Erol Taşdelen
HER SEÇİMDE GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLEN ZİNCİR MARKETLER İSYANDA

Yayınlanma:
1 sene önce|
Yazan:
Erol Taşdelen
Birden fazla şubesi olan marketler “Zincir Market” olarak anılıyor. Ülke genelinde yaygınlığı nedeni ile BİM, A101, ŞOK, MİGROS, CarrefourSA, BİZİM TOPTAN en bilinenleri. İl ve bölgesel zincir marketler yaygın. Türkiye’de bilinen 5 büyük Zincir zinciri dışında toplam 249 zincir market bulunuyor. Bu marketlerin toplam şube sayısı ise 40 bine dayandı. Zincir Marketler 1 milyon istihdam sağlıyor. Sektör içindeki pazar payları %80’derde.
Son yıllarda özellikle gıda fiyat artışından Günah Keçisi konumuna getirilen Zincir Market yöneticileri peş peşe yapılan haksızlıklara isyan eden açıklamalar yapmaya başladı. En son Gıda Perakendecileri Derneği Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, 7. Private Label zirvesinde konuşmasındaki sert sözleri sinirlerin ne kadar gerildiğinin kanıtı niteliğinde.
Zincir Marketleri hedef alanlar için Galip Aytaş; ““Perakende işletmelerinin enflasyondan arındırılmış sadece nominal kar rakamlarına bakan olumsuz yorum yapan trollere, maaşlı televizyon yöneticilerine, bizleri terörist ilan edenlere, bizlere vicdansız, hatta kansız diyenlere ve bunları gazetede yayınlayarak ahlaksızca bizi çete ilan edenlere ve tabirimi maruz görün çok daha kötüsünü söylemek istiyorum ama müsaadenizle gazeteci müsveddelerine söyleyeceğimiz sözler var” diyerek yanıt verdi.
Medyaya yüklenmesinde bazı medyanın fiyat artışında ve enflasyonda Zincir Marketleri “Günah Keçisi“(*) ilan edilip algı yaratılmasının hiç kuşkusuz etkisi var. Enflasyon haberlerinin “market araba resimleri” ile servis edilmesi bile başlı başına sektöre önyargılı, haksız bakış açısını yansıtıyor.
BİLANÇO BÜYÜDU AMA BORÇLULUK DA HIZLA ARTTI
BİST’de işlem görmediği için Mali verileri kamuya açık olmayan A101 hariç diğer ana market Zincirlerinin 2022 üçüncü çeyrek mali verilere baktığımızda tamamı Cirosunu 2021’e göre ciddi artışlar yapmasına rağmen aynı şekilde borçluluk oranlarının da arttığı görülüyor. Market zincirlerde çoğu yerin kiralık olması; navlun ücretlerindeki ciddi artışlar; raf ömrü büten malların çöpe gitmesi gibi somut olarak tartışılmayan maliyetler ciddi yük haline gelirken; üzerine haksız eleştiriler yapılması ve fiyat artışı enflasyonun ana merkezleri olarak gösterilmesi ister istemez bu işletmeleri toplum önünde “Günah Keçisi” haline getirilmiş oluyor. Aslında bilançolara bakıldığında ne kadar haksızlık yapıldığı; Zincir Market işinin dışardan görüldüğü gibi çok karlı bir iş olmadığı görülüyor. Zira; zincir marketler her biri 10 binleri bulan ağı; dağıtım ağı; bazı marketlerim imalata da girmesi gibi nedenlerle ciddi istihdam da sağladığı görülüyor. Eleştirilerde bulunanlar bu yönleri görmezlikten gelmesi ise zincir marketlere yönelik haksızlıkların başında geliyor.
Zincir Marketlerin borçluluk detayına bakıldığında nakit döngünün de sürelerin kısa olması nedeni ile özellikle bankacılık tarafında Kısa Vadeli Borçların (bir yıl içinde çevrilmesi gereken) fazla olduğu görülüyor. Son aylarda artan finansal maliyetler karlılığı ciddi anlamda düşürmüş durumda. Üstelik kredilere erişim olanakları da daralmış durumda.
Zincir Marketler içinde en fazla borçlu olan BİM. BİM’in toplam borcu 37,5 milyar TL olurken bunu 28,7 milyar TL’lik kısmı kısa vadeli (bir yıl içinde çevrilmesi gereken) borçtan oluşuyor.
MİGROS,’un toplam borcu 26,4 milyar TL olurken bunun 21,2 milyar TL’lik kısmı kısa vadeli borçtan oluşuyor. ŞOK MARKETLERİN toplam borcu 12,8 milyar TL; CarrefourSA‘nın toplam borcu 8 milyar TL; BİZİM TOPTAN‘ın toplam burcu 3,1 milyar TL’yi bulmuş durumda. Kısa Vadeli borç çevirme sektörde ciddi sıkıntılardan biri haline gelmiş durumda. Özellikle son aylarda bankaların kredi musluğunu kısmasında en olumsuz etkilenen sektörlerin başında Perakende dağıtım firmaları geliyor.
ZİNCİR MARKETLER ÇOK MU KARLI?
Zincir marketlerin yapısı düşünüldüğünde dışardan bakınca çok karlı iş gibi gözüküyor. Market içindeki kalabalıklar sizi yanıltmasın, raflarda gördüğünüz ürünler oraya gelene kadar ciddi maliyetlere katlanılıyor. Bir defa çoğu zincir market maliyeti düşürmek için ürünleri fabrikalardan ve imalat yerinde almaya çalışıyor. İmalat yerinden alınamayan ürünlerde aracılar ek maliyet oluşturuyor. Bu nedenle BİM, MİGROS gibi bazı zincir Marketler tarlalar kiralayarak kendi gıda ürünlerini üretmeye de başladı. Başladı ama tarımsal girdilerdeki artışdan da direkt etkilendiler. Akaryakıt fiyatlarındaki anormal artış navlun maliyetlerini hızlı ve planlanan maliyetten fazla artırarak ana maliyetler arasına sokmuş durumda. Hacimli bazı ürünlerde navlun maliyeti malın değerinden daha fazla seviyeye ulaşmış durumda. Kira, elektrik, işçilikteki artış da üzerine gelince Zincir Marketlerde reel anlamda karlılık mevcut yapıya göre oransal anlamda düşmüş durumda.
Kağıt üzerinde karlılık artışı oluşurken enflasyon muhasebesi uygulanmadığı için şişen rakamların reel anlamda karşılığı karlara tam yansımış olmuyor. Örneğin CarrefourSA 3,3 milyar TL brüt kar yaparken net karlılıkta son 5 yıldır kar yapamıyor. CarrefourSA 2022 dokuzuncu ayını da 184 milyom TL Net Zarar ile kapamış durumda. CarrefourSA, değerlendirilen Zincir Marketlerde son beş yıldır net karlılık yakalamayan tek firma ve en son net kar yaptığı 2018’den sonra toplam kümülede zararı 1,5 milyar TL seviyesini aşmış durumda. Özkaynakları 184 milyon TL ile ekside olan tek market zinciri de CarrefourSA.
2018-20 yıllar arasında üç yıldır net kar yapamayan MİGROS 2021 yılını 359 milyon TL karlılıkla kapatırken; 2022 ilk dokuz ayında 1,4 milyar TL kar yapmış durumda. Sanal Market işine girme gibi projeleri MİGROS’u önümüzdeki yıllarda daha karlı hale getirecek gibi.
BİM Market Zincirler içinde an fazla ciroya ve net karlılığı sahip firma. 2022 ilk dokuz ayında 27 milyar TL ciro yapan firma, 18,3 milyar TL Brüt kardan geriye kalan 4,8 milyar TL net karlılık ile dönemi kapadı. Arap ülkeleri ağırlıklı Yurt dışı ağı, bazı ürünleri kendisi üretmesi, kendine ait dağıtım ağı maliyetleri düşürürken karlılığı da artırmakta. BİM 10,7 milyar TL özkaynaklar ile değerlendirilen zincir marketler arasında en güçlü durumda.
BİZİM TOPTAN yıllardır sakin bir şekilde makul bir karlılık ile faaliyetini sürdürürken 2022 ilk dokuz ayını da 92 milyon TL net kar ile kapadı. Grup aynı zamanda değerlendirilen firmalar arasında en az borçluluğa sahip durumda.
ŞOK MARKETLER istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ederken 2022 ilk dokuz yayında 1,8 milyar TL karlılığı da yakalamış durumda.
ANA ZORLUKLAR NELER?
Zincir Market işi dışardan görüldüğü gibi kolay bir iş değil. Bir defa sattığını bir çok ürün özellikle gıda ürünlerinde raf ömür süresi kısa. Bu da çöpe giden ürün demek. Zira, son kullanım ömrü yaklaşan ürünlerin nakliye maliyeti nedeni ile geri toplamak maliyetli, bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi son hafta bedava halka dağıtılması veya çok düşük bir ücretle satışı gibi bir uygulamanın Türkiye’de olmaması çöpe giden ürün hacmini de artırıyor. Depolama ve lojistik ciddi maliyet gerektiriyor. Bazı ürünlerde mevsimsellik olmasına rağmen 12 ay raflarda satılmasını ciddi maliyeti var. Diğer taraftan stok maliyeti son yıllarda ciddi artış gösterdi. Zira, özellikle enerji maliyetinin artışı zincir marketlerde ek maliyet yaratmakta. Bazı marketler az personel ile çok iş yaptırma yöntemine başvursa da zincir marketler marka değerinden dolayı bunu fazla zorlayamıyor. A101 gibi bazı marketler Milli Eğitim ile sözleşmeler imzalayarak öğrencileri marketlerde stajyer gösterme yöntemi ile personel maliyetini aşağıya çekmeye başladı. Çoğu zincir market yeri kiralık olduğundan Kira maliyetlerin anormal artışı zincir marketlere ek yük bindirdi. Beyaz eşyadan kırtasiyeye; kuruyemişten parfüme satış ürünlerindeki yelpazenin genişliği esnaf tarafından şikayetlere neden olsa da vatandaş açısından vazgeçilmez hale gelmiş durumdalar. Her ne kadar yerel market ve bakkallar zincir marketlere karşı direnseler de fiyatların uygunluğu, ürün çeşitliliği, yaygın şube ağları ile alışveriş hayattan dışlanmaları çok zor duruma geldiler. Bundan sonra yapılması gereken zincir marketlere karşı savaş değil, nasıl iyileştirilebilir olmalı. Her seçim döneminde şeytanlaştırılarak Günay Keçisi ilan edilmeleri ise Zincir Market hissedarlarını derinden yaralıyor biline! Bir an için Zincir Marketlerin kapandığı ya da protesto edip kepenkleri indirdiklerini düşünün, bu kadar hayatımızın merkezine oturmuş zincir marketsiz hayat daha kolay olmayacağı kesin!
Erol TAŞDELEN – Ekomomist www.bankavitrini.com
Günah keçisi : Yahudi Kavmi Eski Ahit’te bahsi geçen Kefaret Günü ayinleri yapardı. İnanışa göre toplum günahlarını erkek bir keçiye yükler, uçurumdan aşağı atarak keçiyi kurban yaparlardı. Bu şekilde de günahlarından kurtulurlardı. Yapılan günahlar maskelendiği gibi sorumluluk da ortadan kalkmış olurdu. İnananlar için tabi.
ZİNCİR MARKETLER FAHİŞ FİYAT UYGULUYOR İSE NİÇİN FAHİŞ KAR EDEMİYOR? – BankaVitrini
GÜNAH KEÇİSİ, “ZİNCİR MARKET İŞİ” ÇOK MU KARLI – BankaVitrini
5 zincir markete “sebepsiz zam” cezası! – BankaVitrini
‘FAHİŞ FİYAT’ İLE SUÇLANIP GÜNAH KEÇİSİ YAPILDILAR : ZİNCİR MARKETLER – BankaVitrini
Zincir marketlere şok suçlama : fiyatları birlikte belirliyorlar – BankaVitrini
İlginizi Çekebilir
-
DENİZBANK DENİZ ERZAN AÇIKLAMASI ŞİFRELERİ VE GRİ ALANLAR
-
Erol TAŞDELEN yazdı: YILIN SON ÇEREĞİNE BANKACILIK SEKTÖRÜ VE 4 BÜYÜKLER NASIL GİRDİ?
-
FAİZLER YÜKSELİRKEN REEL PİYASA NE DURUMDA
-
KEŞKE YANILSAYDIK: KREDİLER DURDU, ÇEKLER ÖDENMİYOR, REEL PİYASA ŞAŞKIN
-
MERKEZ BANKASI DÖVİZ KURUNUN REEL PİYASADA KARŞILIĞI YOK!
-
DEPREM BÖLGESİNDE EKONOMİK FELAKETİN İLK BELGESİ ÇEK VERİLERİ OLDU
-
BANKACILIK SEKTÖRÜ KATILIM BANKASI FORMATINA DÖNÜŞTÜ, PİYASALAR KİLİT
BANKA HABERLERİ
DENİZBANK DENİZ ERZAN AÇIKLAMASI ŞİFRELERİ VE GRİ ALANLAR
DENİZBANK’ın 15 sayfalık açıklaması iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım; yaşananların anlatıldığı ve bankanın süreci nasıl yönettiği ile ilgili, kendilerine göre mevzuat ve yasal düzenlemeler içinde kalınarak süreç yönetilmiş. İkinci kısım ise Medya ve kamuoyunda tartışılan her konuya cevap niteliğinde. Bu işin sonu ne olur bilemem ama şimdiden Netflix dizilerine aday. Ondan sonra da senaryo telif hakkı gelirlerini kim alacak davasını takip ederiz.

Yayınlanma:
3 gün önce|
29/11/2023Yazan:
Erol Taşdelen
Ünlü sporcuların ana merkezinde olduğu DENİZBANK Müdüresi Seçil ERZAN‘ın ikna yöntemi ile kaptırılan milyonlarca dolar hikayesini dizi izler gibi izlemeye başladık. Suçlamalar havada uçuşurken; bankacılardan çok spor spikerlerine kadar herkesin görüş bildirdiği olayda adı geçen DENİZBANK’tan mayıs ayındaki açıklamasından sonra başlayan suskunluk geç de olsa bozuldu.
AÇIKLAMADA NE VAR NE YOK?
Denizbank’ın 28.11.2023 tarihinde yaptığı medya ve kamuoyunun merakla beklediği açıklama nihayet geldi. Açıklama tamamen olayın banka dışında gerçekleştiği, banka ile ilgisi olmadığı; banka müdüresi Seçil ERZAN’ın kişisel hatalar zincirinden kaynaklanan adi bir olay gibi açıklamaları içerdiği gibi ;…bu paraların Seçil Erzan’dan tahsilini mümkün görmeyen şikayet sahipleri, Bankaya karşı haksız olarak alacaklarının tahsili maksadıyla dava açmışlardır. Bütün bu yaşananlardan anlaşıldığı üzere, banka ve yöneticileri üzerinde kamuoyu baskısı oluşturulmaya çalışılmaktadır” ifadeleri ile de karşı tarafın tamamen bankaya haksızlık yaptığını, olayların banka ile irtibatlandırılıp tahsilatlar yapmaya çalıştığını, işin içine banka üst yönetimi de katarak bankayı bu yönde baskı altına almaya çalıştıkları suçlamaları yönünde açıklamalar içeriyor.
Diğer taraftan da açık kapı bırakarak; “…olaya konu meblağlar, bir banka için ve dolayısıyla Bankamızın öz varlık büyüklüğü içerisinde anlamlı bir büyüklüğe sahip olmamakla birlikte; BDDK denetiminde bir anonim şirket olan Bankamızın, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zimmet olmayan bir fiilden ötürü ödeme yapması halinde…” ifadesi ile de mahkeme “zimmet” suçu yönünde karar vermesi halinde zararın banka tarafından karşılanacağı da üstü örtülü olarak kabuk edilmiş durumda. Zira açıklamada; “…Bankamızın, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zimmet olmayan bir fiilden ötürü ödeme yapması halinde, asıl o takdirde ödeme yapan banka yöneticilerinin 5411 sayılı Kanun kapsamında zimmet suçunu işlemiş olacağını…” denmekte.
Zimmet suçu Bankalar Kanununun 160. Maddesinde tarif edilmiştir. Müşteriler paralarını bankada çalışanlara değil kurumsal yapısına emanet verdiği için hesapta bulunan paralara bankacıların dokunması halinde zararın banka tarafından karşılanması da zaten bilinen bir şey. Banka da böyle bir durum var ise zarar banka tarafından karşılanır zaten olaydaki tutarlar bilanço büyüklüğünü etkilemeyecek kadar küçük olduğunu böyle bir durum olması halinde yapılan ödemenin sigorta şirketinden alınacağı belirtilmiş. Dolayısı ile ödeme yapılsa da mevcut sigorta sistemi sayesinde bankanın fazla maddi zarar görmeyeceği bilgisi paylaşılmış. Bankalar son yıllarda artan Dijital Dolandırıcılık, personel kaynaklı operasyonel risk gibi durumlara karşılık yıllardır bu yönde yaptıkları sigortaların alanını da genişletti. O nedenle bu gibi durumlara karşılık bankalar tedbirlerini almış durumda salında.
15 sayfalık DENİZBANK açıklamasının girişinde, “15.000 çalışanı, 700’e yakın şubesiyle 14 milyon müşterisine 4 ülkedeki iştirak banka ve şubelerinin yanı sıra yurtiçi iştirakleriyle hizmet veren DenizBank, 27 yıllık tarihinde ülkemize 10 milyar USD’nin üzerinde net sermaye girişi sağlamış Türkiye’nin 5. büyük özel bankasıdır” ifadeleri kullanılarak bankanın ne kadar büyük ve ekonomiye yaptığı katkılar özetlenmiş. Kısaca biz öyle kolay harcanacak, çamur atılacak bir banka değiliz denmekte.
Banka açıklaması tamamen günlerdir kamuoyunda tartışma yapan konulara madde madde cevap niteliğinde fakat ana tema yukarıdaki kurgu üzerine kurulu yani; olay tamamen banka dışında gerçekleşmiştir; banka içinde oluşan, sistemsel işlemlerde yer almayan işlemlerden oluşan bir durumdur; banka içinde para alışverişi olmamıştır; banka ile ilgisi olmayan mekanlarda olaylar gerçekleşmiştir; olaylardan şikayetlere kadar banka üst yönetimin haberinin olmadığı üzerine kurgulanmış. Belge diye öne sürülen imzalı belgeler de “banka sistemlerinde yer almayan evraklar” olarak nitelendirmekte ve bir geçerliliği olmadığı iddia edilmekte.
BANKA AÇIKLAMASINDA GRİ ALANLAR
Bunu dışındaki açıklamalar tamamen bankaya yapılan suçlamaya cevap niteliğinde örneğin “Seçil ERZAN’ın zorla banka binasına getirilmesi, serum verilerek sorgulanması” gibi iddialar çarpıtma olarak nitelendirilmekte; serumun sağlık nedeni ile verildiği, içinde de vitamin olduğunu; Seçil ERZAN’ın akrabaları ile banka Genel Müdürlüğüne geldiğini; Çorlu’ya kaldığı eve gönderilirken yanlarına verilen iki adet güvenlik görevlisinin de silahsız ( sık tekrarlanmış bu durum) ve tamamen Seçil ERZAN’ı korumaya yönelik olduğu şeklinde açıklama mantığını içermekte; fakat sağlığından ve tehditlere karşı endişe duyulan Seçil ERZAN için mahkemeye “yurt dışına çıkma kararı alınması” için başvuru yapılması ise özel güvenlik görevlilerin kaçmasını engellemek için mi, gerçekten güvenliğini sağlamak için mi verildiği konusunda soru işaretleri oluşturuyor ve bir çelişki yaratıyor.
Banka açıklamasında yer alan bir çelişki de; 18. soru ve cevabı; “ İfadesinde belirtildiği şekilde 50 bin USD üzeri nakit çekim işlemleri teftişe tabi midir?” soruya verilen cevap: “Değildir. Böyle bir teftiş uygulaması Bankamız ve sektörde bulunmamaktadır. 50 bin USD ve üzeri işlemlere ilişkin konu kamuoyuna yanlış şekilde aksettirilmektedir. Efektif yatan, nakit yatan işlemlerinde bankalar kendi iç uygulamalarına göre herhangi bir sınırlama olmaksızın hesaplara yatırılan paraların kaynağını kara paranın aklanmasının önlenmesi kuralları çerçevesinde araştırabilir. Nakit çekimlerinde, Bankanın müşterilerinin varlıklarına bu tip bir kontrol koyması hukuken mümkün değildir. Mevduat çekilmesine konulacak her kısıt Bankacılık Kanunun 61. maddesine göre mevduat sahiplerinin geri alma hakkının engellenmesi suçunu oluşturur.” Bu soru çarpıtılmış oysa bankacılar bilir ki buradaki 50 bin dolar üstü nakit hareketi teftişe tabi değil MASAK’a raporlanması şeklindedir ki faaliyetteki tüm bankalar 50 bin USD üzerindeki tüm hareketleri MASAK’a bir tablo halinde bildirir. Bu hareketin içinde şüpheli olabilecek bir hareket var ise ayrıca bu işlemle ilgili de MASAK’a şüpheyi gerektiren durumu açıklayan bir ihbar gönderilir ki yasal düzenlemeler ile her bankada bu işleri takip eden bir “MASAK Temsilcisi” olduğu gibi her şubede de şüpheli durumu banka MASAK yetkilisine bildirmesi için şube MASAK yetkilileri belirlenmiştir. DENİZBANK’ta yok ise bilemeyiz! Banka MASAK bildirimler yerine sanki Teftişe denetimine tabiymiş gibi “böyle bir durum yok” demiş, oysa banka kökenli işin içinde olanlarım merak ettiği konu bu hareketler içinde MASAK’a bildirilen/bildirilmeyen hesap hareketleri olup olmadığı!
Gelelim 11 Soru ve cevaba: Bir dokümanda tek imza veya çift imza olması ne anlam ifade eder? Bir belgede iki imza olması o belgeyi geçerli kılar mı?
“Şikayetçilerin elinde olan kağıtların tamamı, üzerindeki imza sayısından bağımsız olarak gerçek bir işlemi göstermediği gibi banka tarafından üretilmiş belgeler de değildir. Söz konusu kağıtlar, saadet zincirindeki şikayetçilerin taleplerini bankaya yöneltebilmek maksadıyla Seçil Erzan tarafından sonradan üretilmiştir. Üretilmiş sahte evraklar üzerindeki imzanın tek veya çift olmasının hiçbir anlamı yoktur” denmekte.
Banka Mayıs ayında kamuoyuna yaptığı açıklamaya sadık kalmış ve çelişmemek için imzalı evrakları Seçil ERZAN tarafından üretilmiş, “sahte evraklar” tezini tekrarlamış. Kendi açısından kesinlikle haklı. Yoksa, suistilmallere açık hale gelir mahkeme kararı olmadan ödeme, ödeyemezler de zaten. Tabi burada mahkemenin bu görüşe katılıp kapılmayacağı çok önemli. Öncelikle tüm evrakları Seçil Erzan kendisi tarafından düzenlendiğini kabul etmemesi halinde yazı ve imza teyidi için mahkeme Bilirkişiye gidebilir. Erzan bu evrakları kendisi hazırladığını kabul etmesi ya da kendisinin düzenlendiğinden emin olunmasından sonra mahkeme Bankacı Bilirkişinden Rapor talep edilir. Gelen rapor, “bu evraklar bankayı bağlar ve yükümlülük altına sokar” şeklinde olur veya rapora gerek görmeden mahkeme heyeti bu yönde karar verirse, evraklardaki ödemenin banka tarafından karşılanmasını talep eder ki mağdur olduklarını süren taraflar ve vekil avukatlarının da talepleri bu yönde. Mahkeme bu evraklar Seçil ERZAN tarafından sahte olarak üretilmiş şeklinde karar verir ise işin rengi değişir tüm sorumluluk ve yükümlülük Seçil ERZAN ve birlikte hareket ettiği kişiler üzerine kalır ki bankanın baştan beri tezi ve isteği de bu yönde. Asıl soru ise evraksız alınan paralar ve paraların şuan nerede ve kimlerde olduğu. Dava sonucunun ne olacağını birlikte göreceğiz.
BANKAYA HACİZ GELMİŞ
Banka açıklamasından anlıyoruz ki, mağdur olduklarını iddia edenler bankaya alacakları için ihtiyati haciz kararı aldırıp uygulamış. Banka da bu karara itiraz ederek durdurmuş. Buradan ihtiyati hacir kararı veren mahkemenin delil yazıları ciddiye aldığı ve delil olarak kabul ettiğini bu yönde karar verdiğini anlıyoruz. Banka bu ihtimali düşünerek, “bu yönde kesinleşmiş karar çıkması halinde ödemeyi yaparız bu da bilanço büyüklüğümüzü etkileyecek tutarda değil” notunu da düşmüş zaten açıklamasında.
“ŞUBE GÖREV SÜRESİNDE 5 YIL SINIRI YOK” DENDİ
Banka verdiği 20 soru 20 cevap kısmında en çok takıldığım yerlerden biri 3 . Şube Müdürünün bir şubede görev süresiyle ilgili 5 yıl sınırı var mıdır? Sorusu ve cevabı oldu. Banka cevabında; “Bankacılık sektöründeki teamüllere bakıldığında, şube müdürleri 5 yıl veya daha fazla süreyle aynı şubede görev yapabilmektedir. Bunu engelleyen herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır…” ifadelerini kullanmış. Kısaca, “personeli istersem ilk başlattığım şubede 25 çalıştırıp emekli ederim, size ne” demek istemiş. 25 yıl bankacılık sektöründe çalışmış; bunun yarısından fazla süresini şube müdürü olarak geçirmiş biri olarak bu cümleyi hayretle okudum. Zira; çalıştığım yerli yabancı 5 ayrı bankada görev yaptığım süre içinde defalarca geçirdiğimiz olağan/olağanüstü teftiş raporlarında önemli maddelerden biri “şubede 5 yıldan uzun süre çalışan personeller ve bunun gerekçeleri” ile ilgili verdiğimiz cevaplar geldi aklıma. O zaman DENİZBANK’ta açıklamadan bunun sorgulanmadığını anladığımız bu durumu diğer bankalar yanlış uyguluyormuş demek ki. Bu durum kaygı verici aslında. BDDK’nın bir defa bu yönde bankaları uyarmadığı doğru değil. Operasyonel Riskler ile ilgili düzenlemeler var. DENİZBANK’ı uyarmadı ise bunun gerekçelerini bilemeyiz, BDDK buna bir açıklama yapar diye düşünüyorum ama sektörde bilenen gerçek şu ki; bir personel uzun yıllar aynı şubede çalışma süresi ile o şubede personel kaynaklı “oprerasyonel risk” denilen zimmet, dolandırıcılık olayları paralel artığı gibi bir istatistik var ortada. En sık yapılan yaşlı ve gurbetçi hesaplarındaki zimmet suçları uzun yıllar aynı şubede çalışan personel tarafından yapılma olasılığının yüksek olduğunu DENİZBANK üst yönetimi bilmiyor olabilir ama sektördeki herkes bilir. Bunun için BDDK’nın uyarması da gerekmediği gibi; BDDK’nın 31 Mart 2016 tarihinde yayınladığı 6827 sayılı “OPERASYONEL RİSKİN YÖNETİMİNE İLİŞKİN REHBER” gibi tebliğ ve yönetmelikler oldukça fazla. Üst yönetim açıklamada “hiçbir şey kabul etmiyor haberimiz yoktur” diyor ama söz konusu rehberin 14. Maddesinde, “Yönetim kurulu, operasyonel riskin yönetiminden sorumlu personel ile kredi, piyasa ve diğer risklerin (destek hizmetlerinden kaynaklanan riskler de dâhil) yönetiminden sorumludur” yazar! Hatırlatmak isterim. Tıpkı batan kredilerde, “bu kredinin verildiğinden haberimiz yoktu” açıklaması banka üst yönetimi sorumluluktan kurtarmayacağı gibi personel kaynaklı hatalardan da haberimiz yoktu şeklinde sorumluluktan kaçınılmıyor maalesef. Sonuçta şube müdürlerindeki yetkinlik ve liyakat onayı Genel Müdür uygunluğu ile atamalar yapılır. Aslında her şube müdürü Genel Müdürün o lokasyondaki temsilcisidir aslında. Banka üst yönetimi kendilerine ve bankaya yapılan tüm suçlamaları reddetme anlayışı ile yapılmış bir açıklama olarak okuyorum bu açıklamayı. Bu arada Banka Yönetim Kurulu üyelerini ve Genel Müdürünü BDDK onayı ile atandığını hatırlatmak isterim. BDDK atadığı gibi basiretli bulmadığı yöneticileri görevden alma yetkisi de var.
Yazıyı uzatmamak adına özetle; banka 15 sayfalık açıklaması iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım; yaşananların anlatıldığı ve bankanın süreci nasıl yönettiği ile ilgili, kendilerine göre mevzuat ve yasal düzenlemeler içinde kalınarak süreç yönetilmiş. İkinci kısım ise Medya ve kamuoyunda tartışılan her konuya cevap niteliğinde. Bu işin sonu ne olur bilemem ama şimdiden Netflix dizilerine aday. Ondan sonra da senaryo telif hakkı gelirlerini kim alacak davasını takip ederiz.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacılık Uzmanı www.bankavitrini.com
***************************
BANKA HABERLERİ
Erol Taşdelen yazdı: BANKA DOLANDIRICI PERSONELİ GİZLEMELİ Mİ, TEŞHİR Mİ ETMELİ?
Bankaların çoğu, “personel kaynaklı dolandırıcılık” olaylarının duyulmaması ve üstünün kapatılmasını yolunu seçerken; Hukukçular ve Bankacılar da bu konuda ikiye ayrılmış durumda. Özellikle deneyimli bankacılar personel kaynaklı dolandırıcılık eylemlerinin banka içi bir durum olmadığını caydırıcı olması için bu tür eylemlerin teşhir edilerek, yargıya taşınmasını, Kamuoyuna şeffaf davranılması gerektiğini savunuyor. Kararlı ve Şeffaf davranmada Bankanın Marka değerinin ve Güven kaybının yaşamayacağını, tam tersine bankanın bu tür olaylarda kararlı durduğunun görülmesinin bankaya olan güveni artırdığını ve benzer olayların tekrarının azalacağını savunuyor. Sektörün içinden gelen Erol TAŞDELEN bu tarz olayları ele aldı… Mayıs 2023’de yazılan yazının haklılığını zaman kanıtlar gibi…

Yayınlanma:
6 gün önce|
26/11/2023Yazan:
Erol Taşdelen
Toprakbank Zeytinburnu Şubesinde çalışırken müşteriler şikayetler gelmeye başladı. Ortak noktaları, “ödeme yapmalarına rağmen elektrik ve sularının kesildiği” idi. Kısa sürede ortaya çıktı. Müşteriler sıra beklerken güvenlik görevlisi “sıra beklemeyin ben yatırır” diyerek paraları alıyor ama yatırmıyor. Tabi iş akdi fes edildi!
Şimdiki sahibi Katarlı olan bankada çalışıyordum. Ara sıra personelin kart ekstrelerini inceliyoruz. İddia, kumar vs oynuyor mu diye! Gişedeki personelin her iş günü kredi kartına ufak ufak para yatırdığını fark ettik. Konuşunca “kasada kalan fazla paraları yatırdığını” ortaya çıktı. Önemli olan meblağın ufak olması değil, niyetti yollarımızı ayırdık.
Yerli büyük bankadayım. Bir personeli kendini emniyetten aradığını söyleyen biri arayıp o zaman meşhur olan telefonuna kontör şifreleri göndertiyor. Kasasını bir sayıyoruz eksik. Kasadan aldığı para ile kontör alıp göndermiş, kasasını tutturmak için de yan bankadan tüketici kredisi için başvuru yapmış. Banka kasasına dokunmasa “ders olsun der geçerdik” belki ama kusura bakma bu meslek sana göre değil diyerek yollarımızı ayırdık. Bankanın kasasına el uzatmıştı çünkü!
Bunları niye örnekledim… Bankacılıkta temel kuraldır. Bankanın parasına, müşterinin hesabına dokunmayacaksın! Yöneticilik yaptığım dönemde de çalışma arkadaşlarıma sık sık, “parayı para olarak gördüğünüz an bu mesleği bırakın” derdim. Hala geçerli bu kural aslında!
Son günlerde kamu oyuna yansıdı. Şimdiki sahibi BAE’li olan bir bankanın Florya şubesinde başlayıp, Levent-Büyükdere şubesine kadar uzanan ünlü futbol teknik adamı F.T. gibi isimler başta olmak üzere müşterilerinden iddiaya göre özel, gizli, yüksek gelirli bankanın bir Fonu olduğunu anlatarak milyonlarca dolar toplayan müdüre S.E. çalıştığı bankanın yaptığı açıklamaya göre dolandırıcılıktan tutuklanıyor. Bankanın yaptığı açıklamada; “10 Nisan 2023 Pazartesi günü ön inceleme raporumuz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmiş ve Seçil E., nitelikli dolandırıcılık suçuyla aynı gece saat 23:30 sularında gözaltına alınmış, akabinde tutuklanmıştır” satırları yer aldı. (Seçil E. isminin açık yazılması benim değil bankanın tercihi, bu yazı Mayıs ayında yazıldı ama bugün herkes tüm isimleri biliyor zaten.)
Banka şube müdüresinin dolandırıcılık suçlaması ile tutuklandığını açıklıyor.
Banka ilk açıklamasına devam ediyor:
- Nakit teslimlerine ilişkin banka sistemi tarafından üretilen herhangi bir belge bugüne kadar tarafımıza sunulmamıştır. Resmi olduğu iddia edilen belgeler, bankacılık sisteminin kayıtlarına dayanarak üretilmediği gibi, Seçil E. tarafından düzenlendiği iddia edilen, mevzuatta karşılığı olmayan, afaki tutarlar içeren, ödeme taahhüdü bulunmayan, ajanda yaprağına ya da düz A4 kağıda yazılan bir kısım dokümanlardır. İddia sahiplerinin çok önemli bir bölümü ise Bankamıza hiçbir evrak sunmamıştır.
- Bazı iddia sahipleri ise şubelerimizdeki hesaplarından çektikleri paraları, şikayetçiler arasında ismi geçen birinin adıyla anılan fona katılmak üzere, alışveriş merkezi, restoran ve kafe gibi yerlerde elden teslim etmişlerdir. Kısaca, sistem tamamen Bankamız ve şubelerimiz dışında, kişiler tarafından kurulmuş, şikayetçilerden birinin adıyla anılan farklı bir yapılanmadır.
Burada dikkat çeken konu; sunulan belgelerin banka sistemi tarafından üretilmeyen belgeler olduğu düz A4’e ( antetli olmadığını kast ediyorlar her halde) yazılı ya da ajandaya yazılı belgeler olduğu yönünde olması.
Buna itirazım var. Çünkü, bunların resmi bankaya ait belge olup olmadığına mahkeme karar verecek. Zira, “düz 4A” diye kabul etmedikleri yazıda alınan tutarlar dökümü, teslim alındığı ve altında bankayı müdür olarak temsil eden Seçil E. Kaşesi ve imzası mevcut. Bana göre bu baya baya belgedir. Üstelik banka adına alındığını kanıtlayan belgedir. Bu sonuca varmamın nedeni yaptığı bilirkişi dosyalarındaki tecrübemdir. Zira, yıllar önce imza ile kağıda yazılıp verilen borç paraları veya kağıda yazılıp verilen para ile tarla ev almış ama bunu tapuda devrini yapmadığı için imza altına alan ölse bile mahkeme mirasçılarına paranın iade edilmesi için yüzlerce dava var. Bankanın bizi bağlamaz altı üstü “düz A4” dediği belgenin bankayı bağlayıp bağlamadığına mahkeme karar verecek.
Bu niçin önemli?
Önemli, çünkü davacı taraflar zarara uğradığını paralarının alındığını ve iade edilmesini talep ediyor. Mahkemenin kararına göre zararın kimin ödemesi gerektiğine mahkemenin bu belgeleri kimi temsil ettiğine, kim adına alındığına göre de zararın kimin karşılayacağına karar verecek. Zira, düz A4 denilen belgelerde sadece müdürü S.E.’nin ismi ve imzası olsa “bu para şahsi olarak alınmış” denir, sorun kalmazdı ki doğrusu da budur. Zira, banka personelinin şahsi evrak ile borç altına girmeden sorumlu değildir. Ama alınan paralar bankaya alınıyormuş gibi şube kaşesi ve yetkili kaşe imzası ile teslim alındığı için işin rengi değişiyor. Tabi, banka kendilerinin çift imza ile temsil edilir, tek imza bankayı temsil etmez; burada yetki aşımı vardır gibi savunma yapmasını tahmin etmek zor değil ama tabi müdürlere verilen yetki ve sorumluluklarla ilgili düzenlemelerine de bakmak gerekir. Karşı taraf sonuçta S.E. banka müdürü olmasa ve “banka adına aldığını söylemede bu paraları vermeyecekleri” şeklinde savunma yapmalarını tahmin etmek zor değil. Bankalarda her şube ayrı Tüzel kişilik ve Şube müdürü o şubeyi temsil ediyor. O nedenle attıkları her imza aynı zamanda o Tüzel Kişiliği de temsil eder. Bankalar duruma göre tutarsız davranabiliyor. Banka Şube Müdürleri mesai davaları açınca, bankalar söz birliği etmişçesine; “şube müdürü işveren konumundadır, yöneticilere mesai ödemesi olmaz” savunmasını yaparken; şube müdürü kaşe üzerine imzalar atıp piyasadan para toplayıp dolandırınca, “davranış şahsidir, bankamızı bağlamaz” savunması yapmaya kalkıyor! Utanmasalar “bu bizim personel değil” diyecekler! BDDK Bankalara sık sık personeli 5 yıldan fazla aynı şubede çalıştırmayın derken istisnalara göz yuman CEO’lar bu işin neresinde zaman gösterecek…
Tabi işin içine gönül ilişkileri, yetkisiz kişileri banka personeli gibi gösterme, GPS cihazı ile çantanın ortalıkta dolaşması, Bozcaada macerası gibi magazinsel hikayeler ile iş tam bir Netflix senaryosuna şimdiden aday!
Bankalar bu konuda karar vermeli ve bu olay tam da fırsat! Bu tarz olaylar halı altına mı süpürülmeli; şeffafca paylaşım mı yapılmalı. Aslında BDDK’nın en yumuşak düzenleme alanlarından biri de bu konular. Bu tip olayların BDDK tarafından şeffafca paylaşılması için düzenleme yapılmasının zamanı çoktan geldi! Bankanın “müşterini tanı” ilkesi var da müşterinin “bankanı tanı” ilkesi niçin yok?
Yazı başında eski nesil bankacılıkta bu tür olaylara yaklaşımın nasıl olduğunu yaşanmış örnekler ile özetlemiştim. Bankacılık sektöründe personel kaynaklı zararlara “Operasyonel Risk” deniyor ve bunun için ciddi bütçe ayıran bankalar var. Çoğunu duymuyoruz. Zira bu bir tercih meselesi. Son yıllarda bir yaklaşım gelişti. Çoğu banka bu tür olayların duyulmamasını tercih ediyor. Gerekçe olarak da bankanın Güven kaybı kaygısı ve Marka Değeri gösteriliyor. Benim gibi düşünen bankacılar ise bunun tam tersinin doğru olduğunu savunuyor. Zira, hata yapanın, kötü niyetli personelin teşhir edilmemesi, olayın kapatılması yapanı ödüllendirmek ile aynı anlama geldiğini düşünüyorum. Hatta, olayın kapatılması “nasılsa bir şey olmuyor” anlayışını da oturtarak bu tip eğilimleri olan personeller için de cesaretlendirici oluyor.
Örnekleyelim: Yerli Sermayeli büyük bankanın Uşak Şube müdür ve MİY’i başta gurbetçilerin hesapları olmak üzere baya baya bir zimmetlik iddialar var. İkisi de işten atıldı. Banka “aman duyulmasın” diye dava dahi açmadığı gibi işe iade davasına teftiş tutanaklarını dahi göndermedi üstüne bir de personele işe iade tazminatı ödedi. Şimdi iyi örnek mi oldu böyle yapınca. Gurbetçi müşterilerin açtığı zararının karşılaması için davalar devam ediyor iyi mi! Yine aynı bankanun zamanındaki Bursa Bölge müdürü iddialara göre KGF Kredilerde %10 komisyon alıyor. Olaylar patlayınca söylentiye göre direkt CEO tarafından çağrılarak iş akdi fes ediliyor. Olay mahkemeye yansıdı mı? Tabi ki hayır! Yapanın yanına kaldı bol bol yurt dışı turları yapıldı o paralar ile iyi mi! Bazı bankaların bazı şubelerinde yoğunlaşan KGF Batıklarını “KGF ödemesin” diye boşuna yazmıyorum yıllardır. Şubelere de %5-7 gibi batık kredi sınırı konsun mesela!
Kamu bankaları personel kaynaklı zararlarda daha hassas. Zimmet suçlarında ne delil var ne yok hepsini mahkemeye sunuyorlar. Bu tarz bir çok dosyaya Bilirkişilik yaptım, kamu bankalarında hiç zorlanmadı. Özel bankalar nerede ise “olay kapansın” diye belge dahi sunmadıklarını gördüm. Dedim ya bu tercih meselesi!
Gündemde olan Bankayı tebrik etmek lazım. Baştan beri şeffaf davranmaya çalışıyor. Her ne kadar bankayı koruyucu, sorumluluk almadan bu işten nasıl sıyrılırım şeklinde açıklamalar da olsa yaptığı şimdilik iki açıklamada da olayı şeffaf şekilde paylaşıldığı görüldü. Başta, “bu tip haberleri yayınlamayın” diye arayan banka PR firmasına da aynı tavsiyede bulunmuştum. “Bu şekilde değil, olayı resmi açıklamalar yaparak yönetin” demiştim. Bence banka sınıfı geçti ve diğer bankaların hiç yapmadığı şekilde şeffaf davranmayı tercih etti. Müşteriler özelinde de Güven kaybı olduğunu düşünmüyorum! Her şeyin başı samimiyet ve şeffaflık! Ama dava sürecinde ortaya çıkacak yeni bilgilere bakılır ise iş farklı alanlarda seyredebilir. Başta CEO olmak üzere .ok kişinin başının ağrıyacağını tahmin etmek zor değil!
Dava süresini yakından takip edeceğiz. Önümüzdeki günlerde dava ile ilgili mahkeme “yayın yasağı” kararı da verebilir. Tercihim vermesin. Meraklı olanlar haberleri şimdiden fırsat varken okusun derim.
Müdüre hanımın tutuklanmasından sonra üç kişi hakkında daha tutuklanma kararı çıktı. İddia paraların bir kısmının yurt dışına kaçırılması şeklinde. Dava tarafları ağırlıklı şimdilik futbolcular. Bu dava daha gündemi çok meşgul eder. İşin ucu Banka üst yönetimine kadar uzar mı zaman gösterecek. Zira davacı taraf yaptığı açıklamalar ile banka üst yönetimini de suçluyor.
İzleyip göreceğiz! Takipte kalın!
Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacılık Uzmanı www.bankavitrini.com
*************
EK OKUMA:
Operasyonsuz bankacılık risk mi? – BankaVitrini
KARA PARA TRAFİĞİNDE BANKALAR SINIFTA KALDI – BankaVitrini
Bankacıların KARA PARA aklamada sorumluluğu yok mu? – BankaVitrini
BANKACILIKTA İÇ SAVAŞ – BankaVitrini
Performans Sisteminiz batsın! – BankaVitrini
Modern Haçlılar Soros Çocukları Out, McKinsey Çocukları In – BankaVitrini
NE İDİĞİ BELİRSİZ BÖLGE SATIŞ MÜDÜRLERİ – BankaVitrini
Bölge müdürlüklerinin çöküşü nasıl oldu? – BankaVitrini
Bölge Müdürlüklerinin fişini kim çekecek? – BankaVitrini
BANKA ANALİZLERİ
Erol TAŞDELEN yazdı: YILIN SON ÇEREĞİNE BANKACILIK SEKTÖRÜ VE 4 BÜYÜKLER NASIL GİRDİ?
Erol TAŞDELEN 2023/3ç Mali verilerini ele alarak Türkiye’nin en büyük dört özel bankasını değerlendirdi. Yazı Bankacılık sektörünün Kamu bankaları dışında Amiral Gemilerinin 2023 son çeyreğine nasıl girdiklerini göstermesi açısından ip uçlarını da içeriyor…

Yayınlanma:
2 hafta önce|
18/11/2023Yazan:
Erol Taşdelen
2022 yılı bankacılık sektörü açısında çok sıkıntılı başlamıştı. 2023 yılını ise “seçimden önce, seçimden sonra” diye iki devreye ayırmak gerekir… Seçimden önce ekonomi kurmayları Kur Korumalı Mevduatı merkeze koyarak mevduatta “Liralaştırma Stratejisi” uygularken; Reel Piyasada da TCMB düzenlemeleri ve Bankalar aracılığı ile kendi deyimleri ile “Liralaşma stratejisi” uyguladıklarını iddia etseler de sonuçlar istendiği gibi olmayıp, sürdürülemez aşamaya geldiğinde seçim sonrası sert bir “U dönüşü” yaşandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TCMB yeni Başkanı Hafize Gaye Erkan ismi ile özdeşleşen “rasyoneleşme” dönemi için kısa vadede sonuç beklenmemesi gerektiği 2024’ün ikinci yarısında iyileşme süreci sinyalleri alınacağı ve 2026 yılında hedefe ulaşılacağı direkt yeni ekonomi kurmaylar tarafından dillendirildi. Bu süreçte Bankacılık sektörünün üçte birini oluşturan dört özel bankayı değerlendirmek sektörü de yakından ilgilendirdiği gibi ileriye yönelik stratejiler için de ip ucu veriyor. Zira doğru strateji uygulayan bankaların nasıl fark yaratarak öne geçtiğini de gösteriyor veriler.
2023 ÜÇ ÇEYREKTE BANKACILIK SEKTÖRÜ NE YAPTI?
Bankacılık sektörü 2023 üçüncü çeyreğinde (3Ç) büyümeye devam etti. 2022 sonundaki 14,3 trilyon TL’lik Aktiflerini 2023/3Ç’de %47 büyüterek 21 trilyon TL üzerine çıkarmayı başardı. Sektör 7,6 trilyon TL olan brüt Nakdi Kredilerini %41 büyüterek 10,7 trilyona taşırken; 163 milyar TL’lik Kredi Takip hacmini ise 168 milyar TL seviyesine yükseldi. Yapılandırılan Zombi firma kredileri ile birlikte Sorunlu Kredi hacmi 700 milyar TL seviyesini aşması ise sektör açısından ciddi tehdit olarak ortada duruyor. Sektörün Özkaynaklarının 2023 Eylül itibarıyla 1,9 milyar TL düzeyinde olduğu dikkate alındığında Sorunlu Kredileri özkaynakların %40’lara ulaştığı görülüyor. 2021 sonunda 258 milyar TL olan Beklenen Zarar Karşılıkları; 2022 sonunda 370 milyar TL yükselirken; 2023 yılın 3. çeyreğinde, 435 milyar TL seviyesine çıktı.
Sektör 2022 sonunda 8,8 trilyon TL olan Mevduatını 13,3 trilyon TL seviyesine çıkarırken; Vadesiz Mevduat ortalamasını da %35 seviyesinde bulunuyor. Faizlerin yükseldiği dönemde vadesiz mevduat bankalar için bulunmaz nimet konumunda. 2022/3Ç’de 286,3 milyar TL Net Karlılık yakalayan sektör 2023 aynı dönemde %53 artış ile 4392 milyar TL Net Karlılığı yakaladı. Net Faiz gelirinin düştüğü görülen bankacılık sektörü çareyi faiz dışı ücret ve komisyonları artırarak buldu. Faiz Dışı Gelir Net Faiz gelirleri aşarken artış oranını da %125 olarak 491 milyar TL düzeye ulaştı. 2022 aynı dönemde 44 milyar TL olan Net Kambiyo karlılığı 2023 3Ç’de 126 milyar TL’ye ulaştığı görülüyor. 2023’de banka Hazineleri kendilerine göre iyi iş çıkardı.
DÖRT BÜYÜKLER NE YAPTI?
Kısa sektörel özetten sonra, değerlendirdiğimiz sektörün kamu bankaları dışında amiral gemileri konumdaki dört bankanın ( AKBANK, GARANTİ BBVA, İŞBANK, YAPI KREDİ ) 2023 üçüncü çeyrekte açıkladıkları ve KAP’a bildikleri faaliyet raporları; mali veriler ve bilanço dipnotlarına göre karşılaştırmalı verilerine yakından bakalım.
Değerlendirmeye alınan dört büyük banka 7 trilyon TL Aktif Büyüklüğü ile sektörün %34’ünü; 3,6 trilyon TL kredi hacmi ile sektörün %33’lik kısmını; 4,7 trilyon TL’lik mevduat hacmi ile sektörün %36’lık kısmını oluştururken 210 milyar TL’lik Net Kar ile sektör Net Karlılığının yarısını oluşturuyor. Önemleri de buradan geliyor. Hadi ana kalemlerden yola çıkarak dört büyüklerin fotoğrafını çekelim:
AKTİF BÜYÜKLÜKTE İŞBANK açık ara lider
Dört büyükler arasında geçmiş yıllarda olduğu gibi İŞBANK Aktif Büyüklükte açık ara liderliği devam ediyor ve 2 trilyon TL büyüklüğü aşmış durumda. Dört büyüklerden 2 trilyon TL Aktif büyüklüğünü aşan ilk banka oldu. İŞBANK Aktif büyüklüğünü 670 milyar TL büyütürken en yakın rakibi olan Garanti BBBVA 1,7 trilyon TL Aktif Büyüklüğe sahip. YAPI KREDİ BANKASI 1,6 trilyon TL Aktif büyüklüğe ulaşırken; dört büyükler arasında 1,5 milyar TL büyüklük ile AKBANK son yıllarda yerleştiği dördüncü sıradaki yerinden kurtulamadı. AKBANK’ta 13 yıldır Genel Müdürlük yalan Hakan BİNBAŞGİL’in 1.lik hayali dört büyükler içinde dramatik şekilde sondan 1.liğe yerleşmesi ile sonuçlandı ve koltuğunu üçüncü çeyrek sonunda Kaan GÜR’e bırakması ile sonuçlandı. Hakan BİLBAŞGİL’in son yıllarda rekabetin gerisinde kalması banka hissedarlarında huzursuzluk yaratmıştı.
Toplam NAKDİ NAKDİ Kredilerde İŞBANK liderliğe devam etti
İŞBANK 1 trilyon TL’yi aşan nakdi kredi hacmi ile ilk sıradaki yerini korurken, aynı zamanda dört büyükler arasında 1 trilyonu aşan ilk banka oldu. 2023/3ç’de GARANTİ BBVA 966 milyar TL; YAPI KREDİ 787 milyar TL Kredi hacmine ulaşmış durumda. Dört büyükler arasında en az nakdi kredi hacmine sahip banka ise 785 milyar TL ile AKBANK oldu.
GAYRİ NAKDİ Kredilerde İŞBANK liderliğini korudu
GAYRİ NAKDİ Kredilerde bankalar arasında fark hızla kapanırken AKBANK Rekabetin oldukça gerisinde kamış durumda. Son yıllarda olduğu gibi İŞBANK ulaştığı 370 milyar TL hacim ile liderliğini korurken; YAPI KREDİ 360 milyar TL hacim ile GARANTİ BBVA 348 milyar TL kredi hacmine ulaşmış durumda. AKBANK 221 milyar TL’lik hacmi ile dört büyükler arasında rekabetin oldukça gerisinde kalmış durumda. Gayri Nakdi kredileri içinde yer alan ve Bankaların Dış Ticaretteki hacimleri için de ciddi gösterge olan AKREDİTİF Kredilerde İŞBANK 75 milyar TL ile açık ara öndeyken; YAPI ve KREDİ 45 milyar TL; GARANTİ BBVA 39 milyar TL hacme sahipken AKBANK’ta AKREDİTİF Kredi hacmi sadece 26 milyar TL düzeyinde kaldığı görüldü.
MEVDUAT sıralamada İŞBANK arayı açmaya devam etti
Dört büyüklerin Mevduat hacim sıralamasında 1 trilyon 459 milyar TL hacmi geçen İŞBANK ilk sıradaki yerini korurken; GARANTİ BBVA 1 trilyon 251 milyar TL Mevduat hacme ulaştı. AKBANK 1 trilyon 70 milyar TL ile üçüncü sırada yer aldı. YAPI KREDİ mevduat hacmi ise 946 milyar TL seviyede kaldı.
Net Karlılıkta da GARANTİ BBA tekrar lider
Net Karlılıkta 57,5 milyar TL ile en fazla karlılık açıklayan banka GARANTİ BBVA olurken karlılıkta son yıllarda liderliği kaptırdığı İŞBANK’tan da tekrar yerini aldı. GARANTİ BVBA %49 artış oranı ile aynı zamanda bir yıl önceki aynı döneme göre en fazla karlılığını artıran banka oldu. İŞBANK 52 milyar TL Net Karlılık ile ikinci sırada yer aldı. AKBANK 51 milyar TL kar ederken; YAPI KREDİ 48,7 milyar TL karlılık açıkladı.
AKBANK Üst Yönetim Giderlerinde lider
Dört banka içinde Üst Yönetime 268,9 milyon TL ödeme yaparak AKBANK en fazla ödeme yapan banka olurken son yıllardaki üst yönetim ödeme liderliğini de korudu. GARANTİ BBVA 186,4 milyon TL ödeme yaptı. İŞBANK 143 milyon TL ödeme yaparken; YAPI KREDİ rekabete göre düşük kalarak 104 milyon TL ödeme yaptı. Banka üst yönetim ödemeleri son yıllarda özellikle BDDK’nın da yakından takip ettiği giderler içinde yer aldığı biliniyor.
Banka genel performansları
Dört büyük bankanın yıl içindeki hacimsel büyüklükleri, hacimsel gelişme performansları, piyasaya verdikleri destek, profesyonel yönetim yapısı, personel memnuniyeti, müşteri hizmet kalitesi, Dijitalleşme, gelen şikayetlere çözüm odaklı hızlı geri dönüşleri dikkate alındığında dört banka arasında bir sıralama yapılır ise en başarılı Banka İŞBANK, sonra sırası ile GARANTİ BBVA, YAPI KREDİ ve AKBANK olarak kendini göstermekte.
GARANTİ BBVA ve YAPI KREDİ son yıllardaki Genel Müdür değişikliği olumlu etkisini gösterirken 2023 son çeyreğine girerken AKBANK’taki çok geciken CEO değişikliğinin etkilerini ise önümüzdeki dönemlerde görmüş olacağız. AKBANK aynı zamanda üst yönetimdeki uyumsuzluğunu personele ve piyasaya yansıtan banka konumunda olurken banka yönetimindeki değişikliğin devam etmesi sürpriz olmayacak. AKBANK yeni Genel Müdürü Kaan GÜR‘ün işi hem kolay hem de zor. Kolay; bankaya yabancı biri değil, yıllardır Ticari Segment’ten sorumlu GMY olarak AKBANK’ta çalıştı ve sahada personel tarafından da kabul gören biri. Zor, zira kendi ekibini oluşturmaya izin verilip verilmeyeceği hala netlik kazanmış değil; banka üst yönetimde son yıllarda, bölge müdürlüklerine varana kadar liyakattan uzaklaşma, adam kayırmacılık ve kendi ekibini yaratma anlayışı kendini net gösterir hale gelmişti.
Erol TAŞDELEN – Ekonomist www.bankavitrini.com
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (494)
- BANKA ANALİZLERİ (125)
- BANKA HABERLERİ (2.230)
- BASINDA BİZ (50)
- BORSA (215)
- CEO PERFORMANSLARI (24)
- EKONOMİ (2.463)
- GÜNCEL (1.137)
- GÜNDEM (2.535)
- RÖPORTAJLAR (32)
- SİGORTA (89)
- ŞİRKETLER (1.208)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (226)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (618)
- Arif Öztan (7)
- Dr. Abbas Karakaya (52)
- Erden Armağan Er (44)
- Erol Taşdelen (351)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (37)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (24)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (59)
- Tuncer Dede (10)
- Uğur Durak (33)
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
YAZARLAR

Ticari kredi faizi 21 yılın zirvesinde

‘Bizler inandık siz de inanın’ Türk Lirasına geçiş zamanı geldi mi?

YENİ DÖVİZE KKM DÖNEMİ BİTİYOR

İMAMOĞLU’ndan Kamu Bankalarına ağır suçlama: 4,5 yıldır sıfır kredi

S&P Türkiye’nin kredi notunu yükseltti

AKBANK ŞUBELERİ KAPATIYOR MAAŞ MÜŞTERİLERİ ORTALIKTA KALDI

DENİZBANK: SEÇİL ERZAN VASAT BİR MÜDÜRDÜ

UZMANLAR KIŞ DEPRESYONUNA KARŞI UYARIYOR

REKABET KURULU İLAÇ SEKTÖRÜNDEKİ 19 FİRMAYA SORUŞTURMA AÇTI

Liderlerin Performans Oyununda Yeni İkili: Yapay Zeka ve OKR

Erol Taşdelen yazdı: BANKA DOLANDIRICI PERSONELİ GİZLEMELİ Mİ, TEŞHİR Mİ ETMELİ?

DENİZBANK’TAN BEKLENEN SEÇİL ERZAN AÇIKLAMASI GELDİ

Banka 300’den fazla üst düzey yöneticinin işine son verdi

FAİZLER YÜKSELİRKEN REEL PİYASA NE DURUMDA

DENİZBANK: SEÇİL ERZAN VASAT BİR MÜDÜRDÜ

CHP’de Kılıçdaroğlu dönemi bitti: Değişimcilerin lideri Özgür ÖZEL yeni başkan!

Erol TAŞDELEN yazdı: YILIN SON ÇEREĞİNE BANKACILIK SEKTÖRÜ VE 4 BÜYÜKLER NASIL GİRDİ?

PETROL OFİSİ’nden dengeleri değiştirecek hamle BP’yi satın alıyor!

Özgür Özel kimdir?

GARANTİ BBVA’dan 10 Kasım videosu beğenildi…
- Bakan Işıkhan'dan asgari ücret açıklaması 01/12/2023
- İngiltere'de bir şehir daha iflas etti 01/12/2023
- Bloomberg: Wall Street Biden ve Trump'ın dışında bir aday istiyor 01/12/2023
- Çılgın Sayısal Loto 2 Aralık 2023 sonuçları canlı çekiliş sonrası millipiyangoonline.com adresinde olacak 01/12/2023
- Tarih verildi: Çalışan emekliye 5 bin TL ikramiyede yeni gelişme 01/12/2023
- SPK, 3 şirketin halka arzını onayladı 01/12/2023
- Resmi Gazete'de bugün (02.12.2023) 01/12/2023
- Tüketici elektroniği ciroda 3 haneli, adet bazında %20 büyüdü 01/12/2023
- S&P: Türkiye’nin kredi notunun yükseltilmesi için net rezervleri izleyeceğiz 01/12/2023
- Fed Başkanı Powell’dan faiz yorumu 01/12/2023
- ABD’de imalat sektörü 13. ayda da daraldı 01/12/2023
ALTIN – DÖVİZ
KRIPTO PARA PİYASASI
BORSA
Popüler
-
GÜNDEM2 sene önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL7 ay önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ6 ay önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ2 sene önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ3 sene önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA HABERLERİ3 sene önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
BANKA ANALİZLERİ1 sene önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
BANKA HABERLERİ1 sene önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
GÜNCEL11 ay önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı
-
BANKA HABERLERİ2 ay önce
İDDİA: İstanbul göbeğinde Bankacı kaçırıldı; işkence yapıldı, silahla vuruldu