Connect with us

GÜNDEM

İzzettin Önder : Dersimiz ‘devlet’

Yayınlanma:

|

Devlet; halkını sarıp, sarmalayan kutsal yapı; parlamento, adalet, emniyet vb. kamusal örgütleriyle vatandaşların işine huzurla devam etmesini sağlayan “baba” örgüt; yurt dışında halkının itibar ve onurunu koruyan, verdiği pasaportlarla vatandaşlarına yurt dışında itibar sağlayan şefkatli örgüt; kimi görüşe göre vatandaşların toplamının üzerinde tecelli eden organik varlık; kimi görüşe göre ise vatandaşları ile aynı düzeyde ve vatandaşlara hizmetle sorumlu bireyselci devlet; ve gelişmiş Batı teorileri bağlamında halkın hizmetkarlarından oluşan görevli örgüt olsa gerek, diye düşünürüz, değil mi!

Bir devlet dizisi çektiğimizi düşünelim. Oynayanlar göğsü bağrı açık tiplerden mi, yoksa kravatlı ya da hiç değilse ceketli tiplerden mi oluşturulurdu? Yanıt açıktır, çünkü halk devlet örgütünü saygın, halkını hırsıza, katile, mafyatik örgütlere karşı koruyan kollayan kurum olarak görür ya da öyle olduğunu düşünmek ister. Siyaset bilimi eserlerinde de devlet örgütü böyle anlatılır. Eğer devlet gerçekten böylesi kutsal bir örgüt ise, o toplumda seçimle işbaşına gelen seçimle gider, seçim yaptırmamak için tepinmez, seçimleri yineletmez, seçimi kazanmak için her usulsüzlüğe başvurmaz, tam tersi, seçimlerin güvenilirliğinden kendisini sorumlu tutar ve bunu bir namus borcu olarak görür. Ben de neyi anlatıyorum ki; sanki bu dünyadan buharlaşmışım da, melekler aleminde kurulmuş bir toplumsal yapılanmayı tanımlıyor gibiyim! Oysa Trump olayında gördük ki, devlet aygıtını bir kez eline geçiren, kabilelerde olduğu üzere, kendi çetesini kurarak, seçim falan tanımadan, önceleri kravatlı resmi görüntülü yandaşlarıyla devlet makamları işgal edilebiliyor, o da yetmediğinde sokak çeteleri devreye girerek devlet aygıtının namusunu korumaya(!) yelteniyor.

Kabile tipi toplumlarda devleti ele geçirenler önce denetim mekanizmalarını tahrip eder, sonra halka haber yayma mekanizmalarını kendi yönünde kullanmak üzere ele geçirir, devamlı yanlış ve gerçekle çelişkili haberlerin anlaşılamaması için halkın eğitim ve algılama düzeyi geriletilir. Yönetimdeki çeteye parsadan pay aktarılarak çimentolama işlemi de yapıldı mı, işler yolunda demektir. İşte o anda bir şekilde çimentolanması eksik kalmış ya da bir sebepten dolayı hesabı görülecekken can havliyle meydana atılan bir part-time siyasetçi, tüm siyaset bilimi teorilerini altüst eder ve aslında örtülü olarak fark edilen işleyiş mekanizmasını halka anlatır.

Şimdi bu oldu mu; halkın yöneticisi siyasetin içindekiler mi, yoksa part-time hizmetliler mi? Acaba devlet anlatılırken halkın en açık şekliyle görüntü almasına izin verilmiyor mu? Hani devlet aygıtı şeffaftı, hani denetleniyordu? Bunlar herhalde melekler dünyası işlemleri olsa gerek!

Siyasetin temel kuralı olarak söylenen sandığa geliş de, sandıkla gidiş de asıldır. Ama, sandığın milletten kaçırılmasını siyaset hazinesinin ilahi cazibesine bağlamak da kaçınılmazdır! O cazibe ki, kapı açılıp, siyaset hazinesine dalındı mı, çıkmak biraz yüz, biraz da etik istiyor, her halde! O zaman siyaset hazinesi sahnelerini epizodlar halinde halka sunmak bir şekilde yaralı part-time siyasetçinin(!) işi oluyor.

Siyaset hazinesindeki işler ortaya saçılınca, saçılma bununla da bitmiyor, siyaset tuluatı hem normal sanılan işleyişiyle, hem de saldırılar karşısındaki refleksleriyle faş oluyor.

Dersimize dönersek, ortaya saçılanlar karşısında “lüzum-u hacette sükût beyandır” hükmü gereğince karara gidebiliriz. O zaman derinlere gidip olayı anlamak, yani devlet denen dokuyu anlamak gerekir. Bugünkü dersimizde odaktaki devlet, parlamentonun işletilmediği, burjuvazinin gelişemediği, aksak-topal kapitalizmin hakim olduğu devlet adında bir örgüttür. Hele de o devlet, önemli enerji hatlarının üzerinde oturmuş bir ülkenin devleti ise; o devlet emperyalistlerin jandarma gücü mesabesinde çevre ülkelere sarkma cüretine girmiş ise; o devlet varsılların servetine çökme politikasını şiar edinmiş ise; o devlet halkın kutsal duygularını sömürerek kalın bir perdenin arkasında doymamış ve ket vurulamayan arzularının tatminine yönelmiş ise!     

İktisat Biliminin Kurucusu Adam Smith der ki, iş insanları kendi çıkarlarını güderken, toplumsal çıkar da güdülür. Geri kapitalist toplumlarda bu teori geçerli görülebilir mi? Yoksa, durum tam tersi midir!

Son diziler devlet mekanizmasını tüm halka açıkça gösterdi. Maşallah, adalet mekanizması sessiz, herkes de sükunetle görevinin başında olduğuna göre, böylesi badirelere karşı devletin ne denli bağışık olduğu konusunda halkımız güvende olsa gerek. Artık toplumun bir aile sadakati ile, yoksul(laştırılan)ların yoksulluğuna şükredip, varsıl(laştırılan)ları sorgulamadan huzur ile yaşamını sürdürmesini cumhuriyetin şiarı olarak iftiharla idrak etmeliyiz!

Kapitalizmin siyasetle ufaladığı Cumhuriyet Bayramı’mız, yine de kutlu olsun!

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İşte Türkiyenin karnesindeki son durum

S&P’nin dün akşamki not artırım kararının ardından, kuruluşun değerlendirmesinde Türkiye yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe altında yer aldı. Fitch değerlendirmesinde de Türkiye’nin kredi notu benzer seviyede yer alırken, Moody’s’e göre kredi notu halen yatırım yapılabilir seviyenin 6 kademe altında yer alıyor

Yayınlanma:

|

Dün akşam S&P, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun “B”den “B+”ya yükseltildiği ve kredi notu görünümünün “pozitif” olarak korunduğu bildirildi.

Türkiye’de yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğinin düşünüldüğü belirtilen açıklamada, gelecek 2 yıl içinde portföy girişlerinin artacağının, cari açıkların daralacağının, enflasyon ve dolarizasyonda düşüşün öngörüldüğü kaydedildi. Açıklamada, politika yapıcıların, cari açığın daraldığı ve dolarizasyonun tersine döndüğü ortamda enflasyonu düşürmeyi ve liraya olan güveni yeniden tesis etmeyi başarması halinde Türkiye’nin kredi notunun yükseltilebileceği ifade edildi.

S&P, Türkiye’de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle aralık ayında takvim dışı değerlendirmeye giderek ülkenin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmişti. Diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s de ocak ayında Türkiye’nin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştı.

FITCH DE 12 YIL SONRA YÜKSELTMİŞTİ

Geçen ay Fitch Ratings de Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Kuruluş, böylece 12 yıl sonra ilk kez Türkiye için not artırım kararı aldı. Fitch kararıyla ilgili açıklamasında sıkı para politikasının beklenenden daha önce güçlü bir şekilde uygulandığını, böylece makroekonomik ve dış kaynaklı kırılganlıkların azaldığını aktardı.

‘YATIRIM YAPILABİLİR’ SEVİYEYE KAÇ ADIM KALDI?

Son artışla birlikte Türkiye, artık not açısından S&P ve Fitch için yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe, Moody’s için 6 kademe altında. Hepsinde görünüm ise Pozitif. Kredi notunun artması ve görünümün de pozitif olması, sonraki aşamada da tekrar not artırımı gelebileceğine işaret ederken bu her ne kadar piyasalar açısından yatırım yapılabilir seviyenin henüz gerisinde olunsa da olumlu değerlendiriliyor.

BIST 100’DEKİ YÜKSELİŞİ DESTEKLEDİ

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik aldığı olumlu kararlar ve bu kararların devamının gelebileceğine yönelik beklentileri Borsa İstanbul’a da şu ana kadar pozitif yansıdı. BIST 100 endeksi son 1 ayda yüzde 12.57 yükselirken. 2024 genelinde yüzde 34.79’luk artış yaşadı. 2024’teki yükseliş ocak-Nisan dönemindeki yüzde 18.72’lik enflasyonun çok üzerinde gerçekleşerek Borsa İstanbul yatırımcısına önemli bir reel getiri sağladı.

NE ANLAMA GELİYOR?

Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri çeşitli yatırım fonları tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu değerlendirmeler bireysel kredi notlarına benzer bir görev üstleniyor. Bir ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede yer alması daha güvenli bir yatırım ortamı sunduğu anlamına geliyor. Bu sebeple dünyada başta emeklilik fonları olmak üzere çeşitli büyük fonlar bir ülkenin tahvil veya hisse piyasasına yatırım yapmadan önce 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun 2’sinde yatırım yapılabilir seviyede not almış olmasını bir gereklilik olarak görüyor. Bir ülkenin kredi notu yükseldikçe o ülkeye sermaye akışının hızlanması ihtimali artıyor.

Habertürk

Okumaya devam et

GÜNCEL

ERZAN’A 84 YILDAN 275 YILA KADAR HAPİS TALEBİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’si tutuklu 7 sanık hakkında yargılaması süren dava dosyasında müştekilerin şikayeti üzerine iki yeni iddianame hazırlandı.

Sanık Erzan hakkında “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 84 yıldan 275 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

“Yüksek karlı gizli fon” dolandırıcılık davasında müşteki sayısı 26’ya yükseldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iki yeni iddianameyle sanık Seçil Erzan hakkında istenen hapis cezası 275 yıla çıktı. (AA)

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Arkadaşına IBAN verdi: 8 ay hapis yattı, 10 yıl daha yatabilir

Konya’da ‘benim hesabımda bloke var’ bahanesine inanarak arkadaşına IBAN numarasını veren kişi, para aklama yöntemi tuzağına düşerek hapse girdi. 1 paket sigara parasını kendisine hediye olarak veren dolandırıcı arkadaşının ağına takılan 45 yaşındaki Mustafa Ergin, 8 ay hapiste yatarken, hakkında açılan 5 farklı dosyadan ise yaklaşık 10 yıl hapis cezası bekliyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

“IBAN İSTEYENLERE İNANMAYIN”

Dolandırıcıların trend yöntemi olan IBAN üzerinden para aklama yöntemi ağına takılan ve olayı anlatan 3 çocuk babası Mustafa Ergin, “Ben bir çay ocağında çalışıyordum. Devamlı oturduğum bir arkadaşım yanıma geldi. Benden IBAN numaramı istedi. Ben de ona para gelecek diye IBAN numarasını verdim. Onun banka hesapları blokeli olduğu için ben de tamam dedim, verdim. IBAN numarasını verdikten bir saat falan sonra beni aradı, hesabına gelen parayı istedi. Gelen parasını ben de ATM’den çektim kendisine teslim ettim. Kimsenin bu konularla ilgilenmesini istemiyorum ve bu iyi bir şey değil. Arkadaş olsun veya kim olursa olsun kimseye verilmesini istemiyorum. Mağdurum ben. Bu durumdan dolayı toplam yattığım günlerimi saymak istemiyorum, anlatılacak bir konu değil. IBAN numarasına para gelecek diyerek isteyenlere kesinlikle inanmasınlar” dedi.

“EN AŞAĞI 10 SENENİN ÜZERİNDE YATACAĞIM”

Kendisinin bu işlemlerin ardından şu anda 10 senenin üzerine hapis cezası beklediğini anlatan Ergin, “Ben bedel karşılığı almadım. Hesabıma para geldi emanetini verdim. ATM’ye gittiğim için de bana bir sigara parası verdi. Başka türlü verdiği bir şey olmadı. Ben de zaten bir şey beklemiyordum. Ama o arkadaşın internet dolandırıcılığı gibi şeylerle uğraştığını bilmiyordum. Ben insanlık olarak verdim, başka türlü bir niyetim yoktu. Benim toplam 6 tane dosyam var. Her bir dosyadan 3 yıl 4 ay ceza aldım. Toplam cezaevinde 8 ay yattım. Yani bunu ileride istinafta olan dosyalarım da var, bu dosyalarda patlama olduğu zaman en aşağı 10 senenin üzerinde yatacağım bir olay var. Kimsenin yaklaşmasını istemem, uzak durmasını istiyorum. Mağdurum, işsizim, çocuklarım var, bana yardımcı olunmasını istiyorum.” şeklinde konuştu.

-İHA-

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.