AĞIRLIKLI BANKA ÇALIŞAN VE EMEKLİLERİNE AİT OLAN ÖZEL SANDIKLARIN, 45 YILDIR DEVAM EDEN BELİRSİZLİĞİ NE ZAMAN KADARA BEKLEYECEKTİR ?
Ülkemizde Bazı Bankaların, Sigorta, reasürans şirketi, ticaret odaları ve sanayii odalarının çalışanları, 5510 sayılı kanuna göre, kamu sosyal güvenlik sisteminin (önceden SSK şimdi ise SGK ) içinde yer almadıklarından, bu kapsamda sigortalı sayılmamakta ve sosyal güvenlik primlerini de SGK’ya değil “özel sandıklara” ödemektedirler.
Bu sandıkların devir edilme hikayesi 85 yıllık bir tarihe dayanmakta olup, halen de devir işlemleri gerçekleştirilememekte birlikte belirsiz bir tarihe ertelenmiştir. Bir çok Banka ve sigorta çalışanını ilgilendiren bu sıkıntılı konuya ve yarattığı sorunlara geçmeden önce hukuki süreci, tarihsel bir perspektif içinde ele almak yararlı olacaktır.
Özel sandıkların kuruluş hikayesi
1936 yılında yürürlüğe giren 3008 sayılı iş kanunu, banka ve sigorta şirket çalışanlarının, iş kanunu kapsamı dışında kalmasına neden olmuştur. Öte yandan 1950’li yıllarda 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Yasası’nın 468 ve 469. Maddelerinde, “şirket müstahdem ve çalışanları için yardım sandıkları vesair yardım teşkilatına yardım veya idamesine” yönelik kârdan, şirket mallarından ve parasından yedek akçe ayrılabileceği şeklinde düzenlemeler yer almıştır. (Yeni Türk Ticaret Yasası 6102 madde 522) Bu düzenlemelerin verdiği yasal olanak içinde, bankalar, işveren katkısı ve çalışanlardan toplanan aidatlar ile çalışanlara sosyal yardım amaçlı, sosyal sigortalar kanunu bakımından “özel emeklilik sandıkları ve vakıfları” şeklinde yapılandırmalara gitmişlerdir.
01.08.1964 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 506 sayılı SSK Kanunun Geçici 20 maddesi; bankalar, sigorta, reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayii odaları, borsalar ve bunların kurdukları birlikler kendi personelinin malullük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere, dernek veya vakıf şeklinde özel sandıklar kurulmasına yasal olarak da açık imkan vermiştir. Bu sandıklar SSK kapsamı dışında kalarak ama SSK yerine geçip tüm sigorta kollarındaki yardımları karşılamak üzere kanunla kurulmuş emekli sandığı niteliğine kavuşmuştur.
Türkiye’de kaç tane özel sandık var?
Bu kapsamda ülkemizde önceden sayıları çok daha fazla olmakla birlikte zamanla çoğu SGK kapsamına alınarak tasfiye edilmiş, günümüzde ise 12 adeti banka (Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası , Şekerbank, Yapı Kredi Bankası, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Bankası, TSKB, Esbank, Fortisbank, İmar bankası), 5 adeti sigorta şirketi (Anadolu sigorta, Genel Sigorta, Ankara Anonim Türk Sigorta, liberty sigorta, Milli Reasürans şirketi ) ve 1 adet de TOBB sandığı olmak üzere 18 sandık kalmıştır.
Kuruluş yasal altyapıları bu şekilde oluşturup faaliyete devam ederken ilk olarak 1976 yılında ülkedeki sosyal güvenlik sistemine devirleri gündeme gelmiş ve 11.05.1976 tarih, 1992 sayılı yasanın 3 maddesiyle 506 sayılı kanununa eklenen ek 1.madde ile devir yapılmak istenmiştir.
Yasal süreç nasıl işledi?
İlk Anayasa Mahkemesi süreci; Anayasa Mahkemesinin, 25.01.1977 tarih 1977/2 kararı; denetim makamlarının- Çalışma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı- vakıf örgütlerini hiç denetlemediklerini ve devletin kurduğu sosyal sigortalar örgütünden daha üstün yararlar sağlayan vakıf kuruluşlarına el atmasının, sosyal hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağını ifade etmiştir. Bu kuruluşlar hakkında hiç inceleme yapmadan durumları açık ve seçik ortaya konulmadan mensuplarının sosyal sigortalar kapsamına alınması ilke olarak Anayasaya aykırı bulunmuştur.
01.11.2005 tarihinde, 5411 Sayılı Bankalar yasası Geçici 23.madde ile 3 yıl içinde devirleri öngörülmüş; yükümlülüklerin peşin değeri hesaplanarak sandık ve istihdam eden kuruluşlarca müteselsilen tahsili öngörülmüştür. Yükümlülük devri sonrası da 506 sayılı yasanın üzerinde sağlanan hak ve ödemeler de sandık tarafından ödenmeye devam edecektir.
20.05.2006 tarihinde 26173 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile daha önce üç farklı kurum ve özel emeklilik sandıklarına bağlı olarak sunulan sosyal güvenlik hizmetleri, tek bir çatı altında birleştirilmiştir. Bu değişikliğin gerekçesi, “sigorta hak ve yükümlülüklerinin eşitlendiği, mali olarak sürdürülebilir tek bir emeklilik ve sağlık sigortası sisteminin kurulması” şeklinde açıklanmıştır.
30.11.2006 tarih ve 2006/1345 Bakanlar Kurulu kararı eki ile devre ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Bu noktada Teknik faiz oranı % 10.24 olarak karar verilmiştir.
Anayasa mahkemesi süreci-2; 22.03.2007, 2007/33 karar 15.12.2007/26731 saylı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. 506 sayılı yasanın öngördüğü hak ve ödemeler üzerinde sağlanan ek sosyal hakların ve ödemelerin devam ettirilmesinin yeterli güvencenin olmaması ve hak sahiplerinin ileride gelir kaybına uğrayacağından, 5411 sayılı yasanın Geçici 23.maddesi iptal edilmiştir.
08.05.2008 tarih 26870 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanıp (17.04.2008 Kabul Tarihi) 5754 sayılı yasa ile (madde 73), 5510 sayılı yasanın geçici 20.maddesi ile; Ek yararlar peşin değer hesabında dikkate alınacak ve vakıf senedinde bulunmasına rağmen karşılanmayan diğer sosyal hak ve ödemler sandıklar ve ilgili istihdam eden kuruluşlarca, devir sonrası karşılanmaya devam edecektir. Bu yasa ile teknik faiz oranı %9.8 olarak esas alınmıştır. (İleride de bahsedeceğimiz gibi bu oran Teknik ve Fiili açıkların yanlış hesaplanmasına neden olmaktadır) Yasa ile üç yıl içinde devir yapılacak ve en fazla iki yıl uzatılabilecektir.
09.04.2011 tarihinde 2011/1559 saylı Bakanlar Kurulu kararıyla 2 yıllık uzatım yapılmıştır.
Anayasa Mahkemesi süreci-3; Anayasa Mahkemesi 30.03.2011 tarihinde 5754 sayılı kanuna eklenen geçici 20. maddeyi anayasanın ikinci maddesine aykırılık Olduğu gerekçesiyle açılan davayı sonuçlandırmış ve 28.12.2011 tarihinde resmi gazetede yayınlayarak önceki kararların aksine sandıkların devrinde herhangi bir hak kaybına yol açmayacağını, bu kişilerin sosyal güvenlik haklarının korunacağını ifade etmiştir böylece sandıkların devrinin önündeki hukuki engel ortadan kaldırılmıştır.
8 Nisan 2013 tarihinde 2013/4617 sayılı Bakanlar kurulu kararıyla devir 8 Mayıs 2015 tarihine uzatılmıştır.
23 Nisan 2015 tarihinde 29335 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6645 sayılı kanunun 51. maddesine göre süre belirtilmeden devir tarihini belirleme yetkisi Bakanlar kuruluna devredilmiştir. Böylece devrin ne zaman yapılacağı belirsiz bir tarihe ertelenmiştir.
9 Temmuz 2018 tarihinde 30473 sayılı mükerrer resmi gazetede yayınlanan 703 sayılı kanun hükmünde kararname ile devir tarihini belirleme yetkisi Cumhurbaşkanlığına verilmiştir.
Murat Şenol – Ekonomist