Connect with us

GÜNCEL

Kariyerinizin Ortasında Sormanız Gereken 6 Soru

Yayınlanma:

|

Genellikle kariyerinizin orta noktasına denk gelen orta yaşa ulaşmak, başarılarınızın, hırslarınızın ve gerçekliğinizin çatıştığı bir an olabilir. Bu dönemde çoğu insan karşılayamadıkları beklentilerinin yol açtığı duygularla boğuşur. Hayatınızın erken dönemlerindeki hayallerinizin ve arzularınızın birçoğunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini fark etmek sarsıcı gelebilir.

Ancak uzmanlar bu dönemin büyüme için de önemli bir fırsat sunduğunu söylüyor. Önceliklerinizi yeniden değerlendirmek, deneyimlerinizden yararlanmak ve geleceğe yönelik hedeflerinizle uyumlu bir yol çizmek için bir fırsat…

Modern Elder Academy’nin kurucusu ve Learning to Love Midlife: 12 Reasons Why Life Gets Better with Age (“Orta Yaşı Sevmeyi Öğrenmek: Yaşlandıkça Hayatın Daha İyi Hale Gelmesinin 12 Nedeni”) kitabının yazarı Chip Conley, hayatın ilk yarısının “birikim” ile ilgili olduğunu söylüyor: “‘Şunu yap! Bunu dene! Arkadaşlar edin, çocuk sahibi ol, özgeçmişin için başarılar elde et, evin için bir sürü eşya al…’ Hayatın ikinci yarısıysa düzenlemeye yöneliktir. Gerçekten neyi önemsediğinizi fark ettiğiniz zamandır.”

Bu “düzenleme” sürecine başlamak, orta yaşın yoğunluğunda bunaltıcı, hatta imkânsız görünebilir. İşin, evin ve diğer sorumlulukların gerektirdikleri, analiz yapmak için çok az yer bırakabilir. Ancak orta düzey kıdemde profesyonellere koçluk sağlayan Next Level Career Services’in kurucusu Ebony Joyce, kariyerinize dönüp bakmak ve yeniden değerlendirmek için zaman ve zihinsel efor harcamanın faydalı olduğunu söylüyor. Joyce’a göre bunu yapmak “geleceğinizin şeklini ve yönünü belirlemeniz için size perspektif sağlıyor.”

İşte orta yaşta kariyerinizi değerlendirirken Conley ve Joyce’un sormanızı önerdiği altı soru:

1. Bundan 10 yıl sonra neyi yapmadığıma veya öğrenmediğime pişman olacağım?

Conley, pişmanlığın olumsuz bir çağrışımı olsa da güçlü bir öğretmen olabileceğini söylüyor. Şöyle diyor: “Yaşlanmanın faydası, daha geniş bir perspektife sahip olmanız ve geleceği görebilmenizdir. Eylemlerinizin sonuçlarını anlarsınız.” Conley, öngörülen pişmanlığın gücünden yararlanmayı öneriyor. Öngörülen pişmanlık, bugün belirli eylemleri yapmazsanız gelecekte hissedebileceğiniz hüsran duygusunu hayal etmeyi içeriyor. Conley, bu öngörünün gelecekteki benliğinizin takdir edeceği kararlar vermenize yardımcı olabileceğini söylüyor.

Araştırmalar merakı sürdürmenin, yeni beceriler öğrenmenin ve yeni deneyimleri benimsemenin daha uzun ve daha mutlu bir hayatla ilişkili olduğunu gösteriyor. Örneğin, Conley orta yaşlarındayken sörf yapmayı ve İspanyolca konuşmayı öğrenmiş. Bu nedenle, çok geç olmadan, öğrenmek istediğiniz konuları, oluşturmak istediğiniz rutinleri, yaşamak istediğiniz deneyimleri ve gitmek istediğiniz yerleri düşünün. Conley, hedefin “anında tatmine değil, uzun vadeli tatmine yönelik kararlar vermek” olduğunu söylüyor.

2. Amacıma nasıl ulaşırım?

Pek çok insan, kariyerlerinin başlarında, ister ebeveyn baskısı, ister toplumsal normlar, ister belirli başarı kavramlarına uyma arzusu olsun, dış faktörlerden etkilenir. Bu, başkalarının beklentilerini kendi arzularınız ve ilgi alanlarınızın önünde tutan kariyer seçimlerine yol açabilir. Daha sonra eşler ve çocuklar için yapılan fedakârlıklar kişisel hedefleri daha da gölgede bırakabilir.

Joyce, hayatınızın orta noktasına ulaştığınızda, dış güçler ve başkalarının gündemleri tarafından şekillendirilen bir kariyerden, sizin istediğiniz ve anlamlı bulduğunuz şeylerin yönlendirdiği bir kariyere geçme zamanının geldiğini söylüyor: “Bu geçmiş olasılıklara ve kaçırılan fırsatlara takılmaktan kurtulup hayallerinize odaklanmak için bir fırsat.”

Conley, kişisel olarak anlamlı bir kariyerin sizin için nasıl görünebileceğini belirlemek için bireysel olarak düşünmeniz gerektiğini söylüyor. “Seni ne heyecanlandırıyor? Seni ne tedirgin ediyor? Neyi merak ediyorsun? Hayatının erken dönemlerinden beri keyif aldığın ama sonradan ihmal ettiğin aktiviteler neler?” Cevaplar, ister yakın bir sektöre geçiş olsun, ister tamamen farklı bir sektöre geçiş olsun, kariyerinizdeki potansiyel dönüm noktalarını belirlemenize ve “daha fazla seçeneğinizin olduğunu görmenize yardımcı olur.”

3. Geliştirdiğim hangi yetenekler veya uzmanlıklar dünyaya katkı sunmamı sağlayabilir?

Orta yaşta, çok sayıda deneyim, içgörü ve belki de bu yolda zorluklarla kazanılmış birkaç savaş yarası edinmiş olursunuz. Conley, edindiğiniz beceriler ve bilgi birikimi üzerinde derinlemesine düşünebileceğinizi ve bunları başkaları üzerinde olumlu bir etki yaratmak için nasıl kullanabileceğinizi söylüyor. Psikiyatrist ve yazar David Viscott’tan ilham alıyor. Viscott, “Hayatın amacı, yeteneğinizi keşfetmektir. Bu yeteneği geliştirmek için emek harcamalısınız. Hayatın anlamıysa, yeteneğinizle insanlara katkı sunmaktır” diyor.

Conley, Peter Drucker’la ilişkilendirilen klasik bir egzersiz öneriyor. Bu, birisinin size art arda beş kez “Hangi işte çalışıyorsun?” diye sormasını gerektiriyor. Birbirini takip eden her soru, yanıtınızı geliştirmenize ve odaklamanıza yardımcı oluyor. Conley, “Son cevap genellikle bir aydınlanma sağlar. Bu şekilde, insanları bir araya getiren bir sosyal simyacı olduğumu fark ettim” diyor. Amaç, güçlü yönlerinizi ve bunların kişisel amacınızla anlamlı ve tutarlı bir şekilde nasıl uygulanabileceğini daha net bir şekilde anlamaktır.

4. Günlerimin nasıl geçmesini istiyorum?

Joyce, profesyonel hayatlarımız hakkında genellikle büyük düşünmeye teşvik edildiğimizi söylüyor. Patronlar ve kariyer danışmanları sizden beş ya da on yıl sonraki geleceğinizi hayal etmenizi ya da başarı fikrinizi tanımlamanızı istiyor. Bu yönlendirmeler değerli olsa da Joyce geleceğinizi daha küçük düşünerek tasarlamanızı öneriyor. “Günlük rutinlerinizin ayrıntılarının nasıl görünmesini istediğinizi düşünerek mikro düzeye geçin” diyor.

Joyce, uzun vadeli büyük hedeflere odaklanmak yerine, ideal geleceğinizde sıradan bir gün hayal etmenizi öneriyor. Zamanınızı nasıl geçirmek istediğinizi, kimlerle etkileşimde bulunmak istediğinizi ve iş dışında ne yapmak istediğinizi düşünün. Bu düşünce deneyi, yaratmak istediğiniz hayat hakkında netlik kazanmanıza ve hedeflerinizi günlük varoluşunuzun pratikleriyle uyumlu hale getirmenize olanak sağlayacaktır.

5. Hangi tavizleri vermeye hazırım? Artık hangi konularda taviz vermek istemiyorum?

Seçimlerinizi sorgulamak ve olası “keşke”leri düşünmek doğaldır. Belki bazı şeyleri farklı yapsaydınız daha çok paranız olurdu. Belki de başka kararlar verseydiniz daha yakın ilişkilere veya daha güçlü bir evliliğe sahip olabilirdiniz.

Ancak Joyce, o sırada ihtiyaçlarınıza ve önceliklerinize uygun seçimler yaptığınızı aklınızda tutmanız gerektiğini söylüyor. Artık büyüdüğünüze ve daha fazla bakış açısına sahip olduğunuza göre, bunlar değişmiş olabilir. Belki çocuklarınız evin dışındadır veya daha bağımsızdır, bu da evdeki sorumluluklar dikkatinizi dağıtmadan kariyerinize daha fazla odaklanmanıza olanak tanır. Alternatif olarak, bir zamanlar yaptığınız fedakârlıkları artık yapmaya istekli olmayabilirsiniz; bunun yerine kişisel yaşamınızın öncelikli olmasını isteyebilirsiniz.

Joyce, önemli olanın değerlerinizi ve önceliklerinizi dikkatli bir şekilde dikkate almak ve vermek istediğiniz tavizler konusunda bilinçli kararlar vermek olduğunu söylüyor. “Doğru ya da yanlış cevaplar yok, ancak bilinçli olmanız gerekiyor” diyor.

6. Hayatımda neler iyiye gidiyor?

Zayıflayan hafıza, eklemlerin gıcırdaması, sıcak basması, enerjinin azalması… Yaş aldıkça beliren bu zorluklar hepinize oldukça tanıdık gelebilir. Ancak Conley, bunlara takılıp kalmak yerine yaşlanmanın olumlu yanlarını takdir etmeye yönelmenizi öneriyor. Bunlar kazandığınız bilgelik, yaşadığınız deneyimler ve başardığınız kişisel gelişimdir. Bakış açısındaki bu değişiklik sadece uçuk bir iyimserlik değil, refahınız ve uzun ömürlülüğünüz için gerçek, somut faydalar da sağlayabilir. Bir çalışma, yaşlanmaya ilişkin olumlu algılara sahip kişilerin, olumsuz bir bakış açısına sahip olanlardan ortalama 7,5 yıl daha uzun yaşadığını göstermiştir.

Yaş ayrımcılığı hem iş yerinde hem de toplumda varlığını sürdürüyor ancak Conley, kendi içselleştirilmiş yaş ayrımcılığınızla da yüzleşmeniz gerektiğini söylüyor: “Eğer merakla ve tutkulu bir bağlılıkla ortaya çıkarsanız, insanlar kırışıklıklarınızı değil, enerjinizi fark edeceklerdir.”

Orta yaş beraberinde bir dizi geçiş ve zorluğu da beraberinde getirir: çocukların evden ayrılması, menopoz, ebeveyn kaybı, beklenmedik sağlık sorunları, kariyer ve ilişkilerde değişiklikler. Herkese uygun tek bir yol haritası yok. Conley, amacın yol boyunca edindiğiniz bilgelik ve deneyimlerden yararlanmak ve “hayatınızın bir sonraki aşamasını bilinçli olarak şekillendirmek” olduğunu söylüyor.

HBR-Rebecca Knight

Okumaya devam et

GÜNCEL

DOĞALGAZA ZAM GELDİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), doğalgaz fiyatlarına zam yapıldığını duyurdu. Konutlarda yüzde 24,6, sanayi tüketicilerinde ise yüzde 7,86’lık artış yarından itibaren geçerli olacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), doğalgaz tarifelerinde yeni bir fiyat güncellemesine gitti. Yapılan açıklamaya göre, konut ve sanayi abonelerini kapsayan zamlı tarife belli oldu.

Konutlarda kullanılan doğalgaz yüzde 24,6 oranında zamlandı. Sanayide kullanılan doğalgaz ise yüzde 7,86 oranında zamlandı. Zamlı tarife yarından itibaren geçerli olacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) açıklaması şöyle:

“Doğal gaz toptan satış fiyatlarında bütçe hedefleri doğrultusunda değişikliğe gidilmiştir.

BOTAŞ’ın internet sitesinde ilan ettiği BOTAŞ doğal gaz toptan satış fiyatları ışığında, nihai doğal gaz satış fiyatlarında sanayi tüketicileri için ortalama yüzde 7,86 konut tüketicileri için ise ortalama yüzde 24,6 oranında artış söz konusudur.”

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Borsa İstanbul: Ankara’dan abim gelmiş evde bir ‘bayram’ havası…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Gündemin bir süredir en çok konuşulan başlığı olan CHP Kurultayı’nın iptali davası, merakla beklenirken 8 Eylül tarihine ertelendi. Masadaki riskler tüm netliğiyle yerini korusa da, kısa vadeli siyasi tansiyonun düşmesi ve müzakere için zaman kazanılması piyasalarda iyimserlik yarattı. Öte yandan, uzun süredir beklenen 19 Temmuz TCMB toplantısında faiz indirimi artık neredeyse kesinleşmiş görünüyor. Ancak akıllardaki asıl soru giderek daha yüksek sesle soruluyor: Merkez Bankası 18 gün daha beklemeden, olağanüstü bir toplantı yaparak sürpriz bir adım atar mı?

Hatırlanacağı üzere, 19 Mart sonrasında değişen siyasi atmosferin Türk Lirası ve TL cinsi varlıklar üzerinde yarattığı tahribatı sınırlamak amacıyla TCMB politika faizini %42,50’den %46,00 seviyesine yükseltmiş, ardından bir süre piyasayı %49,00 seviyesindeki gecelik borç verme faizi ile fonlayarak makro ihtiyati sıkılaştırma adımlarını devreye almıştı. Ancak azalan jeopolitik riskler ve iç siyasi tansiyondaki yumuşamayla birlikte, otoritenin hem miktarsal hem de oransal sıkılaştırma sürecini hızla normalleşmeye bırakmasını bekliyoruz. Bu doğrultuda, Haziran toplantısında faizi sabit tutan TCMB’nin Temmuz ayında 350 baz puanlık bir indirimle politika faizini yeniden %42,50 seviyesine çekmesini ve faiz koridorunu daha simetrik bir yapıya kavuşturmasını öngörüyoruz.

Dün bu beklentiyi fiyatlayan iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi, yaklaşık iki puan düşüşle %40,1 seviyesine geriledi. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetleri dünkü gelişmeleri büyük bir coşku ile karşıladı. Özellikle, faiz indirimlerinin yarayacağı lokomotif endeks bankacılık hisseleri alımların eşliğinde göz kamaştırıcı bir şekilde günü neredeyse %10 artışla tamamladı! Bültenlerimizde uzun bir süredir harketin bankacılık hisseleri ile başlayacağına yer vermiştik. Ana endeksin de dün günü %5’in üzerinde artışla tamamladığını ve teknik mânâda önemli bir direnç olan 9,750 seviyesinin üzerine yükseldiğini not edelim. Hatırlanacağı üzere, TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılı finansal araçların ‘reel’ getiri oranlarına bakarsak, Borsa İstanbul 100 endeksinin %16,71 götürü sağladığını not edelim. Küresel borsa endeksleri arasında Borsa İstanbul’un negatif getiri sunan ender endeksler arasında yer alması, yukarı yönlü potansiyel açısından önemi bir bilgi verdiğini düşünüyoruz! Yabancı indinde beş yıl vadede Türkiye risk primi (CDS) risk primi 292 baz puan seviyesine kadar gerilerken, USDTRY kuru ise karar öncesi 39,91 seviyesine kadar yükselmesi ardından 39,75’e kadar gevşeyip günü 39,80 seviyelerinde tamamladı.

Dün her ne kadar gözler CHP kararında olsa da, makro cephede Mayıs ayı dış ticaret verileri ve istihdam raporu takip edildi. TÜİK verilerine göre, ihracat %2,6 artışla 24,8 milyar dolar, ithalat ise %2,7 artışla 31,5 milyar dolar oldu. Bu sonuçla dış ticaret açığı %2,7 artışla 6,6 milyar dolar oldu. Bir önceki ay gerçekleşen 12,1 milyar dolar açık ardından Mayıs rakamları bir nebze de olsun ılımlı bir tabloya işaret etti. Öte yandan, TÜİK Mayıs ayı istihdam raporunu da yayımladı. Buna göre, manşet işsizlik oranı 0,2 puan azalışla %8,4’e geriledi. Metodolojisi nedeniyle manşet işsizlik yerine bizler daha geniş tanımlı bir gösterge olan atıl işgücü oranını takip ediyoruz. Bu oran %31,0 ile geçen aya göre (%32,1) bir tık da olsun gerilemiş olsa da, tüm zamanların en yüksek düzeylerinde olduğunu not edelim. Daha basit bir anlatımla, zamana bağlı eksik istihdam, iş bulma umudunu kaybetmiş olanlar, çeşitli nedenlerle iş aramayanlar gibi TÜİK’e göre işsiz sayılmayan ama işgücünde de olmayan nüfusun üçte biri gibi devasa bir kitlenin olduğunu görüyoruz!

Öte yandan, dün Türk-İş’in Haziran ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı raporunu yayımlandı. Buna göre, dört kişilik bir aile için açlık sınırı 26,115 TL oldu. Türkiye’de asgari ücretin 22,105 TL olduğunu not edelim. Ankara’da mutfak enflasyonu (gıda fiyatları) bir önceki aya göre %4,1 artış kaydetti. Yıllık gıda enflasyonunu %37,6 oldu. Yoksulluk sınırı ise 85,066 TL oldu. Türk-İş verilerinin işaret ettiği gıda fiyatlarına önemli bir referans olarak kabul ederek eskiden enflasyon hakkında tahmin yürütmeye çalışırdık. Lâkin bu korelasyonun iyice azaldığının not edelim keza TÜİK geçen ay gıda enflasyonu eksi %0,7 olarak hesaplarken, Türk-İş’in bir ay önceki veri setinde gıda %4,4 artış kaydetmişti. Gözler bu noktadan sonra bugün İTO verileride, perşembe günü ise resmî TÜİK verilerinde olacaktır. Anketlere göre TÜFE’nin Haziran ayında aylık %1,6 artış kaydetmesi ve yıllık gerçekleşmenin de %35 seviyesinde kalması bekleniyor.

Yurt dışı cephede ise, 2025 yılının ilk yarısında doların son 50 yılı aşkın sürenin en sert düşüşünü yaşadığının altını çizmemiz gerekiyor. Ani politika değişiklikleri, merkez bankasının (FED) bağımsızlığını sorgulanması ve yavaşlayan ekonomik aktiviteye dair işaretler, rezerv para birimine olan güveni sarsmaya devam ederken, Dolar Endeksi (DXY) yılın ilk yarısında %10,8 gerileyerek başlıca gelişmiş ülke para birimleri karşısında belirgin şekilde değer kaybetti. Dolar, İsviçre frangı karşısında %14,4, Euro karşısında %13,8 ve İngiliz sterlini karşısında ise %9,7 değer yitirdi.

Trump faiz indirimi konusunda FED üzerindeki baskısını artırarak, Powell’a dünya genelindeki faiz oranlarını içeren el yazılı bir not gönderdiğini okuyoruz. Notta, ABD politika faizinin Japonya’nın %0,5’i ile Danimarka’nın %1,75’i arasında olması gerektiği belirtilirken, Trump sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Faizi çok daha fazla düşürmelisiniz. Yüz milyarlarca dolar kaybediliyor” diyerek politika faizinin %1’e çekilmesi gerektiğini savundu. Trump’ın Powell üzerindeki baskısının arttığı bu dönemde, Hazine Bakanı Bessent, Powell’ın görev süresinin Mayıs 2026’da sona ereceğini hatırlatarak, yerine geçecek ismin belirlenmesi için hazırlıkların sürdüğünü açıkladı. Bu gelişmelerin doların elini daha da zayıflattığını not etmemiz gerekiyor. ABD ticaret savaşına soyunduğu bir zamanda, bacalar tütsün, çarklar dönsün, ABD vatandaşları daha çok iş bulsun diye uğraşırken, hâliyle her iş adamı gibi düşük faiz oranı talep ediyor. Lâkin, amiral geminin kaptanını ağır sözlerle eleştirmesi ve “yine çok geç kalacaksın” minvalinde açıklamalar ile işler kötüye giderse, hedef tahtasına Powell’ı yerleştirecek bir politika da benimsediğini görüyoruz.

ABD Başkanı Trump, 9 Temmuz’da sona erecek geçici gümrük tarifesi süresi yaklaşırken, Japonya ile yürütülen ticaret görüşmelerine yönelik memnuniyetsizliğini dile getirdi. Japonya’nın Amerikan pirinci ithalatına direnç göstermesini eleştiren Trump sonrası Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, iyi niyetle müzakere etmeyen ülkelere yönelik yeni tarife oranlarının belirleneceği ve Trump’ın bu konuda ekibiyle görüşeceği belirtildi. Hazine Bakanı Bessent ise, iyi niyetli görüşmeler yürüten ülkelere süre uzatımı düşünülse de bu kararın yalnızca Trump’a ait olduğunu vurguladı. Bessent, anlaşmalarda son günlere doğru yoğunluk yaşanmasını beklediklerini belirterek, ticaret ortakları üzerindeki baskının sürdürüleceğini söyledi.

ABD borsaları geceyi yükselişle tamamlaması ardından bu sabah vadeli işlemlerde hafif de olsa kırmızı rengin göze çarptığını görüyoruz. Öte yandan,  Trump’ın tarife artışı uyarısı ve Hazine Bakanı Bessent’in 9 Temmuz’a kadar ciddi artışların duyurulabileceğini söylemesi, yatırımcı güvenini zayıflatarak Pasifik’in diğer tarafına da olumsuz yansımış. Asya piyasalarının gösterge endeksi Japonya borsası Nikkei, son beş işlem gününde yaşanan güçlü yükselişin ardından bu sabah %1 geriledi. Haziran ayında Nikkei %6,6 yükselerek Şubat 2024’ten bu yana en iyi aylık performansını sergilemişti.

Ticaret görüşmelerine yönelik açıklamalar ardından altının ons fiyatı bu sabah yeniden 3,320 dolar seviyesine yükselirken, gümüş ise 36 dolar etrafında hareketini devam ettirdi. Bitcoin ise son bir haftadır 108bin dolar seviyesinin kıyısında bir sonraki hareketi için enerji biriktirmeye devam ettiğini görüyoruz. Yukarı yönlü harekete daha çok prim veriyoruz. İlk nazarda 108,500 akabinde ise 113bin dolar seviyesinin aşılması ile asıl beklediğimiz hareketin de başlayacağını düşünüyoruz.

Mali piyasaların gündeminde bugün FED Başkanı Powell’ın konuşması, ISM imalat verisi ve JOLTS açık iş sayısı takip edilecek. Yarın ADP özel sektör istihdam verisi, perşembe ise kritik haziran istihdam raporu takip edilecek. Cuma günü ABD piyasaları kapalı konumda olacak. Açıklanacak özellikle istihdama yönelik veriler, faiz indirimi beklentileri açısından yakından takip edilecektir. Bu haftanın Türkiye cephesinde ise en kritik makro verisi kuşkusuz perşembe günü açıklanacak Haziran ayı enflasyon rakamları olacağını bir kez daha hatırlatalım.

Borsa İstanbul

1751343743b3244c82deacc1f4cd92de60cce09ea6_1_1200.jpg
Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Maddi Duran Varlıkların Değerlemesi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Maddi Duran Varlıkların Muhasebeleştirilmesinde Maliyet ve Yeniden Değerleme Modelleri

Maddi duran varlıklar, işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için sahip oldukları fiziksel varlıklar arasında yer alır. Bu varlıkların finansal tablolara doğru şekilde yansıtılması, hem yatırımcıların hem de finansal analiz yapanların sağlıklı kararlar alabilmesi açısından büyük önem taşır. Uluslararası Muhasebe Standartları çerçevesinde, maddi duran varlıkların finansal tablolarda gösterimi için iki temel model mevcuttur: maliyet modeli ve yeniden değerleme modeli.

1. Maliyet Modeli

Maliyet modeli, bir varlığın ilk muhasebeleştirilmesinden sonra, finansal tablolarda maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa değer düşüklüğü zararları düşülerek gösterilmesini esas alır. Bu yaklaşımda varlık, edinildiği tarihteki maliyet değerine sadık kalınarak bilançoda yer alır. Bu yöntem; basit, anlaşılır ve uygulaması görece kolaydır. Ancak ekonomik ortamda meydana gelen değişimlerin, özellikle enflasyonist etkilerin, varlığın gerçek değerini yansıtmasını engelleyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

2. Yeniden Değerleme Modeli

Yeniden değerleme modeli ise, maddi duran varlıkların gerçeğe uygun değeri üzerinden muhasebeleştirilmesine olanak tanır. Bu modelde, varlıkların güncel piyasa değerleri düzenli olarak ölçülür ve finansal tablolarda bu güncel değerler üzerinden yer alır. Ancak bu yöntemin uygulanabilmesi için gerçeğe uygun değerin güvenilir bir biçimde ölçülebilir olması gerekir.

Yeniden değerleme sonucu oluşan tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerden, sonraki dönemlerdeki birikmiş amortisman ve değer düşüklüğü zararlarının çıkarılmasıyla belirlenir. Varlıkların değerleri önemli ölçüde değiştiğinde yeniden değerleme yılda bir kez yapılmalıdır. Eğer değer değişimi önemsiz düzeydeyse, bu işlem 3 ila 5 yılda bir gerçekleştirilebilir.

Bu yöntemle finansal tablolar daha gerçekçi bir varlık değerlemesi sunar; ancak değerleme işlemlerinin karmaşıklığı, maliyetleri ve değerleme sıklığının doğru belirlenmesi gibi uygulama zorlukları içerir.

3. Uygulamada Önemli Hususlar

  • Bir varlık sınıfındaki tüm kalemler eş zamanlı olarak yeniden değerlemeye tabi tutulmalıdır. Bu, aynı varlık grubunda farklı tarihlerde yapılan değerlemelerin finansal tabloları yanıltıcı olmasının önüne geçmek içindir.

  • Alternatif olarak, kısa sürede tamamlanacak ve güncelliğini koruyacak şekilde dönüşümlü yeniden değerleme de yapılabilir.

  • İlk kayıt ve ölçüm aşamasında tüm duran varlıklar maliyet bedeliyle kayda alınır. Ancak sonraki ölçümlerde işletme tercihini maliyet modeli veya yeniden değerleme modelinden yana kullanabilir.

4. Değer Düşüklüğü Testi

Maddi duran varlığın finansal tablolarda gösterilen defter değeri ile geri kazanılabilir tutarı karşılaştırılır. Geri kazanılabilir tutar, kullanım değeri ile net gerçeğe uygun değer kıyaslanarak büyük olanı esas alınır. Eğer defter değeri, geri kazanılabilir tutardan yüksekse, bu fark kadar değer düşüklüğü zararı kaydedilir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.