Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

Yemişim sizin Yeni Nesil Bankacılığınızı

Bankacılığı işte böyle bitirdiler. Müşteri odaklı çalışma sisteminden ürün odaklı sisteme geçildi. Buna da yeni nesil bankacılık diyorlar. Bankacıyı ve bankacılığı bitirdiler haberleri yok!

Yayınlanma:

|

Daha önce de yazdık. Son yıllarda bankacılıkta adı konmamış bir çalışma şekline yönelik işbaşı savaşı yaşandı. Bu savaş” müşteri odaklı” çalışanlar ile “Ürün odaklı” çalışanlar arasında oldu ve müşteri odaklı çalışanlar görünen o ki kaybetmiş durumda. Her savaşın bir faturası vardır. Bazen kazanan gibi gözüken kaybeder aslında nasıl mı ?
Eski yöneticiler Müşteri Odaklı idi
Bankacılık hayatımda çok kaliteli Genel Müdürler ile çalışmak nasip oldu. İlk Bankamın Bayramoğlu Eğitim Tesislerinde 1 ay yatılı eğitim alıp sertifikayı vermeye Genel Müdürümüz Burhan Karaçam gelmişti, yıl 1991. Söylediği,  “kolunuza altın bilezik taktık gerisi size kaldı, sizlerin sayesinde sektörde birçok alanda 1 numara olacağız yeniliklere yelken açacağız, müşterilerimiz en kıymetli hazinemizdir, hazinemize en kaliteli hizmeti vereceğiz” şeklindeydi. Öyle de oldu.
Askerden sonra Toprakbank Uzman Yard. Sınavını kazandım, yıl 1996. Uzun ve yorucu bir eğitimden sonra Genel Müdürümüz Mevlüt Aslanoğlu ( Nur içinde yatsın ) ilk söylediği şey “müşteri her şeyimiz, biz onların ekmeğini yiyoruz, yüzünüz hep gülecek, yüzü gülmeyen personel istemiyorum” şeklinde oldu. Mevlüt Arslanoğlu bir süre sonra Kentbank’a Genel Müdür olduğunda bizzat kendisi arayarak bize  Zeytinburnu şubesini açtırdı. Bir MİY’i Genel Müdür arayıp tebrik eder mi, ediyordu. gülmeyen, asık suratlı personel istemezdi. Her üç ayda bir yaptığı performans toplantıları çok öğretici idi. O zaman çalışana değer veriliyordu ve bunu hissediyordunuz. Toplantılar fırça toplantıları değil, yol gösterici şeklinde geçerdi.
2000’ler geldiğinde kendimi şimdiki Körfez sermayeli bankada Finansbank’ta buldum. Başta Hüsnü Özyeğin var. Tek söylediği:  “müşteri, müşteri, müşteri”. Müşteri memnuniyeti onun için olmaz ise olmazıdır. Çayını içmediğiniz müşteri kalmayacaktı. Müdürler dışında Pazarlamacı MİY’lere araba veren ilk bankalardandı. Karşılığını da fazlası ile aldı. 2000’ler krizinde gerçek bir “Lider” olduğunu kanıtladı ve Banka o krizden büyüyerek çıktı. Diğer bankalar müşterilerden çıkarken biz destek verdik ve inanılmaz bir ivme kazandık hak ettiğini de fazlası ile aldı. Kriz bittiğinde diğer şubelerin de olduğu gibi bölgenin ana firmaları, banka müşterisi idi ve diğer bankalara randevu dahi vermiyorlardı.
Müşteri Odaklıdan, Ürün Odaklıya geçiş
2008’de kendimi 4 büyüklerden olan yerli sermayeli bankalardan birinde buldum. Gerçi koşullar çok yeterli değildi. Şubelerde müdürler dahil  araba, telefon, yemek kartı vs. yoktu. ( diğer bankaların yıllardır sağladığı bu koşullar daha sonra bir lütufmuş gibi sunuldu ). Koşullar kötü idi ama inanılmaz kurumuna bağlı bir ekip buldum karşımda. İşim kolaylaşmıştı. Ekibi yönetmek, liderlik yapmak yeterli idi. Onu yaptım. Kısa sürede çok başarılı işlere imza attık. 2008 krizini batık vermeden kapatan nadir şubelerden olduğumuz gibi örneğin  bir sigorta kampanyası yapılıyordu 6 ay sürdü 5 ay Türkiye 1.liği 1 ay Türkiye 2. liği aldık. Şube beyaz eşya dükkanına dönmüştü hediyelerden. Hepsi de gerçek satıştı. Kısa sürede şube 1. Sınıf şube oldu. Eski yöneticiler dahil, Emeği geçenlere minnettardım. Övünerek söylüyorum şubeden 4 şube müdürü çıkardık. Şubeyi Bireysel Segmentte bir çok alanda Türkiye Genelinde ilk 3’e taşıdık. Yöntemimiz “Müşteri Odaklı” çalışmaktı. Engellere rağmen diyorum. Çünkü,  Bölge yapılandırmada Pazarlama segmentinde bir ( hala elebaşı Edirne’de görev yapan ) “Trakyalılar Çeteleşmesi”  vardı. Sürekli, “Trakya’da Müdürler Trakyalı olmalı” deyip duruyorlar, dışardan gelenlere yapmadıklarını bırakmıyorlardı. Üstelik Karadeniz’den gelen yetersiz Bölge müdürü de ellerinde oyuncak.  Ödül olarak kendimizi Uşak’ta bulduk iyi mi ?
İşleyen çarklar nasıl paslandı
Bankaların yabancılara satılması bu sürecin altyapısını hazırladı. Bankalar hak edilmeyen paralar verilmişti ve bankalardan verdikleri paraları çıkarması bekleniyordu. Amaç ürün odaklı olunca müşterinin ve personelin değerlendirmesi de ona göre şekillendi. Çok iyi ürün satan personel en iyi, en çok ürün kullanan müşteri en iyi müşteri idi. Kopma noktası da oradan başladı. Yıllardır bankaya ömrünü vermiş personel satışı düşük ise hiç kıymeti yoktu artık. Personelin yetkinliği, deneyimi, müşteri portföyü, etik kurallar ile çalışıp çalışmadığı hiç önemli değildi artık yeter ki ne yapıp edip ürün satsın.
2008 Krizi kırılma yılı oldu
2008 krizinden sonra bankalara bir hal oldu. BDDK’nın yayınladığı verilerden her ilin Pazar payı ürün rakamları yayınlaması ile bankalar inanılmaz bir yarışa girdi. Krizin de etkisi ile artık müşteri odaklı satış tamamen ürün odaklı satışa döndü. Aslında başta şubelerde anlamadı durumu. Çünkü iş oyun haline getirilmişti. Bütün şubeler yarışın içine çekildi. Renkli renkli raporlar göz kamaştırır oldu. O noktadan sonra  iş iyice “Müşteri odaklı, müşterinin ihtiyacına göre satış terk edilip Ürün  odaklı satışa” dönüştü. Ürün sat da nasıl satarsan sat. Her ürün ücret ve komisyon geliri demekti. Çalışma şekli ürün odaklıya dönüşünce gülen suratlara da gerek kalmadı kimse de sorgulamaz oldu zaten. Evet müşteri şikayet servisleri daha aktifti ama marifet de buradaydı. Müşteriye ihtiyacı olmayan ürünü satacaksın ama şikayet de almayacaksın. Türk insanı yaratıcı ve pratik çözümlüdür aslında çözümü de buldu. Müşteri konut kredisi mi kullanacaktı elini vermişti bir kez yanına kredi kartı, taksitin yetişmez  geçilmeye girme diye KMH, yıllık işletim ücreti  alınmasın diye otomatik ödemeler, sigortalar zaten olmaz ise olmazdı, konutta normalde DASK ve Konut sigortası yeterli olurdu ama olur ya başına bir şey gelir diye Ferdi Kaza sigortası ve BES’de eklenince paket tamamdı. Adam konut kredisi almaya girmişti Yılbaşı sepeti gibi bankadan kolunda her şey dolu sepet ile çıktı. Soyunduğunu anlamadı zaten. Konutu, taşıtı almıştı nasılsa.
 Bankalarda ucuz ve uzun vadeli fonlar varken, satılması gerekirken ürün  kampanyaları havada uçuşurken hop 2018. Bağıra bağıra gelen ve adı konmamış kriz sinyallerinin hepsi vardı. 2018 Ağustos’unda Kur, Enflasyon, Faiz oranı ilk defa aynı anda depara kalkmıştı. Her şeyi bilen abiler / ablalar neye uğradığını şaşırdılar. Yıl sonu mali veriler açıklanıyor. Üşenmiyorum hepsini okuyorum, 1-2 banka hariç ekonomik koşullara atıf yapıp yedek fon ayıran yok. Geçen bir arkadaşım “2019 nasıl geçecek” diye sorduğunda, “nasıl geçecek bilmiyorum ama 2020’den iyi geçecek” dedim.  Aslında son 4-5 yıl her yıl bir öncekini aratır olmuştu ama bu sefer farklı idi. Bir defa ucuz ve uzun vadeli fonlar yoktu. Takip oranları artıyor karşılık ayrılan bütçeler fazlalaşıyordu. Milyarlık krediler için bankalar verirken iyi de sonra bu kadar krediyi biz nasıl verdik moduna geldiler. Her zamanki gibi şubeler suçlamak işin kolayı idi öyle ya şubecilerin sesi de çıkamazdı çözüm de bunun üzerine kuruldu.  Bankalar maliyetleri düşürmeli idi, görünen çözüm de şube kapatıp, personel  azaltma üzerinden kurguladılar. Kendi Banka yönetici prim ve ödenekleri 25-100 milyon TL’yi bulurken üstelik. Oysa çözüm; “Ürün Odaklı çalışma terk edilip, Müşteri Odaklı çalışmaya geri dönmek” olması gerekir , bunu becerebilecekler mi yaşayıp göreceğiz.
Erol TAŞDELEN
[email protected]

BANKA ANALİZLERİ

QNB Finansbank Emekli Promosyonunu artırdı

Maaş Promosyon kampanyaları hızlanırken; QNB Finansbank Kmau Bankalarına alternatif olacak şekilde yeni bir Emekli Maaş Promosyon Kampanyası başlattı…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Emekli Müşterilerimize Sunulan Ayrıcalıklar

  • 12.000 TL ‘ye varan nakit promosyon ve CardFinans Emekli kredi kartından yıllık 1.200 TL indirim olmak üzere toplamda  13.200 TL’ye varan emeklilik ödülü !
  • Emeklilikte Yaşa Takılanlar’a özel kredi QNB Finansbank’ta! Emeklilere özel avantajlı oranlardan yararlanmak ve detaylı bilgi için tıklayınız.
  • Yurtiçi diğer tüm banka ATM’lerinden Para Çekme, Para Yatırma veya Bakiye Sorgulama işlemlerini toplamda ayda iki defa ücretsiz gerçekleştirebilirler. (günlük para çekme – yatırma limitleri dahilinde)
  • Bireysel İnternet Şube ve QNB Mobil’den yapılacak EFT saatlerinde ve TL havale işlemlerinde işlem ücreti muafiyeti ( haftasonu ve resmi tatil günleri dışında 09:00-16:00 saatleri arasında)
  • QNB Finansbank şubelerinde yapacağınız işlemlerde sıra önceliği
  • Emekli Bankacılığı müşterilerimize özel 0850 222 11 00 numaralı QNB Finansbank Emekli Bankacılığı Hattı’ndan faydalanma imkanı
  • CardFinans Emekli kredi kartına sahip olunması durumunda; ilk yıl, yıllık üyelik ücreti tahsil edilmemektedir. Bu bir yılın sonunda, CardFinans Emekli kredi kartına bağlı ve düzenli ödenen en az bir otomatik fatura ödeme talimatı olduğu ve bu talimatların düzenli ödendiği sürece, bu kredi kartı için yıllık üyelik ücreti alınmamaya devam edecektir.
  • Emekli maaşını Bankamızdan alan CardFinans Emekli kredi kartı sahipleri, market ve eczane harcamalarında yılda 1200 TL’ye varan indirimlerden faydalanabilir. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

Google Consent Mode V2: Dijital Pazarlamada Gizlilik Odaklı Bir Çağın Başlangıcı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dijital pazarlama dünyası, Google Consent Mode V2‘nin getirdiği yeniliklerle birlikte yeni bir döneme adım atıyor. Bu gelişme, reklamverenlerin kullanıcı gizliliği ve veri koruması konularında yeni bir sayfa açmalarını sağlıyor ve dijital reklamcılıkta bir devrim yaratıyor.

Avrupa’da Kişiselleştirilmiş Reklamlar İçin Yeni Kurallar

Google’ın Mart ayında Avrupa’da uygulamaya koyduğu yeni gereksinimler, reklamverenlerin hedefleme yeteneklerini sürdürmeleri için Consent Mode’u güncellemelerini şart koşuyor. Bu yeni düzenlemeler, kullanıcıların gizlilik haklarına duyulan saygının arttığını ve dijital pazarlamanın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini gösteriyor.

Türkiye’de KVKK Kapsamında Çerezler Kişisel Veri Sayılıyor

Bu sürecin, dijital reklamcılıkta dönüm noktası olduğunu belirten Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, konuya ilişkin önemli görüşlerini paylaştı. Başöz, “Google İzin Modu V2, reklamverenlere kullanıcı verilerini daha bilinçli ve gizliliğe saygı duyan bir şekilde kullanma fırsatı sunuyor. Bu değişim, tüketicilerin gizlilik endişelerine cevap verirken reklamverenlere daha güvenilir bir pazarlama ortamı sunacak. Ülkemizde de KVKK ile çerezler kişisel veri sayıldı; bu sebeple Google İzin Modu sayesinde hem KVKK uyumlu veri toplama süreci daha kolay yönetilecek hem de reklam ve analiz için toplanan veriler şeffaf bir hale gelecek.’’ ifadelerini kullandı.

Google İzin Modu’nun sunduğu yeniliklere uyum sağlamak ve değişiklikleri anlamak için işletmelerin halen güncelleme yapmadı ise hızlıca adım atması gerekiyor. Bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması, reklamverenler ve tüketiciler arasındaki ilişkileri güçlendirecek.

AB ve Türkiye’deki Firmalar İçin Uyumun Önemi

“Avrupa Birliği veya Avrupa Ekonomik Bölgesi üyesi ülkelerde dijital reklam yayınlayan ve ülkemizde yerleşik olan tüm firmaların bu geçişi yapması gerekiyor. Aksi halde GDPR sebebi ile büyük cezalar ile karşılaşabilirler.” şeklinde sürecin ciddiyetine dikkat çeken Efecan Başöz sözlerini şöyle sürdürdü; “Google Ads, Instagram, TikTok gibi reklam yayıncıları veya Google Analytics gibi analitik araçları kullanan firmaların hem iç pazarda hem de AB bölgesinde faaliyet gösterirken bu değişikliklere hızla uyum sağlamalarını öneriyoruz”.

Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, Google İzin Modu V2’nin dijital pazarlama alanında önemli bir adım olduğunu vurgulayarak “Kullanıcıların veri gizliliğine daha fazla önem vermesiyle birlikte, reklamverenlerin de bu konuda daha şeffaf ve kullanıcı odaklı bir yaklaşım benimsemeleri gerekiyor. Bu gelişme hem kullanıcıların gizliliğini korumayı hem de reklam etkinliğini artırmayı amaçlıyor ve bu yönde önemli bir adım.” şeklinde konuştu.

Bu gelişmelerle birlikte, dijital pazarlama dünyasının geleceği daha şeffaf, kullanıcı odaklı ve güvenilir bir zemin üzerinde şekilleniyor. Google İzin Modu V2, bu yönde atılmış önemli bir adım olarak sektörde büyük yankı uyandırıyor.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

KREDİ KART KISITLAMALARINA VATANDAŞ DA FİRMALAR DA TEPKİLİ

Bankalar kredi kartlarında bir dizi yeni düzenlemeyi hayata geçirdi. Seçim sonrasında ise yeni kısıtlamalar gelmesi bekleniyor. Ay sonunu kartla getiren vatandaş da ticarette kredi kartı kullanan şirketler de rahatsız. kredi kartları Tüketiciler kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylüyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de bir süredir konuşulan kredi kartlarına kısıtlama getirilmesine ilişkin ilk adım geçen hafta bankalardan geldi. 31 Mart seçimlerinden sonra ekonomi yönetiminin de enflasyonla mücadele kapsamında yeni kısıtlamaları yürürlüğe koyması bekleniyor. Ancak kart kullanımı konusundaki kısıtlamalara hem tüketiciler hem de şirket sahipleri tepkili.

DW Türkçe’ye konuşan tüketiciler kredi kartı kullanmadan ay sonunu getirmenin mümkün olmayacağını söylerken, şirket sahipleri ise kredi kartlarının yalnızca alışverişlerde değil mal ticaretinde de kullanıldığına işaret ederek, iş hayatının ciddi zarar göreceğine dikkat çekiyor.

İlk adım bankalardan geldi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) Resmî Gazete’de dün yayımlanan kararına göre kredi kartlarından yapılan nakit avans işlemleri ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseldi.

Bankalar da 12 Mart’ta kredi kartı kullanımına ilişkin bir dizi kısıtlamayı yürürlüğe soktu. Bu kapsamda kredi kartına nakit avansta taksit sınırı 12’den 3’e indirilirken, nakit avansta limit oranları düşürüldü. İlk müşterilere verilen faizsiz kredilerin vadesi 6 aydan 3 aya indirilirken, ihtiyaç ve kredi faizlerinde yıllık faiz oranı da artırıldı. Bankaların düzenlemesi şimdilik kredi kartı ile taksitli alışverişleri kapsamıyor.

DW Türkçe’ye konuşan Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK) Fuat Engin, bankaların hükümetten herhangi resmi bir talimat olmaksızın kendilerini korumak için tüketici haklarını ihlal ettiğini savunuyor.

Fuat Engin: Tek çaremizi elimizden alıyorlar

Türkiye’deki tüketicilerin zaten dünyanın en yüksek dolaylı vergilerini ödediğine dikkat çeken Engin, “Çok kazanandan çok, az kazanandan az alınması gereken vergiler tamamen tüketicinin sırtına yüklenmiş durumda. Akaryakıta her gün zam geliyor ve bu da dolaylı olarak bütün ürünlere zam olarak yansıyor. Bu konuda vatandaşın tek çaresi kredi kartıyla geleceğe borçlanarak ihtiyaçlarını karşılaması. Şimdi bunu da elimizden alıyorlar” diye konuşuyor.

Seçimden sonra getirilmesi beklenen yeni düzenlemelerle hem kredi kartı kullanımının daha da zorlaşacağını hem de yeni bir zam dalgası yaşanacağını dile getiren TÖK Başkanı, “Bunca yükü tüketicilerin nasıl kaldıracağını açıkçası bilemiyorum. Bu bizim için artık bir zulme dönüştü” diyor.

Kart borcundan takibe düşen kişi sayısı 1,4 milyonu aştı

Ülke çapında 11 dernek ve 3 federasyonun çatı örgütü olan Tüketici Örgütleri Konfederasyonunun (TÖK) hazırladığı “Tüketicinin Korunması Alanında Finansal Tüketici İşlemleri Raporu”na göre, 2023 yılında krediler ve kredi kartlarından kaynaklı icra takipleri önceki yıllara göre ciddi bir artış gösterdi.

Raporda, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi tarafından açıklanan verilere göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe alınmış kişi sayısının bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 45 artışla 1,4 milyonu bulduğuna dikkat çekildi.

Türkiye’de kredi kartsız yaşam mümkün mü?

Takibe düşme oranının 2006 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktığına işaret eden TÖK Başkanı Fuat Engin, “Bu nedenle sosyal patlamaların artan oranda yaşandığı gerçeği yanında, konut satış ve kiralardaki orantısız artışların yarattığı sorunlardan dolayı tüketicinin yaşamı alt üst oldu” diye konuşuyor.

Şirketler de kaygılı

Kredi kartı düzenlemeleri yalnızca tüketicilerin değil, şirket sahiplerinin de tepkisine neden oluyor.

Türkiye’nin en büyük yaklaşık 200 markasını temsil eden Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, enflasyonu düşürmek için yalnızca tüketimi kısmanın yeterli olmadığını, fiyatların düşmesi için üretimin teşvik edilmesi gerektiğini söylüyor.

Sinan Öncel: Üretime radikal teşvikler verilmeli

Üretici şirketlerin ham madde maliyetlerinde çok büyük artışlar yaşandığını ve yaşanmaya devam ettiğini dile getiren Sinan Öncel, “Biz dünyanın belki en yüksek ham madde koruma duvarlarıyla çevrilmiş vaziyetteyiz. Referans fiyat ve gümrük vergileriyle beraber ara mal ve ham maddede çok yüksek vergiler ödüyoruz. Bu yüzden hükümetten ham madde fabrika yatırımlarını daha fazla teşvik etmesini bekliyoruz” şeklinde konuşuyor.

Öncel, üreticilere radikal teşvikler verilmeden hammadde maliyetlerinin düşürülemeyeceğini, dolayısıyla ürün fiyatlarının da yüksek kalmaya devam edeceğini kaydediyor.

“Şirketler de artık çek yerine kredi kartı kullanıyor”

Kredi kartı kısıtlamalarının özellikle perakende sektörünü çok olumsuz etkileyeceğini, ancak sorunun daha derin olduğunu ifade eden Sinan Öncel, şöyle konuşuyor:

“Kredi kartını sadece mağazadan ceket alırken kullanmıyorsunuz. Ticari işletmeler, özellikle KOBİ düzeyindeki ticari işletmeler artık çek yerine kredi kartı kullanıyorlar. Yani sadece 3-5 bin liralık alışverişler değil, milyon liralık mal ticaretleri kredi kartıyla yapılıyor. Çünkü kredi kartı ödeme garantisi getiriyor. İşletmeler artık toptan satışlarını kredi kartıyla yapıyor. Bu yüzden kredi kartlarındaki kısıtlamalar sadece alışverişi değil, ticari hayatı da olumsuz etkileyecek.”

Tüketici kredileri ve kart harcamaları artıyor

Öte yandan hükümetin ve bankaların kredi kullanımını azaltma amacı taşıyan adımlarına rağmen, tüketici kredilerine talep her geçen gün artmaya devam ediyor.

Merkez Bankası verilerine göre, kur etkisinden arındırılmış 13 haftalık yıllıklandırılmış kredi büyümesi 16 Şubat haftası itibarıyla yüzde 28’e ulaştı. Tüketici kredilerindeki büyüme ise yüzde 24,74 ile Ağustos ayından bu yana en hızlı büyüme oldu.

Ticari kredi büyümesi de aynı dönemde yüzde 16,43 olarak kaydedildi. Sektörün kredi hacmi 16 Şubat itibarıyla 43 milyar 179 milyon lira artış gösterdi. Aynı dönemde, toplam kredi hacmi 12 trilyon 8 milyar 987 milyon TL’den 12 trilyon 52 milyar 166 milyon TL’ye çıktı.

Aynı şekilde, bireysel kredi kartı harcamalarında da artış devam ediyor. Merkez Bankası verilerine göre, banka kartı ve kredi kartı işlemleri tutarı 1 Mart ile biten haftada önceki haftaya göre yüzde 15 artışla 262,6 milyar TL seviyesine yükselerek rekor kırdı. Bu işlemlerden ayrı olarak açıklanan internet üzerinden kredi kartı ile yapılan alışverişler de haftalık 15,6 milyar TL artış ile 83,4 milyar TL’ye yükselerek rekor kaydetti.

Peki seçim sonrası dönemde, kredi kartı kullanımına ilişkin yeni kısıtlamalar gelecek mi?

Evren Bolgün: Mutlaka yeni kısıtlamalar gelecek

DW Türkçe’ye konuşan Prof. Dr. Evren Bolgün, bu soruya “Bu kısıtlamalar burada bitmeyecek, mutlaka devam edecek” yanıtını veriyor.

Merkez Bankası’nın son birkaç aydır faiz artışlarını kredi kart faizlerine yansıtmadığına işaret eden Prof. Bolgün, “Böyle olunca bankalar da Şubat ve Mart döneminde kredi kartı limitlerinde bonkörce artışlar yaptılar. Aslında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) resmi yönetmeliğine göre, bir kişi kartını aldığı ilk yıl aylık gelirinin iki katından, sonraki yıllarda ise dört katından fazla kredi kartı limitine sahip olamaz. Ancak uzun süredir bunun çok üstünde limitler var. Çünkü hükümet büyümek için tüketime göz yumdu” diye konuşuyor.

“Taksit sayısı düşürülür, temel gıdada KDV artırılır”

Seçim sonrasında başta elektronik ürünler olmak üzere ithal ürünlerde kredi kartı kullanımının tamamen kaldırılabileceğini ya da taksit imkanına son verilebileceğini ifade eden Evren Bolgün, şu görüşleri dile getiriyor:

“Mobilya ve beyaz eşyada da taksit sınırını üçe çekebilirler. En kritik düzenleme ise bahsettiğim kart limitlerinin aşağıya çekilmesi olur. Kredi kartlarına bu tür yeni sınırlar getirilirse, şirketlerin cirosu da vatandaşların harcaması da yarı yarıya düşer. Ayrıca KDV oranlarında, örneğin temel gıda maddelerinde Şubat 2022’de Cumhurbaşkanlığı kararıyla yüzde 1’e indirilen KDV oranı tekrar yüzde 8’e çıkarılabilir.”

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.