Connect with us

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Çevre politikalarının Avrupa’daki enerji krizine etkisi

B’nin 2050 yılında net karbon sıfır bir bölge olmayı kabul etmesinin enerji sistemleri açısından ciddi bir yük yaratması söz konusu.

Yayınlanma:

|

Sanayileşme, 18’inci yüzyılın sonlarından itibaren İngiltere’den başlayarak dalgalar halinde yavaş yavaş önce Batı Avrupa’ya, sonrasında da Avrupa’nın geri kalanı ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Japonya ve Avustralya’ya yayıldı. Sanayileşmede öncü olan devletler aynı zamanda da maddi olanaklarını hızla artırarak günümüzün zengin ülkeleri oldular. Öte yandan, sanayileşmenin ilk dönemlerindeki çevresel sorunları da en yoğun biçimde yaşadılar. Dolayısıyla bugün bu ülkelerin önemli bir kısmı, kendilerini sanayileşmenin çevresel sorunlarından korumak üzere bir bilince sahipler ve bu yönde çaba sarf ediyorlar.

Zenginleşmiş ülkeler arasında bu bağlamdaki öncülüğü de Avrupa Birliği (AB) üstleniyor. Nitekim, belirli bir ekonomik seviyeye ulaştıktan sonra daha kirli olduğunu düşündüğü teknolojileri diğer ülkelere taşıyan AB, bu ülkelerden ise sadece son ürünleri satın alarak “temiz” kalabilme üzerine bir politika yürütme çabasındaydı.

Ancak iklim değişikliği ile birlikte bu plan biraz sekteye uğradı çünkü iklim krizi yerel bir sorun değil. Siz çimento üretimini fazla karbondioksit salınımına neden olduğu için diğer ülkelere kaydırabilirsiniz ama onların salacağı karbondioksit aynı atmosfere eklenip sizi de benzer şekilde etkilemeye devam edecek. Bu nedenle 1990’ların sonuna doğru, özellikle Avrupalı bilim insanları ve çevre aktivistleri arasında sadece Avrupa’yı değil tüm yeryüzünü korumaya yönelik bir bakış açısı gelişmeye başladı. Bunun en önemli örneği olarak Stockholm Resilience Center öncülüğünde yapılan Gezegenin Sınırları (2009) çalışmasını verebiliriz. Bu çalışma insanlığın şu andaki yaşam tarzı ile doğaya ne derece zarar verdiğini ve hangi noktalarda bu zararın doğanın kendisini tamir etme yetisini aştığını gösterdi. Daha sonra hazırlanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Paris Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı bu düşünceyi merkezine oturttu. Bu bağlamda en önemli konu iklim değişikliği olsa da diğer tüm çevre problemleri de değerlendirmeye alınmış oldu.

Yeryüzünün insanlığı kaldırma kapasitesini aşıyoruz

AB’de çevre politikaları her ne kadar bu eksende gelişse de iki önemli sorun daha ortaya çıktı. Bunlardan ilki nüfus artışı. İnsan nüfusunun bu sene içinde 8 milyarı aşması bekleniyor. İkinci sorun ise artan nüfusun gelişmişlik seviyesinin ve dolayısıyla da ihtiyaçlarının artmasıdır. Bu iki faktörü çarptığımızda ise yeryüzünün insanlığı kaldırma kapasitesini yavaş yavaş aşmaya başladığımızı görmek mümkün.

Bugün içinse karşımızda birkaç önemli sorun duruyor. Bunların ilki enerji fiyatlarındaki artış, diğeri gıda fiyatlarındaki yükselme, üçüncüsü ise neredeyse tüm ülkelerde görülen yüksek enflasyon ve son olarak da ciddi bir hammadde tedarik sorunudur. Bu problemlerin tümünü Covid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna krizi bağlamında açıklamaya çabalasak da eldeki veriler bu sorunların tamamının salgın baş göstermeden önce kendisini belli ettiğini gösteriyor. Bu sorunların ardında yatan ana sebep de bizim hem çevresel kirlilik hem de kaynak kullanımı açısından gezegenin sınırlarını aşmakta ve belki de bazı alanlarda aşmış olmamızdır.

Basit bir örnekle açıklarsak, geçmişte ülkemizdeki elektrik enerjisi kullanımı kış aylarında yoğunlaşıp yaz aylarında azalırdı. Ancak son senelerde elektrik enerjisi kullanımının en yoğun olduğu dönem yaz aylarının sıcak günlerine denk geliyor. Bunun ardındaki temel sebep, artan nüfusla birlikte insanların serinlemek için daha fazla klima kullanabilecek refah seviyesine ulaşabilmeleri. Dolayısıyla dünya genelinde artan refah seviyesiyle birlikte enerji tüketiminin de arttığı söylenebilir. Buna karşın enerji kaynakları artan talebi kolayca karşılayabilecek hızda artmıyor.

Avrupa Birliği’nde çevreci hareket yükseliyor

AB’ye döndüğümüz zaman son senelerde politikaları yönlendirmekte söz sahibi olmaya başlayan yeşil/çevreci hareketleri görüyoruz. Bu grubu kabaca ikiye ayırmakta fayda olabilir. İlk kesimde olgun ve Soğuk Savaş döneminde nükleer silahların gölgesinde yetişmiş bireyler bulunuyor. Bu grup için tüm çevre problemleri önemli, ama nükleer enerji ile ilgili problemler daha önemli. İkinci kesimi ise popüler tabirle Y ve Z kuşağı diyeceğimiz, 1980 sonrası doğumlular oluşturuyor. Bu grup için nükleer tehdit, büyüklerinden öğrendikleri, ama iklim krizi de dahil olmak üzere diğer çevre sorunları ise günlük yaşam içerisinde karşılaştıkları problemlerdir. Bu iki grup birlikte hem nükleer enerjiye hem de iklim krizine karşı savaşıyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı bu resmin hakim olduğu bir düşünce ile ortaya çıktı. Öncelikle iklim ve çevre problemlerinin çözüme kavuşturulması çok önemlidir. Ancak bunun sadece Avrupa içinde gerçekleştirilmesi yeterli olmayacaktır, çünkü bir yandan iklim krizi sadece Avrupa ile çözülecek bir problem değildir, diğer yandan ise eğer bu konularda sadece AB elini taşın altına koyacak olsa ekonomik gelişme bağlamında diğer ülkelerin ve özellikle Çin’in gerisinde kalacaktır.

AB’nin Yeşil Mutabakat ile yapmaya çalıştığı kendi üreticisine çevre ve iklimi koruma bağlamında kurallar koymanın ötesinde bu kurallara tabi olmak istemeyen üreticilerin ekonomisi gelişen ülkelere kaçarak üretim yapmalarını ve ürünleri AB’ye ihraç etmelerini engelliyor. Uzun vadedeki hedef Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı aslında bir Dünya Yeşil Mutabakatı haline getirecek sistemi kurabilmek. Bu düşünceye ABD ve Çin de katılıyor ancak AB içindeki muhalifler de dahil çoğu grup Birliğin bu bağlamda “çok hızlı gittiğini” düşünüyor.

Enerji alternatiflerinin Avrupa’ya getirdiği yük

“Çok hızlı gitmek” ile kastedilen enerji ve üretim sistemlerinde gerekli geçişlerin yapılmadan harekete geçilmesidir. Yani AB, enerji ihtiyacının önemli bir kısmını hala kömür, doğal gaz ve nükleer enerjiden karşılarken böyle bir adım atmanın erken olduğu düşünülüyor. Ayrıca, özellikle Almanya’da (ve Japonya’da) Fukuşima kazası sonrasında nükleer santraller hızla kapatılıyor. Kapatılan bu nükleer santrallerden sağlanan enerjinin yeri ise yenilenebilir kaynaklarla değil de kömür ile sağlanmaya çalışılıyor. Bu da çevreci gruplar arasında yüzeyde fazla konuşulmasa da “Nükleer mi? İklim mi?” şeklinde bir kafa karışıklığına yol açıyor.

Son olarak, AB’nin 2050 yılında net karbon sıfır bir bölge olmayı kabul etmesinin enerji sistemleri açısından ciddi bir yük yaratması söz konusu. Dolayısıyla, bir yanda kaynak kısıtlılığı, diğer yanda da iklim krizi Birliğin verdiği sözleri tutmasını oldukça zorlaştırdı. Avrupa’daki üreticilerin ve Avrupa dışındaki zengin ülkelerin AB’nin Yeşil Mutabakat konusunda vitesi küçültmesi gerektiğini söyledikleri bir ortamda salgın ve Rusya-Ukrayna krizi patlak verdi.

Avrupa Parlamentosu, Yeşil Mutabakat’ın temelinde yer alan konulardan biri olan enerji taksonomisinde nükleer enerji ve doğal gazı çevreci enerji türleri olarak kabul ederek bu konuda Avrupa’da yaşanan önemli davranış değişikliğini ortaya koydu. AB içerisindeki teknokratlar ve politikacılar arasında bu bağlamda yaşanan tartışmada Rusya-Ukrayna krizi bir araç olarak kullanılıyor. AB, Rusya’dan alacağı doğal gaz tehlikeye girmiş olmasına rağmen taksonomide doğal gazı yeşil kabul ederek bir noktada 2050 net sıfır karbon hedefine ulaşılmasının zorluğunu şimdiden kabul etmiş durumda. Rusya’dan gelen doğal gazın kesilmesini yenilenebilir enerjideki artışla değil ABD’den satın alacakları kaya gazı ile telafi etmeyi planladıklarından hem salgın hem de savaş krizleri iç politikada atılacak adımlar açısından güzel bir bahane oluşturuyor. Ne yazık ki gerek Avrupa’da gerekse de diğer ülkelerde görülen enerji krizinin ana nedeni salgın ya da Rusya-Ukrayna çatışması değil yeryüzünün yavaş yavaş girmekte olduğu kaynak krizi ve yaşadığı çevresel sorunlardır.

Prof. Dr. Levent Kurnaz – Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Politikaları Merkezi müdürü ve iklim bilimcidir ( AA )

Okumaya devam et

ŞİRKETLER

Gansu Hengyuan Dongli New Energy, Dünya Gelecek Enerji Zirvesine Katıldı ve Endüstriyel Yatırım Planını Açıkladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Çin’in Gansu Bölgesi ve Jiuquan Yerel Yönetim temsilcileri, 15 Nisan ile 20 Nisan 2024 tarihleri arasında Abu Dabi’de gerçekleşen Dünya Gelecek Enerji Zirvesine katıldı, Dubai ve Suudi Arabistan ziyaretlerinde bulundu. Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi bu tarihlerde birkaç uluslararası güneş enerjisi müşterisi ile sözleşme imzalayarak, Çin’in yeni fotovoltaik enerji girişimleri için uluslararası alanda yeni satış kanalları açtı.

Dubai’deki imza törenine Gansu Bölgesi lideri ve Jiuquan belediye başkanı katıldı. İmza töreni sırasında Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi Başkanı Xian Xiaoli şunları söyledi: “Birlikte Yeşil ve Refah”, Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi’nin gelişim hedefidir ve “Öncelikli Teknoloji, Önce Kalite” ise Hengyuan Dongli’nin iç ve dış pazarları keşfetme konusunda bağlı kaldığı standarttır.

Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi, Çin’in stratejik “Karbon Dorukta ve Karbon Nötrlüğü” çağrısına yanıt vermiştir.” Yatırımı Jiuquan şehrinde yapılan 6GW fotovoltaik modül temel projesi, 101.232 m2’lik bir alanı kapsıyor ve yaklaşık 553 milyon USD yatırımla 2,4GW’lik üretim hattı tamamlanarak faaliyete geçirildi. Kalan üretim hatları yapım aşamasında. Şirketin yatırım planları arasında yaklaşık 553 milyon USD yatırım ile yaklaşık 159.840 m2’lik alanı kapsayacak şekilde 5GW yüksek verimli batarya temel projesi de var. Şirket, tamamen kapalı sistem yeni bir Hengyuan enerji ekipmanı üretimi sanayi zinciri oluşturmak ve yeni bir enerji ekipmanı üretimi sanayi tanıtım parkı inşa etmek için sonraki aşamada yaklaşık 106.560 m2’lik bir alanı kapsayacak şekilde, yaklaşık 281.666.800 USD yatırım ile bir inverter fabrikası, bir fotovoltaik braket fabrikası ve bir tel ve kablo fabrikası kurmayı planlıyor.

Hengyuan Fotovoltaik Modülü, yüksek güç çıkışına ve son derece güvenilirliğe odaklanmıştır. Genel sistem maliyetini düşürmeyi ve yatırımcıların gelirlerini artırmayı taahhüt eder. 182 ve 210 gibi ürünlerin çeşitli şartlarını karşılamak için en son yüksek verimli akıllı üretim hattı ekipmanını kullanır. Yeni enerji teknolojilerinin Ar-Ge ve uygulamasını ortaklaşa geliştirmek için yurt içinde ve yurt dışında pek çok tanınmış girişim ile derinden bir iş birliği kurmuştur. Ayrıca Gansu Bölgesinin Jiuquan şehrinde New Energy Technology Research Institute’ü (Yeni Enerji Teknolojisi Araştırma Enstitüsü) kurmuştur. Bu Enstitü, yeni enerji teknolojilerinin Ar-Ge alanına yapılan yatırımlara odaklanan Çinli uzmanlar ve akademisyenlerden oluşan bir ekip tarafından yönetilmektedir. Böylece kurumsal endüstriyel teknolojilerin sürekli olarak geliştirilmesi ve irdelenmesi sağlanacak ve yerel ve hatta batı bölgelerindeki yeni enerji endüstrilerinin hizmetlerle hızlı bir şekilde gelişmesi teşvik edilecektir.

Gansu Hengyuan Dongli New Energy Limited Şirketi’nin fotovoltaik yeni enerji alanındaki, Çin’in batı kesimine dayanan, tüm ülkeye hizmet veren, Orta Asya’ya ve hatta küresel pazarla yüzleşen gelişim vizyonunun sonucu budur.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Bupa Türkiye 2024 Kurumsal Değerlendirme Toplantısı Tamamlandı

Bupa Türkiye’nin “Kudretini Gör, Kuvvetli Ol” söylemi ile 2024 Kurumsal Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Bupa Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Gürcan liderliğinde yapılan toplantıda, 2023 yılı değerlendirmelerinin yanı sıra Bupa Türkiye’nin entegre sağlık hizmetleri alanındaki hedefleri ve büyüme stratejileri 700’ü aşkın çalışanın katıldığı zirvede paylaşıldı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’nin öncü entegre sağlık hizmetleri şirketi Bupa Türkiye, 2023 yılında gerçekleştirdiği yatırımlarını paylaştığı ve gelecek dönem stratejilerini belirlediği Kurumsal Değerlendirme Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Toplantıya, Bupa Türkiye çatısı altında yer alan şirketlerin yönetici ve çalışanlarının yanı sıra, satın alması yakın zamanda tamamlanan Bupa Türkiye ailesinin yeni üyesi CompuGroup Medical Türkiye’nin yöneticileri de katıldı. Toplantılarda şirket hedef ve stratejileri konuşulurken, müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini daha iyi karşılayabilmek amacıyla yenilikçi yaklaşımlar değerlendirildi.

“Başka Bir Ligin Oyuncusu Olacağız”

Bupa Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Gürcan: “Şirketimizi bu günlere taşıyan değerlerin en başında ‘insan’ ve ‘çalışma kültürü’ yaklaşımımız geliyor. Ortak amaç, ortak inanç ve ortak hedef doğrultusunda hedeflerimizi hep beraber hayata geçiriyoruz. 2023’te müthiş sonuçlar elde ettik. Pazardaki büyüklüğümüzü ve operasyonel gücümüzü korumayı başardık. Aynı zamanda 2023 yılında birçok yeniliğe de imza atmaya başladık. CGM Türkiye’nin satın alınması ve senCard Dental Klinik’ler ile büyümemizi farklı bir boyuta taşıyoruz. Yakın zamanda farklı sürprizlerimizi paylaşacağımız farklı yapıları da görüyor olacaksınız. Biz sadece bir sigorta şirketi değiliz. Bupa Türkiye, sağlıklı ve mutlu yaşam paydaşlığı yapan ve onun finansman modelini sunan bir şirket haline geldi. 2024 yılı itibarıyla Bupa ile birlikteliğimizin 5. yılını tamamladık. Yeni yatırımlarımız ile küresel bir güce dönüşerek “başka bir ligin oyuncusu” olmaya başlıyoruz. Bupa’nın global olarak gücünü ve tam desteğini alarak 2030 yılında yepyeni inşa edeceğimiz yolları, yeni hayalleri gerçekleştireceğimiz bir dönem olacak. Kurumsal Değerlendirme Toplantımız güçlü bağlarımızı yeniden kuvvetlendirdiğimiz, vizyonumuz doğrultusunda hizalandığımız ve birlikte harika anılar biriktirdiğimiz bir fırsat sundu. ‘Kudretini gör, kuvvetli ol’ mottomuzu oldukça kıymetli buluyorum. İnanıyorum ki, kader ve değer hepimizin olacak.”

Gün Boyu Süren Farklı Panellerde 2030 Hedefleri Konuşuldu

Bupa Türkiye Strateji ve Transformasyon Genel Müdür Yardımcısı Ebru Keskin Kulalar’ın modere ettiği Bupa Türkiye 2024 Kurumsal Değerlendirme Toplantısı’nda ortak strateji ve hedefler gün boyu süren üç farklı panelde paylaşıldı. Bupa Türkiye üst yönetiminin panelist olarak yer aldığı oturumlarda her bir fonksiyonun Bupa Türkiye’nin vizyonuna nasıl katkı sağladığı ve belirlenen hedeflere stratejik olarak nasıl ulaşılacağı konuşuldu.

Bupa Türkiye Kıdem Ödülleri Dağıtıldı

Gün boyunca farklı konu ve sorularla zenginleşen oturumların gerçekleştiği etkinlikte; uzun yıllar Bupa ailesinde olan çalışanlara kıdem ödüllerinin verilmesinin ardından Bupa Türkiye’nin tüm çalışanları birlikte keyifli bir akşam geçirdiler.

 

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

GÖNÜLLÜ BANKACILARIN DERNEĞİ YÜREKLERİ ISITTI

Yayınlanma:

|

Ramazan ayında Bankacılardan oluşan gönüllülerin  kurduğu ve yine aynı mübarek ay içerisinde faaliyete geçtiğimiz AYNA ULUSLARARASI İNSANİ YARDIM DERNEĞİ aracılığıyla Afrika’da Uganda’da 10.000 kişilik iftar yemeği verildi. Özellikle İstanbul Beykoz genelinde temel gıda yardımlarının yanı sıra zekat/fitre dağıtımı ve bayramlık destekleriyle 350 aileye ulaşıldı, 60 evladımızın yüzü güldürüldü

Ayna Uluslararası İnsani Yardım Derneği Adına açıklama yapan Remzi ÇIRA “Ekibimizde QNB Finansbank’ta halen aktif biçimde görev alan H.İzzet Ünlü, Kadir Dursun, yine Finansbank’tan emekli olan olan T.Dede ve C.Erdin gibi isimlerle mazlumların yanında olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Remzi ÇIRA, “bu bağlamda maddi manevi desteklerini bizden hiç esirgemeyen değerli QNB Finansbank çalışanlarına bir kez daha teşekkür ederken bankacılığın sadece masa başında çalışmaktan ibaret olmadığını, adını koyduğumuz gibi ‘vicdanımızın Aynası‘ olduğunu gösterebilmek adına derneğimize tüm bankacı arkadaşlarımızı bekliyoruz” şeklinde destek verilmesi için çağrıda da bulundu.

Bankacılardan bir iyilik Projesi: AYNA

QNB Finansbank gönüllüleri Deprem Bölgesinde “Eğitime Katkı” yaptı

QNB Finansbank gönüllülerinden Deprem Bölgesinde örnek çalışmalar

 

 

 

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.