İtalya’da ‘Süper Yeşil Geçiş’ sertifikası dönemi başladı
İtalya’da Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında sadece aşı yaptıranların ya da hastalığı kısa süre önce atlatanların sahip olabileceği “Süper Yeşil Geçiş” sertifikası sosyal faaliyetlere girişler için zorunlu hale geldi.
Mario Draghi liderliğindeki koalisyon hükümetinin 24 Kasım’da “Güçlendirilmiş Yeşil Geçiş” belgesi adıyla açıkladığı ve kamuoyunda “Süper Yeşil Geçiş (Super Green Pass)” belgesi olarak bilinen sertifika yürürlüğe girdi.
Buna göre, restoranların kapalı mekanları, stat, tiyatro, sinema, diskotek ve kamuya yönelik tören, konser ve kutlama alanlarına girişlerde sadece aşı yaptıranların ve Kovid-19 geçirenlerin sahip olabileceği “Süper Yeşil Geçiş” belgesi aranacak.
Hükümetin yine 24 Kasım’da aldığı karar doğrultusunda, bugünden itibaren şehir içi toplu taşımada da şehirler arası yolculuklarda olduğu gibi aşı ve hastalığı geçirmiş olmanın yanı sıra son 48 saatte yapılmış negatif sonuçlu testi gösteren “Normal Yeşil Geçiş” belgesi zorunlu hale geldi.
Vakaların artış eğiliminde olduğu ülkede, Süper Yeşil Geçiş sertifikası, Noel ve yılbaşı tatil dönemlerini kapsayacak şekilde 15 Ocak’a kadar yürürlükte kalacak. Hükümet, gerekli görürse bu süreyi uzatabilecek.
Söz konusu uygulamayla salgında vaka artışının önüne geçilmesi ve aşı kampanyasına olan ilginin artırılması hedefleniyor.
Süper Yeşil Geçiş belgesinin bugün yürürlüğe girmesi dolayısıyla 1,3 milyon kişinin de bu belgeyi dijital ortamlardan indirerek edindikleri bildirildi.
Restoran sahipleri, “Süper Yeşil Geçiş” belgesinden yana
Trevi Çeşmesi yakınlarındaki restoranın sorumlularından Maria Chiara Mazi, “Süper Yeşil Geçiş” belgesinin yürürlüğe girmesiyle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Güncellenmiş yeni uygulama ile bugünden itibaren restoranımıza gelenlere yönelik bu sertifikayı kontrol ediyoruz. Sadece test yaptırarak Normal Yeşil Geçiş belgesi alanları kabul edemiyoruz. Sadece aşı sertifikası olanlar girebilir.” ifadesini kullandı.
İnsanların bu konuda kontrollerin sıkı olduğunu bilerek geldiklerini vurgulayan Mazi, “Ellerinde belgeleri zaten göstermek için hazır oluyor. Nadiren bu yeni yasal düzenlemeyi bilmeyenler denk gelebiliyor. Sadece test sonuçları olanlar, giremeyeceklerini biliyor.” diye konuştu.
Aynı restoranda ismini vermek istemeyen bir müşteri de uygulamaya ilişkin, “Bu noktaya gelmemeliydi ama salgın devam ediyor, bazı şeyleri mecburen kabul etmek gerekiyor.” ifadesini kullandı. Müşteri, aşının zorunlu olması gerektiğini savunurken, “Süper Yeşil Geçiş” uygulamasının bu şekilde işlemeyeceğini de söyledi.
Bir başka restoran sahibi Daniela, uygulamanın doğru olduğunu düşündüğünü belirterek, “Bu durumdan çıkmak için aşılanmamız gerektiğinin tek yol olduğunu insanların da anlamasını umuyorum. Bu bizim için zorluk yaratacak çünkü daha fazla kontrol yapmamız anlamına geliyor. Hepimiz kurallara uyarsak, bu mücadeleyi daha erken kapatırız.” diye konuştu.
Aşılama kampanyası
Kovid-19’a karşı yaygın aşılama kampanyasının 27 Aralık 2020’de başladığı ülkede, bugün itibarıyla 98 milyon 729 bin 849 doz aşı uygulandı. Tüm aşıları tamamlananların sayısı 45 milyon 779 bin 881 oldu.
Nüfusu yaklaşık 60 milyon olan İtalya’da aşılaması tamamlananların 12 yaş üstü nüfusa oranı yüzde 84,7’yi buldu.
Bu arada 20 Eylül’de başlayan 3. doz aşılamada 8 milyon 682 bin 311 hatırlatıcı doz uygulandı.
Aşıların tedarik ve dağıtımından sorumlu Acil Tedarik Komiseri General Francesco Figluolo, geçen hafta yaptığı açıklamada, 12 yaş üstü aşısını yaptırmamış yaklaşık 6,3 milyon kişi olduğunu belirtmiş, ekim başında bu sayının 8,4 milyon olduğunu ve bir gerileme yaşandığını açıklamıştı.
Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.
Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;
1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi
Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.
Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.
Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.
Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan: Şirket, Dernek, Vakıf ve Siyasi Partiler Açısından Hukuki Geçersizlik
Hukuk düzeninde bazı işlemler, baştan itibaren geçersiz sayılır. Bu tür işlemler “mutlak butlan” (yokluk) kavramı ile açıklanır. Türk hukuk sisteminde; şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler gibi tüzel kişiler açısından da bu geçersizlik ciddi sonuçlar doğurur.
Mutlak Butlan Nedir?
Mutlak butlan; hukuka, kamu düzenine, ahlaka veya emredici şekil kurallarına aykırı bir hukuki işlemin başlangıçtan itibaren hükümsüz olması halidir. Bu işlemler sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir. Mutlak butlan hâlinde:
Herkes geçersizliği ileri sürebilir.
Mahkemeler re’sen (kendiliğinden) dikkate alır.
Zamanaşımı söz konusu değildir.
Hukuki sonuç doğurmaz.
1. Şirketlerde Mutlak Butlan
Ticaret hayatında şirketler üzerinden gerçekleştirilen bazı işlemler, hukuki şekil şartlarına ve kanuni kurallara aykırıysa mutlak butlan gündeme gelir.
Örnekler:
Geçersiz Kuruluş: Asgari sermaye şartını taşımayan bir anonim şirketin kurulması.
Kanuna Aykırı Amaç: Yasa dışı işler (örneğin kaçakçılık) için kurulan şirketler.
Şekil Eksikliği: Genel kurul toplantısı, zorunlu çağrı ve nisap şartları olmadan yapılırsa alınan kararlar geçersizdir.
2. Derneklerde Mutlak Butlan
Dernekler Kanunu’na göre, bir derneğin hem kuruluş hem de faaliyet süreçlerinde kamu düzeni ve yasalara uygunluk esastır. Aksi hâlde mutlak butlan söz konusu olur.
Geçersiz Genel Kurul: Üyelerin haberi olmadan yapılan toplantıda alınan kararlar hükümsüzdür.
Amaç Ahlaka Aykırı: Toplumda nefret, ayrımcılık, ırkçılık gibi ahlaka aykırı fikirleri yayan dernekler geçersiz sayılır.
3. Vakıflarda Mutlak Butlan
Vakıflar, kuruluşlarında sıkı şekil şartlarına tabidir. Bu şartlara uyulmaması hâlinde vakıf tüzel kişiliği oluşmaz.
Örnekler:
Resmî Senet Eksikliği: Noter huzurunda düzenlenmeyen vakıf senedi geçersizdir.
Mal Varlığı Devri Yoksa: Kurucu tarafından belirtilen taşınmazın vakfa devri yapılmamışsa kuruluş yok hükmündedir.
Kamu Düzenine Aykırı Amaç: Terör finansmanı veya ayrımcı amaç güden vakıflar geçersizdir.
4. Siyasi Partilerde Mutlak Butlan
Siyasi partiler, Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olarak faaliyet yürütmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi, bu konuda nihai denetim merciidir.
Örnekler:
Anayasa’ya Aykırılık: Laiklik, insan hakları, devletin bütünlüğü gibi ilkelere aykırı partiler kapatılır ve işlemleri mutlak butlanla geçersiz sayılır.
Usulsüz Kurultay: Parti tüzüğüne aykırı yapılan seçimler geçersizdir.
Tüzük ve Program İhlalleri: Toplumsal barışa tehdit oluşturan ifadeler taşıyan programlar yok hükmündedir.
Tüzel Kişilerde Hukuki Ciddiyet Şart
Mutlak butlan, yalnızca bireysel sözleşmelerde değil; kurumların varlığını ve işlemlerini de doğrudan etkileyen bir hükümsüzlük türüdür. Şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler; kuruluş ve faaliyet süreçlerinde şekil, içerik ve amaç yönünden hukuka uygun davranmadıklarında, yaptıkları işlemler geçersiz sayılır. Bu durum, hem kamu düzeninin korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.
Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.
Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.
BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar
Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.
Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri
Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.
Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.
ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar
Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları
Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar
Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.
Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.
DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU
Nasıl oluşur?
Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri
Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi
Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık
Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).
Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.
Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri
Tüketim kültürü ve reklamlar
Sosyal medya ve gösteriş toplumu
Finansal okuryazarlık eksikliği
Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi
Kısa vadeli politikalar
ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI
Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.
Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.
Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.
Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.
GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK
Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.
Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.
Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;
1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi
Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.
Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.
Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.
2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)
Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.
Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.
İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.
3. Takas Çek Ödemeleri
Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.
Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.
Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.
4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler
KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.
Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.
Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.
Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.
3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.
Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.
Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.
5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları
Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.
Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.
Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.
Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.
Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.
Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.
Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.