Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Nerede kalmıştık? :)

Yayınlanma:

|

  • Sizlerden uzak kaldığım günlerde, biraz da zihin yatırımı yaparak mola hakkımı kullanmak istedim. Kısacık sürede neler olmuş neler. Öncelikle sıcak gündem ile başlayalım. ABD’de Başkan adayı Trump suikaste uğradı. Trump, Pensilvanya mitingi sırasında kulağından vuruldu, ancak saldırı sonrası sağlık durumunun iyi olduğu açıklandı. 1981 yılında Ronald Reagan’a yönelik suikast girişiminden bu yana ABD başkanına veya büyük parti adayına yönelik ilk saldırı olduğunu not edelim. Her ne kadar geçen haftalarda düzenlenen münazarada Biden’ın mental ve fiziksel olarak oldukça zayıf bir görüntü sergilemesi, sonrasında ise, Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky’i Putin olarak tanıtması hatta yardımcısı Harris’i karıştırması sonrası Trump’ın seçim maratonun göğüsleyeceğine büyük sans tanınsa da, hafta sonu cereyan eden gelişmeler sonrasında Trump zaferine kesin gözüyle bakılıyor.
  • Yabancı basında, Trump için ‘pro-market’ ifadesinin kullanıldığına sıklıkla rastlıyorum. Trump’ın genel olarak piyasa dostu politikalar izlediğini, ekonomiyi ve piyasaları destekleyen, iş dünyası ve yatırımcılar için daha elverişli koşullar oluşturan politikaları tercih ettiği görüşüne katılacağınızı düşünüyorum. Elbette bu durum, bütçe açıkları ve enflasyon endişelerini de beraberinde getireceğini göz ardı etmeyelim. Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda, FED Bankası Başkanı Powell’ı da yeniden atamama kararını dikkate değer buluyorum. Trump’a yönelik suikast girişimi sonrası, yatırımcılar ve bazı iş dünyası liderleri (Elon Musk gibi) Trump’a desteğini artırmış durumda. Bu da Trump’ın yeniden seçilme şansını ve piyasalardaki beklentileri oldukça güçlendirdiğini söylemem gerekiyor.
  • Öte yandan, geçen hafta FED Başkanı Powell’ın yılda iki kez gerçekleştirilen Kongre savunmasında enflasyonla ilgili bildiğimiz açıklamalarını yenilerken,  istihdam piyasası ile ilgili yorumu piyasalarda yankı buldu. Powell, istihdam riskine dikkat çekerken, geç ve az faiz indirimlerinin de riskli olduğunu söylemesi FED’in faiz indirimlerine hazırlandığının açık bir göstergesi olarak yorumlandı. Not etmek gerekirse, her ayın ilk Cuması açıklanan ABD istihdam raporuna göre işsizlik oranı %4,1’e yükselerek son 3 yılı aşkın bir sürenin zirvesine geldi! Akabinde, büyük bir merakla takip edilen ABD TÜFE enflasyonu da piyasa beklentilerine göre daha olumlu sonuçlandı. Haziran ayında yıllık manşet TÜFE artışı ve yıllık çekirdek TÜFE artışı piyasa beklentisinden daha iyi sonuçlanarak faiz indirim beklentisini artırdı. Faiz vadeli kontratları, FED’den bu yıl üç adet 75 baz puan (3 x 25bsp) faiz indirimine (18 Eylül, 7 Kasım, 18 Aralık) işaret ederken, risk iştahını da arttığını görüyoruz.
  • Gelişmelerin piyasa yansımasına bakarsak, riskli varlık sınıfına giren enstrümanlarda alımlarım hız kazandığını not edelim. Hisse senetleri küresel bazda yükselişe geçerken, ABD’de en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P 500 endeksi ve Dow Jones sanayi endeksi Cuma günü rekor seviyelere ulaştı: S&P500 bu yıl %18 artış gösterdi! ABD’de orta ölçekli şirketlerin yer aldığı Russell2000 endeksi haftayı %6 yükselişle son 2,5 yılın zirvesinde tamamladı. ABD Doları küresel bazda değer kaybederken, EURUSD paritesi de 1,09 seviyesinin üzerinde haftalık kapanış yaparak son 4 ayın en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi. İngiltere seçimleri ardından kraliyet aslanı Sterlin 1,30 seviyesine dayanarak son 1 yılın zirvesine yükseldi. Altının ons fiyatı 2,410 dolar seviyesinin üzerine yükselirken, göz bebeğimiz gümüş ise bir kez daha 31 dolar seviyelerine temas ederek risk iştahının ne kadar güçlendiğini adeya haykırdı. Tahvil faizleri ise FED’den beklenen faiz indirimlerinin kuvvetlenmesi sonrasında (Eylül ayına yönelik faiz indirim beklentisi %90) Amerikan 10 yıllık devlet tahvil getirisi %4,18 seviyesine gerileyerek son 4 ayın en düşük seviyesini test etti. Direnişin parası bitcoin ise gereksiz işler yaparak geçen haftalarda 53bin dolar seviyesine kadar gerilemesi ardından yeniden 63bin dolar seviyesine dayandı. Petrol fiyatları ise İsrail ile Hamas arasında ateşkes konusunda ilerleme kaydedildiği yönündeki işaretlerin ardından haftayı düşüşle tamamladı.
  • Değerli okurlarımızdan uzak kaldığım geride bıraktığımız günlerde, İngiltere seçimlerini yerinde inceleme fırsatı buldum. Gördüğüm ve konuştuğum kadarı ile, 14 yıllık muhafazakar parti iktidarına karşı her kesimden büyük bir tepki oluştuğunu, özellikle de, ülkenin temel direklerinden biri olan sağlık sisteminin çöktüğü, sonuçlardan da anlaşılacağı üzere, kapitalizmin göbeği olan bir ülkede işçi partisinin büyük bir zafer kazandığını görüyoruz. Öte yandan, geçen hafta sonu yapılan Fransız seçimlerinde büyük bir sürpriz yaşandı. Seçimi Sol Blok ilk sırada tamamlarken Macron’un partisi ise ikinci sırada yer aldı. Galibiyetine kesin gözüyle bakılan Aşırı Sağcıların ise üçüncü olduğunu gördük. Dünyada aşırı sağın güç kazandığından büyük resimde endişe edilirken, Türkiye yerel seçimlerinde de olduğu üzere, dünyanın her yerinde seçmenin başta ekonomik sorunlar özelinde kararlılığını çok iyi bir şekilde sandığa yansıttığını görüyoruz.
  • Dönelim Türk mali piyasalarına… BİST100 endeksi tarihinde ilk kez 11bin endeks seviyesinin üzerinde kapanış yaparak tüm zamanların zirvesine ulaştı. Hatırlanacağı üzere Mart başında 11-12 bin endeks seviyesini hedeflediğimizi belirtmiştik. Bugün okununca bayat bir haber gibi görülse de, Çin ile ekonomik ve ticari ilişkiler ön plana çıkarken BYD’nin 1 milyar dolara varacak yatırım haberini büyük mutluluk ile okudum. TCMB’nin net yabancı para pozisyonundaki iyileşme geçen hafta ivme kazanmış. Son verilere göre, yani 11 Temmuz’da, swap ve kamu dövizleri hâriç TCMB net rezervleri artı 14,3 milyar dolar seviyesine geldi. CDS risk primi 255 baz puan seviyesine gerilerken, yurtdışı olumlu havanın da yardımı ile Türkiye Hazinesi 2032 vadeli 1,75 milyar dolar tutarındaki tahvil ihracını başarıyla tamamladı. Eurobond ihracına 4 katına yakın talebin geldiğini not edelim.
  • Uzun süre 32,2 seviyelerinde yatay bir seyir izleyen ve TCMB’nin kurun düşmemesi için sarfettiği çabadan sonra son günlerde kurun psikolojik 33 seviyesine oturduğunu not edelim. Otoritenin dezenflasyon sürecini tesis etmek adına kurun yükselişini kontrol altında tutması gerekirken, uzun süredir yatay seyreden kur sonrası TL’nin reel anlamda değerlenmesinin de özel sektör için sorun yaratmaya başladığını not etmek gerekiyor. Basit bir matematikle, TL’nin aylık getirisi kabaca %4 civarında olduğu düşülürse ve kurun da 33,00 olduğu varsayımından hareketle, bir ay sonra eğer kur 34,30 seviyesinin üzerine yükselmiyorsa, TL’de kalmak yatırımcısına avantaj sağlıyor. Biz uzun bir süredir TL’de kalmanın (en az Eylül ayına kadar) avantajlı olacağını akabinde ise kurun bir miktar yukarı yönlü ivmeleneceğini düşündüğümüzü yazıp çiziyoruz. Neden Eylül diye sorarsanız, TCMB’nin de FED ardından hatta FED’den tam da bir gün sonra (19 Eylül) tarihinde faiz indirimine bebek adımları ile de olsa başlayacağına ihtimal tanıyoruz. TL’nin uzunca bir süre reel mânâda değerli kalması, birçok sektör açısından sıkıntılı bir durum yaratmaya başladığını (turizm, ihracat) biliyoruz. Hülâsa, Eylül ayına kadar TL’ye yönelik majör bir hareket beklemezken, yıl sonuna doğru USDTRY kurunda yükselişin imve kazanmasını bekliyoruz.
  • Tenisin güçlü ismi genç yetenek Alcaraz, Wimbledon tek erkekler finalinde Djokovic’i müthiş ve ‘acımasız’ bir performansla 3-0 mağlup edip üst üste ikinci kez şampiyonluğa ulaştı. Haberlerde Clint Eastwood’un efsane film “No escape from Alcatraz” manşetlerine rastlarken, dün gece, bir tarafta İspanya krallığı, diğer tarafta ise Büyük Britanya Krallığının İngilteresi arasındaki UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası final maçında ‘kral’ İspanyollar oldu. İngiltere 58 senedir kupayı müzesine götüremeyerek bir kez daha “Football is coming home” diyemedi!
  • Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında keyifsiz bir başlangıç görüyoruz. Asya’nın göstergesi konumunda Japon mali piyasaları tatil nedeniyle kapalı konumda olurken, YEN, zayıf dolar argümanından beslenerek uzun bir süre sonra dolar karşısında haftayı toparlanarak tamamladı. Teknik mânâda 158 seviyesinin altında haftalık kapanışa dikkat edeceğiz. Japonya piyasalarının kapalı olduğu günde, Çin’de açıklanan büyüme verileri, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde, ikinci çeyrekte beklenenden çok daha yavaş büyüdüğünü gösterdi. Uzun süren emlak krizi Pekin’in daha da fazla teşvik uygulamaya ihtiyaç duyacağı beklentilerini canlı tuttu. Hong Kong borsası zayıf büyüme verileri ardından %1,4 gerilerken, Trump’ın suikasta uğraması ardından ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise hafif çaplı da olsa yükseliş görüyoruz.
  • Bu hafta ABD’de açıklanacak perakende satışlar, sanayi üretimi, konut başlangıçları ve haftalık işsizlik başvuruları önem arz ediyor. Öte yandan zayıf enflasyon verileri ardından FED Başkanı Powell’ın bugünkü konuşması, Avrupa Merkez Bankası’nın ise Perşembe günü yapacağı olağan toplantıda ise  faiz oranlarını %3,75 seviyesinde sabit tutması bekleniyor. Bu hafta kazanç açıklayan şirketler arasında Goldman Sachs, BlackRock, Bank of America, Morgan Stanley ve Netflix’in de yer aldığını hatırlatalım.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED gevşemeye ‘jumbo’ faiz indirimiyle başlarken iletişim ise zayıf kaldı..

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD Merkez Bankası (FED), dün akşam sonuçlanan iki günlük olağan faiz toplantısı ardından politika faiz oranını %5,25 – 5,50 bandından 50 baz puan indirimle %4,75 – 5,00 bandına çekti. FED, 2022’de 40 yılın en yüksek seviyesine çıkan enflasyondaki yükselişi kontrol altına almak amacıyla 18 aylık faiz artırım kampanyasını sonlandırdığı geçen Temmuz ayından bu yana politika faizini %5,25 – %5,50 aralığında tutuyordu. FED’in en son faiz indirimine Mart 2020’de (pandemi) soyunduğunu düşünürsek, karar tam olarak 4,5 yıl sonra gelmiş oldu. FED’in agesif bir adım atarak 50 baz puan faiz indirime tercihi, enflasyondan ziyade işgücü piyasasının sağlığına ilişkin artan endişelerin ardından geldiğini not edelim. Basın toplantısında, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde %2 hedefine yaklaştığına dair güvenin arttığına işaret eden Başkan Powell, FED’in işgücü piyasasındaki riskleri dengeleyerek fiyat istikrarını korumayı amaçladığına da vurgu yaptı.

Hatırlatma yapmak gerekirse, FED’in TCMB’de farklı olarak fiyat istikrarının yanı sıra azami istihdamı tesis etmek görevi de bıulunuyor. FED’in pandemi döneminde işletmeleri ve hâliyle insanı yaşatmak için para musluklarını sonuna kadar açıp faiz oranlarını da hızlıca sıfırlaması ardından enflasyon 40 yılın zirvesi çıkarak adeta patlamış, FED’de fiyat istikrarı tekrar tesis etmek adına faiz oranlarını ciddi oranda yukarı çekmiş ve dahası da 14 aydır da yüksek seviyede tutmuştu. Lâkin, her ilacın şifa etkisi kadar yan etkisinin de olduğunu düşünürsek, yüksek faiz oranları FED’in favori enflasyon göstergesi olan kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyonunu yıllık bazda %2,5 seviyesine kadar getirerek uzun vadeli enflasyon hedefi olan %2,0 seviyesine yaklaştığını teyit ederken, bu sefer de istihdam piyasaları ‘arıza’ çıkarmaya başladı. Şöyle ki, açık işgücü sayısı (JOLTS) neredeyse son 4 yılın en düşük seviyesine gerileyerek alarm zilini çaldı.

İstihdam ve enflasyon verileri birlikte ele alınırsa, FED’in dün akşam almış olduğu kararın arkasında enflasyonun güven vermesinden ziyade istihdama yönelik endişeleri payının çok da fazla olduğunu düşünüyoruz. 25 ile 50 baz puan arasında zigzag çizen piyasaların da sonunda istediğini aldığını not etmemiz gerekiyor. FED’in her ne kadar son zamanlarda doğru iletişimi yapmakta zorlandığını görsek de, nihayetinde doğru politika tercihini yaptığını düşünüyoruz. Karar ile birlikte yayınlanan projeksiyonlar da üyelerin enflasyon beklentileri aşağı yönde, işsizlik oranı ise yukarı yönde güncellediklerini gördük. Yılın geri kalan iki toplantısında FED’in faiz oranlarını toplam 50 baz puan daha düşürmeyi planladığını, 2025’te bir tam puan daha indirerek, 2026’da %2,75 – %3,00 aralığına çekmeyi planladığını görüyoruz.

Gelelim kararın piyasa yansımasına. Kararın piyasa beklentisi ile örtüşmesi sonrası ilk nazarda ABD Doları küresel bazda değer kaybetti. Bu minvalde, yakın dönemin zirvesini olan 1,12 seviyesini EURUSD paritesi bir kez daha test ederken, sterlin dolar karşısında 1,33 seviyesine gelerek son iki buçuk yılın en yüksek seviyesini test etti. Altının ons fiyatı 2,600 dolar seviyesine dayanarak tüm zamanların zirvesine yükselirken, rallide oldukça geride kalan ve son günlerde yeniden ön plana çıkardığımız gümüş 31 dolar seviyesinde bulunan kritik direncini bir kez daha zorladı. Rallide geride kalan bir diğer favori enstrümanımız olan direnişin parası bitcoin ise bir kez daha 62bin dolar seviyesine aşarak ön plana çıktı. Ara ara kâr satışlarına görülecek olsa da, uzun bir süredir bültenimizde yer verdiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

Piyasaların karar ardından ilk nazarda yukarıda da görüleceği üzere psikolojisi dolar sat ne bulursan al yönünde oldu. Doların piyasa kuru olan DXY son 14 ayın en düşük seviyesine gerilerken, piyasaların kılavuz kargası 10 yıllık ABD tahvil faizleri de hafif de olsa geriledi. Lâkin, Başkan Powell’ın faiz indirim kararı ardından düzenlediği basın toplantısında verdiği mesajları ile kazanımların pek de korunamadığını gördük. Powell, FED’in acelesi olmadığının altını çizerken bundan sonraki adımların 50 baz puan indirim şeklinde olmayabileceğine vurgu yapması ve bu bağlamda veri odaklı çizgilerini koruyarak her toplantıda ayrı ayrı değerlendirme yapacaklarını belirtmesi, piyasaları bir nebze de olsun üzdü. Bu sabah itibariyle, vadeli faiz kontratları, yılın son iki toplantısına yönelik toplam 75 baz puan faiz indirimi öngördüklerini (7 Kasım 50 baz puan, 18 Aralık 25 baz puan) hazır yeri gelmişken not edelim.

Powell’ın basın toplantısı sırasında verdiği mesajlar sonrası bu kadar büyük bir beklentinin fiyatlandığı gecede kâr satışları da gecikmedi. Piyasanın hevesi bir nebze de olsa kursağında ‘şimdilik’ kalsa da, risk iştahının yeniden artacağını ve yukarıda değindiğimiz üzere dolar zayıflığının bundan sonrası için ana tema olacağını düşünüyoruz. Bu minvalde, 31 dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda gümüş alacağız. Çok uzun süredir var olan altın uzun pozisyonlarımız korumaya devam edeceğiz. Her düşüşte yatırımcı kimliğimiz ile bitcoin biriktirmeye, 69bin dolar üzerinde haftalık kapanış durumunda ise  pozisyon artırımına gideceğiz.

Türk mali piyasalarında ise TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net döviz pozisyonu 16 ve 17 Eylül tarihinde 1,1 milyar; son on iş gününde ise 13,4 milyar dolar iyileşme kaydetti. Böylelikle, swap ve kamu dövizleri hariç net yabancı para pozisyonu +21,2 milyar dolar seviyesine yükselirken, kamu dövizlerini de dâhil manşet rakamın +29 milyar dolar seviyesine yükselerek son yılların en kuvvetli seviyesine geldi. Kurun son iki haftadır psikolojik 34 seviyesinin etrafında dar bir bantta hareket ederken TCMB’nin döviz alımlarının ivme kazanması ve karşılığında piyasalara verdiği TL miktarının artmasına paralel yaşanan likidite bolluğu ile TL referans faiz oranı (piyasada belirlenen faiz) TCMB’nin faiz koridorunun alt bandı olan %47 seviyesine kadar gevşedi. BIST100 endeksi dün günü yatay tamamlarken, bankacılık hisseleri günü %1 yükselişle tamamladı. CDS risk priminin ise 257 baz puana kadar gerilediğini not etmiş olalım.

FED kararı ardından ABD borsaları diğer enstrümanlarda olduğu üzere kazanımlarını koruyamayarak geceyi kâr satışlarına boyun eğer hafif de olsa ekside tamamladı. Bu sabah pasifiğin diğer ucunda ise güzel bir başlangıç olduğunu görüyoruz. FED’in faiz indirimi sonrası JPY değer kaybederken, ihracat odaklı şirketlere paralel gösterge endeks Tokyo borsası %2,5 yükselişle ön plana çıktı. Asya genelinde hâkim rengin yeşil olduğunun altını kalınca çizelim. ABD borsalarının dün akşam Powell sonrası kâr satışların yönelmesi ardından bu sabah ABD borsalarının vadeli işlemlerinde sert bir yükseliş görüyoruz. Nasdaq vadeli %1,4 yukarıda işlem görerek önde koşuyor. Bu iyimserliğin Avrupa borsalarına ve Borsa İstanbul’a da sirayet etmesini bekliyoruz.

FED sonrası gözler içeride TCMB, dışarıda ise İngiltere Merkez Bankası’nın olağan faiz toplantısını takip edecek. İngiltere tarafında özellikle enflasyon rakamlarının Ağustos ayında hizmet enflasyonunun yükseldiğini göstermesinin ardından faiz oranlarını %5’te sabit tutması beklenirken, Başkan Bailey’nin bir sonraki toplantıya yönelik faiz indirim sinyali vermesini bekliyoruz. TCMB’nin aylık olağan Para Politikası Kurulu toplantısının kararı ise KKTC saati ile  14:00 açıklanacak. Faiz oranlarının sabit tutulmasına kesin gözüyle bakılırken, karar metnine serpiştirilecek mesajlar ve son günlerde gerileyen piyasa faizlerine paralel sterilizasyon adımları dikkatle takip edilecektir.

FED 

17267194976d4bf4f3239619cdbbfdc26a4ce54e2d_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

2 yıllık KKM zararı: 1 trilyon 58 milyar lira

Bütçeye hiçbir yükü olmayacak diye tanıtılan olarak tanıtılan Kur Korumalı Mevduat kamuyu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğrattı. Aynı dönemde bütçede yapılan yatırımların toplamı 1.2 trilyon liraydı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ‘Kamu kaynaklarının halk için kullanımında neredeyiz?’ sorusuna yanıt aramak üzere bir araştırma gerçekleştirdi. Dr. Ozan Bingöl ve Dr. Buğra Gökce’nin katkılarıyla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, ‘Türkiye’nin israf karnesi’ başlığıyla rapor olarak yayımlandı. Raporda, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından bütçeye dolayısıyla da kamuya hiçbir yükü olmayacak bir politika aracı olarak tanıtıldığı hatırlatılarak, “Ancak Kur Korumalı Mevduat yüzünden kamu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğradı” tespiti yapıldı. Bununla birlikte raporda yer verilen bilgilere göre, KKM uygulaması nedeniyle sadece 2022 ve 2023 yıllarında 1.2 trilyon liranın üzerinde bir kamu harcaması yapıldığı ortaya çıkıyor.

OKULLAR, YURTLAR YAPILIRDI

Bu devasa harcama tutarı, KKM uygulaması için getirilen vergi istisnaları nedeniyle vazgeçilen vergi tutarları, Merkez Bankası’nın KKM ödemeleri nedeniyle zarar etmesi kaynaklı ödeyemediği Kurumlar Vergisi ve Hazine’ye aktarılmayan temettü geliri de dikkate alınarak hesaplandı. 1.2 trilyon liralık kamu harcamasına dikkat çekilen raporda, aynı dönemde Merkezi Yönetim Bütçesi’nde yer alan tüm yatırım harcamalarının toplamının da 1.2 trilyon lira olduğuna dikkat çekildi. Bu harcama ile yapılabilecek okul, hastane, öğrenci yurdu, yol, demiryolu, köprü, tünel gibi yatırımlar dikkate alındığında masraf ve israf kalemlerinin ne denli büyük olduğu görülüyor.

1.5 trilyonluk ‘saatli bomba’

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, eski Bakan Nureddin Nebati’nin ‘asrın buluşu’ olarak lanse ettiği KKM’nin yükünden kurtulmak istiyor. Ancak, ciddi bir döviz talebine yol açacağı için ekonomistlerin ‘saatli bomba’ olarak tanımladığı KKM’nin, kademeli atılan adımlarla tasfiyesi gerçekleştiriliyor. KKM stoku Ağustos 2023’te 3.4 trilyon TL ile rekor kırmış ardından Merkez Bankası’ndan gelen düzenlemelerle gerilemeye başlamıştı. Özellikle 1 Ocak’tan itibaren TL dönüşümlü yeni KKM hesabı açılamaması ve mevcut hesaplarında vade sonunda yenilenememesi tasfiye sürecini hızlandırmıştı. KKM bakiyesi geçen hafta 1 trilyon 574.7 milyar liraya düştü.

Mehtap Özcan ERTÜRK-Sözcü

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TUSİD Başkanı Bekir Topuz: Döviz yükselirse zam gelir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Sanayici İş İnsanları Derneği (TUSİD) Başkanı Bekir Topuz, son dönemde ihracat yapan iş insanlarının girdi maliyetlerinin yükselmesiyle beraber döviz kurundan dolayı yaşanan sıkıntıları ezber bozan bir açıyla yorumladı.

Düşük kurdan en çok etkilenen iş insanlarından biri olduğunu söyleyen Bekir Topuz, buna rağmen dövizin yükselmesini istemediğini vurguladı. Odatv’ye konuşan Bekir Topuz, bunun nedenini ise şöyle açıkladı:

“Ben geçen sene bir milyon dolar bozdurarak genel giderlerimi sağlıyordum, şimdi 1,5 milyon dolar bozdurarak sağlıyorum. Kurdan en çok etkilenen iş insanlarından biri olsam da dövizin yükselmesini istemiyorum. Bu sefer yine her şeye zam gelecek ve kısır döngü devam edecek”

Devletin ihracatı desteklediğini anlatan Bekir Topuz, “Devlet ihracatı desteklemek için şu anda yüzde 2 olan döviz dönüşüm desteğini belki yüzde 5-6’lara çıkartabilir, ihracatçıya özel bir kur olabilir fakat genel manada döviz çıktığı zaman herkes etkilenir” dedi.

Endüstriyel mutfak sektöründe faaliyet gösteren iş insanı Topuz, Konya’da toplam 2 milyar TL’lik yatırım yaptıklarını ifade ederek, 700 kişilik iş istihdamının 1.300’e çıkacağını kaydetti.

TÜRKİYE’YE İTHAL MAL SOKMUYORUZ

Türk yapımı endüstriyel mutfak ekipmanlarının Amerikan pazarına girerek Çin ve ABD ile yarıştığını vurgulayan Bekir Topuz, sektör olarak Türkiye’ye ithal mal sokmadıklarını açıkladı. Topuz şunları da kaydetti:

“Mesela sadece benim şirketim yıllık en az 30 milyon dolar ithalata engel oluyor. Türkiye’ye bakın artık ithal buzdolabı, pişirici, bulaşık makinesi veya diğerleri giremez. Bir şansları yok çünkü. Avrupa’dan daha kaliteli ürün üretiyoruz ve tüm dünyaya satıyoruz. Bu yıl ihracatta 40 milyon doları bulacağız”

PASLANMAZA EK VERGİ İHRACATI VE İSTİHDAMI VURUYOR

Son dönemde sektörde en çok konuşulan konulardan bir tanesi de paslanmaz çeliğe getirilen ek vergi olduğunu anlatan Bekir Topuz, “Tencereden, tavaya paslanmaz çeliğin kullanıldığı tüm mutfak malzemelerinde fiyatın yükselmesine neden olan ek vergi ve anti damping soruşturması, ihracatı da olumsuz etkiliyor. Bu yıl ihracat, ek vergi sonrasında daralmaya başladı. Yaklaşık 800 milyon dolarlık bir kayıp olacak. Ek vergi sonrası sektörde ciddi anlamda işten çıkarmalar başladı. Konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüştük. İstihdamda ve ihracatta daha fazla kayıp yaşanmaması için bir çözüm bekliyoruz” dedi.

Odatv.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.