Connect with us

EKONOMİ

Kritik hafta: ABD’de yarın ara seçimler, Perşembe enflasyon verileri açıklanacak

Yayınlanma:

|

  • Her ayın ilk Cuması ABD’de açıklanan resmî istihdam verileri, tahminlerimize paralel beraberinde büyük bir piyasa yansıması yarattı. ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, tarım dışı sektörde bordrolu çalışan sayısı 200 bin kişi artış kaydetmesi beklenirken gerçekleşme 261 bin kişi oldu. Yıllık maaş artışları (FED’in yakında takip ettiği enflasyon göstergesi) %4,7 ile beklentilere paralel sonuçlanırken, işsizlik oranının (beklenti %3,5) %3,7 seviyesine ykselmesi güvenli liman isteğinin azalmasına neden olurken, dolar geniş bantta değer kaybetti, geriye kalan var ne yok herşey değer kazandı.
  • Ayrıca, cuma günü sabah erken saatlerde kaleme aldığımız bültenimizde, Hong Kong borsa endeksi Hang Seng’in yaklaşık %6 değer kazandığını yazmış ama nedenini bulamamıştık. Cuma gününün ilerleyen saatlerinde, Çin’de gelen covid kapsamında önlemlerin azaltılacağı haberinin özellikle emtia piyasalarına alım getirdiğini gördük. Konuya biraz daha geniş açıdan yaklaşırsak, Çin’in “Zero Covid” politikasından çıkılması için adım atmaya başlaması, büyüme açısından önemli bir haber teşkil ederken, büyüyen bir ekonomide talebin de artacak olması, emtia fiyatları ve petrol için iyi bir haber olurken, enflasyon için kuşkusuz olumsuz bir haber.
  • Doların süper döngüsüne paralel 7 aydır peş peşe gerileyen altın, Cuma günü Çin’den gelen haberler ve akabinde ABD Tarım Dışı İstihdam verisinden de destek alarak uzun bir süredir dile getirdiğimiz 1,616 dolar seviyesinden sekerek 1,680 dolar seviyesine varan hızlı bir yükselişe imza attı. Altında ‘yükselişten’ söz edebilmek adına 1,685 dolar seviyesinin de üzerine çıkılması gerektiğini not edelim.
  • Altının cuma günü %3 değer kazandığı günde, gümüşün kritik bir direnç seviyesi olan 20,80 dolara kadar yükselmesi ve %7 değer kazanmasını da göz ardı etmemek gerekiyor. Özellikle, gümüş/altın rasyosunun gümüş lehine ilerlediğini not edelim. Bu minvalde, gümüşün 20,80 dolar seviyesi üzerinde iyice yerleşmesi durumunda, 22 dolar yatay destek seviyesinin çekim alanına gireceğini düşünüyoruz.
  • Kıymetli madenler aslında bildiğimiz önemli teknik seviyelerin kıyısında salınmaya devam ederken, sessiz sedasız aylardır 20bin dolar seviyesinin kıyısında salınan direnişin parası bitcoin, cuma günü sıkıştığı prangalarından yine beklentimize paralel kurtularak 2 ay sonra yeniden 21,400 dolar seviyesine kadar yükseldi.
  • 5 çeyrektir soluksuz bir şekilde yükselen doların piyasa kuru olan DXY, cuma günü piyasaların hızla risk-on moduna dönmesine paralel 111 seviyesinin altına gerileyerek mart ayından bu yana en büyük günlük düşüşü yaşadı. EUR dolar karşısında %2’den fazla değer kazanarak psikolojik ‘parite’ seviyesine yaklaştı. Son dönemlerin zayıf para birimi Sterlin bile haftayı 1,1380 seviyesine yükselerek tamamladı. Petrol fiyatları, cuma günü %5’ten fazla yükselirken, AB’nin Rusya petrolüne yönelik yaklaşan yasağı ve Çin’in bazı covid kısıtlamalarını gevşetme olasılığı piyasaları destekledi. Küresel durgunluk korkuları kazançları sınırlasa da, Brent ham petrolün vadeli işlemleri haftalık %3’e yakın kazançla varil başına 98 dolar seviyesine yükseldi.
  • Tüm bu olup biten yurtdışındaki ‘kargaşaya’ rağmen, USDTRY kuru kamunun da desteği ile 18,62 seviyesinin etrafında seyrini korurken, paritelerin dalgalanmasına paralel EURTRY ve GBPTRY kurlarında sert iniş ve çıkışlar görüyoruz. USDTRY kuru yatay seyretse de, ons altının yükselişine paralel cuma günü gram altın yeniden psikolojik 1,000 TL seviyesine kadar yükseldi. Lâkin, gram cephesinde fiyatın neredeyse son 5-6 aydır 960-1,030 arasına sıkışıp kaldığını da itiraf etmek gerekiyor. USDTRY kurunun sakin seyrine paralel Borsa İstanbul 100 endeksi dolar bazında 227 seviyesine dayanırken, TL bazında ise her yeni gün rekorlar kırmaya devam ettiğini görüyoruz. Enflasyondan kaçan yatırımcılar hisse senedi piyasasına âdeta hücum etmeye devam ediyor. Tahvil faizleri ise sürrealist derecede düşük seviyelerde kalmaya devam ediyor.
  • Manşetimizde de belirttiğimiz üzere, bu haftanın gündemi oldukça yoğun ve önemli görünüyor.  ABD’de yarın düzenlenecek ara seçimlerde, Temsilciler Meclisinin tamamı, Senato’nun üçte biri yenilenirken 36 eyalet ve üç deniz aşırı bölgede valilik ve diğer kilit pozisyonların yeni sahipleri de belirlenecek. İki Başkanlık seçimi arasında yapılan Kongre ara seçimleri, Başkan’ın görev döneminin ortasına denk geldiğinden, seçmenin Başkan ve partiye yönelik memnuniyetinin ölçüldüğü bir referandum niteliği taşıyor. Demokratların Kongre’nin iki kanadından birini ya da ikisini de kaybetmesi durumunda Başkan Biden’ın işi çok daha zorlaşacak. Kongre’nin iki kanadında birden çoğunluğu kaybeden yönetimler, kendi başlarına yasa çıkarma işlevleri sekteye uğradığından “topal ördek” konumuna düşüyor. Temsilciler Meclisi’nde Demokratlar 212’ye karşı 220, 100 sandalyeli Senato’da ise 50’ye karşı 51 üyeyle çoğunlukta olduklarını hatırlatalım.
  • Perşembe günü ABD’de açıklanacak TÜFE enflasyonu piyasalar açısında önemle takip edilecek. Daha doğrusu, ne FED ne de piyasalar enflasyon boynunu aşağıya çevirmeden rahat etmeyecekler. Bu minvalde, yıllık TÜFE artışının %8,0, çekirdek artışın ise %6,5 olması bekleniyor. Verinin beklentilerden daha iyi sonuçlanması, piyasaların yüzünü güldürecek; aksi ise satış baskısının (faiz artırımı devam edeceğinden) artmasına neden olacaktır.
  • ABD’de işsizlik oranının yükselmesi sonrasında haftanın son iş gününü %1,3 yukarıda tamamlayan ABD borsalarını takiben, yeni gün ve haftanın ilk iş gününde Asya piyasalarından da hava güneşli. Hang Seng borsası %3,5 , gösterge endeks Tokyo borsası ise %1,3 yukarıda işlem görüyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise hafif de olsa kırmızılar gözümüz çarpıyor. Bu minvalde, cuma günü esen iyimserlik rüzgârları ardından bu sabah piyasaların temkinli bir şekilde güne başladıklarını görüyoruz.
  • Ortak para birimi EUR 0,9940 ; Sterlin ise 1,3340 seviyesine geri çekilirken, Bitcoin 20,800 seviyelerinde işlem görüyor. Dolar endeksi DXY 111 seviyesinin hafif de olsa üzerine yükselirken, altının ons fiyatı 1,670 gümüşün ise 20,50 seviyesine geri çekildiğini not edelim.
  • Mali piyasaların gündeminde bugün içeride hazine ihaleleri ve hazine nakit dengesi takip edilebilir.

>XAU

Altının ons fiyatı bültenimizde ön plana çıkardığımız aşağıda 1,616 ile yukarıda 1,685 dolar seviyeleri arasında geride bıraktığımız hafta sert dalgalandı. Teknik mânâda ön plana çıkan bu iki önemli seviyenin takip edilmesi ve geçildiği yöne doğru pozisyon alınması akıllıca duruyor. Alternatif olarak, $1,685 seviyesine yakın satıp yukarıya $1,695 dolara zarar kes (stop) veya aşağıda $1,620 dolar yakın alım, $1,605 dolara ise yine stop emri bırakılabilir.

166779797233e2382380b1f4e4536f5633a91de491_1_1200.jpg

>XAG

Risk-on modunda süratli şeridi kullanan gümüş cuma günü %7 değer kazanarak 20,80 dolar seviyesindeki direncine kadar ilerledi. Teknik mânâda 20,80 dolar seviyesi geçilmeden heyecan yapmak istemiyoruz. Geçilmesi durumunda yukarıda 22 dolar seviyesinin çekim alanına gireceğiz

1667797972d13428fc0c469f9d9028e405214a51f1_2_1200.jpg
iktisatbank

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.