Veri bugün hayatımızda oldukça önemli bir yer tutuyor, öyle ki yalnızca 2020 yılında insanlar her gün yaklaşık 500.000 Tweet attı, 306,4 milyar e-posta gönderdi ve saniyede ortalama 1.7 MB veri oluşturdu. Bunun sonucunda 2020 sonu geldiğinde yaklaşık 44 Zettabyte büyüklüğünde veri tüm dijital evreni oluşturuyordu. İşin ekonomik boyutundan baktığımızda ise, Dünya GSYİH’sının %70’i dijitalleşmeden geçmiş durumda ve 2025 yılına kadar 200 Zettabyte büyüklüğünde veri bulut sistemler üzerinde depolanacak. Kısacası, 2020 yılına kadar oluşan tüm dijital evren inanılmaz bir büyüme ile 5 yıllık bir sürenin sonunda tam 5 katına çıkacak !!
Sahip olacağımız verinin büyüklüğünü, sağlayacağı ekonomik değeri ve içinde barındıracağı bilgi birikimini hayal etmek bile çok zor. Hal böyle olunca ister istemez bu hacimde bir veriden nasıl faydalanabileceğimizi, ne gibi değerler üretebileceğimizi sorguluyoruz her fırsatta. Hangi sektörden olursa olsun herkesin Yapay Zeka cevabını vereceğini tahmin etmek çok zor değil gibi, fakat yapay zeka bile bu kadar hızlı şekilde verinin üretildiği bir Dünya’da ve değişken koşullarda, ürettiği modeller ne kadar başarılı olursa olsun iyileştirme ve sürekliliği sağlama konusunda şimdiden sıkıntılara yol açabiliyor. Ortaya konan bu tutarlılık sorunu AI ve ML konusunda yeni operasyonel iş yüklerini de beraberinde getiriyor. Hal böyle iken, MLOps olarak hayatımıza son yıllarda giren kavram, kuruluşların önemli bir AI becerisi açığını kapatmasına yardımcı olabilir; Yöneticilerin %68’i, kuruluşlarının yapay zeka becerileri açığını orta ile aşırı olarak tanımlarken, %27’si bunu önemli veya aşırı olarak değerlendirmektedir ve yapılan değerlendirmeye göre MLOps ile AI süreçlerini kurgulamanın sorunun çözümündeki en güçlü yön olması beklenmektedir.
Bu açıdan MLOps, AI çözümlerini eğitme, test etme, dağıtma, izleme ve yönetme süreçlerine otomatik kendini geliştirme, versiyonlama, kontrol ve otomasyon getiren bir dizi uygulama ve aracı bir bütün olarak ele almaktadır. Bu otomasyon, ekiplerin yeni fikirleri keşfetmesine, geliştirme ve operasyon maliyetlerini düşürmesine, bunlar hakkında hızla geri bildirim almasına ve yapay zeka süreçlerinde en verimli noktalara odaklanmasına olanak tanır.
Yapay zeka projeleri, çok fazla araştırma ve deneme içerir çünkü yapay zeka tarafından çözülen problemler genellikle doğrusal değil değişkendir. Soruna sistematik ve verimli bir şekilde yaklaşmak için yapay zeka modeli uygulamasının testleri, eğitimi ve dağıtım işlem hatlarını otomatikleştirerek hızlı, güvenilir ve tekrarlanabilir olması gerekir. Ek olarak, proje ekibinin altyapıyı geliştirmeden üretime kadar standart hale getirmesi ve baştan sona sağlam bir güvenlik planlaması yapması gerekiyor.
AI modelinin beklendiği gibi çalışmaya devam ettiğini doğrulamak ve sürekliliği sağlamak için MLOps’un önemli bir unsurudur. Makine öğrenimi algoritmaları yeni verilere ve deneyimlere yanıt olarak insan yönlendirmesi olmadan iyileştirmek için uyarlandığından, izleme hayati önem taşır. Zaman içinde model kaymasını tespit etmek ve buna karşı tutarlı yeni modeller geliştirmek için süreçleri uçtan uca yönetim ve otomasyon işlevselliğini hayati önem taşımaktadır.
MLOps Kurumlara Ne Sağlar ?
MLOps, Yapay Zeka uygulamalarında yaşanan bu sorunlara çözüm olarak Makine Öğrenmesi modellerinin tasarım, uygulama ve yönetiminin tüm yaşam döngüsüne odaklanarak sonuçları yönlendirir. Operasyonel süreci yukarıdaki MLOps Yaşam Döngüsü grafiğinde göreceğiniz gibi Model Geliştirme, Model Operasyonu ve Sistem Operasyonu olmak üzere 3 alt başlıkta ele almaktadır.
MLOps, DevOps’un temel prensiplerini yapay zeka uygulamalarında olgunlaştırmayı amaçlar; otomasyon (tekrar tekrar yazılımsal geliştirmenin aksine); konumlandırma (tek seferlik kullanımın aksine yayılma); süreç (entegrasyon, test etme ve serbest bırakma); ve altyapı konuları ile uçtan uca senaryolaştırılarak her defasında aynı süreci yeni verilerle uygulayıp güncel model oluşturma, dinamik raporlama ve sürekliliği bu şekilde kontrol altında tutma üzerine odaklanır.
Başarılı ve olgun MLOps sistemleri, daha çeşitli, donanımlı, içerisinde her seviyeden veri bilimcileri, veri mühendisleri, yazılım mühendisleri, Ar-Ge uzmanları, süreç mühendisleri ve iş geliştirme yetkililerini barındıran geniş ölçekli bir ekip gerektirir. Bu ekip, MLOps dahilinde yinelemeli makine öğrenimi modelleri ve geliştirme aşamalarında birçok deney içeren temel iş kollarını tekrar tekrar üretmek yerine, tüm bu operasyonel süreçleri uçtan uca otomatik hale getirerek, kendini geliştiren ve yönetebilen bir sistem ortaya koyarlar.
DevOps süreçlerinde görmeye alışkın olduğumuz standart birim ve entegrasyon testine ek olarak, makine öğrenimi testinin yapay zeka modellerini doğrulaması ve bunları yeniden eğitmesi gerekir, MLOps bu noktada otomatik olarak bu sürecin sorumluluğunu kendi üzerine alır.
Modeller üretime geçtiğinde başta doğruluk oranı ve model performansı olmak üzere pek çok şey değişebilir. Veri profilleri ile son kullanıcı tercihleri gelişecek ve sonraki süreçleri etkileyecektir, kritik varsayımların ve parametrelerin güncel halleri sisteme MLOps sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ile dahil edilir.
MLOps Sürecine Giden Yol . . .
MLOps’a ve daha etkili ML geliştirme ve dağıtımına giden yol, iş sorunları ve sonuçlarıyla net bir bağlantıya sahip doğru kişilerin, süreçlerin, teknolojilerin ve işletim modellerinin seçilmesine bağlıdır. Gartner bu noktada ideal bir MLOps sürecinin yetkinlik ve rol özelinde işleyiş modelini yukarıdaki gibi bir geniş perspektif üzerine oturtmaktadır.
Farklı rol ve sorumluluklara sahip kişiler ortak noktada buluşmalıdır; Şirketler, önceden yapılandırılmış çözümlere yatırım yaparken aynı zamanda yapay zeka uygulayıcılarını ve veri bilimcilerini tek bir uygulamada bir araya getirmeye yatırım yapmalıdır. İş ve alan uzmanları, iş modelleri ile kullanım örnekleri oluşturabilir, veri bilimi uzmanları makine öğrenimi modellerinde yeniliği yönlendirebilir ve veri ile makine öğrenimi mühendisleri, hızlı makine öğrenimi modellerini bir araya getirmek için otomatik makine öğrenimi araçlarını kullanabilir.
Otomasyonun süreçlere dahil edilmesi gereklidir; MLOps, yeniden kullanılabilir yazılım, otomatikleştirilmiş veri hazırlama ve işbirliği ile modellerin sürümlerini oluşturmayı amaçlar. Böylece, bir veri bilimcisi tek seferlik oluşturulan modellere dayalı olarak kullanım senaryolarını yeniden kullanabilir veya hızlandırabilir.
Kabul edilebilir, gerçekçi başarı metrikleri ve kriterleri belirlenmelidir; Başarı kriterlerini ifade etmek, bir ön hazırlık yapmak ve performans standartlarını entegre etmek kritik öneme sahiptir.
MLOps, Yeni Nesil Yapay Zeka Uygulamalarının Merkezinde Yer Alır !
Yapay zeka ve makine öğrenmesi kurumsal çapta benimsendiğinden, model yapılarının açıklanabilir olması gerekir; model oluştururken temel verilerin güvenilir; etkileri ölçülebilir; sonuçların sürdürülebilir; sistem tasarımlarının ölçeklenebilir ve yapılan hatalı tahminlemelerden varsayımlar çıkararak kendini eğitip yeni versiyonlarda modelleri olgunlaştırabilir olmalıdır.
Makine öğrenmesi teknolojinin getirdiği diğer tüm güçlü araçlar gibidir. Doğru kullanıldığında, veriye dayalı karar verme süreçlerinin oluşturulmasına yardımcı olabilir. Öte yandan, yanlış dağıtım, amaçlanan iş sonuçlarına zarar verir. Makine öğreniminin en büyük avantajlarından biri, büyük ölçekte analiz ve içgörü hızıdır, ancak yanlış yönlendirilirse, modeller aynı hız ve ölçekte yetersiz ve hatta kötü kararlara neden olabilir. Bundan kaçınmak için, MLOps mimarilerimizin tasarım aşaması sırasında tüm yapay zeka ve makine öğrenmesi süreçlerimizi kontrollü ve standartlara uygun olarak belirlememiz, ürün ve kabul testlerini gerçek hayata uygun şekilde gerçekleştirmemiz, başarı kriterlerini son kullanıcıyı memnun edecek seviyelerde belirlememiz gerekir.
Maddi Duran Varlıkların Muhasebeleştirilmesinde Maliyet ve Yeniden Değerleme Modelleri
Maddi duran varlıklar, işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için sahip oldukları fiziksel varlıklar arasında yer alır. Bu varlıkların finansal tablolara doğru şekilde yansıtılması, hem yatırımcıların hem de finansal analiz yapanların sağlıklı kararlar alabilmesi açısından büyük önem taşır. Uluslararası Muhasebe Standartları çerçevesinde, maddi duran varlıkların finansal tablolarda gösterimi için iki temel model mevcuttur: maliyet modeli ve yeniden değerleme modeli.
1. Maliyet Modeli
Maliyet modeli, bir varlığın ilk muhasebeleştirilmesinden sonra, finansal tablolarda maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa değer düşüklüğü zararları düşülerek gösterilmesini esas alır. Bu yaklaşımda varlık, edinildiği tarihteki maliyet değerine sadık kalınarak bilançoda yer alır. Bu yöntem; basit, anlaşılır ve uygulaması görece kolaydır. Ancak ekonomik ortamda meydana gelen değişimlerin, özellikle enflasyonist etkilerin, varlığın gerçek değerini yansıtmasını engelleyebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
2. Yeniden Değerleme Modeli
Yeniden değerleme modeli ise, maddi duran varlıkların gerçeğe uygun değeri üzerinden muhasebeleştirilmesine olanak tanır. Bu modelde, varlıkların güncel piyasa değerleri düzenli olarak ölçülür ve finansal tablolarda bu güncel değerler üzerinden yer alır. Ancak bu yöntemin uygulanabilmesi için gerçeğe uygun değerin güvenilir bir biçimde ölçülebilir olması gerekir.
Yeniden değerleme sonucu oluşan tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerden, sonraki dönemlerdeki birikmiş amortisman ve değer düşüklüğü zararlarının çıkarılmasıyla belirlenir. Varlıkların değerleri önemli ölçüde değiştiğinde yeniden değerleme yılda bir kez yapılmalıdır. Eğer değer değişimi önemsiz düzeydeyse, bu işlem 3 ila 5 yılda bir gerçekleştirilebilir.
Bu yöntemle finansal tablolar daha gerçekçi bir varlık değerlemesi sunar; ancak değerleme işlemlerinin karmaşıklığı, maliyetleri ve değerleme sıklığının doğru belirlenmesi gibi uygulama zorlukları içerir.
3. Uygulamada Önemli Hususlar
Bir varlık sınıfındaki tüm kalemler eş zamanlı olarak yeniden değerlemeye tabi tutulmalıdır. Bu, aynı varlık grubunda farklı tarihlerde yapılan değerlemelerin finansal tabloları yanıltıcı olmasının önüne geçmek içindir.
Alternatif olarak, kısa sürede tamamlanacak ve güncelliğini koruyacak şekilde dönüşümlü yeniden değerleme de yapılabilir.
İlk kayıt ve ölçüm aşamasında tüm duran varlıklar maliyet bedeliyle kayda alınır. Ancak sonraki ölçümlerde işletme tercihini maliyet modeli veya yeniden değerleme modelinden yana kullanabilir.
4. Değer Düşüklüğü Testi
Maddi duran varlığın finansal tablolarda gösterilen defter değeri ile geri kazanılabilir tutarı karşılaştırılır. Geri kazanılabilir tutar, kullanım değeri ile net gerçeğe uygun değer kıyaslanarak büyük olanı esas alınır. Eğer defter değeri, geri kazanılabilir tutardan yüksekse, bu fark kadar değer düşüklüğü zararı kaydedilir.
Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.
Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;
1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi
Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.
Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.
Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.
Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.
Zombi Şirket Nedir?
Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:
Sürekli borç çevrimi
Siyasi baskılarla alınan krediler
İflas erteleme ya da konkordato kullanımı
Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar
bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.
Ekonomiye Verdikleri Zararlar
1. Kaynakların İsrafı
Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.
2. Rekabetin Bozulması
Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.
3. Banka Bilançolarında Risk
Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.
4. Yatırımcı Güvensizliği
Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.
5. Verimlilik Kaybı
Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.
Türkiye Örneği: Sessiz Kriz
Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.
KGF destekli krediler,
İflas erteleme/kurtarma kültürü,
Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,
bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.
Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş
Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:
Bankacılık krizine,
İşsizlik artışına,
Güvensizlik ortamına,
neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.
Yaşayan Ölülerden Kurtulmak
Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.
Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.
Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.
Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;
1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi
Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.
Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.
Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.
2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)
Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.
Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.
İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.
3. Takas Çek Ödemeleri
Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.
Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.
Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.
4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler
KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.
Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.
Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.
Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.
3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.
Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.
Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.
5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları
Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.
Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.
Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.
Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.
Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.
Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.
Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.