Connect with us

BANKA HABERLERİ

Dosya : Türkiye’de ‘Özel Sandık sorunu-1

Sektör içinden gelen Tecrübeli Bankacı Murat Şenol uzun yıllar üzerinde tartışılan fakat ne oldukları / olmadıkları üyeleri tarafından da tam bilinmeyen ÖZEL SANDIKLARI ele alarak kapsamlı bir çalışma yaptı. İlk bölümünü yayınladığımız çalışmayı okuyanların kafasındaki çoğu sorun da giderilmiş olacak.

Yayınlanma:

|

AĞIRLIKLI BANKA ÇALIŞAN VE EMEKLİLERİNE AİT OLAN ÖZEL SANDIKLARIN, 45 YILDIR DEVAM EDEN BELİRSİZLİĞİ NE ZAMAN KADARA BEKLEYECEKTİR ?

Ülkemizde Bazı Bankaların, Sigorta, reasürans şirketi, ticaret odaları ve sanayii odalarının çalışanları,  5510 sayılı kanuna göre, kamu sosyal  güvenlik  sisteminin (önceden SSK şimdi ise SGK ) içinde yer almadıklarından,  bu kapsamda sigortalı sayılmamakta ve sosyal güvenlik primlerini de SGK’ya değil “özel sandıklara” ödemektedirler.

Bu sandıkların devir edilme hikayesi 85 yıllık bir tarihe dayanmakta olup, halen de devir işlemleri gerçekleştirilememekte birlikte belirsiz bir tarihe ertelenmiştir. Bir çok Banka ve sigorta çalışanını ilgilendiren bu sıkıntılı konuya ve yarattığı sorunlara geçmeden önce hukuki süreci, tarihsel bir perspektif içinde ele almak yararlı olacaktır.

Özel sandıkların kuruluş hikayesi

1936 yılında yürürlüğe giren 3008 sayılı iş kanunu, banka ve sigorta şirket çalışanlarının, iş kanunu kapsamı dışında kalmasına neden olmuştur. Öte yandan 1950’li yıllarda 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Yasası’nın 468 ve 469. Maddelerinde, “şirket müstahdem ve çalışanları için yardım sandıkları vesair yardım teşkilatına yardım veya idamesine” yönelik kârdan, şirket mallarından ve parasından yedek akçe ayrılabileceği şeklinde düzenlemeler yer almıştır. (Yeni Türk Ticaret Yasası 6102 madde 522)  Bu düzenlemelerin  verdiği yasal olanak içinde, bankalar, işveren katkısı ve çalışanlardan toplanan aidatlar ile  çalışanlara sosyal yardım amaçlı, sosyal sigortalar kanunu bakımından “özel emeklilik  sandıkları  ve vakıfları”  şeklinde yapılandırmalara gitmişlerdir.

01.08.1964 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 506 sayılı SSK Kanunun Geçici 20 maddesi; bankalar, sigorta, reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayii odaları, borsalar ve bunların kurdukları birlikler kendi personelinin malullük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere, dernek veya vakıf şeklinde özel sandıklar kurulmasına yasal olarak da açık imkan vermiştir. Bu sandıklar SSK kapsamı dışında kalarak ama SSK yerine geçip tüm sigorta kollarındaki yardımları karşılamak üzere kanunla kurulmuş emekli sandığı niteliğine kavuşmuştur.

Türkiye’de kaç tane özel sandık var?

Bu kapsamda ülkemizde önceden sayıları çok daha fazla olmakla birlikte zamanla çoğu SGK kapsamına alınarak tasfiye edilmiş, günümüzde ise 12 adeti banka (Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası  , Şekerbank, Yapı Kredi Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Bankası, TSKB, Esbank, Fortisbank, İmar bankası), 5 adeti sigorta şirketi (Anadolu sigorta, Genel Sigorta, Ankara Anonim Türk Sigorta, liberty sigorta, Milli Reasürans şirketi ) ve 1 adet de TOBB sandığı olmak üzere 18 sandık kalmıştır.

Kuruluş yasal altyapıları bu şekilde oluşturup faaliyete devam ederken ilk olarak 1976 yılında ülkedeki sosyal güvenlik sistemine devirleri gündeme gelmiş ve 11.05.1976 tarih, 1992 sayılı yasanın 3 maddesiyle 506 sayılı kanununa eklenen ek 1.madde ile devir yapılmak istenmiştir.

Yasal süreç nasıl işledi?

İlk Anayasa Mahkemesi süreci; Anayasa Mahkemesinin, 25.01.1977 tarih 1977/2 kararı; denetim makamlarının- Çalışma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı- vakıf örgütlerini hiç denetlemediklerini ve devletin kurduğu sosyal sigortalar örgütünden daha üstün yararlar sağlayan vakıf kuruluşlarına el atmasının, sosyal hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağını ifade etmiştir. Bu kuruluşlar hakkında hiç inceleme yapmadan durumları açık ve seçik ortaya konulmadan mensuplarının sosyal sigortalar kapsamına alınması ilke olarak Anayasaya aykırı bulunmuştur.

01.11.2005 tarihinde, 5411 Sayılı Bankalar yasası Geçici 23.madde ile 3 yıl içinde devirleri öngörülmüş; yükümlülüklerin peşin değeri hesaplanarak sandık ve istihdam eden kuruluşlarca müteselsilen tahsili öngörülmüştür. Yükümlülük devri sonrası da 506 sayılı yasanın üzerinde sağlanan hak ve ödemeler de sandık tarafından ödenmeye devam edecektir.

20.05.2006  tarihinde 26173 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile daha önce üç farklı kurum ve özel emeklilik sandıklarına bağlı olarak sunulan sosyal güvenlik hizmetleri, tek bir çatı altında birleştirilmiştir. Bu değişikliğin gerekçesi,  “sigorta hak ve yükümlülüklerinin eşitlendiği, mali olarak sürdürülebilir tek bir emeklilik ve sağlık sigortası sisteminin kurulması” şeklinde açıklanmıştır.

30.11.2006 tarih ve 2006/1345 Bakanlar Kurulu kararı eki ile devre ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Bu noktada Teknik faiz oranı % 10.24 olarak karar verilmiştir.

Anayasa mahkemesi süreci-2; 22.03.2007, 2007/33 karar 15.12.2007/26731 saylı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. 506 sayılı yasanın öngördüğü hak ve ödemeler üzerinde sağlanan ek sosyal hakların ve ödemelerin devam ettirilmesinin yeterli güvencenin olmaması ve hak sahiplerinin ileride gelir kaybına uğrayacağından, 5411 sayılı yasanın Geçici 23.maddesi iptal edilmiştir.

08.05.2008 tarih 26870 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanıp (17.04.2008 Kabul Tarihi) 5754 sayılı yasa ile (madde 73), 5510 sayılı yasanın geçici 20.maddesi ile; Ek yararlar peşin değer hesabında dikkate alınacak ve vakıf senedinde bulunmasına rağmen karşılanmayan diğer sosyal hak ve ödemler sandıklar ve ilgili istihdam eden kuruluşlarca, devir sonrası karşılanmaya devam edecektir. Bu yasa ile teknik faiz oranı %9.8 olarak esas alınmıştır. (İleride de bahsedeceğimiz gibi bu oran Teknik ve Fiili açıkların yanlış hesaplanmasına neden olmaktadır) Yasa ile üç yıl içinde devir yapılacak ve en fazla iki yıl uzatılabilecektir.

09.04.2011 tarihinde 2011/1559 saylı Bakanlar Kurulu kararıyla 2 yıllık uzatım yapılmıştır.

Anayasa Mahkemesi süreci-3; Anayasa Mahkemesi 30.03.2011 tarihinde 5754 sayılı kanuna eklenen geçici 20. maddeyi anayasanın ikinci maddesine aykırılık Olduğu gerekçesiyle açılan davayı sonuçlandırmış ve 28.12.2011 tarihinde resmi gazetede yayınlayarak önceki kararların aksine sandıkların devrinde herhangi bir hak kaybına yol açmayacağını, bu kişilerin sosyal güvenlik haklarının korunacağını ifade etmiştir böylece sandıkların devrinin önündeki hukuki engel ortadan kaldırılmıştır.

8 Nisan 2013 tarihinde 2013/4617 sayılı Bakanlar kurulu kararıyla devir 8 Mayıs 2015 tarihine uzatılmıştır.

23 Nisan 2015 tarihinde 29335 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6645 sayılı kanunun 51. maddesine göre süre belirtilmeden devir tarihini belirleme yetkisi Bakanlar kuruluna devredilmiştir. Böylece devrin ne zaman yapılacağı belirsiz bir tarihe ertelenmiştir.

9 Temmuz 2018 tarihinde 30473 sayılı mükerrer resmi gazetede yayınlanan 703 sayılı kanun hükmünde kararname ile devir tarihini belirleme yetkisi Cumhurbaşkanlığına verilmiştir.

Murat Şenol – Ekonomist

BANKA HABERLERİ

Müşterilerinizin Konkordato İlan Etmesi Nedeniyle Uğrayacağınız Zararlardan Korunma Yolları

Yayınlanma:

|

Müşterilerinizin konkordato ilan etmesi durumunda uğrayacağınız zararları en aza indirmek için alabileceğiniz önlemler şunlardır:

  • Detaylı Kredi Değerlendirmesi: Yeni müşterilerle iş yapmadan önce ve mevcut müşterilerinizle devam ederken düzenli olarak detaylı kredi değerlendirmesi yapın. Ticari sicil gazetesini inceleyin, finansal tablolarını (bilanço, gelir tablosu) analiz edin, banka referanslarını kontrol edin ve geçmiş ödeme performanslarını gözden geçirin.
  • Teminat Mekanizmaları Oluşturma: Özellikle riskli gördüğünüz müşterilerle çalışırken teminat mekanizmaları (ipotek, rehin, kefalet, banka teminat mektubu vb.) talep edin. Bu, alacağınızın güvence altına alınmasına yardımcı olur.
  • Kredi Sigortası: Ticari alacak sigortasıyaptırarak, müşterilerinizin iflas veya konkordato gibi nedenlerle ödeme yapamaması durumunda alacaklarınızı sigorta şirketinden tahsil edebilirsiniz.
  • Sözleşmeleri Güçlendirme: Sözleşmelerinize, ödeme gecikmelerinde uygulanacak gecikme faizi, temerrüt hükümleri ve erken fesih maddeleri gibi maddeler ekleyin. Ayrıca, mal teslimi sonrası mülkiyetin devrini alacak tahsil edilene kadar askıda tutan mülkiyeti muhafaza kaydı gibi hükümleri sözleşmelerinize dahil edebilirsiniz.
  • Düzenli Takip ve Erken Müdahale: Müşterilerinizin ödeme performanslarını, finansal durumlarını ve piyasadaki gelişmelerini düzenli olarak takip edin. Herhangi bir olumsuz sinyalde erken müdahale ederek ödeme planları yapma, hukuki süreç başlatma veya alternatif çözüm yolları arama gibi adımlar atın.
  • Tahsilat Politikalarını Gözden Geçirme: Şirketinizin tahsilat politikalarını gözden geçirin ve gerektiğinde güncelleyin. Vadesi geçmiş alacaklar için etkin bir takip sistemi kurun ve düzenli hatırlatmalar yapın.
  • Hukuki Danışmanlık: Şüpheli durumlarda veya riskli müşterilerle çalışırken uzman bir avukattan hukuki danışmanlık alın. Konkordato süreçleri karmaşık olabileceğinden, hukuki destek almak haklarınızı korumanıza yardımcı olacaktır.
  • Çeşitlendirme: İşinizi tek bir veya birkaç büyük müşteriye bağımlı kılmak yerine, müşteri portföyünüzü çeşitlendirmeye çalışın. Bu, bir müşterinin konkordato ilan etmesi durumunda şirketinizin genelini etkileyecek zararı azaltacaktır.

Bu önlemleri alarak, müşterilerinizin konkordato ilan etmesi riskine karşı daha hazırlıklı olabilir ve olası zararlarınızı minimize edebilirsiniz.

Zuhal KARABULUT

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Telefon Operatörleri Dolandırıcılıkta Ne Kadar Suçlu?

Yayınlanma:

|

Bankacılık Dolandırıcılıklarında Sessiz Ortak: GSM Operatörlerinin Sorumluluğu

Finansal dolandırıcılık vakalarının çoğunda ilk bakışta sorumlu görülenler bankalar olur. Ancak birçok olayda gözden kaçan önemli bir aktör daha vardır: telefon operatörleri. Özellikle SIM kart değişimi (SIM swap), numara taşıma ve SMS doğrulama süreçlerinde yaşanan güvenlik açıkları, milyonlarca liralık dolandırıcılıkların önünü açıyor. Peki operatörler bu zincirin neresinde duruyor? Gerçekten masumlar mı?

Dijital Bankacılığın Kırılgan Ayağı: Telefon Numaranız

Günümüzde banka işlemleri büyük oranda cep telefonuna gelen tek kullanımlık SMS şifreleriyle doğrulanıyor. Bu nedenle telefon numarası, adeta bir dijital anahtar haline geldi. Eğer bir dolandırıcı sizin adınıza yeni bir SIM kart çıkarttırırsa, banka sistemleri onun gerçekten siz olduğuna inanır.

Bu noktada, dolandırıcının banka sistemlerini değil, önce operatörü kandırması yeterlidir.

Telefon Operatörlerinin Başlıca Güvenlik Açıkları

1. SIM Kart Değişimi Sırasında Kimlik Doğrulama Eksiklikleri

Dolandırıcılar sahte kimlik belgeleriyle operatör mağazalarına giderek mevcut SIM kartınızı iptal ettirip, yeni bir kart alabiliyorlar. Bu sayede banka onay SMS’leri kendi telefonlarına düşmeye başlıyor.

Yargıtay Kararları, bu tür işlemlerde operatörlerin “özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini” ve zararda müşterek kusur taşıdığını belirtiyor.

2. Numara Taşıma Dolandırıcılığı

Numaranız başka bir operatöre geçirilirken, taşınma talebine dair bilgi SMS’i ya gecikiyor ya da hiç ulaşmıyor. Dolandırıcı bu süreyi kullanarak sizin adınıza işlem yapabiliyor.

BTK yönetmelikleri, operatörleri “abonelik işlemlerinde açık rıza ve belge zorunluluğu” konusunda bağlamaktadır. İhlal durumunda hizmet kusuru doğar.

3. Operatör Çalışanlarının Bilgi Sızdırması

İçerden çalışan bir personel, kullanıcı bilgilerini ya da SIM aktivasyon süreçlerini dolandırıcılara iletebiliyor. Bu durum, “insider threat” olarak bilinir ve büyük zararlara neden olur.

Operatörler Hukuken Ne Kadar Sorumlu?

Borçlar Kanunu’na Göre Hizmet Kusuru

Telefon operatörleri, sundukları hizmeti “özenle ve dikkatle sunmakla” yükümlüdür. Kimlik doğrulama sürecinde ihmal varsa, bu hizmet kusuru sayılır.

Müşterek Kusur ve Tazminat

Dolandırıcılık sonucu oluşan zararda mahkemeler, operatörlerin banka ile birlikte müşterek sorumluluk taşıyabileceğine hükmetmektedir. Bu durumda zararın belli bir yüzdesi operatörden tahsil edilebilir.

Gerçek Bir Olay: SIM Değişimi Sonrası Hesap Boşaltıldı

Bir davada, mağdurun SIM kartı bilgisi dışında değiştirildi ve hesabından 300.000 TL çekildi. Mahkeme, “operatörün güvenlik sürecini yeterince işletmediğini” ve “dolandırıcılığa zemin hazırladığını” belirterek zararın %40’ından operatörü sorumlu tuttu.

Ne Yapılmalı? Operatörler Hangi Önlemleri Almalı?

✅ SIM değişimi için çift doğrulama zorunlu hale getirilmeli
✅ Tüm işlemler biyometrik onay ile desteklenmeli
✅ Şüpheli işlemler için anında banka bilgilendirmesi yapılmalı
✅ Bayilerde sahte belge kontrolü için merkezi sorgulama sistemi kurulmalı
✅ Personel erişimi kısıtlanmalı, log’lar düzenli denetlenmeli

Zincirin En Zayıf Halka Olamazlar

Telefon operatörleri, kullanıcılarının yalnızca konuşma ve internet hizmetlerini değil, aynı zamanda finansal güvenliğini de taşıdıklarının farkında olmak zorundalar. Aksi halde, kullanıcılar mağdur olurken, operatörler de hukuken cezasız kalmaz.

📌 Yasal bir güvenlik zinciri, en zayıf halkası kadar güçlüdür.
Ve bazen o halka, cebimizdeki SIM karttır.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FATF’ten Kara Para Aklamaya Karşı Net Hamle

Dijital Para Transferlerinde Yeni Dönem Başladı
Kimin Para Gönderdiği Artık Saklanamayacak

Yayınlanma:

|

Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF), küresel finansal sistemin güvenliğini artırmak amacıyla Tavsiye 16’yı güncelledi. Bu değişiklikler, özellikle sınır ötesi ödemelerde şeffaflığın artırılması, dolandırıcılığın önlenmesi ve hatalı transferlerin azaltılması gibi kritik alanlarda büyük değişimlere işaret ediyor.

Neden Tavsiye 16 Güncellendi?

Geleneksel ödeme sistemleri, özellikle sınır ötesi para transferlerinde, gönderici ve alıcı bilgilerini eksiksiz ve doğru bir şekilde aktarmakta yetersiz kalabiliyor. Bu durum:

  • Dolandırıcılık vakalarının artmasına,

  • Terörizmin finansmanına olanak tanıyan açıkların oluşmasına,

  • Hatalı transferlerin geri alınamamasına yol açıyordu.

FATF, bu sorunların önüne geçmek amacıyla Tavsiye 16’yı yeniden yapılandırarak “gözetim, doğrulama ve şeffaflık” esaslarını merkezine aldı.

Yeni Tavsiyenin Ana Unsurları

1. Zorunlu Bilgi Paylaşımı

Artık tüm sınır ötesi ödeme işlemlerinde, gönderen ve alıcı hakkında tanımlayıcı bilgiler eksiksiz olarak iletilmek zorunda. Eksik bilgi içeren transferler kabul edilmeyecek.

2. “Travel Rule” Uygulaması

Bu kural, müşteri bilgilerinin ödeme işlemi boyunca tüm aracılarla birlikte “seyahat etmesini” zorunlu kılıyor. Böylece her aşamada veri izlenebilirliği sağlanıyor.

3. Gerçek Zamanlı Kimlik Doğrulama

Bankalar ve ödeme kuruluşları, girilen alıcı bilgilerinin doğruluğunu gerçek zamanlı olarak kontrol etmekle yükümlü hale geldi. Bu sistem hatalı ödemeleri büyük oranda engelleyecek.

4. Sanal Varlık (Kripto) Transferlerine Genişleme

Yapılan güncellemeler, kripto para borsaları ve sanal varlık hizmet sağlayıcılarını da kapsıyor. Artık bu kuruluşlar da aynı şeffaflık ve bilgi paylaşımı yükümlülüklerine tabi olacak.

Küresel Finansal Sisteme Etkileri

Bu yeni çerçeve, sadece bankaları değil, tüm finansal teknoloji firmalarını ve aracı ödeme kuruluşlarını kapsıyor. Özellikle:

  • Kripto para işlemleri artık daha izlenebilir olacak.

  • Fintech şirketleri, müşteri bilgilerini anlık doğrulama sistemleri kurmak zorunda kalacak.

  • Bankalar, daha fazla operasyonel uyum ve teknoloji yatırımı yapmak zorunda olacak.

Türkiye İçin Ne Anlama Geliyor?

Türkiye gibi yüksek hacimli dış ticaret yapan ve uluslararası para akışına açık ülkeler için bu değişiklikler:

  • Kara para aklamaya karşı mücadelede etkinliği artıracak,

  • Yatırımcı güvenini ve finansal sistemin itibarını güçlendirecek,

  • Bankaların dijitalleşme ve veri yönetimi altyapılarını yenilemeye zorlayacak.

Ana Yenilikler ve Etkileri

Madde Açıklama Etkisi
1. Gönderen ve Alıcının Tanımlanması Artık tüm ödemelerde gönderici ve alıcı bilgileri eksiksiz iletilmek zorunda 🔐 Kimlik doğruluğu artar
2. “Travel Rule” (Seyahat Kuralı) Güçlendirildi Gönderiyle birlikte müşteri bilgileri de “taşınmak” zorunda 🔎 İzlenebilirlik artar
3. Gerçek Zamanlı Veri Doğrulama Bankalar ve ödeme kuruluşları bilgileri doğrulamakla yükümlü 🛡️ Hatalı transferler azalır
4. Sanal Varlık Transferlerine Uygulama Kripto para transferlerinde de aynı kurallar geçerli 💻 Kripto dolandırıcılığı azalır

FATF’nin Tavsiye 16’da yaptığı güncellemeler, yalnızca bir düzenleme değişikliği değil, aynı zamanda finansal sistemlerin geleceğine yönelik bir güvenlik reformudur. Bu reform, hem uluslararası finansal güvenliği artıracak hem de tüketicileri hatalı işlemlerden ve dolandırıcılıktan koruyacaktır.

Finansal kurumların, bu yeni döneme hazırlıklı olması artık bir tercih değil, zorunluluktur.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.