Connect with us

EKONOMİ

Yabancı turistten umut kesildi : Gözler yerlide

Yabancı turistten umut kesildi: Turizmde umutlar yerli turistte! Sektörün önde gelen isimleri konuştu: İngiltere, Rusya kırmızı listeye aldı. Birileri hâlâ 25 milyon turistin geleceğinden bahsediyor; ya hayal görüyorlar ya da sayı saymayı bilmiyorlar, gerçek böyle değil, sadece 2-3 aylık bir turizm sezonu yaşayacağız. Böyle giderse turistik tesislerimizi Arap fonlarına kaptırırız!

Yayınlanma:

|

Turizm sektöründe Muğla’nın Bodrum ilçesinde otellerin yüzde 60’a yakını işletmelerdeki açılış hazırlığını sürdürürken, sektörün önde gelen isimleri 1 Haziran’dan itibaren hız kazanması beklenen turizm sezonunu değerlendirdi.

Yabancı turistten umut kesildi: Turizmde umutlar yerli turistte. Sözcü’den Yaşar Anter’e konuşan Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) Başkanı Serdar Karcılıoğlu, “İngiltere, Rusya kırmızı listeye aldı, kapandı. Birileri hâlâ 25 milyon turistin geleceğinden bahsediyor ya hayal görüyorlar ya da sayı saymayı bilmiyorlar, gerçek böyle değil, sadece 2-3 aylık bir turizm sezonu yaşayacağız. Böyle giderse turistik tesislerimizi Arap fonlarına kaptırırız. Yerli turist yine turizmin lokomotifi olur” diye konuştu.

“Tek beklentimiz Rus turistti, o da siyasi kararla bitti”

Yabancı turistin gelmeyeceğini vurgulayan Karcılıoğlu, şöyle devam etti:

“Mayıs ayının sonlarına gelmişiz, herhangi bir rezervasyon yok hiçbir tesiste. Zaten Yunanistan bundan 6 ay önce başlayan bir oyununu sürdürüyor. Sonuç olarak başarılı da oldu. En son olarak Avrupa Birliği aşı pasaportu, aşı karnesi olayını gündeme getirdi. Bunun anlamı şu; dünya turizm hareketlerinin veya operasyonunun 4’te 3’ünü Covid-19 yedi bitirdi zaten. Geri kalan 4’te 1’ini bizi en büyük rakip olarak gören İspanya, İtalya ve Yunanistan kendi aralarında paylaşma adına böyle bir organizasyonun içine girdiler ve İngiltere’yi de yanlarına aldılar. Dolayısıyla çevremizde tüm bu olaylar oluşurken tek beklentimiz Ruslardandı.”

Rusya’dan siyasi bir karar neticesinde rezervasyonların durdurulduğunu belirten Karcılıoğlu, ancak 2.5-3 aylık bir turizm sezonunun yaşanacağını aktardı. Karcılıoğlu, “Bodrum genelinde konuşacak olursak, küçük otellerimiz ve esnafımız bu 3 aylık süreçte biraz olsun yaralarını sarma imkanı elde edecekler. Ama büyük otellerimiz çok fazla bir şey beklememeliler” dedi.

“Birçok tesis Arap fonlarına geçebilir”

Turistlerin gelmesiyle yat turizminin de hareketleneceğini belirten BOYD Başkanı Serdar Karcılıoğlu, “Sanıyorum bu şekilde devlet teşviklerinden ve direkt tedavilerden faydalandırılmadığı sürece de bizim 30-35 yıllık kazanımlarımız, genç ve kaliteli yataklarımız Arap fonlarının otelleri haline dönüşecektir. İşler oraya doğru gidiyor. Onun için bu gerçekleri bilerek, cesurca konuşmak, üstelik sektör temsilcileri tarafından sektöre ümit ve umut pompalamanın çok büyük zarar olduğunu, hatta ihanet olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar büyük psikolojik sıkıntı içindeler” ifadelerini kullandı.

‘Güvenli sertifikası’ alan oteller sezona hazır

İç turizmde hareketin 15 Haziran’dan sonra başlayacağına inandıklarını söyleyen, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Bodrum Yürütme Kurulu Başkanı Yüksel Aslan, otellerin ‘güvenli’ sertifikası aldıklarını belirtti.

Aslan, “Sertifikayı alabilmek için bir sürü madde var. Hem temizlik hem hijyen hem sosyal mesafe hem de açık büfedeki yeni sunumlara kadar her türlü önlem geçen seneden alınmıştı. Bakanlık bunu bu sene biraz daha geliştirdi. Geçen sene yatak kapasitesi 50 olan otellere kadar uygulanıyordu. Bu sene yatak kapasitesi daha düşük olan butik otellere dahi uygulanıyor” dedi.

Seyahat acentelerinin de bunlara bağlı olarak kendi önlemlerini aldıklarını ifade eden Aslan, “Yaptıkları transferler, turlarda bu konulara dikkat ederek hareket ediyorlar. Yani turizmciler tarafından her türlü önlem alınmış durumda. Ama tabii ki şimdiye kadar sadece yabancı turist dışarı çıkabiliyordu, şimdi yerli turistte dışarı çıkabilecek. Bunun akışı, hareketliliği nasıl olur simülasyonunu muhakkak yetkililer düşünmüştür” diye konuştu.

Sözcü

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Patrona Uyarı: Banka Kredileri, Özkaynak Değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir çok şirkette hâkim olan bir anlayış var. Sipariş varsa satış vardır, satış varsa büyüme vardır, büyüme varsa işler yolundadır. Bu durum umut verici görünse de arka plandaki finansal gerçekler çoğu zaman ihmal ediliyor. Özellikle büyümenin tamamen banka kredileriyle finanse edildiği şirketlerde bu durum ilerleyen dönemlerde ciddi sorunlara yol açıyor.

Bilançoların %70’i banka borçlarından oluşmaktadır. Şirketlerin çoğu kısa vadeli banka kredileriyle günlük operasyonlarını döndürmeye, uzun vadeli yatırımları ise işletme sermayesiyle karşılamaya çalışıyor. Bu yapısal sorun, finansmana erişimin iyice kısıtlandığı, bugünkü gibi yüksek faizli bir ortamda daha da riskli hale geliyor.

Bugün TL faiz oranları basitte %55 – 60’lara dayanmış durumdadır. Bileşiği ise tefeci faizlerine gelmektedir. Bu faiz oranlarıyla mevcut kredi borçlarının çevrilmesi, ödenmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

Peki, neden şirketler bu kadar fazla banka kredisi kullanıyor?

Çünkü çoğu patron için kredi bir tür “ öz sermaye ” gibi görülüyor. Oysa bu en büyük ve en tehlikeli yanılgılardan biridir.

Kredi, bir finansman aracıdır. Örneğin tedarikçiden alınan vadeli mal gibi bir gün ödenmesi gereken bir borçtur. Sermaye değildir. Ortakların koyduğu, özkaynak hiç değildir.

Kredi riski, şirkete değil bankaya aittir sanılıyor ama durum tam tersidir.

Üstelik bu kredi bağımlılığı, iş dünyasında “büyüme tutkusu” ile birleşince daha da tehlikeli hale geliyor. Patron sipariş almanın heyecanıyla yeni yatırımlara koşuyor, üretim kapasitesini artırıyor, yeni makineler alıyor ama bu harcamaların tamamı krediyle finanse ediliyor.

Satışlar artsa da kârlılık aynı oranda artmıyor. Çünkü artan faiz yükü, nakit çıkışlarını eritiyor. Firma büyüdükçe özkaynağı zayıflıyor, borç/özsermaye oranı bozuluyor ve finansal yapı kırılgan hale geliyor.

Bugün konkordato ilan eden firmaların çoğu “büyüme dönemlerinde” kontrolsüz borçlanan firmalardır. İşler iyi giderken alınan kredilerin geri ödemesi, ekonomi yavaşladığında ya da faizler bugünkü gibi yükseldiğinde imkânsız hale gelir. Aslında ortada bir krizden çok kötü yönetilen bir finansman yapısı vardır.

Büyüme ciro ile ölçülmemelidir. Karlılık, nakit akışı, özkaynak karlılığı, borç çevirme oranı gibi göstergelerde önemlidir. Aksi halde bilançosu hormonlu şişmiş, borç yükü altında ezilen firmalarla dolu bir ekonomik yapı oluşur.

Ve bunun en temel sebebi şudur:

Kredinin, özkaynak olmadığı gerçeğinin farkında olunmamasıdır.

Patronlar artık şunu net bir şekilde anlamalı ;

Kredi bir borçtur. Bir gün geri ödenmek zorundadır. Kâr etmeyen, nakit sağlamayan bir yapının borçla büyümesi sürdürülebilir değildir.

Bu yolun sonu konkordatodur, iflastır.

Finansal disiplini olmayan bir büyüme çöküşün habercisidir.

İş dünyasının yaşaması için “krediye değil, kârlılığa” odaklanan bir zihniyet değişimi şarttır.

Özkaynak olmadan büyümek temelsiz bina yapmaya benzer. İlk sarsıntıda yıkılır.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
bankeralicos@gmail.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

DOLAR KRİZİ NESIL ORTAYA ÇIKAR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dolar krizi, bir ülkenin yerel para biriminin ABD doları karşısında hızla değer kaybetmesiyle oluşan ekonomik durumdur. Bu kriz; döviz kıtlığı, borç ödeme güçlüğü, sermaye kaçışı ve yüksek enflasyon gibi ciddi ekonomik sorunları beraberinde getirir. İşte dolar krizinin nasıl ortaya çıktığına dair temel nedenler:

1. Cari Açık ve Dış Ticaret Bağımlılığı

  • Ülke, ithalata ihracattan fazla para harcıyorsa sürekli dolar ihtiyacı doğar.

  • Bu açık sürdürülemez hale geldiğinde dolar bulmak zorlaşır ve kriz tetiklenir.

2. Yüksek Dış Borç ve Vade Baskısı

  • Kamu veya özel sektörün yüklü miktarda dolar cinsinden borcu varsa ve bu borçların vadesi gelmişse;

  • Dolar bulmakta zorlanan ülke ödeme güçlüğüne düşer ve piyasa panikler.

3. Merkez Bankası Rezervlerinin Erimesi

  • Merkez Bankası döviz rezervlerini düşürdüğünde güven kaybı yaşanır.

  • Özellikle rezervlerin swap gibi “emanet” paradan oluştuğu ortaya çıkarsa, yatırımcılar dolara hücum eder.

4. Sermaye Kaçışı ve Güven Erozyonu

  • Yatırımcılar ülkeye olan güvenini yitirdiğinde (hukuksuzluk, keyfi kararlar, faiz baskısı vs.) dolar cinsinden varlıklarını yurt dışına çıkarır.

  • Bu talep doları fırlatır.

5. Kur Korumalı Mevduat ve Dövize Endeksli Politikalar

  • Devletin doları bastırmak için kullandığı geçici araçlar (örneğin KKM) sürdürülemez hale geldiğinde şok yaşanır.

  • Kur üzerindeki “baskı” bir anda patlayabilir.

6. Enflasyon ve Faiz Uyumsuzluğu

  • Yüksek enflasyona rağmen faiz düşük kalırsa yerli para değer kaybeder, insanlar dolara yönelir.

  • Dolarizasyon artar, kriz riski büyür.

7. Küresel Etkiler (FED Faiz Artışı vb.)

  • ABD Merkez Bankası (FED) faiz artırdığında, gelişmekte olan ülkelerden dolar çıkışı başlar.

  • Türkiye gibi kırılgan ekonomilerde bu ciddi sarsıntılar yaratır.

Örnek: 2021-2022 Türkiye Dolar Krizi

  • TL’nin değer kaybı, düşük faiz ısrarı, KKM uygulaması, Merkez Bankası’nın rezerv satışı gibi politikalarla birleşerek krizi tetiklemişti.

  • Kur bir günde %10-15 sıçramıştı.

Okumaya devam et

EKONOMİ

YEŞİL MUTABAKAT VE SINIRDA KARBON VERGİSİNE (SKV) HAZIRMIYIZ ?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya ithalatının % 29,6’sını Avrupa gerçekleştiriyor. Türkiye’nin ihracatının da % 50′ si Avrupa Bölgesine yapılıyor.

Ülkenin en büyük sanayi kollarından olan ÇELİK ve ÇİMENTO sektörünün yeşil mutabakata ve sınırda karbon vergisine hazırlanabilmesi için dönüşüm ve uyum maliyetleri her ikisi için ayrı ayrı 30 MİLYAR DOLAR… Toplam 60 Milyar DOLAR..

Sınırda Karbon Vergisini (SKV) ya biz toplayacağız ya onlar. Biz toplarsak sanayi yaşar aksi var olan sanayiyi de eritmek demek…

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.