Connect with us

BORSA

Borsa İstanbul yönetimine Katarlı Ahmed Ali El-Hammadi de girdi

Hakan Atilla’dan boşalan Genel Müdürlük koltuğuna Korkmaz Enes Ergün’ün oturduğu Borsa İstanbul’un yeni Yönetim Kurulu’nda Katar Yatırım Otoritesi’nin üst düzey isimlerinden Ahmed Ali El-Hammadi de yer aldı.

Yayınlanma:

|

Borsa İstanbul’un yüzde 10’u 200 milyon dolara kasım ayında Katar’a satılmıştı. Kasasında 16 milyar TL nakit bulunan Borsa İstanbul’a 2 milyar dolar değer biçilmişti. Türkiye Varlık Fonu (TVF) ve Katar Yatırım Otoritesi (QIA) arasında imzalanan mutabakat anlaşmasından sonra yapılan ilk Genel Kurul toplantısında Katar’ı temsilen bir isim de Yönetim Kurulu üyeleri arasında yer aldı. Yönetime giren isim Katarlı Ahmed Ali El-Hammadi oldu.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED gevşemeye ‘jumbo’ faiz indirimiyle başlarken iletişim ise zayıf kaldı..

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD Merkez Bankası (FED), dün akşam sonuçlanan iki günlük olağan faiz toplantısı ardından politika faiz oranını %5,25 – 5,50 bandından 50 baz puan indirimle %4,75 – 5,00 bandına çekti. FED, 2022’de 40 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyondaki yükselişi kontrol altına almak amacıyla 18 aylık faiz artırım kampanyasını sonlandırdığı geçen Temmuz ayından bu yana politika faizini %5,25 – %5,50 aralığında tutuyordu. FED’in en son faiz indirimine Mart 2020’de (pandemi) soyunduğunu düşünürsek, karar tam olarak 4,5 yıl sonra gelmiş oldu. FED’in agesif bir adım atarak 50 baz puan faiz indirime tercihi, enflasyondan ziyade işgücü piyasasının sağlığına ilişkin artan endişelerin ardından geldiğini not edelim. Basın toplantısında, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde %2 hedefine yaklaştığına dair güvenin arttığına işaret eden Başkan Powell, FED’in işgücü piyasasındaki riskleri dengeleyerek fiyat istikrarını korumayı amaçladığına da vurgu yaptı.

Hatırlatma yapmak gerekirse, FED’in TCMB’de farklı olarak fiyat istikrarının yanı sıra azami istihdamı tesis etmek görevi de bıulunuyor. FED’in pandemi döneminde işletmeleri ve hâliyle insanı yaşatmak için para musluklarını sonuna kadar açıp faiz oranlarını da hızlıca sıfırlaması ardından enflasyon 40 yılın zirvesi çıkarak adeta patlamış, FED’de fiyat istikrarı tekrar tesis etmek adına faiz oranlarını ciddi oranda yukarı çekmiş ve dahası da 14 aydır da yüksek seviyede tutmuştu. Lâkin, her ilacın şifa etkisi kadar yan etkisinin de olduğunu düşünürsek, yüksek faiz oranları FED’in favori enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyonunu yıllık bazda %2,5 seviyesine kadar getirerek uzun vadeli enflasyon hedefi olan %2,0 seviyesine yaklaştığını teyit ederken, bu sefer de istihdam piyasaları ‘arıza’ çıkarmaya başladı. Şöyle ki, açık işgücü sayısı (JOLTS) neredeyse son 4 yılın en düşük seviyesine gerileyerek alarm zilini çaldı.

İstihdam ve enflasyon verileri birlikte ele alınırsa, FED’in dün akşam almış olduğu kararın arkasında enflasyonun güven vermesinden ziyade istihdama yönelik endişeleri payının çok da fazla olduğunu düşünüyoruz. 25 ile 50 baz puan arasında zigzag çizen piyasaların da sonunda istediğini aldığını not etmemiz gerekiyor. FED’in her ne kadar son zamanlarda doğru iletişimi yapmakta zorlandığını görsek de, nihayetinde doğru politika tercihini yaptığını düşünüyoruz. Karar ile birlikte yayınlanan projeksiyonlar da üyelerin enflasyon beklentileri aşağı yönde, işsizlik oranı ise yukarı yönde güncellediklerini gördük. Yılın geri kalan iki toplantısında FED’in faiz oranlarını toplam 50 baz puan daha düşürmeyi planladığını, 2025’te bir tam puan daha indirerek, 2026’da %2,75 – %3,00 aralığına çekmeyi planladığını görüyoruz.

Gelelim kararın piyasa yansımasına. Kararın piyasa beklentisi ile örtüşmesi sonrası ilk nazarda ABD Doları küresel bazda değer kaybetti. Bu minvalde, yakın dönemin zirvesini olan 1,12 seviyesini EURUSD paritesi bir kez daha test ederken, sterlin dolar karşısında 1,33 seviyesine gelerek son iki buçuk yılın en yüksek seviyesini test etti. Altının ons fiyatı 2,600 dolar seviyesine dayanarak tüm zamanların zirvesine yükselirken, rallide oldukça geride kalan ve son günlerde yeniden ön plana çıkardığımız gümüş 31 dolar seviyesinde bulunan kritik direncini bir kez daha zorladı. Rallide geride kalan bir diğer favori enstrümanımız olan direnişin parası bitcoin ise bir kez daha 62bin dolar seviyesine aşarak ön plana çıktı. Ara ara kâr satışlarına görülecek olsa da, uzun bir süredir bültenimizde yer verdiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

Piyasaların karar ardından ilk nazarda yukarıda da görüleceği üzere psikolojisi dolar sat ne bulursan al yönünde oldu. Doların piyasa kuru olan DXY son 14 ayın en düşük seviyesine gerilerken, piyasaların kılavuz kargası 10 yıllık ABD tahvil faizleri de hafif de olsa geriledi. Lâkin, Başkan Powell’ın faiz indirim kararı ardından düzenlediği basın toplantısında verdiği mesajları ile kazanımların pek de korunamadığını gördük. Powell, FED’in acelesi olmadığının altını çizerken bundan sonraki adımların 50 baz puan indirim şeklinde olmayabileceğine vurgu yapması ve bu bağlamda veri odaklı çizgilerini koruyarak her toplantıda ayrı ayrı değerlendirme yapacaklarını belirtmesi, piyasaları bir nebze de olsun üzdü. Bu sabah itibariyle, vadeli faiz kontratları, yılın son iki toplantısına yönelik toplam 75 baz puan faiz indirimi öngördüklerini (7 Kasım 50 baz puan, 18 Aralık 25 baz puan) hazır yeri gelmişken not edelim.

Powell’ın basın toplantısı sırasında verdiği mesajlar sonrası bu kadar büyük bir beklentinin fiyatlandığı gecede kâr satışları da gecikmedi. Piyasanın hevesi bir nebze de olsa kursağında ‘şimdilik’ kalsa da, risk iştahının yeniden artacağını ve yukarıda değindiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olacağını düşünüyoruz. Bu minvalde, 31 dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda gümüş alacağız. Çok uzun süredir var olan altın uzun pozisyonlarımız korumaya devam edeceğiz. Her düşüşte yatırımcı kimliğimiz ile bitcoin biriktirmeye, 69bin dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda ise  pozisyon artırımına gideceğiz.

Türk mali piyasalarında ise TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz pozisyonu 16 ve 17 Eylül tarihinde 1,1 milyar; son on iş gününde ise 13,4 milyar dolar iyileşme kaydetti. Böylelikle, swap ve kamu dövizleri hariç net yabancı para pozisyonu +21,2 milyar dolar seviyesine yükselirken, kamu dövizlerini de dâhil manşet rakamın +29 milyar dolar seviyesine yükselerek son yılların en kuvvetli seviyesine geldi. Kurun son iki haftadır psikolojik 34 seviyesinin etrafında dar bir bantta hareket ederken TCMB’nin döviz alımlarının ivme kazanması ve karşılığında piyasalara verdiği TL miktarının artmasına paralel yaşanan likidite bolluğu ile TL referans faiz oranı (piyasada belirlenen faiz) TCMB’nin faiz koridorunun alt bandı olan %47 seviyesine kadar gevşedi. BIST100 endeksi dün günü yatay tamamlarken, bankacılık hisseleri günü %1 yükselişle tamamladı. CDS risk priminin ise 257 baz puana kadar gerilediğini not etmiş olalım.

FED kararı ardından ABD borsaları diğer enstrümanlarda olduğu üzere kazanımlarını koruyamayarak geceyi kâr satışlarına boyun eğer hafif de olsa ekside tamamladı. Bu sabah pasifiğin diğer ucunda ise güzel bir başlangıç olduğunu görüyoruz. FED’in faiz indirimi sonrası JPY değer kaybederken, ihracat odaklı şirketlere paralel gösterge endeks Tokyo borsası %2,5 yükselişle ön plana çıktı. Asya genelinde hâkim rengin yeşil olduğunun altını kalınca çizelim. ABD borsalarının dün akşam Powell sonrası kâr satışların yönelmesi ardından bu sabah ABD borsalarının vadeli işlemlerinde sert bir yükseliş görüyoruz. Nasdaq vadeli %1,4 yukarıda işlem görerek önde koşuyor. Bu iyimserliğin Avrupa borsalarına ve Borsa İstanbul’a da sirayet etmesini bekliyoruz.

FED sonrası gözler içeride TCMB, dışarıda ise İngiltere Merkez Bankası’nın olağan faiz toplantısını takip edecek. İngiltere tarafında özellikle enflasyon rakamlarının Ağustos ayında hizmet enflasyonunun yükseldiğini göstermesinin ardından faiz oranlarını %5’te sabit tutması beklenirken, Başkan Bailey’nin bir sonraki toplantıya yönelik faiz indirim sinyali vermesini bekliyoruz. TCMB’nin aylık olağan Para Politikası Kurulu toplantısının kararı ise KKTC saati ile  14:00 açıklanacak. Faiz oranlarının sabit tutulmasına kesin gözüyle bakılırken, karar metnine serpiştirilecek mesajlar ve son günlerde gerileyen piyasa faizlerine paralel sterilizasyon adımları dikkatle takip edilecektir.

FED 

17267194976d4bf4f3239619cdbbfdc26a4ce54e2d_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED toplantısı bugün başlıyor: Hızır idi Yunus idi Hızır idi Yunus idi :)

Yayınlanma:

|

Yazan:

Küresel mali piyasalar haftanın ilk iş gününü dışarıda temkinli, içeride ise satıcılı bir seyirle tamamladı. Bültenimizin de manşetinden anlaşılacağı üzere, bizler de FED’i yazmaktan artık çok sıkıldık. Bütün dünya bugün başlayacak ve yarın sonuçlanacak olağan FOMC toplantısının sonucunu bekliyor. Daha doğrusu, sen son Mart 2020’de faiz indiren FED’den 4,5 yıl sonra piyasalar ilk faiz indiriminin geleceğine kesin gözüyle baksa da, bütün mevzuu, FED’in geç kaldığını düşünerek 50 baz puan yapıp yapmayacağına çevrilmiş durumda.

Konuyu biraz daha açmak gerekirse, sürat teknesine benzemeyen ekonomiler için merkez bankalarının almış olduğu politika kararlarının etkisini görmek adına (daha da doğru bir ifade ile para aktarım mekanizmasının çalışması için) 6 ay gibi bir süreye ihtiyaç duyuluyor. Yani, ekonomiler tıpkı Titanik gibi: buz dağını görür görmez hemen yön değiştiremiyor! Bu nedenle, Temmuz 2023’den bu yana politika faizini %5,25 – 5,50 bandında sabit tutan FED’in acaba ekonomiyi çok mu fazla ‘sıktığı’ yönünde tartışmaların devam ettiği bir ortamda, büyüme cephesinde bir sorun olmasa da, ABD’deki zayıf istihdam verilerinin ardından Ağustos ayı başlarında üç gün içinde %6’dan fazla düşen MSCI dünya hisse senetleri endeksinin de işaret ettiği üzere, piyasalar FED’in faiz indirimlerine geç kalarak yumuşak iniş (soft landing) şansını kaçırdığından endişe ediyorlar.

Bu nedenle ölçülü sayılan 25 baz puan faiz indirimi yerine, FED’den 50 baz puan indirim beklentisinin son tahlilde arttığını görüyoruz: bu sabah itibariyle, 50 baz puan faiz indirimine %67 şans tanındığını görüyoruz. Toplamda, bu yılın geri kalan üç FED toplantısı için de 120 baz puanlık kesinti fiyatlanırken, yatırımcıların Kasım veya Aralık ayında ikinci büyük bir indirim beklediklerini koruduklarını görüyoruz. Efsane film Şabanoğlu Şaban’ı bir kez daha hatırlayalım: Hızır idi Yunus idi…

Dünyanın FED kararı öncesinde -bizim de dün işaret ettiğimiz üzere- ‘bekle ve gör’ stratejisine geçtiğinin tekrar altını çizmek gerekiyor. Türkiye cephesinde USDTRY kuru hafif de olsa yükselerek 34,00 seviyesine dayanırken, BİST100 endeksi geçen hafta Perşembe günü adeta görünmez bir el tarafından seansın sonlarına doğru kritik seviyelerden yönünü yukarıya çevirmesi ardından yakalanan olumlu rüzgâr ile haftanın son iş gününü de yükselişle tamamlaması ardından (bunlara eğer tepki alımı dersek) dün yeniden satış baskısına maruz kalarak günü %1,1 düşüşle tamamladı. Tahvil cephesinde ise, dün, Deutsche Bank, Türk tahvillerinin son haftalarda zorlanmaya devam ettiğini, Mart ayından bu yana pozitif getiriler sağlamalarına rağmen döviz carry işlemlerinden daha düşük performans gösterdiğini belirtti. Tahvillerin birkaç ay içinde ralli yapmasını bekledikleri rapora rağmen, dün 2 yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi günü %42,64 seviyesine yükselerek tamamladı.

Her ne kadar gözümüz FED’den başka bir şey görmese de, TCMB’nin de Perşembe günü olağan bir şekilde toplanarak politika faizini %50 seviyesinde sabit bakmasına kesin gözüyle bakıyoruz. Politika metnine serpiştirelecek ileriye dönük mesajların ise (forward guidance) önemli olacağını düşünüyoruz. Türkiye’de sektörel enflasyon beklentilerinde keskin ayrışmanın devam ettiğini de not etmek gerekiyor. TCMB dün açıkladığı verilerine göre, 12 ay sonrası için hanehalkı (%1,1 artışla) %73,1 , şirketler ise (%1,2 azalarak) %53,8 oranında enflasyon artışı ön görürken, piyasalar ise (piyasa katılımcıları anketi) (%1,3 azalarak) %28,7 oranında bir yıllık enflasyon (TÜFE) artışı ön görüyorlar. Hanehalkı hâlen daha enflasyonda yükseliş beklerken, enflasyonun yönün aşağıya çevirmesi için toplumsal bir konsensus sağlanması gerektiğinin de altını çizmek gerekiyor.

TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz pozisyonu 13 Eylül tarihinde 2,1 milyar; son sekiz iş gününde ise 12,2 milyar dolar iyileşme kaydetti. Böylelikle, swap ve kamu dövizleri hariç net yabancı para pozisyonu +20milyar dolar seviyesine gelirken, kamu dövizlerini de dâhil manşet rakamın +27,9 milyar dolar seviyesine yükselerek Ağustos ayında yaşanan erimeyi de tamamen sildi. Kurun son iki haftadır psikolojik 34 seviyesinin hemen altında yatay bir hareket izlemesi, hatta cari işlemler açığının peş peşe iki aydır artı vermesi de TCMB’nin elini rahatlattı!

Yurt dışı piyasalarda ise bekle ve gör stratejisinin ağır bastığı dünkü günde Avrupa endeksleri yatay bir eğilim kaydederken, ABD’de ise teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi hafif de olsa kâr satışlarına boyun eğerken, S&P500 ve Dow Jones ise hafif de olsa yükseliş kaydetti. Pariteler cephesinde EURUSD 1,11 , GBPUSD ise 1,32 seviyesini aşarken, doların piyasa kuru olan sepet bazında DXY 100 seviyesine yaklaşarak yılın en düşük seviyelerinden işlem gördüğünü not edelim. Emtialar cephesinde, değerli metaller ve baz metaller (özellikle bakır) FED’i büyük bir heyecan ile beklerken, daha düşük faiz oranları ve elbette daha zayıf bir dolar, faiz getirisi olmayan metalleri tutmanın maliyetini azaltabileceği gibi, bu da hâliyle yukarı yönlü ivmeyi artırabileceğini düşünüyoruz.

Uzun bir süredir hatta tam tarih vermek gerekirse,11 Mart tarihli bültenimizde, altın daha 2,180 dolar seviyesinde işlem görürken, 2,550 dolar seviyesini hedefleyerek ilerleyen dönemlerde ise 2,700 ve nihayetinde 3bin dolar seviyesinin radar menziline gireceğinin altını çizmiştik. Görüşümüzden herhangi bir değişikllik olmasa da, doların dominansının küresel arenada her geçen gün azalması ve henüz yerini fiat para sisteminde alacak başka bir ‘babayiğitin’ olmaması nedeniyle başta merkez bankalarının talebi ile ışıldayan altının talep görmeye devam edeceğini, lâkin gerek altının faiz indirim senaryosunu satın alması ve beraberinde merkez bankalarını da arkasına alması sonrası artık gözümüzü gümüş ve Bitcoin’e çevirmeye başladığımız dün bültenimizde grafikler eşliğinde detaylı bir şekilde kaleme almıştık.

Bir kez daha hatırlatmak gerekirse, bundan sonrası süreçte, gümüş ve bitcoinin daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. Rallide oldukça geride kalan gümüşün geçen hafta dolar karşısında %10 yükselerek haftayı teknik mânâda son derece önemsediğimiz 31 doların kıyısında tamamlaması ardından uzun pozisyon açmak adına yeni haftanın da 31 dolar seviyesinin üzerinde kapanmasını (teyit) bekliyoruz. Böyle bir durumda ilk etapta 35 akabinde de 50 dolar seviyesini konuşacağız. Teknik analiz hocam Ali Perşembe’ye bir kez daha kulak verelim: Trend giden bir trendir. Tren ile aynı yönde olmak gerekir. Trene bindiyseniz, size gideceğiniz yere kadar götürür. Tonlarca ağırlıkta bir lokomotifin önüne çıkılmaz. Nasıl trenin kalkacağı ve duracağı zaman size haber veriliyorsa, ister kısa ister uzun vadeli olsun, bir trendin nerede başlayacağı nerede bitmekte olduğunu bize grafikler aynı netlikte gösterirler. Eğer, trend yoksa, hangi trene bindiğin, ne yöne gittiğin hatta trenin kalkış saati bile belli değildir! O halde, o anons, o işaret gelene kadar, bir trene atlamanın veya trenden inmenin bir anlamı yoktur! Bir trend eğer başladıysa devam edecektir! Doğru yöne giden trende olmak gerekir!

Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında yine YEN faktörünün etkili olduğunu not edelim. YEN’in dolar karşısında son iki gündür bir yılı aşkın bir sürenin en güçlü seviyesinde işlem görmesine paralel ihracat odaklı Japon şirketlerin zarar göreceği beklentisi ile gösterge endeks Tokyo borsası %2 gerilerken, Hong Kong borsasının ise %1,5 arttığını görüyoruz. Japonya Merkez Bankası politika kararını Cuma günü açıklayacak. Bu sefer faiz artırımı beklenmese de, yetkililer son iletişimlerinde şahin tavırlar takınarak politika normalleşmesinin daha hızlı olacağı yönündeki bahisleri alevlendirdi. Mali piyasaların gündeminde bugün ABD’de açıklanacak perakende satışlar verisi ön arz ettiğini belirterek bültenimizi sonlandıralım.

Emre Değirmencioğlu 

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Özgür Karabat: “Borsa Üzerinden Vurgun Yapılıyor, Halk Kontrollü Yoksullaştırılıyor”

Yayınlanma:

|

Yazan:

BORSADA 1 TRİLYONLUK KAYIP!

Borsada son zamanlarda dikkat çekici düşüşler yaşanıyor. Enflasyon karşısından küçük birikimlerini borsaya yönlendiren milyonlarca vatandaş büyük zarar yaşadı. “AKP, vatandaşları ‘yerli ve milli’ söylemleri ile döviz ve altın yerine borsaya yönlendirdi.” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, “Borsaya yatırım yapan 8 milyon civarındaki vatandaşımızın hemen hemen hepsi büyük zararda.” açıklamasını yaptı.

“10 MİLYARCA LİRALIK VURGUN”

Borsada yaşanan dikkat çekici düşüşler hakkında sosyal medyada bir açıklama yayınlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, “vurgun” iddialarını gündeme getirerek; “Son 3 ayda pay senedi değeri 14 trilyon TL’den 13 trilyon TL’ye geriledi. 1 trilyon liralık kayıp oluştu. Ucuza hisse toplayıp satan tahtacılar ve bazı portföy yönetim şirketleri on milyarlarca lirayı ceplerine attılar.” dedi.

SPK’YE ÇAĞRI

Asli görevi borsa yatırımcısını korumak olan SPK’ya da seslenen CHP’li Karabat; “Siz sadece halka arz, AKP açıklamaları, sermaye artırımları gibi evrak işleriyle mi görevlisiniz? Bu servet transferi ve soygununu asla meşrulaştıramazsınız.” diyerek sorumlulardan er geç hesap sorulacağını da sözlerine ekledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat’ın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:

BORSA ÜZERİNDEN VURGUN YAPILIYOR, HALK KONTROLLÜ YOKSULLAŞTIRILIYOR

AKP, vatandaşları “yerli ve milli” sözleri ile döviz ve altın yerine borsaya yönlendirdi. Geldiğimiz noktada borsaya yatırım yapan 8 milyon civarındaki vatandaşımızın hemen hemen hepsi büyük zararda. Çok büyük bir organize vurgun döndüğü iddiaları aldı yürüdü. Sadece son 3 ayda pay senedi değeri 14 trilyon TL’den 13 trilyon TL’ye geriledi. 1 trilyon liralık kayıp oluştu. Ucuza hisse toplayıp satan tahtacılar ve bazı portföy yönetim şirketleri on milyarlarca lirayı ceplerine attılar.

Eski Hazine Bakanı Nureddin Nebati, BIST şirketlerinin piyasa değerinin GSYH’ye oranının %60’a çıkması gerektiğini söylemişti. Mehmet Şimşek de finansman ihtiyacının %12’sinin sermaye piyasalarından karşılandığını, bunun ABD’deki gibi %60’a çıkması gerektiğini vurgulamıştı.

Moody’s ve diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu artırdılar. Bunu ballandıra ballandıra anlatıp, Türkiye’ye yatırım yağacağını, borsanın uçacağını söyleyerek vatandaşları kandırdınız. Bu ülkede SPK ne iş yapar? Siz sadece halka arz, AKP açıklamaları, sermaye artırımları gibi evrak işleriyle mi görevlisiniz? SPK’nın asli görevi borsa yatırımcısını korumak, onların soyulmasına engel olmaktır!

Bir taraftan vurgun yapılırken, diğer taraftan da borsa yatırımcısının hisseleri değersizleştirilerek enflasyonla mücadele ettiğinizi mi sanıyorsunuz!

Bu servet transferi ve soygununu asla meşrulaştıramazsınız! Vatandaş 3 kuruş birikimi enflasyon karşısında erimesin diye AKP’ye güvenip borsaya girdi. Sonuçta tahtacıların ve bazı portföy şirketlerinin kölesi oldular. Her şey kayıtlar altında, gün gelince bunların tek tek hesabını soracağız!

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.