Connect with us

GÜNDEM

Çekmeköy’de ‘Dere Islahı’ denilerek yıkılan gecekonduların yerine site yapıldı

İstanbul Çekmeköy’de 2018 yılında İSKİ, dere ıslahı yapılacağı gerekçesiyle gecekonduları yıktı, ancak aynı yere site yapıldı. Dere bandında kalmadığı halde evleri yıkılan mağdurlar, haklarını almak için başlattıkları nöbetlerinin 1055. gününü geride bıraktı. Mağdur aileleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan İSKİ’nin hakkında inceleme başlatmasını istiyor.

Yayınlanma:

|

Çekmeköy, Merkez Mahallesi Farabi Sokak’ta bulunan gecekondular, AKP döneminde İSKİ tarafından yapılan dere ıslahı gerekçesiyle yıkıldı. Yıkılan gecekonduların olduğu sokak üzerine ise yeni siteler yapıldı. Direnişte olan Farabi Sokak mağdurlarının mücadelesi, açtıkları davayla başladı. Dava sırasında mahkeme İSKİ’den proje sunmasını istedi. Ancak İSKİ herhangi bir proje sunmadı. Buna karşın İmar Barışı kapsamında yapı kayıt belgesi de alan yurttaşların evleri yıkıldı. Dere kenarının 10 metre yakınında bulunan evlerin yıkılması gerekirken 26,5 metre uzaklıktaki gecekondular da yıkıldı. Gecekonduların yıkımının ardından ise daha yakın mesafelerde yeni binalar yapıldı. Dere yatağı ise kimi binalar için kaydırıldı.

İstanbul'da ‘dere Islahı’ denilerek yıkılan gecekonduların yerinde AKP'li başkanın köylüsü apartman yaptı

BAŞKANIN KÖYLÜSÜ APARTMAN YAPTI’

Farabi Sokak mağdurları Cumhuriyet’e konuştu. Yıkılan gecekondu sahiplerinden Suna Duman, “Yavaş yavaş parseller büyütülüp sokak yok edildi. İmar barışından faydalandık. Temmuz ayında onu aldık ancak ağustosun 2’sinde de bizim gecekondumuzu yıktılar. Mahkeme süreci devam etmesine rağmen… Bir gerekçe de gösteremediler. 7. İdare Mahkemesi’nce yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Bir hafta sonra bu karar çıkınca diğer evlerin yıkımı durdu. Yıkımla birlikte eş zamanlı ise inşaatlar başlamıştı” dedi. Kendilerine önce dere bandında kaldıklarının söylendiğini belirten Duman, “Dere bandında kalıp kalmadığımızı 9 ay sonra öğrendik. Derebandında kaldığı söylenen yere Çekmeköy Belediye Başkanı’nın köylüsü olduğunu söyleyen kişi apartman yaptı.

Peki benim evim neden yıkıldı? Dere bandının 10 metre yakınındaki evler yıkılır kanuna göre. Bunlara izin veriyorlar ama dereden 26 metre uzaktaki müstakil evlerimizi de yıkıyorlar. İSKİ korsan bir şekilde yıktı. Ama talimatı kim verdi. Çekmeköy Belediyesi verdi” diye konuştu. CİMER’e yazdığı dilekçeye yanlış yanıt verildiğini aktaran Duman, “Mahkeme sonuçlanmış, bütün her şey düşmüş gibi gösterdiler. Burada dümeni çeviren Çekmeköy Belediyesi. Mimarlar Odası’nın açtığı davayı da kazandık. Ancak bir türlü bu dere durmadı. Pendik KİPTAŞ’a kiracı olarak mahkûm edildik. Kiracı sözleşmesine en son gittim. Direndiğim için gitmek istemedim. ‘Senin aileni dışarı atarız’ dediler. Ailem yalvardığı için mecburen gidip imzaladım. Benim evimi yıktılar burada beni kiracı yaptılar”diye konuştu. Gecekondulardaki insanların genellikle Alevi ve Kürt olduğunu, hizmet alamadıklarını da söyleyen Duman, AKP’li bir komşusunun “Ben yıllarca sana hizmet ettim sen benim evimi neden yıktın” sorusuna belediye başkanının gülerek “Sen de arada kaynadın” dediğini öne sürdü. 

‘BETONA GÖMDÜLER’

Ailelere destek olan Çevre Gönüllüsü Haydar Kaya,  “Güncel ifadeyle resmen buradaki yoksul insanların malına çöktüler. Bu işi AİHM’ye taşıyacağız. Çünkü burada ağır derecede bir insan hakkı ihlali var” dedi. Abbas Karakaya ise “İstanbul’daki dereler sadece İSKİ’nin eline ve merhametine bırakılırsa 5-10 sen sonra hiçbir doğal dere kalmayacak. Aynen bugün Marmara’nın durumuna uyanacağız. Marmara nasıl bugün ölmüşse, çöplüğe dönmüşse… Burası kendi halinde akan bir dereydi, doğal güzelliği vardı. Ancak betona gömdüler” diye konuştu. 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

30 HAZİRAN: AY SONU UYARILARI

Yayınlanma:

|

Yazan:


Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.

Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;

1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi

Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.

Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.

Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.

2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)

Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.

Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.

İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.

3. Takas Çek Ödemeleri

Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.

Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.

Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.

4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler

KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.

Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.

Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.

Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.

3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.

Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.

Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.

5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları

Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.

Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.

Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.

Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.

Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.

Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.

Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan

Yayınlanma:

|

Yazan:

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan: Şirket, Dernek, Vakıf ve Siyasi Partiler Açısından Hukuki Geçersizlik

Hukuk düzeninde bazı işlemler, baştan itibaren geçersiz sayılır. Bu tür işlemler “mutlak butlan” (yokluk) kavramı ile açıklanır. Türk hukuk sisteminde; şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler gibi tüzel kişiler açısından da bu geçersizlik ciddi sonuçlar doğurur.

Mutlak Butlan Nedir?

Mutlak butlan; hukuka, kamu düzenine, ahlaka veya emredici şekil kurallarına aykırı bir hukuki işlemin başlangıçtan itibaren hükümsüz olması halidir. Bu işlemler sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir. Mutlak butlan hâlinde:

  • Herkes geçersizliği ileri sürebilir.

  • Mahkemeler re’sen (kendiliğinden) dikkate alır.

  • Zamanaşımı söz konusu değildir.

  • Hukuki sonuç doğurmaz.

1. Şirketlerde Mutlak Butlan

Ticaret hayatında şirketler üzerinden gerçekleştirilen bazı işlemler, hukuki şekil şartlarına ve kanuni kurallara aykırıysa mutlak butlan gündeme gelir.

Örnekler:

  • Geçersiz Kuruluş: Asgari sermaye şartını taşımayan bir anonim şirketin kurulması.

  • Kanuna Aykırı Amaç: Yasa dışı işler (örneğin kaçakçılık) için kurulan şirketler.

  • Şekil Eksikliği: Genel kurul toplantısı, zorunlu çağrı ve nisap şartları olmadan yapılırsa alınan kararlar geçersizdir.

2. Derneklerde Mutlak Butlan

Dernekler Kanunu’na göre, bir derneğin hem kuruluş hem de faaliyet süreçlerinde kamu düzeni ve yasalara uygunluk esastır. Aksi hâlde mutlak butlan söz konusu olur.

Örnekler:

  • Kanunsuz Kuruluş: Dernek tüzüğü, yürürlükteki yasalara aykırıysa (örneğin yasadışı örgüt propagandası içeriyorsa).

  • Geçersiz Genel Kurul: Üyelerin haberi olmadan yapılan toplantıda alınan kararlar hükümsüzdür.

  • Amaç Ahlaka Aykırı: Toplumda nefret, ayrımcılık, ırkçılık gibi ahlaka aykırı fikirleri yayan dernekler geçersiz sayılır.

3. Vakıflarda Mutlak Butlan

Vakıflar, kuruluşlarında sıkı şekil şartlarına tabidir. Bu şartlara uyulmaması hâlinde vakıf tüzel kişiliği oluşmaz.

Örnekler:

  • Resmî Senet Eksikliği: Noter huzurunda düzenlenmeyen vakıf senedi geçersizdir.

  • Mal Varlığı Devri Yoksa: Kurucu tarafından belirtilen taşınmazın vakfa devri yapılmamışsa kuruluş yok hükmündedir.

  • Kamu Düzenine Aykırı Amaç: Terör finansmanı veya ayrımcı amaç güden vakıflar geçersizdir.

4. Siyasi Partilerde Mutlak Butlan

Siyasi partiler, Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olarak faaliyet yürütmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi, bu konuda nihai denetim merciidir.

Örnekler:

  • Anayasa’ya Aykırılık: Laiklik, insan hakları, devletin bütünlüğü gibi ilkelere aykırı partiler kapatılır ve işlemleri mutlak butlanla geçersiz sayılır.

  • Usulsüz Kurultay: Parti tüzüğüne aykırı yapılan seçimler geçersizdir.

  • Tüzük ve Program İhlalleri: Toplumsal barışa tehdit oluşturan ifadeler taşıyan programlar yok hükmündedir.

Tüzel Kişilerde Hukuki Ciddiyet Şart

Mutlak butlan, yalnızca bireysel sözleşmelerde değil; kurumların varlığını ve işlemlerini de doğrudan etkileyen bir hükümsüzlük türüdür. Şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler; kuruluş ve faaliyet süreçlerinde şekil, içerik ve amaç yönünden hukuka uygun davranmadıklarında, yaptıkları işlemler geçersiz sayılır. Bu durum, hem kamu düzeninin korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

Yayınlanma:

|

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

  • Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

  • Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

  • Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

  • Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

  • Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

  • Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

  • Tüketim kültürü ve reklamlar

  • Sosyal medya ve gösteriş toplumu

  • Finansal okuryazarlık eksikliği

  • Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

  • Kısa vadeli politikalar

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

  • Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

  • Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

  • Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

  • Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.