Connect with us

BANKA HABERLERİ

BDDK : TL KREDİ YASAĞI için ek açıklama yaptı!

Yayınlanma:

|

BDDK Döviz Varlıkları ile ilgili yeni kurallar belirleyip TL KREDİ KULLANIMI sınırlaması ile ilgili duyurusundan sonra daha ilk iş günü olmadan yeni açıklamalar getirmek zorunda kaldı ve BASIN AÇIKLAMASI yayınladı. Zira; yapılan açıklamada bankacıların dahi anlamadığı gri alanlar söz konusu idi ve banka vitrini olarak biz de buna açıklama getirilmesi gerektiğini yazmıştık.

BDDK’nın yapmış olduğu açıklamada aşağıdaki ifadeler yer aldı:

Bilindiği üzere Kurumumuz tarafından daha önce bankalara, kredilerin kullandırım amacına uygun olmayan işlemlerin gerçekleştirilmesinde kullanılmasının engellenmesi için azami özenin gösterilmesi yönünde talimatlar verilmişti. Ancak bazı şirketlerin, döviz borcu ya da döviz yükümlülüğü olmamasına hatta döviz pozisyon fazlası bulunmasına rağmen, TL kredi kullanarak döviz alımı gerçekleştirdikleri ve döviz pozisyonu tuttukları görülmüştür. Yani üretime, istihdama, yatırıma gitmesi gereken uygun koşullu TL ticari kredi kaynakları, gerçek bir ihtiyaç olmadığı halde bazı şirketlerce döviz alımı amacıyla kullanılmaya devam etmektedir.

Bu itibarla, finansal istikrarın güçlendirilmesi ve kaynakların daha verimli ve üretken
alanlarda kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve kredilerin amacına
matuf bir şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla gerekli görülen bir makro ihtiyati
tedbir olarak 24.06.2022 tarihli ve 10250 sayılı Kurul Kararı(Karar) alınmıştır.
Bu çerçevede, Kararın uygulanmasına ilişkin yaşanabilecek tereddütlerin
giderilmesi bakımından aşağıdaki açıklamaların yapılmasında fayda görülmüştür:
Karar Kapsamına Dahil Olma Şartları ve Kapsama Dahil Olunmayan Haller:
 1. 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili düzenlemeler uyarınca
bağımsız denetime tabi bir şirket(Şirket) olması,
 2. Şirketin YP nakdi varlıklarının (altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki
YP mevduatın) TL karşılığının 15 milyon TL’nin üzerinde olması,
 3. Şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının; aktif toplamından veya son
1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10’unu aşması.
Herhangi bir şirketin bu Karar kapsamına girebilmesi yukarıdaki her 3 şartın birden
sağlanması gerekmektedir.

1. şartın sağlanmaması halinde, yani bir şirketin ilgili mevzuat uyarınca bağımsız denetime tabi bir Şirket statüsünde olmaması durumunda söz konusu şirket bu Karar kapsamına girmeyecektir.

1.şart sağlanmasına rağmen, 2.şartın sağlanmaması halinde de, yani bir Şirketin YP nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon TL’yi geçmemesi durumunda da kredi kullandırılmasına ilişkin herhangi bir kısıtlama olmayacaktır.

1. ve 2. şart sağlanmasına rağmen, Şirketin YP nakdi varlıklarının TL karşılığının, Şirketin aktif toplamının ya da son 1 yıllık satış hasılatının(büyük olan baz alınacaktır) yüzde 10’unu aşmaması halinde de kredi kullandırılmasına ilişkin herhangi bir kısıtlama olmayacaktır.
Yani yukarıda da belirtildiği üzere, bu sınırlamaya tabi olmak için yukarıdaki her 3 şartın
da birlikte sağlanması gerekmektedir.
Diğer taraftan, söz konusu Karar kapsamına gerçek kişiler ile gerçek kişi Şirket
ortakları da girmemektedir.
Uygulamaya ilişkin akışı gösteren şemaya ayrıca aşağıda yer verilmektedir.
Kredi Kullandırım Sınırlamasından İstisna Tutulacak Haller: Yukarıdaki 3 şartın birden sağlanması nedeniyle kredi kullandırım sınırlaması kapsamına giren ancak Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar ve ilgili mevzuat uyarınca YP cinsinden kredi kullanması da mümkün olmayan Şirketlerin, krediye başvurduğu tarihten itibaren 3 aylık dönem içinde yabancı para net pozisyon açığının bulunduğunu bağımsız denetim kuruluşunca onaylanmış şekilde tespit ettirerek bankaya sunmaları halinde; yalnızca başvuru tarihini izleyen 3 aylık dönemdeki pozisyon açığı ile sınırlı olmak kaydıyla bu Şirketlerin de TL cinsinden nakdi ticari kredi kullanabilmeleri mümkündür.
Bu istisnadan yararlanacak Şirketler için bakılacak kriter, yabancı para pozisyon açığının
bulunması yani önümüzdeki herhangi bir 3 aylık dönemde yapancı para borçlarının(yükümlülüklerinin) yabancı para varlıklarından fazla olması durumudur.
Böyle bir durum söz konusu ise, YP yükümlüklerin YP varlıklarından fazla olduğu tutar
kadar bu Şirketlere de TL cinsinden nakdi ticari kredi kullandırılabilecektir. Uygulamaya ilişkin akışı gösteren şemaya ayrıca aşağıda yer verilmektedir.
Karar kapsamına dahil olan ve olmayan YP nakdi varlıklar: Kararda da belirtildiği üzere YP nakdi varlıklar kapsamına Şirketlerin altın da dahil olmak üzere efektif dövizleri ile bankalardaki YP mevduatları dahil olup, Şirketlerin yurt içi yerleşiklerce YP cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve Eurobond gibi borçlanma araçlarından oluşan diğer parasal varlıkları Kararda belirtilen YP nakdi varlıklar kapsamına girmemektedir. Ancak Şirketlerin, yurt dışı yerleşiklerce YP cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve hisse senetleri ile yurt dışı yerleşiklerle yapılan ters repo gibi diğer parasal varlıkları da Karar kapsamındaki YP nakdi varlık tutarının hesaplamasına dahil edilecektir.
Kapsamın Belirlenmesinde Kullanılacak Bilgi ve Belgeler: Bir Şirketin Karar
kapsamında olup olmadığı, bu Şirketin YP nakdi varlık toplamı ile bağımsız denetimden
geçmiş en güncel finansal tabloları uyarınca aktif toplamı ve son 1 yıllık net satış
hasılatının bağımsız denetim kuruluşu tarafından onaylanarak belgelendirilmesi
suretiyle belirlenecektir. Konsolide finansal tablo hazırlama yükümlülüğü bulunan
Şirketler için bu değerlendirme konsolide bilanço üzerinden yapılacaktır.
Kapsama Dahil Olmayan Şirketlerin Durumu: YP nakdi varlıklarının TL karşılığı 15
milyon TL’yi aşmayan Şirketler Karar kapsamındaki kredi sınırlamasına dahil olmayacaktır. Ancak, bu Şirketlerin kredi başvuru tarihi itibarıyla,
 Mevcut YP nakdi varlıkları ile en güncel finansal tablolarına göre aktif toplamını ve son 1 yıllık net satış hasılatını bağımsız denetim kuruluşuna tespit ettirmeleri,
 Kullanacakları kredinin vadesi boyunca YP nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon TL’yi aşmayacağını ya da aşsa bile aktif toplamından ya da son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde onunu geçmeyeceğini beyan ve taahhüt etmeleri,
 Söz konusu beyan ve taahhüdün banka tarafından kontrolünün sağlanmasını teminen Şirketlerin her ayın ilk 10 iş günü içinde bir önceki ay sonu bilançosuna göre YP nakdi varlıklarının, aktif toplamının ve bir önceki ay sonu itibarıyla son 12 aylık net satış hasılatının güncel değerini bankaya iletmeleri gerekmektedir.
Bu kapsamda Şirketlerden alınacak beyan ve taahhütler için bu aşamada Kurumumuzca standart bir form bildirilmeyecek olup, 15.06.2022 tarihli ve 53262 sayılı talimat yazımızda da belirtildiği üzere kredinin amacına uygun kullanıldığının takibine yönelik olarak, mümkün olduğu ölçüde kredi müşterilerinden belge temin edilmesi, “kredinin amacına uygun kullanıldığının tespitine ve takibine yönelik her türlü bilgi ve belgeyi talep edilmesi halinde bankaya ibraz edeceğine yönelik” taahhütname alınması ve/veya sözleşmelerin bu kapsamda güncellenmesi ve iş süreçlerinin buna uygun hale getirilmesi bankaların sorumluluğundadır.
Sınırlama Kapsamına Giren Ticari Kredi Türleri ve Mevcut Kredi Limitlerinin
Durumu:
Kararda ve yukarıda belirtilen her 3 şartı da sağlayan şirketler için, Karar tarihinden sonra kullandırılacak, TL cinsinden her türlü nakdi ticari kredi sınırlama kapsamına girmektedir.
Rotatif, kredili mevduat hesabı(KMH) veya kurumsal kredi kartları gibi kredi işlemleri yoluyla, Karar tarihinden itibaren gerçekleşecek nakdi ticari TL kredi kullandırımları için her ay sonunda yapılacak bakiye artışı hesaplaması yeni kullandırım olarak kabul edilecek ve her ay sonundaki hesaplama tarihinden önceki ay sonuna göre bakiye artışı olması durumunda, ay sonu itibariyle yapılacak bu hesaplamaya kadar ilgili ticari kredi müşterisinin Kararda belirtilen bağımsız denetim kuruluşu onaylı belgeleri bankaya tevsik etmesi gerekecektir. Gecelik kredilerde de her ay sonunda yapılacak hesaplama tarihi itibariyle bakiye risk tutarı bulunması durumunda, ay sonu itibariyle yapılacak bu hesaplamaya kadar ilgili ticari kredi müşterisinin Kararda belirtilen bağımsız denetim kuruluşu onaylı belgeleri bankaya tevsik etmesi gerekmektedir. Ay sonunda kredi müşterisinin; rotatif, KMH veya kurumsal kredi kartları için bakiye artışının bulunması; gecelik krediler için ise risk tutarının bulunması halinde ve tevsik edilen belgeler çerçevesinde ilgili sınırlama kapsamına girdiğinin tespit edilmesi durumunda, söz konusu müşterilere limit boşluğu olsa dahi yukarıda belirtilen türlerde(rotatif, KMH, kurumsal kredi kartı, gecelik krediler gibi) TL cinsinden yeni bir nakdi ticari kredi kullandırılmaması gerekmektedir.
Bu kapsamda, Karar tarihinden önce müşterilere tahsis edilmiş limitler doğrultusunda kullandırılacak rotatif nitelikli krediler ile KMH, kurumsal kredi kartları ve gecelik krediler
için uygulama yukarıda belirtildiği şekilde yapılacaktır. Dolayısıyla 27 Haziran 2022 tarihiyle başlayan hafta içinde vadesi dolacak, yenilenecek bu tür krediler için ilgili müşterilerin gerekli belgeleri bu ay sonunda yapılacak hesaplamaya kadar ve yalnızca önceki ay sonuna göre bakiye artışı gerçekleşmiş ise tamamlaması gerekmektedir. Karar tarihinden önce kredi başvurusu yapılarak sözleşmesi akdedilmiş ancak henüz kullandırımı yapılmamış ve yalnızca 27 Haziran 2022 tarihiyle başlayan hafta içinde kullandırımı yapılacak olan spot nitelikli TL cinsinden nakdi ticari krediler için ise herhangi bir ilave kontrol yapılmasına gerek bulunmamakta olup, ilgili krediler Karar’dan etkilenmeyecektir.
Doğrudan Borçlandırma Sistemi(DBS) gibi gayri nakdi krediler, nakdi krediye dönüşmediği sürece Karar kapsamında değildir.
Diğer taraftan, Kredilerin Sınıflandırılması ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik uyarınca ya da 5411 sayılı Bankacılık Kanununun Geçici 32 nci maddesi uyarınca Karar tarihinden sonra yeniden yapılandırılan krediler, yeni kullandırım olarak değerlendirilmeyecektir. Ancak yeniden yapılandırma kapsamında olmayan ve Karar tarihinden sonra sözleşme koşullarının değiştirilmesi suretiyle yenilenen ya da mevcut kredilerin kısmen veya tamamen yeniden finanse edilmesi için kullandırılan kredilerin yeni kullandırım olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Şirketlerin Bağımsız Denetime Tabi Olup Olmama Durumu: Bir şirketin bağımsız denetime tabi olup olmadığı 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 397 nci maddesi uyarınca kararlaştırılmış olan 2018/11597 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ve ilgili diğer mevzuata göre belirlenmektedir. Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğin “hesap durumu olarak kabul edilecek belgeler” başlıklı 9 uncu maddesi uyarınca da bankalar söz konusu mevzuat çerçevesinde bir şirketin bağımsız denetime tabi olup olmadığını belirlemekte olup, bu hüküm uyarınca bir şirketin bağımsız denetime tabi olup olmadığı bankalarca bugüne kadar nasıl belirlendiyse, söz konusu Karar uyarınca da aynı şekilde belirlenmeye devam edilecektir.
Kararda Belirtilen “En Güncel Finansal Tabloların”: Kararda belirtilen “en güncel
finansal tablolar” ifadesi ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu
tarafından yayımlanan muhasebe ve finansal raporlama standartları çerçevesinde konsolide finansal tablo hazırlama yükümlülüğü bulunanlardan konsolide; konsolide finansal tablo hazırlama yükümlülüğü bulunmayanlardan konsolide olmayan; aynı standartlara uygun olarak hazırlanıp Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenmiş en güncel finansal tablolar kastedilmektedir.
Bağımsız Denetim Kuruluşlarınca Onaylanmak Suretiyle Tevsik Edilmesi Gereken Belgelerin Hazır Olmaması Durumu: Karar tarihinden sonra yapılacak kredi başvuru tarihi itibariyle, bağımsız denetim kuruluşlarınca YP nakdi varlıkları toplamı henüz tespit edilmemiş ya da bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenmiş güncel finansal tabloları hazır bulunmayan ya da kredi başvuru tarihini izleyen 3 aylık dönem itibariyle YP net pozisyon açığı bağımsız denetim kuruluşlarınca henüz tespit edilmemiş olan Şirketlerin, bağımsız denetim sürecinin başlatıldığını ilgili bankaya belgelendirmesi ve YP nakdi varlıkları toplamının, aktif toplamının, bir önceki ay sonu itibarıyla son 12 aylık net satış hasılatının ve başvuru tarihini izleyen 3 aylık dönem itibariyle YP net pozisyon açığının güncel değerini ilgili bankaya beyan etmesi ve bu beyana göre yapılacak değerlendirme çerçevesinde söz konusu şirketin Karar kapsamındaki kredi kullandırım sınırlamasına girmemesi kaydıyla, söz konusu Şirketlere TL cinsinden yeni bir nakdi ticari kredi tahsisi yapılması mümkündür. Söz konusu Şirketlerin bağımsız denetim sürecinin başlatıldığını ilgili bankaya beyan etmesine rağmen kredi tahsisinden sonraki 1 ay içerisinde bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenmiş güncel finansal tabloları ile bağımsız denetim kuruluşunca onaylanması ve tespit edilmesi gereken diğer bilgi ve belgeleri bankaya tevdi etmemesi ya da tevdi ettiği bilgi ve belgelere göre Şirketin Karar kapsamındaki kredi sınırlamasına dahil olması gerektiğinin anlaşılması halinde, ilgili banka tarafından bu Şirketlere TL cinsinden hiçbir yeni nakdi ticari kredi kullandırılmaması ve bu durumun ivedilikle Kurumumuza bildirilmesi gerekmektedir.
Hesaplamalarda Kullanılacak Döviz Kuru: YP nakdi varlıkların TL karşılığının hesaplanmasında hesaplama tarihine ait TCMB döviz alış kuru kullanılacaktır.
Bankalarca Kuruma Yapılacak Raporlamalar: Karar kapsamında Kurumumuza
yapılacak raporlamalara ilişkin gerekli raporlama formu ve formatı en kısa sürede
Kurumumuzca bankalara duyurulacaktır.
Bankalarca ve Şirketlerce Dikkat Edilecek Diğer Hususlar: Şirketlerin TL kredi talebi öncesi, fiktif işlemlerle borç kaydı yaratma ya da muvazaalı diğer işlemler yoluyla Kararın etrafından dolanmaya yönelik uygulamalara tevessül etmemeleri bakımından bankaların müşterilerini uyarması ve her bankanın, müşterilerinin bu tür dolanma amaçlı YP varlık transferi gerçekleştirip gerçekleştirmediklerini kendi bankaları özelinde kontrol etmeleri ve böyle bir tespitte bulunmaları halinde ivedilikle Kurumumuza bilgi vermeleri gerekmektedir. Diğer taraftan, Kararın etrafından dolanılması veya etkisiz hale getirilmesine yönelik bu şekildeki yanıltıcı ve muvazaalı işlemler gerçekleştirmek suretiyle bankalarca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlayanlar hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılabileceği de tabiidir.
Ayrıca, Şirketlerin kredi kullandırımı öncesi bankalara verecekleri beyan ve taahhüdün bankalarca kontrolünün sağlanmasını teminen her ayın ilk 10 iş günü içinde bankalara
iletecekleri bilgi ve belgelere göre ya da kredi başvuru tarihi itibariyle hazır bulunmaması nedeniyle kredi tahsisinden sonraki 1 ay içerisinde bağımsız denetim kuruluşunca onaylanarak bankaya sunulması gereken bilgi ve belgelere göre Karara uymadığı tespit edilen veya kredi tahsisinden sonraki 1 ay içerisinde bağımsız denetim kuruluşunca onaylanması ve tespit edilmesi gereken bilgi ve belgeleri bankaya tevdi etmeyen Şirketler hakkında da ilgili banka tarafından ivedilikle Kurumumuza bilgi verilmesi gerekmektedir.

Bankaların söz konusu Kararın etkin bir şekilde uygulanması açısından gerekli özeni göstermeleri ve Kararda açıkça belirtilmemiş olsa bile söz konusu Kararın ruhuna uygun
olmayan işlemlerin gerçekleştirildiğini tespit etmeleri halinde Kurumumuza gerekli bilgilendirmeleri yapmaları ve Karar kapsamında Kurumumuzca talep edilecek raporlamaların doğru ve zamanında yapılmasına dikkat etmeleri gerekmektedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Bilançosunu yönetemeyen 2027’yi göremeyecek

Geçen yıl bütün şirketlerin tarihinin en iyi bilançolarına ulaştığını söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, şirketleri rehavete kapılmamaları konusunda uyardı. Aran, bilançosunu iyi yönetemeyen, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme gerekli önemi vermeyen şirketlerin 2027 yılını göremeyeceğini söyledi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İş Bankası’nın bir girişimi olan ve demir çelik sektörünün sanal pazarı olarak hizmet veren Proemtia, bir yılını tamamladı. Bu kapsamda düzenlenen toplantıda konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ekonomiye dair önemli mesajlar verdi. Konjonktürün şirketler için zorlayıcı olduğunun altını çizen Hakan Aran, “Ekonomik şartların en ağır olduğu ve bu ağırlaşmanın reel sektör tarafında daha çok hissedileceği bir döneme giriyoruz. İzlenen ekonomi politikalarından dolayı geçtiğimiz yıl tüm şirket bilançoları tarihinin en iyi durumuna ulaştı.

Tarihinin en iyi durumuna ulaşan şirket bilançolarının bu kadar kısa sürede bozulması eşyanın tabiatına aykırı. Ancak şunu söylemek isterim o en iyi noktadan geriye dönüyoruz. Bundan sonra önümüzdeki 2,5 yıllık dönemde sadece bilançosunu iyi yöneten ve verimlilik artışını sağlayan şirketler 2027 yılını görebilecekler. Bunu başaramayan ve geçen yılın iyi bilançosunun sarhoşluğunu yaşayan ve onu devam ettirebileceğini düşünenler ise bu süreçte 2024, 2025 ve 2026 yıllarında oldukça zor günler yaşayacak” diye konuştu.

“Şirketlerin finansman maliyetlerini karşılaması çok zor”

Böyle bir dönemde finansmana erişimin çok kolay olmadığını vurgulayan Aran, “Maliyetler de çok yüksek, herhangi bir iş alanında bu maliyetleri karşılayacak bir kârlılıkta söz konusu değil. O nedenle finansmana erişimin daha kısıtlı daha dikkatli kullanılması gereken bir dönemde ben işbirlikleri ve ortaklıkların da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Banka olarak herhangi bir alanda sadece kreditör olarak değil o alanda fiilen destekleyen bu zor dönemi beraber ortak olarak devam edip bu finansman maliyetleri makul seviyeye indiği zaman tekrar finansör görevine dönecek şekilde banka olarak bu zor dönemi yönetmede esnek olduğumuzu söylemek isterim. Dönem neyi gerektiriyorsa mevzuatın çizdiği sınırlar içerisinde o pozisyonu hiç çekinmeden alacağımızı söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“İhracatımız yüzde 90 oranında ithalata bağlı”

Proemtia’nın kendileri için ne anlama geldiğini de anlatan Hakan Aran, şunları söyledi: “Türkiye’nin gayri safi yurt içi hasılasında en büyük payı alan sektör imalat sanayi sektörüdür. İmalat sanayi sektöründe meydana gelen her yüzde 1’lik artış ekonomik büyümeyi binde 5 oranında artırdığını bilmemiz gerekiyor.

İhracatı ve üretimi ön plana çıkarıyoruz ancak maalesef ihracatımız yüzde 90 oranında ithalata bağlı. İthalat ettiğimiz hammaddenin yanında insanımızı yakıt olarak kullanıyoruz, enerjiyi kullanıyoruz ve bu bileşenleri pişirip ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak bu süreçte yarattığımız katma değer gerçekten çok düşük kalıyor. Bu nedenle arzu ettiğimiz sürdürülebilir büyümeyi ekonomimizde göremediğimiz için çok büyük oynaklıklarla mücadele ediyoruz.

Proemtia 1inci yılında sektör temsilcileriyle buluştu

Bir türlü ülke olarak o istediğimiz verimlilik artışını istediğimiz seviyeye çıkaramamış durumdayız. Bu artışı sağlamanın önümüzdeki 3 yılda 2 tane temel taşı var, biri dijitalleşme diğeri yeşil dönüşüm. Bu iki dönüşümü de başarmak durumdayız. Proemtia’nın imalat sanayinin gelişmesine pazarın güçlenmesi ve derinleşmesine katkı sağlayacağını, sadece sektörün kendi içerisinde sanayi 4.0’ın gerektirdiği o dijital dönüşümü değil aynı zamanda ödemelere aracılık ederken bu işin pazar yeri mantığıyla alıcı ve satıcıların zahmetsiz bir şekilde buluşup oradaki iş gücünden daha verimli yararlanılmasına öncülük etmek istiyoruz.”

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Mahfi Eğilmez: KKM’nin 2024’e etkisi, 2023’ten belli!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Merkez Bankasının (TCMB) 2023 yılı durumunu ve zararını genel olarak değerlendirmeyi ve uygulanan yanlış politikalardan ders çıkarmayı amaçlayan bu yazıdaki bütün veriler, aksi belirtilmedikçe, TCMB finansal tabloları üzerine yazılmış bağımsız denetçi raporundan alınmıştır (raporun linki için son not 1’e bakınız.)  Şimdi bu verilerden hareket ederek TCMB’nin 2023 yılı faaliyet sonuçlarını değerlendirelim.

TCMB’nin Hissedarları ve Kâr Dağıtımından Alacakları Paylar

Önce TCMB’nin kâr ettiğinde bu kârdan kimlerin pay alacağına yani Bankanın hissedarlık yapısına bir bakalım:

Bu yapıya göre TCMB’nin yüzde 55’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na (Hazine), yüzde 19’u sermayesi Hazine’ye ait olan Ziraat Bankası’na ait bulunmaktadır. Kalan hisseler içinde başka bazı kamu kurumları ya da kamu kesimi ortaklı kuruluşlar yer almaktadır. Bir başka ifadeyle bir anonim şirket olan TCMB’nin hisselerinin büyük çoğunluğu kamu kesimine aittir. Hissedarlar arasında yer alan Mervak; Merkez Bankası Mensupları Sosyal Yardım Vakfıdır. Diğer başlığı altında çok sayıda küçük pay sahibi hissedarlar yer almaktadır. TCMB, kâr ettiğinde bu kârının büyük çoğunluğunu, bu hisse yapısı ve kanununda yer alan hüküm gereği Hazine’ye devretmektedir.

Kârın nasıl bir dağıtıma tabi tutulduğunu son iki yılı karşılaştırmalı olarak sergileyecek şekilde aşağıdaki tabloda gösterelim:

Bu tabloya göre 2022 yılında elde edilen net 72 milyar TL tutarındaki kârın dağıtılmasında ihtiyat akçesi olarak ayrılan 39,3 milyar TL’den sonra kalan tutarın ihmal edilebilecek kadar düşük bir miktarı diğer hissedarlara ve TCMB çalışanlarına dağıtılmıştır. Kârın kalan 32,6 milyar TL’si Hazine’ye devredilmiş, ayrıca 39,3 milyar TL’lik ihtiyat akçesi de Hazine’ye verilmiştir.

TCMB’nin Geçmiş Yıllar Kârları ve 2023 Zararı

Merkez Bankası (TCMB) 2023 yılında 818,2 milyar TL zarar ettiğini açıkladı. Bu, TCMB bilançosunu izleyenler için sürpriz değildi. Çünkü TCMB görev konusuyla hiç ilgisi olmayan bir kur korumalı mevduat yükü altında kalmıştı ve bu yük bilanço kalemlerine yansıyordu. 2023 yılında kâr değil 818,2 milyar TL zarar söz konusu olduğu için ihtiyat akçesi ayrılması mümkün olmadığı gibi hissedarlara ve çalışanlara kârdan pay verilmesi ve Hazine’ye kâr devri söz konusu olmamıştır.

Merkez Bankası’nın geçmiş yıllar kârları şöyledir (kaynak: TCMB, Kâr Zarar Tablosu.)

Merkez Bankaları, piyasaların durumuna ya da uyguladıkları para politikasının yönüne ve ağırlığına göre göre zaman zaman zararla karşılaşabilir. Örneğin 2023 yılında yalnızca TCMB değil başka merkez bankaları da zarar ettiler. Mesela ABD Merkez Bankası (Fed) 114 milyar dolar, Avrupa Merkez Bankası (ECB) 1,3 milyar Euro zarar etti. Zarar eden merkez bankaları arasında İsviçre ve Hollanda merkez bankaları da var. Bu zararların temel nedeni kurlardaki değişimler ve menkul kıymetler cüzdanında tuttukları yerli ve yabancı tahviller oldu. Merkez bankaları küresel kriz süresince para arzını artırıp piyasadan tahvil satın alarak ekonomiyi canlandırmaya yöneldiler. Faizler değişmediği sürece bu işlem zarar yaratmadı. Enflasyonda ortaya çıkan yükselişi durdurabilmek için 2022 yılında başlayıp 2023 yılında hızlanan faiz artırımları sonucunda ellerindeki tahvillerin değeri düştü. Merkez bankalarının 2023 yılındaki zararlarının asıl nedeni budur (bu çelişki için son not 2’deki yazıma bakabilirsiniz.)

TCMB’nin, 2023 yılındaki 818,2 milyar TL’lik zararı ise bu sayılan merkez bankalarının durumundan farklı olarak neden – sonuç ilişkilerinin birbirine karıştırılmasıyla ortaya çıktı.  Son yıllarda pek çok bilim dışı adım söz konusu oldu ama bunlar arasında ekonomide en büyük hasarı yaratmış olanı faizi, enflasyonun altında belirlemek olmuştur. 2021 yılının Eylül ayında başlayan faiz indirimlerinin yarattığı dövize talebi önlemek amacıyla getirilen kur korumalı mevduat sistemi bankaların ödemesi gereken maliyeti TCMB’nin üzerine yıkarak 2023 yılı sonu itibarıyla 818,2 milyar TL’lik zarara yol açmıştır

TCMB’nin Döviz ve Altın Rezervlerinin Durumu

Bu yanlış ekonomi politikası, TCMB’ye yüklediği bu astronomik zarara ek olarak ayrıca ciddi bir rezerv kaybına da mal oldu. Aşağıdaki tablo TCMB’nin 19 Nisan 2024 itibarıyla rezerv durumunu gösteriyor (kaynak: TCMB bilançosu, parasal ve finansal göstergeler tablosu, uluslararası rezervler ve döviz likiditesi tablosundaki verilerden yararlanarak tarafımdan hazırlanmıştır.)

TCMB, hiç üzerine vazife olmadığı halde bir yandan kur garantisi veren bir kur korumalı mevduat sisteminin zararını üstlenirken bir yandan da GSYH’yi yüksek göstermek adına kuru düşük tutmak için rezervlerini sattı, onunla da yetinmedi borçla edinilen rezervleri de harcadı.

Rezervler meselesine girmişken kamuoyunda yalan yanlış bilgilere dayalı olarak tartışılan TCMB’nin altınları meselesine de değinelim. Aşağıdaki tablo TCMB’nin altın varlığını ve bunların nerede bulundurulduğunu gösteriyor:

2023 yılsonu itibarıyla TCMB’nin uluslararası standarttaki altın varlığı 726,4 tondur. Bu miktarın 524,1 tonu TCMB’ye, 152,2 tonu bankalara (108,1 tonu zorunlu karşılıklar, 43,3 tonu bankalar serbest altın deposu), 50,1 tonu Hazine’ye aittir. Ayrıca 2,8 ton da TCMB’ye ait uluslararası standartta olmayan altın mevcuttur. Uluslararası standarttaki 726,4 tonluk altın mevcudunun 34 tonluk kısmı TCMB kasalarında, 150,6 tonluk kısmı İngiltere Merkez Bankası’nda (BOE), 541,8 tonluk kısmı Borsa İstanbul’da (BIST) saklanmaktadır. Uluslararası standartta olmayan 2,8 tonluk altın TCMB kasalarında bulunmaktadır. Altınların bir kısmının BOE bir kısmının da BIST nezdinde bulunmasının nedeni bunların swap işlemlerinde kullanılabilmesi içindir.

Değerlendirme

Merkez Bankaları genellikle kâr ederler. Buna karşılık kriz dönemlerinde izlenen politikalar ve faizlerdeki gelişmelere göre zarar etmeleri de söz konusu olabilir. TCMB’nin 2023 yılı zararı yanlış faiz politikası sonucu insanların dövize kaçmasını önlemek için getirilen kur korumalı mevduat uygulamasından kaynaklanmıştır. Bu uygulama yalnızca zarara değil, kuru tutma çabası nedeniyle rezervlerin eksiye düşmesine de yol açmıştır. Sorun bununla da bitmiyor. TCMB’nin zarar etmesi ve bunun sonucu olarak geçmiş yıllarda olduğu gibi Hazine’ye kâr ve ihtiyat akçesi devredemeyecek olması 2024 bütçe açığının finansmanı için de ciddi bir sorun yaratmıştır.

Ekonomi politikası ilginç bir politikadır. Bir bütün olarak doğru kurgulanıp uygulanamazsa birbiriyle çelişen parçalar haline dönüşür ve bir senteze varılması olanaksız hale gelir. Ekonomi politikası açısından bakmayı başarabilirsek, ekonomideki en önemli faktörlerin başında faizin geldiğini görürüz. Yanlış belirlendiğinde ekonomiyi alt üst eder, üretim ve yatırımı yok eder, tüketimin öne geçmesine yol açar. Bunun sonucunda ekonomi büyüse de kaliteli bir büyüme yakalanamaz. Bir süre sonra faiz doğru tespit edilse bile tek başına ekonomiyi düzeltemez, yanında mutlaka yapısal reformlarla desteklenmesi gerekir.

Son notlar: 

1 https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/51753143-d577-47b4-9270-6cefbd613c8e/TCMB+-31.12.2023++Yasal+%28T%C3%BCrk%C3%A7e%29.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-51753143-d577-47b4-9270-6cefbd613c8e-oYL09F5

Tahvil fiyatı ile faiz arasındaki ters ilişkiyi ortaya koyan yazım için:

https://www.mahfiegilmez.com/2013/06/faiz-yukselince-kim-kazanr-kim-kaybeder.html.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İşte Türkiyenin karnesindeki son durum

S&P’nin dün akşamki not artırım kararının ardından, kuruluşun değerlendirmesinde Türkiye yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe altında yer aldı. Fitch değerlendirmesinde de Türkiye’nin kredi notu benzer seviyede yer alırken, Moody’s’e göre kredi notu halen yatırım yapılabilir seviyenin 6 kademe altında yer alıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dün akşam S&P, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun “B”den “B+”ya yükseltildiği ve kredi notu görünümünün “pozitif” olarak korunduğu bildirildi.

Türkiye’de yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğinin düşünüldüğü belirtilen açıklamada, gelecek 2 yıl içinde portföy girişlerinin artacağının, cari açıkların daralacağının, enflasyon ve dolarizasyonda düşüşün öngörüldüğü kaydedildi. Açıklamada, politika yapıcıların, cari açığın daraldığı ve dolarizasyonun tersine döndüğü ortamda enflasyonu düşürmeyi ve liraya olan güveni yeniden tesis etmeyi başarması halinde Türkiye’nin kredi notunun yükseltilebileceği ifade edildi.

S&P, Türkiye’de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle aralık ayında takvim dışı değerlendirmeye giderek ülkenin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmişti. Diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s de ocak ayında Türkiye’nin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştı.

FITCH DE 12 YIL SONRA YÜKSELTMİŞTİ

Geçen ay Fitch Ratings de Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Kuruluş, böylece 12 yıl sonra ilk kez Türkiye için not artırım kararı aldı. Fitch kararıyla ilgili açıklamasında sıkı para politikasının beklenenden daha önce güçlü bir şekilde uygulandığını, böylece makroekonomik ve dış kaynaklı kırılganlıkların azaldığını aktardı.

‘YATIRIM YAPILABİLİR’ SEVİYEYE KAÇ ADIM KALDI?

Son artışla birlikte Türkiye, artık not açısından S&P ve Fitch için yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe, Moody’s için 6 kademe altında. Hepsinde görünüm ise Pozitif. Kredi notunun artması ve görünümün de pozitif olması, sonraki aşamada da tekrar not artırımı gelebileceğine işaret ederken bu her ne kadar piyasalar açısından yatırım yapılabilir seviyenin henüz gerisinde olunsa da olumlu değerlendiriliyor.

BIST 100’DEKİ YÜKSELİŞİ DESTEKLEDİ

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik aldığı olumlu kararlar ve bu kararların devamının gelebileceğine yönelik beklentileri Borsa İstanbul’a da şu ana kadar pozitif yansıdı. BIST 100 endeksi son 1 ayda yüzde 12.57 yükselirken. 2024 genelinde yüzde 34.79’luk artış yaşadı. 2024’teki yükseliş ocak-Nisan dönemindeki yüzde 18.72’lik enflasyonun çok üzerinde gerçekleşerek Borsa İstanbul yatırımcısına önemli bir reel getiri sağladı.

NE ANLAMA GELİYOR?

Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri çeşitli yatırım fonları tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu değerlendirmeler bireysel kredi notlarına benzer bir görev üstleniyor. Bir ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede yer alması daha güvenli bir yatırım ortamı sunduğu anlamına geliyor. Bu sebeple dünyada başta emeklilik fonları olmak üzere çeşitli büyük fonlar bir ülkenin tahvil veya hisse piyasasına yatırım yapmadan önce 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun 2’sinde yatırım yapılabilir seviyede not almış olmasını bir gereklilik olarak görüyor. Bir ülkenin kredi notu yükseldikçe o ülkeye sermaye akışının hızlanması ihtimali artıyor.

Habertürk

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.