EKONOMİ
ZİNCİR MARKETLER FAHİŞ FİYAT UYGULUYOR İSE NİÇİN FAHİŞ KAR EDEMİYOR?

Yayınlanma:
3 yıl önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Beşten fazla şubesi olan marketler “Zincir Market” olarak anılıyor. Ülke genelinde yaygınlığı nedeni ile Parekende Gıda satışında BİM, A101, ŞOK, MİGROS, CarrefourSA, BİZİM TOPTAN en bilinenleri. Ayrıca lokal olarak İl ve bölgesel zincir marketler de yaygın. Türkiye’de bilinen 6 büyük Zincir zinciri dışında toplam 249 zincir market bulunuyor. Bu marketlerin toplam şube sayısı ise 40 bini dayandı. Zincir Marketler 1 milyon istihdam sağlıyor. Sektör içindeki pazar payları % 80’lerde.
Türkiye’de son yıllarda oluşan Enflasyonun ‘Maliyet Enflasyonu‘ olduğunu bir türlü kabul etmeyen çevreler, özellikle perakendede işi getirip hayat pahalılığın nedenini ‘Zincir Marketlere‘ bağlıyor. Yetmiyor pahalılıkta Günah Keçisi (*) ilan ediliyor. 2022 Mayıs TÜİK verileri ortada Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık %73,50’e karşılık, iki katı olan Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %132,16 bile enflasyonda ana sorunun Maliyet artışından kaynaklandığının belgesi niteliğinde aslında. Gerçekler ile yüzleşme yerine ‘Algı Yönetimi‘ ile Halk ikna edilmeye çalışıyor. Zincir Marketlere Ticaret Bakanlığı denetim üzerine denetim yapıyor, ceza üzerine ceza kesiyor. Bunu izleyen ahalimiz de yüreklerine su serpiliyor. İşin gerçeğine yakından bakalım o zaman. Vatandaşa söylenen ile gerçek tablo örtüşüyor mu? Öyle ya zincir marketler fahiş fiyat uyguluyor ise fahiş de karlılıklar yapmalı. Oysa çoğu yıllardır zarar ediyor. Ortada bir “orta oyun” ve trajikomik bir senaryo olduğu o kadar net ki. Yakından bakalım.
2021 yılı nasıl kapandı?
2021 yıl sonu mali verilere baktığımızda MİGROS 359 milyon TL karlılık yakalarken, son üç yıldır zarar ile kapama dönemini de sonlandırmış oldu. CarrefourSA’nın zararı devam etti ve 430 milyon TL zarar ile son yılların en büyük zararını açıkladı. CarrefourSA’nın aynı zamanda Toplam Özkaynakları eksi 395 milyon TL seviyesine inmiş durumda. Değerlendirilen beş market zinciri arasında özkaynakları eksiye dönmüş tek firma konumunda. ŞOK Marketler 319 milyon TL Net Karlılık açıklarken; BİM 2,9 milyar TL karlılık ile içlerinde yüksek karlılık ile fark yaratmaya devam ediyor. BİZİM TOPTAN ise 83 milyon TL Net kar açıkladı.

Fahiş fiyat uyguluyorlarsa niçin zarar ediyorlar?
Geçmiş yılların açıklamam Net Karlılıklarına bakıldığında Zincir Marketlerin kar yaratmada ciddi sorunlar yaşadığını görüyoruz. BİM ve BİZİM TOPTAN dışında yıllar itibarıyla karlılığı sürekli sağlayan zincir marketi yok gibi. 2017 yılından bu güne son beş yıl net Karlılık tablosuna baktığımızda BİM ve BİZİM TOPTAN dışında kümülatif Net Kar yapan zincir market yok. Son beş yıl toplamına bakıldığında ŞOK 75 milyon TL; MİGROS 830 milyon TL; CarrefourSA 1,4 milyar TL zarar yapmış durumda. Karşılaştırılan beş zincir market arasında BİM sürekli karlılık yakalayarak kümülatif 8,9 milyar TL; BİZİM TOPTAN 146 milyon TL Net Kar yapmış durumda.

Zincir Marketler Sebep, Enflasyon sonuç mu?
Resmi makamların iddiasına göre Zincir Marketler “Fahiş Fiyat uygulaması yapıyor ve piyasada fiyat istikrarını bozuyor, enflasyona neden oluyor”. Bu iddianın elle tutulur bir tarafı yok aslında. Bir defa TV’lerde birlikte izliyoruz, denetim yapan ekipleri çoğu Zabıta ekibi. Bir defa bu ekipler “Fahiş fiyat” teşhisi koyacak bilgi birikim ve eğitim donanımına sahip değil. Ticaret Bakanlığı adına denetim yapan ekibin eğitim ve donanımını da merak ediyorum açıkçası. Eğitim donanım derken ne kast ediyoruz. Bir defa bir malın “fahiş fiyata satılıyor” diye karar vermek için yöntem ve yasal düzenleme yok, olduğu iddia edilenlerin de altı boş. Zira tek yapılan “sen bu malı 6 ay önce veya 1 yıl önce 100.-TL’ye almışsın şimdi 200.-TL’ye satıyorsun ‘fahiş fiyat uygulamışsın” diye “soyut bir kanaat var” ortada. “Soyut” diyorum, zira bu sonucu çıkarmak için 6 ay 1 yıl içinde o malı satamamanın stok maliyeti, alternatif maliyet, fırsat maliyeti hesaplanmıyor. Stokta mal tutmanın bir maliyeti vardır; enflasyon dönemlerinde bu maliyet daha da yükselir. Depo, elektrik, işçilik, kira, nakliye maliyetini geçtim asıl maliyet stok maliyetidir. Ayrıca, ekonomi eğitiminde ve muhasebede “stok maliyeti, alternatif maliyet, fırsat maliyeti” diye bir kavramlar var. Örneğin fırsat maliyeti; bir malı aldığınızda vaz geçtiğiniz başka bir yatırımdan elde edeceğiniz kardan da vaz geçmeniz anlamına gelmesi. Zincir marketler “fahiş fiyat” uygulandığını iddia edilen malı almayıp dövize veya Kur Korumalı Hesaba yatırsaydı veya gidip bir arazı alsalardı kesin daha fazla kazanacaktı. “Fahiş Fiyat” denetimi yapılırken; cezalar yazılırken bunların hangisi hesaplanıyor: Hiçbiri.
Serbest Piyasa Ekonomisi Çöktü!
Zincir marketlere Ticaret Bakanlığının verdiği cazalar yargıya yansıdı. Şimdi merak ediyorum hangi Bilirkişi ekibi verilen cezalardaki ürünlere dayanarak “ceza haklı” diyecek. Hangi Bilirkişi ekibi, Stok maliyeti; Alternatif Maliyet; Fırsat Maliyetleri hesaplayacak da kanaat belirtecek. Bu cezaların tamamı işi bilen Bilirkişi ekibinden ve adil olan yargıdan döner. Hepsini bir kenara bıraktım, Kapitalist Sistemin temeli Rekabet Ekonomisine dayanır. Bir market kafasına göre bir ürüne fahiş fiyat uygulasın o malı satamaz elinde patlar. Gözünüzde canlandırın bir sabah kalkıyorlar tüm marketler, “Türkiye’nin her yerinde fiyatları artıralım” diye karar alıyorlar. Mümkün mü? Demek ki, marketler tam anlamı ile günah keçisi haline gelmiş durumda. Oysa iş tam tersi bu market zincirler ürünleri hacimsel olarak fazla aldıkları için uygun fiyata alıp halka sunuyor. Aynı ürünler dikkat edin diğer marketler ve bakkallarda daha fazla. Diğerlerine bilmem ama BİM’in Aydın tarafında seralar alıp kendi Domatesini ürettiğini biliyorum. Bazı zincir marketler kendi hayvan ve süt tesisini kurmuş durumda. Piyasada bir ürünün farklı fiyatlarda olması kadar doğal bir şey yok zira o ürünün üretildiği Kars ile satıldığı Muğla’da aynı fiyatta olma şansı var mı? Diyarbakır’daki karpuzun Edirne’de aynı fiyatta satılma şansı var mı? Kafadan nakliye maliyeti ikiye katlar. Marketleri Günah Keçisi haline getirme sadece kafayı kuma gömmedir.
2022’de durum ne?
Değerlendirmeye aldığımız 5 büyük market zinciri içinde 2022 ilk çeyreğinde zarar eden tek grup CarrefourSA oldu. Carrefoursa ilk çeyreği 73 milyon TL zarar ile kapadı. Özkaynakları ekside olan tek market zinciri de CarrefourSA. MİGROS 2021’deki karlılığını 2022’de de sürdürmeye devam etti ve 82 milyon TL net kar açıklarken; ŞOK Marketler 250 milyon TL; BİZİM TOPTAN 25 milyon TL Net kar açıkladı. 2022 ilk çeyreğinde en yüksek karlılığı diğer yıllarda olduğu gibi BİM açıkladı. BİM’in ilk çeyrek karlılığı 1,3 milyar TL oldu. BİM’in diğer zincir marketlerden farkı yut dışı ağının da bulunması. Zincir Marketlerin bu karlılıklar bazıları için çok gözükebilir ama binlerce şube ve onbinlerce çalışan düşünüldüğüne bu karlılıklar çok düşük durumda. Zira açıklanan karlılıklar Toplam Aktif büyüklüğüne ve özkaynaklara göre çok düşük durumda. Binlerce mağazası olan işletmeler orta sınıf bir tekstil fabrikası kadar kar edebiliyor aslında.

A101’in mali verileri paylaşılmadığından değerlendirilemiyor
A101’in ne KAP bildirimlerinde ne internet sayfasında mali verilerine ulaşılamıyor. Borsada olmadığı için açıklamak zorunda da değiş saygı duyarız. Ulaştırılırsa seve seve onu da değerlendiririz. Zincir Marketler bu kadar enflasyon tartışmaların merkezi olup, enflasyon nedeni gösterilip, Günah Keçisi ilan edilirken A101 Yeni Mağazacılık da mali verilerini kamuoyu ile paylaşırsa iyi olur diyelim.
*********************************
(*) Günah keçisi : Yahudi Kavmi Eski Ahit’te bahsi geçen Kefaret Günü ayinleri yapardı. İnanışa göre toplum günahlarını erkek bir keçiye yükler, uçurumdan aşağı atarak keçiyi kurban yaparlardı. Bu şekilde de günahlarından kurtulurlardı. Yapılan günahlar maskelendiği gibi sorumluluk da ortadan kalkmış olurdu. İnananlar için tabi.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com
İlginizi Çekebilir
-
Enflasyon rakamları açıklandı
-
ZİNCİR MARKETLER ÇOK MU KAR EDİYOR?
-
HER SEÇİMDE GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLEN ZİNCİR MARKETLER İSYANDA
-
Dar gelirlinin gıda enflasyonu yüzde 126-146 arasında!
-
DİSK : Emekçinin enflasyonu üç haneli!
-
Uygulanan politikalar enflasyonu düşürmek bir yana daha da ivmelendiriyor!
-
TÜİK: mayısta enflasyon yüzde 73,50 ENAG : yüzde 160,67

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.
HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ
Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.
-
Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.
-
Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.
-
Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.
ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI
1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.
-
Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.
-
Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.
-
Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.
2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması
-
Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.
-
Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.
-
Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.
JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI
1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar
İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.
2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur
İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.
3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski
Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.
ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?
-
Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır. -
Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.
TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?
-
Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.
-
Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.
-
Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.
Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.
BANKA HABERLERİ
Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:
2 gün önce|
21/06/2025Yazan:
Serhat Can
Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.
Asimetrik Bilgi Sorunu:
Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:
- Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
- Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
- Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.
Sonuç Ne Olur?
- Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
- Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
- Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
- Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
- “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”
Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?
George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.
Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye
Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.
Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.
Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.
Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?
Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.
Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür
Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.
Serhat CAN
EKONOMİ
Prof. Dr. YILMAZ: Bütçe açıkları dizginlenebilir mi?
Bütçe açığı ve mali disiplinsizlik önemli bir risk göstergesi olduğundan finanse edilmesi aşaması da sorun yaratacak. Bir yandan iç ya da dış borçlanmayla açık finansmanının kendine has riskleri artarken, bir yandan da bütçe açığının doğrudan ya da dolaylı maliyeti topluma yansıyacak

Yayınlanma:
4 gün önce|
19/06/2025Yazan:
Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz
Mayıs ayına ait merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine göre bütçe fazlası 235,2 milyar TL, kümülatif (Ocak-Mayıs) bütçe açığı da 650,3 milyar TL oldu. Mayıs ayı bütçe fazlası, giderlerdeki önemli bir azalış kaynaklı değil, tersine kurumlar vergisi hasılatının beklendiği gibi mayıs ayında vergi gelirlerini beslemesiyle gerçekleşti.
Rakamla ifade etmek gerekirse; nisan ayına göre mayıs ayında bütçe giderlerinde 43 milyar TL’lik azalışa karşılık bütçe gelirleri 368 milyar TL arttı. Bu artışın hemen hemen tamamı kurumlar vergisi hasılatı kaynaklı.
Önce vergi hasılatındaki değişime bakalım, ardından bütçe giderlerinde azalış olmuş mu, ona bakarız:
Kurumlar vergisi yıllık beyana tabi bir vergi. Aynı zamanda cari vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere, GVK’da belirtilen esaslara göre ve cari dönemin kurumlar vergisi oranında geçici vergi ödenir. Ocak – Şubat – Mart geçici vergi dönemi beyanname verilme ve ödeme günü 17 mayıs’tı. Ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığı, 30 Nisan’a kadar verilecek kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerini 5 Mayıs’a kadar uzattı.
Böylelikle nisan ayında 29,7 milyar olan kurumlar vergisi tahsilatı da mayıs ayında 470,1 milyar TL’ye yükseldi. Hatta mayıs ayında kurumlar vergisi hasılatı vergi gelirleri içindeki payı yüzde 39,4’e ulaştı ki bu oran KDV gibi dolaylı bir verginin payından da yüksekti. Sonuçta bu hasılat bütçede bir rahatlama yarattı.
Mayıs ayında kurumlar vergisi tahsilatı bütçenin imdadına yetişmiş oldu ama yukarıda anlattığım gibi “geçici vergi dönemiydi, geldi ve geçti”.
Bütçenin gelir tarafını temmuz ayında gelir vergisi ikinci taksiti ile ağustos ve kasım aylarında geçici vergi taksitleri bir miktar rahatlatabilir. Ancak aylık olarak artmaya devam eden enflasyon, sıkı para politikasıyla kredi imkanları kısıtlanan firmalar ve artan konkordatolar, hedeflenen vergi gelirlerinden uzaklaşılmasına neden olacak ana faktörler. Ayrıca bütçenin gelir tarafının, borç faizleriyle büyüyen bütçenin gider tarafını telafi etmesi zor görünüyor. O nedenle bütçe açığını dizginlemek hiç de kolay olmayacak.
Bütçe giderlerine şimdi kamuda tasarruf üzerinden bakalım:
Tüm kamu kurumlarının kendi bütçelerindeki kaynaklardan yapacakları harcamalar için tasarruf tedbirlerine uymaları uzun zamandır merakla bekleniyor.
Aşağıdaki hazırladığım tablo, geçen yıl ve bu yılın mayıs aylarında tasarruf tedbirleri kapsamında yapılan harcamaları karşılaştırıyor:
Tabloda görüldüğü gibi bir yıl içinde taşıt alım giderleri yaklaşık 2 katına çıkmış. Haberleşme ve enerji giderleri de enflasyon oranına yakın bir artış göstermiş. Kırtasiye-baskı giderleri ile temsil-tanıtma giderlerinde ise bir yılda kısmen frene basılmış gibi.
Ancak temsil-tanıtma giderleri bu yılın ilk dört ayında ortalama 65 milyon TL civarındayken, mayıs ayında birden yaklaşık beş katına (316 milyon TL) çıkmış. Yine de bu haliyle geçen yılın mayıs ayındaki 418 milyon TL’nin oldukça altında kalıyor. Umarım ülkemiz en iyi şekilde temsil ediliyordur. 2024’te bu alanda daha fazla gider yapılıyordu, yoksa geçen yıl daha mı iyi temsil ediliyordu?
Bütçe giderlerinde sorunlu kalem: borç faiz giderleri:
Borç faiz giderleri bütçede büyümeye devam ediyor. Özellikle iç borçlanmanın maliyeti bütçeye yansıyor.
Mayıs ayında borç faiz giderleri 111,2 milyar TL, kümülatif olarak 835,8 milyar TL’ye ulaştı. Dahası Haziran ayında yaklaşık 240 milyar TL’lik borç faiz gideri gerçekleştirilecek.
2025 yılı bütçesi için borç faiz giderlerinin bütçe giderlerine oranının yüzde 13,2 ve vergi gelirlerine oranının da yüzde 17,5 olması hedeflenmişti. Bugünkü görünümde borç faiz giderleri/bütçe giderleri oranı yüzde 15,7 ve borç faiz giderleri/vergi gelirleri oranı da yüzde 20,9’a yükselmiş durumda. Bu göstergeler ile bütçe hedeflerinden uzaklaşıldığı anlaşılıyor.
Bütçe açıklarını kontrol altında tutmak, pek çok alanda katkı sağlayacak. Öncelikle devletten beklenen görevlerin ve kamu hizmetlerinin hem kalitesinin artmasına hem de zamanında sunulmasına katkı sağlayacak.
Aksine bütçe açığı ve mali disiplinsizlik önemli bir risk göstergesi olduğundan finanse edilmesi aşaması da sorun yaratacak. Bir yandan iç ya da dış borçlanmayla açık finansmanının kendine has riskleri artarken, bir yandan da bütçe açığının doğrudan ya da dolaylı maliyeti topluma yansıyacak.
Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ – T24
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (844)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.141)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (450)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.852)
- GÜNCEL (3.217)
- GÜNDEM (3.194)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.245)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.054)
- Ali Coşkun (23)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (64)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (34)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (7)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Aşırı Düşünmenin Zararları: Zihni Tutsak Eden Sessiz Tehlike

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

GAZİANTEP OSB’de 5 günde 7 firma Konkordato aldı

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

İsrail-İran Savaşı: Tezler, Stratejiler, Dersler ve Uluslararası Kurumların Sınavı

Trump: ABD’nin saldırıları İran’ın nükleer tesislerini yok etti

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Siyasi Gerginlik Ekonomiyi Geriyor: Reel Sektör Nefes Alamıyor!

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

KİL VE BENTONİT TESİSLER NE İŞE YARAR?

Tennis Istanbul Open 2025 Şirketler Arası Tenis Turnuvası başladı

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

Kriz mi Dediniz? Yeni Başlangıçlar İçin En Doğru Zaman!
- Son dakika: Süper Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 22 Haziran 2025 Pazar akşamı Süper Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 22/06/2025
- Son dakika: Bugünkü Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 22 Haziran 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı! 22/06/2025
- ASGARİ ÜCRET ZAMMI SON DAKİKA: Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 22/06/2025
- SON DAKİKA ÇILGIN SAYISAL LOTO SONUÇLARI 21 HAZİRAN 2025 | 377.594.169 TL büyük ikramiyeli Çılgın Sayısal Loto sonuçları nasıl öğrenilir? 22/06/2025
- Bakan Kurum açıkladı: Deprem konutları teslimatında 250 bini aştık, asrın imar seferberliği hızla sürüyor 21/06/2025
- Bakan Bayraktar: Enerji sektörümüz oldukça güçlü ve dayanıklı durumda 21/06/2025
- Borsada en çok kazandıran ve kaybettiren hisseler belli oldu 21/06/2025
- Altın ABD-İran gerilimiyle yükseldi 23/06/2025
- Trump: Rejim İran'ı tekrar büyük yapmıyorsa neden rejim değişikliği olmasın? 23/06/2025
- Ekonomi ve siyaset gündemi - 23 Haziran 2025 23/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (23.06.2025) 22/06/2025
- Rusya’nın BM Temsilcisi: ABD Pandora’nın kutusunu açtı 22/06/2025
- BM: ABD’nin saldırısı bölge için tehlikeli bir dönüm noktası 22/06/2025
- İran’dan ABD’ye misilleme kararı 22/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı