Connect with us

GÜNCEL

SEÇİLDİĞİNDE “DELİ” DEMİŞLERDİ: ARJANTİN MUCİZESİ Mİ DOĞUYOR?

Yayınlanma:

|

2023’te Arjantin ölüyordu!

– Merkez Bankası’nın 12 milyar dolar borcu vardı

– Yoksulluk oranı %50’ydi

– Enflasyon %242’di Sonra Javier Milei Başkan oldu. 12 ay içinde, şimdiye kadarki en büyük ekonomik dönüşümü gerçekleştirdi. Nasıl mı…?!

Milei Aralık 2023’te göreve geldiğinde Arjantin çöküyordu:

– Aralık ayının ilk yarısında enflasyon %241’di

– GSYİH önceki on yıla göre %15 azaldı

– Merkez bankası rezervleri: eksi 12 milyar dolardı

– Neredeyse halkın %50’si yoksulluk içindeydi

Arjantin'in yeni Cumhurbaşkanı Milei'den ilk açıklama: Ekonomide şok  tedavisi - BBC News Türkçe

Hükümetin mali durumu tam bir çöküş içindeydi:

%15’lik devasa bir mali açık (%5 hazine, %10 merkez bankası). Merkez bankasının parasal tabanın 4 katı değerinde faiz getiren yükümlülükleri vardı: Bu borçların vadesi geldiğinde para arzını bir gecede beş katına çıkarabilirlerdi. Hiperenflasyon kaçınılmaz görünüyordu. Ta ki Milei devreye girene kadar:

İlk hamlesi radikal ama gerekliydi: Hükümet bakanlıklarını 18’den 9’a indirdi (şimdi 8). Ardından sistematik olarak 50.000 hükümet çalışanını işten çıkardı. Düzen ona “El Loco” – Deli dedi. Ancak çılgınlığının bir yöntemi vardı:

Tüm harcama kategorilerini ortadan kaldırdı:

– İllere yapılan tüm isteğe bağlı transferleri durdurdu

– Bayındırlık projelerini durdurdu

– Ekonomik sübvansiyonları kaldırdı

– Fonların yarısını çalan sosyal program aracılarını kesti İlk ayı olan Ocak ayında imkansızı başardı:

Arjantin 113 yıl sonra ilk kez gerçek mali dengeye ulaştı. Açık vermediği diğer 10 yıl? Borçlarını ödemiyorlardı. Milei, Arjantin tarihindeki en büyük mali düzenlemeyi gerçekleştirdi: Sadece 6 ayda GSYİH’nın 15 puanı. Sonuçlar eşi benzeri görülmemişti…

JP Morgan gelecek yıl için büyüme tahminlerini yukarı doğru revize etti. Ama belki de en önemlisi: Milei, bozuk bir ekonomiyi aşağıdakileri yapmadan düzeltebileceğinizi kanıtladı:

– Yoksulları mahvetmeden

– Sosyal çöküşe neden olmadan

– Halk desteğini kaybetmeden Bugün onaylanma oranı başlangıçtaki popülaritesini aşıyor.

Javier Milei dejará de volar en aviones de línea por cuestiones de seguridad: "No hay plata, pero hay que cuidar al presidente"

Bunu minimum siyasi destekle başardı:

– Temsilcilerin sadece %15’i

– Senatörlerin sadece %10’u

– Beklentileri sıfırlamak için hiperenflasyon tetikleyicisi yok

– Fiyat kontrolleri yok

– Sabit döviz kuru yok Önceki istikrar planları bu araçlara dayanıyordu. Milei bunu saf mali disiplinle yaptı.

Deregülasyon bakanlığı her gün 1-5 düzenlemeyi kaldırıyor. Planlanan 3,200 reform daha var. Tamamlandığında Arjantin şu ülkelerin ekonomik özgürlük seviyelerini geçecek:

– Zirvedeki İrlanda

– İsviçre

– Avustralya Etkisi şimdiden görülüyor:

Uzmanlar bunun yapılamayacağını söylediler. Şok terapinin ülkeyi yok edeceğini söylediler. Yavaş ve kademeli bir değişim gerektiğini söylediler. Milei onların yanıldığını kanıtladı. Ve bunu bir yıldan kısa bir sürede başardı.

Onun yol gösterici ilkesi: “Özgürlük olmadan yaşamanın ne anlamı var?” Bazen en devrimci eylem basitçe gerçeği söylemektir – ve bu konuda harekete geçme cesaretine sahip olmaktır. Ancak Milei daha derin bir şeyi anladı:

Günümüz dünyasında cesur fikirlerin cesur seslere ihtiyacı var. Milei sadece politikaları uygulamakla kalmadı. Vizyonunu Lex ile açıkça paylaşarak geniş ölçekte güven inşa etti. Onun özgünlüğü rekabet avantajı haline geldi. Liderliğin geleceği budur:

Sadece iyi fikirlere sahip olmak değil, onları etkili bir şekilde paylaşabilmek. İhtiyaç duymadan önce güven inşa etmek ve uyurken etki yaratmak. Bir düşünün: Tarihte kaç dünya lideri filtrelenmemiş sorularla yüzleşmek için 2 saatlik podcast’lere çıktı?

Bunu izleyen kurucular ve liderler için: Fikirleriniz duyulmayı hak ediyor. İçgörüleriniz büyük etki yaratabilir. Ama sadece onları nasıl etkili bir şekilde paylaşacağınızı biliyorsanız. Dünya Milei’nin kim olduğunu biliyor çünkü fikirlerini yansıttı. Aynısını siz de yapabilirsiniz…

Fernando Cao,  @thefernandocz

Javier Milei Kimdir?

Bekar ve çocuk sahibi olmayan Javier Milei, 22 Ekim 1970’te Buenos Aires’te, İtalya kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Çocukken babası tarafından fiziksel ve psikolojik olarak istismar edildiğini ancak bunun kendisini güçlendirdiğini ve şu an hiçbir şeyden korkmadığını söylüyor.

Milei katolik okullarında eğitim aldı, Chacarita Junior Futbol Kulübü’nde kalecilik yaptı. Aynı zamanda müzikle uğraşıyordu ve Everest isimli Rolling Stones şarkıları çalan bir grubun üyesiydi.

Belgrano Üniversitesi’nde ekonomi okudu. Torcuato Di Tella Üniversitesi’nde Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptı.

Arjantin Merkez Bankası’nda 1992-93’te altı ay staj yapan Milei, 1996-2002 yılları arasında HSBC’de uzman ekonomist olarak çalıştı. Sonraki 20 yıl da çeşitli şirket ve enstitülerde ekonomist olarak görev aldı.

Üniversite profesörü olarak makroekonomi, ekonomik büyüme, mikroekonomi ve ekonomistler için matematik dersleri verdi. Milei ayrıca çok sayıda kitap yazmış ve radyo programları sunmuştur. 2021 yılında Özgürlük gelişimi ittifakından Buenos Aires Şehrini temsilen Temsilciler Meclisine seçildi. Ulusal bir milletvekili olarak, yasama faaliyetlerini oy verme ile sınırlandırdı ve bunun yerine Arjantin’in siyasi eliti ve yüksek hükûmet harcamaları eğilimi olarak adlandırdığı şeyi eleştirmeye odaklandı. Milei vergileri artırmama sözü verdi ve ulusal milletvekili maaşını aylık bir çekilişle bağışladı. Arjantin’de süregelen ekonomik krizden Peronizmin ideolojik hakimiyetini sorumlu tutan bir platformda 2023 başkanlık seçimlerinin ikinci turunda Ekonomi Bakanı ve Devlet Başkan Adayı Sergio Massa’yı mağlup etti.

Milei, seçimden önce ekonomi dışında kürtaj karşıtlığı, iklim değişikliği inkarı, komünizmi desteklemekle suçladığı Arjantinli Papa Francis’i eleştirmesi gibi dikkat çekici söylemlerde bulundu. Ülkenin tartışmalı siyasi figürlerinden biri haline geldi. “Kral”, “Aslan”, “Deli” gibi takma isimler var.

Milei uyuşturucu, bireysel silahlanma, fuhuş, eşcinsel evlilik, cinsel tercih ve cinsiyet kimliği konularında seçim özgürlüğünü desteklerken kürtaj ve ötenaziye karşı çıkmaktadır. Dış politikada ABD ile daha yakın ilişkileri savunuyor, Rusya’nın işgaline karşı Ukrayna’yı destekliyor ve Arjantin’i Çin ile jeopolitik yakınlaşmadan uzak tutuyor

Kendisini liberteryen ve anarko-kapitalist olarak tanımlayan Milei, bireysel özgürlüğe odaklanan siyasi felsefeyi benimsiyor ve rekabete dayalı serbest piyasayı savunuyor.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Alternatif Bank’tan Türkiye ekonomisine 92 milyar TL’lik katkı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Alternatif Bank, 2025 yılının ilk çeyreğine yönelik finansal sonuçlarını açıkladı. Bankanın konsolide rakamlara göre aktifleri 101 milyar TL, nakdi ve gayri nakdi kredilerde ekonomiye sağladığı katkı ise 92 milyar TL oldu. Alternatif Bank’ın yılın ilk çeyreği itibarıyla konsolide net karı ise 174 milyon TL olarak gerçekleşti.

Banka’nın özkaynakları 7,5 milyar TL’yi aşarken sermaye yeterlilik rasyosu da %20,14 oldu. 2025 yılı ilk çeyreğinde sergilenen başarılı performans doğrultusunda Alternatif Bank’ın konsolide net karı 174 milyon TL olarak gerçekleşti.

Bankanın 2025 yılı ilk çeyreğine ait finansal sonuçlarını değerlendiren Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı,şunları söyledi: “2025 yılına sağlam bir başlangıç yaptık. Finansal istikrarımızı koruyarak büyümeye devam ettiğimiz bir çeyreği geride bıraktık. Toplam aktif büyüklükte 101 milyar TL seviyesine ulaştık. Bu büyümede toplam kredilerdeki %16’lık artış önemli bir rol oynadı. Ayrıca, 2024’ün ilk yarısından itibaren bireysel kredilerdeki stratejik büyüme bu artışa katkıda bulundu. Mart 2025 sonu itibarıyla bireysel kredi hacmimiz Mart 2024’e kıyasla %266 büyüme elde ederek 1 milyar TL’yi aştı. Yılın ilk çeyreğinde yüksek aktif kalitemizi koruyarak etkin bir bilanço yönetimi gerçekleştirdik. Bu sayede nakdi ve gayri nakdi kredilerle ülke ekonomisine sağladığımız desteği 92 milyar TL seviyesine çıkarmış olmaktan dolayı son derece gururluyuz. 2025 yılı ilk çeyreğinde ortaya koyduğumuz performansla, Alternatif Bank’ın konsolide net karı ise 174 milyon TL olarak gerçekleşti. Müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına hızlı ve etkin çözümler sunarken bankacılık faaliyetlerimizi sorumlu finans anlayışıyla sürdürdük. Hedefimiz, önümüzdeki dönemlerde de sürdürülebilir büyümemizi devam ettirerek ülkemiz ekonomisine katkımızı artırmak olacak.”

Üst yönetimde stratejik yapılanma

Alternatif Bank olarak büyümeyi yalnızca finansal sonuçlarla ölçmediklerine değinen Ozan Kırmızı sözlerine şöyle devam etti: “2025 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirdiğimiz organizasyonel değişimle, daha çevik, daha etkin ve müşteri odaklı bir yapıya geçiş yaparak geleceğin bankacılığına şimdiden hazırlanmaya başladık. İş yapış modellerimizi güçlendirerek, inovasyon kabiliyetimizi artıracak bir yapılanma oluşturduk. Bu adım, Bankamızın Alternatif Bank’ın dinamik piyasa koşullarına daha hızlı uyum sağlayan, müşteri beklentilerine daha çevik ve etkin yanıt veren bir organizasyon olma yolundaki dönüşümünü güçlendirdi” dedi.

Zurich Türkiye ile stratejik iş birliği

2025’in ilk çeyreğinde attıkları stratejik adımlardan birini de sigorta alanında gerçekleştirdikleri iş birliği olduğunu dile getiren Kırmızı, söz konusu anlaşmayla ilgili görüşlerini şu sözlerle ifade etti: “Zurich Sigorta Grubu Türkiye ile imzaladığımız uzun vadeli stratejik anlaşmayla, müşterilerimize daha geniş yelpazede entegre finansal çözümler sunmaya başladık. Bu iş birliğinin Alternatif Bank’ın bireysel ve kurumsal müşterilerine, 360 derece hizmet sunma vizyonunu pekiştirirken, Bankamızın hizmet çeşitliliğini artırarak sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunacağına inanıyorum.”

VOV Hesap ile gelen yenilikçilik ödülü

Alternatif Bank’ın tasarrufu teşvik eden yenilikçi ürünü VOV Hesap, Stevie Awards’tan ödül alarak önemli bir başarıya imza attı. VOV Mevduat, dünyanın prestijli ödüllerinden biri olan ABD merkezli Stevie Awards for Sales & Customer Service’in “Pazarlama Çözümü” kategorisinde bronz ödüle layık görüldü. Alternatif Bank Genel Müdürü Ozan Kırmızı, “Müşteri odaklı inovasyon kültürümüz, uluslararası alanda da takdir toplamaya devam ediyor. Yenilikçi ürünümüz VOV Hesap, dünyaca saygın Stevie Awards for Sales & Customer Service organizasyonunda “Pazarlama Çözümü” kategorisinde bronz ödüle layık görüldü. Bu başarı, dijitalleşme ve müşteri deneyimi odaklı stratejimizin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdi. Vadesiz hesabın esnekliği ile vadeli mevduatın kazancını birleştirerek müşterilere benzersiz bir tasarruf yönetimi sunan VOV Mevduat’la sektörde ciddi bir fark yaratıyoruz. 2025 Mart ayı itibarıyla VOV Hesap özelinde aktif müşteri sayımız Kasım 2023 dönemine göre %52 artarken; aynı dönemde TL vadesiz mevduat bakiyemiz %200 oranında büyüdü. Önümüzdeki dönemde de finans sektörüne değer katacak inovatif projeleri hayata geçirmeye ve müşteri beklentilerini en üst düzeyde karşılamaya odaklanarak ilerlemeye devam edeceğiz” dedi.

Son olarak Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ozan Kırmızı, “Ülke ekonomimiz 2025’in ilk çeyreğinde, zorlu koşullara rağmen dengeli bir performans sergileyerek önemli bir dayanıklılık gösterdi. Yılın başından bu yana iç talebin gücü, ihracat pazarlarındaki çeşitlenme ve uygulanan sıkı para politikası sayesinde ekonomik istikrar korundu. 2024 yılında yaklaşık %3,2 seviyesinde gerçekleşen büyümenin ardından, 2025 yılına daha dengeli ve seçici bir büyüme perspektifiyle ilerliyoruz. Türkiye’nin ihracat ve yatırımlara dayalı büyüme modeline geçiş süreci, ilk çeyrek verilerinde kendini göstermeye başladı. Net dış talebin büyümeye katkısının artması ve kredi büyümesindeki dengelenme, bu dönüşümün somut sonuçları olarak öne çıkıyor” diye konuştu.

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Ali ÇOŞKUN yazdı: Zarar Açıklayan Firmalara Şaşırmak Neden Şaşırtıcı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Borsaya kote firmaların mali tabloları açıklanıyor. Sektör devlerinin kâr beklentilerinin aksine birçok şirket ciddi zararlar açıkladı ve bu durum piyasada büyük bir şaşkınlık yarattı. Oysa ekonomik tablo uzun zamandır bu zararların habercisiydi.

Türkiye ekonomisi uzun bir süredir çok katmanlı bir krizle karşı karşıya. Yüksek maliyet, yüksek faiz, yüksek enflasyon.

Kur, enflasyon oranında artmıyor. Bu durum KOBİ ölçekli ihracatçı firmaları çok zor durumda bırakıyor. Çünkü bu firmalar giderlerini yüksek enflasyonla, yüksek faizle, satışlarını ise durağan ya da az artan döviz kuruyla sürdürüyor.

Büyük firmalar, finansal kaldıraç ve geçmişten gelen özsermaye gücüyle bir süre daha ayakta kalabiliyor. Ama bu kalıcı bir çözüm değil sadece zaman kazanıyorlar. Firmalarında nefesleri kesilmeye başladı.

Yatırımlar tamamen durmuş durumda. Ekonomide önünü göremeyen hiçbir firma orta veya uzun vadeli yatırım yapma riskini alamıyor. Bu da doğal olarak üretim kapasitesinin genişlememesi, istihdamın artmaması ve rekabet gücünün azalması anlamına geliyor. Yani zincirleme bir verimsizlik ve küçülme süreci içindeyiz.

Maliyetlerdeki artış ise başlı başına bir kriz nedeni. Enerji, hammadde, işçilik ve finansman maliyetleri tüm zamanların en yüksek seviyelerinde.

Ancak firmaların bu artan maliyetleri fiyatlarına yansıtacak bir talep ortamı da yok. Tüketici harcamaları düşüyor, siparişler azalıyor. Sonuç olarak firmalar ya çok düşük kârlarla çalışıyor ya da zararına satış yaparak sadece ayakta kalmaya çalışıyor.

Reel ciro artışları neredeyse yok. Görünürdeki ciro artışları tamamen enflasyondan kaynaklanıyor. Miktar bazlı satışlara baktığımızda birçok sektörde ciddi bir düşüş söz konusu. Bu da işletmelerin faaliyet kârlarını eritiyor ve bilançolara zarar olarak yansıyor.

Kredi maliyetleri ise adeta tefeci faizi seviyesinde. Üstelik bu kadar yüksek faiz oranlarına rağmen krediye erişim neredeyse imkânsız. Bankalar temkinli, kaynak maliyetleri yüksek, kredi vermek istemiyorlar. Bu da nakit akışı sıkıntısı çeken firmalar için finansal darboğazı daha da derinleştiriyor.

Toplumun genelinde hâkim olan gelecek kaygısı, ekonomi için en tehlikeli ruh halidir. Tüketici harcamıyor, yatırımcı yatırım yapmıyor, firma sahibi risk almıyor. Bu psikoloji, ekonomik büyümenin ve iyileşmenin önündeki en büyük engel haline gelmiş durumda.

Ve unutmayalım: Ekonomi belirsizliği sevmez. Belirsizlik, paranın ve sermayenin kaçmasına, iç piyasada güvenin sarsılmasına neden olur.

Hal böyleyken açıklanan mali zararlar kimseyi şaşırtmamalı. Ekonominin her göstergesi bu sonuçları zaten önceden haber veriyordu. Sürpriz olan firmaların zarar açıklaması değil, bu zararlara hâlâ şaşıranların olmasıdır.

Şeffaflıkla, analizle, gerçeklerle yüzleşmeden, sadece temennilerle ekonomi yönetilemez. Ekonomik tablo ortada olup mesele bu tabloyu doğru okuyabilmektir.

Bir ülkenin bilançosu bozulurken sadece rakamlar değil umutlar da ekside kalır.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
bankeralicos@gmail.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

İhracatçıya Döviz Dönüşüm Desteği %3’e yükseltildi

Yayınlanma:

|

Yazan:

TCMB bir seri düzenlemeye gitti; bu düzenlemeler ile TL’ye olan güveni artırmak, döviz talebini azaltmak, bankacılık sistemindeki TL ağırlığını yükseltmek ve finansal istikrarı güçlendirmeyi hedefledi.

TCMB’den yapılan açıklamada döviz mevduatların karşılık oranları artırıldı. İhracatçıya verilen Dönüşüm Kur Desteği %2’den %3‘e yükseltilirken; İhracat Bedeli Asgari bozdurma oranı da %25’den %35‘e yükseltildi.

TCMB’den yapılan açıklamada aşağıdaki ifadeler yer aldı.

Türk lirasına (TL) geçişi desteklemek amacıyla makroihtiyati çerçevede aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır:

  1. Yabancı para mevduat için zorunlu karşılık oranları tüm vadelerde 200 baz puan artırılmıştır.
  2. Yurt içi yerleşiklerle yapılan 1 yıla kadar vadeli yabancı para cinsinden repo işlemlerinden sağlanan fonlar için zorunlu karşılık oranı 400 baz puan artırılmış ve hesaplama yönteminde değişiklik yapılmıştır.
  3. Tüzel kişi TL mevduat payı yüzde 60’ın altında olan bankalara, ilgili pay için aylık 0,3 puan artış hedefi getirilmiştir.
  4. TL mevduat için tesis edilen zorunlu karşılıklara TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde 84’ü yerine yüzde 86’sı oranında faiz veya telafi ödemesi yapılmasına karar verilmiştir.
  5. Hazine ve Maliye Bakanlığının kararına istinaden, İhracat Genelgesi’nde yapılan değişiklikle, ihracat bedellerinin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) asgari satış oranının 31 Temmuz 2025 tarihine kadar yüzde 35 olarak uygulanması kararlaştırılmıştır.
  6. Firmaların ihracat bedeli dövizlerinin TL’ye dönüşümünün desteklenmesi uygulaması kapsamında sağlanan döviz dönüşüm desteği oranı 31 Temmuz 2025 tarihine kadar yüzde 3’e yükseltilmiştir.

KARARLAR NİÇİN ALINDI?

Bu düzenleme, bir önceki maddede belirtilen zorunlu satış uygulamasını tamamlayıcı bir teşvik mekanizmasıdır. Zorunlu %35’in üzerindeki döviz gelirlerinin de TL’ye çevrilmesini özendirmek için ihracatçılara maddi bir destek sunulmaktadır. %3’lük destek, ihracatçının çevirdiği döviz tutarı üzerinden hesaplanıp kendisine ek getiri olarak verilecektir. Bu sayede ihracatçı, dövizini bozdururken oluşabilecek kur farkı zararlarının bir kısmını telafi etmiş olacaktır. TCMB, dönüşüm desteğini artırarak TL’ye geçişi cazip kılmayı hedefliyor. Özellikle kur oynaklığının yüksek olduğu dönemlerde şirketler döviz tutmaya meyilli olabilir; ancak %3 gibi ek bir getiri, TL mevduata geçmenin getirisini yükselterek bu kararı kolaylaştırabilir. Ekonomik gerekçe olarak, gönüllü dönüşümü artırıp piyasaya daha fazla döviz girişi sağlamak ve TL talebini teşvik etmek sayılabilir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ayrıca bu dövizlerini bozduran firmalara vergi indirimleri gibi ilave teşvikler de tanımlamıştır (örneğin elde edilen destek tutarının vergisel avantajı), ki bu da kararın arkasındaki çok yönlü teşvik mantığını göstermektedir.

KARARLARIN OLASI ETKİLERİ NE OLUR?

Dönüşüm desteğinin %3’e çıkarılması, ihracatçılar için dövizlerini zorunlu oran üzerinde bozdurmayı daha kârlı hale getirecektir. Bu teşvikin etkisiyle ihracatçılar, zorunlu %35’in ötesinde döviz gelirlerini de gönüllü olarak Merkez Bankası’na satıp TL’ye çevirmeye daha istekli olabilirler. Sonuç olarak, Merkez Bankası’na satılan döviz miktarında artış ve buna paralel olarak TCMB rezervlerinde ilave yükseliş görülebilir. Bu durum TL likiditesini de artıracağı için iç piyasada kredi ve para arzına yansıyan olumlu etkiler yapabilir. TL’ye çevrilen dövizlerin bir kısmı muhtemelen TL mevduat veya yatırıma dönüşeceğinden, ülke içinde kalan döviz gelirlerinin ekonomiye kazandırılması söz konusu olacaktır. İhracatçılar cephesinde ise, sağlanan %3’lük destek bir tür kur riski sigortası işlevi görerek firmaların kur dalgalanmalarından korunmasına kısmen yardımcı olur. Yine de, eğer ihracatçının TL’ye çevirdiği tutar daha sonra hızla değer kaybederse %3’lük destek bu zararı tam karşılamayabilir; bu nedenle firmalar döviz bozma kararında genel ekonomik beklentileri de dikkate alacaktır. Genel itibariyle, dönüşüm desteğinin artırılması “zorunlu + teşvik” kombinasyonuyla ihracat gelirlerinin azami ölçüde TL’ye döndürülmesini amaçlayan bir politika setinin parçasıdır ve TL’ye geçiş stratejisinin ihracat gelirleri boyutunu güçlendirmektedir.

BAŞARILI OLUR MU?

Öte yandan, bu tür makroihtiyati tedbirlerin başarıya ulaşması, piyasa aktörlerinin davranışlarına ve genel ekonomik konjonktüre bağlı olacaktır. Faiz artışlarıyla desteklenen bu liralaşma adımları sayesinde, TCMB bir yandan enflasyonla mücadele ederken diğer yandan da kur istikrarını sağlamayı hedeflemektedir. Sonuç olarak, her bir düzenlemenin ardındaki ortak ekonomik gerekçe, Türk lirasının kullanımını yaygınlaştırarak para politikasının etkinliğini artırmak ve ekonomiyi kur şoklarına karşı daha dayanıklı hale getirmektir.

 

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.