Connect with us

ŞİRKETLER

Türkiye Seramik Federasyonu Başkanlığı’nda devir teslim

Seramik sektörünün çatı kuruluşu Türkiye Seramik Federasyonu’nun 11’inci olağan genel kurulu gerçekleştirildi. %82 yerli katma değer oranıyla net döviz yaratan seramik sanayisinin gelişen yapısının öne çıktığı toplantıda, yeni yönetim kurulu seçildi. Üç dönem boyunca Türkiye Seramik Federasyonu başkanlık görevini yürüten Erdem Çenesiz, görevi Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkanı İlter Yurtbay’a teslim etti.

Yayınlanma:

|

Dünya seramik sektörünün önemli bir oyuncusu olan Türk seramik sektörü; yerli kaynaklarla yaptığı üretimle de ülkemiz ihracatının büyük bir bölümünü gerçekleştiriyor. 6 Temmuz’da Shangri-La Bosphorus İstanbul Hotel’de düzenlenen Türkiye Seramik Federasyonu 11. Olağan Genel Kurulu’nda, rakamlarla seramik sektörünün büyüklüğü ele alınırken, geçmiş dönemde gerçekleştirilen proje ve faaliyetler paylaşıldı. Yeni yönetim kurulunun oy birliğiyle belirlendiği toplantıda, Yurtbay Seramik Yönetim Kurulu Başkanı İlter Yurtbay Erdem Çenesiz’den başkanlık görevini devraldı.

TSF’de yeni dönem

6 yıl önce, 6 Haziran’da yapılan 8. Olağan Genel Kurul’da Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı seçilen Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, 3 dönem boyunca görevini sürdürdü. Erdem Çenesiz’in tekrar aday olmadığı genel kurulda, 2023-2025 yılları arasındaki yeni dönemin bayrağını devralan İlter Yurtbay’la yola devam edecek olan yeni Yönetim Kurulu’da belli oldu. Buna göre Genel Kurul’da Altuğ Akbaş, Hasan Pehlivan, Enver Sever, Göksen Yedigüller, Fatih Kıvanç, A. Hakan Tanış, Ali Güral, Nihat Özyurt, Ülker Yazıcı, Hakan Çanakcı, Mustafa Özgen Özkan, Nuri Bülent Onur, Kürşad Noyan Özkaya, Serkan Haskol, Olgun Çakmak, Rifat Noyan, Deniz Cenk Kaya, Kemal Yıldırım, Kemal Çelik, Serdar Dönmez, Kazım Demir ve Taner Kavas asil üyeler olarak yer alırken; Altuğ Akbaş, Hasan Pehlivan, Göksen Yedigüller, Hakan Çanakcı, Enver Sever ve Nihat Özyurt da Başkan Yardımcılıklarına seçildiler.

Çenesiz: “ 6 Yıllık Başkanlık Süresince 642 günde, 23 ülkede, 47 şehirde toplam 835 faaliyette bulunarak, sektörümüz için verimli ve aktif bir dönemi geride bıraktık.’’

Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz toplantıda 2017-2023 yılları arasında gerçekleştirdikleri faaliyetleri detaylarıyla paylaştı. Çenesiz, gerçekleştirdiği konuşmada; “3 dönem başkanlık yaptığım süre boyunca; yönetim kurulumuz ile beraber sektörümüzün sorunlarını çözmeye odaklanarak, ihracatın artırılması amacıyla ihtiyaçlarımızı, güçlü yönlerimizi ve ileriye dönük hedeflerimizi belirleyerek yola çıktık. Bu yolda değerli üyelerimizin

öneri, katkı ve katılımlarıyla ortak hedeflerin gerçekleştirilmesi, ortak çıkarların gözetilmesi yönünde sektörümüze yol gösterici, destekleyici çalışmalar yaptık. Türkiye Seramik Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığım süre boyunca beraber çalıştığımız Yönetim Kurulu Üyeleri ve Genel Sekreterlik çalışma arkadaşlarımla beraber aktif olarak; Kamu Kurumları ile iletişimi arttırdık, Federasyon olarak Bakanlıklar ’da daha aktif rol aldık, sektörümüzün önemini ortaya koymak için yerli katma değer raporu ve İhracat Katkı Endeksi çalışmalarını yürüttük. Toplamda 12 seramik sektör toplantısı düzenleyerek sektörümüzdeki firmaları bir araya getirdik. Yoğun bir şekilde diplomasi trafiği yönettik. Basında sıklıkla sektörümüzün sıkıntılarından ve çözüm önerilerimizden bahsettik, taleplerimizi dile getirdik.

Rakamlarla özetleyecek olursak 6 yılda; toplamda 642 günde 23 ülke ve 47 şehri kapsayan 835 faaliyetle dolu, son derece aktif ve örnek gösterilecek bir dönem geçirdik. 288 kamu ziyareti gerçekleştirdik. 10 adet sektör raporu, sektöre yönelik 19 basılı yayın hazırladık. 17 fuara, 64 uluslararası konferans ve organizasyona katılım gösterdik. 12 çalıştay ve sektör toplantısı gerçekleştirdik. 46 canlı yayına katılarak sektörümüzü, ihtiyaçlarını, gelişimini geniş kitlelerle paylaştık. Sektörel örgütlerde zamanı geldiğinde bayrağı devretmek gerektiğini düşünerek bu genel kurulda sektörümüzde birçok kıymetli temsilcinin devam etmem yönündeki teklifine rağmen başkanlığa talip olmadım. Başkanlık görevini devralan kıymetli arkadaşım İlter beyin heyecan ve azimle güzel işler yapacağına inanıyorum. Ayrıca başkanlığım döneminde ihracat rakamını 945 milyon dolardan 2 milyar dolara çıkartan Seramik Sektörünü tebrik ediyor ve şükranlarımı sunuyorum””

“AVRUPANIN EN BÜYÜK İKİNCİ FUARI OLAN UNİCERA İLE İHRACATTAKİ BAŞARILARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ “

Sektörün ihracatta geldiği noktaya da değinen Çenesiz, “Türk seramik sektörü dünyada önemli bir oyuncu konumunda. Türkiye, seramik sektöründe bir üretim üssü olma yolunda hızını artırarak ilerliyor. İhracatta yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan sektörlerden biri olarak, seramik sektörünün Türk ekonomisine katkısı oldukça önemli. Sektörümüz, üretimin yaklaşık %40’ını ihraç ediyor. Yıllık ihracat rakamı 2 milyar dolar seviyesinde. Yerli kaynakları dolayısıyla net döviz girişi ile Türkiye’nin cari dengesine pozitif katkı yapan seramik sektörü, %82 oranıyla sanayi alanında yerli katma değer rekoruna sahip. İhraç ettiğimiz her 100 doların 82 doları yurt içinde kalıyor. Dolayısıyla sektörün yapmış olduğu 2 milyar dolarlık ihracat bazı sektörlerin 10 milyar dolarlık ihracatından daha fazla katkı sağlıyor. Hedefimiz, yeniden şekillenen dünya pazarında ve tedarik zincirinde Türk seramiklerinin kalıcı olarak yer alması. TSF olarak kurduğumuz UNİCERA Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen uluslararası fuar sayesinde tüm dünyadan alıcıları İstanbul’da buluşturuyoruz. UNİCERA sektöründe Avrupa’nın en büyük 2. Fuarı oldu. Hedef 10 yıl içerisinde birinciliği yakalamak. Son yıllarda tüm olumsuz etkilere rağmen büyümeye, hedeflerimizi yakalamaya devam ettik. Başta Amerika pazarı olmak üzere ihracat yaptığımız ülkelerde daha da güçlenmeye ve yüksek yerli katma değer oranımızla net döviz girişini artırmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

“TÜRKİYE SERAMİK FEDERASYONUNUN VİZYONUNDA ÜNİVERSİTE KURMAK OLMALI”

Erdem ÇENESİZ :”Türkiye’nin AB’de lider ve dünyada ilk 5 içerisinde olduğu seramik sektörü ve alt dallarının gelişmesinde Arge, İnnovasyon ve teknolojinin yeri aşikardır. Yıllardır yaptığımız çalıştaylarda karşımıza çıkan en büyük talep, sektöre teknik kabiliyet kazandıracak yeni insan kaynağı oluşturulması yönündedir. Türkiye Seramik Federasyonu önümüzdeki 5 yıl içerisinde Seramik Teknolojileri, Malzeme Bilimi, Satış, Pazarlama ve Lojistik bölümlerinin olacağı bir üniversite kurmayı hayal etmelidir.”

Erdem ÇENESİZ: “TÜRKİYE SERAMİK FEDERASYONUNA YÜKSEK DANIŞMA KURULU ÜYESİ OLARAK HİZMET VERMEYE DEVAM EDECEĞİM”

“Bugüne kadar birlikte çalıştığım tüm mesai arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Bayrağı Devralan Kıymetli Arkadaşım İlter YURTBAY ın başarılı olacağından eminim ve şimdiden başarılarını kutluyorum. Yarattığı yerli katma değer oranı ile rekor düzeyde cari fazla oluşturan federasyonumuz bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da uyum içinde çalışarak örnek gösterilen sektörel örgütlerden birisi olmaya devam edecektir. Bende Federasyonumuza “YÜKSEK DANIŞMA KURULU ÜYESİ” olarak hizmet vermeye devam edeceğim” dedi.

***************

Türkiye Seramik Federasyonu Hakkında

Türkiye Seramik Federasyonu seramik sektöründeki üreticilerin, satıcıların, sanatçıların ve bilim adamlarının bir araya gelerek oluşturduğu bir sivil toplum örgütüdür. Federasyon şemsiyesi altında Seramik Kaplama Malzemeleri Üreticileri Derneği (SERKAP), Seramik Sağlık Gereçleri Üreticileri Derneği (SERSA), Teknik Seramik ve Refrakter Üreticileri Derneği (SEREF), Seramik Cam ve Çimento Üreticileri Derneği (SERHAM), Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER), Türk Seramik Derneği (TSD) ve Eskişehir Bilecik ve Kütahya Seramik İş Kümesi (EBK) olmak üzere 7 dernek mevcuttur. Bağlı dernekleri vasıtasıyla 87 büyük ölçekli üretim tesisi, 1.000 KOBİ türü işletme, 140 akademisyen ve sanatçı üyesi bulunmaktadır. Federasyonumuz, seramiğin geniş yelpazeli birçok alt sektörlerinde faaliyet gösteren üreticilerin birliğini sağlamak, sorunlarını tespit ederek onların giderilmesi konusunda kamu otoriteleri ile birlikte çalışmalar yapmak, üreticilere güncel bilgilerin ve teknolojilerin ulaştırılması konusunda yardımcı olmak, sektördeki olumsuzlukları önlemek, sektördeki üreticilerin Avrupa Birliği mevzuatına uyum göstermeleri için bu konudaki gelişmelerden onları haberdar etmek, Türk Seramik sanayini Avrupa’daki derneklerde ve federasyonlarda temsil etmek, üreticileri ithalat karşısında haksız rekabetten korumak gibi pek çok görev üslenmiştir.

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Kredi Derecelendirme Notunu Belirleyen Unsurlar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir firmanın kredi derecelendirme (rating) notu; o firmanın finansal gücünü, risk profilini ve borçlarını ödeme kapasitesini ölçmek için kullanılır. Finansal kurumlar ve derecelendirme kuruluşları, bu notu verirken birçok kriteri değerlendirir. Bu kriterlerin her biri, rating notunun oluşmasında belirli bir yüzdesel ağırlığa sahiptir.

1. Finansal Performans ve Mali Tabloların Analizi (%40)

Rating notunun en büyük payını firmanın finansal performansı oluşturur. Bilanço, gelir tablosu ve nakit akış tablosu üzerinden;

  • Kârlılık

  • Likidite

  • Borçluluk oranları
    gibi temel göstergeler analiz edilir. Ayrıca özkaynak-yabancı kaynak dengesi gibi sermaye yapısı unsurları da, finansal risklerin yönetimi açısından kritik önemdedir.

2. Firma Yönetimi ve Kurumsal Yapı (%20)

Yönetim kadrosunun deneyimi, profesyonelliği ve stratejik karar alma kapasitesi, firmanın sürdürülebilir başarısı üzerinde büyük etki yapar.
Kurumsal yönetim ilkelerine (şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik, sorumluluk) uyum, firmanın dış yatırımcılar nezdinde güvenilirliğini artırır.
Ayrıca sektörel tecrübe, yönetimin krizlere karşı refleksi ve inovatif yaklaşımı da bu başlıkta değerlendirilir.

3. Faaliyet Alanı ve İş Modeli (%15)

Firmanın hangi sektörde faaliyet gösterdiği, iş modelinin sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği de değerlendirme kriteridir.
Öne çıkan alt başlıklar:

  • Ürün veya hizmet kalitesi

  • Müşteri portföyü çeşitliliği

  • Pazar payı

  • Teknoloji kullanımı ve inovasyon kapasitesi

Ayrıca, sektör trendlerine hızlı uyum sağlama yeteneği ve büyüme potansiyeli bu kategoriye katkı sağlar.

4. Sektörel ve Makroekonomik Faktörler (%15)

Firma dışı faktörler de rating notunu etkiler. Özellikle:

  • Sektörün genel sağlığı (büyüme, rekabet, regülasyonlar)

  • Ekonomik konjonktür (faiz oranları, döviz kurları, enflasyon)

  • Politik ve jeopolitik riskler

Firmanın içinde bulunduğu sektörün dışsal risklere açıklığı, genel değerlendirmeye doğrudan yansır.

5. Ödeme Disiplini ve Kredi Geçmişi (%10)

Firmanın geçmiş borç ödeme davranışı, kredi notu üzerinde doğrudan etkilidir.

  • Gecikmeli ödemeler

  • Temerrüt kayıtları

  • Bankalarla yaşanan sorunlar

Bu unsurlar, firmanın risk primini yükseltir. Buna karşılık, düzenli ve sorunsuz kredi ödemeleri, güvenilirlik algısını pekiştirir ve finansmana erişimi kolaylaştırır.

Kredi notu, sadece bir firmanın geçmişini değil; gelecekteki ödeme gücünü, sürdürülebilirliğini ve finansal güvenilirliğini yansıtan kritik bir göstergedir.

🔑 Unutulmamalıdır: Kredi notu, geçmişin aynası değil, geleceğin güvence anahtarıdır…

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Sıddık Kardeşler Haddecilik Konkordato Talebinde Bulundu

Yayınlanma:

|

Yazan:

İSO 500’de 304. sıradaydı, 6,8 milyar TL ciroya rağmen konkordatoya başvurdu!

1976 yılında kurulan ve Türkiye çelik sanayisinin köklü firmalarından biri olan Sıddık Kardeşler Haddecilik Sanayi Ticaret Ltd. Şti., konkordato başvurusunda bulundu. 2024 yılı itibarıyla 6,8 milyar TL ciroya ulaşan şirket, İSO 500 listesinde 304. sırada yer almasına rağmen mali darboğazdan kurtulamayarak mahkemeye başvurdu.

Sektörde Şok Etkisi Yarattı

Sıddık Kardeşler’in konkordato kararı, demir-çelik sektöründe yankı uyandırdı. Yüksek cirosuna ve sektördeki güçlü konumuna rağmen böyle bir adım atılması, finansal risklerin ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi. Şirketin konkordato talebiyle birlikte mahkemeden süre talep ettiği ve borç yapılandırması sürecine girmeyi hedeflediği öğrenildi.

Konkordato Nedir, Ne Sağlar?

Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen firmaların, alacaklılarıyla uzlaşarak faaliyetlerine devam etmesini sağlayan yasal bir süreçtir. Bu süreçte şirketin mal varlıkları koruma altına alınır ve mahkemenin onayı ile borç ödeme planı devreye girer. Amaç, iflasın önüne geçerek şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesidir.

Ekonomik Dalgalanma ve Sektörel Zorluklar

Son yıllarda artan enerji maliyetleri, kur dalgalanmaları ve iç piyasada yaşanan tahsilat problemleri; birçok sanayi şirketi gibi Sıddık Kardeşler’i de zora soktu. Özellikle çelik sektöründe rekabetin giderek arttığı ve marjların daraldığı bir dönemde, finansal yönetim becerileri daha da kritik hâle geldi.

Gözler Mahkeme Sürecinde

Şirketin konkordato başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği ve geçici mühlet kararı verilip verilmeyeceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Sektör temsilcileri ise bu gelişmeyi sadece tekil bir iflas belirtisi değil, çelik sektörünün alarm veren yapısal sorunları olarak değerlendiriyor.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.