Connect with us

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

ŞİŞECAM sürdürülebilir geleceğe hazırlanıyor!

Yayınlanma:

|

Şişecam’ın bugün 14 ülkedeki 43 tesisi ile küresel bir şirket olduğunu belirten Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Türkiye’de camın tarihinin başlangıç noktası olan Şişecam bugün küresel bir oyuncu olarak geleceğin camına yönelik stratejik çalışmalara odaklanıyor. Sürdürülebilirliği odağına alarak yeni teknolojiler geliştiriyor” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM), camın teknolojik, bilimsel ve ekonomik önemini vurgulamak amacıyla 2022 yılını ‘Uluslararası Cam Yılı’ olarak ilan etti. Dünyada cam biliminin en saygın kuruluşu konumundaki ICG’nin etkin bir üyesi olan Şişecam, ‘2022 BM Uluslararası Cam Yılı’ hedefini destekledi ve bu konudaki destek çalışmalarını tüm paydaşları nezdinde küresel çapta yürüttü. BM’nin bu kararının cam sektörü ve Şişecam için önemini DÜNYA Gazetesi ve Şişecam ortaklığında gerçekleştirilen Camdan Sohbetler’in üçüncü bölümünde anlatan Şişecam Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kırman, Genel Koordinatörümüz Vahap Munyar’ın sorularını yanıtladı.

Camın, dünyada 5 bin yıllık tarihi olduğuna, cam sanayinin başlangıcı sayılabilecek ilk cam üretiminin M.Ö 1500’lü yıllarda Anadolu topraklarında yapılmasından bugüne camın girmediği hiçbir sektörün kalmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Günümüzde cam ve ürünlerine yüklenen fonksiyonlar ve kullanım alanları büyük bir ivme ile artıyor. Şu an dünyada bin 200 şirket, 2 binin üzerinde tesiste cam üretiyor. Sanat özellikli ve ikinci sanayi üretimleri hariç tutulduğunda yıllık yaklaşık 210 milyon tonluk üretim söz konusu. Karmaşık ve zorlu ihtiyaçlara etkin çözüm getirebilen camın kullanım alanları her geçen gün yeniden tanımlanıyor. Cam, hem sürdürülebilir olma özelliği hem de teknolojik kazanımlar ile stratejik önemini sürekli artırıyor” dedi.”

2022 yılının Birleşmiş Milletler tarafından ‘Uluslararası Cam Yılı’ olarak ilan edildiğini hatırlatan Kırman, “2022 Uluslararası Cam Yılı, camın gezegene zarar vermeden hayat kalitemizi artırmaya yönelik katkıları konusundaki farkındalığın uluslararası ölçekte artmasını sağlayacak. Şişecam da bu öneriye ülkemizin cam alanındaki öncü konumunun güçlenmesine ve ilerlemesine katkı sağlayacağı inancı ile destek verdi. Uluslararası Cam Yılı vesilesiyle sonsuz kere geri dönüştürülebilen, enerji tasarrufu sağlayan, en sağlıklı ambalaj malzemesi olma özelliğini taşıyan bu çok özel malzemenin daha yakından tanıtılması fırsatı doğacağına ve küresel odağın cam üzerinde artmasının sağlanacağına inanıyorum” diye konuştu.

“Camın dünyanın geleceğinde oynayacağı rol giderek artıyor”

Camın kültürel ve bilimsel gelişmelere yaptığı katkılara değinen Prof. Dr. Ahmet Kırman şunları söyledi: “Cam, fiber optik teknolojisi ile bugün bilgi temelli toplumun ana taşıyıcılarından birisidir. Teknolojik camlar, otomotiv sektörüne çok ciddi girdi sağlamaktadır. Mimari camlar, enerji tüketiminin azalmasını sağlarken cam paneller güneş enerjisi için, cam elyafı ise rüzgar tirbün kanatlarında kullanılmaktadır. Bioglass bileşenleri, bugün ilaçlarla birlikte insanların iyileşme süreçlerine katkı sağlıyor. Camın bu geniş fayda alanının uluslararası kamuoyu nezdinde hatırlanması için Uluslararası Cam Komisyonu (ICG)’nin “2022 Uluslararası Cam Yılı” başvurusunun BM tarafından da kabul edilmesi önemli bir fırsat. Şişecam da bu öneriye destek vermiştir. Bu vesileyle BM Daimi Temsilcimiz Sn. Feridun Sinirlioğlu’na ve destek talebimize yanıt veren, ülkemizin dünya cam sanayindeki yerinin daha da etkin hale getirilmesi için katkı sağlayan tüm paydaşlarımıza değerli katkıları için teşekkürlerimi sunmak isterim. Camın hem teknolojik gelişmelere katkısı hem de dünyanın geleceğinde oynadığı rol büyük bir hızla artıyor.”

Şişecam’ın şu anda 4 kıtada, 14 ülkede, 22 bin çalışan ile 43 tesisinde üretim yaptığını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Kırman; düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj, kimyasallar, otomotiv camları, cam elyaf, maden, enerji ve geri dönüşümle bağlantılı 9 iş kolunda faaliyet gösterdiklerinin altını çizdi. Şişecam’ın camın tüm temel alanlarında faaliyet gösteren tek dünya şirketi olduğuna dikkat çeken Kırman Türk cam sektörüne yönelik şunları söyledi: “2020 yılı sonu itibariyle 3,5 milyon ton düzcam, 2,7 milyon ton ambalaj, 600 bin tona yakın cam ev eşyası üreten Şişecam’ın 43 üretim tesisinin 37’si cam alanında faaliyet gösteriyor. Cam sektörü olarak bakıldığında ise Türkiye’de 2000-2019 arasında 32 milyar TL’ye ulaşan üretim katma değeri yaratılmıştır. İhracat ise işlenmiş camlar hariç son 10 yılda 8 milyar dolara ulaşmıştır.”

Camın öneminin birçok alanda olduğu gibi tıp alanında da giderek arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Biz de bu alanda teknoloji geliştirme çalışmaları yürütüyoruz. Örneğin cam mikro kürecikler aracılığıyla ilaç sektörüne katkı sağlayacak sistemler üzerinde çalışıyoruz. Bu uygulama, ilacın etkisinin çok daha etkin ve stabil bir şekilde yayılabilmesi açısından önem taşıyor” dedi.

“Fırınları yeniliyor, atık gazdan elektrik üretiyoruz”

Şişecam’ın sürdürülebilir değer yaratma ve sürdürülebilirliğin küresel çapta etkin savunucusu olma stratejisi doğrultusunda hammaddeden nihai ürüne tüm değer zincirini kapsayan çok önemli geliştirme çalıştırmalarına imza attığını dile getiren Kırman, “Ar-Ge yetkinliklerimizden de aldığımız güçle, sürdürülebilirlik stratejimize doğrudan katkısı olan ürünlerimizle döngüsel ekonomi için çözümün bir parçası olmakla kalmıyoruz, matematiksel modellerden, yenilikçi malzemelerden faydalanarak; operasyonel mükemmelliğe odaklanarak fırın tasarımlarımızı da sürekli geliştiriyor, daha verimli, daha az enerjiye ihtiyaç duyan üretim modelleri üzerinde çalışıyoruz” dedi.

Prof. Dr. Ahmet Kırman, Şişecam’ın emisyon yükümlülükleri konusunda ciddi çalışmalar yaptığını ifade ederek, “Cam üretimi yoğun enerji kullanımı gerektiriyor. Biz de kendi enerjimizi daha düşük emisyonlar yaratarak sağlama konusunda önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bunun için hem tesislerimizde çatı üstü GES yatırımlarımız oldu, hem de atıklarımızı değerlendirmeyi ve bunlardan da farklı şekilde enerji üretmeye yönelik önemli projeler hayata geçirdik. Atık gazlardan yararlanma ve buhardan elektrik üretme konularında ciddi çalışmalarımız var. Bununla ilgili gerek Türkiye’deki gerekse yurtdışındaki fabrikalarımızda çok büyük yatırımlar yaptık” şeklinde konuştu.

Türkiye’ye 4 milyar liralık iki yeni yatırım

Türkiye’ye düzcam alanında 4 milyar TL değerinde iki yeni fl oat yatırımı açıkladıklarını hatırlatan Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Ülkemizde hızla yükselen iç cam talebini karşılama ve şirketimizin büyüme hedeflerini desteklerken tüm paydaşlarımız için de sürdürülebilir değer yaratma hedefimiz doğrultusunda, mimari camlar ve otomotiv camına yönelik iki yeni fl oat hattı yatırımı için daha düğmeye basıyoruz. Günlük 1200 tonluk mimari cam fl oat hattı yatırımımız şu an dünyada devam eden en büyük 5 düzcam yatırımından biri konumunda. Bu yatırım için sadece hat yatırımı yapmakla kalmayacağız. Aynı zamanda yeni bir tesis de kuracağız. Günlük 750 ton üretim kapasiteli ve 4.8 metrelik, standardın üzerinde net ene sahip otocam fl oat hattı yatırımımız ise özel tasarımı ve yüksek kapasitesi ile Şişecam’ın vizyonunun ve teknolojik yetkinliklerinin simgesi niteliğinde. Bu yatırımı Kırklareli’nde hayata geçireceğiz. Otomotiv camına yönelik fırın yatırımının tamamlanmasıyla mevcut durumda otomotiv cama yönelik üretim yapan Kırklareli TR1 Float hattının kapasitesini artırıp düz cam faaliyetine kaydıracağız” dedi.

Sürdürülebilirlik hedeflerimize katkı sunan 40 patentimiz var

Şişecam’ın sürdürülebilirliğe yönelik çalışmalarını hem üretim süreçlerinde hem de ürünlerine yönelik olarak sürdürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Avrupa’da binalarda bir yenilenme dalgası var ve sıfır enerjili bina standartları talep ediliyor. Enerji tasarrufu sağlayan kaplamalı cam çözümleri de bu dönemde daha da çok önem kazanıyor. Biliyorsunuz Şişecam’ın ısı kayıplarını yüzde 50 azaltan farklı ürünleri ve kaplama teknolojileri var. Çevresel etkilerin aktif bir çözüm ortağı olma anlayışımız doğrultusunda sürdürülebilirlik stratejimize doğrudan katkı veren patentli ürün sayımız 40’a ulaşmış bulunuyor. Bu sayı, toplam patentli ürün sayımızın yarısına eşdeğer. Yüzde 100 geri dönüştürülmüş cam kullanılarak ürettiğimiz cam ev eşyası koleksiyonumuz da bu ürünlerin son örneklerindendir” dedi.

Şişecam otocam alanında etkin şekilde büyüyor

Şişecam’ın ABD ve diğer pazarlarda otocam alanında çok etkin bir şekilde büyüdüğüne dikkat çeken Prof. Ahmet Kırman, “ABD’li firmaların Çinli üreticilerle yaşadığı tedarik sorunu, bizi ön plana çıkardı. Hem OEM hem de OYC alanında yoğun talep görüyoruz. Özellikle de ikinci el pazarda bizim camlarımıza ilgi çok büyük. En kaliteli ikinci el otocam ürününün Şişecam’a ait olduğu noktasına doğru gidiyoruz. ABD’ye 1,5 milyon adet oto camı ihraç etmeyi planlıyoruz” dedi. Cam tedarikinde Çin’den Türkiye’ye doğru bir kayma olduğunu dile getiren Kırman, “Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeliyiz. Bunu kalıcı hale getirecek hamleleri hızlı bir şekilde hayata geçirmeliyiz. Hem cam alanında, hem de diğer sektörlerde de bunun gereğini yapmalıyız. Türk şirketler güvenilir, sürdürülebilir ve kaliteli bir tedarikçi olduğunu ispatladığı ölçüde büyük avantaj elde etmiş olacaktır” diye konuştu.

Şişecamlı kadınlar üretimin her alanında

Şişecam’ın CareforNext Stratejisi çerçevesinde çeşitlilik ve kapsayıcılığı öncelikli odak alanları arasında aldığını dile getiren Kırman, “Şişecam’da tüm çalışanlarımızın kendilerini değerli ve eşit hissetmelerine yönelik iş yeri kültürü oluşturmayı amaçlıyoruz. Pandemi döneminde global ölçekte düşen kadın çalışan oranı, bizde artmış ve yüzde 22’leri bulmuş durumda. Kadınlar verdiğimiz eğitimler ile üretimin her alanında çalışabilir hale geldiler. Örneğin Polatlı üretim tesisimizde cam çekme işlemini gerçekleştiren kadın çalışanımız var. Kadın çalışanlarımız artık lift’leri de kullanıyorlar, üretimin dahil olmak istedikleri her alanında da çalışabiliyorlar” dedi.

Ürün geliştirme çalışmalarımız aralıksız sürüyor

Şişecam’ın yaşama değer katan bir şirket olma misyonu doğrultusunda ürün geliştirme çalışmalarına aralıksız devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Ahmet Kırman bu ürünlere şu örnekleri verdi, “Cam yüzeylerde virüs ve bakterilere karşı etkili V-Block Teknolojisi ile dünyanın ilk antimikrobiyal kaplamalı cam ev eşyası ürün grubunu pazara sunduk. Otomotiv pazarına yönelik olarak ısı ve güneş kontrolü sağlayarak klima yükünün azaltılmasına katkıda bulunan yüksek performanslı atermik kaplamalı ön cam; araç sürüş bilgilerine gözleri yoldan ayırmadan ulaşmayı sağlayan HUD head-up display özellikli ön cam gibi birçok yeni ürüne imza attık. Fotovoltaik sektörüne sunduğumuz Antirefl ektif Kaplamalı cam ise cam yüzeyindeki yansıma kaynaklı ışınım kayıplarını minimize ederek daha çok ışığın güneş hücrelerine ulaşmasını sağlamakta, bu sayede güneş panelleri daha fazla elektrik üretebilmektedir” dedi.

9.5 milyar şişenin geri kazanımını sağladık

Cam üretiminde kullanılan her yüzde 10 oranındaki atık cam kırığının yüzde 5 kadar karbon salımını önlediğine dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Kırman, 2011 yılından bu yana Türkiye’nin en kapsamlı sürdürülebilirlik projelerinden biri olan Cam Yeniden Cam projesi aracılığıyla bugüne kadar 9.5 milyar şişenin geri kazanıldığını ifade etti. Geri dönüşümün, EBRD ile birlikte Şişecam Çevre Sistemleri AŞ’yi kuran Şişecam için önemine dikkat çeken ve 9 faaliyet alanından biri olduğuna dikkat çeken Kırman, “Dünyada cam ambalaj geri dönüşüm oranı yüzde 21’dir. Avrupa’da bu oran yüzde 75’i geçmiş durumda. Bizde ise yüzde 7. Geldiğimiz nokta bu alanda daha çok yol alınması gerektiğini gösteriyor. Burada mevzuat düzenlemeleri yapıldı. Ulusal depozito sistemi başladı. Bu çok büyük bir önem taşıyor. 2026 yılında yüzde 70 gibi bir dönüşüm oranı öngörülüyor” ifadesini kullandı.

Camda katma değerli ürünler büyüme trendini olumlu etkiliyor

Türkiye cam sektörünün büyüme projeksiyonu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ahmet Kırman, 2021-2026 yılı büyüme beklentilerini şöyle açıkladı: “Cam ambalaj sektöründe ortalama yüzde 7, mimari cam alanında ise yüzde 6 ila 7 arası büyüme bekleniyor. Otomotiv camında yüzde 3 ve cam ev eşyası alanında yüzde 2 büyüme öngörüyoruz. Sektörde katma değerli ürünlerin artması, büyüme trendini de olumlu etkiliyor. Ton bazında cam ihracatımızın ortalama birim fiyatı camın çeşidine göre ton başına 700 dolar ile 3 bin dolar arasında değişiyor. Son beş yılda ihracatımızda düz camda yüzde 10, cam ambalajda ise yüzde 15 dolar bazında artış kaydedildi. İç pazarda girdi verdiğimiz lokomotif sektörlerin büyümesini desteklerken ihracatta katma değerli ürünlerin payını da artırmalıyız. Çevreci ve sürdürülebilir cam ürünlerle dünyadaki güçlü konumumuzu daha da güçlü hale getirmeliyiz” dedi.

Dünya

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Bilançosunu yönetemeyen 2027’yi göremeyecek

Geçen yıl bütün şirketlerin tarihinin en iyi bilançolarına ulaştığını söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, şirketleri rehavete kapılmamaları konusunda uyardı. Aran, bilançosunu iyi yönetemeyen, dijitalleşme ve yeşil dönüşüme gerekli önemi vermeyen şirketlerin 2027 yılını göremeyeceğini söyledi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İş Bankası’nın bir girişimi olan ve demir çelik sektörünün sanal pazarı olarak hizmet veren Proemtia, bir yılını tamamladı. Bu kapsamda düzenlenen toplantıda konuşan İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ekonomiye dair önemli mesajlar verdi. Konjonktürün şirketler için zorlayıcı olduğunun altını çizen Hakan Aran, “Ekonomik şartların en ağır olduğu ve bu ağırlaşmanın reel sektör tarafında daha çok hissedileceği bir döneme giriyoruz. İzlenen ekonomi politikalarından dolayı geçtiğimiz yıl tüm şirket bilançoları tarihinin en iyi durumuna ulaştı.

Tarihinin en iyi durumuna ulaşan şirket bilançolarının bu kadar kısa sürede bozulması eşyanın tabiatına aykırı. Ancak şunu söylemek isterim o en iyi noktadan geriye dönüyoruz. Bundan sonra önümüzdeki 2,5 yıllık dönemde sadece bilançosunu iyi yöneten ve verimlilik artışını sağlayan şirketler 2027 yılını görebilecekler. Bunu başaramayan ve geçen yılın iyi bilançosunun sarhoşluğunu yaşayan ve onu devam ettirebileceğini düşünenler ise bu süreçte 2024, 2025 ve 2026 yıllarında oldukça zor günler yaşayacak” diye konuştu.

“Şirketlerin finansman maliyetlerini karşılaması çok zor”

Böyle bir dönemde finansmana erişimin çok kolay olmadığını vurgulayan Aran, “Maliyetler de çok yüksek, herhangi bir iş alanında bu maliyetleri karşılayacak bir kârlılıkta söz konusu değil. O nedenle finansmana erişimin daha kısıtlı daha dikkatli kullanılması gereken bir dönemde ben işbirlikleri ve ortaklıkların da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Banka olarak herhangi bir alanda sadece kreditör olarak değil o alanda fiilen destekleyen bu zor dönemi beraber ortak olarak devam edip bu finansman maliyetleri makul seviyeye indiği zaman tekrar finansör görevine dönecek şekilde banka olarak bu zor dönemi yönetmede esnek olduğumuzu söylemek isterim. Dönem neyi gerektiriyorsa mevzuatın çizdiği sınırlar içerisinde o pozisyonu hiç çekinmeden alacağımızı söylemek istiyorum” ifadelerini kullandı.

“İhracatımız yüzde 90 oranında ithalata bağlı”

Proemtia’nın kendileri için ne anlama geldiğini de anlatan Hakan Aran, şunları söyledi: “Türkiye’nin gayri safi yurt içi hasılasında en büyük payı alan sektör imalat sanayi sektörüdür. İmalat sanayi sektöründe meydana gelen her yüzde 1’lik artış ekonomik büyümeyi binde 5 oranında artırdığını bilmemiz gerekiyor.

İhracatı ve üretimi ön plana çıkarıyoruz ancak maalesef ihracatımız yüzde 90 oranında ithalata bağlı. İthalat ettiğimiz hammaddenin yanında insanımızı yakıt olarak kullanıyoruz, enerjiyi kullanıyoruz ve bu bileşenleri pişirip ihracat gerçekleştiriyoruz. Ancak bu süreçte yarattığımız katma değer gerçekten çok düşük kalıyor. Bu nedenle arzu ettiğimiz sürdürülebilir büyümeyi ekonomimizde göremediğimiz için çok büyük oynaklıklarla mücadele ediyoruz.

Proemtia 1inci yılında sektör temsilcileriyle buluştu

Bir türlü ülke olarak o istediğimiz verimlilik artışını istediğimiz seviyeye çıkaramamış durumdayız. Bu artışı sağlamanın önümüzdeki 3 yılda 2 tane temel taşı var, biri dijitalleşme diğeri yeşil dönüşüm. Bu iki dönüşümü de başarmak durumdayız. Proemtia’nın imalat sanayinin gelişmesine pazarın güçlenmesi ve derinleşmesine katkı sağlayacağını, sadece sektörün kendi içerisinde sanayi 4.0’ın gerektirdiği o dijital dönüşümü değil aynı zamanda ödemelere aracılık ederken bu işin pazar yeri mantığıyla alıcı ve satıcıların zahmetsiz bir şekilde buluşup oradaki iş gücünden daha verimli yararlanılmasına öncülük etmek istiyoruz.”

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay zeka, mavi yakalılardan sonra beyaz yakalıları tehdit ediyor!

Yapay zekanın ve robotlaşmanın olduğu dünyada önümüzdeki zaman içinde insanların gereksizleşmeye başlayacağına ilişkin öngörülerin olduğuna dikkat çeken uzmanlar, teknoloji yeni işler üretirken birçoğunu da yok ettiğini söylüyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay zekanın iş modellerini değiştirdiğini kaydeden Sosyolog Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Mavi yakalıların gitgide sayıları azalıyor. Eksile eksile gidiyorlar. İkinci tehdit dalgası da beyaz yakalılar için olacak. Ofis işlerinin çoğunu yapay zeka yapacak.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, yapay zekanın insan hayatına etkilerini değerlendirdi.

Yapay zekanın yok ettiği işler var…

Yapay zekanın ve robotlaşmanın olduğu dünyada önümüzdeki zaman içinde insanların gereksizleşmeye başlayacağına ilişkin öngörülerin olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bu gereksizlik mevzusu gerçekten çok önemli. Teknoloji konusunda özellikle insanlar iyimserler, diyorlar ki; ‘Teknoloji bütün sorunlarımıza çözüm bulacak’. Buluyor, ama teknolojinin ürettiği işle, yok ettiği işler de var. Birçok yeni iş alanı üretiyor, ama birçoğunu yok ediyor. Yok ettiği daha fazla.” dedi.

Beyaz yakalılar da tehlikede

Yapay zekanın iş modellerini de değiştirdiğini kaydeden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bir tarafta 100 tane iş kayboluyor, yerine 5 tane yeni iş geliyor. 95 kişi ne olacak? Nasıl uyum sağlayacağız? Daha az nitelik gerektiren sektörlerde çalışan binlerce kol işçisi ne olacak? Mavi yakalıların gitgide sayıları azalıyor. Eksile eksile gidiyorlar. İkinci tehdit dalgası da beyaz yakalılar için olacak. Ofis işlerinin çoğunu, bankadaki, analiz işlerinin büyük bir çoğunluğunu yapay zeka yapacak, şu anda bile yapmaya başladılar.” diye konuştu.

Beyaz yakalıların da önemli bir kısmı gereksizleşmiş…

Yapay zekanın otomatik olarak maillere cevap verdiğini de dile getiren Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Bu da yavaş yavaş şunu gösteriyor, beyaz yakalıların da önemli bir kısmı gereksizleşmiş… Yarın, öbür gün büyük bir çoğunluğu ‘Biz ne yapacağız?’ diye düşünecekler. Para nasıl kazanılacak, kim harcayacak? İşte gereksizlik buradan başlıyor. Üretemiyorsun, çalışıp para kazanamıyorsun, kazanamadığın için de tüketemiyorsun. O zaman ne oluyor? Sistem için gereksiz birisi oluyorsun. Gereksizler aslında bunun nazikcesi… Aslında sınıf altı denilen bir kavram var.” diye anlattı.

Gereksizleşen insanların nasıl eyleneceği önemli bir soru!

Gereksizleşen insanların nasıl eyleneceğinin önemli bir soru haline geldiğini de ifade eden Prof. Dr. Barış Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ne yapacaksınız? Oyun oynayacaksınız. Gitgide dünyada uyuşturucu kullanımı artıyor. Sosyal medyada saatlerce kaydırma yapılarak bakılıyor. Niye bakılıyor? Can sıkıntısından, yapacak iş gitgide azalıyor. Aslında bir sürü distopya romanında, bir sürü filmde bunun izlerini görüyoruz. Nasıl görüyoruz? Bir fanusun içinde gerekliler yaşıyor. Üretenler ve tüketenler. Bir de şehrin kıyısında, duvarın arkasında, fanusun dışında itilmiş kakılmış bir gereksiz ordusu var. Dünya aslında ona gitgide dönüşüyor. Nasıl dönüşüyor? Gettolar oluşuyor. Bakın bugün şehre; şehrin içinde gerçekten çok lüks yaşamların olduğu mekanlar var. Bir de onun dışarısında kalmış henüz o nimetlerden faydalanamayan bir grup var.

Gitgide o çalışanların işleri de robotlar tarafından yapılıyor. Yerleri temizleyen birileri çıkıyor. Servis yapan birileri çıkıyor. Tabii ki insana ihtiyaç olacak. Gerekli kadar olanını kendilerine kadar tutacaklar ama o gereksizler ne olacak? Çok büyük bir soru.”

“Şimdi de gereksizleşen, işi gücü olmayanlara saatlerce oynayacağı oyunlar icat ediliyor”

Komplo teorilerine de atıfta bulunan Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Covid zamanı da söylenmişti. Acaba gereksiz olanları bir şekilde öldürüyorlar mı? ‘Mesela en fazla yaşlılar ölmüştü. Çünkü sistem tarafından elendiler. Yük görünüyorlardı.’ Bu şekilde komplo teorisi… Olur mu olmaz mı orası ayrı bir konu. Ayaklanma çıkmaması için bunları bir şekilde eylemen lazım. Ne ile? Oyunla. Ve bu oyunlarda zaman diye bir mefhum da yok. Eski zamanlarda işçilerin oynadığı oyunların hep bir süresi vardır. Futbol 90 dakikadır. Niye buna bir süre koymuşlar? Çünkü işçi arada bir mola veriyor, rahatlıyor. Peki zenginlerin oyunu ne? Golf mesela. Bir süre yok… Saatlerce oynayabilir. Aynı şekilde şimdi de gereksizleşen, işi gücü olmayanlara saatlerce oynayacağı oyunlar icat ediliyor.” diye yorumda bulundu.

“Geleceğin toplumunu yönlendirebilir ve orada gereksiz olmayabiliriz”

Prof. Dr. Barış Erdoğan, kendini tekrarlamamak için hayal etmek gerektiğine işaret ederek, “Hayal etmeyen tekrarlar. Çünkü hayal etmeniz gerekiyor ama hayal etmeniz için ne yapmanız gerekiyor? Okumanız gerekiyor. Mitoloji okumanız gerekiyor. Oyunlara dönecek olursak aslında oyunların sırrı ne? Hint mitolojisi var içinde. Yunan mitolojisi var. Çin var. Eski ahitten hikayeler var. Yeni ahitler, dinler var. Dinler tarihi var. Hepsini bilmek gerekiyor ki yaratıcı oyunlar ortaya çıksın. O zaman işte milyar dolarlık sektörler oluyor. Bu sadece oyun için değil. Sinemada da aynısı. Hepsinin alt metinlerinde edebiyat, sanat, kültür, tarih var. O yüzden insanlar olarak hepimizin geçmişi çok iyi bilerek geleceğin toplumunu yönlendirebilir ve orada gereksiz olmayabiliriz.” diye konuştu.

“Gereksiz olmamak için hayal edelim…”

Nasıl öğreneceğini de öğrenmek gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Barış Erdoğan, “Öğrenen ayakta kalabiliyor. Bir şeyi iyi bilmek bir mesele değil. Ama ona nasıl ulaşacağınız önemli. Bir de onun üstüne ne ekleyebilirim? Onun için de hayal kurmak önemli. Hayal etmezsek gereksiziz. Gereksiz olmamak için hayal edelim.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Mastercard, “2023 Çevresel, Sosyal ve Yönetişim Raporu”nu yayımladı

Raporda, 2024 yılında küresel olarak çoğu ekonomide enflasyon baskılarının hafiflemeye başlayacağı belirtilerek, ılımlı enflasyon, istikrarlı reel ekonomik büyüme ve çeşitli bölgesel dinamikler sayesinde tüketici güveninin güçleneceği öngörülüyor 

Yayınlanma:

|

Yazan:

Mastercard, 2023 yılındaki küresel, çevresel, sosyal ve yönetişim faaliyetlerini özetlediği raporunu paylaştı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Mastercard, çevre, sosyal ve yönetişim alanındaki hedeflerinin yer aldığı ‘2023 Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) Raporu‘nu yayımladı.

Raporda, toplumların refah içinde olduğu sürdürülebilir bir dünya inşa etmek, ekonomilere güç vermek ve insanları güçlendirmek amacıyla aksiyonlara yer verildi.

Toplum, refah artışı ve çevre için alınan aksiyonların yer aldığı rapora göre, 2014 yılından bu yana ‘Girls4TechTM’ aracılığıyla 6,8 milyon kız çocuğuna eğitim imkanı sağlandı. 870 milyondan fazla insan dijital ekonomiye bağlanarak, 2025 yılı taahhüdü olan 1 milyar hedefine yaklaşıldı.

Ayrıca tüm dünyada 37 milyon kadın girişimciye işlerini büyütmeleri için çeşitli çözümler sağlandı. Son 5 yılda yapılan 7 milyar dolarlık siber güvenlik yatırımı sayesinde yaklaşık 20 milyar dolarlık kaybın önüne geçildi.

ESG Raporu’na göre Mastercard, kadın çalışanlarının küresel ortalama ücretini, 2022 yılına göre yüzde 1,7 artışla, erkek çalışanlarının ortalama ücretinin yüzde 96,4’üne yükseltti. Mastercard’da kadınlar, erkeklerin kazandığı her 1 dolara karşılık 1 dolar kazanıyor.

Raporda toplum, refah artışı ve çevre için alınan aksiyonlar şu şekilde sıralandı:

‘Şirket, 48 milyon küçük işletme ve 2025 yılına kadar 50 milyon hedefi kapsamında faaliyetlerini yürütüyor. 2023 sonu itibarıyla şirketteki kadın yönetici oranı yüzde 33’e ulaştı. ‘Mastercard Strive’ girişimi,12 milyon mikro ve küçük işletmeye ulaştı. Net gelirdeki yüzde 13’lük artışa karşılık emisyonlarda yıllık yüzde 1’lik düşüşle, emisyonların kurumsal büyümeden ayrıldığına dair işaretler görülmeye devam edildi. 2016 baz yılına kıyasla 2023 yılında kapsam 1 ve 2 emisyonlarını yüzde 48, kapsam 3 emisyonlarını ise yüzde 40 azalttı.

Tedarikçilerinin yüzde 91’i kapsam 3 emisyonları konusunda Karbon Saydamlık Projesi’ne (CDP) rapor veriyor. 2025 yılında kısa vadeli kilometre taşlarına ulaşma hedefini sürdürüyor. 2028 yılına kadar ağındaki ödeme kartlarında ilk kullanım olan polivinil klorür (PVC) plastikleri ortadan kaldırmaya yönelik çabalarını hızlandırdığını duyurdu. Operasyonları için yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynakları kullanıyor. ‘Paha Biçilemez Gezegen Koalisyonu’ ile 5 yılda 100 milyon ağaç hedefi doğrultusunda 17 milyon ağaç dikildi.’

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.