ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Döviz zengini İller şaşırttı

Yayınlanma:
3 ay önce|
Yazan:
BankaVitrini
Aksaray, toplamda 49,3 milyar TL’lik mevduatının yüzde 48,2’sinin döviz tevdiat hesaplarında tutulduğu bir şehir olarak listenin en başında yer aldı. Bu oran, Aksaray’ı Türkiye genelinde döviz mevduatlarının en yüksek olduğu il yapıyor. Aksaray’ı sırasıyla yüzde 47,87 ile Bingöl ve yüzde 45,08 ile Yozgat takip ediyor.
BÜYÜKŞEHİRLERDE DURUM NASIL?
Türkiye’nin büyükşehirleri arasında ise döviz mevduat oranları daha düşük. İstanbul, 7 bin 995 milyar TL’lik toplam mevduatının yüzde 32,21’ini döviz olarak tutarken, Ankara ve İzmir sırasıyla yüzde 31,67 ve yüzde 29,89 oranlarına sahip. Bu şehirler, döviz mevduatlarının büyük paya sahip olmasına rağmen, oranları Aksaray gibi illerin gerisinde kalıyor.
EN DÜŞÜK DÖVİZ MEVDUAT ORANLARINA SAHİP ŞEHİRLER
Öte yandan, döviz mevduatının en düşük olduğu şehirler ise Ardahan, Şanlıurfa ve Kars. Ardahan, yüzde 19,31 ile en düşük oranı elde ederken, Şanlıurfa yüzde 21,29, Kars ise yüzde 22,60 oranlarıyla bu illeri takip ediyor. Bu illerde, dövize olan talep oldukça düşük.
İÇ ANADOLU VE DOĞU ANADOLU BÖLGELERİ ÖNE ÇIKIYOR
Veriler, döviz mevduat oranlarının İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu bölgelerde, döviz hesaplarının toplam mevduata oranı büyük şehirlerden çok daha fazla. Bu durum, dövize olan eğilimin özellikle bu bölgelerde daha yaygın olduğunu ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, Türkiye genelinde döviz mevduatlarının oranları şehirler arasında farklılık gösteriyor. Aksaray gibi iller, dövize yüksek oranda yönelirken, bazı büyükşehirlerde döviz oranı daha düşük kalıyor.
İL İL DÖVİZ HESABI ORANLARI
Şehir | Toplam Mevduat | Toplam DTH | Oran |
AKSARAY | 49.366.796 | 23.796.268 | 48,20% |
BİNGÖL | 14.219.171 | 6.806.759 | 47,87% |
YOZGAT | 32.660.944 | 14.723.834 | 45,08% |
ELAZIĞ | 48.528.614 | 21.844.396 | 45,01% |
BAYBURT | 4.192.598 | 1.859.277 | 44,35% |
KARAMAN | 30.206.537 | 13.311.249 | 44,07% |
NEVŞEHİR | 37.362.449 | 16.348.977 | 43,76% |
GÜMÜŞHANE | 9.269.903 | 3.914.551 | 42,23% |
KÜTAHYA | 40.662.812 | 16.980.037 | 41,76% |
MALATYA | 66.562.288 | 26.753.850 | 40,19% |
ÇANKIRI | 15.533.260 | 6.214.588 | 40,01% |
SAKARYA | 100.003.070 | 39.720.857 | 39,72% |
KIRŞEHİR | 28.576.444 | 11.320.443 | 39,61% |
YALOVA | 41.752.257 | 16.493.790 | 39,50% |
KAYSERİ | 173.599.428 | 68.318.059 | 39,35% |
KONYA | 233.403.566 | 91.710.262 | 39,29% |
SİVAS | 55.313.963 | 21.733.733 | 39,29% |
KOCAELİ | 347.712.925 | 135.744.184 | 39,04% |
AFYONKARAHİSAR | 66.634.880 | 25.941.067 | 38,93% |
RİZE | 33.470.867 | 12.920.251 | 38,60% |
UŞAK | 48.593.787 | 18.614.364 | 38,31% |
ÇORUM | 45.351.142 | 17.342.138 | 38,24% |
GAZİANTEP | 224.470.775 | 85.776.507 | 38,21% |
KARABÜK | 26.362.623 | 10.064.400 | 38,18% |
DÜZCE | 28.424.511 | 10.827.408 | 38,09% |
BATMAN | 26.278.379 | 9.640.849 | 36,69% |
TRABZON | 100.169.947 | 36.664.842 | 36,60% |
KIRIKKALE | 18.828.155 | 6.848.060 | 36,37% |
KAHRAMANMARAŞ | 84.079.058 | 30.543.677 | 36,33% |
ERZİNCAN | 21.445.157 | 7.786.348 | 36,31% |
ANTALYA | 559.357.310 | 202.925.246 | 36,28% |
ISPARTA | 52.071.778 | 18.768.722 | 36,04% |
BURSA | 468.391.826 | 167.227.662 | 35,70% |
ESKİŞEHİR | 123.410.271 | 43.006.333 | 34,85% |
BOLU | 30.951.266 | 10.504.668 | 33,94% |
BURDUR | 29.993.568 | 9.964.494 | 33,22% |
ERZURUM | 34.346.232 | 11.355.001 | 33,06% |
DENİZLİ | 145.893.128 | 48.098.200 | 32,97% |
TOKAT | 32.699.478 | 10.667.060 | 32,62% |
AMASYA | 22.476.140 | 7.310.986 | 32,53% |
TUNCELİ | 12.434.409 | 4.031.701 | 32,42% |
ZONGULDAK | 64.312.654 | 20.785.574 | 32,32% |
İSTANBUL | 7.995.619.415 | 2.575.235.302 | 32,21% |
GİRESUN | 43.371.241 | 13.818.965 | 31,86% |
MARDİN | 31.892.365 | 10.124.732 | 31,75% |
ANKARA | 2.417.936.226 | 765.795.325 | 31,67% |
BALIKESİR | 173.875.490 | 54.622.341 | 31,41% |
SAMSUN | 125.070.406 | 38.854.629 | 31,07% |
AYDIN | 166.721.715 | 51.739.617 | 31,03% |
TEKİRDAĞ | 144.662.856 | 44.642.893 | 30,86% |
SİNOP | 21.021.347 | 6.478.832 | 30,82% |
MUĞLA | 248.995.169 | 76.720.973 | 30,81% |
IĞDIR | 13.141.996 | 3.983.456 | 30,31% |
ADIYAMAN | 38.170.992 | 11.548.118 | 30,25% |
İZMİR | 969.526.903 | 289.820.502 | 29,89% |
HATAY | 194.977.133 | 58.145.466 | 29,82% |
BİLECİK | 19.774.913 | 5.873.492 | 29,70% |
BARTIN | 20.274.613 | 6.020.308 | 29,69% |
MERSİN | 238.496.988 | 70.747.181 | 29,66% |
MANİSA | 150.156.365 | 44.523.091 | 29,65% |
KİLİS | 6.313.192 | 1.867.066 | 29,57% |
ORDU | 60.590.241 | 17.492.378 | 28,87% |
OSMANİYE | 29.022.059 | 8.373.806 | 28,85% |
AĞRI | 12.949.952 | 3.643.675 | 28,14% |
MUŞ | 9.928.456 | 2.762.177 | 27,82% |
ARTVİN | 14.874.898 | 4.125.695 | 27,74% |
VAN | 31.187.354 | 8.360.832 | 26,81% |
ADANA | 273.070.101 | 73.097.589 | 26,77% |
NİĞDE | 26.889.801 | 7.145.226 | 26,57% |
KASTAMONU | 58.953.393 | 15.148.838 | 25,70% |
ÇANAKKALE | 82.408.001 | 21.036.107 | 25,53% |
ŞIRNAK | 13.560.968 | 3.408.223 | 25,13% |
KIRKLARELİ | 46.992.221 | 11.451.457 | 24,37% |
DİYARBAKIR | 91.132.746 | 22.185.431 | 24,34% |
EDİRNE | 57.190.937 | 13.891.864 | 24,29% |
BİTLİS | 10.644.352 | 2.526.566 | 23,74% |
HAKKARİ | 7.033.156 | 1.623.805 | 23,09% |
SİİRT | 11.481.458 | 2.602.697 | 22,67% |
KARS | 14.247.803 | 3.219.989 | 22,60% |
ŞANLIURFA | 62.629.978 | 13.332.671 | 21,29% |
ARDAHAN | 5.888.635 | 1.137.251 | 19,31% |
Sözcü
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Prof. Dr. Esfender KORKMAZ: Ekonomik Sorunlar Artacak

Yayınlanma:
2 gün önce|
30/04/2025Yazan:
BankaVitrini
2025 yılında, Trump’ın getirdiği ticaret gerilimleri, Ortadoğu, Hindistan – Pakistan, Putin ve Rusya’nın tutumu gibi jeopolitik belirsizlikler ile gelişmekte olan ülkelerde dış borç temerrüt riskinin artması, iktisadi konjonktürü olumsuz etkilemiştir. Küresel büyüme oranı da yüzde 2 ve altında olacaktır.
Türkiye ise, riskler açısından sıkıntılı bir döneme girdi. Ekonomi yönetimine ve makro verilere bakarsak, ekonomik istikrar sorunu artacaktır.
Bir ülkede istikrarın sağlanması ve doğru çözümler için, mevcut konjonktürü doğru değerlendirmek ve verileri doğru tespit etmek gerekir.
1- Kuru laf karın doyurmaz
Bloomberg’de dün sabah Mehmet Şimşek konuştu. Türkiye’de yaşamayan ve Türkiye’yi tanımayan birisi televizyona bakınca, her şey güllük gülistanlık zanneder. Gerçekte ise iyi niyet ve optimistlik motivasyonu yükseltir; ancak aynı zamanda gerçekler çok farklı ise fahiş hatalara neden olur.
Mehmet Şimşek’in söyledikleri ve iyi niyeti, Türkiye gerçeklerinden çok farklıdır.
Bütçe kaynakları üretken yatırımlara gidecek diyor.
Ama bütçe açıkları artıyor. Bütçenin yüzde 55’i transfer harcamalarına gidiyor. Bu harcamalar zaten üretken değil. Yüzde 45’i cari harcamalara ve yatırımlara gidiyor. Ancak cari harcamalarının da büyük bir kısmı personel harcamalarına gidiyor. Yatırımların payı yüzde 7 dolayındadır. Bakan personel harcamalarından mı kısacak? Yahutta Cumhurbaşkanlığı harcamaları ve diyanet harcamalarını mı kısacak da üretken yatırımlara yönlendirecek? Zaten baştan beri mali disiplin dedi ve fakat bütçe açıkları arttığı gözlemleniyor.
Yerli ve yabancı sermaye yatırımlarına yüksek teşvikler verilecek diyor.
Teknoloji yatırımları desteklenecek diyor. İhracat teşvikleri artacak diyor. Ama yatırım yapılması için hukuki altyapı olması gerekir. Hukuki altyapı sorulunca benim konum değil diyor. Hukuki altyapı ve güven olmazsa, yatırım ortamı olur mu? Zaten artık doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişi de azaldı.
Cari açık düşecek diyor?
Cari açığın temel nedeni, üretimde yüksek oranda ithal girdi kullanmamızdır. Yatırım ortamı olmayınca ve içerde ithal ikame yatırımları yapılmayınca cari açık kalıcı olarak düşmez.
Mehmet Şimşek, umudunu Euro -dolar paritesinin yüzde 10’u geçmesine bağlamış.
‘’Kamu iç ve dış borcunun GSYH’ya oranı düşük, yüzde 25’tir.‘’ diyor.
Bir defa iç ve dış borçların ekonomik etkileri farklıdır. Bu oran yalnızca finansman açısından anlam ifade eder. Kaldı ki ülkenin dış borçları önemlidir. İster devlet ister özel sektör olsun dış borçlar için dövize ihtiyaç vardır. Temerrüt sorunu ve kriz sorunu da döviz ihtiyacından dolayı ortaya çıkıyor.
Yetişmiş işgücü Türkiye’nin sermayesi diyor.
Ama beyin göçünden haberi yok galiba. Eğitimde dünyadan ne kadar geri düştüğümüzü de göremiyor.
Kayıt dışılıkla mücadele ediyoruz, diyor.
Ama ödemeler bilançosuna göre geçen sene ocak-şubat 2 aylık dönemde net hata ve noksan kaleminden kaynağı belirsiz döviz çıkışı 309 milyon dolar iken bu sene aynı iki ayda 2 milyar 549 milyon dolar oldu. Kayıt dışı çıkan döviz 8 kat artmış.
Ekonomi yönetimi gerçekleri göremezse, etkili çözümler de üretemez.
Bu kadar badireden sonra toplum Ziya paşanın meşhur sözünü benimsedi:
Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
2- Doğru veriler yoksa, çözüm de yoktur.
TÜİK Mart ayı işsizlik verilerini açıkladı. İşsizlik oranı yüzde 7,9‘a gerilemiş görünüyor. Dahası işsizlik her yıl düşüyor. 2019 yılında 14,1 iken şimdi yarı yarıya düştü demektir. Bu demektir ki ekonomi yönetimi telaşlanmasın. Ama bu veriler, ister farklı iş tarifleri nedeni ile olsun, ister yanlış yorumdan olsun, Türkiye gerçekleri ile uyuşmuyor.
2021 mart ayında TÜİK’e göre işsiz sayısı 4 milyon 190 bindir. 2025 Mart ayında bu sayı 2 milyon 807 bine gerilemiş. Ne var ki, TÜİK’in işsiz saymadığı iş aramayanlar ve fakat iş bulsalar hemen başlayacak olanlarla iş bulma umudunu kaybedenler sayısı da aynı dönemde 3 milyon 615 binden 4 milyon 300 bine çıkmış. Eğer işsizliği çözmek istiyorsak, 2807 kişiye değil, 2807 artı 4300 eşittir 7 milyon 107 bin kişiye göre çözüm geliştirmemiz gerekir.
Dahası, 2021 mart ayında yüzde 10,1 olan işsizlik oranı yüzde 2,2 azalarak şimdi 7,9’a gerilerken, atıl işgücü oranı aynı dönemde yüzde 6,9 oranında artarak, 21,9’dan yüzde 28’e yükselmiş.
3- Gidişatı doğru okumak zorundayız.
Ekonomi yönetimi istikrar programı yapmadı ve ekonomiyi yalnızca algıyla yönetmeye çalışıyor. Bu nedenle üretici ve tüketiciye güven ve umut vermedi.
İç siyasette tutuklamalar, ekonomik ve sosyal gidişatı bozdu, negatif beklentiler oluştu.
Merkez Bankası anketinde hane halkının 12 aylık enflasyon beklentisi yüzde 59,3’tür. Beklentiler gerçekleşmeyi de negatif etkiler.
MB faizleri artırdı ve döviz sattı ve fakat dolarizasyonu engelleyemedi. 19 Mart 2025 tarihinden sonra döviz tevdiat hesapları 9 milyar dolar arttı. 14 Mart haftasında yüzde 40,26 olan döviz mevduat oranı da 18 Nisan haftasında yüzde 42,5’e çıktı.
Sanayi üretimi geriledi. 2021 baz yılına göre 2024 şubat ayında 103,1 olan endeks, 2025 şubat ayında 97,7 ye geriledi.
İSO PMİ endeksi 50 altına geriledi ve 48,3 oldu.
İlk çeyrek GSYH verileri açıklanmadı ve fakat gözlemlerimiz özel sektör yatırım yapmıyor.
Dış borçlarda temerrüt riski arttı. Çünkü CDS oranı yükseldi. Özellikle yabancı bankalardan her gün çok sayıda vatandaş başka ülkelerden vize veya vatandaşlık için yurt dışında gayrimenkul alıyor ve döviz gönderiyor. Cari açık geçen yıla göre arttı.
13 Mart 2025 bu köşede, yanlış bir siyasi karar olursa, sıcak para çıkar, kriz derinleşir dedim. Sıcak para çıkıyor. Dahası, doğrudan yabancı yatırım sermayesi de satıp çıkıyor. Döviz talebi artıyor. Yeni bir kur şoku daha yaşayacağız.
En risklisi de siyasi kararlarda ekonominin dikkate alınmıyor olmasıdır. Üretici ve tüketici mevcut krizin derinleşeceğini bilmeli ve önlem almalıdır.
esfenderkorkmaz.com
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
TCMB Başkanı KARAHAN : Parasal sıkılaşma devam edecek mesajı verdi

Yayınlanma:
2 gün önce|
30/04/2025Yazan:
BankaVitrini
TTCMB Başkanı Dr. Fatih Karahan’ın 93. Olağan Genel Kurul Toplantısında Yaptığı Konuşma yaptı…
Bankamızın Saygıdeğer Pay Sahipleri, Değerli Konuklar,
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 93. Olağan Genel Kurul Toplantısına hoşgeldiniz.
Merkez bankalarının toplumsal refah artışına en büyük katkısı fiyat istikrarını sağlamalarıyla gerçekleşir. 2024 yılı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının bu bilinçle kararlı adımlar attığı, böylece dezenflasyon sürecinin başladığı bir yıl oldu.
Genel Kurul’da görüşeceğimiz gündem maddelerine geçmeden önce 2024 yılı başından bu yana makroekonomik gelişmelere dair değerlendirmelerimizi ve para politikası uygulamalarımızı özetleyeceğim. Daha sonra son dönemde piyasalarda yaşanan hareketlilik karşısında aldığımız tedbirlerden bahsedeceğim. Konuşmamın son bölümünde ise kısaca 2024 yılı kurumsal faaliyetlerimize değineceğim.
Saygıdeğer Katılımcılar,
2024 yılında küresel büyüme görünümünde sınırlı bir iyileşme kaydedildi, işgücü piyasalarının arz ve talep dengesindeki normalleşme eğilimi sürdü. Son dönemde küresel ekonomi ve ticaret politikalarına ilişkin artan belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler 2025 yılı küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü riskleri artırdı. Küresel enflasyonda düşüş gözlenmekle birlikte, belirsizliğin yüksek ve risklerin canlı olması, merkez bankalarının temkinli duruşlarını devam ettirmelerine neden oldu.
Ülkemizde ise, 2024 yılının ilk çeyreğinde ücret ayarlamaları ve öne çekilen talep kaynaklı olarak güçlü seyreden iktisadi faaliyet, parasal sıkılaşmanın etkileri ile özellikle ikinci ve üçüncü çeyrekte yavaşladı. Yılın son çeyreğinde ise kampanyaların etkisiyle hanehalkı talebi ve iktisadi faaliyet önceki iki çeyreğe göre hızlandı. Bu gelişmeler çerçevesinde, 2024 yılı genelinde yurt içi talebin ve net ihracatın büyümeye katkısı dengeli seyrederek daha sağlıklı bir görünüme işaret etti. Söz konusu dengelenmeyle uyumlu olarak iktisadi faaliyet 2024 yılında yıllık bazda yavaşladı ve büyüme oranı yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. Üretim tarafından bakıldığında, yılın genelinde büyümenin temel sürükleyicisi hizmetler sektörü olurken, inşaat sektörü bu büyümeye artış yönünde katkı sağladı. 2025 yılının ilk çeyreğine ilişkin talep göstergeleri, yurt içi talebin ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima ediyor. Bu noktada, talep göstergelerini yakından takip ettiğimizi ve talep koşullarındaki gelişmelerin dezenflasyon sürecini olumsuz yönde etkilemesi durumunda, gerekli önlemleri alacağımızı vurgulamak isterim.
2024 yılında, ihracat yıllık bazda artarken, ithalat geriledi. Dış ticaret açığındaki azalma ve hizmetler dengesindeki güçlü görünümün etkisiyle, cari işlemler açığı 2024 yılında belirgin şekilde düştü ve 10 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesindeki güçlü görünüm cari işlemler dengesine olumlu yansırken, altın, enerji ve çekirdek dış ticaret dengesindeki iyileşmeler, cari açıktaki düşüşü destekledi. 2025 yılının şubat ayı itibarıyla 12 aylık birikimli cari açık, hizmetler dengesi fazlasındaki yüksek seviyeye karşın, altın ve enerji açıklarındaki artışın etkisiyle 12,8 milyar ABD doları olarak gerçekleşti.
2024 yılının mayıs ayı itibarıyla yıllık yüzde 75,5 seviyesine ulaşan tüketici enflasyonu, 2024 yılının haziran ayında başlayan dezenflasyon süreci ile hızlı bir gerileme eğilimine girerek, yıl sonunda yüzde 44,4 olarak gerçekleşti. Parasal sıkılaşmanın etkisiyle yıl boyunca zayıflama eğilimi gösteren yurt içi talep koşulları, yılın ikinci yarısında enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere geldi. Kredi kullanımı yılın ilk yarısında artışlar sergiledi, ancak alınan makroihtiyati tedbirlerin desteğiyle yılın kalan döneminde ılımlı seyretti. Türk lirasındaki değer kaybının geçen yıla göre daha sınırlı olması bu kanaldan gelen enflasyonist baskıları hafifletti.
2024 yılında ücret ve hammadde kaynaklı maliyet artışları zayıfladı. Emtia fiyatları yılın ilk çeyreğinde bir miktar yükseldikten sonra yılın kalan kısmında enerji grubu öncülüğünde gerileme eğiliminde oldu. Enflasyon beklentileri enflasyon tahminlerinin üzerinde seyretmekle birlikte yıl boyunca geriledi. Bu gelişmelerin yanı sıra, gıda grubunda belirli dönemlerde ortaya çıkan fiyat artışları, enflasyon açısından bir risk unsuru oldu.
Değerli Konuklar,
Özetlediğim bu makro görünüm altında, para politikası duruşumuzu, dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak şekilde belirliyoruz. Dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için başladığımız güçlü parasal sıkılaştırma süreci çerçevesinde, politika faizini 2024 yılı mart ayı itibarıyla yüzde 50 düzeyine çıkardık. 2024 yılı Nisan-Kasım döneminde enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşumuzu koruyarak politika faizini yüzde 50 düzeyinde sabit tuttuk.
Aralık ayında ise, politika faizinin seviyesini, enflasyon görünümü ve enflasyon beklentilerindeki iyileşmeyi dikkate alarak yüzde 47,5’e indirdik. Ayrıca gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verdik.
Politika faizine ek olarak, iktisadi birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı, parasal aktarımın etkinliğini artırmak amacıyla, 2024 yılında da makroihtiyati politikaları uygulamaya devam ettik. Mevduata, kredilere ve likidite yönetimine ilişkin etkili düzenlemeler yaptık.
Bu kapsamda, parasal sıkılaştırmayı desteklemek amacıyla Türk lirası likidite fazlasının giderilmesine yönelik sıkılaştırıcı adımlar attık. Makroihtiyati çerçevedeki sadeleşme kapsamında menkul kıymet tesisi düzenlemesini yürürlükten kaldırdık, kaldıraç oranına göre ilave zorunlu karşılık tesisi uygulamasını sonlandırdık.
Kur Korumalı Mevduat hesaplarının TL’ye geçiş yoluyla kademeli olarak azaltılması amacıyla, KKM’den TL’ye geçişe ve yenilenmesine ilişkin hedef hesaplamalarında değişiklik yaptık. Buna ilaveten KKM için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıklara faiz veya telafi ödemesi uygulamasını kaldırdık.
2024 yılının haziran ayında başlayan dezenflasyon süreci, 2025 yılının ilk çeyreğinde de devam etti. Mart ayı itibarıyla yıllık tüketici enflasyonu yüzde 38,1’e geriledi. Yılın ilk çeyreğinde emtia fiyatlarında petrol fiyatları öncülüğünde düşüş yaşandı. Temel mal yıllık enflasyonu oldukça ılımlı bir artış sergileyerek yüzde 20’nin altına geriledi. Hizmet enflasyonu ise, ocak ayında, ücret ve yönetilen/yönlendirilen fiyat ve maktu vergi ayarlamalarının etkisiyle bir miktar yükselmekle birlikte, şubat ve mart aylarında belirgin bir yavaşlama eğilimine girdi. Taze meyve ve sebze fiyatlarında yılın ilk iki ayında ılımlı artışlar gözlenirken, mart ayında yaşanan olumsuz hava koşulları, meyve ve sebze fiyatlarında artışa neden oldu.
Enflasyondaki bu gelişmelere paralel olarak, politika faizini ocak ayında %45’e mart ayında ise %42,5’e indirdik. Makro finansal istikrarı korumak, sıkı parasal duruşu desteklemek ve para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğini artırmak için, 2025 yılında da makroihtiyati tedbirlere devam ettik.
Bu kapsamda, kredi büyümesi ve kompozisyonunun dezenflasyon patikası ile uyumlu seyrini temin etmek amacıyla, yabancı para ticari krediler için aylık büyüme sınırını önce yüzde 1’e daha sonra yüzde 0,5’e indirdik. Türk lirası ticari kredilerde ise KOBİ kredi büyüme sınırını yüzde 2,5; diğer ticari kredi büyüme sınırını yüzde 1,5 olarak belirledik. Bankaların 1 yıla kadar vadeli Türk lirası cinsi yükümlülükleri için zorunlu karşılık oranını yükselttik. KKM hesaplarından çıkış stratejisi kapsamında tüzel kişilerin hesap açma ve yenileme işlemlerini sonlandırdık.
Saygıdeğer Katılımcılar,
Konuşmamın bu bölümünde sizlere son dönem piyasa gelişmelerine ve bu gelişmelerin enflasyon görünümü açısından oluşturabileceği riskleri sınırlamak amacıyla aldığımız tedbirlere değineceğim.
Bildiğiniz üzere mart ve nisan aylarında yurt içi ve yurt dışı finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler, finansal varlıklarda değer kayıplarına neden oldu. Bu gelişmelerin makroekonomik görünümü bozmaması için parasal aktarım mekanizmasını destekleyen ilave adımları ivedilikle attık.
Para Politikası Kurulu olarak, 20 Mart tarihinde ara bir toplantı yaparak sıkı parasal duruşu destekleyici tedbirler aldık. Bu doğrultuda, Merkez Bankası gecelik borç verme faiz oranını yüzde 44’ten yüzde 46’ya yükselttik. Bunun yanı sıra bir hafta vadeli repo ihalelerine bir süreliğine ara verdik. Bu sayede 19 Mart günü aşırı oynaklık sergileyen göstergelerdeki artış daha sınırlı kaldı.
17 Nisan tarihinde politika faizini yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya yükselttik. Ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e artırdık. Küresel ticarette artan korumacı eğilimlerin küresel iktisadi faaliyet, emtia fiyatları ve sermaye akımları kanalıyla dezenflasyon sürecine olası etkilerini yakından takip ediyoruz.
Piyasadaki oynaklığı sınırlamak üzere TL ve döviz likiditesine yönelik tedbirler aldık. Bu kapsamda TL depo ihalelerinin vadelerini uzattık. Ayrıca, likidite araçlarımızın çeşitliliğini artırarak vadesi 91 güne kadar likidite senetleri ihraç etmeye başladık. Tahvil piyasasının etkin işleyişini desteklemek için doğrudan tahvil alımları gerçekleştirdik.
Döviz likiditesine yönelik olarak da TCMB nezdinde TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemlerine başladık. Likidite koşullarını yakından izlemeye ve likidite yönetimi araçlarını etkili şekilde kullanmaya devam edeceğiz.
Değerli Konuklar,
Finansal piyasaların etkin işleyişinin sürmesi amacıyla, piyasa kuralları içinde tüm para politikası araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edeceğiz. Adımlarımızı piyasalarda oluşan oynaklığın makroekonomik etkilerini sınırlamak amacıyla proaktif bir yaklaşımla belirleyeceğiz.
Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceğiz. Bu doğrultuda, politika faizini; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurarak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyeceğiz. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşumuzu sıkılaştıracağız.
Bankamızın Saygıdeğer Pay Sahipleri, Değerli Konuklar,
Konuşmamın son bölümünde 2024 yılındaki bazı önemli faaliyetlerimizi özetlemek istiyorum.
Uyguladığımız politikaların ve aldığımız kararların etkin iletişimi ve diğer paydaşlarla eşgüdümü büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, fiyat istikrarını sağlama temel amacımız doğrultusunda attığımız kararlı adımları, 2024 yılında da yalın, şeffaf ve çift yönlü bir iletişim politikası çerçevesinde kamuoyuyla paylaşmaya devam ettik. İlk defa kamuoyu ile paylaşılan bir “Araştırma Gündemi” hazırladık.
Geçtiğimiz yıl teknoloji ve finansal altyapıyı daha yoğun ve etkin kullanmaya yönelik adımlarımız oldu. Bunlardan bazılarına kısaca değinmek istiyorum.
FAST kapsamında, ödemeler alanında rekabeti ve yenilikçiliği artırmak, yeni ve katma değerli hizmetlerin sunulmasını sağlamak amacıyla çalışmalarımızı 2024 yılında da sürdürdük. FAST işlem tutar limitlerini kademeli olarak yükselttik.
Türk lirası tedavülünün kesintisiz sağlanması, şubelerimizde kullanılan banknot işleme sisteminin donanım ve yazılım modernizasyonu, banknot işleme kapasitemizin artırılmasına yönelik çalışmalarımız oldu.
Ulusal ve uluslararası paydaşlarımızla iş birliğinin güçlendirilmesi ve mevcut ilişkilerimizin derinleştirilmesi kapsamında 2024 yılında da kendi görev ve yetki alanımız çerçevesinde faaliyetlerimizi sürdürmeye devam ettik.
Temel görev ve sorumluluklarımız çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürürken, kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında akademik çalışmalara da katkıda bulunmaya devam ettik.
Saygıdeğer Pay Sahipleri, Değerli Konuklar,
Bir kez daha vurgulamak isterim ki, fiyat istikrarı; sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. TCMB olarak dezenflasyon sürecini sürdürecek, enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için kararlılık ve özveri ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Konuşmama burada son verirken, Bankamız faaliyetlerine büyük bir özveri ile destek veren değerli çalışma arkadaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyor, katılımınızdan dolayı hepinize saygılar sunuyorum.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
İyimserlikten belirsizliğe: Rezervlerde erime, dövizde baskı…

Yayınlanma:
4 gün önce|
28/04/2025Yazan:
BankaVitrini
Türk mali piyasalarına yönelik uzun bir süredir esen iyimser rüzgârların yerini, son günlerde, cevapsız soruların teslim aldığını görüyoruz. Gelin hep birlikte son beş haftayı inceleyelim. 19 Mart tarihinde Türkiye siyasetinde yaşanan iklim değişikliği ardından, TCMB’nin swap hâriç net yabancı pozisyonu 47,6 milyar dolar azaldı. 24 Nisan valörlü işlemleri kapsayan en güncel veri, bir günde 6,4 milyar dolar azalmaya işaret etti. Bu rakamın neredeyse 2 milyar dolardan fazlasından, altın fiyatlarının 3,500 dolardan 3,300 dolara çekilmesinin payı olduğu düşünülse de, kalan 4 milyar dolardan fazla kısmının ise erime olduğunu söylememiz gerekiyor.
Biraz daha büyük resimden bakmak gerekirse, Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde (Haziran 2023) eksi 77 milyar dolardan Şubat 2025 ortası artı 60 milyar dolara kadar yükselen TCMB’nin net döviz pozisyonu, rezervlere yönelik soru işaretlerini topyekûn ortadan kaldırmıştı. Lâkin, son beş haftada yatırımcı güvenini zedeleyen gelişmeler ardından, manşet rakamın 11,2 milyar dolar seviyesine kadar gerilediğinin altını çizmemiz gerekiyor (bakınız grafik). Bunu da çok açık bir şekilde, tablonun yeniden bozulmaya yüz tuttuğu yönünde okuyoruz. Daha da basit bir anlatımla, tıpkı bir ordunun savaşta en güçlü envanteri silah gücü ise, TCMB’nin son günlerde ‘gücünün’ azalmaya başlaması, düşmanlarının da iştahını kabartabilir. Bu benzetmeyi finans piyasalarına uyarlarsak, TCMB’nin net döviz pozisyonu yeniden negatif tarafa geçerse, dövize yönelik son haftalarda başlayan talebin ivme kazanmaya başlayabileceğini göz ardı etmiyoruz.
Sayıların dili ile argümanlarımızı kuvvetlendirmek gerekirse, 18 Nisan ile sona eren haftaya ilişkin verilere göre, parite etkisinden arındırılmış seriye göre yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları 2,4 milyar dolar artarken, sene başına göre artış 16,9 milyar dolar (son beş hafta 8,8 milyar dolar) olmuş. Yurt içi yerleşiklerin döviz talebine paralel, TL’nin toplam mevduat havuzundaki pay %60’lı seviyeden %57’li seviyelere geriledi. Öte yandan, menkul kıymet istatistiklerine göre, söz konusu haftada, yabancı yatırımcı, tahvilden 1,0 milyar dolar, eurobond cephesinden ise 0,7 milyar dolar satış gerçekleşti. Böylelikle, 19 Mart sonrasına ilişkin verilerin yekûnü, 13,6 milyar dolar çıkış seviyesine ulaşmış. Özetle, hem yerel hem de yabancı yatırımcıların TL cinsi varlıklara arasının biraz ‘soğuduğunu’ üzülerek görüyoruz.
Son haftalarda yapmış olduğumuz müşteri ziyaretlerinde, TCMB’nin döviz kurunu ne kadar daha müdafaa edebileceği sorusu ile sıklıkla karşı karşıya kaldığımızı söylememiz gerekiyor. Hatırlanacağı üzere, günlük faiz farkı kadar hatta bazen de daha az kurun yükselmesine izin veren TCMB, uzun süre reel değerlenmeye de izin verdi. 19 Mart tarihinde USDTRY kurunun aniden kontrolden çıkarak 36,60’lı seviyelerden 42,00 seviyesine kadar yükselmesi sonrası 38,00 seviyesinde istikrar kazandı. Ardından, son günlerde faiz farkı hesabının yeniden devreye alan TCMB, kurun da 38,40 seviyesine kadar yükselmesine izin verdi. Rezervlerin elverdiği sürece, enflasyonla savaşta, kur hareketlerinde fevri savrulmalara TCMB’nin izin vermeyeceğini düşünsek de, olumlu havanın sekteye uğramasına paralel USDTRY kurundaki yükseliş isteğinin de devam edeceğini düşünüyoruz. Hatta, TL’deki reel değerlenmenin sınırlı kalması, döviz talebinde artışa da neden olabileceğini düşünüyoruz. Türk ihracatçısı için Euro’nun, KKTC insanı için ise Sterlinin dolar karşısında son haftalarda şaha kalkması ile TL’nin sepet bazında değer kaybının ise gözle görülür bir hâl aldığını da not etmemiz gerekiyor.
İşin üzücü tarafı, TCMB’nin faiz setinde en yüksek noktadan piyasayı belli bir oranda fonlaması ve Türk Lirası referans faizin (piyasada iş gören faizin) %48,99 seviyesinde olduğu bir ortamda bile TL ve TL cinsi varlıkların hırpalandığını üzülerek izliyoruz. Çok açık bir şekilde, siyasi cenahtan yatırımcı iştahını kabartacak haberler gelmediği müddetçe, rüzgârın pek de yön değiştirici olmayacağı kanaatindeyiz. Hafta sonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bazı kurumlarının üst düzey yöneticilerine yönelik olarak yeni bir gözaltı dalgasının gerçekleştiğini gördük. Bu adım var olan siyasi kaynaklı tansiyonu artırma riski taşıdığını düşünüyoruz. Öte yandan, Cuma gecesi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye’nin BB- olan kredi notunu ve durağan olan görünümünü teyit etti. İç ve dış kaynaklı risklere işaret ederken, sıkı para politikasının dengeleyici olacağını belirtti.
Dünyada ise Trump’ın göreve dönüşünden sonraki ilk yüz gün, küresel düzende büyük sarsıntılara sahne oldu. Sert tarifeler, müttefiklere yönelik küçümseyici tavır ve Rusya’ya yakınlaşma gibi adımlar, ABD’nin geleneksel ilişkilerini zedeledi, dünya genelinde güven krizine yol açtı. Avrupa savunmasını güçlendirme ve Çin ile ekonomik bağları artırma eğilimi belirginleşirken, ABD’nin liderliğine duyulan güven ciddi şekilde aşındı. Beyaz Saray ise Trump’ın hızlı ve kararlı adımlarla barış ve refahı hedeflediğini savunsa da, oluşan hasarın kalıcı olabileceği endişesi ise doların zayıf performansının -her ne kadar son günlerde biraz ivme kaybetse de- korunduğunu görüyoruz. Kuvvetle muhtemel, ikinci yüz günde de, ticaret anlaşmaları ve barış görüşmeleri odaklı bir ajanda ile karşı karşıya kalacağız.
Hazır barıştan söz etmişken, Trump ve Zelenskiy, Papa Francis’in cenazesi için bulundukları Vatikan’da özel bir görüşme gerçekleştirerek Ukrayna’da barış umutlarını yeniden canlandırmaya çalıştığını gördük. İkilinin, ilk defa Oval Ofis’teki gergin karşılaşmadan sonra yüz yüze geldiği toplantı kısa sürse de, her iki taraf da görüşmeyi verimli olarak değerlendirdi. Trump, görüşmeden sonra Putin’e yönelik sert açıklamalarda bulunarak Rusya’ya karşı daha ağır yaptırımların sinyalini verdi. Barış sürecinin zorlu ilerlediğini ve Kırım’ın statüsü ve yaptırımların kaldırılması gibi kritik konularda taraflar arasında derin görüş ayrılıklarının devam ettiğini de not edelim.
Hindistan, Keşmir’deki saldırının ardından Pakistan’a yönelik en kritik adımlardan birini atarak 1960 tarihli Indus Suları Anlaşması’nı askıya aldı. Bu karar, Pakistan’da milyonlarca çiftçinin ve şehirlerin hayati su kaynağını tehdit mânâsına geliyor. Reuters haberlerinde, Hindistan’ın akış bilgilerini paylaşmayı bırakması ve ileride suyu kendi kullanımına yönlendirme adımlarıyla tarım, enerji üretimi ve ekonomide ciddi krizlere yol açabileceğini okuyoruz. Pakistan tarafı, bu gelişmenin yeni ve uzun süreli bir çatışma dönemi başlatabileceği uyarısında bulunurken, nükleer başlığa sahip iki komşunun artan gerginliği jeopolitik risk algısını henüz bozmadı. ABD’nin desteklediği Hindistan ile Çin’in desteklediği Pakistan’ın karşı karşıya gelmesi, kalabalık coğrafyada işlerin bir anda istenmeyen boyuta sürüklenmesine neden olabileceğini göz ardı etmiyoruz. Risk göstergeleri şimdilik sakin: altının ons fiyatı haftaya gerileyerek 3,300 dolar seviyesinin altından başlarken, Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı ise 67 dolar civarında salınarak geçen haftanın kapanış seviyelerinden işlem görüyor. Bitcoin ise 94bin dolar seviyesinde yatay…
Asya piyasalarının yeni haftaya ılımlı bir tablo ile başladıklarını görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası Toyota kaynaklı haberlerinin yardımı ile %0,5 yukarıda işlem görüyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise benzer oranlarda düşüşler görüyoruz. Piyasadaki genel havayı ise ABD ile Çin ticaret geriliminde yumuşama işaretleri desteklerken, ABD Başkanı Trump, Çin lideri Xi ile görüştüğünü açıkladı. Çin doğrudan görüşmeleri reddetse de bazı ABD mallarına uygulanan vergilerde muafiyet sağladı. Trump ayrıca Japonya ile tarifeler konusunda anlaşmanın yakın olduğunu belirtti. Japonya Ekonomi Bakanı yeni bir görüşme turu için Çarşamba günü Washington’a gidecek. Tarifeleri konusunda iyimserlik bir miktar da olsa piyasaları desteklerken, yatırımcıların temkinli tarafta kalmayı tercih edeceklerini düşünüyoruz. En büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P 500 endeksi son kayıplarının bir kısmını telafi etse de, tarife belirsizlikleri nedeniyle dalgalanma riskinin devam etme ihtimâlini göz ardı etmiyoruz.
Mali piyasaların gündeminde bugün önemli bir veri bulunmuyor. Yeni haftanın mikro gündeminin ise oldukça yoğun ve kritik olduğunu görüyoruz. Apple, Microsoft ve Amazon gibi devlerin bilançoları, ticaret savaşının gölgesinde piyasalara yön vermeye aday görünürken, her ayın ilk Cuması olduğu üzere ABD istihdam raporu ABD ekonomisinin dayanıklılığı konusunda piyasalar için belirleyici olacaktır. Öte yandan, hafta içinde açıklanacak büyüme verileri ve enflasyon göstergelerini de yakından takip edeceğiz.
TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (815)
- BANKA ANALİZLERİ (137)
- BANKA HABERLERİ (3.055)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (435)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.818)
- GÜNCEL (2.978)
- GÜNDEM (3.106)
- RÖPORTAJLAR (47)
- SİGORTA (132)
- ŞİRKETLER (2.131)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (448)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (956)
- Ali Coşkun (13)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (22)
- Dr. Abbas Karakaya (63)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (510)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (36)
- Onur ÇELİK (22)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (78)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

Tüketimin ivme kaybetmesinin nedeni: Para bitti!

Trump ilk 100’de ne yaptı, ne yapamadı!

Ölmenin yasak olduğu meslek…

Kendi Ekibini Yönetemeyen Bilge Patron Sendromu

Pakistan-Hindistan krizi tesadüf mü?

İş aramaktan neden vazgeçildi?

Bağımsız Denetim Tabi Şirketlerin Belirlenmesi Kriterlerinde Değişiklik

Hintli Mukesh Ambani: Bedava Mobil uygulaması dağıtıp nasıl milyarder oldu?

İKLİM KANUNU NEDİR, TARIM VE HAYVANCILIĞA OLUMSUZ ETKİLERİ OLUR MU?

İşletmeler Zorda, Bankalar Suskun: Kredi Krizi Büyüyor

Peter Zeihan: Amerikan Düzeni’nin (Pax Americana) Sonu

Türkiye’nin Paris iklim hedefi tehlikede

FİRMALAR NAKİT İÇİN KIVRANIRKEN, KREDİLER NİÇİN DURDU!

Kuşaktan Kuşağa Servet Döngüsü: Varlık Nasıl Kurulur, Nasıl Tükenir?
- Son dakika: Bugünkü Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 1 Mayıs 2025 Süper Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 01/05/2025
- Bakan Bayraktar'dan elektrik kesintisi açıklaması 01/05/2025
- Bakan Kacır: KKTC'yi hep birlikte bilim adası yapabiliriz 01/05/2025
- Elektrik santrallerine 1,89 milyar liralık kapasite mekanizması desteği 01/05/2025
- Libya Ticaret Bakanı Huveyc: Türkiye ile ticaret hacminde hedefimiz 10 milyar dolara ulaşmak 01/05/2025
- FED FAİZ KARARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK? FED faiz kararı ne olur? FED mayıs ayı faiz beklentisi! 01/05/2025
- MAYIS AYI KİRA ARTIŞ ORANI 2025 TÜİK: Mayıs ayı kira zammı yüzde kaç olacak, ne zaman açıklanacak? 01/05/2025
- Apple'ın Çin satışlarında gerileme 01/05/2025
- Amazon'un satışları ilk çeyrekte arttı 01/05/2025
- Trump, İran'dan petrol alan ülkelere yaptırım uygulanacağını açıkladı 01/05/2025
- ABD'de işsizlik maaşı başvuruları arttı 01/05/2025
- Elektrik santrallerine 1,89 milyar liralık kapasite mekanizması desteği 01/05/2025
- İstanbul enflasyonu hızlandı 01/05/2025
- Çin devlet medyası: ABD müzakere için temasa geçti 01/05/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı