Connect with us

GÜNCEL

Türk Lirası: Bak bak şova bak, sen de şova bak

Yayınlanma:

|

  • Türk mali piyasalarda yerel seçimler ardından hâkim olan iyimser hava dün TCMB’nin yılın ikinci enflasyon raporunu açıklaması ardından daha da pekişti. TCMB, bizim beklentimizin aksine, yıl sonu enflasyon tahminlerini -yılın ilk dört ayında beklentilerinin üzerinde artış gösteren enflasyona paralel- 2 puan artışla %36’dan %38 seviyesine yükseltirken, 2025 ve 2026 yılsonu tahminlerini ise sırasıyla değiştirmeyerek %14 ve %9 seviyesinde korudu. TCMB Başkanı Karahan, enflasyonun hedeflerine uyumlu seviyelere gerileyene kadar sıkı para politikası duruşlarını korumakta kararlı olduklarını, enflasyon görünümünde kalıcı bir bozulmaya kesinlikle izin verilmeyeceğini, ‘ne gerekiyorsa’ da yapmaya hazır olduklarını söyleyerek ‘şahin’ bir duruş sergiledi.
  • Enflasyonda zirve seviyenin Mayıs ayında %75-76 seviyesinde görüleceğini belirten Karahan, yılın ikinci yarısında ise belirgin düşüş olacağına dikkat çekti. Öte yandan, yıl sonu için tahmin aralıklarının alt ve üst noktaları %34 ve %42 olarak belirlenirken (orta noktası %38), TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, enflasyonun tahmin aralığının üst bandının bu yıl aşmayacağına emin olduklarını söyledi. TCMB’nin kararlı duruşu ve enflasyon raporu ardından soru cevap kısmında verdikleri samimi ve açık yanıtlar, piyasalar nezdinde olumlu olarak karşılandı.
  • Karahan ayrıca, Mart ayında yapılan 500 baz puan faiz artışının yurt içi ve dışı yerleşiklerin TL’ye güvenini artırdığını ve rezervlere olumlu yansıdığını söylerken, Londra swap piyasasının açılmasına yönelik bir soruya ise Başkan Karahan bu konuda düzenleme yetkisinin BDDK’da olduğu yanıtını verdi. Hatırlanacağı üzere, hafta başı, piyasalarda konuşulan swap sınırlamalarının gevşeteceği (Bloomberg International haberi) ve Türkiye’nin gri listeden çıkarılabileceği iddiaları (Reuters) Türk mali piyasalarında büyük bir heyecan yaratmıştı (bu iki konunun hâlen daha sıcaklığını koruduğunu not edelim).
  • Yerel seçimler öncesinde kur uçacak kaçacak korkularını besleyen yorumlara hiç katılmadığımız gibi otoritenin dezenflasyon sürecini tesis etmek adına ne gerekiyorsa yapacağını ve kurun yükselmesine de izin vermeyeceğini defaten söylemiştik. Yılın ilk çeyreğinde (özellikle de Mart ayında) kurun uçup kaçacağ endişesi ile TL’den yeniden koşar adım uzaklaşan yurtiçi yerleşikler TCMB’ye 29,2 milyar dolar rezerv kaybı yaşatırken, TCMB’nin de swap ve kamu dövizler hâriç net rezervleri eksi 74,6 milyar dolar seviyesine kadar gerilemişti. Havanın yerel seçimler ardından beklentimize paralel iyimsere dönmesi ile son 23 iş gününde TCMB’nin 35 milyar dolar rezerv biriktirdiğini ve manşet rakamın da eksi 38,8 milyar dolar seviyesine kadar iyileştirdiğini görüyoruz (bakınız grafik).
  • Dün sabah saatlerinde Başkan Karahan’ın da işaret ettiği üzere şartlar müsade ettiği sürece bu tablo daha da iyileşecektir. Swap ve kamu dövizleri hâriç açıklanan son manşet veri, Ocak 2021’den bu yana en iyi seviyeye işaret ediyor (maalesef TCMB verileri daha da geçmiş dönemi göstermiyor). Seçim öncesi felaket tellallarının çığırtkanlığı ile yurtiçi yerleşikler Kapalıçarşı’ya hücûm etmeselerdi, TCMB’nin rezervleri erimeyecek ve belki de bugün yaşanan TL rallisi ile USDTRY kuru 27-28 seviyelerine kadar gerileyecekti.
  • Dün açıklanan haftalık TCMB verilere göre, 3 Mayıs ile biten haftada, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları (DTH) 3,4 milyar dolar daha gerilerken, son 5 haftada düşüş 10 milyar dolar seviyesine ulaştı (bakınız grafik). Öte yandan, TCMB’nin menkul kıymet istatistiklerine göre, söz konusu haftada, hisse senetlerinde yabancının pozisyonu 309 milyon dolar, devlet tahvilinde ise 761 milyon dolar arttı. Geçen hafta belirttiğimiz üzere, Türk varlıklarına olan ilgi artarken, JP Morgan’ın tahvil endeksindeki TL tahvillerinin ağırlığını arttırması sonrası son iki haftada DİBS alımları yaklaşık 1,4 milyar dolar artış kaydetti. Tahvil piyasasında yabancının payı artarken, TL lehine gelişmeleri büyük bir mutluluk ile takip ediyoruz. Yabancı indinde Türkiye’nin 5 yıl vadeli riskleri gösteren CDS risk priminin de 4 yılın en düşük seviyesi olan 275 baz puana kadar gerilediğini not edelim (çok olumlu bir gelişme).
  • Çok da laf kalabalığı yapmadan… Türk varlıklarına yönelik hem içerden hem de dışardan büyük bir ilginin başladığını hep birlikte görüyoruz. Bu bağlamda, hafta başı yazdığımız “Türk Lirası ‘sahalara’ geri dönüyor” başlıklı yazımızda da belirttiğimiz üzere, ilk etapta sonbahara kadar TL olumlu havadan faydalanmak gerektiğini altını bir kez daha çizmek isteriz. TL’nin reel anlamda değerlenmeye devam edeceğini (kurun enflasyonun altında artacağını), hatta biraz iddialı olsa da, kurun göreceli sakin seyrini de gözeterek şirketlerin kısa vadede döviz kredisi kullanımını da artırabileceğini düşünüyoruz. TCMB hazır şartlar elverişli iken, bu süratte rezerv biriktirmeye devam ederse, Haziran ayında swap ve kamu dövizleri dışarı bırakılarak takip ettiğimiz net rezervlerin artıya geçtiğine de şahit olacağız!
  • TCMB döviz aldıkça hâliyle karşılığında piyasaya TL vermeye devam edeceğini ve bollaşan bir ürününü fiyatı düşer mantığından hareketle TL’nin de fiyatının (paranın da fiyatı faiz) düşeceğini düşünebilirsiniz. Tıpkı bu hafta ortası olduğu gibi. Lâkin bizler, mevduat faizinin Türk Lirasına geçişi teşvik seviyesinde kalmaya devam edeceğine işaret eden TCMB’nin rehberliğinde, piyasada oluşacak likiditenin sterilize edilmeye (kitabî bir yaklaşımla, sterilizasyon Merkez bankalarının, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan para arzı artışlarının etkilerini dengelemek için yaptıkları açık piyasa işlemlerine anlamına geliyor) devam edileceğini düşünüyoruz. Zaten, dün ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %52,57 seviyesine geri dönerken, TL referans faizi de %50 seviyesine yükseldi (bakınız grafik). Bu da mevduat faiz oranlarında yakın gelecekte %50’nin altında bir oranı düşünmenin çok da doğru olmayacağına işaret ediyor.
  • Yurtdışı piyasalarda ise temkinli iyimser seyrin korunmaya devam ettiğini görüyoruz. Geçen hafta Cuma günü açıklanan ABD istihdam raporunun beklentileri karşılayamaması ardından iyimser bir seyre bürünen piyasalar, faiz indirim beklentilerini perçinleyecek yeni bir gelişme beklerken, dün ABD’de açıklanan haftalık işsizlik maaşı için yeni başvuruda bulunan Amerikalıların sayısı geçen hafta sekiz aydan uzun bir sürenin en yüksek seviyesine yükseldi. İstihdam piyasasının istikrarlı bir şekilde soğuduğuna dair daha fazla kanıt sunan dünkü veri ardından ABD borsaları geceyi %0,5 – 1 aralığında yükselişle tamamladı. Artık gözler haftaya Çarşamba günü açıklanacak ABD tüketici enflasyon verisine çevrildi.
  • ABD dolarının piyasa faizi olan 10 yıllık tahvil faizi %4,45 seviyesine gerilemesine paralel faiz getirisi olmayan altının ons fiyatı 2,355 dolar seviyesine yükselirken, geçen hafta 26 dolar seviyesini bir kez daha test ederek (re-test) teknik mânâda güçlü bir sinyal üreten gümüş ise 28,50 dolar seviyesine dayandığını görüyoruz. Kıymetli madenlerde uzun pozisyonumuzu korurken, gümüşün psikolojik 30 dolar seviyesini aşması sonrası daha da sürtalenmesini bekliyoruz. Ortadoğu’da ise tansiyonun yeniden arttığını görüyoruz. Reuters haberine göre, İsrail güçlerinin Refah bölgelerini bombaladığı iddia edilirken, Başbakan Netanyahu ise ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’in güney Gazze şehrine saldırması hâlinde silahlarını keseceği tehdidini reddetti. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatının yeniden yükselişe geçerek 84,40 dolar seviyesine geldiğini not edelim.
  • İsveç Merkez Bankası’nın ekonomik yavaşlama nedeniyle politika faizin 8 yıl aradan sonra ilk kez indirime kararı ardından dün gözler gelişen ekonomilerde faiz indirimlerinin devam edip etmeyeceğini anlamak adına İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) olağan faiz toplantısına çevrildi. BoE, dört yıl aradan sonra, ilk faiz indirimin sinyalini verirken, Başkan Bailey yatırımcıların beklediğinden daha fazla indirim olabileceğini de söyleyerek faiz indirimlerinin önümüzdeki ay başlamasının önünü açtı. GBPUSD paritesi 1,25 seviyelerinde yatay bir seyir izliyor.
  • Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında temkinli iyimser bir görünümün hâkim olduğunu görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa artılar göze çarpıyor. Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye’de işsizlik ve sanayi üretimi, dışarıda ise İngiltere’de sanayi üretimi ve büyüme; ABD’de ise Michigan tüketici güven endeksi takip edilebilir. USDTRY kurunun güne TCMB’nin kurduğu 32,20 – 32,25 bandındaki ‘baraj’ seviyesinden başladığını, hisse senetlerinde ise iyimser görünümün devam edeceğini düşünüyoruz. Herkese güzel bir hafta sonu dileyerek bültenimizi tamamlayalım.

>TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervleri

1715314993d4aac38a0ef410a3f1687da15ab6563a_1_1200.jpg

>DTH

17153149931b3f62a8eb4cf1bf837323754d8fb394_2_1200.jpg

>TL referans faizi ve Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti

1715314994e4addabb1df92313ef22d09ffc583924_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

PROGRAMLAR İŞE YARAMADI, YENİ REÇETE ŞART!

Yayınlanma:

|

Enflasyonla mücadele adı altında iç piyasa katliamına dönen uygulamalar, sahadan gelen sesi duymaksızın devam ederken, elinde rakamla bomboş bir ülkede yaşamaya niyetli gibi ortaya çıkan ekonomi yönetimi tarzı, uyarıları da duymazlıktan geliyor.

Halen 2025 yılında dünyada ihracat pazarlarının açılmasından medet umarak, umut dağıtma kampanyası devam ediyor. Oysa hatırlayacaksınız, 2024’te de strateji bunun üzerine kurgulanmıştı ve geldiğimiz nokta ortada.

Ayrıca dünya piyasası açılsa bile, ki beklendiği gibi coşmayacak, bu TL maliyetlerle ve kur dezavantajıyla hiçbir ihracatçının netice alabilmesi, alsa da sürdürebilmesi mümkün değil. Fakat bu mesele de görmezlikten geliniyor.

İç piyasa ise gerek kalmayan ve eksiye geçen satın alma gücü, gerekse firmaların maliyetlerini burada da yansıtabilmesine olanak tanımayan fotoğraf, üzerine kredi mekanizmasının da kesilmesiyle birlikte tam bir açmaz noktaya geldi.

Bazen öyle bir gelişme ortaya çıkar ki, sayfalarca anlattığınızı, tek bir tanımlamaya sığdırarak daha çok anlam taşır. İşte şimdi bunun için bir unsur var elimizde. Pandemi dönemini hatırlayın.

Mart ayında ilk vakanın görülmesinin ardından tüm ekonomi kapatılmış, perakende noktaları ve bağlantılı olarak ticaret tamamen durma noktasına gelmiş, sadece e-ticaretle iş yapmaya çalışanların, yetersiz cirolarla ‘hiç olmazsa’ diyerek günü kurtarmaya çalıştığı o sıfır noktasını anımsayın.

O dönemde bilhassa ticaretle uğraşanlar ne yaşadıklarını çok iyi biliyorlar. Fakat o dönemin koşullarında bile, en azından kredi alan vatandaş zorunlu harcamalarını yapmaya çalıştı. İş hacmini kurtarmaya yetti mi, hayır. Ama atlatılması gereken bir dönemdi.

Son gelinen nokta, büyük bir alarmın habercisi gibi. Noktasına virgülüne dokunmadan önce bilgiyi aktarayım: “…ticari satışlarda pandemi dönemi olan Mayıs 2020’den sonraki en sert düşüş gerçekleşti. Ticaret satış hacmi temmuz ayında bir önceki aya göre ise yüzde 0.6 azaldı…”

Ticarette satışların 2020 yılının Mayıs ayı seviyesine düşmüş olması, ekonomi yönetiminin işi gücü bırakıp, konsantre olması gereken bir başlık olarak ortada duruyor. Ama görüyoruz ki, halen rakam tutkusuyla, sahadan gelen sese kulak tıkamaya devam edecekler.

Türkiye’nin gerçekçi bulunmayan bir enflasyonu 10’ar puan düşürerek oluşturmaya çalıştığı bir ortamda, tamamen duran bir piyasada, nakit akışının açmaza doğru sürüklendiği bir nokta, insanların gelirlerinin açlık seviyesinin altında, kredi puanlarının sorunlu olduğu ve satın alma için vadelerin de yok seviyesine getirildiği şartlarda nasıl bir ekonomik sonuç bekliyorlar?

Mesele artık bir ekonomi tercihi olmaktan çıktı, kumarhanenin müşterisini değil, ekonominin gerçek aktörlerini korumak gereken bir fotoğrafla ortada duruyor. Buna karşılık viraneye bakıp, yalı methiyesi düzen bir yönetim anlayışıyla binanın yıkılmasını izleyen yöneticilere sahibiz. Durun, okuyun, yeni bir strateji belirleyin. Yoksa topluca yıkıntının altında kalacağız.

Mustafa AKPINAR

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED’den 50 bsp indirim fiyatlanıyor: Nerdesin âşkım, burdayım âşkım #altın

Yayınlanma:

|

Yazan:

Avrupa Merkez Bankası (ECB), Euro bölgesindeki enflasyonun yavaşlaması ve ekonomik büyümenin zayıflaması nedeniyle faiz oranlarını bir kez daha düşürdü ve önümüzdeki aylarda daha fazla faiz indirimi sinyali verdi. Ancak ECB Başkanı Lagarde, kararların veri odaklı olacağını ve önceden belirlenmiş bir yol izlenmediğini vurguladı. ECB’nin yeni ekonomik tahminleri enflasyonun 2025’te %2 olan hedefe ulaşacağını ön görürken, büyüme tahminleri ise aşağı yönde güncellendi.

ECB’nin Haziran’dan bu yana ikinci çeyrek puanlık faiz indirimine soyunduğu günün devamında yılın geri kalanına yönelik sürecin nasıl devam edeceğini tam olarak bilmiyoruz. Bu sabah itibariyle vadeli faiz kontratları, ECB’nin 17 Ekim tarihinde düzenlenecek olağan faiz toplantısında 25 baz puan indirimine gitme olasılığına sadece %30 ihtimal tanıdığını not edelim. ECB ardından yatırımcıların dikkati FED’in önümüzdeki Çarşamba günü iki günlük toplantısının sonunda faiz indirimi kararı alması beklendiği toplantısına çevrilmiş durumda. Çeyrek puanlık indirime kesin gözüyle bakılırken, 2020’den bu yana ilk faiz indirimi olacağını da not edelim. Vadeli kontratların 50 baz puanlık faiz indirimine %50 ihtimal tanımaya başlaması ile, doların değer kaybının yeniden hızlandığını görüyoruz.

ECB kararı sonrası, küresel mali piyasalarda -günün son işlem saatlerinde- büyük çaplı bir volatilitenin hâkim olduğunu gördük. Önde gelen merkez bankalarının faiz indirimlerine başlayıp devam edeceğini beklentisinin yarattığı rüzgâr ve hâliyle FED’den 50 baz puan indirim ihtimalinin potaya girmesi,  kıymetli metal fiyatlarını yukarıya itti. Altının ons fiyatı, 2,530 dolar direncinden defalarca ‘kırmızı kart’ görmesi ardından dün yeni ufuklara yelken açarak 2,565 dolar seviyesini test etmek suretiyle tüm zamanların zirvesine yükseldi. Ons altın ile ilgili çok uzun bir süredir olumlu bir tonumuz olduğunu okurlarımız pekâlâ biliyorlar. Bir kez daha hatırlatmak gerekirse: Doların adeta ‘silah’ olarak kullanılması nedeniyle Merkez Bankalarının dolar rezervlerini azalttığını; doların rezerv kompozisyonundaki payının %70’ten %58’e gerilediğini, ABD Hazinesinin her 100 günde ~ $1 trilyon artan borcu ve bunun da yarattığı kaygılar, artan jeopolitik riskler ve faiz indirimleri öncesinde altını daha cazip bir yatırım aracı olarak görülmeye başlanması… Bu görüşler ışığında altın ile ilgili uzun pozisyonlarımızı korumaya devam edeceğiz. Büyük resimde, her ne kadar kısa vadede bir miktar volatiliteye imkân versek de, zayıf dolar temasının korunmaya devam edeceğini, altının 2,550 dolar seviyesindeki hedefimize ulaşması ardından artık 3bin dolar seviyesinin radar menzilinde olacağını düşünüyoruz.

Türkiye cephesinde de, tıpkı yurt dışında olduğu üzere, günün son işlem saatlerinde volatilitenin etkili olduğunu gördük. Borsa cephesinde son yedi gündür kesintisiz bir şekilde korunan satış baskısı, sekizinci güne de taşınmaya hazırlanırken, 9,400 teknik seviyesinin altına sarkan endeks, kapanışa doğru bankalar öncülüğünde gelen güçlü alımları ile kayıplarını telafi ederek günü %1,1 artıda tamamlamayı başardı. Bankacılık endeksi ise günü %2,3 yükselişle tamamladığını not edelim. TCMB’nin kaybettiği döviz rezervlerini son bir haftadır hızla yerine koyması ardından kur cephesinde düşen tansiyonun da yardımı ile USDTRY kuru 34 seviyesinin kıyısında gün boyu salınmaya devam ederken, akşamüzeri 33,90 seviyesine kadar gerilediğini gördük. Altının rekor kırdığı, USDTRY kurunda da yönün yavaş bir yükseliş şeklinde olsa da yukarı olduğu bir ekosistemde, gram altın 2,800 TL seviyesinin de üzerine yükseldi. Bültenimizi takip eden değerli okurlarımızın, gram altında cephesinde, iki yükselen nedeniyle rekorların peş peşe gelmeye devam edeceği görüşümüzü pekâlâ hatırlayacaklardır.

Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini yine dikkatle irdeledik. Bu minvalde, 6 Eylül ile biten haftada menkul kıymet istatistiklerinin ön plana çıktığın görüyoruz keza yabancı yatırımcı söz konusu haftada satış düğmesine basmış: yabancının hisse senedi portföyü 50 milyon dolar, devlet tahvili portföyü ise 863 milyon dolar azalmış. Yabancının hisse senetlerinden sene başından bu yana yaklaşık 2 milyar dolar satış yaptığını bilmemize rağmen, tahvil cephesindeki satışı pek de anlamlandıramadık. Öte yandan, TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 2,6 milyar dolar düşüşle 146,7 milyar dolar seviyesine gerilerken; 11 Eylül gününe ait TCMB’nin analitik bilançosuna göre, swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyon 0,9 milyar dolar artışla 15,1 milyar seviyesine yükseldi. BDDK verilerine göre ise KKM bakiyesi 0,5 milyar dolar düşüşle 46,5 milyar dolar seviyesine geriledi. KKM’den çıkış kesintisiz bir şekilde Eylül 2023’den beri devam ediyor. Yabancı para mevduatlar 10 milyar dolar artışla 199,2 milyar dolar seviyesine gelirken, yurtiçi yerleşik tüzel kişilerin 1,2 milyar dolar mevduat artışına karşılık bireyseller 0,2 milyar dolar döviz çıkışı gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Bu veriler neticesinde, KKM’nin toplam mevduat havuzundaki payı %9, dövizin %39, TL’nin oranı ise %52 seviyelerinde göreceli olarak yatay seyretti.

Yurt dışına geçmeden önce, dün TCMB tarafından açıklanan Temmuz ayı cari işlemler dengesinin 0,6 milyar dolar fazla verdi. Geçen yılın aynı ayında cari dengenin 5,3 milyar dolar açık verdiğini hatırlatalım. Bu sonuçla birlikte 12 aylık birikimli açık 19,1 milyar dolar ile son yılların en düşük seviyesine geriledi. Bu iyileşmenin arkasında altın ithalatındaki sert düşüşün ve ihracatta yaşanan artışın büyük payı olduğunu görüyoruz. Veriyi olumlu olarak ‘okuyoruz’.

Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, talep ve büyüme endişelerinin gölgesinde son üç yılın en düşük seviyesini test etmesi ardından, Meksika Körfezi’ni vuran Francine Kasırgası’nın ABD üretimini ne kadar etkileyeceği konusundaki belirsizliklerle birlikte dün günü %2’nin üzerinde yükselişle 72 dolar seviyesinden tamamladı. Doların değer kaybettiği, EUR ve Sterlin paritelerinin hafif de olsa yükseldiği dünkü günün gecesini ABD borsaları yükselişle tamamladı. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi %1 yükselirken, bu sabah pasifiği diğer ucuna iyimser havanın topyekûn taşınmadığını görüyoruz. Japon Yen’i 140 psikolojik seviyesine doğru gerileyerek dolar karşısında yılın en değerli seviyesine gelmesi, ihracat odaklı Japonya şirketlerini olumsuz etkileyeceği beklentisi ile gösterge endeks Tokyo borsası %1 düşerken, teknoloji ağırlıklı Hong Kong borsası %1 yükseldi.

Reuters/Ipsos anketine göre, ABD Başkan Yardımcısı Harris, 5 Kasım’daki başkanlık seçimleri yarışında Trump karşısında %47’ye %42’lik bir üstünlük sağladı. Harris, seçmenlerin çoğunlukla kazandığını düşündüğü münazara ardından son dönemlerde kapanan farkı yeni açtı. Bu sonuç, Harris’in seçim yaklaşırken seçmenler üzerinde artan bir avantaj elde ettiğini gösterirken, piyasa dostu politikalar izlemesi beklenen Trump’ın geriye düşmesi ile bitcoin hâlen daha 58bin dolar seviyesinin etrafında salındığını ve ralliye ayak uyduramadığını görüyoruz. Yükselişin başlaması için 68-69bin dolar seviyelerinin üzerinde haftalık bir kapanışa ihtiyaç olduğunu altını peşinen çizelim. Herkese iyi bir hafta sonu dileriz.

Altın

17262004541cc5ca17144bc565b42b9c3e1cb64606_1_1200.jpg

Menkul Kıymet İstatistikleri

17262004557fdf4ced52b48d47ab45ed6b2d64f966_2_1200.jpg

TCMB net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim

1726200456e863a1d8864d1e8b26a509bd00fe6306_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

BofA, ABD Asgari Saatlik Ücretini 24 Dolara, Başlangıç Maaşını Yaklaşık 50 Bin Dolara Çıkardı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bank of America, şirketin 2025 yılına kadar 25 dolar taahhüdünün en son adımı olan ABD asgari saatlik ücretini saatte 24 dolara çıkardığını duyurdu. Artışla birlikte, ABD’deki tam zamanlı çalışanlar için asgari yıllık maaş yaklaşık 50.000 dolara yükselecek. Artış, ABD’deki tüm tam zamanlı ve yarı zamanlı saatlik pozisyonlar için geçerlidir.

Bankalar arasında fark yarattı, personeli öncelikli hale getirdi

Bu hamle, bankanın ABD’li saatlik çalışanlar için asgari ücret oranı belirlemede ulusal bir lider olma geçmişine dayanıyor.

  • Son yedi yılda Bank of America, asgari saatlik ücreti 2024’te 15 dolardan 24 dolara yükseltti.
  • 24 dolara yükselmesiyle, bankadaki tam zamanlı ABD çalışanlarının başlangıç maaşı 2017’den bu yana yaklaşık 20.000 dolar artmış olacak.
Bank of America asgari ücret artışı çubuk grafiği Bank of America asgari ücret zaman içinde arttı

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.