketine 2020 yılı içince çeşitli cezalar verildi.
8. Rekabet Kurulu baskını: 2020 Ocak ayında Rekabet Kurumu denetçileri yaklaşık 20 banka genel müdürlüklerinde üst yöneticilere ait bilgisayarlar dataların yedeklerini aldı. Ne aradıklarını tahmin etmek zor değil. Piyasa bozucu yazışmalar; bankalar arası üst yönetici transferlerinde data hırsızlığı olup olmadığı ve mail hareketleri hiç kuşkusuz. Etik kuralları çerçevesinde çalışması gereken kurumların başında Bankalar geliyor. Benzer bir çalışmayı daha önce 12 bankaya yapmış ve milyonlarca lira cezalar kesmişti. Bu sefer işin para cezası ile sınırlı kalmayıp “basiretsiz tüccar” sıfatı ile üst yönetime yaptırımlar gelir ise şaşırmam. Rekabet Kurulu 19 aylık inceleme sonunda 2017’de 13 banka hakkında benzer suçlar ile inceleme yapmış 8 bankaya ciddi para cezaları kesmişti. 2017 cezasındaki karar galen Rekabet Kurulunun sitesinde mevcut olup banka GMY’lerin “akşam buluşup bir kahve içelim, şu faizleri konuşalım” şeklinde rekabet bozucu diyalogları raporda yer almıştı.
9. TCMB ve kamu bankaları türev piyasalarında daha fazla yer aldı. Piyasaları kontrol altında tutmaya kararlı olan Kamu otoritesi TCMB ve kamu bankaları aracılığı ile piyasa işlemlerinde daha fazla rol oynamaya başladığı görüldü. Alışılmışın dışındaki bu durum bankaların da kamu otoritesine karşı ters pozisyon alma ihtimaline karşı geri adım atmalarına neden oldu ve türev ve piyasa işlemlerinde işlem hacmini ister istemez daralmasına neden oldu.
Yılın daha 3. çeyreği bitmeden tüm bu yaşananları alt alta konduğunda bile 2020’nin diğer yıllardan farklı bir yıl olma sektörde milat olma özelliği taşıyor. Genişlemeci para politikasının sonlanması ile birlikte önümüzdeki dönemde sektör açısında ciddi sorunlar da içinde kendini saklıyor. Zira ertelenen kredi takip dosyalarının ne kadar olduğu, ne kadarının kanuni takibe gideceği, kısa sürede özensizce dağıtıldığını düşündüğüm bazı kredilerin nasıl tahsil edileceği; konut kredilerinde tekrar durgunluğun başlaması ile bu alandaki hareketliliğin de durması etkisi ile yeni sorunlar sektörü bekliyor. Konut projesi yapıp yasal olarak sorumlu olmalarına rağmen bugüne kadar bankalara yansıtılmayıp dondurulan “yarım kalmış projelerde” bankalara maliyetleri henüz dillendirilmiyor. Diğer taraftan işsizlik oranlarının artma olasılığı, hane halkı gelirinin düşmesi ile tüketici kredileri ve kredi kartlarındaki şişme bankaların çözmesi gereken alanların başında geliyor. Zira vatandaşın 2019 sonunda 580 milyar TL olan tüketici kredileri ve kredi kartı borcu 21 Ağustos 2020 itibarıyla 200 milyar TL artarak 777 milyar TL düzeyine gelmiş durumda. Üstelik bunun 124 milyar TL’lik kısmı kredi kartı borçlarından oluşuyor. Mevduat tarafında 2018 başında yüzde 37 olan dolarizasyonun yüzde 52-55 arasında dolaşması da bankaları rahatsız eden alanlardan biri. Bu durumun piyasalara “Güven” vermeden çözülemeyeceği de biliniyor. Önümüzdeki dönemde durgunluk, enflasyon, işsizlik sorunlarını Covid-19 tehdidi altında çözmemiz gereken sorunların başında geliyor ki bu bankalar için de ileriye yönelik belirleyici ana unsurlar olacaktır. Hangi bankanın bu süreci daha iyi yöneteceği ise üst yönetimin deneyim ve stratejisine bağlı olacaktır.
Erol TAŞDELEN
Ekonomist
İlginizi Çekebilir
BANKA ANALİZLERİ
ALAATTİN AKTAŞ: Bakalım bankalar bu yükü ne kadar taşıyabilecek!
✔ Bankalar giderek daha da kıskaca alınıyor. Paranın maliyeti artıyor, o parayı kullanma alanları kısıtlanıyor. Bakalım ilk çeyrek bilançoları nasıl gelecek?
✔ Enflasyonun yarısı kadar olan kredi faizi şimdi mevduat faizinin de altına indi. Çok iyi değil mi; ama önce bu krediyi bulmanız ve alabilmeniz gerekiyor!

Yayınlanma:
2 hafta önce|
20/03/2023Yazan:
BankaVitrini
Bankaların ortalama faiz maliyetini hesaplamak pek kolay değil. Bir kere yalnızca mevduata ödenen faize bakmak yetmez. Kaldı ki mevduatın vade dağılımı bankadan bankaya değişir, bu yüzden ortalama maliyet de değişir. Dolayısıyla her bankanın durumu farklılık gösterir.
Tüm bankacılık sistemi için tahmin yürütmek ise daha kolay. Bankalardaki mevduatın ortalama vadesi belli, hangi vadeye ne kadar faiz verildiği belli. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre mevduatın bankalara ortalama maliyeti yüzde 17 dolayında. Bu hesaplamayı yaparken vadesiz mevduata hiç faiz uygulanmadığını varsayıyoruz.
Ancak bankaların başka kaynakları da var tabii ki…
Örneğin kur korumalı mevduat. Bu mevduatın faizi çok daha düşük; mevcut durumda TL cinsinden açılan KKM için en fazla yüzde 11.50. DTH dönüşümlülerde daha yüksek.
Mevduat dışında kaynaklar da var. Merkez Bankası’ndan kullanılan kaynak gibi… Diğer borçlanma araçları gibi…
Üç ay vadeliyi gösterge alırsak…
Toplam mevduat içinde en büyük pay üç aya kadar vadeli mevduatta. Üç aya kadar vadeli diyoruz ama buradaki vade de daha çok 32 gün.
Tüm bankalar ortalamasında üç aya kadar vadeli mevduata 2021 başından 10 Mart’a kadar uygulanan faizin haftalık seyri ile yine tüm bankalar ortalamasında ihtiyaç, taşıt ve konut kredisi ortalama faizini gösteren tüketici kredisi faizini çıkardık. Nasıl bir seyir olduğu grafikte yer alıyor.
Bu yılın mart ayına kadar kredi faizi mevduat faizinin üstünde. Martta ise iki faiz yer değiştirmiş; artık mevduat faizi kredi faizinden daha fazla.
Bir kez daha vurgulamak gerek. Üç aya kadar vadeli mevduatın 10 Mart itibarıyla yüzde 27.83 olan faizi, aynı tarihte yüzde 24.82 düzeyinde bulunan tüketici kredisi faizinin üstünde ama bu yanıltmasın. Bankaların ortalama faiz maliyeti çok daha düşük; tüm vadelerin ortalamasını yazdım, yüzde 17. Bu iki faizi bir fikir vermesi için grafiğe döktük.
Bankalar zorlanırsa…
Girişte de belirttim; bankaların ortalama maliyetini hesaplamak mümkün değil. Hele hele banka bazında hiç mümkün değil. Ancak gidişatı herkes görüyor.
Bir yandan paranın maliyeti artıyor.
Bu para zorunlu olarak düşük getirili kamu kağıtlarına yatırılıyor. Yetmezmiş gibi kredi faizlerini baskılayacak adımlar atılıyor. Yani sonuçta para pahalanıyor ama o para giderek daha düşük getiri sağlayabilecek şekilde kullanılmak zorunda kalınıyor.
Bu nereye kadar sürdürülebilecek?
Paranın paçal maliyeti ile kredi faizi arasındaki farkın giderek daralması bankalar için hiç de hoş bir senaryoya işaret etmez. Hiç kimse herhangi bir ticari işletmenin zor durumda kalmasıyla bankaları aynı kefeye koymasın. Türkiye bunu yıllar önce yaşadı, çok ağır bedeller ödendi ve bunların tekrarı yaşanmasın diye çok radikal önlemler alındı.
Bankaların elindeki paraya adeta el koymanın, o parayı belli alanlara zorunlu olarak kanalize etmenin ve kredi faizini baskılamanın sisteme nasıl bir yük bindirdiği ve bunun sonuçları ilk çeyrek bilançolarında kendini gösterecek.
100 bin liraya sıfır Mercedes, ama araba yok ki!
Mevduat ve kredi faizindeki son oranlar adeta “Kredi al, mevduata yatır ve para kazan” diyor.
Ama “ufak” bir sorun var!
Krediyi bulabilirsen!
Mercedes’in en son model, en donanımlı otomobili Türkiye’de örneğin 100 bin liraya satılacak, böyle bir karar alınmış. Şahane değil mi! Şahane de, bir şartla; o otomobili bulup alırsanız! Türkiye’ye ayda yalnızca bir otomobil geliyorsa sizce kim alabilir o otomobili!
Kredi faizi düşük. Bu da şahane! Enflasyon yüzde 55’ler dolayındayken bu faiz tabii ki şahane!
Ama krediyi bulabilene…
Bankaların kredi faizini böylesine aşağı çekmesinin nedeni de malum. Kredi faizini düşürmeyen banka ekonomik yönden dayak yiyor da ondan. Öyle kısıtlayıcı önlemler getiriliyor ki banka da kredi kullandırmamak için bin dereden su getirtiyor. Suyu getirebilen parayı götürüyor, getiremeyen “Faiz ne kadar düşük” diye avunuyor.
Siyasetçi de “Bakın kredi faizini nerelere indirdik” diye övünüyor. Oysa kredi, 100 bin liraya satılan Mercedes gibi!
Kaynak transferinin dik âlâsı!
Ekonomide emir demiri kesmiyor. Ama olsun, biz keseceğini zannediyoruz. Öyle zannettiğimiz için de neredeyse her gün tuhaf bir karara imza atıyoruz. Bir tarafı bozunca diğer taraf da bozuluyor. Bu sefer onu düzeltelim derken başka bir falso!
Oysa ekonomide su akıp yolunu buluyor. Dere yatağına bina yapınca doğa nasıl bildiğini okuyor ve yıkıp geçiyorsa, ekonomide de aslında aynısı oluyor, görebilene!
Ama bu söylediklerim “Ne yapsınlar, bu kadar biliyorlar” diye geçiştirilebilecek kadar basit değil! Bazı “hatalar” var ki ne sonuç doğuracağı biline biline yapılıyor.
Örneğin enflasyonun yüzde 55’lerde gezdiği bir dönemde, ki o da düşmüş hali, kredi faizini bu oranın yarısına, hatta daha aşağıya indirme çabasının anlamı ne? Sorsanız verilecek yanıt belli; fiyatlar üstündeki baskıyı kırmak, maliyetleri aşağı çekmek. Ne kadar iyi niyetli bir yaklaşım!
İyi güzel de, enfl asyon dediğimiz ne; herhangi bir mal ya da hizmeti üretenlerin satış fiyatındaki artış. Satış fiyatını yüzde 55 dolayında artırmış olanlara yüzde 20-25 maliyetle para kullandırmak “biraz” servet transferi olmuyor mu?
Oluyor değil mi!
Peki bu transfer kimden kime?
Tasarruf eden, edebilen, “yarın ne olur ne olmaz” diye köşeye üç beş kuruş atan vatandaştan… Onların mevduatına verilen çok düşük faizden…
Başka bir kaynak daha var; kamu… Merkez Bankası bankaları sürekli düşürülen ve enflasyonun çok çok altına çekilen faizle fonlarken bu para dönüp dolaşıp kredi kullanana kaynak olmuyor mu?
Ekonomim
BANKA ANALİZLERİ
BANKACILIK SEKTÖRÜ 2022 YILIDAKİ KAR PATLAMASINA KARŞILIK PANİKTE

Yayınlanma:
2 ay önce|
30/01/2023Yazan:
Erol Taşdelen
BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2022 yılı mali verileri açıkladı. 2021’de 93 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2022 sonunda karlılığını %366 artırarak 433 milyar TL Net Karlılık açıkladı.
2021 Aralık aylık bazda 17,6 milyar TL Net kar yapan sektör, 2022 Aralık ayında ise 2,5 kat artış ile 44,4 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.
Bilanço büyümeye devam etti
2021 yıl sonunu 9,2 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör 2022 yılında %56 büyüme ile 14,3 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %55 artış ile 7,6 trilyon TL seviyesine yükselirken; Takipteki Krediler 3 milyar TL artışla 163 milyar TL seviyesini korudu. Buna karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler ise Haziran ayında 860 milyar TL’yi ( 46 milyar USD ) geçmesi Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 yılında Beklenen Zarar Karşılıkları da 258 milyar TL’den 370 milyar TL’ye yükselirken son 1 ayda 25,5 milyar TL artmış durumda.
2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %67 artış ile 2022’de 8 Trilyon 862 milyar TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %35,5’ine denk gelen 3,1 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB’nin uyarısı ile yapısı değişse de Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu sonucu kredilerden yaratılan mevduatın etkisi büyük oldu. Enflasyon ortamında bankalardaki mevduatın artması ise Türk Bankacılık sektörünün müşterilere dayatmasından ne kadarının oluşturulduğunun tespiti yönünde bir çalışma TCMB ve BDDK tarafından yapılmış değil.
Net Karlılık % 366 arttı
Bankacılık sektörü bilanço büyümesinden daha fazla karlılık artışı yaptı. 2021 yılında 265 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2022 yılında 764 milyar TL seviyesine ulaşarak %188 artış gerçekleştirdi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin önemli katkısı oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönerek yıl sonunu kısmı düşüş ile 1 trilyon 385 milyar TL seviyesinde kapamış durumda. Bankaların elinde bulunan yüksek faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin düşmesi nedeni ile karlılıkta önemli katkısı oldu. Bankalar 2021 yılında 160 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2022 yılında bu gelirini %95 artırarak 312 milyar TL seviyesine yükseltti. Bunda kredi faizlerin düşmesi nedeni ile kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu.
Kar artışına rağmen CEO’ların yüzleri gülmüyor
Bankacılık Sektöründeki bu Kar artışına rağmen; TCMB’nin BDDK’nın ani düzenlemeleri sonucu; Kredi alanının daralması, Kredi – Mevduat Karşılıklar şartlarının hızlı ve sık sık değişmesi; Finans sektöründe Vergi oranının %20’den %25’e çıkması; Uzun Vadeli Tahvil almaya zorlanmaları ve ileride bu Tahvillerden zarar etme olasılığı; seçim sürecinde bankaların aktif kullanılacağı algısı girilmesi; Enflasyon muhasebesine geçilememesi; Sorunlu Kredi potansiyeli; BİST’de bankalar üzerinde spekülatif işlemler gibi nedenlerle yüksek gözüken karlılıklara rağmen yüzler gülmediği gibi; orta-uzun vadede yaşanan kaygılar daha sık dile getirmeye başladılar. Diğer taraftan, sektörün çevirmesi gereken ciddi hacimde Sendikasyon Kredilerinin de maliyetleri artması, ana parayı dahi çevirememesi, sendikasyon çevirme oranlarının %60’lara kadar gerilemesi; bankalar üzerinde yeni stres merkezi oluşturmuş durumda.
Sektör Katılım Bankaları formatına sokuldu
Ticari Kredilerde Sektörün Katılım Bankası formatına sokulup sadece fatura karşılığı kredi kullandırılabilmesi “fatura kaosu” yaratırken; Ticari segment firmaların bankalara fatura sunamadıkları leasing taksiti, kredi geri ödemeleri, maaş ödemeleri için ana harcamalarda kredi kullanamaması reel piyasaları da tam anlamı ile germiş durumda. Kanun koyucu bu uygulamayı sadece Kamu bankalarında yapsaydı bu kadar tepki gelmezdi fakat tüm sektöre dayatması bankacıları da rahatsız etmiş durumda. Tüm çabalara karşı KKM dışında Dolarizasyonun önüne geçmek için yeni ürünler sunulamaması bunun yerine bankalar üzerinden Ticari Kredilere fren uygulamalar içine girmesi özellikle Sanayi firmalarında küçülme sürecini de beraberinde getirdi. Sanayide Enerji tüketimi azalırken, küçülme anlayışı ile birlikte işten çıkarmalar da başlamış durumda. Bankacılık üzerinden dolarizasyonun faturası Ticari Segment firmalara çıkarılırken, ithalatın %80’ni hammadde olan reel piyasada tam karşılığının olmaması da iş dünyasında huzursuzluk yaratmış durumda. Firmalara döviz almayın demek faaliyetinizi küçültün demekle eş anlamlı gelmekte. Ocak ayı sonunda Ticari Segment Kredi faizleri de %28-30 seviyesine yükselmiş durumda. İlk defa bu dönemde Rating Notu yüksek olan firmalar da kredi kullanmakta zorlanıyor. Bankacılık tarihinde ilk defa “Rating notu yüksek” diye kredi vermeme deneyimi yaşıyor. Zira, ekonomi kurmaylar açıklanan yeni KGF Paketinde dahi Rating notu yüksek firmaların desteklenmemesi reel piyasa şaşkınlıkla karşıladı. Bu kararlarla finansal yönetimi iyi yapan firmalar da cezalandırılmış oldu. Sorunlar kar topu gibi büyüyerek kontrol edilemez noktaya doğru giderken reel piyasalarda yıkıcı etkiler başlamış durumda!
Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist www.bankavitrini.com
Konu ile ilgili yazılar:
TİCARİ KREDİLERDE FATURA KAOSU – BankaVitrini
BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU? – BankaVitrini
TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR – BankaVitrini
TEKSTİLDE ÇİN KABUSU – BankaVitrini
YANLIŞ KARARLAR YATIRIMCIYI VURDU – BankaVitrini
BANKALARDA ‘KREDİ BLOKELİ KREDİ’ DÖNEMİ BAŞLADI – BankaVitrini
BANKA ANALİZLERİ
BANKALARIN NET KARLILIĞI 10 AYDA % 409 ARTTI

Yayınlanma:
4 ay önce|
29/11/2022Yazan:
Erol Taşdelen
BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2022 Ekim ayı mali verileri açıkladı. 2021 Ekim ayında 66 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2022 Ekim’de karlılığını %409 artırarak 336 milyar TL Net Karlılık açıkladı.
2021 Ekim aylık bazda 9,1 milyar TL Net kar yapan sektör, 2022 Ekim ayında ise 5 kat artış ile 49,5 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.
Bilanço büyümeye devam etti
2021 yıl sonunu 9,2 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör yılın on ayında %46 büyüme ile 13,4 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %44 artış ile 7 trilyon TL seviyesine yükselirken; Takipteki Krediler 1 milyar TL artışla 161 milyar TL seviyesini korudu. Buna karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler ise Haziran ayında 860 milyar TL’yi ( 46 milyar USD ) geçmesi Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 ilk on ayında Beklenen Zarar Karşılıkları da 258 milyar TL’den 333 milyar TL’ye yükselirken son 1 ayda 10 milyar TL artmış durumda.
2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %57 artış ile 2022’de 8 Trilyon 347 milyar TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %35’ine denk gelen 2,9 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB’nin uyarısı ile azalsa da Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu konmasının etkisi büyük oldu.
Karlılık % 409 arttı
Bankacılık sektörü bilanço büyümesinden daha fazla karlılık artışı yaptı. 2021 ilk on ayında 184 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2022 yılında 572 milyar TL seviyesine ulaşarak %211 artış gerçekleştirdi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin önemli katkısı oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönerek Ekim sonunda 1 trilyon 735 milyar TL seviyesine ulaşmış durumda. Bankaların elinde bulunan yüksek faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin düşmesi nedeni ile karlılıkta önemli katkısı oldu. Bankalar 2021 ilk on ayında 126 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2022 aynı dönemde bu gelirini %94 artırarak 244 milyar TL seviyesine yükseltti. Bunda kredi faizlerin düşmesi nedeni ile kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu.
Kar artışına rağmen CEO’ların yüzleri gülmüyor
Bankacılık Sektöründeki bu kar artışına rağmen; TCMB’nin BDDK’nın ani düzenlemeleri sonucu; Kredi alanının daralması, Kredi – Mevduat Karşılıklar şartlarının hızlı ve sık sık değişmesi; Finans sektöründe Vergi oranının %20’den %25’e çıkması; Uzun Vadeli Tahvil almaya zorlanmaları ve ileride bu Tahvillerden zarar etme olasılığı; seçim sürecinde bankaların aktif kullanılacağı algısı girilmesi; Enflasyon muhasebesine geçilememesi; Sorunlu Kredi potansiyeli; BİST’de bankalar üzerinde spekülatif işlemler gibi nedenlerle yüksek gözüken karlılıklara rağmen yüzler gülmediği gibi; orta-uzun vadede yaşanan kaygılar daha sık dile getirmeye başladılar. Diğer taraftan, sektörün son çeyrekte çevirmesi gereken ciddi hacimde Sendikasyon Kredilerinin de maliyetleri artması, ana parayı dahi çevirememesi, sendikasyon çevirme oranlarının %60’lara kadar gerilemesi; bankalar üzerinde yeni stres merkezi oluşturmuş durumda.
Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist
KATEGORİLER
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (416)
- BANKA ANALİZLERİ (119)
- BANKA HABERLERİ (1.886)
- BASINDA BİZ (48)
- BORSA (183)
- CEO PERFORMANSLARI (24)
- EKONOMİ (2.392)
- GÜNCEL (492)
- GÜNDEM (2.352)
- RÖPORTAJLAR (29)
- SİGORTA (78)
- ŞİRKETLER (893)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (173)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (579)
- Abbas Karakaya (43)
- Arif Öztan (7)
- Erden Armağan Er (40)
- Erol Taşdelen (333)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (35)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (22)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (57)
- Tuncer Dede (8)
- Uğur Durak (33)
FARK YARATANLAR
YAZARLAR

EMEKLİ PROMOSYONUNDA QNB FİNANSBANK ÇITAYI YÜKSELTTİ

SOSYAL PİYASA EKONOMİSİNİN ORTAYA ÇIKIŞ KOŞULLARI VE ALMANYA UYGULAMASI

Türkbank satışı mahkemelik oluyor

AYM: KHK ile kapatılan kurumların mal varlıklarının Hazine’ye devri Anayasa’ya uygun

Sahibinden.com hacklendi

Silivri Tapu Müdürlüğü’ne ‘rüşvet’ operasyonu: 79 gözaltı

A101 patronlarına BDDK banka izin verdi

Bankalar üretimden çok tüketimi fonladı

KKM’de faiz tavanı da kalktı

ABD’li banka Wells Fargo’ya 97,8 milyon dolar usulsüzlük cezası

Yok artık aldın aldın: A101 otomobili de satışına başladı

Fitch: ABD’deki banka iflasları düzenlemelerin sıkılaştırılmasını hızlandırabilir

EYT’LİLERE QNB FİNANSBANK’TAN ÖZEL MAAŞ PROMOSYONU

2022 YILI SONU İTİBARİYLE BANKA ÖZEL SANDIKLARINDAKİ SON DURUM

BANKA ŞUBELERİNDE İSYAN VAR!

MOBBİNGÇİLER KAZANDI: BANKA SEKTÖRÜNDEKİ EFE DEMİR HAYATTAN KOPTU

YAPI KREDİ EFE DEMİR AÇIKLAMASI YAYINLADI

Yıllardır satılamayan bankaya tekstil firması talip oldu!

BANKACILAR PROMOSYONDA KENDİ SÖKÜKLERİNİ DİKEMİYOR!

YAPI KREDİ’DE SİSTEM ÇÖKTÜ, BANKA İNKAR ETTİ

Müşterilerin hesabından 6 milyon TL çeken bankacı gözaltına alındı

“Banka kasasındaki altın ve paralarımız” çalındı iddiası

TÜRK TİCARET BANKASI SATILDI

‘Binbir surat’ banka müdürü | 19 yıl kaçtı, 12 gün hapis yattı
- Yatırım araçları bu hafta ne kadar kazandırdı? 01/04/2023
- Bakan Bilgin duyurdu: Bu sorunu da çözeceğiz 01/04/2023
- Roubini: Finansal çöküş kaçınılmaz hale geldi 01/04/2023
- IMF, Ukrayna’ya 15.6 milyar dolarlık kredi programını onayladı 01/04/2023
- Nisan ayı kira artışı hesaplama 2023: Nisan ayı kira artış oranı yüzde kaç? Mart ayı enflasyon rakamları TÜİK! 01/04/2023
- Garanti BBVA'da ipotek teminatlı menkul kıymet ihracı hazırlığı 01/04/2023
- CVK Madencilik'te 6-7 Nisan'da talep toplanacak 01/04/2023
- Spot piyasada elektrik fiyatları (01.04.2023) 01/04/2023
- Küresel gıda arzında yeni risk 01/04/2023
- Türk sanayisinin dijital dönüşümüne TÜSİAD desteği 01/04/2023
- Fed Yöneticisi Waller'dan istihdam yorumu 01/04/2023
ALTIN – DÖVİZ
KRIPTO PARA PİYASASI
BORSA
Popüler
-
GÜNDEM2 sene önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA ANALİZLERİ7 ay önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
GÜNCEL2 ay önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı
-
BANKA HABERLERİ7 ay önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
AKBANK krizinin perde arkası
-
BANKA HABERLERİ1 sene önce
Çocuğuna 35 bin liralık mont giydiren bankacı kim?
-
GÜNDEM2 sene önce
FİNANSEVİM : BDDK’nın tasfiyesini istediği 21 şirket içindeyiz, itirazımız var