Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

YAPI ve KREDİ Karlılığını en fazla artıran banka oldu

Erol TAŞDELEN bankaların açıkladığı bilanço bültenlerine alternatif analizlere devam ediyor. YAPI ve KREDİ BANKASI ( YKB ) KOÇ Grubuna geçtikten sonraki performansı merak edilen bankalardan biriydi. Banka da yeni stratejisi ile bu değişikliğini çalışanlarına ve müşterilerine hissettirdi ve 2020 yılında karşılığını fazlası ile aldı.

Yayınlanma:

|

YKB 2020 yıl sonun mali verileri ve Faaliyet Raporunu açıkladı. 2019 yıl sonu 3,6 milyar TL olan Net Karlılığını 2020 yıl sonunda 5 milyar 79 milyon TL Net Kar açıklayarak karlılığını % 41,1 artırdı. Bugüne kadar açıklanan bankalar arasında en yüksek kar artışı yapan banka, aynı zamanda USD bazlı Karlılıkta da net artış sağlayan tek banka oldu. 2019’da 3 milyar 600 milyon TL Net Karlılığın USD karşılığı 604,9 milyon USD idi. 2019 yıl sonu TCMB kapanış 5.9507 TL/USD kuru 2020 yıl sonunda 8.068 TL/USD ile kapadığı düşünüldüğünde 2020 yılında banka 629,6 milyon USD Net Kar yaptı. USB bazlı Net Kar kaybı % 4,07 oldu.

Bilanço büyümeye devam etti

2019 yıl sonunu 387,5 milyar TL Toplam Varlıklar ile kapatan banka % 18,6 artış ile 2020’yi kapatarak 459,7 milyar TL ile kapadı. Toplam Varlıkların içinde yer alan Finansal Varlıklar ise 106 milyar TL’den 99 milyar TL’ye düştü. Toplam Varlıkların içinde Kredilerin payı %63,5 oldu.

Kredilerde büyüme stratejisi izledi

Çoğu bankada olduğu gibi AKTİF RASYO formül etkisi YKB’de de 2020 yılında kredilerde büyüme etkisi yaptı. 2019 sonundaki 240 milyar TL olan Kredi hacmi % 21,5 büyüme ile 2020 sonunda 291,2 milyar TL düzeyine ulaştı. Aynı dönemde TL Nakdi Krediler % 23,8 büyürken, YP Nakdi Krediler % 18,8 büyüdü. Kredilerdeki bu büyümeye karşılık Beklenen Zarar Karşılıkları da 17,3 milyar TL’den 23,9 milyar TL’ye çıktı. Banka 19 milyar TL’lık kredisini de yapılandırarak öteleme yaptı.90-180 gün gecikmedeki kredileri için de 1 milyar TL karşılık ayırmış durumda. Bankanın kredi takip oranı % 6,4 düzeyinde. Banka yeni stratejisinde Perakende müşteri segmentine yöneldi. Zira 2019 yılında Kurumsal ve Ticari Firmaların Krediler içindeki payı % 58 iken 2020 yılında % 52’ye düşmüş durumda. Perakende müşterilerin payı da % 42’den 6 puan artarak % 48’e yükseldi. Banka Nakdi Kredilerin % 33’lük kısmı ilk 100 müşteride yer alırken; Gayri Nakdi Kredilerin % 45’lik kısmı ilk 100 müşteride yer alıyor.  Bankanın Gayri Nakdi Kredileri de 90 milyar TL’den 101 milyar TL’ye yükseldi.

Mevduat arttı

2019 sonunu 222,7 milyar TL Mevduat ile kapatan banla 2020 yıl sonunu %14 büyüme ile 254,3 milyar TL ile kapadı. Mevduat içinde 2019’da % 18’lik paya sahip olan vadesiz mevduat 2020 yılında ikiye katlanarak % 36 olmuş durumda. Bunda bankanın piyasada olması firmaların ve esnafın nakit akışını Üye İşyeri – POS ve Kredi Kartı portföyü ile alması ve çekli müşterilere tekrar yönelerek nakit akışlarının ağırlıklı bankadan geçme stratejisinin etkisi oldu. Yeni strateji sayesinde %62’lik paya sahip olan vadesizdeki Perakende firmaların oranı % 67’lik düzeye çıkmış durumda. Bankanın Ana Sermaye Rasyosu % 13,6 düzeyinde bulunuyor.

Faiz gelirleri arttı, Net Ücret ve Komisyon gelirini korudu

2019 yılını 14,7 milyar TL Net Faiz Geliri ile kapatan banka 2020 yılında % 14,9’luk büyüme ile 16,9 milyar TL’ye taşırken;  5,2 milyar TL olan Net Ücret ve Komisyon gelirini 2020 yılında da aynı düzeyde korudu. Banka Komisyon Gelirlerinin % 36,7’lik kısmını Kredilendirme ile ilgili elde ederken, %39,9’luk kısmını ödeme sistemlerinden elde etti. Komisyonlarda Sigorta İşlemlerinin payı ise % 13,8’e yükselmiş durumda.

Ticari İşlemlerdeki Zararı kara çevirmeyi başardı

 2019 yılını 1,8 milyar TL Ticari Zarar ile kapatan banka 2020 yılında bu zararı telafi ederek 256 milyon TL Net Karlılığa taşıdı. Bunda Türev İşlemlerdeki 905 milyon TL zararın 1,7 milyon TL karlılığa taşınmasının olumlu etkisi oldu.

Karlılığı en fazla yükselten banka oldu

2020 yıl sonu mali verilerini açıklayan çoğu banka Brüt Kar artışını Net Karlılığa taşıyamazken YKB Net karlılıkta %41,1’lik en yüksek artış oranını yakalarken aynı zamanda USD olarak hesaplandığında da Net Kar artışı sağlayabilen tek banka oldu.   YKB 2019 yıl sonundaki 19,6 milyar TL’lık Brüt Karlılığını % 22,6 artırarak 2020 sonunda 24 milyar TL’ye yükseltirken; 3,6 milyar TL’lık Net Karlılığını da % 41,1 artırarak 5 milyar 79 milyon TL’ye yükseltti.

Üst Yönetim gider artışı enflasyonun altında kaldı

Çoğu banka üst yönetim ödemelerine enflasyonun 2-3 katı artış yaparken YKB’de artış oranı sadece % 2,4’de kaldı. 2019 yılında banka üst yönetimine 76,5 milyon TL öderken 2020 yılında bu tutar 78,3 milyon TL düzeyinde kaldı. Aynı dönemde bankanın Personel Gideri ise 3,1 milyar TL’den 3,6 milyar TL’ye yükselerek % 13,56 oldu.

11 Şube kapatıp 594 personel azalttı

2019 sonunu yurt  içinde 845 şube ile kapatan banka 2020 sonunda şube sayısını 11 azaltarak 834’e düşürürken; aynı dönemlerde 16.631 olan personel sayısını da 594 azaltarak 16.037’ye düşürdü.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist

BANKA ANALİZLERİ

ALAATTİN AKTAŞ: Bakalım bankalar bu yükü ne kadar taşıyabilecek!

✔ Bankalar giderek daha da kıskaca alınıyor. Paranın maliyeti artıyor, o parayı kullanma alanları kısıtlanıyor. Bakalım ilk çeyrek bilançoları nasıl gelecek?

✔ Enflasyonun yarısı kadar olan kredi faizi şimdi mevduat faizinin de altına indi. Çok iyi değil mi; ama önce bu krediyi bulmanız ve alabilmeniz gerekiyor!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların ortalama faiz maliyetini hesaplamak pek kolay değil. Bir kere yalnızca mevduata ödenen faize bakmak yetmez. Kaldı ki mevduatın vade dağılımı bankadan bankaya değişir, bu yüzden ortalama maliyet de değişir. Dolayısıyla her bankanın durumu farklılık gösterir.

Tüm bankacılık sistemi için tahmin yürütmek ise daha kolay. Bankalardaki mevduatın ortalama vadesi belli, hangi vadeye ne kadar faiz verildiği belli. Bu şekilde yapılan hesaplamaya göre mevduatın bankalara ortalama maliyeti yüzde 17 dolayında. Bu hesaplamayı yaparken vadesiz mevduata hiç faiz uygulanmadığını varsayıyoruz.

Ancak bankaların başka kaynakları da var tabii ki…

Örneğin kur korumalı mevduat. Bu mevduatın faizi çok daha düşük; mevcut durumda TL cinsinden açılan KKM için en fazla yüzde 11.50. DTH dönüşümlülerde daha yüksek.

Mevduat dışında kaynaklar da var. Merkez Bankası’ndan kullanılan kaynak gibi… Diğer borçlanma araçları gibi…

Üç ay vadeliyi gösterge alırsak…

Toplam mevduat içinde en büyük pay üç aya kadar vadeli mevduatta. Üç aya kadar vadeli diyoruz ama buradaki vade de daha çok 32 gün.

Tüm bankalar ortalamasında üç aya kadar vadeli mevduata 2021 başından 10 Mart’a kadar uygulanan faizin haftalık seyri ile yine tüm bankalar ortalamasında ihtiyaç, taşıt ve konut kredisi ortalama faizini gösteren tüketici kredisi faizini çıkardık. Nasıl bir seyir olduğu grafikte yer alıyor.
Bu yılın mart ayına kadar kredi faizi mevduat faizinin üstünde. Martta ise iki faiz yer değiştirmiş; artık mevduat faizi kredi faizinden daha fazla.

Bir kez daha vurgulamak gerek. Üç aya kadar vadeli mevduatın 10 Mart itibarıyla yüzde 27.83 olan faizi, aynı tarihte yüzde 24.82 düzeyinde bulunan tüketici kredisi faizinin üstünde ama bu yanıltmasın. Bankaların ortalama faiz maliyeti çok daha düşük; tüm vadelerin ortalamasını yazdım, yüzde 17. Bu iki faizi bir fikir vermesi için grafiğe döktük.

Bankalar zorlanırsa…

Girişte de belirttim; bankaların ortalama maliyetini hesaplamak mümkün değil. Hele hele banka bazında hiç mümkün değil. Ancak gidişatı herkes görüyor.

Bir yandan paranın maliyeti artıyor.

Bu para zorunlu olarak düşük getirili kamu kağıtlarına yatırılıyor. Yetmezmiş gibi kredi faizlerini baskılayacak adımlar atılıyor. Yani sonuçta para pahalanıyor ama o para giderek daha düşük getiri sağlayabilecek şekilde kullanılmak zorunda kalınıyor.

Bu nereye kadar sürdürülebilecek?

Paranın paçal maliyeti ile kredi faizi arasındaki farkın giderek daralması bankalar için hiç de hoş bir senaryoya işaret etmez. Hiç kimse herhangi bir ticari işletmenin zor durumda kalmasıyla bankaları aynı kefeye koymasın. Türkiye bunu yıllar önce yaşadı, çok ağır bedeller ödendi ve bunların tekrarı yaşanmasın diye çok radikal önlemler alındı.

Bankaların elindeki paraya adeta el koymanın, o parayı belli alanlara zorunlu olarak kanalize etmenin ve kredi faizini baskılamanın sisteme nasıl bir yük bindirdiği ve bunun sonuçları ilk çeyrek bilançolarında kendini gösterecek.

100 bin liraya sıfır Mercedes, ama araba yok ki!

Mevduat ve kredi faizindeki son oranlar adeta “Kredi al, mevduata yatır ve para kazan” diyor.
Ama “ufak” bir sorun var!

Krediyi bulabilirsen!

Mercedes’in en son model, en donanımlı otomobili Türkiye’de örneğin 100 bin liraya satılacak, böyle bir karar alınmış. Şahane değil mi! Şahane de, bir şartla; o otomobili bulup alırsanız! Türkiye’ye ayda yalnızca bir otomobil geliyorsa sizce kim alabilir o otomobili!

Kredi faizi düşük. Bu da şahane! Enflasyon yüzde 55’ler dolayındayken bu faiz tabii ki şahane!
Ama krediyi bulabilene…

Bankaların kredi faizini böylesine aşağı çekmesinin nedeni de malum. Kredi faizini düşürmeyen banka ekonomik yönden dayak yiyor da ondan. Öyle kısıtlayıcı önlemler getiriliyor ki banka da kredi kullandırmamak için bin dereden su getirtiyor. Suyu getirebilen parayı götürüyor, getiremeyen “Faiz ne kadar düşük” diye avunuyor.

Siyasetçi de “Bakın kredi faizini nerelere indirdik” diye övünüyor. Oysa kredi, 100 bin liraya satılan Mercedes gibi!

Kaynak transferinin dik âlâsı!

Ekonomide emir demiri kesmiyor. Ama olsun, biz keseceğini zannediyoruz. Öyle zannettiğimiz için de neredeyse her gün tuhaf bir karara imza atıyoruz. Bir tarafı bozunca diğer taraf da bozuluyor. Bu sefer onu düzeltelim derken başka bir falso!

Oysa ekonomide su akıp yolunu buluyor. Dere yatağına bina yapınca doğa nasıl bildiğini okuyor ve yıkıp geçiyorsa, ekonomide de aslında aynısı oluyor, görebilene!

Ama bu söylediklerim “Ne yapsınlar, bu kadar biliyorlar” diye geçiştirilebilecek kadar basit değil! Bazı “hatalar” var ki ne sonuç doğuracağı biline biline yapılıyor.

Örneğin enflasyonun yüzde 55’lerde gezdiği bir dönemde, ki o da düşmüş hali, kredi faizini bu oranın yarısına, hatta daha aşağıya indirme çabasının anlamı ne? Sorsanız verilecek yanıt belli; fiyatlar üstündeki baskıyı kırmak, maliyetleri aşağı çekmek. Ne kadar iyi niyetli bir yaklaşım!
İyi güzel de, enfl asyon dediğimiz ne; herhangi bir mal ya da hizmeti üretenlerin satış fiyatındaki artış. Satış fiyatını yüzde 55 dolayında artırmış olanlara yüzde 20-25 maliyetle para kullandırmak “biraz” servet transferi olmuyor mu?

Oluyor değil mi!

Peki bu transfer kimden kime?

Tasarruf eden, edebilen, “yarın ne olur ne olmaz” diye köşeye üç beş kuruş atan vatandaştan… Onların mevduatına verilen çok düşük faizden…

Başka bir kaynak daha var; kamu… Merkez Bankası bankaları sürekli düşürülen ve enflasyonun çok çok altına çekilen faizle fonlarken bu para dönüp dolaşıp kredi kullanana kaynak olmuyor mu?

Ekonomim

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

BANKACILIK SEKTÖRÜ 2022 YILIDAKİ KAR PATLAMASINA KARŞILIK PANİKTE

Yayınlanma:

|

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2022 yılı mali verileri açıkladı. 2021’de 93 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2022 sonunda karlılığını %366 artırarak 433 milyar TL Net Karlılık açıkladı.

2021 Aralık aylık bazda 17,6 milyar TL Net kar yapan sektör, 2022 Aralık ayında ise 2,5 kat artış ile 44,4 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.

Bilanço büyümeye devam etti

2021 yıl sonunu 9,2 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör 2022 yılında %56 büyüme ile 14,3 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %55 artış ile 7,6 trilyon TL seviyesine yükselirken;  Takipteki Krediler 3 milyar TL artışla 163 milyar TL seviyesini korudu. Buna karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler ise Haziran ayında 860 milyar TL’yi ( 46 milyar USD ) geçmesi Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 yılında Beklenen Zarar Karşılıkları da 258 milyar TL’den 370 milyar TL’ye yükselirken son 1 ayda 25,5 milyar TL artmış durumda.

2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %67 artış ile 2022’de 8 Trilyon 862 milyar TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %35,5’ine denk gelen 3,1 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB’nin uyarısı ile yapısı değişse de Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu sonucu kredilerden yaratılan mevduatın etkisi büyük oldu. Enflasyon ortamında bankalardaki mevduatın artması ise Türk Bankacılık sektörünün müşterilere dayatmasından ne kadarının oluşturulduğunun tespiti yönünde bir çalışma TCMB ve BDDK tarafından yapılmış değil.

Net Karlılık % 366 arttı

Bankacılık sektörü bilanço büyümesinden daha fazla karlılık artışı yaptı. 2021 yılında 265 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2022 yılında 764 milyar TL seviyesine ulaşarak %188 artış gerçekleştirdi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin önemli katkısı oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönerek  yıl sonunu kısmı düşüş ile 1 trilyon 385 milyar TL seviyesinde kapamış durumda. Bankaların elinde bulunan yüksek faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin düşmesi nedeni ile karlılıkta önemli katkısı oldu. Bankalar 2021 yılında 160 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2022 yılında bu gelirini %95 artırarak 312 milyar TL seviyesine yükseltti. Bunda kredi faizlerin düşmesi nedeni ile kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu.

Kar artışına rağmen CEO’ların yüzleri gülmüyor

Bankacılık Sektöründeki bu Kar artışına rağmen; TCMB’nin BDDK’nın ani düzenlemeleri sonucu; Kredi alanının daralması, Kredi – Mevduat Karşılıklar şartlarının hızlı ve  sık sık değişmesi; Finans sektöründe Vergi oranının %20’den %25’e çıkması; Uzun Vadeli Tahvil almaya zorlanmaları ve ileride bu Tahvillerden zarar etme olasılığı; seçim sürecinde bankaların aktif kullanılacağı algısı girilmesi; Enflasyon muhasebesine geçilememesi; Sorunlu Kredi potansiyeli; BİST’de bankalar üzerinde spekülatif işlemler gibi nedenlerle yüksek gözüken karlılıklara rağmen yüzler gülmediği gibi; orta-uzun vadede yaşanan kaygılar daha sık  dile getirmeye başladılar. Diğer taraftan, sektörün çevirmesi gereken ciddi hacimde Sendikasyon Kredilerinin de maliyetleri artması, ana parayı dahi çevirememesi, sendikasyon çevirme oranlarının %60’lara kadar gerilemesi; bankalar üzerinde yeni stres merkezi oluşturmuş durumda.

Sektör Katılım Bankaları formatına sokuldu

Ticari Kredilerde Sektörün Katılım Bankası formatına sokulup sadece fatura karşılığı kredi kullandırılabilmesi “fatura kaosu” yaratırken; Ticari segment firmaların bankalara fatura sunamadıkları leasing taksiti, kredi geri ödemeleri, maaş ödemeleri için ana harcamalarda kredi kullanamaması reel piyasaları da tam anlamı ile germiş durumda. Kanun koyucu bu uygulamayı sadece Kamu bankalarında yapsaydı bu kadar tepki gelmezdi fakat tüm sektöre dayatması bankacıları da rahatsız etmiş durumda. Tüm çabalara karşı KKM dışında Dolarizasyonun önüne geçmek için yeni ürünler sunulamaması bunun yerine bankalar üzerinden Ticari Kredilere fren uygulamalar içine girmesi özellikle Sanayi firmalarında küçülme sürecini de beraberinde getirdi. Sanayide Enerji tüketimi azalırken, küçülme anlayışı ile birlikte işten çıkarmalar da başlamış durumda. Bankacılık üzerinden dolarizasyonun faturası Ticari Segment firmalara çıkarılırken, ithalatın %80’ni hammadde olan reel piyasada tam karşılığının olmaması da iş dünyasında huzursuzluk yaratmış durumda. Firmalara döviz almayın demek faaliyetinizi küçültün demekle eş anlamlı gelmekte. Ocak ayı sonunda Ticari Segment Kredi faizleri de %28-30 seviyesine yükselmiş durumda. İlk defa bu dönemde Rating Notu yüksek olan firmalar da kredi kullanmakta zorlanıyor. Bankacılık tarihinde ilk defa “Rating notu yüksek” diye kredi vermeme deneyimi yaşıyor. Zira, ekonomi kurmaylar açıklanan yeni KGF Paketinde dahi Rating notu yüksek firmaların desteklenmemesi reel piyasa şaşkınlıkla karşıladı. Bu kararlarla finansal yönetimi iyi yapan firmalar da cezalandırılmış oldu. Sorunlar kar topu gibi büyüyerek kontrol edilemez noktaya doğru giderken reel piyasalarda yıkıcı etkiler başlamış durumda!

Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist   www.bankavitrini.com

Konu ile ilgili yazılar: 

TİCARİ KREDİLERDE FATURA KAOSU – BankaVitrini

BANKALARDA KOBİ DIŞI TİCARİ KREDİLER NİÇİN DURDU? – BankaVitrini

TİCARİ YASAKLAR FİRMALARI ‘ŞAK’ DİYE DURDURABİLİR – BankaVitrini

TEKSTİLDE ÇİN KABUSU – BankaVitrini

YANLIŞ KARARLAR YATIRIMCIYI VURDU – BankaVitrini

BANKALARDA ‘KREDİ BLOKELİ KREDİ’ DÖNEMİ BAŞLADI – BankaVitrini

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

BANKALARIN NET KARLILIĞI 10 AYDA % 409 ARTTI

Yayınlanma:

|

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU – BDDK Bankacılık sektörü 2022 Ekim ayı mali verileri açıkladı. 2021 Ekim ayında 66 milyar TL Net Karlılık açıklayan sektör; 2022 Ekim’de karlılığını %409 artırarak 336 milyar TL Net Karlılık açıkladı.

2021 Ekim aylık bazda 9,1 milyar TL Net kar yapan sektör, 2022 Ekim ayında ise 5 kat artış ile 49,5 milyar TL Net Karlılığı yakaladı.

Bilanço büyümeye devam etti

2021 yıl sonunu 9,2 trilyon Aktif Büyüklük ile kapatan sektör yılın on ayında %46 büyüme ile 13,4 trilyon bilanço büyüklüğüne ulaştı. 2021 sonunda 4,9 trilyon TL olan Nakdi Krediler ise %44 artış ile 7 trilyon TL seviyesine yükselirken;  Takipteki Krediler 1 milyar TL artışla 161 milyar TL seviyesini korudu. Buna karşılık ön izleme, yakın izlemede, takip edilip; yapılandırılan kredilerden oluşan Sorunlu Krediler ise Haziran ayında 860 milyar TL’yi ( 46 milyar USD ) geçmesi Sektörün yumuşak karnı olarak kendini gösteriyor. 2022 ilk on ayında Beklenen Zarar Karşılıkları da 258 milyar TL’den 333 milyar TL’ye yükselirken son 1 ayda 10 milyar TL artmış durumda.

2021 sonunda 5,3 trilyon TL olan Mevduat toplamı da %57 artış ile 2022’de 8 Trilyon 347 milyar TL seviyesine ulaştı. Bankalarda bulunan Mevduatın %35’ine denk gelen 2,9 trilyon TL ise vadesiz mevduattan oluşuyor. Vadesiz oluşturulmasında her ne kadar Ekim sonuna doğru TCMB’nin uyarısı ile azalsa da Ticari kredilerin %25-30’luk kısmının kredi vadesince vadesizde tutma koşulu konmasının etkisi büyük oldu.

Karlılık % 409 arttı

Bankacılık sektörü bilanço büyümesinden daha fazla karlılık artışı yaptı. 2021 ilk on ayında 184 milyar TL Net Faiz Gelir sağlayan sektör; 2022 yılında 572 milyar TL seviyesine ulaşarak %211 artış gerçekleştirdi. Bunda KKM hesaplarında faizlerin sabitlenmesinin önemli katkısı oldu. Zira, bankalardaki tasarruf mevduatlarının üçte biri KKM’ye dönerek  Ekim sonunda 1 trilyon 735 milyar TL seviyesine ulaşmış durumda. Bankaların elinde bulunan yüksek faiz ile alınan Devlet Tahvilleri ise faizlerin düşmesi nedeni ile karlılıkta önemli katkısı oldu. Bankalar 2021 ilk on ayında 126 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken; 2022 aynı dönemde bu gelirini %94 artırarak 244 milyar TL seviyesine yükseltti. Bunda kredi faizlerin düşmesi nedeni ile kredi koşullarında dış ticaret paketi, sigorta, masrafsızlık paketi gibi komisyon gelirleri artıracak koşulların krediye bağlanmasının da etkisi büyük oldu.

Kar artışına rağmen CEO’ların yüzleri gülmüyor

Bankacılık Sektöründeki bu kar artışına rağmen; TCMB’nin BDDK’nın ani düzenlemeleri sonucu; Kredi alanının daralması, Kredi – Mevduat Karşılıklar şartlarının hızlı ve  sık sık değişmesi; Finans sektöründe Vergi oranının %20’den %25’e çıkması; Uzun Vadeli Tahvil almaya zorlanmaları ve ileride bu Tahvillerden zarar etme olasılığı; seçim sürecinde bankaların aktif kullanılacağı algısı girilmesi; Enflasyon muhasebesine geçilememesi; Sorunlu Kredi potansiyeli; BİST’de bankalar üzerinde spekülatif işlemler gibi nedenlerle yüksek gözüken karlılıklara rağmen yüzler gülmediği gibi; orta-uzun vadede yaşanan kaygılar daha sık  dile getirmeye başladılar. Diğer taraftan, sektörün son çeyrekte çevirmesi gereken ciddi hacimde Sendikasyon Kredilerinin de maliyetleri artması, ana parayı dahi çevirememesi, sendikasyon çevirme oranlarının %60’lara kadar gerilemesi; bankalar üzerinde yeni stres merkezi oluşturmuş durumda.

Erol TAŞDELEN – Bankacılık Uzmanı, Ekonomist

Okumaya devam et

KATEGORİLER

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www paravitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.