Connect with us

GÜNCEL

Liderlerin Performans Oyununda Yeni İkili: Yapay Zeka ve OKR

Yayınlanma:

|

International Business Machines (IBM) tarafından geliştirilen satranç bilgisayarı “Deep Blue”, 1997 yılında o dönemin satranç dünya şampiyonu Garri Kasparov’u yenmesi ile “yapay zekâ” terimi tekrar gündemimize girdi. Günümüzde üretken yapay zekâ, geniş veri kümelerine erişerek insanın bilişsel yetenekleri ile yarışabilir olmaktan öteye geçti.

Günümüz iş dünyasında liderler, performanslarını artırma ve organizasyonlarına rekabet avantajı sağlama konusunda büyük bir baskı altında. Bu baskıyı yaratan en önemli unsur ise hızlı değişen koşullar ve krizler. Bugün yaşadığımız krizler; geçmişe oranla çok daha büyük, karmaşık ve küresel boyutta. Günümüz liderlerinin bu durumlar karşısında hızlı ve etkili karar vermesi performanslarında önemli bir girdi olarak karşımıza çıkıyor.

Peki, Liderler performans oyununda rekabetçi kalmak için yapay zeka ve OKR’ı nasıl kullanabilir?

Organizasyonlarda stratejik düzeyde alınan kararlar genel amaçları ve varılmak istenen hedefleri belirliyor. Varılmak istenen hedeflere ulaşmak ancak isabetli kararlar alıp yönetsel kontrolü sağlamak ile mümkün. Karar alan liderler problemler karşısında sadece kurumun bilgi sistemlerinden gelen verileri değil sezgilerini de kullanmak zorunda kalıyorlar.  Ancak hızlı ve isabetli karar verme oranını yükseltebilmek, kararın farklı senaryolara göre değişen halini canlandırmak ve bu canlandırmalar içinden en iyi alternatifi seçmek ile mümkün oluyor. Karar verme aşamasında karara esas teşkil edecek bilgilere ulaşım büyük önem arz ediyor.

İşte tam da bu noktada yapay zeka, büyük verileri analiz ederek liderlere daha bilinçli kararlar alma olanağı sunuyor. Özellikle, yapay zeka ile tahmin analizleri yapmak ve riskleri daha iyi yönetmek mümkün hale geliyor.

Liderler işlerinde rekabet unsuru olarak bir yapay zeka aracı ile neler yapılabileceğini ve performanslarına olan etkilerini bilmeli; stratejilerine ve iş yapış modellerine nasıl uygulanabileceğini öngörmeliler. Aynı zamanda şirket içinde yapay zekanın kullanılabileceği bir karar verme kültürünü oluşturabilmeliler.

Peki tüm bunları yaparken liderler kendi performanslarını doğru yere, doğru zamanda odakladıklarından nasıl emin olabilirler?

Bu noktada etkili bir hedef belirleme aracı olan OKR karşımıza çıkıyor. Yetenek yönetiminin organizasyonlar için her zamankinden de önemli olduğu bu dönemde, OKR metodolojisi Google, Netflix, Huawei, Tesla gibi dünyanın önde gelen kuruluşları tarafından kullanılıyor. OKR metodolojisi liderlerin, hızlı ve çevik aksiyonlar alarak performans yönetiminde daha başarılı olmalarına destek oluyor.

Metodolojinin temelinde yer alan 2 ana unsur var:

Objective (Hedef): Bu işi nereye yönlendirmek istiyorum, amacım ne?

Key Results (Anahtar Sonuçlar): Bu hedefe ulaşmak için hangi temel metriklere ihtiyacım var, amacıma ulaşıp ulaşmadığımı nasıl anlayabilirim?

Bu sorular liderlerin işlerinde önemli olana odaklanmalarını sağlayarak oyunda her zaman önde olmalarını sağlıyor. Hedef ve anahtar sonuçlar tıpkı bir lider ve onun takımı gibi davranıyor ve daima birbirlerini tamamlayan ayrılmaz parça olarak karşımıza çıkıyor.

Gartner’ın “Generatif Yapay Zeka için Beklenti Döngüsü, 2023 raporuna göre yeni nesil yöneticiler yetenekleri geliştirmek, zor işlerle başa çıkmak ve çalışanlarının beceri setlerini geliştirmek için yeni nesil ve yapay zeka destekli performans sistemlerine çok daha fazla ihtiyaç duyacak. Yapay zeka, performans yönetimi süreçlerini büyük ölçüde dönüştüren güçlü bir araç. Geleneksel performans yönetimi, yıllık inceleme döngülerine dayanırken, yeni nesil sistemler, sürekli geri bildirim ve anlık değerlendirmeler sağlayarak daha dinamik bir yaklaşım sunuyor. Çalışanların katılımı ile daha çok veri oluşmasını sağlayan sistemler, liderlerin, çalışanlarının güçlü ve zayıf yönlerini hızla tanımlayabilmesine buna bağlı olarak daha iyi bir geri bildirim verebilmesine yardımcı oluyor. Yapay zeka ise içerideki verileri gelecekteki performansı tahmin etmek için analiz edebilir, böylece organizasyonlar geleceğe dönük stratejilerini daha iyi şekillendirebilirler.

Ayrıca, Twiser olarak öncüsü olduğumuz yapay zeka tabanlı hedef yazma özelliğine sahip OKR yazılımımız ile günümüz liderlerinin, ekiplerinin etkili ve global iyi uygulamalara uyumlu hedefler aldığından emin olmasını sağlıyor. Bu sayede şirketlerin rekabette güçlü kalmasına destek oluyoruz.

Bugün görüyoruz ki yapay zekâ ve teknolojik gelişmeler, müşterileri ve çalışanları doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen geniş bir skalada hizmet ve iş süreçleriyle bütünleşmiş durumda.

Performansı yönetmek ile teknolojiyi etkin kullanmak artık belli birimlerin değil tüm liderlerin sorumluluğunda. Liderler, teknoloji ve OKR bakış açısı ile belirsizliklerin, hızın ve krizlerin olduğu dünyada başarılı olabilirler. Yeni yıla yeni nesil bakış açısı ile geçmek istersen biz hazırız, gelin konuşalım.

HBR-Türkiye

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

GARANTİ BBVA TÜRKİYE RAPORU

Yayınlanma:

|

Yazan:

TCMB ihtiyaç duyulduğu sürece sıkılığın korunacağı, yeni mali tedbirler ise politika bileşiminin daha koordineli olacağına işaret etmektedir. Politikaların gecikmeli etkisi göz önüne alındığında, hala sağlam olan tüketimi kontrol altına almak için ek makro ihtiyati önlemlere ihtiyaç duyulacağına inanıyoruz.

Önemli noktalar

  • TCMB, yılın ikinci enflasyon raporunda 2024 yılı ara enflasyon hedefini 2 puan yukarı yönlü revize ederek yüzde 38’e yükseltmiş, öngörülen aralığın üst sınırını değiştirmeyerek yüzde 42’de tutmuştur. Yılın ilk dört ayında enflasyonun beklenenden 4 puan daha güçlü gelmesi, Mart ayındaki ilave sıkılaştırma ile sapmayı telafi edemeyecekleri için bu revizyonu yapmalarına neden oldu.
  • TCMB, sıkılaştırmanın talep koşulları ve enflasyon beklentileri ve dolayısıyla enflasyon eğilimi üzerindeki gecikmeli etkilerini gözlemlemek istemektedir. Enflasyon eğiliminde belirgin bir bozulma olması durumunda ilave sıkılaştırma uygulanacağının sinyallerini vermeye devam etmektedirler.
  • İç talep, yüksek enflasyon beklentileri, servet etkileri ve kredi kartı harcamalarının kullanılabilirliği ile desteklenmeye devam etmektedir. Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla mevcut düzenlemeleri gevşetmek için sürdürülebilir bir yol başlatmak için finansal koşulların daha uzun süre sıkı tutulmasına ihtiyaç duyulacaktır.
  • En son açıklanan mali paket, 2024’te GSYİH’nın %0,2-0,3’ü civarında tasarruf anlamına geliyor. Önümüzdeki dönemde yeni tedbirler de alınacak ve bunların birçoğu orta vadede etkili olacaktır.
  • Enflasyon eğilimi, daha koordineli bir politika bileşimi ile yıl sonu enflasyonunun TCMB tahmin aralığının üst sınırı olan %42’nin altına düşecek bir düzeye yükselmesi durumunda, 4Ç24’te çok kademeli adımlarla gevşemeye başlamak için sınırlı bir alan olabilir. Ancak, gecikmeli mali etkiler ve perakendeci harcamaları üzerindeki makro ihtiyati politikalar, daha erken bir kesinti döngüsü olasılığını azaltıyor.

Raporun tam hali için:

https://www.bbvaresearch.com/wp-content/uploads/2024/05/Policy-Pulse_what-to-think-about-policy-mix_May24.pdf

Raporun tamamını okumak için buraya tıklayın

Policy-Pulse_what-to-think-about-policy-mix_May24

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Kuveyt Türk’ten yılın ilk çeyreğinde 7 milyar TL net kar

Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan: “Banka olarak, teknoloji ve ileri analitik araçları daha etkin kullanmak suretiyle müşterilerimize özelleştirilmiş ürün ve hizmetler sunmaya devam edeceğiz” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kuveyt Türk, yılın ilk çeyreğinde, 2023’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 75 artışla 7 milyar TL net kar elde etti.

Kuveyt Türk, 2024’ün ilk çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını paylaştı.

Toplanan fon büyüklüğü 2023 sonuna kıyasla yüzde 1,5 artışla 515 milyar TL olurken, kullandırılan fon büyüklüğü de yüzde 16 artış göstererek 388 milyar TL’ye yükseldi. Banka, net karını ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75 artırarak 7 milyar TL’ye çıkardı.

– Aktif büyüklük 740 milyar TL’ye ulaştı

Öz varlıklarını 55 milyar TL’ye, aktif büyüklüğünü ise 740 milyar TL’ye ulaştıran Kuveyt Türk, aktif büyüklük açısından bankacılık sektöründe 10’uncu sıradaki yerini korurken, katılım finans kuruluşları arasında ilk sıradaki yerini sağlamlaştırdı.

Bankanın, yüksek aktif kalitesi odağıyla donuk alacaklar oranı yüzde 1,09 düzeyinde gerçekleşirken, cari hesabın, toplanan fonlar içerisindeki payı yüzde 55 seviyesine geldi.

Kuveyt Türk’ün yıllıklandırılmış ortalama öz kaynak karlılığı yüzde 57,22 düzeyinde gerçekleşti. Bankanın yasal limiti yüzde 12 olan sermaye yeterlilik oranı da yüzde 20,99 seviyesine ulaştı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan, Kuveyt Türk olarak yakın zamanda oluşturdukları 2026 stratejileri doğrultusunda çalışmalarını sürdürmeye devam ettiklerine dikkati çekerek, müşterilerinin çözüm ortağı olma vizyonuyla yeni müşteri kazanımlarını sürdürmeyi amaçladıklarını kaydetti.

Uyan, ‘Banka olarak, teknoloji ve ileri analitik araçları daha etkin kullanmak suretiyle müşterilerimize özelleştirilmiş ürün ve hizmetler sunmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda, insan kaynağımıza sürekli yaptığımız yatırımlar ve en güncel ve stabil teknolojilerle donatılmış altyapımızla rekabet üstünlüğümüzü artırmayı amaçlıyoruz. Sürdürülebilir bir geleceğin inşasına katkı sağlamak için negatif çevresel etkileri en aza indirme hedefiyle sektörümüzde öncü olma vizyonumuzu pekiştiriyoruz.’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yabancılar Türkiye’ye Neden Yatırım Yapıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Aralık 2023 itibariyle Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım stoku 264 milyar dolara ulaştı. Toplam yabancı firma sayısı da 88 bin seviyelerine erişti. En fazla yatırım yapan ülkeler arasında Hollanda, Almanya, ABD, Fransa, Azerbaycan ve Katar gibi aktörler bulunuyor. Son dönemde atılan adımlarla birlikte yabancı yatırımcı meselesi tekrar ön plana çıkıyor. Özellikle yerel seçimler sonrası yabancıların Türkiye ilgisinin arttığı görülüyor. Uluslararası kuruluşların kredi not artırımlarına eşlik eden yabancı yatırımlar daha çok Avrupa ülkelerinden geliyor. Seçimlerden sonraki beş hafta incelendiğinde 6 milyar doları aşan bir miktarın swap, borsa ve devlet tahvilleri aracılıyla Türkiye’ye geldiği anlaşılıyor. Bu finansal girişe 1 Nisan-5 Mayıs arasında yerleşiklerin 7,84 milyar dolarlık dövizden TL’ye geçişi eşlik ediyor.

Doğrudan yabancı yatırım beklentisinin aylık 1,5 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında dört aylık süreçte 5 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımın geldiği söylenebilir. Yaşanılan döviz girişine eşlik eden diğer bir süreçte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) döviz rezervi birikim politikası yer alıyor. Son iki haftada 17 milyar dolarlık rezerv arışı seçimler sonrası 20 milyar doları aşmış gibi duruyor. Yabancı yatırımların bir diğer etkisi de enflasyon beklentilerinin iyileşmesinde görülüyor. TCMB’nin beklenti anketlerinde Ocak-Mayıs ayları içerisinde 12 aylık enflasyon beklentisi yüzde 45’lerden yüzde 35’lere kadar geriledi. Yılın sonuna doğru yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 10’lar düzeyine kadar düşebilir. Bir çıktı olarak Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlar enflasyonla mücadeleyi daha kolay hale getiriyor ve istihdam, üretim gibi alanlara pozitif katkı sunuyor.

Son yıllarda Türkiye’ye hangi ülkeler en fazla yatırım yaptı diye bakıldığında Hollanda’nın açık ara önde olduğu görülüyor. Hollanda’yı İngiltere, ABD, İsviçre ve Almanya izliyor. 2019-2023 döneminde 32 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çeken Türkiye’nin en fazla yurt dışı yatırımı Hollanda’da yer alıyor. İngiltere ile de benzer bir ikili ilişkinin olduğunu söylemek mümkün. 25 milyar doları aşan dış ticaret hacmine bir o kadar ikili yatırım hacmi eşlik ediyor. Diğer yatırım yapan ülkelerle de benzer ilişkilerin olduğu görülüyor. Ocak-Nisan 2024 döneminde de benzer aktörlerin Türkiye’ye yatırım yaptığı ve dış ticaretle bağlantılı şekilde hareket ettiği anlaşılıyor.

S&P, Citibank ve JP Morgan gibi uluslararası finans kuruluşların olumlu açıklamaları ve Türkiye’nin kredi notunu yukarıya taşımaları yabancı yatırımcı ilgisini hem miktar hem de fiziki olarak artırıyor. Diğer bölgelere kıyasla Avrupa ülkeleri önde gelen yatırımcılar olarak öne çıkıyorlar. Fakat Türkiye’nin denge politikası göz önüne alındığında Çin, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerden yatırımların artması muhtemel. Son yıllarda Batı Asya ülkeleri Katar, BAE, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi aktörlerle yapılan yatırım anlaşmaları bu açıdan değerlendirilebilir. Özellikle Türkiye’nin imalat sanayi üretimi mevcut ülkeleri Türkiye’ye yatırıma yönlendiriyor. Genel olarak enerji ihraç eden Batı Asya ülkeleri kendi yerli sanayilerini tecrübe ve teknoloji transferiyle kuvvetlendirmek istiyor. Türk Savunma Sanayinin son yıllarda elde ettiği saha başarıları da (Irak, Ukrayna, Azerbaycan, Libya, Etiyopya ve Doğu Akdeniz) Türk sanayisine olan ilgiyi teşvik ediyor. Dünyanın en büyük 12. silah ihracatçısı haline gelen Türkiye’nin ilerleyen dönemlerde daha fazla yatırım çekmesi muhtemel.

Özellikle Türkiye’nin Araştırma ve Geliştirmeye (AR-GE) aktardığı ortalama yıllık 10 milyar dolar Türk sanayisini daha modern hale getirdi. 2003-2023 döneminde 166 milyar dolarlık AR-GE yatırımı Türk sanayi firmalarını teknoloji merkezli dönüştürdü ve dünyayla daha entegre yaptı. Dünyanın en büyük 13. sanayisini inşa eden ve 80 binden fazla üretim tesisiyle ürün çeşitliliğine sahip Türkiye’nin potansiyel taşıdığı ve daha fazla yatırımcı çekmesi beklenebilir. Sonuç itibariyle Ocak-Nisan 2024 dönemi mevcut potansiyel ve yatırım ivmesinin önemli bir göstergesi olarak okunabilir.

Deniz İSTİKBAL-WorldofTürkiye

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.