ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Türkiye pozitif ‘hikâye’ büyürken, gözler Cenevre’de

Yayınlanma:
3 hafta önce|
Yazan:
BankaVitrini
Hafta sonu, Başkan Karahan’ın AA’ya verdiği özel röportajı okurken, ECB’nin bir dönem başkanlığını yapan bazuka lakaplı ve “ne gerekiyorsa (whatever it takes)” sözü ile kararlılığın ve herhangi bir engeli aşma iradesinin sembolü olarak hatırlanan Başkan Draghi’nin 2012 senesindeki konuşmasını hatırladım. Sn. Başkan Karahan, şahin bir üslup takınarak piyasalara güven telkin etmek suretiyle büyük montanlı faiz indirim beklentilerini törpülemeye çalıştığını görüyoruz.
Başkan Karahan %24 olan yıl sonu enflasyon hedefine ulaşmak için ne gerekiyorsa yapılacağına vurgu yaparken, TL’deki reel değerlenmeye de atıfta bulundu. Başkan Karahan, kur için bir hedef seviyeleri olmadığını, uygulanan politikaların bir sonucu olarak yatırımcı tercihinin TL lehine artması ile reel değerlenmenin devam ettiğini söyledi. Biz de Başkan Karahan ile aynı noktada olmak suretiyle, TL’de reel değerlenmenin kademeli olarak azalmaya devam etse de yaz aylarına kadar süreceğini düşünüyoruz.
Hatırlamak gerekirse, geçen yılın Mart, Nisan ve Mayıs aylarının ortalama aylık enflasyonu %3,25 seviyesinde idi. Bu baz etkisinin yanı sıra, enflasyonun ana eğiliminde görülen yavaşlamanın da yardım ile, önümüzdeki aylarda düşüş ivmesinin devam etmesini bekliyoruz. TCMB’nin ise önümüzdeki üç toplantının her birinde 250 baz puan faiz indirimine giderek politika faizini %35’e çekmesini muhtemel görüyoruz. Sene sonu faiz beklentimiz ise %27,50 – %30,00 aralığında yer alıyor.
Gelin hep birlikte, faiz indirim beklentilerinin yanı sıra, TL ve TL cinsi varlıklar üzerinde var olan olumlu hikâyeye biraz da geniş bir açıdan bakarak manşetimize de ruh kazandırmaya çalışalım. Türkiye’nin son dönemde olumlu anlamda biriken hikâyesine bültenlerimizde hemen hemen her gün değiniyoruz. Özellikle, Trump sonrası yeni dünya düzeninde, kendisini savunma noktasında harekete geçen Avrupa’nın, AB üyesi olmayan Türkiye ile dirsek temasını oldukça önemsiyoruz. Türkiye ile AB arasında oldukça güçlenen diyalog ve Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her platformda AB üyeliğinden söz etmeye başlaması sonrası bu hafta 20-21 Mart tarihinde Türkiye’nin AB Liderler Zirvesi’ne katılımcı olarak davet edildiğinin altını bir kez daha çizmek isteriz.
Buradan başka ve çok önemli bir konuya sıçrayalım. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in ev sahipliğinde, Cenevre’de 5+1 formatında düzenlenecek gayriresmi Kıbrıs zirvesi bugün başlıyor. KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Hristodulidis’in yanı sıra garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere de toplantıda yer alacak. Zirve, adadaki statükoyu şekillendiren dinamikleri yeniden masaya taşırken, Kıbrıs meselesi, sadece adanın iki toplumlu yapısıyla sınırlı değil; Türkiye-AB ilişkilerinin de önemli bir parçası olarak okuyoruz. Son dönemde, Avrupa’nın savunma politikalarında Türkiye ile daha yakın bir işbirliği arayışı içinde olması, ya da NATO çerçevesindeki askerî angajmanların ve bölgesel güvenlik politikalarının gündemde olduğu bir dönemde, her ne kadar adanın kuzeyinde büyük bir heyecan hâkim olmasa da, stratejist kimliğim ile Cenevre ve ötesini farklı bir bakış açısı ile değerlendirmek istiyorum.
Özellikle Doğu Akdeniz’deki enerji denklemine eklenen jeopolitik kaygılar, tarafların masada daha fazla manevra alanı aramasına neden olabileceğini göz ardı etmesem de, AB’nin Rum tarafını her koşulda destekleyen yaklaşımını ise ne kadar sürdüreceğini merakla takip edeceğiz. KKTC, egemen eşitlik vurgusunu koruyarak Cenevre’ye giderken, şekillenecek diyalog ortamı, ya da içinde bulunduğumuz yeni dünya düzeni, hem Kıbrıs için hem de Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir denge arayışının parçası olabileceğini ve bu bağlamda adada olası bir anlaşmanın sanıldığı kadar da uzak olmayacağını düşünüyoruz!
Kıbrıs mevzusu haftanın sıcak gündem manşeti olsa da, Suriye ve Ukrayna’nın yeniden inşasında Türkiye’nin belli bir ölçüde fayda sağlayacağı beklentisi ile Borsa İstanbul son iki haftadır olumlu bir görünüm sergiliyor. Alt endekslerde, BIST Taş Toprak Endeksi (XTAST) çimento şirketlerinin önderliğinde son iki haftada %14 yükselerek lokomotif görevi üstlendi. Öte yandan, yabancının Türkiye yatırımlarında önemli bir barometre görevi üstlenen ABD ile ilişkiler şimdilik olumlu bir eksende ilerliyor. Trump’ın dış politikada sergilediği agresiflik ve sağa sola ‘kırmızı kart’ gösterdiği bir ekosistemde, hafta sonu gerçekleşen ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi mevzusunun ön plana çıkarıldığı Trump – Erdoğan telefon görüşmesini de olumlu hikâye sütununa ilave bir nokta olarak yazılması gerektiğini düşünüyoruz. Borsa İstanbul ana endeksi, son iki haftada %12 yükselirken, faiz indirim sürecinin bankacılık sektörüne olumlu yansıyacağı beklentisi ile bankacılık endeksi son üç haftada %14 yükseldi.
Faiz indirim senaryosunun Türk finansal varlıklarında önemli bir değerlenme potansiyeli taşıdığını ve bu bağlamda tahvil ve hisse senetleri için bir süredir geliştirdiğimiz olumlu tonu, olumlu tarafta kümelenen pekçok haber başlıkları ile korumaya devam edeceğimizi yeri gelişmek bir kez daha belirtmek isteriz. USDTRY kuru TCMB’nin güçlü rezervleri sayesinde bebek adımları ile kuzeye ilerlemeye devam ederken, bu sabah ilk işlemlerde 36,65 seviyesinden eşleşdiğini not edelim.
Her ne kadar Rusya elini yüksekten açarak bir aylık ateşkes sürecine ilişkin çekincelerini belirtse de, Ukrayna’nın ABD’ye karşı çaresiz duruşu sonrası, tünelin sonunda ‘ışığı’ görür gibiyiz. ABD Başkanı Trump’ın, Ukrayna’daki üç yıllık savaşı sona erdirmenin yollarını görüşmek üzere bu hafta Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile konuşması beklenirken, ABD temsilcisi Steve Witkoff, Moskova’da Putin ile yaptığı görüşmeyi “olumlu” olarak nitelendirdi. Olası bir barış, Rusya – Ukrayna savaşında yaşanan arz şokunu terse çevirip Türkiye gibi net enerji ve emtia ithalatçısı bir ülkeye destek vereceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin yabancı indinde risklerini yansıtan beş yıl vadeli CDS risk priminin 258 baz puan ile neredeyse pandemi döneminden bu yana en düşük seviyelerde salınması, risksiz faiz olarak görülen ABD on yıllık faizin de geldiği seviyeler ile birlikte göz önüne alınırsa, olumlu havadan faydalanmak adına Hazine’nin yeni bir eurobond ihracına çıkması için zeminin de elverişli olduğunu düşünüyoruz.
Dönelim biraz da yurtdışı piyasalara. Trump’ın sağı solu belli olmayan ve yatırımcı güvenini sarsan politikalarının ilk etapta stagflasyona, devamıda ise resesyona (ekonominin üst üste iki çeyrek boyunca negatif büyüme göstermesi, yani daralması durumu) neden olacağı beklentisi ile geride bıraktığımız haftanın büyük bir bölümünde etkili olan riskten kaçınma isteği piyasaların karamsar tarafta kalmasına neden olmuştu. Ekonomik faaliyetlerin yavaşlayacağı, üretimin, yatırımların ve harcamaların düşeceği korkusu ile hisse senetleri sert satışlara sahne olurken, haftanın son iş günü, Rusya-Ukrayna ateşkes umutları ile ABD’de hükümetin kapanma ihtimâlinin azalması tepki alımlarına neden olmuştu.
Yeni gün ve hafta başlangıcında, ABD’nin Yemen’deki Husilere yönelik saldırısı manşetlerde yer alırken, Hüsilerin deniz taşımacılığına yönelik saldırılarını sonlandırana kadar saldırıların da devam edeceği belirtildi. İran destekli Husilerin Kızıldeniz’deki saldırıları, Süveyş Kanalı’ndan geçen gemi sayısında önemli bir düşüşe neden olurken, bu durum, küresel ticaretin yaklaşık %12-15’inin geçtiği Süveyş Kanalı’nda nakliyeyi aksatmış ve birçok lojistik şirketinin Afrika’nın güneyinden dolaşan alternatif rotalara yönelmesine yol açmıştır. Yolun uzaması, tedarik zincirinde sorunlara neden olurken, yakıt maliyeti başta olmak üzere enflasyonla savaşa da olumsuz bir katkı sağladığını göz ardı etmeyelim. Haberin risk algısını çok fazla etkileyeceğini düşünmüyoruz. Keza altının ons fiyatı haftayı tamamladığı 2,890 dolar seviyesinde salınırken, ABD 10 yıllık tahvil getirisi de benzer bir şekilde %4,30 seviyesinde işlem görüyor. Altın ons fiyatı geride bıraktığımız hafta 3,004 dolar seviyesini test ederek tam bir yıl önce başladığımız yolda bizleri utandırmadı! Çok net bir şekilde söylemek gerekirse, Trump döneminin barındırdığı belirsizlikler ve fiat para sistemine olan güvensizlik devam ettikçe, altında yön yukarı olmaya, beraberinde de gümüş ve bitcoini de sürüklemeye devam edeceğini düşünüyoruz.
Pasifiğin diğer ucunda ise Asya borsalarında iyimser havanın egemen olduğunu görüyoruz. Çin tüketimi artırmaya yönelik yeni teşvik önlemleri açıklamasıyla piyasalarda artan olumlu beklentiler borsalara da alım getirmiş. Şangay hâriç, geriye kalan tüm borsalarda %1’in üzerinde alımlar görürken, hükûmetin iç tüketimi canlandırmak için gelir artırıcı adımlar ve kredi koşullarının gevşetilmesi gibi önlemler duyurması, küresel talebi artıracağı umuduyla petrol fiyatlarını da yükseltti. Asya piyasaları güçlü bir seyir izlerken, Cuma günü tepki alımlarına sahne olan ABD borsaları, resesyon endişeleri nedeniyle bu sabah vadeli işlemlerde düşüş yönlü bir performans izliyor. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, hafta sonu, ABD’de resesyon yaşanmayacağına dair “garanti verilemeyeceğini” belirterek yatırımcıların ekonomik durgunluk kaygılarını artırdı!
Trump’ın dış ticaret tarifeleriyle ilgili belirsizlik yaratan politikalarına paralel önde gelen kurumlar hisse senedi endeksleri için yıl sonu tahminlerini aşağı yönlü revize ederken, gözler Çarşamba günü sonuçlanacak olağan FED toplantısına çevrildi. Yatırımcılar olası faiz indirimi sinyalleri açısından Başkan Powell’ın basın toplantısını yakından takip edeceklerdir. FED kararının yanı sıra, İngiltere, İsviçre ve Japonya Merkez Bankası kararları da yakından takip edilecek. Barış umudu ile iyimser bir seyir izleyen Rus Rublesine paralel gözler Rusya Merkez Bankası kararında da olacak. Alman partiler savunma harcamalarında anlaşırken, EURUSD paritesi haftayı 1,0880 seviyesinden ve beş ayın zirvesine yakın tamamladı. EUR’nun aşırı alım bölgesine geldiğini, teknik mânâda, daha da yukarıda, 1,0980 seviyesinin önemli bir direnç görevi üstleneceğini düşünüyoruz.
Her ne kadar gözler merkez bankalarında olsa da, biz ise AB Liderler Zirvesi ve Cenevre Kıbrıs görüşmelerini takip edeceğiz. Bu minvalde, iyimser haberlerin veya olumlu ‘hikâyenin’ desteği ile Türk mali piyasalarında olumlu ayrışmanın da devam etmesini bekliyoruz.
Emre Değirmencioğlu
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
ADIM ADIM DÜNYA KRİZİNE HAZIR OLUN

Yayınlanma:
2 gün önce|
07/04/2025Yazan:
Mustafa Akpınar
ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı gümrük vergileri, küresel piyasalarda adeta şok etkisi yarattı.
Çin’in Trump’a sert misillemede bulunmasıyla ABD borsalarında iki günlük değer kaybı 5,4 trilyon dolara ulaşırken, ABD ve dünya ekonomisi için resesyon beklentisi arttı.
FED BAŞKANI DA KARAMSAR
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın tarifelerle ilgili “muhtemelen daha yüksek enflasyon ve daha düşük büyüme olacak” açıklaması, finansal piyasalardaki depremi büyüttü.
Powell, “tarifelerin beklenenden belirgin ölçüde yüksek olduğunu ve etkilerinin de muhtemelen yüksek olacağını” söyledi.
BORSALARDA SERT KAYIPLAR
New York Borsası’nda S&P 500 endeksi, perşembe günkü yüzde 4,8’lik düşüşün ardından dün de yüzde 6 geriledi.
Nasdaq Bileşik endeksinde düşüş, aralık ortasında gördüğü zirveye göre yüzde 20’yi aştı ve endeks “ayı piyasası” bölgesine girdi.
Bu hafta Avrupa borsaları da sert kayıplar yaşarken gösterge Stoxx 600 endeksinde yüzde 8,4’lük düşüş yaşandı. Bu hafta İngiliz FTSE 100 endeksinde yüzde 7, MSCI Asya endeksinde yüzde 4,5 düşüş görüldü.
TRUMP GERİ ADIM ATMAZSA…
Trump’ın geri adım atmaması durumunda ABD ve Avrupa Birliği ekonomilerinin resesyon yaşamasının muhtemeldir . Trump’ın geri adım atmasını da beklemiyorum .
Eğer bu küresel ticaret savaşı çok kısa zamanda sona ermezse, ABD’nin bu yıl resesyona gireceğini düşünüyorum.
Resesyon, bir ekonomide çeyreklik büyümenin iki çeyrek üst üste negatif olması anlamına geliyor.
ABD’nin en büyük bankası JPMorgan, ABD ekonomisi için 2025 yılı büyüme beklentisini yüzde 1,3’ten yüzde 0,3’e çekti. Banka, ABD ekonomisinde bu yıl yaşanacak bir resesyonun işsizlik oranını yüzde 4,2’den yüzde 5,3’e yükseltebileceğini öngördü.
Küresel ekonomi için resesyon olasılığını yüzde 40’tan yüzde 60’a yükseldi.
1968 yılından bu yana ABD haneleri ve şirketleri için en büyük vergi artışı dünyadan gelecek misillemelerle birlikte ABD iş dünyasında güvenin düşmesinin ve tedarik zincirlerinin bozulmasının tarifelerin etkisini büyütecek.
BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ
ABD’nin önde gelen bankası Citibank da 2025 yılı için ABD ekonomisi büyüme tahminini yüzde 0,6’dan yüzde 0,1’e düşürdü.
Citibank analistleri, ABD’nin ekonomik görünümünde belirsizliklerin, Kovid salgını sonrasındaki en yüksek seviyede olduğuna işaret ederek “Şimdiye kadar hiçbir gelişmiş ülke, gümrük tarifelerinin böylesine belirgin ve hızlı şekilde yükseltmedi” yorumunda bulundu.
KORKU ZİRVEDE, PETROL VE BAKIR ÇAKILDI
ABD borsalarındaki beklenen oynaklığı ölçen ve korku endeksi olarak bilinen Vix endeksi de 45,1 puanla, son beş yılın zirvesine yükseldi.
Resesyon korkusu, dün Brent petrolde yüzde 6,5, Batı Teksas petrolünde yüzde 7,4, bakırda yüzde 9’luk fiyat düşüşlerini beraberinde getirdi.
Güvenli liman olarak görülen ABD’nin 10 yıllık hazine tahvili dün yüzde 3,86 seviyesine kadar gerileyerek beş ayın dibini gördü.
Mustafa AKPINAR
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Likidasyon ve panik: Ne var ne yok sat!

Yayınlanma:
2 gün önce|
07/04/2025Yazan:
BankaVitrini
Geride bıraktığımız hafta, küresel mali piyasalar, tarife savaşlarının gölgesinde adeta likidasyon eğilimine sahne oldu. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq 100 endeksi, Perşembe günü %5,5 gerilemesi ardında Cuma günü de %6 gerileyerek (Mart 2020’den bu yana en sert düşüş) tepeden %20’den fazla düşmek suretiyle resmen ayı piyasasına girdi. ABD borsalarında Şubat 19’dan bu yana toplamda 11 trilyon dolar büyüklüğünde bir değer silindi. Ekonomik büyüme ve şirket kârlılık beklentileri aşağı yönlü revize edilirken, JPMorgan analistleri küresel resesyon olasılığını %40’tan %60’a yükseltti.
Bu gelişme, piyasalardaki karamsarlığın derinleştiğini ve ekonomik çalkantı riskinin artık daha ciddiye alındığını gösteriyor. Kötümserliğin çarpıcı bir göstergesi olan Cboe Volatilite Endeksi (VIX), Nisan 2020’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak piyasalarda belirsizlik ve korkunun zirveye tırmandığını ortaya koyuyor. En büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi sadece iki günde %10’dan fazla değer kaybederek tarih boyunca yedinci kez bu tür bir çöküş yaşadı. Bu tür sert düşüşler en son Lehman Brothers çöküşünde (2008) ve pandemide (2020) yıllarında görülmüştü. Yatırımcı duyarlılığını ölçen Korku ve Açgözlülük Endeksi aşırı korku seviyesine gerilerken, küresel belirsizlik endeksi de pandemi döneminin de üzerine çıktı.
Hisse senedi piyasalarında yaşanan sert düşüşler, kıymetli madenleri baskı altına alırken, her gün yeni rekorlar kırmasına alıştığımız altın haftanın son iş gününde %2,5 düşerek Kasım ayından bu yana en büyük kaybını yaşadı. Satış baskısı o kadar güçlü bir şekilde yaşandı ki, yatırımcılar zarardaki pozisyonlarına karşı kârdaki pozisyonlarını da satmaya başladı. Gümüş son üç ayda biriken kazanımlar yalnızca iki günde silerek %14’e yakın geriledi. Ancak buna rağmen, fiziki altın ve gümüş talebinin durmadığını görüyoruz. COMEX (New York merkezli emtia borsası) üzerindeki fiziki altın stoku rekor kırarken, fiziki gümüş biriktirme de olağanüstü seviyelere çıkmış durumda! Daha basit bir anlatımla, piyasada satış dalgası güvenli liman altına da sıçramış olsa bile, yatırımcılar fiziki altın ve gümüş toplamaya hız kesmeden devam ediyor. Bu da yatırımcıların uzun vadeli risklere karşı korunma amaçlı pozisyon aldığını gösteriyor.
Türbülans boyutuna ulaşan satış baskısı sonrası piyasalar FED’in bir noktada devreye gireceğini ciddi bir şekilde fiyatlamaya başladı. Şöyle ki, kısa bir süre önce faiz indirimi beklemeyenlerin sayısı ciddi boyutlara ulaşırken, gelinen noktada piyasalar uçtan uca savrularak yılın geriye kalan kısmında dört kez toplam 100 baz puan indirim fiyatlamaya başladı. Bu gelişmelerin müsebbibi de Trump politikaları ve beraberinde yaşanan büyük belirsizlik olduğunu not etmek gerekiyor. Trump, FED başkanı Powell’a çağrı yaparak faiz indirmesi için doğru bir zaman olduğunu söylerken, Başkan Powell ise Cuma günü yapmış olduğu açıklamada, Trump yönetiminin beklenenden daha yüksek gümrük tarifeleri nedeniyle ekonomide kalıcı enflasyon riskinin arttığını belirtti. Powell, bu durumun hem enflasyonu yükseltip hem de büyümeyi yavaşlatabileceğini ve FED’in iki temel hedefi olan fiyat istikrarı ile tam istihdamı tehdit ettiğini vurguladı. Bu arada her ayın ilk cuması açıklanan kritik ABD istihdam raporu yaşanan piyasa çöküşünün gölgesinde kalsa da, sürpriz bir şekilde beklentilere oranla daha kuvvetli geldi. Tarım dışı bordrolu çalışan sayısı 228bin artarken işsizlik oranı hafifçe artarak %4,2 oldu. Maaş göstergesi ise yıllık bazda tahminlerin altında %3,8 olarak gerçekleşti.
Yeni gün başlangıcında, Asya cephesinde, likidasyon eğilimi ve panik işlemlerinin hız kesmeden devam ettiğini görüyoruz. Beyaz Saray’ın gümrük tarifelerinde geri adım atmaması ve ABD Başkanı Trump’ın Çin ile anlaşmaya yanaşmaması yatırımcı güvenini sarstı. Küresel durgunluk ihtimalinin artmasıyla birlikte gösterge endeks Tokyo borsası %7,5 gerilerken, Hong Kong’un Hang Seng endeksinde kayıp %10’u aştı. Pasifiğin diğer ucunda, ABD cephesinde ise geçen haftaki tarife açıklamalarının ardından trilyonlarca dolarlık piyasa değerinin silinmesi ile başlayan iki günlük satış dalgasının devam ettiğini görüyoruz: vadeli işlemlerde S&P500 %3’ün üzerinde düşerken, Nasdaq’da düşüş %4’ü aştı. Gözler ‘kurtarıcı’ olarak FED’i takip etmeye başladı. Yukarıda da değindiğim üzere, her ne kadar FED Başkanı pek oralı olmasa da, olağan Mayıs ayı FOMC toplantısına yönelik faiz indirimi sürat kazanmaya (%56) başlarken, yılın geriye kalanına yönelik faiz indirim beklentileri de yaklaşık beşe yükseldi!
Güvenli limanlara yönelişle ABD tahvil faizleri yaklaşık 10 baz puan gerileyerek %3,90 seviyesine gerilerken, Dolar, İsviçre Frangı, EUR ve YEN karşısında zayıfladı. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah %2 daha düşerek 63 dolar seviyesine gerilemek suretiyle pandemi döneminden bu yana en düşük seviyesini test etti. Böylelikle son dört günlük çöküş yaklaşık %16 oldu! Okurlarımız petrole yönelik bu yıl hiç olumlu görüş vermediğimiz gibi petrolü beğenmediğimizi de hatırlayacaklardır. Güvenli liman altın sabah ilk işlemlerde 2,975 dolar seviyesine kadar gerilemesinin ardından 3,030 dolar seviyesine toparlanırken, gümüşün de ons fiyatı benzer bir şekilde 28,30 dolar seviyesine kadar gerilemesinin ardından 30,80 dolar seviyesine kadar yükseldi. Haftalardır 81bin dolar seviyesini test edip tekrar yukarıya yönelen Bitcoin, yaşanan türbülanstan payını alarak 77bin dolar seviyelerine kadar geriledi. Teknik mânâda aşağıda 72bin dolar seviyesine kadar geri çekilme bizler pek de şaşırtmayacaktır. Bir diğer büyük kripto para birimi olan Ethereum ise son iki haftada %20’den fazla geriledi.
Dönelim kısaca Türk mali piyasalarına… Brent cinsi ham petrolün varil fiyatının %13 gerilemesi, net enerji ithalatçısı ülkeler için büyük fırsatlar yaratacağını düşünüyoruz. İçinden geçtiğimiz dönemi büyük bir türbülans olarak tanımlasak da, bu karmaşık küresel ortamda, bazı gelişmelerin Türkiye için önemli fırsatlar da barındırdığını göz ardı etmiyoruz. Mesela, petrol fiyatlarının geldiği seviye, Türkiye’nin enerji maliyetlerini düşürerek cari açıkta ve enflasyonla mücadelede elini güçlendirebilir.
Yakın çevremizdeki jeopolitik gelişmelere baktığımızda, KKTC’de başlayan müzakerelerden Suriye ve Ukrayna’nın yeniden inşasına kadar geniş bir yelpazede Türk müteahhitlerine ciddi görevler düşmesi bekleniyor. ABD’nin artan askeri harcamaları karşısında Avrupa’nın savunma konusunda Türkiye’ye yönelebileceği bir dönemden geçiyoruz. Bu durum, Türkiye’nin AB sürecinin yeniden canlanmasına da zemin hazırlayabilir.
Diğer yandan, ABD ile ilişkilerde pozitif bir ivme söz konusu. Trump dönemiyle başlayan ve Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la kurulan yakın diyalog sayesinde, Türkiye ABD’ye ihracatta görece düşük tarifelerle daha fazla pazar payı elde etme şansını yakalayabilir. Elbette, son haftalarda yaşanan siyasi gelişmeler olmasaydı, TCMB’nin yıl sonuna kadar her toplantıda faiz indirimine gitmesi ve rezervlerde yaklaşık 32 milyar dolarlık erime yaşanması da pek muhtemel olmayabilirdi. İvedi bir şekilde, iç siyasette tansiyonu düşürmek ve yeni dünya düzenine uygun, rasyonel ve kapsayıcı bir ekonomik hikâye yazmak gerektiğinin altını çizmek isteriz. Türkiye’nin potansiyeli, doğru yönetildiğinde bölgesel türbülansı avantaja çevirebilecek güçte olduğunu düşünüyoruz.
USDTRY kuru yeni güne, TCMB’nin defans hattını çektiği, Çanakkale geçilmez 38,00 seviyesinde salınarak başlarken, CDS risk primi ise 352 baz puan seviyesine yükselerek Kasım 2023’ten bu yana en yüksek düzeye geldi. Döviz piyasasında tansiyonun göreceli olarak düştüğünü kabul etsek de, 3 Nisan valörlü işlemlerde TCMB düşündüğümüz kadar rezerv biriktiremediğini görüyoruz. TCMB’nin net yabancı para pozisyonu 500 milyon dolar iyileşirken, yukarıda değindiğimiz üzere günler içerisinde ~ 32 milyar dolar eridi.
Elbette büyük bir belirsizliğin yaşandığı istisnai derecede olumsuz bir dönemden geçtiğimizi pekâlâ biliyoruz. Trump’ın ateşlediği tarife savaşları küresel ekonomi üzerine adeta çökerken, yaşanan likidasyon eğiliminin çok da uzun boylu olmayacağını düşünüyoruz. Olumsuz gelişmelere yeterince sert bir tepki verdiğine ikna olan piyasalarda rasyonel fiyatlama eğiliminin başlaması ile mevcut fiyatlamaların da ucuz olduğuna yönelik inancın pekişeceğini, yeni bir dengenin ve ‘hikâyenin’ başlayacağını düşünüyoruz. İşte o an gelince, trende yer almaya çalışmak gerektiğini düşünüyoruz.
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
ALMANYA, ABD’DEN ALTINLARINI İSTEMEYİ PLANLIYOR
Almanya dünyanın en büyük ikinci altın rezervine sahip. Bir kısmı New York’ta – kriz durumları için. Ama şimdi milyarlarca altınla ilgili endişeler artıyor. Az değil 280 milyar EUR değerinde 3375 ton altın…

Yayınlanma:
2 gün önce|
06/04/2025Yazan:
Gülbeyaz Gergün
Donald Trump’ın AB’ye karşı izlediği sert rota göz önüne alındığında, Almanya’nın altın rezervlerinin ABD’den Frankfurt’a getirilmesi çağrıları yapılıyor. Avrupa Vergi Mükellefleri Birliği, harekete geçilmesi gereken ciddi bir ihtiyaç görüyor. Partinin Başkanı Michael Jäger, “Bild” gazetesinde, Alman hükümetine ve Bundesbank’a, “küresel siyasi güç kaymalarının bu aşamasında öngörü gösterme ve Alman altınını ABD’den derhal geri alma” çağrısında bulundu.
Almanya, ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci altın rezervine sahiptir. 270.000 çubuk toplam 3.375 ton ağırlığında. Şu anda değerleri rekor seviyede: yaklaşık 280 milyar EUR. Almanya’nın altın rezervlerinin neredeyse yüzde 37‘si şu anda New York’taki ABD Federal Rezervi’nde saklanıyor. Bu varlıkların değeri yaklaşık 100 milyar avroya tekabül ediyor.
Alman altınının güvenliği ile ilgili endişeler
Talebin arka planında, Almanya’nın ABD Başkanı Donald Trump yönetiminde ABD’ye güvenmeye devam edip edemeyeceği endişesi yatıyor. Trump, Federal Rezerv (Fed) üzerinde daha fazla kontrol sahibi olma arzusunu defalarca dile getirmişti. Ayrıca ABD altın rezervlerinin güvenliğini de sorguladı. Trump’ın yakın sırdaşı olan teknoloji girişimcisi Elon Musk da Fed’in “gözden geçirilmesi” lehinde konuştu.
Jäger, Alman altın rezervlerinin en azından fiziksel bir incelemesinin yerinde yapılması çağrısında bulundu. Bild’e verdiği demeçte, “Trump bile emin olmak için Fort Knox’taki ABD’nin altınına bir göz atmak isterse, o zaman bu aynı zamanda yeni federal hükümetin ABD’deki Alman altını için asgari şartı olmalıdır” dedi.
“Bild” e yapılan açıklamaya göre, Bundesbank endişelenecek bir neden görmüyor. New York’taki Federal Rezerv Bankası’na “tam güvenleri” var.
Alman altını neden ABD’de saklanıyor?
“Altınlarımızı eve getirin!” sloganı altında, Almanya’nın altın rezervlerinin bir kısmı geçmişte oradan geri alındı. Federal Denetim Bürosu’nun şeffaflık ve fiziksel kontrol eksikliği yönündeki eleştirilerinin ardından, Bundesbank 2013 yılında kapsamlı bir geri dönüş programı duyurdu. 2020 yılına kadar New York ve Paris’ten Frankfurt’a toplam 674 ton altın taşındı.
Geri dönüş lojistik olarak karmaşık ve pahalıydı: Atlantik boyunca gizli nakliye ve bazı külçelerin gerekli yeniden eritilmesi yaklaşık yedi milyon avroluk maliyete neden oldu.
300 ton altın daha önce geri alınmıştı
2012’de Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), ABD’den 300 ton altınını geri çekmeye karar verdi. Halktan gelen şeffaflık baskısı ve “Altınımız gerçekten orada mı?” soruları, bu süreci tetikledi. 2017’ye kadar bu transfer tamamlandı.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (790)
- BANKA ANALİZLERİ (137)
- BANKA HABERLERİ (3.018)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (426)
- CEO PERFORMANSLARI (35)
- EKONOMİ (2.777)
- GÜNCEL (2.821)
- GÜNDEM (3.031)
- RÖPORTAJLAR (46)
- SİGORTA (129)
- ŞİRKETLER (2.049)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (431)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (872)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- Dr. Abbas Karakaya (62)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (475)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (54)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (34)
- Onur ÇELİK (16)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (76)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (14)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

Yöneticinin “bilmiyorum” demesi zayıflık mıdır?

Kuveyt Türk, tarımı destekleyen çözümlerini Konya Tarım Fuarı’nda tanıtacak

TİCARET SAVAŞINDA KAZANAN VE KAYBEDEN ÜLKELER

TÜRKİYE’NİN GÜMRÜK BİRLİĞİ’NE KATILMASININ ZARARLARI NE OLDU?

BATAN FİRMA NASIL KURTARILIR?

2025 İLK ÇEYREK SONU REEL SEKTÖR & SANAYİCİNİN MUHTEMEL MALİ KARNESİ

ZOMBİ ŞİRKET NEDİR? ERKEN UYARI SİNYALLERİ NELERDİR?

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ VE BANKA ÖZEL EMEKLİ SANDIK VERİLERİ

Yasadışı Bahis operasyonu: Pozitifbank ve Payfix’e el konuldu!

Akbank’tan Sorumlu Yapay Zeka Manifestosu

BDDK TAŞIT KREDİLERİNDE İYİLEŞME YAPTI

Meksika Devlet Başkanı SHEINBAUM TRUMP ve MUSK’a sert mektup yazdı

Trump tarifeleri ve resesyon endişesi: Wall Street sarsıldı!

Deniz Portföy ve Oxtech Ventures’tan Fazla’ya stratejik yatırım
- Son dakika: Bugünkü Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 8 Nisan 2025 Süper Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 08/04/2025
- Trump vergileri altını da sarstı… Yatırımcılar ne yapmalı? 08/04/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü yükselişle tamamladı 08/04/2025
- Bakan Bayraktar Pakistan’da! TPAO, Pakistan denizlerinde petrol ve doğal gaz arayacak 08/04/2025
- SON DAKİKA | ABD borsaları yüzde 3'lük kazançla açtı 08/04/2025
- Apple'a ticaret tarifesi darbesi! İphone fiyatlarında yeni zamlar yolda... 08/04/2025
- Bakan Bolat: Limon ihracatındaki geçici kısıtlama kaldırıldı 08/04/2025
- Türk finteki Sipay 78 milyon dolar yatırım aldı 08/04/2025
- Fitch: Tarifeler ABD'de resesyon risklerini artırdı 08/04/2025
- Ticaret Bakanlığı'ndan bazı tüketici ürünlerinde düzenleme 08/04/2025
- Trump: ABD tarifelerden günde 2 milyar dolar kazandı 08/04/2025
- Resmi Gazete'de bugün (09.04.2025) 08/04/2025
- Halkbank'tan borçlanma hazırlığı 08/04/2025
- Amazon Los Angeles'ta robotaksi hizmeti başlatıyor 08/04/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı