GÜNDEM
Büyürken nasıl fakirleşiyoruz?
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Dünya Gazetesi’nde büyüme rakamlarına değindi. İkinci çeyrek büyüme hızının 21,7 oranında geldiğini kaydederek, bu yılın yüzde 8’in altında bir rakamla kapatılamayacağını belirten ikili, büyüme ile birlikte fakirleştiğimizi de dile getirdi.

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Güldağ: Bu haftanın en önemli gündem maddesi ikinci çeyrek büyüme performansıydı. Yüzde 21.7 ile beklentilere paralel geldi. İlk çeyrek de yüzde 7’den 7.2’ye revize edildi. Görünen o ki bu yıl büyüme yüzde 8’in altında olmayacak. Hatta bunu yüzde 10’a kadar çıkarmak da mümkün. Üçüncü çeyrekte yüzde 6’lık, dördüncü çeyrekte de yüzde 3-4 civarı bir büyüme gelirse, üstü bile olabilir. Ama ikinci çeyreğe bakarak durumu da ‘Türkiye böyle büyüme görmedi’ havasına sokmamak lazım. Çünkü burada baz etkisi çok önemli. Korona etkisi çok bariz. Benzer nedenlerle Peru dünya büyüme şampiyonu oldu. Çünkü geçen sene çok büyük bir daralma yaşamıştı. Keza virüste en sert dalgalardan birinin yaşandığı İngiltere bu kez büyümede dünya ikincisi oldu….
Ağaoğlu: Sıralamanın çok fazla bir önemi yok. Siz yüzde 20 daralsanız, yüzde 30 büyüyeceksiniz sıfıra gelseniz dahi. Biraz hesaplamaların cilvesi diyeyim. Yüzde 8-10 gibi büyümeler konuşuluyor ama ben yine orada tedbirli olma tarafındayım. Gerek Uzakdoğu’daki PMI’lar, gerek ABD’deki güven endeksleri… Bunlar üçüncü çeyrek için yeni büyüme rekorlarına işaret etmiyor. Bizi etkiler.
Güldağ: Beklentin nedir?
Ağaoğlu: İkinciye göre üçüncü çeyrekte sakinleşen bir büyüme hızı beklerim. Dördüncüde daha da az. Çünkü ne dünyada ne bizde geçen yılın dördüncü çeyreği kötü geçmemişti.
Güldağ: Geçen sene son çeyrekte yüzde 6 büyüdük. Üzerine koymak zor olacak ama imkansız değil. Tabii büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliği de önemli. Bu oranlarda büyümeyi sürdürmek mümkün olmaz önümüzdeki yıl…
Ağaoğlu: Sürdürülebilir değil o açıdan. Mesela tüketim harcamaları önemli. İhracatın payı da katkı sağlamış durumda. Ama bu katkılar aynı şekilde devam edecek mi? Önümüzdeki dönemde benzer düşüşler Avrupa bölgesinde de olacaktır. Fed’in artık parasal genişlemeye son verme kararına yakın olduğu yavaş yavaş piyasalarda kabul gören bir yargı.
Güldağ: Ancak şu da var ki. Bu yıl ikinci çeyreği istisnai bir dönem olan pandemi yılı 2020 yerine 2019 ve 2018 ile de karşılaştırsak da yine önemli bir büyüme görülüyor. 2019’a göre yüzde 9.1, 2018’e göre yüzde 7.4. Az değil. İSO’nun ağustos ayı PMI rakamı da geldi: 54.1. Son 7 ayın en yükseği. İhracat da rekorlarına devam ediyor. 6-8 haftalık siparişlere de bakınca o tarafta da olumsuz bir sinyal yok.
Ağaoğlu: Tabii ki, geçen senenin olumsuzluğunun üzerine bu sene normale dönmemiz bile önemli. Hepimize katkı sağlıyor. Sevinelim ama bunu büyük bir başarı olarak telakki etmemekte fayda var.
Güldağ: Kendimizi dev aynasından da görmeyelim diyorsun. Bir de hepimize katkı sağlıyor meselesi şüpheli…
Ağaoğlu: Ne kastettin?
Güldağ: Vatandaşın böylesi bir büyümeden gelmesi beklenen refahı hissedememesini…
Ağaoğlu: O çok dile getiriliyor…
Güldağ: Dün bankada işim vardı. Güvenlik görevlisi tanıyor. Kapıyı açarken, ‘hocam maaşallah yüzde 21 büyümüşüz’ dedi. Bende ‘nokta 7’sini unutma’ dedim. Gülüştük.
Ağaoğlu: Vatandaş büyüme varsa bana niye yansımıyor diyor…
Güldağ: Fatih Özatay hocamız yazdı. Sonuçta Gayri Safi Yurtiçi Hasıla hepimizin gelirlerinin toplamı demek. Ücret gibi, kar gibi… İkinci çeyrekte ücretlilerin GSYH içindeki payı yüzde 32.9 oldu. Oysa ilk çeyrekte yüzde 35.5’ti. Hele 2019’daki payına bakarsan yüzde 36.7 idi. Türkiye büyüyor ama ücretlilerin payı azalıyor. Bence bu çok net biçimde anlatıyor büyürken fakirleşmeyi…
Ağaoğlu: Geçen gördüm. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, ‘Türkiye’de yoksullaştıran büyüme yaşıyor’ diyordu.
Güldağ: O da işin bir başka boyutu. 10 yıldır büyüme yaşandığı halde ihracat fiyatı düştüğü için, dış ticaret hadleri bozulduğu için daha fazla üretip, daha yüksek ihracat gerçekleştirmesine rağmen refahımızın artmadığına dikkat çekiyordu Nurettin Başkan.
Ağaoğlu: Ben de aynı fikirdeyim. Bir de şimdi belli sektörlerde, belli grupların, belli iş kollarının fazlasıyla faydalandığı bir durum oluştu. Belli sektörler öne çıkıyor. Oysa, 1960’lardan bu yana, ‘büyürsek refahı herkese yayarız’ diyen Anglosakson bir ekonomik görüşü var. Bu bir yere kadar doğruydu ama tıpkı orta gelir tuzağı gibi, artık bu büyümenin belli sektörlerle sağlanması durumu var. Birkaç sektör yüzde 25 büyüyüp, ekonomiyi yüzde 5 büyütüyorsa o sektörde bulunanlar bu işten nemalanıyorlar, geri kalan hiç kimse bu işten faydalanamıyor. Küçük bir kesimin elde ettiği kâr, büyük bir kesimin düşük gelire razı olduğu, gittikçe de enfl asyonla fakirleştikleri bir dönem. Kalkınmaya odaklamadığımız için büyüsek de bir anlamda fakirleşiyor, nette kalkınmıyoruz.
Güldağ: TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski de ‘kapsayıcı büyüme’ gereğine dikkati çekti geçen…
Ağaoğlu: Emek yoğun sektörlerde Türklerin yerine Suriyeli ve Afganları çalıştırarak, para kazanmaya çalıştığımız bir ortam da var.
Güldağ: Öbür yanda geçim maliyeti arttıkça, insanlar kredi kartı harcamalarına yükleniyor. Yıllıklandırmış bakarsan, son dört haftadaki kredi kartı harcamalarındaki artış yüzde 60’a denk geliyor. Bir de kısmen enfl asyon daha da artacak ben alacağımı şimdiden alayım hesabı da harcamaları artırıyor. Benim gördüğüm, insanların kafasında enfl asyon yüzde 30’da. ‘Senin enfl asyonun kaç’ diye sor bak, yüzde 30’dan aşağıya söyleyen pek çıkmayacak maalesef. Sanki ÜFE artı TÜFE, sonra böl ikiye, çıkan sonuç hakiki enflasyon diye bakılıyor. Harcaması artıyor ama borçlanarak. Borçlarınız arttığında da, refahı hissetmeniz zor oluyor. Fiyatlar artıp gelirlerin artmaması da aynı şekilde… Bu büyümeye işsizlikte de bir azalma görülmediği için, ‘oh çok şükür büyüdük’ diyemiyor rahatlıkla…
25 baz puan faiz indirmenin bir anlamı olmaz
Güldağ: Merkez Bankası’nın eylül kararı kritik demiştik. Bakıyorum piyasada ama 25 baz puan ama 50 baz puan indirim gelebilir beklentileri öne çıkmaya başladı…
Ağaoğlu: Bana göre bir değişiklik yapılmasına gerek yok. Bu faize bir süre daha katlanılması gerekli. Henüz daha enflasyon beklentilerinde majör bir iyileşme olmadan faizlerde indirime gitmenin bir anlamı olmayacaktır.
Güldağ: Neden? Eğer enfl asyon önümüzdeki dönemde düşüşe geçecekse… Kurlar da da gerileme var şu sıralar…
Ağaoğlu: Şu anda dolar/TL kurunda bir gerileme var. Piyasa katılımcılarının ‘Yılın geri kalanında faiz inmeyecekse, boşu boşuna dolarda uzun pozisyon taşımanın bir alemi yok. Hem taşıma maliyeti yüksek hem de fırsat kaçırıyoruz’ diyerek yavaş yavaş pozisyonlarını azalttıklarını o nedenle kurda hafif bir gerileme olduğunu düşünüyorum.
Güldağ: Paritenin etkisi de var tabii…
Ağaoğlu: Kesinlikle. Gelişen ülke para birimlerine bir tür iltifat dönemindeyiz yine. Biz de faydalanıyoruz. Hem de TL’nin yatırım cazibesini koruması nedeniyle de… En azından yabancılar gözüyle, bunun da etkisi var.
Güldağ: Faiz indirilirse ne beklersin?
Ağaoğlu: Mesela 25 baz puana indirdiğimiz zaman attığımız taşın kurbağaya ulaşması bile zor. Ne işe yarayacak sorusunu sormak lazım her zaman.
Güldağ: Fiyat istikrarı mücadelesine yarar mı getirir zarar mı?
Ağaoğlu: Şu sırada bir indirim, korkarım zarar getirir, Merkez Bankası açısından bakıyorum. 25 puanlık bir faiz indirimi olsa ne olur, olmasa ne olur. Faiz indirimlerini majör hareketlerle yapmakta fayda var diye düşünüyorum. Şu anda da 150, 200, 300 baz puanlık gibi majör hareketler yapacak bir ortamda bulunduğumuzu düşünmüyorum. O yüzden de 25’lik bir indirimin hiçbir anlamı yok. Bir de üstelik, ‘istendi de onun için yapıldı’ denilecek. Mührü teslim ettiğimizin garantisi olur.
1.1850 seviyesi kritik, sepet kurda çıkış bize yarar
Ağaoğlu: Parite ile ilgili hatırlarsan 1.1740’ın altına inerse sert hareketler bekliyoruz demiştik. 1.615’lere indi. Ama orası da yine arızi kaldı, 1,1740’ın üzerine geri döndü. Özellikle 1.1850 seviyesi önemli. Ara bir trendin denk geldiği bir seviye. 1.1850’nin üzerinde tutunursa, bu sefer 1.20’leri tekrar test edecek bir parite görebiliriz diye düşünüyorum. Hatta ben yılı 1.2300-1.2350 seviyelerinde, yani yıla başladığımız seviyelerde kapatacağız diye düşünüyorum. Parite yukarı çıkınca sepet kur da yukarı çıkacak. Bu Türkiye’nin lehine olacak bir şey. Çünkü ihracatımız için avantajlı bir durum. Tek başına doların yükselmesi bize bir şey ifade etmiyor ama parite destekli sepet kurun yükselmesi bizim için faydalı bir şey.
Altının 1815-1835 arasında önemli dirençleri var
Güldağ: Altında da ufak ufak bir hareket var. Orayla ilgili ne düşünüyorsun? Piyasadan gelen bir sinyal var mı?
Ağaoğlu: Altın gümüşe göre daha hızlı hareket etti son günlerde. Gümüş teknikleri itibariyle çok geride kaldı. Beni biraz şaşırttı açıkçası. Çünkü Amerikan tahvillerinin getirileri düşerken neden buraya bir alım gelmiyor? Buna karşın kripto tarafı biraz daha önde gitti. Altın ve gümüş diğerlerine göre geriden geliyorlar. Kripto paralar da kendi içinde ayrışmaya başladı. Bunların hepsini derleyip, toplayıp, bir araya getirdiğimde bu kripto meselesi anlaşılan o ki majör bir trend değişikliği getirebilir. Şöyle ki, değerli metallerle kriptolar arasında gidip gelen yatırımcılar artık daha uzun süre kriptolarda kalıp daha az altın ve gümüşle ilgileniyor olabilirler. Çünkü her ikisinde de bir gerileme oldu. O gerilemeden sonra majör bir toparlanma henüz daha yok. Evet, altında 1915’lere kadar bir hareket ihtimali var. Çok da kritik seviyelere yakınız yine 1815-1835 arasında önemli dirençleri var altının. Oraya geldik, tam ortasındayız, daha geçmek için yeni bir güce ihtiyaç var ama 1690’lara sert satışın geldiği günlerdeki toparlanması zor oldu kendi açısından. O satış bölgesine dönme çabası var. Altın yavaş yavaş dönüyor ama gümüş hayli geride kaldı. O çünkü 25’lerden 23’lere düştü, 23’lerden 24’lere çıktı. 25,40’ın üzerine çıkması lazım ki majör bir hareket başlasın. O da birazcık erkenmiş gibi görünüyor. Biraz prematüre bir durum var orada. Altın ve gümüş öncelikle şu Fed’in kararını görecek, daha sonra bir karar verecekler diye düşünüyorum.
Dolarda 8’in altı zor görünüyor
Güldağ: Kurda yeniden bir geri düşüş izliyoruz. 8,25’lere kadar çekilme gördük. 7,80’leri görürüz diyenler var. Geçen yıl sonu beklentini paylaşmıştın ama kısa vadede kurda 8’in altını bekler misin?
Ağaoğlu: Hayır beklemiyorum. Benim kurda tahminim 8,3250’ydi. 8,2650 ikinci durağım. Ama majör destek seviyesi 8,0750’lerde. Ben bu seviyelerin altına inmesini beklemiyorum, inerse çok kısa süreli bir deneme olur. Buradan önemli bir alım geleceğini düşünürüm. Ertelenmiş talepler ve gelecek endişesi yeniden ortaya çıkacaktır. Çünkü kur düşüşünde dikkat etmekte fayda var; DTH çok fazla bozulmuş değil. Az miktarda yurtdışından gelen borsaya bir miktar alım geliyor. Tahvil tarafı değilse de swap tarafında bir giriş var. Bunlar majör büyük girişler değiller ama görece olarak küçük bir döviz piyasamız olduğu için oradaki girişler, alıcılar biraz çekilince kurları aşağı indiren bir etki gösteriyor.
Güldağ: Majör destek dediğin 8,0750 seviyesinin altı zor diyorsun yani…
Ağaoğlu: Bu desteğin altını pek beklemem. Kurda 7,80, 7,60, 6,50 seviyeleri de söylenebilir ama onların olabilmesi için majör bir trend değişikliği gerekiyor. Bunun için de politikaların değişmesi lazım. Onların da yakın zamanda olmayacağını düşünmüyorum. Politika değişimi olmadan ben bir değişiklik beklemiyorum, olursa arızi olurlar. Hatta biraz da problem yaratır, enerji biriktirirler. Kurun belli bir patikada olması bizim için hayırlıdır. O yüzden çok sert düşüşler de bize çok fazla fayda sağlamıyor.
Güldağ: Peki o hayırlı diye ifade ettiğin kurdaki istikrar açısından sepet kurdaki gelişmeler de biraz önemli oluyor. Dolayısıyla parite tarafına da bir bakmamız lazım.
Dünya Gazetesi yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz
İlginizi Çekebilir
GÜNCEL
KALBİN YAKITI 12 SÜPER GIDA
Durmadan çalışarak vücut sağlığında kilit rol oynayan kalbe iyi bakmak gerekiyor. Doğru besinleri tüketerek kalp-damar sağlığınızı güçlendirmek mümkün.

Yayınlanma:
6 saat önce|
22/04/2025Yazan:
BankaVitrini
Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde en yaygın yaşam kaybı nedenleri arasında yer alıyor. Ancak, yaşam tarzında yapılacak küçük ama etkili değişikliklerle bu risk büyük ölçüde azaltılabiliyor. Özellikle dengeli ve bilinçli bir beslenme düzeni, kalp sağlığının korunmasında kritik rol oynuyor. Uzmanlar, doğru gıdaların tercih edilmesinin yalnızca kalp hastalıklarını önlemekle kalmayıp, aynı zamanda genel yaşam kalitesini de artırdığını vurguluyor.
Acıbadem LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Uzman Diyetisyen Kumsal Kurucu, kalp ve damar sağlığı konusunda süper gıdaların önemine dikkat çekerek: “Ailenizde hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, stent/bypass gibi kalp hastalığı geçmişi varsa kalp damar sağlığını destekleyen süper gıdaları hayatınıza almalısınız. Ailede herhangi bir kalp-damar hastalığı öyküsü yoksa da hastalıklar kapınızı çalmadan şimdiden beslenme rutinlerinize süper gıdaları eklemelisiniz” dedi.
İşte Kalbi Koruyan 12 Süper Gıda!
Uzm. Diyetisyen Kumsal Kurucu, kalp ve damar sağlığına iyi gelen 12 süper gıdayı şöyle sıraladı:
1- Balıklar: Özellikle somon, hamsi, uskumru, sardalya, palamut gibi omega-3 açısından zengin, iltihap ve aritmi riskini azaltmaya yardımcı olan yağlı balıkları haftada en az 3 gün tüketmelisiniz. Tabi ki pişirme yönteminiz buğulama, fırında ya da ızgara olmalı. Ancak, balıklar C vitamini açısından fakirdir. Balığın yanında bol limonlu bir salata yapılabilir. Böylelikle genel sağlığınıza ve kalbinize fayda sağlamış oluruz.
2- Zeytinyağı: Erken hasat soğuk sıkım zeytinyağı Akdeniz diyetinin temel gıdalarından biridir. Kötü kolesterolü (LDL) düşürmeye yardımcı olur ve atardamar sağlığını destekler. İnsülin direnci, inflamasyon ile savaşmaya, trigliserid düzeylerini düşürmeye, iyi kolesterol HDL’yi artırmaya destektir. Günde 3-4 yemek kaşığı erken hasat soğuk sıkım zeytinyağı kalbinize altın değerindeki bir hediyedir.
3- Yemişler: Özellikle Brezilya cevizi, çiğ fındık, çiğ badem, kabak çekirdeği kalp hastalığı riskini azaltan sağlıklı yağlar ve antioksidanlarla doludur. Kuruyemişler, içerdiği kalp dostu mineraller (bakır, magnezyum, selenyum, potasyum), protein, lif ve antioksidanlar sayesinde doğal bir güç deposudur. Yalnızca besin öğeleriyle değil, vücuttaki inflamasyonu azaltıcı ve damar sağlığını iyileştirici etkileriyle de ön plana çıkarlar. Ayrıca folat, niasin, B6 ve E vitamini bakımından zengin olup, düzenli tüketildiğinde kalp sağlığını destekleyici, genel vücut direncini artırıcı etkileri vardır.
4- Kırmızı Meyve ve Sebzeler: Yaban mersini, ahududu, böğürtlen ve elma, kalbinizde şölen etkisi oluşturan meyvelerdir. İçeriğindeki flavonoidler ve polifenoller damar sertliğini önlemeye, dolaşımı iyileştirmeye ve inflamasyonu azaltmaya yardımcıdır. Özellikle elmanın içeriğindeki pektin, kötü kolesterolü (LDL) azaltarak damarları temizleye ve kalp hastalığı riskini azaltmaya destektir. Ayrıca, pektin bağırsak mikrobiyotasını besleyerek metabolik sağlığa katkı sağlar. Antioksidan zengini bu meyveler düzenli, doğru saat ve porsiyonlarda tüketildiği sürece oksidatif stresi azaltmaya, damar esnekliğini artırmaya ve kardiyovasküler sistemi güçlendirmeye destek olur. Bunların yanında kırmızı/mor renkli sebzeleri de tüketmelisiniz. Özellikle kırmızı pancar, mor lahana, Çin turpu, mor havuç gibi sebzeler zengin antioksidan içeriği sayesinde tam bir güç kaynağıdır. Kan akışını artırır ve hipertansiyon riskini azaltırlar.
5- Avokado: Kalp sağlığına yararlı tekli doymamış yağlar bakımından zengin olan avokadolar kötü kolesterolü (LDL) düşürmeye ve iyi kolesterolü (HDL) artırmaya yardımcı olur. Ayrıca kan basıncını düzenlemeye ve hipertansiyon riskini azaltmaya yardımcı olan mükemmel bir magnezyum, potasyum kaynağıdır. Lif, antioksidanlar ve inflamasyon giderici bileşiklerle dolu olan avokadolar, oksidatif stresi azaltarak ve atardamar esnekliğini iyileştirerek genel kardiyovasküler işlevi destekler.
6- Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler: Ispanak, kara lahana, Brüksel lahanası, pazı, roka, tere, biberiye nitrat ve antioksidan bakımından zengindir, kan basıncını düzenlemeye yardımcı olurlar. Lif, potasyum, magnezyum gibi kalp sağlığını destekleyen değerli vitamin/minerallerin harika kaynaklarıdır.
7- Sarımsak: Sarımsak, kan basıncını düşürme, kolesterol seviyelerini düşürme ve kan dolaşımını iyileştirme yetenekleri ile kardiyovasküler sağlık için oldukça faydalıdır. Kan damarlarını gevşetmeye, hipertansiyonu ve kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olan allisin içerir. Ayrıca sarımsağın, kan pıhtılarını önleme, felç ve kalp krizi olasılığını azaltmaya destek antiplatelet özellikleri vardır. Ek olarak, antioksidan ve antiinflamatuar etkileri sayesinde damarlarda sertleşmeye katkıda bulunan oksidatif stres ve inflamasyonu azaltır. İster çiğ tüketin, ister yemeklere ekleyin, ister siyah sarımsaktan turşu kurup tüketin.
8- Baklagiller: Özellikle mercimek, nohut, siyah fasulye, maş fasulyesi lif bakımından zengindir, kan şekerini ve kolesterolü yönetmeye yardımcı olurlar.
9- Tahıllar: İnce öğütülmüş yulaf, siyah pirinç, kinoa ve karabuğday, LDL kolesterolü düşürmeye ve kan şekeri seviyelerini düzenlemeye yardımcı olan yüksek lif içeriği nedeniyle kardiyovasküler sağlık için mükemmel gıda kaynaklarıdır. Yulaf, kolesterol emilimini azaltan çözünür bir lif olan beta-glukan içerirken, siyah pirinç sağlıklı kan basıncını destekleyen magnezyum açısından zengindir. Anti-inflamatuar özelliklere sahip, proteinden zengin olan kinoa ve karabuğday ise antioksidanlar açısından zengindir, kan damarlarını güçlendirir, kan şekerinin uzun süre dengede kalmasına destek olur, sindirimi ve dolaşımı iyileştirir. Basit karbonhidratları beslenmenizden çıkarın. Yerine ata tohumlarını ekleyin.
10- Zerdeçal: Kalp sağlığını destekleyen güçlü bir iltihap giderici olan kurkumin içerir.
11- Domates, Kırmızı Pancar ve Turp: Domates, likopen bakımından zengindir. Kan basıncını düşürür ve oksidatif strese karşı korur. Kırmızı pancar ve turp ise, nitrik oksit üretimini artırarak kan basıncını düşürmeye yardımcı olan yüksek nitrat içeriği sayesinde kardiyovasküler sağlık için faydalıdır. Pancarlar, özellikle iltihabı ve oksidatif stresi azaltan, kan damarlarını hasardan koruyan betalainler olmak üzere çeşitli antioksidanlar açısından zengindir. Turp ise, potasyum ve antosiyanin içeriği sayesinde kan basıncını düzenlemeye ve atardamar sertliğini azaltmaya destektir. Her iki sebze de sağlıklı kan akışını teşvik eder, hipertansiyon riskini azaltır ve dengeli bir diyete dahil edildiğinde genel kalp sağlığına katkıda bulunur.
12- Nar: Nar, özellikle kan damarlarını oksidatif stres ve iltihaptan koruyan punicalajinler ve antosiyaninler olmak üzere zengin antioksidan içeriği nedeniyle kardiyovasküler sağlık için oldukça faydalıdır. Nitrik oksit üretimini artırarak, kan akışını iyileştirir ve atardamar sertliğini azaltmaya destek olarak kan basıncını düşürmeye yardımcı olur. Ayrıca ateroskleroz gelişiminde önemli bir faktör olan LDL kolesterol oksidasyonunu azaltır ve anti-inflamatuar özellikleri atardamarlarda plak oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Nar suyunun veya çekirdeklerinin belirli periyotlar ile düzenli tüketimi dolaşımı iyileştirerek, hipertansiyonu azaltarak ve kalp hastalığı riskini düşürerek kalp sağlığını destekler.
Erol Taşdelen
Anlaşmazlık Kültürü: Kurumları Batıran ya da Büyüten Güç

Yayınlanma:
11 saat önce|
22/04/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Anlaşmazlık Hiyerarşisi, bir tartışma veya fikir ayrılığı sırasında insanların argümanlarını hangi düzeyde ve nasıl kurduğunu gösteren bir sınıflandırmadır. Bu kavram, Amerikalı bilgisayar bilimci Paul Graham tarafından geliştirilmiş ve “How to Disagree” (Nasıl Aynı Fikirde Olunmaz?) adlı makalesinde 7 basamaklı bir piramit şeklinde sunulmuştur.
Anlaşmazlık Hiyerarşisi – 7 Basamaklı Piramit
-
Küfür ve Hakaret (Ad Hominem)
-
Tartışma yerine kişiye saldırılır.
-
Örn: “Sen zaten hiçbir şey anlamıyorsun.”
-
-
Kişiliğe Saldırı
-
Söyleneni çürütmeden, söyleyeni itibarsızlaştırma.
-
Örn: “Bunu söyleyen kişi ciddiye alınmaz.”
-
-
Tarz Eleştirisi
-
İçeriğe değil, ifade biçimine saldırı.
-
Örn: “Bu üslupla zaten kimse seni dinlemez.”
-
-
Çelişme
-
Karşıt görüş dile getirilir ama gerekçesiz.
-
Örn: “Buna katılmıyorum.”
-
-
Karşı Argüman
-
Neden katılınmadığı açıklanır ama doğrudan konuya odaklanmadan.
-
Örn: “Ben farklı düşünüyorum çünkü benim deneyimim farklıydı.”
-
-
Karşı Tezi Çürütme
-
Doğrudan, mantıklı ve içerikle ilgili karşı görüş sunulur.
-
Örn: “Söylediğiniz veriler eski. Yeni araştırmalar farklı sonuçlar gösteriyor.”
-
-
Tezin Özünü Çürütme (En Üst Seviye)
-
Ana argümanın temelini mantıksal olarak çürütme.
-
Örn: “Bu görüş, şu varsayıma dayanıyor, fakat bu varsayım hatalı çünkü…”
-
Neden Önemlidir?
-
Tartışma kalitesini ölçmekte kullanılır.
-
Sosyal medyada veya akademik tartışmalarda kimin “fikre” odaklandığını, kimin “kişiye” saldırdığını anlamaya yardımcı olur.
-
Yüksek seviye tartışmalar, yapıcı sonuçlar doğurur; düşük seviyeler ise kutuplaşmayı artırır.
ANLAŞMAZLIK HİYARERŞİSİ OLUMLU OLUMSUZ İŞ HAYATINI NASIL ETKİLER
Anlaşmazlık Hiyerarşisi, iş hayatında ekip içi iletişimden yönetici-çalışan ilişkilerine, müşteri ile müzakereye kadar birçok alanda önemli etkiler yaratır. Bu hiyerarşinin hangi düzeyde yaşandığı, iş yerindeki verimliliği, kurum kültürünü ve çözüm üretme kapasitesini doğrudan etkiler.
Olumlu Etkileri (Yüksek Seviye Anlaşmazlık)
1. Yapıcı Tartışma Ortamı Oluşur
-
Fikre odaklanan tartışmalar, konunun derinleşmesini sağlar.
-
Kişiselleşmeyen eleştiriler inovasyonu ve gelişimi teşvik eder.
2. Kurumsal Öğrenme ve Gelişim Artar
-
Çalışanlar, karşıt fikrin değerli olduğunu öğrenir.
-
Eleştiriden kaçmak yerine, eleştiriyi öğrenme fırsatına çevirirler.
3. Karar Kalitesi Yükselir
-
Tezin özü çürütülerek daha doğru ve stratejik kararlar alınır.
-
Alternatif görüşlerin tartışılması “grup düşüncesi” tuzağından kurtulmayı sağlar.
4. Saygı Kültürü Gelişir
-
İnsanlar birbirine değil, fikirlere karşı argüman geliştirir.
-
İş ortamı toksikleşmez, psikolojik güven ortamı korunur.
Olumsuz Etkileri (Düşük Seviye Anlaşmazlık)
1. Kutuplaşma ve İletişim Kopukluğu
-
Kişiye saldırı, dedikodu ve küçük düşürme yaygınlaşır.
-
Çalışanlar fikir belirtmekten kaçınır, içe kapanır.
2. Moral ve Motivasyon Kaybı
-
Sürekli kişisel saldırıya uğrayan çalışanlar demotive olur.
-
Eleştirilmek değil, “hedef alınmak” hissi oluşur.
3. Verimsiz Toplantılar ve Zaman Kaybı
-
Konu dışı tartışmalar, sonuç odaklılığı azaltır.
-
Tartışma sonunda çözüm yerine ego savaşları kalır.
4. Yetenekli Kişilerin Kurumdan Uzaklaşması
-
Düşük kaliteli anlaşmazlık ortamı, yetenekleri kaçırır.
-
Kurumda fikir özgürlüğü olmadığını düşünen çalışanlar ayrılmayı seçer.
Anlaşmazlık kaçınılmazdır. Ancak hangi düzeyde yaşandığı, bir iş yerini yenilikçi ve güçlü bir kuruma ya da gerilimli ve verimsiz bir ortama dönüştürebilir.
Erol Taşdelen
İŞ VE YAŞAM DENGESİ NASIL SAĞLANIR?

Yayınlanma:
16 saat önce|
22/04/2025Yazan:
Erol Taşdelen
İş ve yaşam dengesi sağlamak, modern yaşamın en büyük zorluklarından biri. Hem kariyer hedeflerine ulaşmak hem de kişisel mutluluğu koruyabilmek için dengeyi kurmak şart. İşte bu dengeyi sağlamak için uygulanabilecek bazı etkili yöntemler:
İŞ VE YAŞAM DENGESİ NASIL SAĞLANIR?
1. Zaman Yönetimini İyi Yapın
-
Günlük yapılacaklar listesi oluşturun.
-
Önemli ve önemsiz işleri ayırın.
-
“Hayır” demeyi öğrenin.
2. İş Saatleri Dışında Gerçekten Dinlenin
-
Mesai sonrası e-posta ve aramalardan uzak durun.
-
Tatilleri gerçekten tatil gibi geçirin.
-
Dijital detoks yapmayı deneyin.
3. Kendinize Zaman Ayırın
-
Hobiler edinin: Müzik, spor, kitap gibi.
-
Sosyal hayatınızı canlı tutun.
-
Her gün kendinize küçük bir ödül verin.
4. Fiziksel ve Ruhsal Sağlığınızı Koruyun
-
Düzenli egzersiz yapın.
-
Sağlıklı beslenmeye özen gösterin.
-
Gerekirse profesyonel destek (psikolog, koç) alın.
5. İşyerinde Verimliliği Artırın
-
Verimli çalışma teknikleri (Pomodoro, 80/20 kuralı) kullanın.
-
Gereksiz toplantılardan kaçının.
-
İş yükünüzü dengeli dağıtın.
6. Esnek Çalışma Modellerinden Faydalanın
-
Uzaktan veya hibrit çalışma imkanı varsa değerlendirin.
-
Gerekirse yarı zamanlı çalışma veya izin gibi alternatifleri düşünün.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (809)
- BANKA ANALİZLERİ (137)
- BANKA HABERLERİ (3.035)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (431)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.808)
- GÜNCEL (2.910)
- GÜNDEM (3.067)
- RÖPORTAJLAR (47)
- SİGORTA (131)
- ŞİRKETLER (2.099)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (443)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (929)
- Ali Coşkun (12)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- ChatGPT (22)
- Dr. Abbas Karakaya (63)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (499)
- Gizem Taşdelen (6)
- Gülbeyaz Gergün (56)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (36)
- Onur ÇELİK (19)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (76)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (15)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

KALBİN YAKITI 12 SÜPER GIDA

KRİZ ANINDA ÇALIŞANLAR YÖNETİCİLERDEN NE BEKLER?

Anlaşmazlık Kültürü: Kurumları Batıran ya da Büyüten Güç

Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı

Finansal analizlerin temel taşı olan bu üçlü!

İŞ VE YAŞAM DENGESİ NASIL SAĞLANIR?

Yeni Motor Tüm EV Sektörünü Yok Edebilir!

Hintli Mukesh Ambani: Bedava Mobil uygulaması dağıtıp nasıl milyarder oldu?

İKLİM KANUNU NEDİR, TARIM VE HAYVANCILIĞA OLUMSUZ ETKİLERİ OLUR MU?

Bankalar kredileri niçin durdurur

Merkez Bankası’nın 18 yıl sonra çıkardığı “likidite senedi” nedir?

KREDİ MUSLUKLARI KAPANIRSA NE YAPMALI?

İş Bankası’ndan sosyal medyadaki iddialara ilişkin açıklama

Uluslararası Büyük Şirketler Ulusal Devletlere Neden Karşı?
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 22/04/2025
- Bakan Kurum: “Bu Kanal İstanbul projesidir” diyorlar, göz göre göre yalan söylüyorlar 22/04/2025
- 2025 AMAZON PRIME ÜCRETİ: Amazon Prime Ücreti Ne Kadar Oldu? Aylık Ücrete Zam Geldi 22/04/2025
- 22 NİSAN DÖVİZ KURU: Bugün Dolar Kaç TL? Euro Kaç TL? 1 Dolar Kaç Lira, 1 Euro Kaç Lira? 22 Nisan Serbest Piyasa Döviz Kurları 22/04/2025
- CANLI ALTIN FİYATLARI BUGÜN: 22 Nisan Gram Altın Fiyatı Ne? Çeyrek Altın Ne Kadar? Gram, Çeyrek, Yarım, Cumhuriyet Altını Ne Kadar? 22 Nisan Altın Fiyatları Canlı Bugün! 22/04/2025
- TOGG KAMPANYASI 2025: TOGG Kredi Kampanyası Nedir? İlk Arabam Yerli Otomobil Aile Destek Programı'ndan Kimler Faydalanabilir? 22/04/2025
- 25 nisan son tarih! Kripto para borsalarında yeni dönem! Bunu yapmayan artık işlem yapamayacak... 22/04/2025
- Fed Başkan Yardımcısı: Fed'in ikili görevi ekonomik mobiliteyi destekler 22/04/2025
- Tüketici güveni Nisan'da geriledi 22/04/2025
- Bitcoin yeniden 90 bin doların üzerinde 22/04/2025
- Altın sertifikası ile fiziki altın arasındaki makas rekor seviyede 22/04/2025
- 4. CI Bloom ile sadece bahar değil, sanat da canlandı 22/04/2025
- IMF'nin 2025 için Türkiye büyüme tahmini yüzde 2,7 22/04/2025
- Borsada bugünkü işlemlerin takası cuma gerçekleşecek 22/04/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı