Geçen hafta FED kaynaklı yaşanan iyimserliğin ardından haftanın ilk işlem gününde fiyatlamalarda anlamlı bir değişim göremesek de, temkinli iyimser havanın korunduğuna, fiyat boylarının ise kısaldığına şahit olduk. Bu yorumun Türk mali piyasaları için de geçerli olduğunu söylememiz gerekiyor.
Türkiye cephesinde ise Ağustos ayının son haftalarında hızlanan TCMB’nin net döviz pozisyonunda bozulmanın yerini iyileşmeye terk ettiğinin altını kalınca çizmemiz gerekiyor. Sayıların dili ile konuşursak, Cuma günü swap ve kamu dövizleri hariç net yabancı para pozisyonunu 1,2 milyar dolar daha artarken, Ağustos ayının son haftalarında yaşanan bozulma sonrası TCMB son on üç iş gününde yaklaşık 14,8 milyar dolar rezerv biriktirdiğini görüyoruz. Bu bağlamda manşet rakamın da 22,6 milyar dolar ile 2021 yılı sonrası zirve seviyesine ulaştığının altını çizmek gerekiyor.
Dün de bültenimizde geniş bir yer ayırdığımız üzere, TCMB’nin döviz rezervlerini piyasadan alım yaparak kuvvetlendirmesi, aynı zamanda piyasaya çıkan ilave TL anlamına geliyor. Daha basit anlatımla, döviz alıp piyasaya TL verdikçe, emisyon hacmi genişliyor, TL likiditesi de artıyor. TL’nin bollaşması da piyasada belirlenen faiz oranları üzerinde aşağı yönlü baskı kuruyor (bollaşan malın fiyatı düşer). Geride bıraktığımız hafta, Türk Lirası Referans (TL REF) faiz oranı TCMB’nin belirlediği borç alma faiz oranı olan %47 seviyesine kadar neredeyse gerilerken, söz konusu faizin yaklaşık on gün önce %53 seviyesinde olduğunu hatırlatalım. Enflasyonla mücadele kapsamında piyasada iş gören faizin gevşemesini pek de istemeyen TCMB’nin TL mevduatta uygulanan zorunlu karşılık (ZK) oranı Cuma gecesi artırması sonrası dün tahmin ettiğimiz TL REF günü %50,25 seviyesinden tamamladı.
Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve 1 Kasım’daki değerlendirmeye ilişkin dün açıklama yapan kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye için Kasım’da yeni bir not artırımı olabilir dedi. Şu an Türkiye’yi, rakibi Fitch’in bir basamak altında notlayan kurum 1 Kasım’da yapacağı değerlendirme öncesinde, Türkiye ekonomisinde politika değişikliğinin ardından başta dış göstergeler olmak üzere bazı kredi derecelendirme ölçütlerinin iyileştiğini ve bunlar arasında en önemlilerinden birinin net döviz rezervlerindeki artış olduğunu dile getirdi. Rezervlerin kuvvetlenmesi kırılganlığı hızla azaltırken, notların da artıyor olması, yabancı yatırımcı için oldukça önemli bir gelişme olduğunun altını kalınca çizelim.
Artan risk iştahının yardımı ile geçen haftayı düşüşle tamamlayan ABD Doları, haftanın ilk iş gününde hafif de olsa değer kazanırken, altının ons fiyatı 2,630 dolar seviyesinin kıyısıda ve tüm zamanların zirvesinde bir sonraki hamle için enerji biriktirdiğini görüyoruz. Rallide oldukça geride kalan ya da çok ucuz olduğunu düşünerek son haftalarda potansiyel görerek yeniden ön plana çıkardığımız gümüş, benzer bir şekilde önemle takip ettiğimiz 31 dolar etrafında salındığını görüyoruz. Dünyanın enflasyon sorununu yenerek istihdam ve büyümedeki sorunlara karşı hassasiyetinin arttığı bir dönemde önde gelen merkez bankalarının faiz indirim döngüsüne girdiği ve jeopolitik risklerin de Orta Doğu ekseninde her geçen gün arttığı düşünülürse, faiz getirisi olmayan kıymetli madenlerde ara ara kâr satışları görülebilecek olsak da, yükseliş isteğinin korunacağını düşünüyoruz.
Altında 2,700 dolar seviyesini hedeflerken, USDTRY kurunda bebek adımları ile de olsa devam eden yükselişe paralel, daha önce de belirttiğimiz üzere, gram altında da yükselişin rekorlar kırarak devam etmesini ön görüyoruz. Altının gram fiyatı 2,900 TL seviyesine dayandı. Gümüşte yukarıda daha büyük bir oyun alanı beklediğimiz bir kez daha not edelim. Senelerdir gümüşte bir türlü umduğumuz yükselişi yakalayamadık. Umarım bu sefer bizi yanılmayacaktır. Rallide oldukça geride kalan bir diğer favori enstrümanımız olan direnişin parası bitcoin ise 64bin dolar seviyesine kadar yükselerek tıpkı altında olduğu üzere bir sonraki hamle için dinlenmeye geçti. Anlamlı her düşüşte yatırımcı kimliğimiz ile bitcoin biriktirmeye, 68bin dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda ise pozisyon artırımına gideceğiz.
Ara ara kâr satışlarına görülecek olsa da, büyük resimde, uzun bir süredir bültenimizde yer verdiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Bu sabah itibariyle, vadeli faiz kontratları, yılın son iki toplantısına yönelik toplam 75 baz puan faiz indirimi ön görürken, vadeli işlemler FED’in Kasım ayında da 50 baz puan hamle yapacağına %54 ihtimal tanıyor (7 Kasım 50 baz puan, 18 Aralık 25 baz puan).
ABD borsaları geceyi hafif de olsa yükselişle tamamlarken, Asya piyasalarında iyimserlik dozunun arttığını, piyasaların güne iyimser bir şekilde başladıklarını görüyoruz. İyimserlik dozu Avrupa seansına da sirayet edebilir. Asya hisse senetleri, İsviçre ve İsveç merkez bankalarının bu hafta faiz indirimine gideceğini fiyatlarken, daha fazla faiz indirimi için yeşil ışık yakması beklenen ve Cuma günü açıklanacak kritik ABD enflasyon verisi (PCE) öncesinde, teknoloji odaklı Hong Kong borsası %3,3 yükselişle başı çekiyor. Gösterge endeks Tokyo borsası %0,7 yukarıda işlem görürken, Çin merkez bankasının dün almış olduğu karar sonrası bugün de Şangay borsası %2,4 yukarıda işlem görüyor.
Veri akışında Türkiye cephesinde kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi ön plana çıkarken, ABD’de tüketici güveni takip edilebilir. Birleşmiş Milletler’in Geleceğin Zirvesi adlı buluşması ABD’de devam ederken, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da temasları devam ediyor.
Emre Değirmencioğlu