Connect with us

EKONOMİ

Temkinli iyimser hava korunuyor

Yayınlanma:

|

  • Dün Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğe göre, TCMB döviz cinsinden mevduat için menkul kıymet tesis oranını %3’ten %5’e çıkarırken 2023’ten itibaren TL mevduatın toplam içindeki payı %50’nin altındaki bankalar için oranı %12’ye kadar artabilecek kademeli bir düzenlemeye geçti. Elbette, düzenlemenin amacının döviz mevduatı caydırma, TL mevduatın payını ise artırma olduğunu not etmek gerekiyor. Düzenleme değişikliğine ilk etki olarak 2030 vadeli TL tahvilin bileşik getirisi neredeyse iki tam puandan fazla geriledi. Biraz daha somutlaştırmak gerekirse, TCMB’nin bankalara yönelik olarak menkul kıymet tesis etme zorunluluğu ile 2030 vadeli TL faizi %7,70 seviyesine geriledi (aynı vadede işlem gören Türkiye’nin USD faizi (eurobondu) %10,55 seviyesinde)!
  • Öte yandan TCMB önümüzdeki yıl için döviz mevduatın TL’ye dönüş sistemini de değiştirdi. Dövizden TL’ye dönen tutara ilişkin belirlenen oransal hedefler yıl sonunda ortadan kalkacak. Önümüzdeki yıldan itibaren bankalar TL mevduatın mevcut durumda %46-47 olan oranını %50’ye çıkarmazlarsa ek tahvil tutma yükümlülükleri ile karşılaşacaklar. Yedi puan ilave menkul kıymet tesisi TL mevduatın toplam mevduat içindeki payına göre gerçek ve tüzel kişi için ayrı ayrı %50 altında kalan bankalar için uygulanacak (TL payı %60 üzeri bankalarda ise oran %5 kalacak).
  • TCMB’nin dünkü tebliği öncesinde, enflasyonun %83 olduğu bir ortamda -reel faizlerin de derinlemesine negatif olduğu düşünülürse- hanehalkının varlığını enflasyona karşı koruması için hisse senedi ve gayrimenkul yatırımı uzun bir süredir ön planda olduğunu bültenlerimizde mütemadiyen işliyoruz.  Enflasyonist ortamda uzun bir süredir parayı ‘mala bağlama’ eğiliminin güç kazanması ile konut fiyatlarının gelmiş olduğu seviye satın alma gücünü artık zorlanmaya başlaması ile hisse senetlerinin bir adım daha ön plana çıkmasını bekliyoruz. Dün bu minvalde Ağustos’ta konut fiyat endeksi %8 artarken, yıllık bazda nominal değişim %184,6 oldu. Antalya ve civarı ile İstanbul’da Rus/Ukrayna talebi sonucu fiyatların daha da hızlı arttığını gördük.
  • Eylül ayında yaşanan olumsuz gelişmeler ardından Borsa İstanbul cephesinin yeniden yukarı yönlü bir momentum yakalanma potansiyeli olduğunu da düşünüyoruz. USDTRY kuru, futboldan bir benzetme yaparsak son 12 gündür kamunun da desteği ile 18,59 seviyesinde ‘çakılı defans’ oynamaya devam ettiğini not edelim.
  • Bültenimize TCMB kararı ile sert bir giriş yaptık. Küresel mali piyasalarda ise pazartesi günü hisse senedi piyasalarında başlayan sat sat sat nereye kadar sonrası oluşan tepki iyimserliğinin düne de yansıdığını gördük. ABD’de şirket bilançolarının tahminlere oranla daha olumlu gelmesi (dün Netflix’in de finansalları yüzleri güldürdü) de bu iyimserliğin arkasında yatan itici güç olurken, Avrupa’da sert gerileyen gaz fiyatlarının da belirleyici olduğunun altını çizmek gerekiyor.
  • Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının belirlendiği Hollanda merkezli sanal gaz ticaret noktasında TTF (Title Transfer Facility), gösterge doğalgaz fiyatı 111 Euro/MWh’ye kadar geriledi. Bu fiyat 26 Ağustos tarihinde 340 Euro seviyesine kadar yükselmişti. Bu gelişme elbette enerji ithal eden Türkiye gibi ülkeler açısından çok önemli. AB ülkelerinin liderleri 20-21 Ekim tarihlerinde Brüksel’de bir araya gelecek. Zirvenin ana gündem maddesi ise enerji krizi olacak.
  • Doğalgaz fiyatlarında (yakın vade) düşme ivmesi neredeyse son 8 aydır devam ederken, petrol fiyatlarında ise OPEC+ ile ABD arasında -Suudi Arabistan ekseninde- sözlü düello  devam ediyor. OPEC+’nın günlük 2 milyon varil üretim kesintisin gitmesi ardından Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı son 10 gündür mütemadiyen gerileyerek 90 usd/varil seviyesinin de altını zorlamaya başladığını görüyoruz. Haftalık kapanışı bekleyerek daha sağlıklı yorum yapacağız.
  • Kıymetli madenler cephesinde ise, altının ons fiyatı 1,650 dolar seviyelerinde, önemli teknik bölge olarak görülen 1,685 doların altında sessiz sedasız beklemeye devam ederken, gümüş sekiz gün süren düşüşüne hafta başı dur demesi ardından son 2 günde tepki yükselişine sahne olarak 18,70 dolar seviyesine toparlardı. IMF’nin 2023 raporundan sonra -büyümenin düşeceği bir yılda- baz metaller ve kıymetli metallere yönelik iştahımızın daha da  azaldığını itiraf etmek gerekiyor.
  • İngiltere’nin politika hatasından geri adım atması sonrasında değer kazanan GBPUSD paritesi, kritik bir direnç olarak gördüğümüz 1,1410 seviyesini aşamayarak yeniden 1,13 civarında salınmaya devam ederken, YEN her gün dolar karşısında biraz daha zayıflıyor. Bu sabah USDJPY paritesi 149 seviyesini aşarak 32 yılın en düşük seviyesini test etti. Japonya Maliye Bakanı Suzuki, spekülasyonlara dayanan sert kur hareketlerine uygun ve kararlı adımlarla yanıt vereceğini belirterek müdahale ihtimalinin altını neredeyse her gün tekrar tekrar çizmeye devam ediyor. Hatırlanacağı üzere, ABD’nin agresif faiz artırımları ile Japonya Merkez Bankası’nın aşırı gevşek para politikası arasındaki uçurum nedeniyle (~ 375 baz puan) USDYEN paritesi sene başına göre %30 yükseliş kaydetti. Teknik mânâda YEN’de değer kaybının devam etme ihtimalini (153 seviyesi radar menzilinde görülüyor) gözardı etmiyoruz.
  • Avrupa Merkez Bankası (ECB) haftaya sonuçlanacak olağan 27 Ekim toplantısında mevduat ve refinansman oranlarında 75 baz puanlık bir artışa soyunacağı beklentisi güç kazanıyor. EURUSD paritesi bu sabah 0,99 seviyesine göz dikerken, doların piyasa kuru DXY ise 112 seviyelerinin diplerine gevşedi.
  • ABD borsalarının geceyi %1 civarında yükselişle tamamlaması ardından yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında iyimser hava ivme kaybetmekle birlikte korunuyor. Gösterge endeks Tokyo borsası %0,6 yukarıda işlem görürken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde yükseliş isteğinin korunduğunu görüyoruz. Genel havanın dengeli olduğunu söyleyebiliriz.
  • İngiltere’nin son haftalarda yaşadığı ‘türbülans’ ardından bugün açıklanacak TÜFE enflasyonu (beklenti %10) -merkez bankasının enflasyonla mücadele için ne kadar şahin olmaları gerektiğine dair ipuçları için- önemle takip edilecektir. Ayrıca, bugün Avrupa’da da enflasyon rakamları; günün ikinci yarısında ise ABD’de konut sektörü istatistikleri takip edilebilir. Tesla’nın piyasa kapanışı ardından açıklayacağı 3Ç finansal raporu ise piyasa yansıması yaratabilir!

>Konut Fiyat Endeksi

TCMB Ağustos ayı konut fiyat endeksi raporunu açıkladı. Endeks bir önceki aya göre %8 arttı. Bu sonuçla yıllık bazda nominal değişim %184,60 oldu. Bu rakam reel bazda %57,93’lük bir artışa işaret ediyor. Bu arada eğer reel değişimi TÜFE bazlı değil de ÜFE bazlı yaparsak, reel değişim sadece %16,76 ile sınırlı kalıyor! İl bazında yıllık fiyat değişimine baktığımızda İstanbul’da nominal artış %210,8 olurken, en yüksek yıllık artış oranı %231,3 ile Antalya, Burdur, Isparta illerinde oldu. Elbette tatil beldeleri ve İstanbul’da fiyatların sert artmasında Rus/Ukrayna faktörü de göz ardı edilmemelidir. Türkiye genelinde birim TL fiyat olarak baktığımızda medyan fiyatın 15,076.10 TL’ye ulaştığını görüyoruz.

1666154566596bfc67e99612f9da7490cbd4e18f0b_1_1200.jpg

>2030 vadeli TL ve USD faiz makası

Resmi Gazete’de dün yayımlanan tebliğe göre TCMB menkul kıymet tesis oranı güncellendi ve uygulanmasında da değişikliğe gidildi. Karar ardından Türkiye’nin 2030 vadeli USD ve TRY tahvili arasındaki makas daha da açıldı.

1666154566d7788c274eb4bf2731597d4dd434005d_2_1200.jpg

>Enflasyona Karşı Güvenli Liman?

Yukarıdaki grafiklerden de anlaşılacağı üzere, reel faizin derinlemesine negatif olduğu bir ortamda, hanehalkı varlığını enflasyona karşı korumak için hisse senedi ve gayrimenkul yatırımına sıcak bakıyor. Enflasyonist ortamda uzun bir süredir parayı ‘mala bağlama’ eğilimi güç kazanmıştı lâkin fiyatların gelmiş olduğu seviye satın alma gücünün artık zorlanmaya başlaması ile hisse senetlerinin bir adım daha ön plana çıkmasını bekliyoruz.

1666154566a9d1e1d75d245b3b5ac0eb37bb0fabf0_3_1200.jpg

>Avrupa Gaz Fiyatları

Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa doğalgaz borsalarında acil durumlarda fiyatları sınırlandıracak bir mekanizma kurmayı teklif etti. TTF (Title Transfer Facility), Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının belirlendiği Hollanda merkezli sanal gaz ticaret noktası. TTF gösterge doğalgaz fiyatı 111 Euro/MWh’ye kadar geriledi. Bu fiyat 26 Ağustos tarihinde 340 Euro’ya kadar yükselmişti. Bu gelişme elbette enerji ithal eden Türkiye gibi ülkeler açısından çok önemli. AB ülkelerinin liderleri 20-21 Ekim tarihlerinde Brüksel’de bir araya gelecek. Zirvenin ana gündem maddesi enerji krizi olacak.

166615456730f35a0facae2c4fd56d89a9b07b329b_4_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.