EKONOMİ
Eleştirilerin hedefi olan 5 Müteahhit neler yaptı

Yayınlanma:
5 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, 10 Eylül’de Halk TV’de Fatih Ertürk ile Günün Raporu programına konuk olmuş ve kamulaştırma tartışması başlattı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütçe görüşmelerinin başladığı 7 Aralık’ta yaptığı açıklamalar da sosyal medyada geniş yankı buldu. Kılıçdaroğlu bütçe görüşmelerindeki konuşmasında Cengiz Holding, Limak Holding, Kalyon Holding, Kolin Holding ve Makyol Holding için “Beşli çete” dedi.
Medyascope.tv’de Gülçin KARABAĞ, en çok ihale alan ve son günlerde çok dillendirilen 5 Müteahhit ile ilgili yazılanların derlediği bir makale yayınladı. İşte o makaleden bazı bölümler;
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın 1 Ekim 2020 tarihinde açıkladığı “Devletten En Çok İhale Alan Firmalar ve Usulsüzlükler” başlıklı rapora göre, 2013’ten 2019 yılına kadar Kamu İhale Kanunu (2003 yılında yürürlüğe giren 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu bugüne kadar 191 kez değiştirildi) madde 21/b (pazarlık usulü ile verilen ihaleler) uyarınca bu beş şirketin aldığı kamu ihaleleri şöyle:
- Kolin Holding yedi kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 10 milyar 264 milyon Türk Lirası.
- Cengiz Holding 12 kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 7 milyar 98 milyon Türk Lirası.
- Kalyon Holding sekiz kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 4 milyar 448 milyon 292 bin Türk Lirası.
- Makyol Holding 11 kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 3 milyar 877 milyon 846 bin Türk Lirası.
- Limak Holding üç kamu ihalesi aldı. İhale bedelleri toplamı 2 milyar 108 milyon 356 bin Türk Lirası.
Sözkonusu ihaleler içinde köprüler, otoyollar, havalimanı, tünel ve şehir hastaneleri ihaleleri bulunuyor. Osmangazi Köprüsü, Üçüncü Havalimanı, Avrasya Tüneli ve Üçüncü Köprü, en çok dikkat çeken projeler arasında.

Dünyada altyapı yatırımlarında en fazla ihale alan 10 şirket.

Gazeteci Bahadır Özgür, Gazete Duvar’da yayımlanan “İnşaat-siyaset kompleksi: Kim, kimi besliyor?” başlıklı yazısında, farklı kurumların açtığı 100 milyon lira ve üzeri ihalelerden en fazla pay alan 10 şirkete değinerek, kamusal kaynakların belirli şirketlere aktarılması sürecini sayılarla gözler önüne serdi:



Bazı kurumların beş yıl içinde verdiği ihalelerin toplam tutarı ve ilk 10 şirketin aldığı miktar ve paylar.
Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri üzerine çalışan ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerini takip eden gazeteci Çiğdem Toker de Sözcü‘deçıkan “2021 bütçesinde garanti tutarları” başlıklı yazısında, KÖİ projelerine dair ulaştığı garanti bedellerine yer verdi. Buna göre,
- Sağlık Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçesinde şehir hastanelerine 16 milyar 392 milyon TL garanti bedeli ayrıldı.
- Ulaştırma Bakanlığı, 2021 bütçesinde trafik garantileri ve katkı ödemeleri için 540 milyon TL ayırdı.
- Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılı bütçe teklifinde yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan ulaştırma projelerine ilişkin trafik garantileri ve katkı ödemeleri için 14 milyar 49 milyon TL ödenek ayrıldı.
Toker yazısında, koronavirüs salgını günlerindeki gelir kayıpları ve vatandaşların ihtiyaçlarına vurgu yaparak 2021 bütçesinden KÖİ projeleri için 31 milyar Türk Lirası ayrıldığını belirtti.
Cengiz Holding
“Cengiz İnşaat” olarak 1980’li yıllarda altyapı işleriyle faaliyete başlayan Cengiz Şirketler Grubu, şu anda inşaatın yanı sıra madencilik, enerji, turizm, makine, havacılık ve sigorta sektörlerinde çalışıyor.
Cengiz Holding’in aldığı kamu ihaleleri arasında 2004 yılında ETİ Bakır A.Ş., 2005’te ETİ Alüminyum ve sonrasında Boğaziçi Elektrik, Akdeniz Elektrik, Uludağ Elektrik ve Çamlıbel Elektrik dağıtım ortaklıkları bulunuyor.
İstanbul’un üçüncü havalimanı olan İstanbul Havalimanı, Cengiz Holding, Kalyon Holding, Kolin Holding ve Limak Holding ortaklığında yapıldı.
Cengiz Holding’e bağlı ETİ Bakır A.Ş.’nin, Artvin Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerini, yerel halk ve ekolojist aktivistler doğa katliamına yol açtığı gerekçesiyle yargıy taşıdı.
2010-2017 yılları arasında 26 kamu ihalesi alan Cengiz Holding’in aldığı bu ihalelerin toplam bedeli 12 milyar 597 bin TL. Cengiz Holding 2014-2020 Eylül tarihleri arasında ise toplam 22 milyar 138 milyon TL’lik kamu ihalesi aldı. Bu süre içerisinde kamudan aldıkları 18 ihalenin 12’sini 21/b pazarlık usulü ile alan Cengiz Holding’in sadece 21/b usulü ile son iki yılda aldığı dört ihalenin toplam sözleşme bedeli 3 milyar 552 milyon TL.
Cengiz Holding’in aldığı kamu ihaleleri arasında havalimanları, elektrik dağıtım, metro, hızlı tren, baraj, otoyol yapımları, demiryolu hattı, hidroelektrik santral (HES), tünel, liman yapımı bulunuyor. Öne çıkan projeler ve toplam ihale bedelleri şu şekilde:
- İstanbul Havalimanı: 58 milyar 890 milyon TL
- İstanbul Avrupa Yakası Boğaziçi Elektrik Dağıtım: 3 milyar 626 milyon TL
- İstanbul Taksim – 4. Levent metrosu: 2 milyar TL
- Ankara – İstanbul Hızlı Tren 2. Etap: 1 milyar TL
- Kuzey Marmara Otoyolu: 13 milyar 600 milyon TL
- Ankara – İstanbul hızlı tren t26 tüneli: 456 milyon 506 bin TL
- Gayrettepe – İstanbul metrosu: 4 milyar 845 milyon TL
- Gebze – Halkalı banliyo hattı: 8,3 milyon TL
Limak Holding
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir‘in sahibi olduğu Limak Holding, büyük oranda altyapı inşaatları alanında faaliyet gösteriyor. Şirket, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında yapılan özelleştirmelerden büyük gelir elde etti.
Limak Holding, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki çimento fabrikaları, enerji üretim santralleri, elektrik dağıtım bölgeleri projelerinde yer aldı. Holding ayrıca Sabiha Gökçen Havalimanı’nın işletim hakkına da sahip. Limak Holding, Tekel’in özelleştirilmesi sürecinde, Tekel alkollü içkiler bölümünü satın alan Mey İçki‘nin de ortakları arasında.
Limak Holding’in Kamu İhale Kanunu madde 21/b (pazarlık usulü ihale yöntemi) ile aldığı son üç kamu ihalesinin toplam bedeli 2 milyar 108 milyon 356 bin TL.
Holdingin aldığı ihaleler arasında köprü-otoyol, baraj-HES, havalimanı yapımı ve işletme hakkı, yüksek hızlı tren, çimento fabrikası, stadyum, metro bağlantısı yapımı, çeşitli altyapı inşaatları, otoyol boru hattı ve teknopark inşaatı bulunuyor.
Limak’ın öne çıkan projeleri ve toplam ihale bedelleri şöyle:
- Çanakkale Köprüsü ve Çanakkale otoyolu: 10 milyar 354 milyon 576 bin 202 TL
- İstanbul Havalimanı: 58 milyar 890 milyon TL
- Çetin Barajı ve Hidroelektrik Santrali: 2 milyar 100 milyon TL
- Sabiha Gökçen Havalimanı: 2 milyar 962 milyon TL
- Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı : 37.5 milyon dolar
Limak Holding’in baraj ve barajlar üzerine kurduğu HES’ler, doğa tahribatına, tarihi dokunun zedelenmesine ve yok olmasına sebep olmuş, bu durum medyaya da yansımıştı. Holdingin özellikle baraj ve HES projelerini yerel halk zaman zaman protesto etmiş ve bu protestolara kolluk kuvvetleri müdahale etmişti.
Kalyon Holding
Gaziantep merkezli Kalyon Holding, Taksim Meydanı’nın düzenlenmesi, Marmaray, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi gibi projelerle tanınıyor. Kalyon İnşaat’ın toplu konut, yol, köprü, altyapı, kamu binaları, arıtma tesisleri, alışveriş merkezleri ve ticaret merkezi alanlarında yatırımları bulunuyor. Bunun yanı sıra holding, elektrik üretimi, elektrik ve doğalgaz dağıtımı alanlarında da çeşitli ortaklıklarla faaliyet yürütüyor. Kalyon Holding, Devlet Su İşleri (DSİ), İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) ve belediyelerden de çeşitli altyapı projeleri aldı.
Kalyon Holding’in 2015-2020 yılları arasında aldığı kamu ihalelerinin toplam bedeli 23 milyar 509 milyon TL. Kalyon Holding 2013-2020 döneminde Kamu İhale Kanunu 21/b kapsamında toplam bedeli 448 milyon 292 bin TL karşılığında olan sekiz kamu ihalesi aldı.
Kalyon Holding’in aldığı ihaleler arasında havalimanı yapımı, yüksek standartlı demiryolu inşaatı, deniz geçişi isale hattı, otoyollar, doğalgaz depolama projesi, tünel, içme suyu isale, metro hattı, raylı sistem, hastane, stadyum, HES projeleri bulunuyor.
Kalyon Holding’in aldığı belli başlı ihaleler ve toplam ihale bedelleri şu şekilde:
- İstanbul Havalimanı: 58 milyar 890 milyon TL
- KKTC Deniz Geçişi İsale Hattı: 483 milyon TL
- Kuzey Marmara Otoyolu: 13 milyar 600 milyon TL
- Dudullu-Bostancı metrosu: 1 milyar 687 bin TL
- Mecidiyeköy-Mahmutbey metro hattı: 849 milyon 440 bin TL
- Gayrettepe 3. Havalimanı metro: 4 milyar 845 milyon TL
- Kirazlı-Halkalı metrosu: 2 milyar 414 milyon TL
- Başakşehir Stadyumu: 134 milyon 949 bin TL
- Taksim Meydanı düzenleme inşaatı: 51 milyon 555 bin TL
Kolin Holding
Koloğlu kardeşlerin sahip olduğu Kolin Holding’in, Limak Holding ve Cengiz Holding ile ortaklığı bulunuyor. Kolin Holding de altyapı inşaatları, elektrik santralleri, elektrik dağıtımı alanlarında faaliyet gösteriyor. Kolin Holding’in son beş yılda aldığı kamu ihale bedellerinin toplamı 20 milyar 632 milyon TL.
Kolin Holding’in aldığı kamu ihaleleri arasında baraj yapımı, metro, otoyol, termik santral, yat limanı, demiryolu, tren garı, HES ve liman inşaatları bulunuyor.
Kolin Holding’in aldığı ve öne çıkan kamu ihaleleri ile toplam ihale bedelleri şu şekilde:
- Yeni Havalimanı – Halkalı metro hattı: 4.3 milyar TL
- Soma Kolin Termik Santrali: 1 milyar 780 milyon TL
- Kuzey Marmara Otoyolu: 13 milyar 600 milyon TL (konsorsiyum)
- Ankara Hızlı Tren Garı: 280 milyon 875 bin TL
Makyol Holding
Adnan Çebi’nin yönetim kurulu başkanı olduğu Makyol Holding’in yalnızca 2017 yılında 10 milyar 665 milyon TL değerinde kamu ihalesi aldığı iddia ediliyor. Bunların içinde Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nden alınan ihaleler ve Sabiha Gökçen Havalimanı Gelişim Projesi ihalesi bulunuyor.
Makyol Holding’in yürüttüğü bazı projeler ve ihale bedelleri şöyle:
- Sabiha Gökçen Havaalanı İkinci Pist: 1 milyar 397 milyon TL
- Osmangazi Köprüsü: 1,2 milyar dolar (Nurol, Özaltın, Makyol, Astaldi, Yüksel ve Göçay konsorsiyumu)
- Gebze – Orhangazi – İzmir Otoyolu: 10 milyar 51 milyon TL
- Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin büyük onarımı ve yapısal takviyesi yapım işi: 246 milyon 520 bin TL
- Ovit Tüneli: 1,5 milyar TL
- Çorlu – (Kınalı – Tekirdağ) Ayr. Yolu: 9 milyar 843 milyon TL
İhalelerle ilgili eleştiriler
Kamu-özel ortaklığıyla yapılan bu projelerde, kamu ihalelerinin belirli holdinglere Kamu İhale Kanunu’nun 21/b maddesi uyarınca verilmesinin yanı sıra, projelerin yapım maliyetlerinin yüksekliği, projelere dolar üzerinden verilen garantiler, projelerin gerekliliği ve verimliliği, projelere verilen yolcu, hasta, geçiş ücreti garantileri de tartışılıyor. Dünya Bankası’ndan devlet garantisiyle alınan kredilerle yapılan bu projelerin borç yükünün yalnızca bugünü değil gelecek nesilleri de etkileyecek olması eleştiriliyor.
Bunun yanı sıra, bu projelerin bir kısmının yapım süreçlerinde maliyeti düşürmek amacıyla işçi sağlığı ve iş güvenliğine gerekli önemin verilmemesi de sebep olduğu iş kazaları ve iş cinayetleriyle dikkatleri çekiyor. Özellikle baraj ve hidroelekrik santrallerin yapılması sürecinde çevrenin tahribatı da projelerin eleştirilmesine neden oldu. Kamu ihalelerinin yüksek fiyatlarla belirli şirketlere verilmesinin yarattığı haksız rekabetin serbest piyasada yarattığı tekelleşme ile bu rekabetle baş edemeyen firmaların batması da projelere yönelik eleştiriler arasında yer alıyor.
KÖİ kapsamındaki projelerde belli gruplara yapılan kaynak aktarımlarının, kamunun yararına kullanıp kullanılmadığı da önemli bir tartışma konusu. Bu projeleri yürütenlerin kamu yararını gözetip gözetmedikleri noktasında şeffaf ve bağımsız bir biçimde denetlenip denetlenmedikleri de eleştiriliyor.
Özellikle ulaştırma projelerinde sabit trafik ve fiyat üzerinden gelir garantilerinin verilmesi de yarattığı kamu zararı açısından tartışılıyor ve Osmangazi Köprüsü de bu duruma örnek gösteriliyor. Başkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Uğur Emek, “Mega projelerde önden yüklemeli gelir garantisi: Osmangazi Köprüsü” başlıklı yazısında, verilen gelir garantisini ve bunun vergi mükellefleri olarak vatandaşlara yükünü şöyle tarif ediyor: “Osmangazi köprüsünün 1. sınıf araçlar için 2020 yılı tek yönlü güncellenmiş resmi ücreti KDV dahil 117,90, hariç ise 109,17 TL’dir. Sözleşmeye göre 2020 yılında olması gereken ücret ise 247,80 TL’dir. Bu durumda katkı payı 138,64 TL’dir. Garanti edilen 40.000 araç için her halükarda 138 TL tutarındaki katkı payı milli bütçeden işletmeciye ödenmektedir. Ayrıca, geçmeyen her araç için de sözleşmeye göre güncellenen araç başı toplam ücret de (247,80 TL) işletmeciye ödenmektedir.”
Özetle, bu şirketlerin kamu-özel işbirliği ile yapılan projeler için aldıkları kredilere Hazine’nin kefil olması, kamu bankalarının şirketler adına borçlanması ve şirketlere dolar ve euro üzerinden gelir garantileri verilmesi eleştiriliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bakanlığın 2021 yılı bütçe yasa teklifi üzerindeki görüşmeler sırasında muhalefet partilerinden milletvekillerinin KÖİ projelerine ilişkin itirazlarını dinledi ve bu projelerin “akılcı bir yöntemle” inceleneceğini söyledi.
İlginizi Çekebilir
BANKA HABERLERİ
Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:
2 gün önce|
30/06/2025Yazan:
Onur Çelik
Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.
Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..
Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.
Onur ÇELİK-CFO/YMM
EKONOMİ
Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:
3 gün önce|
29/06/2025Yazan:
Erol Taşdelen
İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı “The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.
Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü
Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.
Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması
Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.
Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik
Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.
Teknoloji Tarafsız Değildir
Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.
Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?
Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?
Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.
Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?
“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:
“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”
Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.
EKONOMİ
Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:
4 gün önce|
28/06/2025Yazan:
Gülbeyaz Gergün
Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.
Zombi Şirket Nedir?
Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:
-
Sürekli borç çevrimi
-
Siyasi baskılarla alınan krediler
-
İflas erteleme ya da konkordato kullanımı
-
Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar
bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.
Ekonomiye Verdikleri Zararlar
1. Kaynakların İsrafı
Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.
2. Rekabetin Bozulması
Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.
3. Banka Bilançolarında Risk
Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.
4. Yatırımcı Güvensizliği
Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.
5. Verimlilik Kaybı
Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.
Türkiye Örneği: Sessiz Kriz
Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.
-
KGF destekli krediler,
-
İflas erteleme/kurtarma kültürü,
-
Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,
bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.
Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş
Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:
-
Bankacılık krizine,
-
İşsizlik artışına,
-
Güvensizlik ortamına,
neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.
Yaşayan Ölülerden Kurtulmak
Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.
Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.
Erol TAŞDELEN-Ekonomist www.bankavitrini.com
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (850)
- BANKA ANALİZLERİ (140)
- BANKA HABERLERİ (3.151)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (454)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.856)
- GÜNCEL (3.260)
- GÜNDEM (3.212)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.260)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (479)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.070)
- Ali Coşkun (27)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (574)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (64)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (42)
- Onur ÇELİK (37)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

DOĞALGAZA ZAM GELDİ

Borsa İstanbul: Ankara’dan abim gelmiş evde bir ‘bayram’ havası…

Maddi Duran Varlıkların Değerlemesi

İş Bankası’ndan dijital tahvil ihracı

ING üst düzey yöneticileri işten çıkarıyor

TEB, Dünya KOBİ Günü’nde çek karnesini ücretsiz sunacak

TOM Bank yaz dönemi için uzaktan çalışma modelini devreye aldı

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül

SÖZCÜ: Bankalar 12 milyarlık borç sattı
- Bakan Bolat, Tataristan Reisi Minnihanov ile görüştü 01/07/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü yükselişle tamamladı 01/07/2025
- Ordu’da 2025 fındık rekoltesi için saha çalışmaları başladı 01/07/2025
- ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Temmuz'da Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 01/07/2025
- Vestel, elektrik-elektronik sektöründe 27. kez ihracat şampiyonu oldu 01/07/2025
- Türk çelik sektörü mayısta ihracatını artırdı 01/07/2025
- Kuşadası Limanı'nda Kruvaziyer bereketi: 6 bin 298 turist ağırladı 01/07/2025
- Powell: Tarifelerin enflasyona etkisi bu yaz görülecek 01/07/2025
- ABD'de imalat sanayi PMI son 3 yılın zirvesinde 01/07/2025
- Rusya, Akkuyu Nükleer Güç Santrali hisselerini satmayı değerlendiriyor 01/07/2025
- Wall Street bankalarından Türkiye tavsiyesi 01/07/2025
- BYD'nin Avrupa'daki güçlü büyümesi devam ediyor 01/07/2025
- Hazi̇ran enflasyonu i̇çi̇n beklenti̇ yüzde 1,6 oldu 01/07/2025
- İSO imalat PMI Haziran'da 46,7 oldu 01/07/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı