Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ortadoğu’da çatışmaların tırmanma riski artıyor: Brent 5 ayın zirvesinde

Yayınlanma:

|

  • Son dönemde ABD’de açıklanan bir dizi sağlam ekonomik veri sonrası, FED’in faiz oranlarında gevşeme hızı ve ölçeği konusundaki şüpheler artarken, her ne kadar hafta ortası konuşan FED Başkanı Powell’ın yorumları, faiz indirimlerinin muhtemelen bu yılın bir noktasında başlayacağı görüşünü sıcak tutsa da, dün ilk kez Minneapolis FED Başkanı Kashkari’nin dirençli ABD ekonomisi ışığında bu yıl faiz indirimine ihtiyaç olmayabilir yönünde görüş belirtmesi, piyasaların moralini bozdu.
  • FED’in karar setinde önemli bir yer tutan ve her ayın ilk Cuması açıklanan istihdam raporu öncesinde piyasa aktörlerinin bekle ve gör stratejisine geçmesi ve Ortadoğu ekseninde İran – İsrail geriliminin yarattığı jeopolitik riskler -uzun süreli bir çatışmanın neden olabileceği arz kesintileri tehdidi- Brent cinsi ham petrolün varil fiyatını Ekim ayından bu yana görülmeyen 91 doların üzerine taşıdı. Petrolün artması taşımacılık maliyetlerinin artması nedeniyle dünyanın enflasyonla savaşını sekteye uğratabileceği gibi, net enerji ithalatçısı olan ülkelerin de cari işlemler dengesini zorlayacaktır.
  • ABD borsaları, havanın birden karamsara dönmesi ile geceyi %1,5 civarında düşüşle tamamlarken, bu sabah pasifiğin diğer ucunda da hâkim rengin kırmızı olduğunu görüyoruz. Her gün rekorlarına alıştığımız gösterge endeks Tokyo borsası, olumsuz havanın yanı sıra, YEN’in önlenemez değer kaybına karşı otoritenin daha fazla faiz artışını gündeme taşıması ile baskı altında kalarak %2’den fazla düştü.
  • Her ayın ilk Cuması olduğu üzere, bugün günün ikinci yarısında ABD’de açıklanacak ve ABD ekonomisinin sağlığı açısından en önemli veri olarak kabul edilen tarım dışı istihdam raporu büyük bir merakla takip ediliyor. Reuters anketine göre, manşet verinin Mart ayında 200bin kişi artması, işsizlik oranının %3,9 ile sabit kalması ve enflasyon göstergesi olarak okunan yıllık bazda maaş artışlarının ise %4,1 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Verinin beklenti seti dışında kalması piyasa reaksiyonunu da beraberinde getirebilir.
  • Artan jeopolitik risklere paralel ABD 10 yıllık devlet tahvilinin getirisi -güvenli limana sığınma isteği- %4,30 seviyesine gerilerken, altın ve gümüşün olumsuz havadan bir nebze de olsun yara alarak sırası ile 2,280 ve 26,55 dolar seviyelerine gerilediklerini görüyoruz. Teknik bir bakış açısı ile her iki emtiada yukarı yönlü isteğin korunmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Bitcoin’in ise yeniden 68bin dolar seviyesine yükselerek tehlikeli sulardan uzaklaştığını not edelim.
  • Türk mali piyasalarında ise seçim sonrası normalleşme eğilimi kuvvet kazanmaya başladı. Hatırlanacağı üzere, seçim sonrası USDTRY kuru için uçacak / kaçacak minvalinde görüşlere katılmadığımı mütemadiyen dile getirerek, enflasyon belasından kurtulmak adına, otoritenin TL’nin reel anlamda değer kazanmasına izin vereceğini ve kurun bebek adımları ile de olsa sene sonunu psikolojik 40 seviyesine yürüyeceğini ön görmüştük. Hâlen daha da aynı noktadayız. Seçim öncesi döviz tarafında pozisyon almak isteyen yurtiçi yerleşiklerin korkulan senaryoların gerçekleşmemesi; dahası uzun bayram tatili öncesi ortaya çıkan TL ihtiyacını da göz önüne alırsak, döviz kurunun yurtiçi yerleşiklerin satışı ile gerilemeye başladığını, TCMB’nin ise son 2 günde yaklaşık 3 milyar dolar rezerv biriktirmeye başladığının altını çizebiliriz (bakınız grafik).
  • Büyük resimde, seçimlerin geride kalması, bayram tatilinin de bitmesi sonrasında kurun yeniden bebek adımları ile yönünü yukarıya çevireceği, bu süreçte de yabancının TL ve TL cinsi varlıklara olan talebinin belirleyici olacağını düşünüyoruz. Her hafta Perşembe günü açıklanan Menkul Kıymet İstatistiklerine göre, yabancının hisse senedi pozisyonu 29 Mart ile biten haftada 267 milyon dolar, tahvil kesin alımı ise 112 milyon dolar artış gösterdi. Son haftalarda, yabancının davranışı, bizlere, TCMB’nin faiz hamlesinin fiyatlandığını, faiz artırımı öncesinde satış yapıldığını, akabinde ise Türk mali piyasalarına tekrardan geri gelindiğini gösteriyor.
  • Yukarıda da değindiğim üzere, artan jeopolitik riskler ve Çin’den gelen hafif de olsa toparlanma sinyalleri ile enerji fiyatlarının yükselmesi piyasaların moralini bozdu. Bugün ABD’de açıklanacak kritik öneme sahip istihdam raporuna kadar bekle ve gör stratejisinin egemen olacağı, akabinde ise verinin işaret ettiği yöne doğru bir piyasa reaksiyonu bekliyoruz. Altın ve gümüş cephesinde uzun pozisyonlarımız devam ederken, USDTRY tarafında ise ‘square’ yani sıfır pozisyondayız.

>KKTC Enflasyon

KKTC İstatistik Kurumu Mart ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre, Tüketici Fiyatları Genel Endeksi’nde, bir önceki aya göre %6,91, yıllık bazda ise %94,45 artış kaydetti. Ana harcama grupları itibariyle bir önceki aya göre en yüksek artış %18,90 ile Giyim ve Ayakkabı ana grubunda gerçekleşirken, yıllık bazda bakılırsa, Eğitim ana grubunda artış %125,94 ile ilk sırada yer aldı. Enflasyonun baz etkisi ile Haziran ayından itibaren keskin bir düşüş kaydedeceğini peşinen söyleyebiliriz. Yılın geriye kalan aylarında ise her ay %3 enflasyon gerçekleşmesi durumunda, KKTC’de TÜFE enflasyonunun sene sonu %51,50 seviyesine gerileyeceğini hesaplıyoruz.

Enflasyonun hem Türkiye’de hem de KKTC’de adeta vatandaşın içinden geçtiğini söylemeliyiz. Her ne kadar grafikte var olan kırmızı çizgiyi yani manşet enflasyonu konuşarak Haziran sonrası baz etkisi ile düşeceğini savunsak da veya yılın geriye kalan aylarıda %3 enflasyon gerçekleşmesi durumunda sene sonu %51,50 seviyesine gerileyeceğini hesaplasak da, vatandaşın hissettiği ‘kümülatif’ fiyat artışının mavi çizgi olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Nisan ayından itibaren enflasyon hiç artış kaydetmese bile, mavi çizgi (endeks) ancak yataya dönecek lâkin 2020’li yıllardan bugüne yaşadığımız kümülatif fiyat artışları da yanımıza kalacaktır; hatta alım gücü de geri gelmeyecektir!

1712294717fe33569de083da200aa803a60c908cbc_1_1200.jpg
>TCMB’nin net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim (mio USD) (swaplar ve hazine dövizleri hâriç)

Türk mali piyasalarındaki toparlanma ve normalleşme eğilimi sürerken, USDTRY kuru da 32 seviyesinin altına yerleşti. Yurtiçi yerleşiklerin seçim öncesi uzun spekülatif pozisyonlarını kapatması veya bayram tatili öncesi döviz satışları veya bu yönde arayış TCMB’nin de son günlerde rezerv biriktirmesine yardımcı oluyor!

1712294718075ab06a07984ec0895f097eeb20e8db_2_1200.jpg

>Filli Faiz Oranları

TCMB’nin Mart ayında miktarsal sıkılaştırma akabide ise 500 baz puan da faiz artırması sonrasında başta ihtiyaç kredisi olmak üzere faiz oranlarının tam gaz yukarı gittiğini not edelim.

171229471825522708c23906ccfb7981dde7ee58a8_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TSKB Başekonomisti Ünüvar: Tek ekonomi politikası para politikası; tek iktisadi dert de enflasyon değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

EKONOMİ Gazetesi ev sahipliğinde PwC Türkiye’nin içerik işbirliğinde ve Sabancı Holding Ana Sponsorluğu’nda 3.’sü gerçekleştirilen Dönüşen Liderler Zirvesi, Elite World Grand Sapanca’da, “Makronun Baskısında Mikroyu Yönetmek” temasıyla yapıldı.

“Size bir sunum değil, bir çağrı yapmak istiyorum ve ‘Kalkın’ diyorum” ifadeleri ile söze başlayan Ünüvar, “Bizim kalkınma bankacıları olarak bir iddiamız var, biz ‘Geride kimseyi bırakmayacağız’ diyen iktisatçılarız. Biz mutfakta bir şangırtı koptuğunda ‘Ne kırıldı’ diye değil, ‘İyi misin’ diye soran iktisatçılarız. Bu sunumda da hem dünya hem de Türkiye ekonomisine ‘İyi misiniz’ diye sormak istedik” ifadelerini kullandı.

“Kişilerin yaşamını iyileştirmenin tek yolu zam değil”

Türkiye’deki ekonomik görünüme ilişkin değerlendirmelerine enflasyon ile başlayan Ünüvar,  “2024, 2025 ve 2026’da da yüksek enflasyonu yüksek olarak dert etmemiz gerekecek. Enflasyonla mücadele bir toplumsal mutabakat gerektirir. Enflasyonla mücadelede akla ilk gelen ücretleri baskılamaksa bu şekilde toplumsal mutabakata zarar verirsiniz. Onların yükseltmediği bir enflasyonu onların düşürmesini beklediğiniz insanlar bu mutabakata katılmazlar. Bütçenin enflasyona verdiği destek konusunda da ‘Aman harcamayalım’ yaklaşımına katılmıyorum; okullarımıza, hastanelerimize harcayalım. Çünkü çocuğumu özel okula değil de devlet okuluna gönderebilseydim maaş katkısından daha büyük katkısı olurdu bana. Kişilerin yaşamını iyileştirmenin tek yolu zam yapmak değildir. Kamudan aldığımız hizmetin iyileşmesi de önemli katkı olacaktır. Ancak bütün bunların düşünülmediğini, bütün konunun enflasyon ve faize indirgendiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de sanayinin yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli ürünlere daha fazla yoğunlaşması gerektiğine dikkat çeken Ünüvar, şöyle devam etti: “Bu konuda Türkiye doğru yolda ama yeterli seviyede değil. Türkiye, Venezuela olmaz; üretim anlamında olmaz. Orada biraz petrol ve biraz rom var. Önce kendi hakkımızı teslim edelim. Ama Almanya da değiliz. Bizim artık daha yüksek katma değerli alanlara geçmemiz lazım. Biz bunu yapabiliriz. Türkiye’de yüksek teknolojili tesis sayısı maalesef çok az. Bir tesisin bu işi çok iyi yapması yetmiyor. Büyük küçük daha fazla tesis bu işe girmeli. Teknolojiyi yönetmemiz gerekiyor. Tarımın fakirlik olmadığını anlatmamız gerekiyor.”

‘Heba edilen ekonomi’ sorunu…

Türkiye’de kayıt dışı ekonomi sorunu kadar ‘heba edilen ekonomi’ sorunu olduğunu dile getiren Ünüvar, bu konuya odaklanılması gerektiğine işaret etti.  Yabancı yatırımcı konusunda da oldukça dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Ünüvar, dünyada korumacılığın arttığını, Çin’in korumacıklıkta nerede duvara çarparsa oraya en yakın ülkeye yerleşmeye çalıştığını kaydeden Ünüvar, “Şimdi Avrupa’da duvara çarptı, oraya en yakın ülkeye yerleşmeye çalışıyor. Türkiye’de ihracat miktar olarak artsa da karlılık olarak iyi durumda değil. Bir de böyle rekabetle karşı karşıya kaldığımızda son derece dikkatli adımlar atmamız gereken bir dönemdeyiz. Bizim bir önerimiz var. Çevresel ürünler diye bir alan var. Çevresel ürünler, yeşil ürün değildir. Yeşil dönüşüme girdi olan ürünlerdir. Bütün dünyada yeşil dönüşüm var, eğer yeşil dönüşümün devam edeceğini düşünüyorsanız oraya girdi üretebilirsiniz. Üstelik de ihracat karlılığımız düşerken bu ürünlerde hem miktar hem fiyat artıyor. Bunun Türkiye için önemli olduğunu düşünüyorum. Enflasyonu çok konuşuyoruz, ama bir 3 yıl sonraya gidelim, enflasyonu düşürmüş olalım, biz o zaman diyeceğiz ki ‘Ama biz sanayiyi konuşmayı unuttuk, para politikasını konuşmak dışında başka bir şey konuşmayı unuttuk’. Dolayısıyla kadınlarımızı daha fazla iş gücüne katacağız, gençlerimize iş bulacağız. Yurtdışına gitsinler gitmesinler çok önemli değil. Yurtdışında okumuş biri olarak söylüyorum, eğer ülkeniz iyi durumda değilse orada başınız eğik oluyorsunuz. Gidiyorlarsa gitsinler, ama başları dik olsun diye bizim ülkemizde bütün bu çalışmaları yapmamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Ekonomim

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Enflasyonun direnci bir türlü kırılmıyor: Yüksek faiz tek başına çözüm değil!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride bıraktığımız hafta dışarda jeopolitik riskler gündemin ilk sırasında takip edilirken, Türkiye cephesinde ise gerilemekte büyük bir katılık gösteren enflasyon gündemi sıcak tuttu. Tüm bunlar olup biterken, her ayın ilk cuması açıklanan Amerikan istihdam verisinin ise oldukça kuvvetli sonuçlandığını not etmemiz gerekiyor. Şöyle ki, Eylül ayında tarım dışı istihdam 147bin artması beklenirken, gerçekleşme ise 254bin kişi, işsizlik oranı ise %4,2 beklenirken gerçekleşme %4,1 oldu. Enflasyon göstergesi olarak takip edilen ortalama saatlik gelirlerde yıllık artış oranı ise beklentinin üzerinde %4,0 olarak gerçekleşti. İstihdam raporu, ABD ekonomisinin beklenmedik bir şekilde Eylül ayında altı ay içinde en fazla istihdam sağladığını göstermesinin ardından jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyeceğini düşündüğümüz piyasaların haftayı iyimser bir şekilde tamamladıklarını gördük.

Fiyat istikrarı kadar kanunen görevi büyümeyi (tam istihdamı) da sağlamak olan ABD merkez bankası konumunda FED’in, açıklanan güçlü istihdam raporu ardından artık 7 Kasım olağan toplantısında 50 baz puan faiz indirimine gitmesi çok zor olarak değerlendiriyoruz. Zaten piyasa fiyatlaması da bu yönde. Faiz vadeli kontratları 25 baz puan indirime %98 ihtimal tanırken, güçlü istihdam verisi sonrası ABD Doları değer kazandı, kısa vadeli ABD Hazine tahvil getirileri yükseldi. 10 yıllık gösterge devlet tahvili getirisi 30 baz puan yükselerek haftayı psikolojik %4 seviyesine dayanarak son iki haftanın zirvesinden tamamladı. Güçlenen dolara paralel EURUSD paritesi 1,10 seviyesinin altına gerilerken (iki hafta önce 1,12 seviyesini aşmıştı), kıymetli metaller jeopolitik riskler nedeniyle güçlü seyrini korudu. Gümüşün ons fiyatı Cuma gün içerisinde 32,95 seviyesini test ederken, kapanış itibariyle 32,17 seviyesine gerilese de, son 12 yılın en yüksek haftalık kapanışına imza attı. Altının ons fiyatı geçen haftalarda test ettiği tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2,685 dolar hemen altında 2,652 dolardan haftayı tamamlarken, gözler hafta sonu İsrail cephesinden gelecek İran haberlerini takip etti. Olası arz kesintisi riskine paralel oldukça sert bir yükseliş kaydeden Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bir haftada neredeyse %9 yükselerek 78 dolar seviyesinden haftayı tamamladı.

ABD ekonomisinin güçlü olmaya devam ettiğine işaret eden istihdam raporu ardından Amerikan hisse senetleri yönünü yukarı çevirerek haftayı güçlü bir şekilde tamamlarken, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Yeni haftada gözler ABD şirketlerinin bilanço verilerinde olacak. ABD borsasının yüksek seviyelerini koruyabilmeleri için, şirketlerin güçlü kâr büyümesi ve gelecek yıl için olumlu tahminler sunmasını gerekiyor. Özellikle bankaların kazanç raporları, ekonominin genel durumu hakkında önemli ipuçları vereceğini göz ardı etmemek gerekiyor.

ABD verisinin güçlü gelmesi, tırmanan jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyeceğini düşündüğümüz piyasaların fikrini değiştirmiş olacak ki son günlerin neredeyse en kötü performans gösteren borsası konumunda BİST100 endeksi tepki alımlarına sahne olarak haftanın son iş gününü %2,4 yükselişle tamamlarken, bankacılık hisselerinde yükseliş ise %4,25 oldu. USDTRY kuru pazartesi günü valörlü işlemlerde 34,25 seviyesine yükselirken, CDS tarafında ise kayda değer bir değişim olmadı. Enflasyonun gerilemekte zorluk çekmesi ardından TCMB’nin de faiz oranlarını gevşetmeye yeni yılda başlayacağı beklentisinin artması ile tahvil faizleri bir miktar yükseliş kaydetti.

Cuma günü TÜİK-TCMB işbirliği ile ilk kez açıklanan mevsim etkisinden arındırılmış enflasyon rakamlarına göre, aylık TÜFE artışı %2,80 olarak hesaplanırken, mal grubu enflasyonu aylık %2,27, hizmet grubu enflasyonu ise aylık %3,96 olarak hesaplandı. Hizmet grubu altında yer alan kira aylık %6,55 ile yıllık bazda en yüksek artışı kaydeden kalem olurken, mallar grubu altında yer alan işlenmemiş gıda fiyatlarında gerçekleşen %5,33 artış dikkat çekti. TCMB ve TÜİK işbirliğinde açıklanan yeni veri seti sonrasında yıllık enflasyonun ‘eğilimini’ inceledik. Bunu hesaplarken de, son ay gerçekleşen enflasyonu üç ay önce gerçekleşen enflasyona bölüp yıllklandırdık. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu söylemek pek de kolay görünmüyor. Yaşanan katılığı sadece para politikası ekseninde çözmek de çok kolay görünmüyor. Faiz oranı son altı aydır %50 seviyesinde olmasına rağmen, kira ve eğitim kalemlerinde enflasyonun yükselmeye devam etmesinin çözümünü sadece faiz artışında aramamak gerektiğini düşünüyoruz. Özel okullar yerine kaliteli eğitim, kira kalemini yukarı iten ana neden ola arz açığını (kiralayacak kadar yeterli ev stoğu yok) yapısal reform ile çözmek; hükûment harcamalarını ise azaltmak gerekiyor. Elbette yapısal reform kısmını zaman gerektirdiğini de göz ardı etmiyoruz.

Bu minvalde, aylar önce hastalığın tedavisinde kullanılan ilacın (faiz) talebi soğuttuğunu, kurlara istikrar kazandırdığını, tasarruf etme isteğini arttırdığını, KKM gibi büyük bir sorunun çözüme kavuşma yolunda emin adımlarla ilerlediğini, TL’nin toplam mevduat havuzunda payının %54 seviyelerine kadar yükselerek dolarizasyon eğiliminin büyük ölçüde belini kırdığını, yapılan doğru ‘işlerin’ uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından takdir aldığını, notun peşi sıra arttığını görerek büyük bir alkış tutsak da, yüksek faizin sadece enflasyon hastalığını tek başına yenmekte ya da tedavi etmekte eskisi kadar muktedir olmadığının da altını kalınca çizmek gerekiyor. Bünye ilaca alıştı ve hastalık (enflasyon) gerilemekte artık direnç gösteriyor. Buna da atalet/inertia diyoruz. Her ne kadar Eylül ayı enflasyonunun %3’e yakın gelmesi ardından faiz indirim beklentileri (pek çok yabancı kuruluşa göre) 2025 yılına ertelense de, TCMB’nin Aralık ayında faiz indirim seçeneğini değerlendirmesi gerektiği yönünde görüşümüzü hâlen daha koruduğumuz bir kenara not düşelim. Mevcut şartlarda, otoritenin bu iletişimi yapmasının da çok kolay bir meziyet olmayacağının altını çizmek isteriz.

Yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya borsalarının iyimser bir seyir izlediğini görüyoruz. ABD’de açıklanan güçlü istihdam verilerinin resesyon korkularını ortadan kaldırması sonrası dolar yen karşısında neredeyse son iki ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Zayıf YEN’den destek alan ihracat odaklı Japonya borsası %2 yükselirken, bölgesel hisse senedi kazançlarına da öncülük etti. Ham petrol fiyatları, savaşı tetikleyen Hamas saldırısının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, İsrail’in Lübnan ve Gazze Şeridindeki hedefleri bombalaması ama endişe edildiği üzere İran’a henüz bir misilleme yapmaması ile bir ayın zirvesinden geriledi. Bu hafta Perşembe günü ABD’de açıklanacak TÜFE enflasyonunun kritik önem sahip olduğunun altının çizmek istiyoruz. Yıllık manşet artışın %2,3’e gerilemesi, çekirdek artışın ise %3,2’de sabit kalması öngörülüyor.

3 aylık mevsim arındırılmış yıllık enflasyon eğilimi

Mart ayından bugüne geçen altı aylık zaman diliminde politika faizi %50 seviyesinde sabit tutulması ve öte yandan izlenen katı likidite önlemlerine rağmen, mevsimsellikten arındırılmış endeksin yıllık eğiliminde neredeyse yatay bir seyrin egemen olduğunu ve enflasyonun %40 seviyesinin altına gerilemekte zorlandığını görüyoruz. Bu nedenle de enflasyonla mücadelede kullanılan sıkı para politikasının (ilacın) formatının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Keza, bünye ilaca alıştı ve hastalık (enflasyon) gerilemekte artık büyük bir direnç gösteriyor. Buna da atalet/inertia diyoruz.

17282833236613d2371201b6614d0e03944849b960_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Denizli’deki 200 milyon euroluk vurgun

Denizli’de Dubai merkezli ünlü bir finans şirketinin temsilcisi olduğunu söyleyen E.S. ile onunla birlikte hareket ettiği belirtilen V.Ç.’ın 200 milyon euroluk vurgun yaptığı iddia edildi. İddialar üzerine gözaltına alınan ikili, tutuklandı. Vurgunla ilgili olarak üç kişi ise aranıyor. Mağdurların avukatı, kurulan ponzi sistemine 900 kişinin dahil edildiğini anlattı. Dolandırıcılık olayının, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuyla belgelendiğini belirten avukatlar, olayın ikinci Seçil Erzan vakası olduğunu söyledi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.