Connect with us

EKONOMİ

HAFTALIK BÜLTEN

Yayınlanma:

|

TCMB hafta içinde gerçekleştirdiği Enflasyon Raporu toplantısında yılsonu enflasyon beklentisini %60.4 seviyesine revize etti. Nisan ayındaki raporda yılsonu enflasyon beklentisi %42.8 seviyesindeydi. Yukarı yönlü revizyonun 7.4 puanı ithalat fiyatlarındaki yükselişten kaynaklanırken 4.1 puanı enflasyon ana eğilimindeki sapmadan kaynaklandı. Önümüzdeki hafta açıklanacak enflasyon verisi öncesi bizim beklentimiz enflasyonun yılı %66.5 seviyesinde tamamlayacağı yönünde bulunuyor. Temmuz ayında enflasyonun %80.1 seviyesine ulaşmasını ve Ekim ayında %86 ile zirve yapmasını öngörüyoruz.

Küresel tarafta veri yoğunluğunun yüksek olduğu bir hafta geride kaldı. FED politika faizini 75 baz puan arttırdı. Böylece FED’in politika faizi 2.25-2.50% seviyesine yükseldi. Vadeli piyasalar, kalan 3 toplantıda FED’in toplamda 100 baz puanlık daha faiz artırımına gitmesini fiyatlanıyor. Bununla beraber ABD ekonomisi ikinci çeyrekte %0.4 oranındaki büyüme beklentilerine karşın %0.9 daraldı. İki çeyrek arka arkaya küçülmeye işaret eden veri ABD’nin teknik resesyona girdiğini gösteriyor. Almanya GSYH verisi ikinci çeyrekte değişmedi. Bununla beraber Almanya Temmuz ayı enflasyonu %8.5 seviyesinde gerçekleşerek beklentileri 0.4 puan aştı.

Aktif Bank

Döviz Kurları:

Gelişen ekonomi para birimleri haftayı genel olarak pozitif geçirdiler. Brezilya Reali %6’nın üzerinde değer kazancıyla pozitif ayrışırken diğer Güney Amerika para birimlerinde de kuvvetli kazançlar görüldü. TL %1 değer kaybı negatif ayrışırken hafta içinde 17.95 seviyesinin üzerini test etti. Ruble %6’nın üzerinde kayıpla negatif ayrıştı.

G10 para birimlerinin tamamında ABD dolarına karşı değer kazancı görüldü. Norveç Kronu ve Japon Yeni %2’nin üzerinde kazançla pozitif ayrıştılar. FED faiz kararında beklentilerin içinde 100 baz puanlık artırımın da yer alması karar sonrası dolar endeksinin bir miktar zayıflamasına sebep oldu.

Aktif Bank

Faiz Enstrümanları:

10 yıllık tahvil faizi geçtiğimiz hafta bir miktar yükselerek %17.8 seviyesine geldi. 2 yıllık gösterge tahvil faizi %22.8 seviyesinde fiyatlanıyor. Enflasyon raporu sonrası OIS eğrisinde faizlerin yükseldiği, yükselişin uzun vadelerde daha yüksek olduğu görülüyor. OIS eğrisinin tepe noktası 2 yıllık tenorda %3 seviyesinde bulunuyor.

Avrupa tarafında 10 yıllık tahvil faizlerinde düşüş seyri devam ediyor. ABD 10 yıllık tahvil faizi de gerileyerek %2.7 seviyesine geldi. Böylece Haziran ayındaki zirvesine göre 80 baz puan gerilemiş oldu. Sene sonu FED faizi için ima edilen seviyenin de zirvesinin 50 baz puan altında olduğu görülüyor. ABD’de getiri eğrisi resesyon fiyatlamaya devam etse de 2 yıl ile 10 yıllık tahvil faizleri arasındaki fark geçtiğimiz hafta bir miktar azaldı.

Aktif Bank

Hisse Senetleri:

BİST100 endeksi USD cinsinden bakıldığında yatay kalarak döviz kuruyla paralel fiyatlanmayı sürdürüyor. 2600 seviyesini test eden endeks 50,100 ve 200 günlük hareketli ortalamalarının üzerinde fiyatlanıyor. Enflasyon beklentilerinin yüksek seyretmeye devam etmesi endekste yukarı yönlü fiyatlamalara destek olsa da küresel ekonomik aktivitede görülen düşüş negatif bir sinyal veriyor.

Küresel tarafta bir önceki hafta hisse senetlerinde görülen ralli bu hafta Avrupa ve ABD’de devam etti. Euro Stoxx 50 endeksi %2.95 oranında artış kaydederken S&P 500 endeksi %1.85 arttı. S&P 500 endeksi 50 günlük hareketli ortalamasını hızlıca kırarken 100 günlük hareketli ortalamasını test ediyor. Ekonomik aktivitede yavaşlamaya işaret eden veriler hisse senetleri için negatif olsa da bu veriler ışığında merkez bankalarının bir miktar frene basacağına yönelik beklentiler alımları destekliyor.

Aktif Bank

Emtia:

Değerli metaller tarafında da yükseliş sürerken gümüş %7’nin üzerinde kazançla pozitif ayrıştı. Altın tarafında kazançlar sınırlı kaldı. 1760 dolar seviyesini test eden Ons altında 50 günlük hareketli ortalaması 1800 dolar seviyesinde bulunuyor. Enerji tarafında yeniden yükseliş görülüyor. Brent petrol 110 doları test ederken ham petrol varili de 99 dolar seviyesine yükseldi. CRB ham endüstriyel emtia endeksi de yeniden yükselişe geçerek küresel enflasyon için negatif sinyal veriyor.

Aktif Bank

Takip Edilecek Veriler

Önümüzdeki hafta yurt içinde enflasyon verisi küresel tarafta ise ABD istihdam verisi ön plana çıkıyor. TÜFE’de Temmuz ayı için medyan beklenti %2.7 seviyesine işaret ederken ABD’de Temmuz ayında tarım dışı istihdamın 250 bin kişi arttığı tahmin ediliyor. Ayrıca İngiltere Merkez Bankası’nın yapacağı toplantı Sterlin fiyatlamaları için oldukça önemli olacaktır. Toplantıda 50 baz puanlık faiz artırım kararına varılması bekleniyor.

Aktif Bank
Aktif Bank Araştırma Birimi

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.