Connect with us

BANKA HABERLERİ

Yeşil dönüşüm, bankaların işini zorlaştıracak

Yayınlanma:

|

Dünyanın böyle olacağını düşünür müydünüz? Bundan çok değil, yirmi yıl önce iklim değişikliği birkaç çevre aktivistinin meselesiydi. Greenpeace gösteri yapar, güvenlik birimleri heyecanlanırdı. İklim değişikliği, artık, IMF’nin merkez bankalarının, uluslararası finans kurumlarının ve güvenlik birimlerinin temel gündemi. Nereden nereye?

Artık, iklim değişikliği kaynaklı finansal risklerin, finansal istikrarı nasıl olumsuz etkileyebileceği tartışılıyor. İklim değişikliği kaynaklı güvenlik risklerinin olası etkileri değerlendiriliyor. Hadise artık gündemin çevresinden merkezine gelip yerleşti dediğim bu işte. Şimdi öyle anlaşılıyor ki, kısa vadede, merkez bankalarının blockchain teknolojisi ile türeteceği dijital parayla da tanışacağız. Bu bitcoin değil. O ayrı…

Çok geçmeyecek… Bahamalar ilk deneye başladı bile geçen yıl. Biz burada, her konuda olduğu gibi, merkez bankacılığı ve bankacılık konusunda da geçen yüzyıla takılmış duruyoruz ama dünya öyle değil.

Havada yeni bir Bretton Woods kokusu var

Geçen hafta IMF başkanı Kristalina Georgieva’yı Amerikan Council of Foreign Relations toplantısında dinlerken dikkatimi üç husus çekti. Georgieva’nın üniversite eğitimini Bulgaristan’da adını Karl Marx’tan alan bir üniversitede tamamlamış olmasından mı, yoksa zamandaki değişimden mi kaynaklanıyor tartışılabilir ama pek farklı bir IMF Başkanı var. Benim gördüğüm, yeşil gündemin merkeze gelmesi, yeşil-dijital dönüşüme dayalı bir yeni Bretton Woods ihtimalini güçlendiriyor doğrusu. Anlatmaya çalışayım.

Öncelikle konuşmasının içinde sürekli olarak, virüs döneminde işini kaybeden ve gelir akımları kesilenlere maliye politikası kanalıyla destek olunmasının önemini vurguladı IMF Başkanı. Bu çerçevede, Biden’ın mali destek paketlerini boyutu nedeniyle, “enflasyona yol açabileceği için” eleştirenlere, “bu tür tartışmaların daha erken olduğunu” açıklıkla ifade ederek cevap verdi. Malum, Amerika’nın ihtiyaç sahibi Amerikalılara dağıttığı destek tutarı Amerikan milli gelirinin yüzde 27’sine ulaştı. İhtiyaç sahibi Türklere sağlanan destek tutarının ise Türk milli gelirinin yüzde 1,5’i bile değil. IMF, genişletici para politikası yanında, hedefe odaklı maliye politikasına desteğini sürdürdü. Para politikası yaraları sarmaya yetmez dedi, bir nevi.

İkincisi, virüs sonrası dönemde, yeşil-dijital toparlanmanın küresel öneminin altını kalın kalın çizdi Georgieva. İklim değişikliği tehdidini vurguladı. Yeni teknolojilerin mevcut sektörleri hızla dönüştürmesinin hem büyüme hem de istihdam için olası faydalarına değindi. Bu arada, virüs dönemi ile birlikte artan dijitalleşmenin, virüs sonrasında ortadan kalkmasını beklememek gerektiğini de vurguladı.

Üçüncüsü ise, merkez bankaları ve bankaların yeşil-dijital dönüşümdeki rolüne ilişkindi. En büyük vurgunun merkez bankası dijital parası üzerine olduğunun altını çizeyim. Merak edenler bankanın Bahar Toplantıları için hazırladığı notlara bir göz atabilir doğrusu.

Doğrusu ya, ben bir Bretton Woods kokusu aldım havada. Malum, 1944’te Bretton Woods’ta toplanan “Birleşmiş Milletler Para ve Finans Konferansı”nda biçimlenen anlaşma, bugüne kadar işleyen “kurala dayalı uluslararası sistem”in temeliydi. O bitti. Şimdi yenisi lazım.

Georgieva, iki Roosevelt alıntısı yaptı, konuşmasının başında ve sonunda. Her iki alıntıda zamanın Amerikan Başkanı Roosevelt’in 1945’te Bretton Woods Anlaşmasını Kongreye sunarken yaptığı konuşmasından alınmaydı. Zamanlama manidar geldi doğrusu.

Nisan ayının 22’sinde Başkan Biden’ın yüksek düzeyli iklim değişikliği zirvesi, yeni bir Bretton Woods sürecinin başlangıç noktası olabilir mi? Neden olmasın? Hazırlıklı olmakta fayda var.

Siz hiç bankamatiklere nasıl para yüklendiğini izlediniz mi?

Şimdi geleyim şu dijital para işine. Dediğim gibi, bu bitcoin değil. Bitcoin, yatırımcıların güven duydukları için satın aldıkları bir yatırım aracı. Blockchain teknolojisi ile el değiştiriyor. Merkez bankalarının aynı blockchain teknolojisi ile üreteceği dijital para, bildiğimiz paranın elektronik versiyonu aslında. Peki, ama neden?

Kâğıda basılmış para kullanmanın lojistik maliyetini hiç düşündünüz mü? Şimdi hemen, “işim yok, tabii” diye sinirlenmeyin. Bir tasavvur etmeye çalışın. Kâğıt parayı bütün bankamatiklere, ülke sathına dağıtacaksınız, mesela. Hiç bankamatiklere para eklenmesine şahit oldunuz mu? Zırhlı bir araç bankamatiğe yaklaşıyor. Araçta hep bir şoför, parayı ekleyecek gişe görevlisi ile bir veya birkaç güvenlik görevlisi oluyor. Güvenlik görevlisi tertibat alıyor, parayı ekleyecek gişe görevlisi işe başlıyor. Şoför arabada bekliyor. Farklı versiyonları olabilir, ama böyle işte.

Şimdi bu operasyonun ülkenin her tarafında, bütün bankamatiklerde aynı anda gerçekleştiğini bir gözünüzün önüne getirin. İşte lojistik maliyet dediğim bu.

Hadi yeşil dönüşümü unutalım, normal şartlarda bir bankanın ödeme hizmetleri için neden komisyon alması gerektiğinin nedeni belli değil mi? Ya müşterilerinize verdiğiniz hizmetler için artan oranda bir komisyon alacaksınız ya da şube ve bankamatik sayısını azaltarak müşteriye cebinden para çıkarmasına yol açmadan bir tür arama maliyeti yaratacaksınız. Her durumda, bir intibak gerektiği açık.

Otoyol gişelerinde başlangıçta bir gişe görevlisi vardı. Şimdi artık iyice azaldı. Yakında hiç olmayacak. Peki, aynı durumun para söz konusu olduğunda olabilmesi için ne lazım? Dijital para. Artık banka hesabından çekip harcadığınız parayı, akıllı telefonunuzdaki dijital cüzdandan kullanacaksınız. Kâğıt para çalınabilir, dijital para takip edilebilir olacak.

Bunun gerektirdiği büyük dönüşümü, ek maliyetleri ve maliyet tasarrufunu düşünebiliyor musunuz? Şimdi mesela Türk bankalarının durumuna bir bakın. Bankalarımızın kar/öz kaynak oranı nominal olarak baktığınızda yüzde 9’lara doğru gerilemiş bulunuyor artık. Nedeni açık değil mi? Banka, bilançosunun aktifinde ekonomi canlansın diye aktif rasyosu zoruyla kendisine dağıttırılan düşük getirili kredi portföyünü taşıyor. Hâlbuki bilançonun pasifi yüksek ve sürekli artan bir maliyetle fonlanıyor. Bir süre önce, “Bankanın sahibi elindeki parayı yandaki bankaya mevduat diye yatırsa daha çok getiri elde eder.” dediğim buydu işte. Hayaldi, gerçek oldu. Sonuç: Banka sermayeleri artık durduğu yerde eriyor. Bu ne demek? Türkiye’de yeşil-dijital dönüşüme intibak daha kolay değil, daha zor olacak demek bir taraftan. Öte taraftan ise, lojistik maliyetleri azaltmaya en çok bizim ihtiyacımız var.

Kömüre dayalı termik santral kredisi faizi daha yüksek, güneş enerjisi paneli kredisi faizi ise düşük olur

Şimdi isterseniz, bankamatik operasyonuna daha geniş bir açıdan bakalım. Böyle bir lojistik operasyonun bankanın karbon ayak izi üzerine olası etkisini de düşünün derim aynı zamanda. Bundan böyle, bu husus önemli olacak. Portföyün bir bölümünün faiz oranı, diğer bölümüne oranla daha düşük olacak. Nasıl?

Malum bu aralar, karbon ayak izi daha küçük olan ve portföyünde karbon ayak izi küçük işletmeleri destekleyen bankaların merkez bankası fonlama maliyetlerinin daha düşük olması gerektiği tartışılıyor ciddi ciddi. Paris Anlaşması ile kurulan, 39 ülke merkez bankasının katıldığı “Finansal Sistemi Yeşillendirme Ağı”nın 24 Mart’ta açıkladığı rapor bu yönde doğrusu. Bu arada, TCMB yok bu 39 banka arasında.

Bu ne demek? Kömüre dayalı termik santral ile elektrik üretmek üzere bir proje hazırlar ve finanse etmek isterseniz, banka size daha yüksek bir faiz oranından kredi teklif edecek. Neden? Termik santral yatırımı ülkenin karbon ayak izini büyüterek, ihracat potansiyelini olumsuz etkileyeceği ve daha baştan bir nevi “batak” yatırım olarak kabul edileceği için elbette. Banka projeye bakacak, “bunun normal ömrünü tamamlamasına kamu otoritesi asla izin veremez.” diyecek haklı olarak. Nedir? İklim kaynaklı riskler işte.

İsveç Merkez Bankası, 2021’de virüs kaynaklı parasal gevşeme çerçevesinde satın alacağı senetlerin karbon ayak izi küçük şirketlere ait olmasını tercih ettiğini açıkladı. Ne demek? Karbon ayak izi büyük olanı kamu politikası olarak uygun bulmuyoruz demek için elbette. İklim değişikliği metrikleri ile kredi dağıtmak diye anılacak bir yeni döneme giriyoruz. Dış finansman ararken bankalarımız bir de bunu düşünmek zorunda kalacaklar bundan böyle sanırım. Adapte olamayan daha da riskli olacak.

Zaten CDS risk primimiz evvelki hafta, “her an her şey olabilir” bir gece yarısı operasyonu ile yüzde 50 artarak 450’yi aşmıştı. Şimdi daha da artabilecek, iklim değişikliği metrikleri devreye girince, iklim riskleri nedeniyle. Söylemiş olayım.

Bahama doları, geçen yıl dijitalleşip Sand dolar oldu

Demem o ki, yeşil dönüşüm süreci, herkes gibi bankaları da merkez bankalarını da içerecek. Yeni teknolojiler, tüm sektörleri dönüştürecek derken finansal sistemin bunun dışında kalmasını beklememek gerekiyor. Eskiden yeşil dönüşüm denince, aklımıza bir tek elektrifikasyon gelirdi. “Şimdi nasıl elektrik üretilecek?” diye daha çok enerji geçişi düşünülürdü. Çok değil, üç yıl önce. Şimdi artık ekonominin bütünüyle yeşil-dijital dönüşümü söz konusu.

Dünya Bankası, EBRD, diğer uluslararası finans kurumları, bu çerçevede, karbon ayak izini küçültene, küçültmek için çaba harcayana destek verecek yakın gelecekte. Tam da bu nedenle, zaten, Paris İklim Anlaşması’nı imzalamak, Türkiye’nin yeşil-dijital dönüşüm için finansman imkanlarını daraltır diye düşünmek külliyen yanlış. Tam tersine, yeni Bretton Woods sisteminin temeli, Paris İklim anlaşması olacak. Dünya Bankası ve EBRD için, ülkelerin kendi tercihlerine göre açıkladıkları karbon emisyonu azaltma niyet beyanı belgeleri (INDC-intended nationally determined contributions) belirleyici olacak. “Şimdi bu proje, o niyet beyanına uygun mu, değil mi?” diye bakacaklar. Peki, INDC yoksa? Olmaması zaten mümkün olmayacak yeni düzende.

Bu arada, Merkez bankası dijital parası konusunda ilk deney zaten geçen yıl Bahamalar Merkez Bankası tarafından başlatıldı demiştim. Bahamalar yaklaşık 700 adadan oluşan bir devlet. Orada kâğıt parayı adadan adaya dağıtmak gerekiyor, lojistik problem daha farklı. Ama internet kullanımı yüzde 90 seviyesinde.

Şimdi artık kâğıt para Bahama dolarının yanında dijital Sand dolar var bir de. Bu arada, bu yıl, Mastercard’ın Bahama Merkez Bankası dijital parasına dayalı ilk kartını çıkardığını da söylemek lazım sanırım. Merkez bankası dijital parası kullanımı Fintek çözümleri ile çeşitlenip yaygınlaşacak dedikleri bu olsa gerek.

 Türkiye’nin artık bu geçen yüzyıldan kalma gündemi bırakıp, bugünün risklerine odaklanması gerekiyor. Geçen yüzyılın, ne olduğunu ancak sayıları giderek azalan ihtiyarların bildiği, gündemi içinizi sıkmadı mı artık? Yetti, yahu!

Güven SAK – Dünya

BANKA HABERLERİ

BANKA KİRALIK KASA ÜCRETLERİ 20 BİN LİRAYI GEÇTİ

Yayınlanma:

|

Son yıllarda banaklardaki kiralık kasalara olan talep patlamasını bankalar fırsata çevirdi. Kiralık kasalar Bankalar için ciddi ücret ve komisyon geliri sağlarken  alınan depozitoları bazı bankaların vadesizde blokeli tutması ise müşterilerin tepki ve şikaytelerine neden oluyor.

TCMB ve BDDK’nın bu alanda düzenleme, denetleme yapmaması bankaların elini serbest bırakırken çoğu bankada boş kiralık kasaların kalmaması da kira ücretlerin fahiş düzeye ulaşmasına neden oldu.

Bazı bankalar yıllık ücretleri 20 bin Lirayı geçerken; müşterilerin rabet ettiği küçük kasa kiraları dahi 2-9 bin TL arasında değiştiği görüldü. Bankalar arasındaki kira ücret farkını açılmasında TCMB’nin bu alanda düzenleme yapmaması neden oldu. İŞBANK ve YAPI KREDİ Bankaları kiralık kasa ücretlerinde en fazla tarife ile ön plana çıkmış durumda. Kamu ile Katılım Bankaları özel bankalara göre daha makul kira ücret talep ettiği görüldü.

Kiralamadan önce mutlaka araştırın, pazarlık yapın

Bankalar arasında kiralık kasa ücret farkının fazla olması müşterileri banka banka dolaşıp fiyat almaya yönlendirirken, özellikle İstanbul gibi metropollerde bankalardaki boş kiralık kasa olmaması da vatandaşı çaresiz bankaların insiyatifine bırakmış durumda. Diğer taraftan özellikle banka ürünlerini kullandığınız banka ile kira ücretlerinde pazarlık yapılması faydalı olacaktır. Zira bazı bankalar müşterilerini kaybetmemek için ücretlerde indirim veya hiç almama yöntemini veya depozito almama yönünde ayrıcalıklar uygulayabiliyor. Depozitonun döviz veya vadeli hesapta tutulması ileriye yönelik maddi kaybı da önlerken, bazı bankaların depozitoyu vadesizde TL olarak tutması müşterilerin tepkisine neden oluyor.

Anahtar kaybolur is ene oluyor?

Kiralık kasalar biri bankada biri de müşteride olmak üzere çift anahtar ile açılabiliyor. Kasa anahtarı müşteri kaybetmesi halinde, çilingir ve kilit değişim için depozito almayı tercih ediyor. Diğer taraftankiralık kasa sahibinin vefat etmesi halinde noter huzurnda mirasciların gözetiminde kasalar açılarak çıkan varlıklar tutanağa geçirilip, mahkeme kararı ile hak sahiplerine veriliyor.

Kiralık Kasalar niçin tercih ediliyor

Son yıllada Dolarizasyon ve Piyasalardaki Güvenin kaybolması Kiralık Kasalara olan talebi artırırken; kiralık kasalarda ciddi döviz ve Altın biriktiğini tahmin temek zor değil. Zira, son yıllarda yaşanan su baskınlarından olumsuz etkilenen banka kasalarının noter huzurunda açılmasında kasalardan döviz ve altın çıktığı tespit edilmişti. Diğer taraftan, son yıllarda Ukrayna, Rusya savaşı ile gelen yabancı vatandaşlar yanında gurbetçi olarak yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının da kiralık kasalara olan talep arttığı gözlemlendi.

Dikkat Sigorta kapsamında değil 

Özellike döviz ve altın gibi varlıklar kiralık kasalara konurken bu kasaların hısrızlık, yangın gibi olumsuzlukta banka sigorta kapsamında olmadığı bilinmesi gerekiyor. Son Kahramanmaraş merkezli depremde çoğu bankanın kiralık kasaları hasar görülürken bazı kasalara ulaşılamamış vatandaş maddi kayıplar yaşanmıştı.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yapı Kredi’den 500 milyon dolarlık borçlanma

Yapı Kredi CEO’su Gökhan Erün, “Bankamıza ait işlemlerinin yüksek ilgi görmesi hem ülkemize hem de bankamıza duyulan güveni bir kez daha ortaya koyuyor.” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapı Kredi 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihracını tamamladı. İhraçta nihai getiri yüzde 9,75 olarak gerçekleşti.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Yapı Kredi’nin başarıyla tamamladığı işleme, yurt dışı yatırımcılardan iki katından fazla talep geldi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün, güçlü sermaye yapılarını koruyarak, geleceğe sağlam adımlarla ilerlediklerini belirterek, ‘2024 yılının ilk ayında sağlıklı bilanço yapımızı daha da iyileştirmek adına Yapı Kredi olarak, 650 milyon dolarlık sermaye benzeri tahvil ihracını başarıyla gerçekleştirmenin gururunu yaşamıştık. Son olarak 500 milyon dolarlık ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihracımıza gelen iki katından fazla talep ile aynı gururu bir kez daha yaşadık.’ ifadelerini kullandı.

2023 yılının üçüncü çeyreğinin sonundan itibaren uluslararası piyasalardan sağladıkları kaynağın yaklaşık 2 milyar dolara ulaştığına dikkati çeken Erün, ‘Uluslararası piyasalarda, bankamıza ait işlemlerinin yüksek ilgi görmesi hem ülkemize hem de bankamıza duyulan güveni bir kez daha ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme stratejimiz doğrultusunda tüm paydaşlarımız için fark yaratarak bir adım önde olmayı sürdüreceğiz.’ değerlendirmesinde bulundu.

Yapı Kredi’nin ilave ana sermayeye dahil edilebilir borçlanma aracı ihraç edilmesi işleminde Abu Dhabi Commercial Bank, Bank of America, Citibank, Emirates NBD, Morgan Stanley ve Standard Chartered görev aldı.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yatırım Tavsiyesi: Çikolata alın

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • TCMB’nin geçen haftalarda dezenflasyon sürecini tesis etmek adına atmış olduğu güçlü adımlar ya da tabir caizse el freni çekmesi sonrasında döviz piyasasında türbülans iyice azalsa da, ilacın yan etkisi bu sefer de hisse senetlerini vurdu. TL referans faiz oranının %52,42 seviyesine yükselmesi dahası %60 seviyesini aşan kredi faizleri, şirket performanslarını negatif etkilemeye başladı.
  • Yüksek faizin kredi piyasasını soğutmaya başladığını, krediye ulaşımın da zorlaştığını (miktarsal sıkılaştırma) tüketicinin kredi olmadan talebi yavaşlattığını, şirketlerin yüksek kredi faizleri karşısında beklemeye geçerek yatırımı da yavaşlaması / ertelemesi, elbette borsa için iyi bir haber teşkil etmiyor. TCMB’nin agresif adımlarının Türkiye’ye mesafeli bakan yabancı yatırımcının ‘soğukluğunu’ kıracağını ve Türkiye’ye geri geleceklerini fiyatlayan Borsa İstanbul’un lokomotif endeksi bankacılık sektörü bile dün olumsuz havadan negatif etkilenerek günü %2,60 düşüşle tamamladı (geçen haftayı %12,87 yükselişle güçlü bir şekilde tamamlamıştı). Genele yayılan satışların gölgesinde ana endes de %2,5 düşerken, CDS risk primi 318 baz puan ile yatay bir seyir izledi. USDTRY kuru ise kamu kontrolünde bebek adımları ile yükselişine devam ederken 32,20 seviyesine geldi.
  • Haber akışında, Hazine ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) arasında deprem bölgesine 500 milyon euro finansman desteği sağlanmasına ilişkin mutabakat zaptı imzalanırken, Türk Eximbank, Japon İhracat ve Yatırım Sigorta Kuruluşunun (NEXI) %100 oranında sigortası ve T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığının garantisi altında bir bankalar konsorsiyumundan 140 milyon Euro tutarındaki 10 yıl vadeli kredi anlaşması imzaladı. Kredi kanallarının uygulanan ortodox para politikaları ve yüzünü Batıya dönen Türkiye sonrasında kademeli bir şekilde açılacağını paylaşmıştık.
  • Yurtdışı cephede ise sakin havanın korunduğunu görüyoruz. Paskalya haftası olması ve Cuma ve Pazartesi günlerinin pek çok ülkede tatil olması nedeniyle haftanın genelinin de yavaş ilerleyeceğini belirtmiştik. Dün fiyat boyları kısalırken, piyasalar ABD’de Cuma günü FED’in enflasyon göstergesi olarak kabul ettiği kişisel tüketim harcamaları (PCE) endeksi bekliyorlar. PCE verisinin Şubat ayında %0,3 yükseleceği, yıllık bazda ise %2,8 seviyesinde sabit kalacağı öngörülüyor. Bu oranların üzerinde bir artış görülmesi durumunda, Haziran ayında yönelik beklenen faiz indiriminin de zarar görebileceğini düşünüyoruz. FED Başkanı Powell’ın geçen hafta ümitleri yeşerten açıklamaları ardından vadeli işlemler Haziran’da %60 olasılıkla faiz indirimine gidileceğini fiyatlıyorlar.
  • Bültenimizi pek de sıkıcı olmadan ya da gündemin sakin olması nedeniyle aynı şeyleri tekrar etmeden biraz da son günlerin popüler konusu kakao fiyatlarına bakmak istiyoruz. Dün kakaonun ton fiyatı 10bin doları aşarak rekorunu daha da geliştirdi. Yükselişin arka planında olumsuz hava koşullarının ve regülasyonların etkili olduğu görüyoruz. Seneyi 4bin dolar civarından karşılayan kakaonun %130 artış kaydetmesi sonrasında çikolata fiyatlarının artacağına kesin gözüyle bakıyoruz. Hazır emtialardan söz etmişken, DXY ve ABD 10 yıllık tahvil faizinin sakin bir seyir izlemesine paralel, altın ve bitcoin defans hattını güçlü tutarak sırası 2,175 ve 70bin dolar seviyelerinde işlem görmeye devam ettiklerini not edelim. Teknik bir bakış açısı ile altında 2,550 dolar hedefimizi korurken, Bitcoin’in cephesinde ise riskleri yukarı yönlü görmeye devam ediyoruz.
  • ABD’nin doğusundaki Maryland eyaletine bağlı Baltimore kentinde bulunan yaklaşık 2,5km uzunluğundaki Francis Scott Key Köprüsü, büyük bir geminin çarpması sonucu çöktü ve köprü üzerindeki araçlar suya düştü. Baltimore köprüsünde meydana gelen kaza sonucu ABD ticaret performansının olumsuz etkileme ihtimali göz ardı edilmemelidir.
  • Yeni gün başlangıcında, Asya genelinde borsaların Paskalya tatili nedeniyle erken bitecek olan haftada yön bulmakta zorlandıklarını görüyoruz. Japonya borsası, YEN’in dolar karşısında 151,80 seviyesine yaklaşması ve Japonya Merkez Bankası’nı (BOJ) piyasaya müdahale edebileceği endişesine rağmen ihracat performansının artacağı beklentisi ile yükselirken, Şangay borsası ise geriledi. BOJ, en son Ekim 2022’de yen dolar karşısında 151,94 seviyesini gördüğünde piyasaya müdahale etmişti. İsveç Merkez Bankası (Riksbank) para politikası kararını günün ilerleyen saatlerinde açıklayacak. Beklenti, merkez bankasının politika faizini sabit tutacağı yönünde ancak piyasalar Haziran ayında faiz indirimine gidileceğine dair ipucu verilmesini bekliyor.

>Kakao

Dünyanın başlıca kakao üreticileri olan Gana ve Fildişi Sahili’ndeki büyük kakao işleme tesisleri, fiyatı hızla artan kakao çekirdeklerini satın alamadıkları için kakao işlemeyi azaltmak ya da durdurmak zorunda kaldı. Bu durum, dünya genelindeki çikolata fiyatlarının daha fazla yükseleceği anlamına geliyor.

1711518483da78b605f7a756fdd2b6419103768d9d_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.