BANKA HABERLERİ
KONKORDATO NİÇİN ALINIR, NELER YAŞANIR, SUİSTİMAL VAR MI?
Yayınlanma:
4 hafta önce|
Yazan:
Erol TaşdelenKonkordato, borçlarını ödemekte güçlük çeken bir şirketin, alacaklılarıyla belirli bir ödeme planı üzerinde anlaşmaya çalıştığı hukuki bir süreçtir. Konkordato, borçlunun iflasını önlemek amacıyla alacaklılara, borçlarının bir kısmını veya tamamını belirli bir süre içinde ödeyebilmesi için bir fırsat tanır. Bu süreçte, borçlu şirket, mahkemeye başvurarak konkordato talebinde bulunur ve mahkemece konkordato mühleti (süre) verilir. Bu mühlet boyunca, alacaklılar borçluya karşı fiili icra takibi yapamaz. Süreç iyi niyetli aslında. Ama burasının Türkiye olduğunu unutmayalım her süreçte olduğu gibi Konkordatolar da istismara açık haldedir.
Bu tanım ve ticaretin, hayatın içinde olan şeyler gibi dursa da uygulamada Türkiye’de ciddi istismar ve mağduriyetler yaratıyor. Türkiye’de 2022 yılında 1587 firmaya Konkordato için işlem yapıldı. 2023 yılında bu sayı 1516 oldu. 2024 ilk yedi ayında ise firma sayısı 1554 oldu. 2024 ve 2025’de Konkordato firma başvurusunun artacağını söylemek şimdiden mümkün.
YASAL DÜZENLEMEDE GEÇMEZ AMA KONKORDATODA NİYET ÖNEMLİ
Kitaplarda yazmaz ama, Türkiye şartlarında Konkordatoları alan firma ve ortaklarının BASİRETLİ TÜCCAR davranışı sergileyip sergilemedikleri; niyetleri ile yakından ilgili. Konkordato sürecini “İYİ NİYETLİ” ve “KÖTÜ NİYETLİ” olarak ikiye ayırmak gerekir. Ne demek bu? Her Ticari işlemlerde olduğu gibi Konkordato süreci de kötü niyetli davranışlara zemin hazırlamaktadır. Mahkemeler bunu bilemez ama kötü niyetle alınan konkardotalarda firma ortakları bunu fırsata çevirerek piyasaya ve bankalara olan borçları en az ödeme ile kapamak için kullanabilir. Konkordato sürecinde firmanın ödenmeyen çekleri yazılamamakta, fiili icra/haciz yapılamamaktadır. Bunu fırsat bilen kötü niyetli konkordato alan firma ortakları ödeme gücü olsa da piyasa, banka ve kamu ödemelerden kaçınabilmekte, mevcut borçlardan da ciddi indirim talep edebilmektedir. Özellikler mevduat faizlerinin %50’lerde olduğu bir dönemde ödemelerin ötelenmesi firma ve ortaklar için ciddi avantaj sağlamaktadır. Genel davranış alıcılar da faziden vazgeçer ana parayı kurtarmaya çalışır.
KİMLER KONKORDATO ALIYOR?
Verilere baktığımzıda, Reel Piyasada İnşaat ve Tekstil sektörü ilk sıralarda yer alıyor. Akaryakıt İstasyonları da 3. sırada. Tekstilde özellikle Gaziantep’teki halıcılar; Bursa’daki iplikçiler piyasadaki ani duruş sonucu gerçek mağduriyet yaşadı. Akaryakıt İstasyonları da kar majlarının aşırı düşmesinden sıkıntı yaşadı. Fakat İnşaat sektörüne ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Görebildiğim kadar özellikle kamuya iş yapan İnşaat firmaları kamu tarafından ödemelerin yapılmaması, hakedişlerdeki gecikme mağduru. Nerede ise kamuya iş yapıp da iflas noktasına gelmemiş firma yok gibi. AVM, Otel gibi firmalar ise Pandemi sürecindeki ani duruşun taşınamaması sonucu nakit sıkıntı yaşadı. Öteledikleri, yapılandırdıkları kredileri ödeyemez hale geldi. Bu grubun kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. Asıl kötü niyetli kısım devletten ciddi hibe alan konkordatoya giden firmalar. Bunların nerede ise tamamı kötü niyetli. Özellikle tarım ve hayvancılık alanında bu yaşandı ve ciddi istismar edildi. Bizdeki teşvik sistemi üretene değil, “üreteceğim” diyene veriliyor, seçici davranılmıyor; o nedenle siyasi nitelikli verilen bu tip hibe şeklindeki teşviklerde ciddi istismarlar yaşanıyor.
KONKORDATO SÜRECİ NASIL İŞLER?
Konkordato için karar veren firma, Ticari Mahkemeye başvurarak Konkordato talebinde bulunur. Konkordato başvurusunda firmasının mali durumu hakkında detaylı bilgi vererek özellikle borcunu süre verilmesi halinde nasıl ve hangi kaynaklarla ödeyeceğini anlatan detaylı bir Rapor da sunar. Raporlarda genelde firmanın kısa süreli ödemelerde sıkıntı yaşadığını ve finansal olarak bu sürede ödeyemeyeceği fakat belli bir süre (bu genelde başlangıçta 3 aydır ) verilmesi halinde ödemeyi yapabileceği talebinde bulunulur ki bu süre genelde ilk konkordato kararının çıkarılması için belirtilmiş olup daha sonra ek süreler ile bu yıllara yayılabilecek bir sürece dönüşür. Ticari mahkemelerin buradaki hataları firmanın sunduğu raporu ikna olmasıdır ki bu da genelde firmadan alacaklıları mağdur duruma düşürmektedir, en azından bu süreçte mahkemenin bağımsız Bilirkişi Raporu talep ederek Konkordato talebimin yerinde olup olmadığı, ödeme gücünün gerçekçi olup olmadığı yönünde Bilirkişi Raporu talep etmesi yerinde olurken, bu genelde talep edilmez ve Ticari Mahkeme hayetinin tecrübesi ile doğru orantılı olarak karar verilir. Bazı firmalar kolay konkordato almak için merkezlerini başka illere taşıdıkları bilinen bir gerçektir. Her Konkordato talebinin olumlu sonuçlandığı yönündeki önyargı da doğru değildir. Konkordato talebi iflas kararı ile sonuçlanacAğı gibi red edilme olasılığı da vardır.
Konkordato türleri şunlardır:
- Adi Konkordato: Borçlu, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını belirli bir süre içinde ödemeyi teklif eder.
- İflas İçi Konkordato: İflas eden bir borçlu, iflas sonrası bir ödeme planı sunarak konkordato talep edebilir.
- Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato: Borçlu, borçlarını mal varlığını devrederek öder.
Konkordato, borçluya finansal yeniden yapılandırma için zaman kazandırırken, alacaklılar için de belirli bir ödeme güvencesi sağlar. Ama pratikte alacaklı genelde mağduriyet yaşar. Konkordato süreci pratikte alacaklıyı değil borçluyu korumaktadır. Ciddi hukuksal eksiklikler mevcuttur.
KONKORDATO ALAN FİRMANIN HAYATINDA NELER DEĞİŞİR?
Konkordato kararı verilen firmaya mahkeme tarafından büyüklüğüne göre 1-3-5 kişiden oluşan Konkordato komser(leri) atar. Bu komser(ler) Konkordato alan firma ile alacaklılar arasında gerçekte hakem görevi görmesi gerekirken genelde Konkordato alan firma yanında tavır aldığı yönünde şikayetler fazla. Zira, maaşını mahkemeden alıyor gibi gözükse de o parayı da konkordato alan firma yatırmaktadır. Hal böyle olunca alacaklılar mağdurlar da komserleri suçlamakta. Konkordato Komİserleri genelde Mali Müşavirlerden seçilir. Mahkeme Komserleri Heyet halinde görevlendirirse yanına Avukat, Bankacı gibi ek uzmanlık gerektiren görevlilerden oluşan bir heyet de görevlendirir.
Firma Komser(lerin) onayı olmadan ödeme yapamaz, nakit akışında Mahkemenin atadığı Komser(lerden) onay almak zorundadır. Komser(ler) fiili olarak firmanın nakit akışında söz sahibi konumunda olur. Konkordato komserleri için de ciddi olumsuz iddilalar olsa da takip ve kontrolü mahkeme heyetine aittir. Bazı kişilerin onlarca firmaya Konkordato Komseri olarak ataması bu sorunlardan ve soru işaretlerinden biridir. Bazıları için Konkordato komseri olmakz zenginleşmenin aracı olmuş durumda. Bir kişinin birden fazla komser görevi ile görevlendirmesine acil sınır getirilmelidir. Bazı firmalarda Gelir devam etsin diye konkordato Komserlerin süreçleri uzattığı da bilinen gerçektir.
KONKORDATO ALAN FİRMANIN MÜLKLERİNE NE OLUR?
Konkardato alan firmaya kayıtlı tüm taşınır ve taşınmaz malların üçüncü kişilere devri, mahkeme ek karar verene kadar yasaklanmıştır. Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Kredi teminatı olarak ipotek verilen yerlerdeki teminat kayıtları aynen devam eder, teminat alacak sırasında banka ya da konkordatodan önce rehin koyanların haklarında kayıp olmaz. İflas halinde kamu alacaklarının öncelikli olduğu unutulmamalıdır.
Konkordato alan firma için her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmaması yönünde karar verilir. Yeni İcra ve İflas talebi yapılamaz. Dava açılsa bile süreç fiili icra ve rehin aşamasında iş kesici olur.
Konkordato alan firma adına alacaklılar müzakeresine katılması için genelde 7 gün süre içinde başvuru için çağrı yapılır; alacaklılar konkordatonun kabulü veya reddi yönünde oy kullanabilecekleri, toplantı zamanında gelmeyenler konkordato teklifini reddetmiş sayılır.
KONKORDATO ALAN FİRMAYA FAYDALARI
Konkordato alan firma ödeme baskısında kurtulur ki Konkordato talep etme ana nedeni de budur. Ne demek bu? Bir defa firmanın yazmış olduğu çekler kanuni takip için arkası yazılamamakta; “konkordato karar şerhi” düşülerek çeki veren müşteriye banka iade eder. Konkordato kararından önce yazılmış çekler için hukuki olarak icra, haciz yapılamamakta. Borçları için yapılandırma talep ederek ödemeyi zamana yayıp kısa vadede ciddi avantaj yakalamakta. Borcun ana parasına veya bir kısmına faizssiz taksitli ödeme gibi seçenekler sunabilmektedir. Yasal koruma her ne kadar borçluyu korusa da Türkiye’de maalesef alacaklıyı mağdur etmektedir.
KONKORDATO ALAN FİRMA ORTAKLARI BAŞKA FİRMA KURABİLİR Mİ?
Konkordato alan firma ortaklarının başka firma kurmaları önünde yasal engel yoktur fakat uygulamada konkordato aldıkları firmaya şahsi olarak da kefil oldukları için bu tercih edilmez. Genelde firma ortakları eş ve çocukları veya yakın akraba üzerine firma kurarak ticari hayatına devam eder. Bu genelde Konkordato alınan firmanın sürecinin uzayacağı veya iflasına gideceği öngörüldüğünde tercih edilen bir yöntemdir. Konkordato alınan firma iflas ederken firma ortakları yeni firma ile ticari hayatına devam eder.
KONKORDATO FİRMADAN ALACAĞI OLAN NE YAPAR?
Konkordato alan firmaya mal vermiş fakat tahsilatını yapamamış firmalar genelde zamana yaygın veya alacağının bir kısmından vaz geçerek tahsilatını yapar. Bu biraz da firmanın niyeti ile alakalı bir durum aslında. İyi niyetli Konkordato alan firmalar belli bir hakkaniyet ve karşı tarafı en az zarar verecek şekilde piyasa borçlarını öder; genel uygulamada banka ödemleri en sona bırakılır. Bu biraz da Piyasanın erken uyarı sinyallerini zamanında tespiti ile ilgili olur. Bankalar bu konuda piyasanın gerisinde kalır. Kötü niyetli Konkordato alan firmalar genelde hiç ödeme yapmayarak sürecin iflasa gitmesini sağlar bu genelde firmanın içinin daha önce boşaltılaması ve aşırı boçlandırılması yapan firmalarda gözlemlenir. Reel piyasa ise mafyatik yöntemler ile tahsilat yoluna gidebilir. Bu nedenle firmalar piyasa borçlarını öderken en sona bankaları bırakır. Konkordato alan firmadan Avans Çekleri bulunan firmalar malı henüz almadı ise bunu mahkemeye bildirerek bu çeklere işlem yasağı koydurabilir. Alacaklı Konkordato alan firmanın 3. kişilerdeki alacaklarına 89/1 olarak bilinen ihtar göndererek hatsilat yapabilir. Konkordato alması firmanın 3. kişilerden alacakalrına işlem yapılamayacağı anlamına gelmez, ki bankalar genelde mizanda çalıştığı firmalara bakarak veya firmanın çalıştığını bildiği bu firmalara noter aracılığı ile ihtar gönderir.
KONKORDATO FİRMALARINDA ERKEN UYARI SİNYALLERİ VAR MI?
Reel Piyasada Konkordato yoluna girecek firma aslında aylar önce sinyallerini vermeye başlar. Maaş, Elektrik, Foğalgaz gibi sabit ödemelerde aksama; çek vadesinde ek uzatma talepleri; banka kredilerinde gecikmeler yaşanması; çeklerinin yazılması; firma ortaklarının firma ve şahsı üzerindeki mülkleri satmaya ya da 3. kişilere devretmeye başlamaları; ortakların eşlerden kağıt üzerinde boşanma; sigortadan para almak için fabrikada yangın çıkarılması; ortaklar ve yönetm kurulu üyelerideki değişiklikler; banka teminattaki çeklerin sık değiştirilmesi; firmada kritik görevdeki personelin işten ayrılması gibi öncü göstergeler Konkordato alacak firmalarda gözlemlenen davranış şeklidir. Bankaların yeni dönemde aşırı Dijitalleşmesine rağmen bu erken uyarı sinyallerini yakalayamamaları ise ayrı bir konudur.
KONKORDATO ALAN FİRMAYA PİYASANIN YAKLAŞIMI NASILDIR?
Konkordato alan firmaya Reel Piyasa da sıcak davranmaz. Konkordato alan firmada alacağı yoksa yeni mal vermez. Alacağı olan tedarikçi firmanın niyetini yakından takip eder, firma faaliyetine devam edecek ise genelde piyasa borçlarını öder. Zamana yayar fakat öder. Hatta ödeme yapıp yarı parasını eski borçtan düşürür, yarısına da ek hammadde alabilir. Bu durumda zamanla hem firma faaliyetine devam eder hem de alacaklı tahsilatını yapmış olur. Konkordatolarda mağdurlar genelde Bankalar olur.
KONKORDATO ALAN FİRMAYA BANKALARIN YAKLAŞIMI NASILDIR?
Konkordato alan firmaların bazıları bankaların vadesi gelmemiş olan kredileri yenilememe, vadesinden önce çağırma, yeni kredi vermeme şeklide firmanın nakit akışını bozma şeklinde olabilmektedir. Özellikle 1-2 bankaya bağlı çalışan KOBİ tarzı firmaların bu bankalar ile ilişkisinde konkordato sürecini hızlandırabilmektedir. Konkordato alan firmalara bankalar genelde yeni kredi vermez, mevcut kredilerin de kapanması için çaba içine girer. Teminata alınan çekler tahsil olması halinde müşteriye ödeme yapılmadan kredi kapaması yoluna gidilir. Firmalar bunu bildiği için uygulamada bankalardaki çekler için genelde Avans Çeki gibi gösterip mahkemeden ödenmemesi için karar aldırırlar. Bankanın teminatında ipotek var ise Konkordato sürecinin sonunu bekler. Satışını isteyip tahsilat yapamaz. Konkordato firmanın 3. kişilerdeki alacağına 89/1 olarak bilinen ihtarlar göndererek tahsilat yapmaya çalışır. 3. kişi iyi niyetli ise ve bankaya ödemesi var ise bu ihtardan sonra bu ödemeyi bankaya yapar. Bnakalar açısından diğer bir sorun da Konkordato alan firmanın çekleri diğer firmalarda teminat olarak var ise bu çeklerin teminattan çıkması sorunu. Bu durumda bu çekleri teminat olarak gösteren firmalardan bu çeklerin değiştirilmesi eksik kadar çekler için yeni çekler talep edilmesi Konkordato alan firmaları da olumsuz etkilemektedir.
KONKORDATO ALAN FİRMAYA LEASING FİRMALARI YAKLAŞIMI NASILDIR?
Leasing işlemlerindeki krediler banka kredileri gibi değildir. Leasing firması makinayı kendi üzerine alır firmaya kiraya vermiş gibi olur. Bu duurmda taksitler bitince sembolik bir rakamla makinayı firmaya devreder. Dolayısı ile Konkordato alan firmadaki Leasing yapılmış makinalar Leasing firmasının sayıldığı için Leasing firması burada niyete bakar, firma kötü niyetli ise makinayı fabrikadan söker alır. Yok firmanın faaliyetine devam edip kiraları da aksatmadan ödeyeceğine kanaat getirir ise firmanın amkinaları kullanmasına izin de verebilir. Kısaca, Leasing işlemi yapılmış makinalarda inisiyatif tamamen Leasing firmasına aittir. Firma makinaları söküp başka bir yere kaçırması halinde Leasing hırsızlık için suç duyurusunda bulunabilir.
KONKORDATO ÇALIŞANLARI NASIL ETKİLER?
Mahkemeler genelde Komser maaşlarının yatmasına ve çalışanların haklarına hassas davranıyorlar. Aksamada Konkordato sürecini sonlandırabiliyorlar. Adi konkordato başvurusundan önceki bir yıllık ihbar ve kıdemm tazminatları ve konkordato ile işten ayrılanların alacakları imtiyazlı alacak oluyor. Maaş, İkramiye, prim ve fazla mesai alacakları imtiyazlı alacak. İmtiyazlı alacaklar hukuki takip yapabilir, mallara haciz koyabilir, malların satışını talep edebilir.
BORSADA İŞLEM GÖREN FİRMA KONKORDATO ALIR İSE NE OLUR?
Abana, Aktaş Elektrik, Alfa Menkul, Köytaş Tekstil, Lio Yağ, Mega Boya, Marmara Bank, Mensucat Santral, Mudurnu Tavukçuluk, Nergis Holding, Bimeks, Raks Elektrik, ÇBS Boya, Çukurova Elektrik, Sabah Yayıncılık… liste uzun ne mi bu firmalar. Borsada işlem görüp de batan firmalar en son MEGA POLİETİLEN Konkordato alınca Borsada işlem gören firmaalrın mali yapıları tekrar gündeme geldi. 2024 yılınd üç bono ihraç eden Ekovar konkordato sürecine girdiğini açıkladı. Son Bono ihracaından kısa süre sonra Konkordato alması, SPK’nın bu tür işlemlere uygunluk vermesi de sorgulanmıştı. Borsa’da işlem görüp Konkordato alan firmalarda da süreç aynı işler. Tedbir amaçlı Borsada işlem görmesi durdurulur. Fakat küçük yatırımcı ciddi zarar etmiş olur. Fabrikaları kilitli olup da halen BİST’de işlem görüp kağır üzerinde faaliyet gösteren firmalar var. SPK’nın bu kadar denetimden uzak olması ise küçük yatırımcıyı zarar etmesi için zemin hazırlıyor.
KONKORDATO’DAN ÇIKIŞ NASIL OLUR?
Konkordato alan firmaya zaman içinde borçlarını ödeyerek tekrar ayağa kalkar ya da süreç iflasa gider ve alacaklılar alacak oranına göre tahsilatlardan pay alma sürecini yaşar. Konkordato alan firmaların bu süreçten sağlıklı çıkma oranı %20’lerde, %80’ni iflas ile sonuçlanır. Başka bir ifade ile Konkordato alan 5 firmadan sadece 1’i bu süreci sağlıklı kapatırken, 4 firma iflas eder. İflas planı yapan konkordato alan firma kötü niyetli ise daha önce gerçek alacağı olmayan 3. kişilere senetler vererek yapay alıcı yaratarak gerçek alıcıların tahsilat yapamaması veya düşük tahsilat yapması ise sık rastlanan bir durumdur.
ZOMBİ SÜRECİ BİTTİ, SERİ KONKORDATO VE İFLAS SÜRECİ BAŞLADI
Bruno Albuquerque ve Roshan Iyer tarafından kaleme alınan “Yürüyen Ölülerin Yükselişi: Dünyadaki Zombi Firmalar” başlıklı makalede, Türkiye’nin zombi şirket oranında en üst sırayı tuttuğu ortaya çıktı. Makalede, 2000 yılından bu yana dünya genelinde halka açık olmayan zombi şirketler hakkında yeni bir veri setinin hesaplandığı ifade edildi. Hoş adamlar Halka açıkların da aynı seviyede olduklarını nereden bilsin! IMF tarafından hazırlanan şirket raporlarında da Türkiye Zombi firma sıralamasında ilk sıralarda yer alması tesadüf değil. IMF Türkiye’deki Zombi Firma oranını %13 olarak açıkladı. Ben ise bankalarda yapılan yapılandırma, yakın ve ön izleme kredilere bakarak; bu oranı %20‘lerde olarak hesaplıyorum. Zira, daha önce yazdığım gibi bankalarda ne kadar kredi yüzdürüldüğünü banka CEO’ları dahi bilmiyor.
KONKORDATO İLE İFLAS ARASINDA NE FARK VAR
BDDK uygulama değişikliği ZOMBİ Firmalarda yığılma yarattı
2008 yılından sora BDDK düzenleme ile bankalara kredili müşterilerin eski kredileri yapılandırma yetkisi verdi. 90 gün gecikmesi olan firmalar otomatikman takip yaratılırken daha sonra düzenlemede gevşeme yapılarak aynı firmayı 1’er yıl gibi ödemesiz dönemler koyalar defalarca yapılandırma hakkı tanıdı. Bankalar da takip oranını artırmamak için sürekli kredileri yapılandırarak gerçek batık firmaları sağlamış ve yüzdürmüş oldu. Geçmiş yıllara bakın özellikle Kamu Bankalardaki takip oranları beklenenin tersine özel bankalara göre çok düşük düzeyde seyretti. Süreç öyle ilerledi ki artık bu firmalar taşınamaz hale geldi.
Avusturyalı ekonomist Joseph Schumpeter’in (1883-1950) 20. Yüzyılın ortalarında ortaya koyduğu Yaratıcı Yıkım Teorisi, eski ve köhne üretim yöntemlerinin, iş modellerinin veya teknolojilerinin yerine; yenilikçi, verimli ve daha etkili olanların gelmesi olarak tarif eder. O nedenle her içine girilen yıkım süreci son demek değildir ama firma çöplüğü içinde, işsizlik olarak emekçiler bu enkazın altında kalır. Olan yine halka olur!
Erol TAŞDELEN-Ekonomist www.bankavitrini.com
************
EK OKUMALAR:
IMF Raporu: Yürüyen ölülerin yükselişi, Dünyadaki ZOMBİ firmalar
İlginizi Çekebilir
BANKA HABERLERİ
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKA DOLANDIRICILIĞINDA GÜVENLİK AÇIĞI BÜYÜK, MAĞDURLAR ÇARESİZ
Yayınlanma:
5 saat önce|
19/09/2024Yazan:
Erol TaşdelenSİBER DOLANDIRICILIK VAKALARINDA TARAFLAR
Sık yazdığım ve yazmaya da devam edeceğim bir konu Siber Dolandırıcılık. Bilginiz dışında bir anda kendinizi nasıl dolandırıcı olarak yargı karşısında bulabileceğinizi daha önce detaylı yazmıştım. Bankacı Bilirkişisi olarak yüzlerce benzer dosyaya “Bilirkişi Raporu” hazırlamış biri olarak bazı tespitlerimi Kamuoyu, BDDK, Adalet Bakanlığı, Emniyet Müdürlüğünün Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü gibi ilgili birimler ile Sosyal Sorumluluk gereği tecrübelerimi paylaşmaya devam ediyorum.
BANKA HESAP VE KART ŞİFRESİNİ ÜÇÜNCÜ KİŞİLER İLE PAYLAŞANLAR
Siber dolandırıcılık ağırlıklı Kredi Kart ve Banka hesapları üzerinden Mobil Bankacılık üzerinden oluyor. Normal hırsızlıktan hiç farkı olmaması lazım aslında. Biri girmiş evinizden paranızı çalmış, bankadaki hesabınıza girmiş paranızı çalmış hepsi aynı. Burada daha vahimi olmayan paralarını da çalınıyor üste bir de borçlu çıkıp kullanmadığınız kredileri ödemek zorunda kalıyorsunuz. Davalar da “başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama, hırsızlık” olarak açılıyor. Başta şunu belirtmem gerekiyor ki banka hesap ve kart güvenliğinin sağlanmasında birinci sorumlu müşterinin kendisi. Banka müşterisi olarak başkasına kartınızı ve şifresini vererek hesabınızdan para çekildikten sonra “ben dolandırdım” demenin bir faydası yok. Sorumluluk tamamen size ait ve size ait olan bir bilgiyi ve kartı 3. kişiler ile paylaşmışsınız çünkü. Olur mu öyle şey demeyin, davaların nerede ise yarısı bu şekilde.
Hikaye çoğunda aynı. Genelde tanıdık birileri, “Cezaevinden çıktım banka hesaplarımda kısıt var, haciz var” denilerek veya “asker arkadaşlarından memleketten para gelecek diye ATM kartının istenmesi” şeklinde hesabının kullanılması ve ATM’den çekilmesi için kart ve şifreyi gönüllü olarak verilmesi. Bankayı ya da başkasını suçlamak yersiz. Sadece “güveni kötüye kullanmaktan” dava açılıyor. Ama iş burada bitmiyor. İyi niyet gibi gözüken bu taleplerde genelde verilen hesap üzerinden piyasa dolandırıcılığı yapılıyor ve dava -hesap sahibi siz olduğunuz için- size açılıyor. Mahkemede her ne kadar bunu dile getirseniz de kanıtlanmak çok zor. Zira, Banka ATM görüntüleri ile paranın çekilmesinin başka kişiler tarafından yapılması gerekiyor ki çoğunda ATM kameraları ya arızalı ya da silinmiş oluyor.
Çözüm: ATM kartı ve şifreleri 3. Kişiler ile paylaşmayın.
CÜZDANIMI ÇALDIRDI KART ŞİFRESİ DE İÇİNDEYDİ
Bu da çok rastlanan bir durum. Cüzdanı veya kartlarını çaldıranların ilk işi bankaya ulaşıp kartı iptal ettirmek yerine bunu ihmal ediyorlar. Geçen sürede yine aynı şekilde hesap ve kartlar kullanılmış oluyor. Geçmiş olsun!
Çözüm: Kayıp kartları zaman kaybetmeden bankaya bildirmek ve kullanıma kapama.
HESAP VE KARTINI KİRAYA VERENLER
Bu grup genelde saf masum hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi “salak rolüne” bürünürler. Genelde mazeret de “çok paraya ihtiyacım vardı, kahvede tanıştığım ve soyadını bilmediğim biri hesabımı kullanmak şartıyla aydan aya ödeme yapacağını belirmesi üzerine hesap ve kart bilgilerini verdiğini” belirtir. “Hesaptan dolandırıcılık yapıldığını bilmediğini” belirterek de olaydan sıyrılmaya çalışır. Hukuk önünde dolandırıcılar kadar hesabını kullanmaya verenlerde direkt sorumludur haberiniz olsun, dolandırıcılara ulaşmak için iz kaydı bulunamayabilir ama sizin belgeleriniz dava dosyalarına yeterince girer. “Kiralık Hesap” diye bir uygulama bulunmadığı gibi banka sözleşmelerinde hesap ve kart şifresinin kullanıcı sorumluluğunda olduğunu taahhüt edersiniz zaten. “Hesabı, kartı kiraya verdim” demek sizi kurtarmaz.
Çözüm: Banka hesap ve kart ve şifreleri kimse ile paylaşmayın.
TELEFON OPERATÖRLERİ
Özellikle mobil dolandırıcılıklarında Telefon Operatör servisleri olayın tam merkezinde olmasına rağmen hiçbiri sorumluluk kabul etmiyor. Aslında operatör firmaları güvenlik önlemlerini artırdı ama ikiz kart çoğaltma, kart kullanıcısının kartı aktifleştirmede hala güvenlik açıkları var. Bankadan gelen mesajların telefon numarasına ulaşması yetmiyor, o hattın takılı olduğu Telefonun kimlik numarası olan-IMEI telefona gitmesi esas olmalı. Dolayısı ile sizin kart kopyalansa bile başka bir telefondan işlem yapılmasının önü alınması gerekiyor. Bankanın gönderdiği mesajların operatör telefon numarasına ulaştığını teyit ediyor fakat müşterinin kullandığı operatörün de onayladığı IMEI telefonuna bağlı numaraya gönderildiğini teyit edemiyor. Operatörlerin kart taşıma aşamasında da ciddi güvenlik açıkları söz konusu. Yetkili servis dışında telefonunuzu rastgele servislere vermemeniz, yetkili de olsan telefon tamiratlarında sim kartı telefonda bırakılmamasını öneririm.
Çözüm: BDDK, Türkiye Bankalar Birliği-TBB, Adalet Bakanlığı, Emniyet Siber Suçlar Müdürlüğü, Telefon Operatörler ortak bir Çalıştay yaparak ortak güvenlik ağı oluşturmaları bu sorunu ortadan kaldırır, başka da çözüm yok!
BANKALARIN SORUMLULUĞU VE GÜVENLİK AÇIĞI
Bankalar kabul etmese de ciddi güvenlik açığı var. Bir defa şu “Hazır kredi, hazır limit” rezilliğine son verilmesi gerekiyor. Müşteriden yazılı, sözlü izin almadan, hazır kredi olmamalı. Hazır kredi pimi çekilmemiş bomba gibi. Zira, hesabınıza girilse bile hesabınızdaki para boşaltılır, fakat hazır limitini var ise gecenin bir yarısında bu krediler kullandırılıyor, hazır kredi kart limiti artırılıp hesap boşaltılıyor, para transferleri yapılıyor, ATM’lerden kartsız olarak QR kodla çekiliyor, ruhunuz bile duymuyor. Bu tam rezillik, öyle davalar var ki hiç hesabı olmayan bankada adına hesap açılmış, krediler kullanılmış çekilmiş; banka krediniz ödenmiyor diye arayıp borcun gecikmeye düştüğünde müşterinin haberi oluyor. Bir Banka CEO’su, BDDK üyeleri, TCMB çalışanları, TBB üyeleri bu durumda kalsa kendini nasıl hisseder acaba? Biraz Empati lütfen! Vahim bir durum!
Bankalar genelde “müşteriye mesaj gönderdik” diyerek aradan sıyrılıyor fakat müşterinin kayıtlı IMEI telefonuna gönderdiğini teyit edemiyorlar. Bankalar açısında da asıl sorun bu zaten, bunu önleseler dolandırıcılıkların da önünü alacaklar. Bazı bankalarda dolandırıcılıkların artma nedeni tamamen bu durum.
Çözüm: Bankalar için kayıtlı telefon numarasına bilgilendirici ve onay mesajı göndermek yetmez, müşterinin kullandığı IMEI telefonuna gönderilmesi için altyapısı düzenlenmeli. Kredi kullanımları gece engellenmeli, müşteri aranmadan kullanım yapılmamalı.
SONUÇ: Siber Dolandırıcılık olayları hızla arttı. Cep telefona ve Bilgisayara gönderilen program ve linkler ile virüslü oyunlar ile müşteri bilgileri şifreleri ele geçirilmesi zor değil, o nedenle yukarıdaki tedbirlerin acil almaması halinde mağdurlar artarak hızlanacaktır. Yukarıda da belirttiğim gibi, tek çözüm var; BDDK, Türkiye Bankalar Birliği-TBB, Adalet Bakanlığı, Emniyet Siber Suçlar Müdürlüğü, Telefon Operatörler ortak bir Çalıştay yaparak ortak güvenlik ağı oluşturmaları bu sorunu ortadan kaldırır, başka da çözüm yok! Hazır limitler müşteri istemediği sürece açılmamalı, açık olan limitler iptal edilmeli. Ortomatik kredi kullanım engellenmeli, telefon ile teyit alınmalı. Banka, operatör, müşteri arasında güvenlik ağı sağlanmadan siber dolandırıcılıkların önü alınmaz; başta bankalar ve telefon operatörleri seyretmek yerine kendi üzerine düşen görevi yapmalı. Daha önemlisi; Müşteri dolandırıldığını; para transferi yapıldığını fark edip bankayı aradığında “bir şey yapamayız, mahkeme kararı getir” gibi bir uygulama kabul edilemez. “Şikayetlerde Ön bloke sistemi “açıl uygulamaya konmalı.
Diğer taraftan konuyu dağıtmamak için girmedim, Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarının Dijital Güvenliği tam anlamı ile sağlamadığını, gerçek dışı kimlik bilgiler ile açılan hesapları gerçekmiş gibi “Basit Usulde Kimlik” diye mahkemeyi sunduğu rezilliği daha önce kanıtlarıyla yazmıştım, buna rağmen bir tedbir halen alınmadı.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacılık Bilirkişisi www.bankavitrini.com
*********
EK OKUMALAR:
Dijital bankacılıkta siber tehditlerden kurtulmanın formülleri
BANKA HABERLERİ
TCMB FAİZİ %50’DE SABİT BIRAKTI
Yayınlanma:
10 saat önce|
19/09/2024Yazan:
BankaVitriniTCMB gösterge faizi %50’de sabit bıraktı. Açıklamasında “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” ifadesi dikkat çekti.
Bankadan yapılan açıklamada aşağıdaki ifadeler yer aldı:
Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50’de sabit tutulmasına karar vermiştir.
Ağustos ayında aylık enflasyona dair göstergeler bir bütün olarak incelendiğinde, ana eğilimin belirgin bir değişim sergilemediği değerlendirilmiştir. Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığını teyit etmektedir. Temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetmiştir.
Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir.
Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.
Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
FED gevşemeye ‘jumbo’ faiz indirimiyle başlarken iletişim ise zayıf kaldı..
Yayınlanma:
14 saat önce|
19/09/2024Yazan:
BankaVitriniABD Merkez Bankası (FED), dün akşam sonuçlanan iki günlük olağan faiz toplantısı ardından politika faiz oranını %5,25 – 5,50 bandından 50 baz puan indirimle %4,75 – 5,00 bandına çekti. FED, 2022’de 40 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyondaki yükselişi kontrol altına almak amacıyla 18 aylık faiz artırım kampanyasını sonlandırdığı geçen Temmuz ayından bu yana politika faizini %5,25 – %5,50 aralığında tutuyordu. FED’in en son faiz indirimine Mart 2020’de (pandemi) soyunduğunu düşünürsek, karar tam olarak 4,5 yıl sonra gelmiş oldu. FED’in agesif bir adım atarak 50 baz puan faiz indirime tercihi, enflasyondan ziyade işgücü piyasasının sağlığına ilişkin artan endişelerin ardından geldiğini not edelim. Basın toplantısında, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde %2 hedefine yaklaştığına dair güvenin arttığına işaret eden Başkan Powell, FED’in işgücü piyasasındaki riskleri dengeleyerek fiyat istikrarını korumayı amaçladığına da vurgu yaptı.
Hatırlatma yapmak gerekirse, FED’in TCMB’de farklı olarak fiyat istikrarının yanı sıra azami istihdamı tesis etmek görevi de bıulunuyor. FED’in pandemi döneminde işletmeleri ve hâliyle insanı yaşatmak için para musluklarını sonuna kadar açıp faiz oranlarını da hızlıca sıfırlaması ardından enflasyon 40 yılın zirvesi çıkarak adeta patlamış, FED’de fiyat istikrarı tekrar tesis etmek adına faiz oranlarını ciddi oranda yukarı çekmiş ve dahası da 14 aydır da yüksek seviyede tutmuştu. Lâkin, her ilacın şifa etkisi kadar yan etkisinin de olduğunu düşünürsek, yüksek faiz oranları FED’in favori enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyonunu yıllık bazda %2,5 seviyesine kadar getirerek uzun vadeli enflasyon hedefi olan %2,0 seviyesine yaklaştığını teyit ederken, bu sefer de istihdam piyasaları ‘arıza’ çıkarmaya başladı. Şöyle ki, açık işgücü sayısı (JOLTS) neredeyse son 4 yılın en düşük seviyesine gerileyerek alarm zilini çaldı.
İstihdam ve enflasyon verileri birlikte ele alınırsa, FED’in dün akşam almış olduğu kararın arkasında enflasyonun güven vermesinden ziyade istihdama yönelik endişeleri payının çok da fazla olduğunu düşünüyoruz. 25 ile 50 baz puan arasında zigzag çizen piyasaların da sonunda istediğini aldığını not etmemiz gerekiyor. FED’in her ne kadar son zamanlarda doğru iletişimi yapmakta zorlandığını görsek de, nihayetinde doğru politika tercihini yaptığını düşünüyoruz. Karar ile birlikte yayınlanan projeksiyonlar da üyelerin enflasyon beklentileri aşağı yönde, işsizlik oranı ise yukarı yönde güncellediklerini gördük. Yılın geri kalan iki toplantısında FED’in faiz oranlarını toplam 50 baz puan daha düşürmeyi planladığını, 2025’te bir tam puan daha indirerek, 2026’da %2,75 – %3,00 aralığına çekmeyi planladığını görüyoruz.
Gelelim kararın piyasa yansımasına. Kararın piyasa beklentisi ile örtüşmesi sonrası ilk nazarda ABD Doları küresel bazda değer kaybetti. Bu minvalde, yakın dönemin zirvesini olan 1,12 seviyesini EURUSD paritesi bir kez daha test ederken, sterlin dolar karşısında 1,33 seviyesine gelerek son iki buçuk yılın en yüksek seviyesini test etti. Altının ons fiyatı 2,600 dolar seviyesine dayanarak tüm zamanların zirvesine yükselirken, rallide oldukça geride kalan ve son günlerde yeniden ön plana çıkardığımız gümüş 31 dolar seviyesinde bulunan kritik direncini bir kez daha zorladı. Rallide geride kalan bir diğer favori enstrümanımız olan direnişin parası bitcoin ise bir kez daha 62bin dolar seviyesine aşarak ön plana çıktı. Ara ara kâr satışlarına görülecek olsa da, uzun bir süredir bültenimizde yer verdiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
Piyasaların karar ardından ilk nazarda yukarıda da görüleceği üzere psikolojisi dolar sat ne bulursan al yönünde oldu. Doların piyasa kuru olan DXY son 14 ayın en düşük seviyesine gerilerken, piyasaların kılavuz kargası 10 yıllık ABD tahvil faizleri de hafif de olsa geriledi. Lâkin, Başkan Powell’ın faiz indirim kararı ardından düzenlediği basın toplantısında verdiği mesajları ile kazanımların pek de korunamadığını gördük. Powell, FED’in acelesi olmadığının altını çizerken bundan sonraki adımların 50 baz puan indirim şeklinde olmayabileceğine vurgu yapması ve bu bağlamda veri odaklı çizgilerini koruyarak her toplantıda ayrı ayrı değerlendirme yapacaklarını belirtmesi, piyasaları bir nebze de olsun üzdü. Bu sabah itibariyle, vadeli faiz kontratları, yılın son iki toplantısına yönelik toplam 75 baz puan faiz indirimi öngördüklerini (7 Kasım 50 baz puan, 18 Aralık 25 baz puan) hazır yeri gelmişken not edelim.
Powell’ın basın toplantısı sırasında verdiği mesajlar sonrası bu kadar büyük bir beklentinin fiyatlandığı gecede kâr satışları da gecikmedi. Piyasanın hevesi bir nebze de olsa kursağında ‘şimdilik’ kalsa da, risk iştahının yeniden artacağını ve yukarıda değindiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olacağını düşünüyoruz. Bu minvalde, 31 dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda gümüş alacağız. Çok uzun süredir var olan altın uzun pozisyonlarımız korumaya devam edeceğiz. Her düşüşte yatırımcı kimliğimiz ile bitcoin biriktirmeye, 69bin dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda ise pozisyon artırımına gideceğiz.
Türk mali piyasalarında ise TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz pozisyonu 16 ve 17 Eylül tarihinde 1,1 milyar; son on iş gününde ise 13,4 milyar dolar iyileşme kaydetti. Böylelikle, swap ve kamu dövizleri hariç net yabancı para pozisyonu +21,2 milyar dolar seviyesine yükselirken, kamu dövizlerini de dâhil manşet rakamın +29 milyar dolar seviyesine yükselerek son yılların en kuvvetli seviyesine geldi. Kurun son iki haftadır psikolojik 34 seviyesinin etrafında dar bir bantta hareket ederken TCMB’nin döviz alımlarının ivme kazanması ve karşılığında piyasalara verdiği TL miktarının artmasına paralel yaşanan likidite bolluğu ile TL referans faiz oranı (piyasada belirlenen faiz) TCMB’nin faiz koridorunun alt bandı olan %47 seviyesine kadar gevşedi. BIST100 endeksi dün günü yatay tamamlarken, bankacılık hisseleri günü %1 yükselişle tamamladı. CDS risk priminin ise 257 baz puana kadar gerilediğini not etmiş olalım.
FED kararı ardından ABD borsaları diğer enstrümanlarda olduğu üzere kazanımlarını koruyamayarak geceyi kâr satışlarına boyun eğer hafif de olsa ekside tamamladı. Bu sabah pasifiğin diğer ucunda ise güzel bir başlangıç olduğunu görüyoruz. FED’in faiz indirimi sonrası JPY değer kaybederken, ihracat odaklı şirketlere paralel gösterge endeks Tokyo borsası %2,5 yükselişle ön plana çıktı. Asya genelinde hâkim rengin yeşil olduğunun altını kalınca çizelim. ABD borsalarının dün akşam Powell sonrası kâr satışların yönelmesi ardından bu sabah ABD borsalarının vadeli işlemlerinde sert bir yükseliş görüyoruz. Nasdaq vadeli %1,4 yukarıda işlem görerek önde koşuyor. Bu iyimserliğin Avrupa borsalarına ve Borsa İstanbul’a da sirayet etmesini bekliyoruz.
FED sonrası gözler içeride TCMB, dışarıda ise İngiltere Merkez Bankası’nın olağan faiz toplantısını takip edecek. İngiltere tarafında özellikle enflasyon rakamlarının Ağustos ayında hizmet enflasyonunun yükseldiğini göstermesinin ardından faiz oranlarını %5’te sabit tutması beklenirken, Başkan Bailey’nin bir sonraki toplantıya yönelik faiz indirim sinyali vermesini bekliyoruz. TCMB’nin aylık olağan Para Politikası Kurulu toplantısının kararı ise KKTC saati ile 14:00 açıklanacak. Faiz oranlarının sabit tutulmasına kesin gözüyle bakılırken, karar metnine serpiştirilecek mesajlar ve son günlerde gerileyen piyasa faizlerine paralel sterilizasyon adımları dikkatle takip edilecektir.
FED
Emre Değirmencioğlu
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (667)
- BANKA ANALİZLERİ (140)
- BANKA HABERLERİ (2.695)
- BASINDA BİZ (55)
- BORSA (333)
- CEO PERFORMANSLARI (25)
- EKONOMİ (2.639)
- GÜNCEL (2.119)
- GÜNDEM (2.872)
- RÖPORTAJLAR (43)
- SİGORTA (117)
- ŞİRKETLER (1.733)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (346)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (719)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (5)
- Dr. Abbas Karakaya (56)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (392)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (39)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Mustafa Akpınar (16)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (70)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (8)
- Tungay Dere (17)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR
Erol TAŞDELEN yazdı: BANKA DOLANDIRICILIĞINDA GÜVENLİK AÇIĞI BÜYÜK, MAĞDURLAR ÇARESİZ
Fabrikada patlama: Oba Makarna’nın sahibi ve yöneticileri gözaltında
TCMB FAİZİ %50’DE SABİT BIRAKTI
Kamikaze dron AZAT göreve hazır
Markalar elektrikli araç çalışmalarına neden ara verdi
FED gevşemeye ‘jumbo’ faiz indirimiyle başlarken iletişim ise zayıf kaldı..
Maliye sahte fatura kesenleri kıskaca aldı: 3 milyar TL’lik tespit
FED 4 YIL SONRA FAİZ İNDİRDİ
Akbank Mobil’den KOBİ’lere yönelik yeni hizmet
Orta Vadeli Program’ın nicel göstergeleri
KONKORDATO NİÇİN ALINIR, NELER YAŞANIR, SUİSTİMAL VAR MI?
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK ÖZEL BANKALAR HANGİLERİ
Barış SOYDAN: Konkordato dalgası, Buzdağının henüz ucunu gördük
Evinizde Güneş Enerjisi Sistemlerini Nasıl Kullanırsınız?
Konkordato ve zombi şirketler: Turpun büyüğü heybede
ENFLASYON DÜZELMESİ YAPILDIĞINDA FİRMALAR CİDDİ ZARAR YAPIYOR
BDDK, Bankaların Sürdürülebilirlik Faaliyetlerine İlişkin Bulguları Değerlendirdi
AYNA GÖNÜLLÜLERİNDEN ÖĞRENCİLERE DESTEK
KURUM KÜLTÜRÜNÜ YÖNETMEK
KÜRESELLEŞMENİN HEDEFLEME MALİYET YÖNTEMİYLE HEDEFE KOYDUĞU KOBİLERİMİZ
- ABD'de haftalık işsizlik başvuruları verileri açıklandı 19/09/2024
- Faiz indirimi ne zaman gelir? Ekonomistler CNN TÜRK'te yanıtladı 19/09/2024
- Doğal gazda tedarik yelpazesi genişliyor: BOTAŞ ile Total 10 yıllık LNG anlaşması imzaladı! 19/09/2024
- SON DAKİKA | Merkez Bankası rezerv miktarını açıkladı 19/09/2024
- Emlak Konut GYO 1.1 milyar TL’lik ihale gerçekleştirdi 19/09/2024
- Şimşek: Bu yıl sonu enflasyonu 42 - 41,5 ile bitirmeyi umuyoruz 19/09/2024
- Güney Afrika 4 yıl sonra faiz indirdi 19/09/2024
- ABD'de istihdamda güçlü sinyal 19/09/2024
- Ticari kredilerde yedi ayın en düşük büyümesi 19/09/2024
- Turkven, Türkiye'de üç sektöre ilgi duyuyor 19/09/2024
- Swap hariç net rezervde 9 milyar dolarlık artış 19/09/2024
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM3 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL1 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ1 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA ANALİZLERİ2 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM9 ay önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
GÜNCEL2 yıl önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı