Genellikle kariyerinizin orta noktasına denk gelen orta yaşa ulaşmak, başarılarınızın, hırslarınızın ve gerçekliğinizin çatıştığı bir an olabilir. Bu dönemde çoğu insan karşılayamadıkları beklentilerinin yol açtığı duygularla boğuşur. Hayatınızın erken dönemlerindeki hayallerinizin ve arzularınızın birçoğunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini fark etmek sarsıcı gelebilir.
Ancak uzmanlar bu dönemin büyüme için de önemli bir fırsat sunduğunu söylüyor. Önceliklerinizi yeniden değerlendirmek, deneyimlerinizden yararlanmak ve geleceğe yönelik hedeflerinizle uyumlu bir yol çizmek için bir fırsat…
Modern Elder Academy’nin kurucusu ve Learning to Love Midlife: 12 Reasons Why Life Gets Better with Age (“Orta Yaşı Sevmeyi Öğrenmek: Yaşlandıkça Hayatın Daha İyi Hale Gelmesinin 12 Nedeni”) kitabının yazarı Chip Conley, hayatın ilk yarısının “birikim” ile ilgili olduğunu söylüyor: “‘Şunu yap! Bunu dene! Arkadaşlar edin, çocuk sahibi ol, özgeçmişin için başarılar elde et, evin için bir sürü eşya al…’ Hayatın ikinci yarısıysa düzenlemeye yöneliktir. Gerçekten neyi önemsediğinizi fark ettiğiniz zamandır.”
Bu “düzenleme” sürecine başlamak, orta yaşın yoğunluğunda bunaltıcı, hatta imkânsız görünebilir. İşin, evin ve diğer sorumlulukların gerektirdikleri, analiz yapmak için çok az yer bırakabilir. Ancak orta düzey kıdemde profesyonellere koçluk sağlayan Next Level Career Services’in kurucusu Ebony Joyce, kariyerinize dönüp bakmak ve yeniden değerlendirmek için zaman ve zihinsel efor harcamanın faydalı olduğunu söylüyor. Joyce’a göre bunu yapmak “geleceğinizin şeklini ve yönünü belirlemeniz için size perspektif sağlıyor.”
İşte orta yaşta kariyerinizi değerlendirirken Conley ve Joyce’un sormanızı önerdiği altı soru:
1. Bundan 10 yıl sonra neyi yapmadığıma veya öğrenmediğime pişman olacağım?
Conley, pişmanlığın olumsuz bir çağrışımı olsa da güçlü bir öğretmen olabileceğini söylüyor. Şöyle diyor: “Yaşlanmanın faydası, daha geniş bir perspektife sahip olmanız ve geleceği görebilmenizdir. Eylemlerinizin sonuçlarını anlarsınız.” Conley, öngörülen pişmanlığın gücünden yararlanmayı öneriyor. Öngörülen pişmanlık, bugün belirli eylemleri yapmazsanız gelecekte hissedebileceğiniz hüsran duygusunu hayal etmeyi içeriyor. Conley, bu öngörünün gelecekteki benliğinizin takdir edeceği kararlar vermenize yardımcı olabileceğini söylüyor.
Araştırmalar merakı sürdürmenin, yeni beceriler öğrenmenin ve yeni deneyimleri benimsemenin daha uzun ve daha mutlu bir hayatla ilişkili olduğunu gösteriyor. Örneğin, Conley orta yaşlarındayken sörf yapmayı ve İspanyolca konuşmayı öğrenmiş. Bu nedenle, çok geç olmadan, öğrenmek istediğiniz konuları, oluşturmak istediğiniz rutinleri, yaşamak istediğiniz deneyimleri ve gitmek istediğiniz yerleri düşünün. Conley, hedefin “anında tatmine değil, uzun vadeli tatmine yönelik kararlar vermek” olduğunu söylüyor.
2. Amacıma nasıl ulaşırım?
Pek çok insan, kariyerlerinin başlarında, ister ebeveyn baskısı, ister toplumsal normlar, ister belirli başarı kavramlarına uyma arzusu olsun, dış faktörlerden etkilenir. Bu, başkalarının beklentilerini kendi arzularınız ve ilgi alanlarınızın önünde tutan kariyer seçimlerine yol açabilir. Daha sonra eşler ve çocuklar için yapılan fedakârlıklar kişisel hedefleri daha da gölgede bırakabilir.
Joyce, hayatınızın orta noktasına ulaştığınızda, dış güçler ve başkalarının gündemleri tarafından şekillendirilen bir kariyerden, sizin istediğiniz ve anlamlı bulduğunuz şeylerin yönlendirdiği bir kariyere geçme zamanının geldiğini söylüyor: “Bu geçmiş olasılıklara ve kaçırılan fırsatlara takılmaktan kurtulup hayallerinize odaklanmak için bir fırsat.”
Conley, kişisel olarak anlamlı bir kariyerin sizin için nasıl görünebileceğini belirlemek için bireysel olarak düşünmeniz gerektiğini söylüyor. “Seni ne heyecanlandırıyor? Seni ne tedirgin ediyor? Neyi merak ediyorsun? Hayatının erken dönemlerinden beri keyif aldığın ama sonradan ihmal ettiğin aktiviteler neler?” Cevaplar, ister yakın bir sektöre geçiş olsun, ister tamamen farklı bir sektöre geçiş olsun, kariyerinizdeki potansiyel dönüm noktalarını belirlemenize ve “daha fazla seçeneğinizin olduğunu görmenize yardımcı olur.”
3. Geliştirdiğim hangi yetenekler veya uzmanlıklar dünyaya katkı sunmamı sağlayabilir?
Orta yaşta, çok sayıda deneyim, içgörü ve belki de bu yolda zorluklarla kazanılmış birkaç savaş yarası edinmiş olursunuz. Conley, edindiğiniz beceriler ve bilgi birikimi üzerinde derinlemesine düşünebileceğinizi ve bunları başkaları üzerinde olumlu bir etki yaratmak için nasıl kullanabileceğinizi söylüyor. Psikiyatrist ve yazar David Viscott’tan ilham alıyor. Viscott, “Hayatın amacı, yeteneğinizi keşfetmektir. Bu yeteneği geliştirmek için emek harcamalısınız. Hayatın anlamıysa, yeteneğinizle insanlara katkı sunmaktır” diyor.
Conley, Peter Drucker’la ilişkilendirilen klasik bir egzersiz öneriyor. Bu, birisinin size art arda beş kez “Hangi işte çalışıyorsun?” diye sormasını gerektiriyor. Birbirini takip eden her soru, yanıtınızı geliştirmenize ve odaklamanıza yardımcı oluyor. Conley, “Son cevap genellikle bir aydınlanma sağlar. Bu şekilde, insanları bir araya getiren bir sosyal simyacı olduğumu fark ettim” diyor. Amaç, güçlü yönlerinizi ve bunların kişisel amacınızla anlamlı ve tutarlı bir şekilde nasıl uygulanabileceğini daha net bir şekilde anlamaktır.
4. Günlerimin nasıl geçmesini istiyorum?
Joyce, profesyonel hayatlarımız hakkında genellikle büyük düşünmeye teşvik edildiğimizi söylüyor. Patronlar ve kariyer danışmanları sizden beş ya da on yıl sonraki geleceğinizi hayal etmenizi ya da başarı fikrinizi tanımlamanızı istiyor. Bu yönlendirmeler değerli olsa da Joyce geleceğinizi daha küçük düşünerek tasarlamanızı öneriyor. “Günlük rutinlerinizin ayrıntılarının nasıl görünmesini istediğinizi düşünerek mikro düzeye geçin” diyor.
Joyce, uzun vadeli büyük hedeflere odaklanmak yerine, ideal geleceğinizde sıradan bir gün hayal etmenizi öneriyor. Zamanınızı nasıl geçirmek istediğinizi, kimlerle etkileşimde bulunmak istediğinizi ve iş dışında ne yapmak istediğinizi düşünün. Bu düşünce deneyi, yaratmak istediğiniz hayat hakkında netlik kazanmanıza ve hedeflerinizi günlük varoluşunuzun pratikleriyle uyumlu hale getirmenize olanak sağlayacaktır.
5. Hangi tavizleri vermeye hazırım? Artık hangi konularda taviz vermek istemiyorum?
Seçimlerinizi sorgulamak ve olası “keşke”leri düşünmek doğaldır. Belki bazı şeyleri farklı yapsaydınız daha çok paranız olurdu. Belki de başka kararlar verseydiniz daha yakın ilişkilere veya daha güçlü bir evliliğe sahip olabilirdiniz.
Ancak Joyce, o sırada ihtiyaçlarınıza ve önceliklerinize uygun seçimler yaptığınızı aklınızda tutmanız gerektiğini söylüyor. Artık büyüdüğünüze ve daha fazla bakış açısına sahip olduğunuza göre, bunlar değişmiş olabilir. Belki çocuklarınız evin dışındadır veya daha bağımsızdır, bu da evdeki sorumluluklar dikkatinizi dağıtmadan kariyerinize daha fazla odaklanmanıza olanak tanır. Alternatif olarak, bir zamanlar yaptığınız fedakârlıkları artık yapmaya istekli olmayabilirsiniz; bunun yerine kişisel yaşamınızın öncelikli olmasını isteyebilirsiniz.
Joyce, önemli olanın değerlerinizi ve önceliklerinizi dikkatli bir şekilde dikkate almak ve vermek istediğiniz tavizler konusunda bilinçli kararlar vermek olduğunu söylüyor. “Doğru ya da yanlış cevaplar yok, ancak bilinçli olmanız gerekiyor” diyor.
6. Hayatımda neler iyiye gidiyor?
Zayıflayan hafıza, eklemlerin gıcırdaması, sıcak basması, enerjinin azalması… Yaş aldıkça beliren bu zorluklar hepinize oldukça tanıdık gelebilir. Ancak Conley, bunlara takılıp kalmak yerine yaşlanmanın olumlu yanlarını takdir etmeye yönelmenizi öneriyor. Bunlar kazandığınız bilgelik, yaşadığınız deneyimler ve başardığınız kişisel gelişimdir. Bakış açısındaki bu değişiklik sadece uçuk bir iyimserlik değil, refahınız ve uzun ömürlülüğünüz için gerçek, somut faydalar da sağlayabilir. Bir çalışma, yaşlanmaya ilişkin olumlu algılara sahip kişilerin, olumsuz bir bakış açısına sahip olanlardan ortalama 7,5 yıl daha uzun yaşadığını göstermiştir.
Yaş ayrımcılığı hem iş yerinde hem de toplumda varlığını sürdürüyor ancak Conley, kendi içselleştirilmiş yaş ayrımcılığınızla da yüzleşmeniz gerektiğini söylüyor: “Eğer merakla ve tutkulu bir bağlılıkla ortaya çıkarsanız, insanlar kırışıklıklarınızı değil, enerjinizi fark edeceklerdir.”
Orta yaş beraberinde bir dizi geçiş ve zorluğu da beraberinde getirir: çocukların evden ayrılması, menopoz, ebeveyn kaybı, beklenmedik sağlık sorunları, kariyer ve ilişkilerde değişiklikler. Herkese uygun tek bir yol haritası yok. Conley, amacın yol boyunca edindiğiniz bilgelik ve deneyimlerden yararlanmak ve “hayatınızın bir sonraki aşamasını bilinçli olarak şekillendirmek” olduğunu söylüyor.
HBR-Rebecca Knight