Connect with us

GÜNDEM

Melih Bulu’nun 6 ayı: Bir iktidar memurunun hazin sonu!

KAYYUM GİTTİ ÖĞRENCİLER KALDI!

Yayınlanma:

|

Yeni yılın ilk günlerinde, 2 Ocak 2021’de Melih Bulu, AKP tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atandı.

AKP ilçe başkanlığı, il başkan yardımcılığı, belediye başkanlığı aday adaylığı ve en son İstanbul Milletvekili adaylığı yapmış olan Melih Bulu’nun Boğaziçi’ne atanmasına öğrenciler ve akademisyenler büyük bir tepki gösterdi. Tepki okul bileşenleriyle de sınırlı değildi. Bu önemli eğitim kurumuna yapılan partizan müdahaleye kamuoyu da duyarsız kalmadı.

Atamanın hemen ardından bir açıklama yapan Türkiye Komünist Gençliği, “Melih Bulu’nun da atanmış 3 memurun da rektörlüğünü kabul etmiyoruz. Kendilerinin alacağı hiçbir karar meşru değildir. İstedikleri kadar uğraşsınlar, üniversiteler yobazların çuvalına sığmaz. Boğaziçi Üniversitesi’nde ve tüm üniversitelerde öğrenciler kazanacak!” diyecekti.

Gelen tepkilerin ardından YÖK tarafından yapılan açıklamada Bulu’ya sahip çıkılmış, “Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından üniversiteye rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu, diğer adaylar gibi rektörlük başvuru şartlarını sağlamaktadır. Bir üniversiteye rektör (adayı) olabilmek için, eski veya yeni hiç bir mevzuatımızda ilgili üniversitenin kadrolu profesörlerinden biri olma gibi bir koşul aranmamıştır” denilmişti.

Ancak işler ne YÖK’ün ne de pervasızca bu karara imza atan Erdoğan’ın istediği gibi gidecekti… Bulu getirildiği makam açısından hiçbir meşruluk taşımadığını görmesine rağmen iktidar desteğine güvenip koltuğu bırakmamakta ısrar etti. Açıkça “birkaç aya unutulur” ifadelerini kullandı. Ancak unutulan, haberi bile olmadan kapının önüne konan kendisi oldu.

Okul kapısına kelepçe

Öğrenciler yaşanan bu gelişmenin ardından hızlıca eyleme geçerken, üniversitede toplanan yüzlerce öğrenci, kayyum rektöre geçit vermeyeceklerini ilan etti. Öğrencilerin eylemi polis saldırılarına konu olurken, saldırılara verilen yanıt daha da büyük bir direniş oldu.

Polisin üniversitenin kapısına astığı kelepçe, direnişin simge karelerinden biri oldu

Öğrencilere operasyon

Öğrencilerin kayyum rektöre karşı eylemleri giderek büyürken, 5 Ocak tarihinde bu kez protestocu öğrencilerin evine polis baskını düzenlendi, çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.

Boğaziçi öğrencilerine yönelik yapılan operasyonda, evde olmayan öğrencinin evine polis böyle girmişti!

‘Aynı gemideyiz’ dedi

Tepkiler sürerken, Bulu tipik bir AKP’li açıklaması yaparak “aynı gemideyiz” diyecek, “Boğaziçi’nin taraf olmadığı problemlere malzeme yapılması en çok Boğaziçi’ne zarar verir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz. O sebeple Üniversite olarak asıl bizim işimiz olan Bilimsel Üretim’den uzaklaştıracak her türlü girişime de birlikte karşı gelmemiz gerekir diye düşünüyorum” ifadesini kullanacaktı.

İçişleri öğrencileri hedef aldı: Hadsiz eylem

İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı ise öğrencilerin kayyum rektöre karşı eylemlerini hedef alarak, “Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleşen bir protesto gösterisi sırasında Türk polisine yönelik atılan hadsiz slogan, bizleri son derece üzdü. Polislerimize katil denmesini bizim kabul edebilmemiz ve buna sessiz kalmamız mümkün değildir” diyecekti.

Akademisyenler de eyleme geçti

Süreç boyunca eylemlerine kesintisiz devam eden akademisyenler, ilk olarak 5 Ocak’ta rektörlüğe sırtlarını dönerek yaptıkları eyleme başladılar ve bu eyleme Bulu gidene kadar devam ettiler. Akademisyenler 7 aydır geri adım atmadan okulun bahçesinde yaptıkları eylemlerle Bulu’nun Boğaziçi’nde kabul görmeyeceğini açıkça göstermiş oldular.

Hiçbir yardımcı bulamayan Bulu’nun dramı

AKP’nin büyük desteğini alan Bulu, aynı desteği okul içinde bulamadı. 

Bulu rektör yardımcısı atamakta zorluk çekerken, bu konuda talepte bulunduğu birçok isim Bulu’yu geri çevirecekti.

Okulda bulunan az sayıda destekçi ise Bulu’nun meşruiyetini sağlamasına yeterli olmayacaktı.

Tutuklanan, gözaltına alınan öğrenciler…

Boğaziçi’nde öğrencilerin ısrarlı eylemleri AKP’nin talimatıyla polis baskını ve saldırılarına konu olurken, eylemler boyunca tam 11 kişi hukuksuz şekilde tutuklandı, onlarca öğrenci ve direnişe destek veren yurttaş gözaltına alındı.

Tutuklu öğrenciler verilen mücadeleler ve yükselen tepkiler sonrası tahliye edildi.

Erdoğan da destek verdi ama: Yürekleri yetse

Erdoğan devam eden protestolar sonrası Bulu’ya ilk destek açıklamasında “Önüme 9 aday geldi. 9 adaydan bir tanesi olan Melih Bey’in atamasını yaptım. Melih Bey alanında başarılı bir arkadaş. Bazı televizyon kanalları istifa etmelidir diyor. Yürekleri yetse Cumhurbaşkanı da istifa etmeli diyecekler” ifadesini kullanacak, “Osman Kavala denilen, bu ülkede Soros’un adeta ofisi olan kişinin karısı da aynı şekilde, Boğaziçi Üniversitesi’nde bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır. Nadide bir üniversitemizi alın karıştırın mı diyeceğiz” şeklinde konuşacaktı.

6 ay hayali çöktü

Ancak verilen tüm iktidar desteğine rağmen Bulu görev süresi boyunca üniversitede en ufak bir meşruiyete sahip olamadı.

Üstelik Bulu, eylemlerine ve direnişlerine kesintisiz şekilde devam eden öğrencileri ve akademisyenleri hafife almakla nasıl bir hata yaptığını da gördü.

Öğrencilerin ve akademisyenlerin istifa çağrılarına yanıt olarak “Asla istifayı düşünmüyorum. Başta bu krizin 6 ay içinde biteceğini öngörmüştüm, öyle de olacak” diyen Bulu, göreve getirildikten 6 ay sonra bir kararnameyle görevden alındı.

Bulu, Resmi Gazete’deki kararı görmeden önce çıkan haberlere ilişkin verdiği yanıtla görevden alındığından haberi bile olmadığını ortaya koydu, daha da güç duruma düştü.

Görev süresi boyunca üniversitede resmi olarak “rektör” sıfatını taşımasına rağmen bu sıfatın gerektirdiği hiçbir adımı atamayan, görev süresi boyunca en ufak bir meşruiyeti olmayan Bulu, geldiği gibi bir kararnameyle ama bu kez direniş kararnamesiyle kapının önüne konulmuş oldu.

sol.org.tr

Okumaya devam et

Ali Coşkun

30 HAZİRAN: AY SONU UYARILARI

Yayınlanma:

|

Yazan:


Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.

Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;

1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi

Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.

Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.

Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.

2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)

Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.

Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.

İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.

3. Takas Çek Ödemeleri

Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.

Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.

Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.

4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler

KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.

Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.

Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.

Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.

3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.

Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.

Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.

5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları

Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.

Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.

Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.

Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.

Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.

Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.

Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan

Yayınlanma:

|

Yazan:

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan: Şirket, Dernek, Vakıf ve Siyasi Partiler Açısından Hukuki Geçersizlik

Hukuk düzeninde bazı işlemler, baştan itibaren geçersiz sayılır. Bu tür işlemler “mutlak butlan” (yokluk) kavramı ile açıklanır. Türk hukuk sisteminde; şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler gibi tüzel kişiler açısından da bu geçersizlik ciddi sonuçlar doğurur.

Mutlak Butlan Nedir?

Mutlak butlan; hukuka, kamu düzenine, ahlaka veya emredici şekil kurallarına aykırı bir hukuki işlemin başlangıçtan itibaren hükümsüz olması halidir. Bu işlemler sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir. Mutlak butlan hâlinde:

  • Herkes geçersizliği ileri sürebilir.

  • Mahkemeler re’sen (kendiliğinden) dikkate alır.

  • Zamanaşımı söz konusu değildir.

  • Hukuki sonuç doğurmaz.

1. Şirketlerde Mutlak Butlan

Ticaret hayatında şirketler üzerinden gerçekleştirilen bazı işlemler, hukuki şekil şartlarına ve kanuni kurallara aykırıysa mutlak butlan gündeme gelir.

Örnekler:

  • Geçersiz Kuruluş: Asgari sermaye şartını taşımayan bir anonim şirketin kurulması.

  • Kanuna Aykırı Amaç: Yasa dışı işler (örneğin kaçakçılık) için kurulan şirketler.

  • Şekil Eksikliği: Genel kurul toplantısı, zorunlu çağrı ve nisap şartları olmadan yapılırsa alınan kararlar geçersizdir.

2. Derneklerde Mutlak Butlan

Dernekler Kanunu’na göre, bir derneğin hem kuruluş hem de faaliyet süreçlerinde kamu düzeni ve yasalara uygunluk esastır. Aksi hâlde mutlak butlan söz konusu olur.

Örnekler:

  • Kanunsuz Kuruluş: Dernek tüzüğü, yürürlükteki yasalara aykırıysa (örneğin yasadışı örgüt propagandası içeriyorsa).

  • Geçersiz Genel Kurul: Üyelerin haberi olmadan yapılan toplantıda alınan kararlar hükümsüzdür.

  • Amaç Ahlaka Aykırı: Toplumda nefret, ayrımcılık, ırkçılık gibi ahlaka aykırı fikirleri yayan dernekler geçersiz sayılır.

3. Vakıflarda Mutlak Butlan

Vakıflar, kuruluşlarında sıkı şekil şartlarına tabidir. Bu şartlara uyulmaması hâlinde vakıf tüzel kişiliği oluşmaz.

Örnekler:

  • Resmî Senet Eksikliği: Noter huzurunda düzenlenmeyen vakıf senedi geçersizdir.

  • Mal Varlığı Devri Yoksa: Kurucu tarafından belirtilen taşınmazın vakfa devri yapılmamışsa kuruluş yok hükmündedir.

  • Kamu Düzenine Aykırı Amaç: Terör finansmanı veya ayrımcı amaç güden vakıflar geçersizdir.

4. Siyasi Partilerde Mutlak Butlan

Siyasi partiler, Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olarak faaliyet yürütmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi, bu konuda nihai denetim merciidir.

Örnekler:

  • Anayasa’ya Aykırılık: Laiklik, insan hakları, devletin bütünlüğü gibi ilkelere aykırı partiler kapatılır ve işlemleri mutlak butlanla geçersiz sayılır.

  • Usulsüz Kurultay: Parti tüzüğüne aykırı yapılan seçimler geçersizdir.

  • Tüzük ve Program İhlalleri: Toplumsal barışa tehdit oluşturan ifadeler taşıyan programlar yok hükmündedir.

Tüzel Kişilerde Hukuki Ciddiyet Şart

Mutlak butlan, yalnızca bireysel sözleşmelerde değil; kurumların varlığını ve işlemlerini de doğrudan etkileyen bir hükümsüzlük türüdür. Şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler; kuruluş ve faaliyet süreçlerinde şekil, içerik ve amaç yönünden hukuka uygun davranmadıklarında, yaptıkları işlemler geçersiz sayılır. Bu durum, hem kamu düzeninin korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

Yayınlanma:

|

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

  • Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

  • Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

  • Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

  • Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

  • Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

  • Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

  • Tüketim kültürü ve reklamlar

  • Sosyal medya ve gösteriş toplumu

  • Finansal okuryazarlık eksikliği

  • Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

  • Kısa vadeli politikalar

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

  • Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

  • Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

  • Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

  • Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.