Connect with us

BANKA HABERLERİ

QNB Türkiye’de 2025 hedefi

QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, 2024’ü güçlü ve karlı bir büyüme ile kapatacaklarını belirterek, “2025’te sektörden ve özel bankalardan daha fazla büyüyerek pazar payı kazanmaya devam etmeyi amaçlıyoruz.” dedi

Yayınlanma:

|

Tan, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimi ve parasal gevşeme sürecine girdiğini söyledi.

Avrupa Merkez Bankasının ABD Merkez Bankasına (Fed) göre daha hızlı aksiyon aldığını belirten Tan, Fed’in bu yıl üç kez faiz indirimi yaptığını, piyasalarda 2025’te de faiz indirimlerine devam etmesinin beklendiğini aktardı.

Tan, Ortadoğu’da Türkiye’yi yakından ilgilendiren politik olaylar yaşandığına işaret ederek, Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları sonrasında son haftalarda Suriye’de yaşanan gelişmelerin bölgedeki riskleri ve belirsizliği artırdığını ifade etti.

Son üç yılda jeopolitik risklerin iyice arttığı bir dönemden geçildiğini dile getiren Tan, “Önümüzdeki dönemde özellikle ocak ayında ABD’de Trump’ın göreve başladıktan sonra izleyeceği politikalar da küresel belirsizlikleri artırabilir.” dedi.

Türkiye’de son 1,5 yılda yeni ekonomi yönetimi ile birlikte hem para politikasında hem de maliye politikasında sıkılaştırıcı ve piyasa dostu adımların atıldığı bir dönem geçirildiğini anlatan Tan, TL ve rezervlerdeki gelişmeler başta olmak üzere temel göstergelerdeki iyileşmelere dikkati çekti.

Ömür Tan, dezenflasyon sürecinin beklentilerden daha yavaş ilerlese de önemli bir ivme kazandığını belirterek, “İç talepteki yavaşlama kısa vadede büyümeyi sınırlasa da uzun vadede daha sürdürülebilir bir büyüme modeline geçiş için önemli bir fırsat sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

“Faiz artırımında olduğu gibi indirimin kademeli devam etmesi önemli”

Merkez Bankasının enflasyondaki görünümü ve piyasa koşullarını dikkate alarak para politikasını şekillendirdiğini vurgulayan Tan, “Mevcut koşullarda sınırlı bir faiz indiriminin aralık ayında başlaması olası görünüyordu ki, 250 baz puan ile ilk faiz indirimi gerçekleşti. Bu sürecin faiz artırımında olduğu gibi kademeli olarak devam etmesi önemli. Enflasyondaki iyileşmenin hızlanmasıyla birlikte makro ihtiyati tedbirlerde de 2025 yılında daha fazla gevşeme bekleyebiliriz.” diye konuştu.

Tan, 2024’ün artan maliyetler ve daralan faiz marjlarıyla bankacılık sektörü için zorlayıcı bir yıl olduğunu, fonlama maliyetindeki artışın aktif kalitesi açısından sınırlı bir bozulmaya neden olduğunu belirtti.

Bilanço büyümesinin regülasyonlar kaynaklı bankalar arasında benzer şekilde gerçekleşse de gelir tablosu kalemlerinde belirgin farklılaşmalar görüldüğüne işaret eden Tan, şöyle devam etti:

“Bazı bankaların net faiz marjının ve net faiz gelirlerinin negatife döndüğü, tüm sektörde maliyet artışının bankacılık geliri artışının çok daha üzerinde gerçekleştiği bir yılı geride bırakıyoruz. Stratejik olarak atılan adımların da etkilerinin çok daha hızlı hissedildiği bu dönemde doğru aksiyonlar alan bankaların finansal sonuçları önceki yıllara göre çok daha fazla pozitif ayrıştı.”

“2025 yılında faiz indirimleriyle birlikte faiz marjının iyileşmesi sektör açısından gelir tarafında destekleyici olacak.” diyen Tan, faiz indirimleriyle birlikte ödeme sistemleri komisyonlarındaki artışın sınırlı kalacağını belirtti.

Tan, gelir tarafında iyileşme olmakla birlikte enflasyonun azalışa geçmesinin gider kalemlerindeki artışı da yavaşlatacağını söyledi.

Büyüme tarafında ise belirleyici faktörün enflasyon olacağına vurgu yapan Tan, “Gelecek sene için enflasyon beklentimiz ise halihazırdaki piyasa koşulları altında yüzde 26, sektördeki kredi büyümesi de enflasyona paralel olarak yüzde 25-30 arasında gerçekleşebilir. Öz kaynak karlılık oranları da biraz daha iyileşecektir ve enflasyon ile arasındaki fark daha da dengelenecektir.” ifadelerini kullandı.

“Banka olarak kredi-mevduat oranımızı dengeli şekilde yönetiyoruz”

QNB Türkiye Genel Müdürü Tan, 2024’te bilanço büyümesinde belirleyici faktörün, talebin yanı sıra kredilerdeki aylık büyüme sınırları olduğunu söyledi.

Aktifler içerisinde en büyük kalem olan kredilerin regülasyonlara paralel büyürken, banka olarak sektörden ve özel bankalardan daha fazla büyüyerek pazar payı kazanmaya devam ettiklerini vurgulayan Tan, şunları kaydetti:

“Gelir tablosunda sektöre ve özel bankalara göre çok daha güçlü bir performans sergiledik. İlk dokuz ayda yüzde 38,2’Iik öz kaynak karlılığı oranımızla rekabetin üzerinde bir karlılık yakaladık. Bu yıl için belirlediğimiz hedeflerin büyük bir kısmını gerçekleştirdik, yılı güçlü ve karlı bir büyüme ile kapatacağız. Banka olarak kredi-mevduat oranımızı dengeli bir şekilde yönetiyoruz. Kredi-mevduat oranımız özel bankalardan daha yüksek olmakla birlikte topladığımız fonları verimli şekilde ekonomiye destek sağlayacak finansman olarak kullanıyoruz.”

Ömür Tan, aktif kalitesi açısından sektöre göre daha iyi bir portföye sahip olduklarını, tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranının ise özel bankaların ortalamasına paralel olsa da ihtiyatlı risk yönetimi ile bilançoda daha fazla kredi karşılığı ayırdıklarını anlattı.

Bu yıl sektörde perakende kredilerde sınırlı da olsa bir bozulma görüldüğünü, ancak salgın öncesi döneme kıyasla daha iyi durumda olduklarını ifade eden Tan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun kredi yapılandırma düzenlemelerinin ödeme kabiliyetini artırarak potansiyel takip oranlarını sınırlandırdığını, ancak takipteki alacaklar oranı artmasa da perakende kredilerde yeniden yapılandırılan portföy oranının yükseldiğini belirtti.

“Yapacağımız yatırımlarla dijitalleşmede öncü aksiyonlar almayı sürdüreceğiz”

Ömür Tan, startup ekosistemine verdikleri destekle hem bankacılığın geleceğine yatırım yapıp hem de yenilikçi fikirlerin gelişimine katkı sağladıklarını anlattı.

İnovasyon laboratuvarı olan QNBEYOND’daki hızlandırma programı ile bugüne kadar 51 girişimin mezun olduğunu ve bu girişimlerin önemli yatırımlar alarak büyümeye devam ettiğini söyleyen Tan, “QNBEYOND Ventures aracılığıyla banka olarak bugüne kadar 12 girişime yatırım yaptık. Ayrıca 2018 yılında başlattığımız kurum içi girişimcilik programı ile çalışanların yenilikçi fikirlerini hayata geçirerek bankacılık dışı alanlarda da inovasyonu destekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Ömür Tan, QNB Türkiye olarak hem bireysel hem de tüzel müşterilere niteliğine göre uygun olabilecek tüm işlemleri dijital kanallardan sunmayı amaçlayan bir banka olduklarını söyledi.

Halihazırda hem dijital aktiflik oranının hem de finansal işlemlerde dijitalin payı her geçen gün artığına dikkati çeken Tan, müşteri kazanımında dijital kanalları çok aktif kullandıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Uzaktan müşteri edinimi sürecindeki pazar payımız kredi pazar payımızın çok daha üzerinde. Dijitalleşme, stratejik önceliklerimizden bir tanesi ve sürekli yatırım yaptığımız bir alan. Örneğin tüzel bankacılık hizmetlerimizin çatısı olan Dijital Köprü, firmalara bankacılık hizmetlerinin yanı sıra 23 adet dijital çözümü de tek bir platformda entegre olarak sunuyor. Bu sayede müşterilerimizin de dijitalleşme süreçlerine katkı sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde de yapacağımız yatırımlarla dijitalleşmede öncü aksiyonlar almaya devam edeceğiz.”

“Müşteri kazanımını daha fazla destekleyecek aksiyonlar da alacağız”

Ömür Tan, yeşil varlık oranı düzenlemesinin bankaların yeşil dönüşüme katkısını ölçmek için önemli bir adım olduğuna dikkati çekti.

Bu düzenlemenin sektörde, yeşil finansman ürünlerine yönelik rekabeti artırabileceğine ve yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve çevre dostu projelere daha fazla kaynak ayrılmasına yol açabileceğine vurgu yapan Tan, “Bu uygulama, Türkiye’nin net sıfır karbon hedefleri doğrultusunda finans sektörünü daha fazla harekete geçirebilir. Ancak uygulamanın etkili olabilmesi için hesaplama yöntemlerinin net, şeffaf ve sektörün mevcut durumuna uygun şekilde belirlenmesi kritik.” dedi.

Tan, banka olarak yeşil kredilerin toplam proje finansman portföyü içindeki payının yüzde 33’ü aştığını belirtti.

Proje finansman portföyündeki enerji projelerinin tamamının yenilenebilir enerji projelerinden oluştuğunu dile getiren Tan, yalnızca kredi tarafında değil, fonlama tarafında da yeşil finansmana öncelik verdiklerini ve toptan finansman portföyünün üçte birinin sürdürülebilir kaynaklardan sağlandığını ifade etti.

QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, 2025 yılına ilişkin şunları söyledi:

“2025’te sektörden ve özel bankalardan daha fazla büyüyerek pazar payı kazanmaya devam etmeyi amaçlıyoruz. Büyümenin yanı sıra gelir kalemlerimizi çeşitlendirerek ve maliyetlerimizdeki artışı da kontrol ederek öz kaynak karlılığımızı yüksek tutmak istiyoruz. Öte yandan müşteri kazanımını daha fazla destekleyecek aksiyonlar da alacağız. Ayrıca dijitalleşme ve sürdürülebilirlik de önceliklerimizin arasında olmaya devam edecek.”

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Doların Sonu mu Geliyor? 11 Ülke daha ABD Dolarını Bırakıyor

Yayınlanma:

|

2025 yılı itibarıyla, 11 eski Sovyetler Birliği ülkesi Amerikan dolarını resmi işlemlerinde kullanmayı bırakma kararı almıştır. Bu ülkeler:

  • Ermenistan

  • Azerbaycan

  • Belarus

  • Kazakistan

  • Kırgızistan

  • Moldova

  • Rusya

  • Tacikistan

  • Türkmenistan

  • Özbekistan

  • Ukrayna

Bu ülkeler, 2025 ortalarından itibaren dolar cinsinden işlemleri aşamalı olarak sonlandırmayı planlamakta.

Bu adımın temel nedenleri arasında, ABD’nin finansal politikalarına olan bağımlılığı azaltma ve kendi para birimlerinin kullanımını teşvik etme isteği bulunmaktadır. Ayrıca, bu ülkeler, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların etkilerinden kaçınmak ve bölgesel ekonomik iş birliklerini güçlendirmek amacıyla bu kararı almışlardı.

Özellikle Rusya, Çin ile yaptığı ticaretin büyük bir kısmını Ruble ve Yuan üzerinden gerçekleştirmektedir. Bu durum, doların bölgedeki etkisinin azalmasına katkıda bulunmakta.

Bu gelişmeler, küresel finansal sistemde doların hakimiyetinin sorgulanmasına ve alternatif ödeme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çabaların artmasına neden olmakta.

ABD DOLARI ULUSLARARASI TİCARETTE NİÇİN TERK EDİLİYOR?

ABD dolarının uluslararası ticarette terk edilme nedenleri çok boyutludur ve son yıllarda hız kazanan “dedolarizasyon” süreciyle ilgilidir. İşte bu tercihin başlıca nedenleri:

1. ABD’nin Yaptırım Politikaları

  • ABD, finansal gücünü dış politika aracı olarak kullanıyor (Swift sistemine erişimi kesmek, dolar transferlerini dondurmak gibi).

  • Özellikle Rusya, İran, Venezuela gibi ülkelere uygulanan yaptırımlar, doların politik bir silah gibi kullanılmasına karşı tepki doğurdu.

 2. Alternatif Para Birimlerinin Yükselişi

  • Çin’in Yuan’ı uluslararasılaştırma çabaları (örneğin enerji ticaretinde “petroyuan”).

  • BRICS ülkeleri kendi ödeme sistemlerini ve rezerv para birimini geliştirme sürecinde.

  • Avro, Ruble, Hindistan Rupisi, Yuan gibi alternatifler daha fazla kullanılmaya başlandı.

3. Doların Değer Dalgalanmaları ve ABD’nin Borçlanması

  • ABD’nin artan bütçe açığı ve kamu borcu, doların uzun vadeli güvenilirliğini sorgulatıyor.

  • Gelişmekte olan ülkeler, dolardaki dalgalanmalardan korunmak için yerel para birimiyle ticareti tercih ediyor.

 4. Enerji ve Hammadde Ticaretinde Yeni Dönem

  • Geleneksel olarak petrol ve doğalgaz ticareti “petrodolar” sistemiyle yapılırken artık:

    • Çin–Suudi Arabistan gibi ülkeler enerji ticaretinde yuan kullanmayı gündeme alıyor.

    • Rusya–Hindistan arası petrol ticareti artık dolar değil, ruble–rupi ile gerçekleşiyor.

5. Çok Kutuplu Yeni Dünya Düzeni

  • Tek kutuplu ABD merkezli dünya düzeni, yerini çok kutuplu (Çin, Hindistan, Rusya gibi merkezlerin güçlendiği) bir yapıya bırakıyor.

  • Bu değişim, dolar merkezli finans sistemine duyulan ihtiyacı azaltıyor.

6. Bölgesel Ticaret Anlaşmaları ve Yerel Para Kullanımı

  • ASEAN, SCO (Şanghay İşbirliği Örgütü), BRICS gibi örgütlerde yerel para ile ticaret teşvik ediliyor.

  • İkili ticaret anlaşmalarında döviz yerine yerli para birimlerinin kullanılması artıyor.

ABD doları hâlâ rezerv para olarak güçlü olsa da, küresel egemenliği artık sorgulanıyor. Bu süreç hızlı olmasa da, dünya ticaretinin çok para birimli bir düzene evrilmesi kaçınılmaz görünüyor.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Faizsiz Finansman: Murahaba Kredisi nedir?

Yayınlanma:

|

Murabaha kredisi, İslami finans sisteminde faizsiz olarak uygulanan bir tür ticari kredi yöntemidir. Genellikle katılım bankaları tarafından kullanılır. Bu sistemde banka doğrudan para vermez; müşteri adına malı satın alır ve üzerine kâr koyarak müşteriye vadeli olarak satar.

Murabaha Kredisi Nasıl İşler?

  1. Müşteri talepte bulunur: Müşteri bankaya almak istediği malı (örneğin bir araç, makine veya hammadde) bildirir.

  2. Banka malı satın alır: Banka, malı üçüncü bir satıcıdan peşin olarak satın alır ve mülkiyeti üzerine geçirir.

  3. Müşteriye satar: Daha sonra banka, malı müşteriye belirli bir kâr marjı ekleyerek vadeli olarak satar.

  4. Ödeme vadeli yapılır: Müşteri, mal bedelini banka ile anlaştığı taksitler şeklinde öder.

Örnekle Açıklayalım:

  • Ali Bey bir iş makinesi almak istiyor (maliyet: 100.000 TL).

  • Katılım bankasına başvuruyor.

  • Banka bu iş makinesini satıcıdan 100.000 TL’ye alıyor.

  • Ali Bey’e 120.000 TL’ye, 12 ay vadeyle satıyor.

  • Ali Bey her ay 10.000 TL taksit ödüyor.

  • Faiz yoktur; sadece önceden belirlenmiş bir kâr oranı vardır.

Murabaha’nın Özellikleri

  • Faiz içermez (İslam hukukuna uygundur).

  • Mal alımına dayanır, para alım-satımı yapılmaz.

  • Kâr oranı başta bellidir, sonradan değişmez.

  • Borç değil, ticaret ilişkisine dayanır.

  • Satın alınan ürün, müşteri istemese bile önce bankanın mülkiyetine geçer.

Murabaha ile Gelen Avantajlar

Avantaj Açıklama
Faizsiz Faiz yasağına uygun, dini hassasiyet taşıyanlar için idealdir.
Sabit ödeme Kâr oranı ve vade baştan bellidir, sürpriz yoktur.
Ticaret temelli Borç ilişkisi değil, satış ilişkisi kurulmuştur.

Bankaların Ticari kredileri vadesinden önce geri ödeme istemelerinin önünde yasal engel yok fakat; Katılım Bankaları yapıları ve verdikleri kredinin özellikleri gereği kriz dönemleri dahil krediyi vadesinden önce geri çağıramıyorlar.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

TEB’den 2025’in ilk çeyreğinde 2 milyar 188 milyon lira net kar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) 2025’in ilk çeyreğindeki aktif toplamı 688 milyar lira, net karı ise 2 milyar 188 milyon lira oldu.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, TEB, yılın ilk çeyrek finansal sonuçlarını paylaştı.

31 Mart 2025 itibarıyla TEB’in aktif toplamı 688 milyar lira, net karı ise 2 milyar 188 milyon lira oldu. Bankanın ekonomiye ve müşterilerine sağladığı desteğin önemli göstergelerinden kredileri, toplam aktiflerinin yüzde 54’ünü oluşturdu.

Risk yönetimine ve aktif kalitesine öncelik veren TEB’in toplam kredileri yılın ilk çeyreğinde 372 milyar lira seviyesinde gerçekleşirken, aynı dönemde toplam mevduatı ise 475 milyar lirayı buldu. 2025’te sermaye yapısıyla istikrarlı büyümeyi sağlayan ve karlılığını sürdürülebilir bir şekilde devam ettiren bankanın öz kaynakları 45,7 milyar lira olarak gerçekleşti. Takipteki kredi oranı yüzde 1,39 olan TEB’in sermaye yeterlilik rasyosu ise yüzde 17,14 ile hedefin üzerine çıktı.

– TEB Oto Finans’a anlaşmalı markalar eklendi

TEB, seneye birçok atılımla başladı. Gerçek ve tüzel müşterilerinin taşıt alımı için finansman ihtiyaçlarını en elverişli koşullarda sağlamayı hedefleyen TEB Oto Finans, anlaşmalı markalarının yetkili satıcılarında sunduğu dijital çözümlerle üreticiler, distribütörler ve yetkili satıcılar dahil otomotiv sektörünün tüm oyuncuları için bir iş ortağı olarak çalışmalarını sürdürdü. Yılın ilk çeyreğinde anlaşmalı markalarına Suzuki ve MG’yi ekleyen TEB Oto Finans, yeni iş ortaklarının yetkili satıcılarında da bankanın çözümlerini müşterilerle buluşturdu.

Ticari ve işletme müşterilerine özel dijital bankacılık uygulaması ‘CEPTETEB İŞTE’yi geliştirmeye devam eden banka, çiftçi müşterilerinin finansman ihtiyaçlarını uygulama üzerinden dijital onayla karşılayabilmesini ve ‘TEB Harman Kart’ ile diğer tarım kredilerine dijital onayla ulaşabilmesini sağladı. Tarım sektörünün paydaşlarıyla yeni işbirliklerine giden banka, Harman Kart’ta 5 aya varan faizsiz dönem ve vade sağlayıp, tarım kredisi ve nakit ihtiyaçlara özel çözümler sundu.

TEB, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu ile organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren firmaların rekabet gücünü artırma, sürdürülebilir sanayi yapısına katkı sunma ve dijital dönüşümlerini hızlandırma amacıyla işbirliği protokolü imzaladı. Protokol kapsamında banka, Türkiye genelindeki organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren firmalara sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm yatırımları konusunda destek sağlamayı ve finansmana erişimi kolaylaştırmayı hedefliyor.

– Finansal okuryazarlık eğitimleri verildi

Finansal okuryazarlığa odaklanan çalışmalarına devam eden TEB, Aile Akademisi çatısı altında toplumun farklı kesimlerine yönelik eğitim çalışmalarını sürdürdü. Kadın girişimciler için hazırlanan eğitim içeriğiyle kendi markasını yaratan kadın girişimcilere ulaşan ‘TEB Aile Akademisi’, üniversite gençlerine yönelik olarak kampüslerde finansal okuryazarlık eğitimleri verdi. 2025’in ilk çeyreğinde, UNICEF ile işbirliği kapsamında hazırlanan ‘İklim Okuryazarlığı’ eğitimleri dahil 1000’e yakın kişiye, yüz yüze ve dijital olarak finansal okuryazarlık eğitimi verildi.

Türkiye Ürün İhtisas Borsası tarafından yürütülen ‘Teknolojik Dönüşüm Projesi’ kapsamında elektronik ürün senedi (ELÜS) işlemleri için ürün piyasası aracı kurumları (ÜPAK) oluşturuldu. ELÜS alım-satım işlemlerinin ÜPAK’lar aracılığıyla TEB’den gerçekleştirebilmesi için Akdeniz ÜPAK, Anadolu ÜPAK, ElüsMarket ÜPAK, BorsaKonya ÜPAK, Mezopotamya ÜPAK ve MARMARA ÜPAK ile işbirliği yapılarak ELÜS teminatlı krediyle finansmana kolay ulaşım imkanı sağlandı.

Girişimciliğe ve yenileşime odaklanan banka, 2015’ten bu yana süren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) işbirliğiyle girişimcilik ekosistemini güçlendirmeye devam etti. İlk çeyrek itibarıyla TİM-TEB Girişim Evleri’nde desteklenen girişim sayısı 2 bin 250’ye ulaştı. Düzenlenen programlara ilk çeyrekte 42 farklı girişim dahil oldu. TEB ve iştirak şirketlerinin katılımıyla düzenlenen girişimcilik etkinliği kapsamında, girişimler ürün ve çözümlerini detaylı bir şekilde tanıtma fırsatı buldu.

Banka, müşterilerinin yurt dışı projelerinin gerektirdiği teminat mektupları ve makine yatırımlarına finansman sağlama konusunda global ortağı BNP Paribas işbirliğiyle müşterilerine uzun vadeli finansman desteği sunmaya devam etti. Müşterilerinin EXİM ve Merkez Bankası kaynaklı kredilere erişimine etkin biçimde aracılık etmeyi de eş zamanlı sürdüren TEB’in çabalarıyla 2025’in ilk çeyreğinde Merkez Bankası reeskont kredi kullanımı 2,1 milyar liraya ulaştı.

‘TEB Sermaye Piyasası ve TL Muhabir Hizmetleri’, Global Custodian dergisinin gerçekleştirdiği ‘Gelişen Piyasalar-Saklama Bankası 2024’ anketinde küresel, bölgesel, pazar ve kategori alanlarında üstün performans ödüllerine layık görüldü. 2024’te Global Finance dergisi tarafından 83 ülkeyi kapsayan küresel sıralamada TEB, Türkiye’deki ‘en iyi saklama bankası’ seçildi. TEB Özel Bankacılık ise Euromoney Ödülleri’nde ‘özel bankacılık’ kapsamında ‘Alternatif Yatırımlar için Türkiye’nin En İyisi’ ödülünü kazandı.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.