Ne demişler hayatta tek yalan söylemeyen şey matematiktir. Dün, her hafta perşembe günü olduğu üzere, TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenlerini takip ettik. 28 Temmuz ile biten haftada, TCMB’nin brüt döviz rezervleri 0,7 milyar dolar artarken altın rezervleri 0,5 milyar dolar azaldı. 9 Haziran tarihinden Temmuz ayının ortasına kadar rezerv biriktiren TCMB, son 2 haftadır daha fazla döviz satış tarafında görülmeye başlaması ile rezervlerindeki artış eğilimi de durdu. TCMB’nin uluslararası rezervleri geçen hafta 2,8 milyar dolar gerilerken, swap ve kamu dövizleri hariç net rezervler eksi 58 milyar dolar seviyesine yer alıyor. USDTRY kurunun günlerdir 27 seviyesinin hemen altında ve oldukça dar bir bantta yatay kalması, kamunun döviz piyasasına yeniden müdâhil olduğu izlenimi de destekliyor (bakınız grafikler).
Hazır analitik bilanço ile başlamışken, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları 1,3 milyar dolar, tüzel kişilerin ise sadece 0,1 milyar dolar artış göstermiş. Bu rakamları direkt döviz alımından ziyade yaz aylarının turizm gelirlerine bağlamak istiyoruz. BDDK verilerine göre, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları büyümeye devam etmiş: söz konusu haftada 3,1 trilyon TL ile rekor kırarken, artış hızında (~ 59 milyar TL) ivme kaybı görüyoruz. KKM, toplam mevduatın yaklaşık %25’ine yaklaştı.
Dün hem KKTC’de hem de Türkiye’de açıklanan enflasyon rakamları Temmuz ayı özelinde beklentilerde yaşanan bozulma dâhilinde rekor kırdı. Normal zamanlarda alışık olduğumuz veri seti yaz aylarında eksi enflasyon idi. Verilerinde kredibilite kaybı yaşayan TÜİK’in Temmuz ayı özelinde enflasyon rakamları, KKTC İstatistik Kurumu ve İstanbul Ticaret Odası ile aynı noktada yer aldı. Aylık manşet TÜFE artışı %9,49 olurken (KKTC %9,90 ; İTO %9,84) yıllık gerçekleşmeyi de %47,83 seviyesine (KKTC %72,81) taşıdı.
TL’nin sepet bazında Temmuz ayında değer kaybının yanı sıra, vergi düzenlemeleri ve ücret artışları enflasyonun arkasında yatan ana nedenler olarak sıralanabilir. Verinin alt kalemlerine baktığımızda, genele yayılan kuvvetli bir enflasyonist baskı ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Beklentilerde yaşanan bozulma ile fiyatların mütemadiyen yukarıya gittiğine şahit oluyoruz. Otorite, sert faiz artırımı ile talebi hızla soğutmak yerine, krediye ulaşımı (kredi kartı taksitlerine kadar) zorlaştırarak ekonomiyi alernatif bir şekilde soğutmaya çalışıyor. Riskli bir yöntem olsa da (ticari hayatı çok zorlayacak) geçmiş dönemde yapılan politika hatalarının bedeli ödeniyor.
Dün Ticaret Bakanlığı Temmuz ayı öncü dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Buna göre, ihracat geçen yılın aynı ayına göre %8,4 artışla 20,1 milyar dolar, ithalat ise %11,1 artışla 32,5 milyar dolar oldu. Bu bağlamda dış ticaret açığı Temmuz ayında 12,4 milyar dolar, yılın ilk 7 ayında ise 73,6 milyar dolar oldu. Her ne kadar veriler Temmuz ayına özel olsa da, kontrart etkisi ile geçmiş bir döneme ait olduklarını da unutmayalım. Ekonomi yönetiminin atmış olduğu yerinde adımların meyvesini vermek adına biraz zaman tanımak gerekiyor. Bu bakış açısıyla, geçen sene temmuz ayında USDTRY kuru kabaca 16,5 seviyesindeyken dış ticaret açığı 10,7 milyar dolar düzeyinde idi. Şu anda USDTRY kuru 27 seviyesini zorlarken açık 12,4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Demek ki mevzu sadece döviz kuru değilmiş!
Türk mali piyasalarında USDTRY kuru kamu kontrolünde 26,98 seviyesinde yatay seyrederken, kurun dizginlerinin ne zaman gevşetileceğini merak ediyoruz. Aşağıdaki grafiğe bakınca bunun çok da uzak bir zaman olmayacağını düşünüyoruz. CDS risk primi yeniden 400 baz puan seviyesin hemen üzerine yükselirken, enflasyondan kaçan yatırımcının tıpkı otomobili bir koruma ürünü olarak görmesi gibi hisse senetleri de o gözle takip ediliyor. Borsa İstanbul’da ana endeks günü %2,2 oranında düşüşle tamamlarken, teknik göstergeler aşırı alım bölgesine gelindiğine işaret ediyor! Yabancı yatırımcının ise hisse senedi piyasasına ilgisi hız kesmeden devam ediyor. Geçen hafta ~ 180 milyon dolar daha net alım yapan yabancı yatırımcının son 8 haftayı kapsayan zaman diliminde alımları ~ 1,9 milyar dolara ulaştı.
İngiltere Merkez Bankası (BoE) politika faizini 25 baz puan artırarak 15 yılın en yüksek seviyesi olan %5,25’e çıkardı. BoE’nin 9 üyeli para politikası kurulunun üyeler karar aşamasında 3’e ayrılmış: 6 üye politika faizinin 25 baz puan, 2 üye 50 baz puan yükseltilmesi, 1 üye is sabit bırakılması yönünde oy kullanmış. Politika metninde, faizlerin bir süre daha yüksek seviyede kalabileceği konusunda yeni bir uyarıda bulundu. İngiltere’de enflasyon geçen yıl %11,1 ile 41 yılın en yüksek seviyesine ulaşması ardından Haziran ayında %7,9 seviyesine gerilemesine rağmen diğer tüm büyük ekonomiler arasında en yüksek olarak göze batmaya devam ediyor. Faiz artırımda (geçen ay 50 baz puan artırmıştı) vites küçültmesi ve güçlü dolar teması ile teknik mânâda Sterlin cephesinde 1,2825 seviyesinin aşağısında zayıf seyir korunmaya devam edebilir (dün 1,2630 seviyesi test edildi). Sterlin kısa pozisyonumuzu 1,30 seviyesinin üzerinden açmıştık. İz süren stop seviyemiz 1,2830 seviyesinde duruyor (bakınız grafik).
Bu hafta genelinde açıklanan PMI verileri, küresel ekonomilerde yavaşlama eğiliminin sürdüğüne işaret ediyor. Dün ABD’de açıklanan hizmet sektörü PMI verisi de imalat sektöründe olduğu üzere beklentileri karşılayamazken, ABD borsaları dün geceyi hafif de olsa düşüş eğilimi ile tamamladı. Her ayın ilk cuması olduğu üzere ABD’de KKTC saati ile 15:30’da açıklanacak Temmuz ayı istihdam raporu yakından takip edilecektir. Reuters anketine göre, tarım dışı bordrolu çalışan sayısının 200bin kişi artması; işsizlik oranının ise %3,6 seviyesinde kalması beklenirken, enflasyon göstergesi olarak yıllık maaş artışının %4,2’ye gerilemesi (öncesi %4,4) bekleniyor. Beklenti dışında kalan bir veri seti piyasa yansıması yaratabilir.
Sabah saatlerinde ABD borsalarının vadeli işlemlerinde %0,5 oranında yükseliş isteği görüyoruz. Asya cephesinde ise karmaşık bir seyir hâkim. Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) geçen hafta sürpriz bir şekilde getiri eğrisi kontrolünde (YCC) tavan faizi %1 seviyesine yükseltmesi (uzun vadeli faizleri kontrol etmek adına BoJ belirlediği seviyelere 10 yıllık tahvil faizinin yaklaşması durumunda alım yaparak piyasayı kontrol ediyor) kısmen de olsa aşırı gevşek parasal ayarların, geçen yıl görülen sert YEN değer kaybının yeniden tekrarlamaması için önlem olarak uygulamaya alındığını düşünüyoruz. Bir diğer deyişle, BoJ’un da yavaş da olsa aşırı gevşek para politikasından çıkmaya çalıştığını not edelim. YEN dolar karşısında son 6 ayda %13 değer kaybederken, teknik mânâda 138 seviyesi aşağı yönlü geçilmeden YEN zayıflığının bittiğini iddia edemeyiz.
Mali piyasaların gündeminde ABD istihdam raporu ilk sırada yer alsa da, Türkiye cephesinde reel efektif döviz kuru, Almanya sanayi siparişleri ve Euro Bölgesi perakende satışlar da takip edilebilir.
USDTRY
USDTRY kuru günlerdir 26,95 seviyesinin etrafında çok dar bir bantta salınıyor. Yataylaşma sonrasında kurun sert bir şekilde yukarı gittiğini görüyoruz.
TCMB’nin net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim (mio USD) (swaplar ve hazine dövizleri hariç)
Swaplar ve hazine dövizleri hariç TCMB rezervleri eksi 58 milyar dolar seviyesinde yer alırken, net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim TCMB’nin yeniden döviz piyasasında boy gösterdiğine işaret ediyor.
KKM
KKM büyümeye devam etse de ivme kaybı açık bir şekilde görülüyor.
3 aya kadar TL vadeli mevduat faiz oranı ve TCMB politika faizi
Mevduat faizlerinde gerileme eğilimi 28 Temmuz haftasından da devam etti.
Yabancı hisse senedi portföyü
Yabancı yatırımcının hisse senedi piyasasına ilgisi ile hız kesmeden devam ediyor. Geçen hafta ~ 180 milyon dolar daha net alım yapan yabancı yatırımcının son 8 haftayı kapsayan zaman diliminde alımları ~ 1,9 milyar dolara ulaştı.
GBPUSD
Teknik mânâda Sterlin cephesinde 1,2825 seviyesinin aşağısında zayıf tema korunmaya devam edebilir. Sterlin kısa pozisyonumuzu 1,30 seviyesinin üzerinden açmıştık. İz süren stop seviyemiz 1,2830 seviyesinde duruyor.
İKTİSATBANK