Connect with us

GÜNDEM

Prof. Dr. BORATAV: Dolar hegemonyasının sonu? Bir bankerin görüşleri

Yayınlanma:

|

Başlıkta sözü edilen banker Zoltan Pozsar’dır. İsviçre’nin dev yatırım bankası Credit Suisse’in Kısa Vadeli Yatırım Stratejileri Bölümü’nün yöneticisi olduğunu öğreniyoruz.

Adını duymamıştım. Rusya’nın Ukrayna işgaline karşı Batı ittifakının uyguladığı yaptırımlar sonrasında Credit Suisse raporları olarak (12 Mart, 2 Ağustos, 17 Aralık, 29 Aralık 2022 tarihli) dört makale yayımladı.

En azından bir banker için “aykırı” metinler…  İkisinin başlığı, kapsamları hakkında bir fikir vermekte: “Yeni bir dünya para düzeninin doğuşuna tanık oluyoruz” ve “Savaş ekonomisine hoş geldiniz”.

Dünya sisteminin bugünkü sorunlarına ışık tutan özellikleri var. Aktararak değerlendirmek istedim.

Enflasyon sorunu

Yazar, Credit Suisse’te yöneticidir. En azından “görev duygusu gereği”, enflasyon sorunu üzerinde odaklanıyor.

Sözünü ettiğim yazılar, Ukrayna savaşının başlamasını izliyor. Savaş, yatırım bankası Credit Suisse’in müşterileri açısından ayrıca önem taşıyor. Pozsar onlara hitap ederek şu tespitleri ileri sürüyor. “Savaş, meta (commodity) akımlarını aksatır. Metaları, fabrikaları denetleyenler enflasyonu da yönlendirir. Enflasyonu yönlendirenler faiz oranlarını denetler. Faizler de genel olarak finansal servetin düzeyini belirlemiş olur.

Milyarlarca dolarlık finansal servet sahipleri sıradan rantiyelerden farklıdır. Onlar için finansal varlıklarının düzeyini korumak, artırmak öncelik taşır. Faizlerin yükselmesi, sıradan rantiyeleri sakinleştirir; ama finansal varlıklar (örneğin tahviller) değer yitirir.

Peki savaşın katkısı nedir? Meta üretimi aksar; arzı kısılır; enflasyon tetiklenir. Yazar, savaş öncesindeki düşük enflasyon döneminin nedenlerini ve nimetlerini de hatırlatıyor.

“Düşük enflasyonlu dünya üç sütuna dayanmaktaydı: Ucuz göçmen emeği ABD’de hizmet sektörü ücretlerinin durgun seyretmesini sağlıyordu. Çin’den ithal edilen ucuz tüketim malları düşük ücretlilerin geçim düzeyini destekliyordu. Rusya’nın ucuz doğal gazı da Alman sanayiine ve genel olarak AB’ye güç veriyordu.”

“Bu sayede Amerikalılar dünyanın sunabildiği tüm ucuz nesneleri tüketmekteydi. Finansal varlık zenginleri, parasal genişlemeden yararlanıyor; ucuz Rus enerjisi ile Avrupa’da üretilen nitelikli ürünlere de ulaşabiliyordu. Yoksul aileler de Çin’den gelen ucuz malların hepsini alıyordu. Rusya ve Çin bu makro-ekonomik barışın kefilleri olmaktaydı.” 

Makro-ekonomik barışa ABD son verdi

Pozsar’ın “makro-ekonomik barış” olarak adlandırdığı ortamın belirleyici özelliği fiyat istikrarıdır. Parasal genişleme mal piyasalarına akarak enflasyonu beslemez.  Finansal varlıklara kayar; onları şişirir ve finans kapitali ihya eder.

Yazara göre “düşük enflasyon dünyasının çöküşü, ulusalcı (“nativist”) ve jeopolitik” etkenlere bağlanmalıdır. “Trump’ın göçmen-karşıtı politikaları ABD istihdamında iki milyonluk gerilemeye yol açtı. Çin’e açılan ticaret savaşı korumacı tarifelerle başladı; teknolojik savaşa dönüştü; sonunda ulusal bir politika oldu.”

Uluslararası işgücü ve ticaret akımlarını etkileyen bu şoklara jeopolitik katkı ABD’den geldi: “Putin’in Avrupa’yı ucuz Rus gazına bağımlı kılma çabası, güç dengesini ABD aleyhine değiştirmeyi hedefliyordu. ABD Kuzey Akımı 2’yi baltalayarak engelledi. NATO’nun Avrupa’daki güçler dengesini bozması da Ukrayna’daki sıcak savaşa yol açtı.”

İki taraf da hızla ekonomik anlamda ‘silahlandı’. ABD dolar silahını kullandı; Rusya ise metaları… Savaş ekonomisine hoş geldiniz. Artık devlet başkanları önemlidir; merkez bankalarının başkanları değil. Bugünkü enflasyon arz ve jeopolitik ile ilgilidir; ulusal taleple değil. Anlamak için Friedman’ı değil, Brzezinski’yi okumak gerekiyor.

Dolar hegemonyasını zedeleyen eylemler

Bugünkü biçimi ile 1971’de oluşan dolar hegemonyası, Bretton Woods II olarak da anılır. ABD’nin üretken gücü aşınmış; kronik cari işlem açıkları vermeye başlamıştır. 21’nci yüzyılda Çin “dünya fabrikası” olur. Rusya ve OPEC ülkeleri ise petrol, doğal gaz ve ham madde ihracatçıları olarak öne çıkar. Bu ülkeler, astronomik cari işlem fazlalarını ABD hazine bonolarına ve hisse senetlerine akıtarak dolar hegemonyasına destek de olurlar.

Pozsar’a göre “Batı, Rusya’nın dolar rezervlerine el koyunca Bretton Woods II’nin dayanakları çöktü”. ABD girişimi ile Venezuela ve Afganistan merkez bankalarına karşı uygulanan benzer operasyonlar önemli görülmedi. Rusya’nın 300 milyar dolarlık rezervinin FED ve Batı merkez bankaları tarafından bloke edilmesi ise niteliksel bir fark yarattı.

“Dolar emperyalizmi” üzerindeki katkılarıyla tanınan Michael Hudson bu adımı “dolarlaşmış dünya son buluyor; Amerikan imparatorluğu kendisini yok ediyor” diye değerlendirmişti.

Zoltan Pozsar da ona katılıyor. O nedenle yeni bir para sistemi gündemdedir.

Bretton Woods III’ü kim, nasıl inşa edecek?

ABD’nin belirleyici katkıları nedeniyle Bretton Woods II son bulmaktadır. Yenisi, hangi özelliklerle, kimler tarafından kurulacaktır?

Pozsar, bu sorulara temel bir ikilemden hareket ederek yanıt arıyor: Yeni para sistemi, sermaye hareketleri tarafından mı, meta üretiminin zincirleri içinde mi belirlenecektir? Pozsar’a göre meta üretiminin iki büyük merkezi olan “Çin ve Rusya arasındaki özel ilişki bir finansal gündem de taşıyarak Bretton Woods III’ü de biçimlendirmektedir. Yeni ve çok kutuplu dünyanın inşacıları, yeni üyelerinin katılımıyla BRICS’tir.

Bugün Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS’e yeni katılımlar gündemdedir. İki aday olan İran ve Suudi Arabistan’ın üyeliği halinde, sanayi, tarım, madencilik, petrol, doğal gaz üretimini dünya ticaretine taşıyan dev bir blok oluşacaktır. Pozsar’a göre “metalar bizden, sorunlar sizden kaynaklanıyor” sloganı ile dolar hegemonyasına karşı çıkacak durumdadır.

Zoltan Pozsar, Şi Jinping’in Aralık 2022’de Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) üyeleri ile yaptığı toplantıya bu çerçeve içinde büyük önem veriyor. İlk adım dış ticaretin ulusal paralarla yürütülmesidir. Suudi petrolünün Çin’in ulusal parası olan yuan karşılığında ihraç edilmesi gibi…

Çin Suudi Arabistan’a karşı dış ticaret açığı verirse ne olacak? Şi Jinping iki çözüm öneriyor. Birincisi Çin’e petrol, doğal gaz ihraç eden GCC ülkeleri ile 3-5 yıllık bir ekonomik işbirliğidir. Yuan fazlalarının kullanılacağı bir yatırım programı söz konusudur. “Temiz enerji altyapısı” ile başlayıp uzay sanayiine ulaşan geri ve ileri bağlantıları kapsayan programın finansmanı yuan fazlaları ile karşılanacaktır.

Şi’nin önerdiği ikinci yöntem halen işlemektedir. Çin Merkez Bankası ile diğer merkez bankaları arasındaki swap sözleşmelerini birleştiren bir “köprü” kurulmuştur. Pozsar bu “köprü”nün işlevini (galiba farazî) bir örnekle açıklıyor. Hindistan Rusya’dan petrol ithalatının bir bölümünü BAE parası olan “dirhem” ile ödeyebilir. BAE Merkez Bankası sözü geçen “köprü anlaşması” üyelerinden biridir. Bu sayede Rusya Hindistan’dan alacağını Çin Merkez Bankası’ndan tahsil edebilir ve Batı bankalarının yaptırımlarına muhatap olmaz.

Şi Jinping’in sözünü ettiği “merkez bankaları köprüsü”, anlaşılan Çin Merkez Bankası’nın oluşturduğu dijital yuan’ı kullanmaktadır. Moskova’daki Avrasya Ekonomik Komisyonu ise doğrudan doğruya bir uluslararası rezerv para tasarımı üzerinde çalışmakta; Çin de bu çalışmaya katılmaktadır. 1944’te inşa edilen Bretton Woods I müzakerelerinde, birikimli dış dengesizliklerin düzenlenmesinde bir uluslar-üstü para birimi (“bancor”) tartışılmış; sonuç ise ABD’nin altın rezervlerine bağlanan dolar olmuştu.

Bugünkü çalışmalar yeni bir para birimi ile sonuçlanırsa katılan ülke paralarının göreli ağırlığı, uluslararası ticaretteki payları ile bağlantılı olmalıdır. Pozsar da makalelerinde bu seçeneğe yatkın görünmektedir.

Dolar hegemonyasına son veren dönüşüm başlamaktadır. İyimser beklentilerle izleyeceğiz.

Prof. Dr. Korkut BORATAV – sol.org.tr

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İşte Türkiyenin karnesindeki son durum

S&P’nin dün akşamki not artırım kararının ardından, kuruluşun değerlendirmesinde Türkiye yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe altında yer aldı. Fitch değerlendirmesinde de Türkiye’nin kredi notu benzer seviyede yer alırken, Moody’s’e göre kredi notu halen yatırım yapılabilir seviyenin 6 kademe altında yer alıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dün akşam S&P, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun “B”den “B+”ya yükseltildiği ve kredi notu görünümünün “pozitif” olarak korunduğu bildirildi.

Türkiye’de yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğinin düşünüldüğü belirtilen açıklamada, gelecek 2 yıl içinde portföy girişlerinin artacağının, cari açıkların daralacağının, enflasyon ve dolarizasyonda düşüşün öngörüldüğü kaydedildi. Açıklamada, politika yapıcıların, cari açığın daraldığı ve dolarizasyonun tersine döndüğü ortamda enflasyonu düşürmeyi ve liraya olan güveni yeniden tesis etmeyi başarması halinde Türkiye’nin kredi notunun yükseltilebileceği ifade edildi.

S&P, Türkiye’de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle aralık ayında takvim dışı değerlendirmeye giderek ülkenin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmişti. Diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s de ocak ayında Türkiye’nin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştı.

FITCH DE 12 YIL SONRA YÜKSELTMİŞTİ

Geçen ay Fitch Ratings de Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Kuruluş, böylece 12 yıl sonra ilk kez Türkiye için not artırım kararı aldı. Fitch kararıyla ilgili açıklamasında sıkı para politikasının beklenenden daha önce güçlü bir şekilde uygulandığını, böylece makroekonomik ve dış kaynaklı kırılganlıkların azaldığını aktardı.

‘YATIRIM YAPILABİLİR’ SEVİYEYE KAÇ ADIM KALDI?

Son artışla birlikte Türkiye, artık not açısından S&P ve Fitch için yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe, Moody’s için 6 kademe altında. Hepsinde görünüm ise Pozitif. Kredi notunun artması ve görünümün de pozitif olması, sonraki aşamada da tekrar not artırımı gelebileceğine işaret ederken bu her ne kadar piyasalar açısından yatırım yapılabilir seviyenin henüz gerisinde olunsa da olumlu değerlendiriliyor.

BIST 100’DEKİ YÜKSELİŞİ DESTEKLEDİ

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik aldığı olumlu kararlar ve bu kararların devamının gelebileceğine yönelik beklentileri Borsa İstanbul’a da şu ana kadar pozitif yansıdı. BIST 100 endeksi son 1 ayda yüzde 12.57 yükselirken. 2024 genelinde yüzde 34.79’luk artış yaşadı. 2024’teki yükseliş ocak-Nisan dönemindeki yüzde 18.72’lik enflasyonun çok üzerinde gerçekleşerek Borsa İstanbul yatırımcısına önemli bir reel getiri sağladı.

NE ANLAMA GELİYOR?

Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri çeşitli yatırım fonları tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu değerlendirmeler bireysel kredi notlarına benzer bir görev üstleniyor. Bir ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede yer alması daha güvenli bir yatırım ortamı sunduğu anlamına geliyor. Bu sebeple dünyada başta emeklilik fonları olmak üzere çeşitli büyük fonlar bir ülkenin tahvil veya hisse piyasasına yatırım yapmadan önce 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun 2’sinde yatırım yapılabilir seviyede not almış olmasını bir gereklilik olarak görüyor. Bir ülkenin kredi notu yükseldikçe o ülkeye sermaye akışının hızlanması ihtimali artıyor.

Habertürk

Okumaya devam et

GÜNCEL

ERZAN’A 84 YILDAN 275 YILA KADAR HAPİS TALEBİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’si tutuklu 7 sanık hakkında yargılaması süren dava dosyasında müştekilerin şikayeti üzerine iki yeni iddianame hazırlandı.

Sanık Erzan hakkında “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 84 yıldan 275 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

“Yüksek karlı gizli fon” dolandırıcılık davasında müşteki sayısı 26’ya yükseldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iki yeni iddianameyle sanık Seçil Erzan hakkında istenen hapis cezası 275 yıla çıktı. (AA)

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Arkadaşına IBAN verdi: 8 ay hapis yattı, 10 yıl daha yatabilir

Konya’da ‘benim hesabımda bloke var’ bahanesine inanarak arkadaşına IBAN numarasını veren kişi, para aklama yöntemi tuzağına düşerek hapse girdi. 1 paket sigara parasını kendisine hediye olarak veren dolandırıcı arkadaşının ağına takılan 45 yaşındaki Mustafa Ergin, 8 ay hapiste yatarken, hakkında açılan 5 farklı dosyadan ise yaklaşık 10 yıl hapis cezası bekliyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

“IBAN İSTEYENLERE İNANMAYIN”

Dolandırıcıların trend yöntemi olan IBAN üzerinden para aklama yöntemi ağına takılan ve olayı anlatan 3 çocuk babası Mustafa Ergin, “Ben bir çay ocağında çalışıyordum. Devamlı oturduğum bir arkadaşım yanıma geldi. Benden IBAN numaramı istedi. Ben de ona para gelecek diye IBAN numarasını verdim. Onun banka hesapları blokeli olduğu için ben de tamam dedim, verdim. IBAN numarasını verdikten bir saat falan sonra beni aradı, hesabına gelen parayı istedi. Gelen parasını ben de ATM’den çektim kendisine teslim ettim. Kimsenin bu konularla ilgilenmesini istemiyorum ve bu iyi bir şey değil. Arkadaş olsun veya kim olursa olsun kimseye verilmesini istemiyorum. Mağdurum ben. Bu durumdan dolayı toplam yattığım günlerimi saymak istemiyorum, anlatılacak bir konu değil. IBAN numarasına para gelecek diyerek isteyenlere kesinlikle inanmasınlar” dedi.

“EN AŞAĞI 10 SENENİN ÜZERİNDE YATACAĞIM”

Kendisinin bu işlemlerin ardından şu anda 10 senenin üzerine hapis cezası beklediğini anlatan Ergin, “Ben bedel karşılığı almadım. Hesabıma para geldi emanetini verdim. ATM’ye gittiğim için de bana bir sigara parası verdi. Başka türlü verdiği bir şey olmadı. Ben de zaten bir şey beklemiyordum. Ama o arkadaşın internet dolandırıcılığı gibi şeylerle uğraştığını bilmiyordum. Ben insanlık olarak verdim, başka türlü bir niyetim yoktu. Benim toplam 6 tane dosyam var. Her bir dosyadan 3 yıl 4 ay ceza aldım. Toplam cezaevinde 8 ay yattım. Yani bunu ileride istinafta olan dosyalarım da var, bu dosyalarda patlama olduğu zaman en aşağı 10 senenin üzerinde yatacağım bir olay var. Kimsenin yaklaşmasını istemem, uzak durmasını istiyorum. Mağdurum, işsizim, çocuklarım var, bana yardımcı olunmasını istiyorum.” şeklinde konuştu.

-İHA-

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.