Erol Taşdelen
Erol Taşdelen yazdı: CHP nasıl kazandı, AKP niçin kaybetti?
Yayınlanma:
4 hafta önce|
Yazan:
Erol Taşdelen31 Mart 2024 Belediye Seçimleri Türkiye Cumhuriyeti Siyasi tarihimize şimdiden unutulmaz bir seçim gecesi olarak yerini aldı. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyelim kazanan ve güçlenen “Demokrasi” oldu. Bu seçim hayati önemli idi, zira normal seçim takvimine göre, önümüzdeki 4 yıl yeni bir seçim olmayacak ve gelecek dört yıl için toplumun önemli bir kesimin kaygıları artarak devam ediyor. Bugün 1 Nisan 2024 bazı siyasiler ve fanatik partizanlara tam anlamı ile “şaka/şok karışımı” bir gün oldu.
Seçimlerin olması bir ülkede “Demokrasi” olduğunu göstermez
Hiç kuşkusuz bir ülkede seçimlerin olması o ülkede “Demokrasi” olduğunu göstermez. Zira, Hitler, Stalin, Kaddafi, Saddam Hüseyin gibi siyasilerin ülkesinde de Aşiretlerin yönettiği Arap ülkelerinde de, Türki Cumhuriyetleri’nde de seçimler oluyor ama hepsinde kabul edilebilir Demokrasinin olmadığı biliniyor. “Demokrasiyi çok vurguluyorum” çünkü Dünya Siyasi Tarihinde henüz genel kabul görmüş, temsilde daha ileri bir siyasi sistem uygulaması mevcut değil.
Peki Türkiye Cumhuriyet’i henüz dokuz ay önce yeni bir Genel Seçim’den çıkmışken ve Cumhur İttifakı burun ucuyla da olsa kazanmışken 31 Mart seçim sonuçlarının önemi ne anlama geliyordu. Seçim hangi ortamda yapıldı, kazanan ve kaybedenleri kimler oldu? CHP zaferinin altında neler yatıyordu, AKP niçin kaybetti, İYİ Partı niçin eridi, Yeniden Refah nasıl parladı; hadi beyin cimnastiği yapalım!
Seçimde kimler yarıştı
31 Mart seçimleri değişen siyasi sistem gereği Devlet Aygıtlarını köküne kadar kullanan iktidar ile muhalefet partileri arasında geçti. İktidar tarafından beğenilmeyen ve eski Türkiye diye aşağılanmasına rağmen daha demokratik seçim ortamı olan geçmiş seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu’nun bağlı olduğu Adalet Bakanlığı, seçim güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanlığı ve TRT gibi başta kamu medya aygıtlarının bağlı olduğu ve seçim sürecinde partilere eşit fırsat ortamı sağlaması gereken Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı seçime üç ay kala görevlerini kabine dışı bürokratlara bırakırken; “Yetmez ama Evet” süreci ile başlayan ve getirilen “Başkanlık Sistemi” sayesinde yukarıdaki üç bakan dahil İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tabiri ile “17 Bakan” tam kadro seçim sahasında İktidar adaylarına açık açık oy istediler. Demokrasinin ruhuna aykırı olan bu ortama rağmen çıkan sonucun anlamını düşünün isterim. Seçim yerelden çok bu nedenle Genel Seçim havasında geçti. İBB Başkanı İmamoğlu’nun “17 kişi bana saldırıyor” söylemi yerini buldu, Halk başkanına sahip çıktı! İmamoğlu, Yavaş başta olmak üzere muhalif Belediye Başkanlığını kazananlar aynı zamanda Devletin tüm karşı koymalarına rağmen kazanmış oldu. Yenilginin nedeni kadar bedeli de olur; yok öyle “yenildik” diye kenara çekilmek taraf olup yenilmiş politize olmuş bir çok bürokrat artık o koltuklarda oturamaz! Okullar iktidar adaylarına açıp çocuklara dahi propaganda yaptıran okul müdürü o koltukta oturamaz, oturmamalı!
Seçim hangi ortamda oldu
Bu seçimin ortamı çok ilginçti. Bir defa çok değil 9 ay önceki seçim döneminde iktidarı tekrar kazanan ve vaat edilen bir çok şeyin tersi yapılmıştı. Gabar da Petrol, Karadeniz de Doğalgaz söylemine rağmen akaryakıt fiyatları iki katından fazla artması; Dolarizasyonun devam etmesi; USD/TL kurunun üstü örtülü devalüasyona tabi tutulması ve değer kaybının devam ederek geniş halk kesimin alım gücünün düşmesi; son Genel Seçimin iktidar lehine çıkmasında büyük katkısı olan emeklilere verilen ücret artışının enflasyonda erimesi; kira fiyatlarının iktidarın hukuksal düzenlemesi ile %25’i aşmayacağı söylemlerine karşı fiiliyatta kat ve kat artması; bu topraklarda yaşayan insanların “hudut namustur” hafızasına karşılık sınırların kevgire dönmesi ve devlet politikasının bu yöndeki iradesi ile milyonlarca düzensiz göçmenin ülkeye yığılması ve bunun nedenlerinin tam açıklanamaması; gösteriş ile altın dolarları halkın gözüne sokan görgüsüz kesimin par akaynağını kapa para olduğunu rataya çıkması; uyuşturucu gibi sorunun yansıtılandan büyük boyuta gelmesi; resmi enflasyon oranının bile kabul edilemez halde olması ve vaat edilen iyileşmenin gecikmesi… üst üste birikince seçin söylemleri geçim şartları karşısında etkisiz kaldı ve halkını çok iyi tanıyan son genel seçimlerde “öyle değilmiş” denmesine yol açan Süleyman Demirel’in “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” tarihi sözleri aksine testten geçti ve tekrar onaylandı!
AKP niçin kaybetti?
AKP en güçlü olduğu sahada Belediyelerde ağır yenilgi aldı. Seçimin önemi de buradan geliyor! AKP’nin kaybetmesinde hesaba katmadığı yılların vermiş olduğu seçim zaferlerinin siyasi körlüğüne neden olan özgüveni kaybettirdi. Zira, yıllardır uygulanan “algı operasyonları, dini söylemler, beka sorunu söylemleri” işe yaramış, her seçimde uygulamaya konulan “siyasi aygıtların” bu seçimde de işe yarayacağı var sayıldı. Bir defa karşı muhalif blok son genel seçime göre darmadağın durumdaydı, kemikleşmiş ve ortam ne olursa olsun kendilerine sadık kalacak seçmen kitlenin ( örneğin emekliler ) desteğinin devam edeceği var sayılıyordu. Üstüne tüm bakanlar ve Devlet Başkanı sıfatı ile partili Başkan olan Erdoğan’da seçim sahasına inince kendi elleri ile ortam Genel Seçim havasına zaten girmiş oldu. Özünde “çöplerimi kim toplayacak” diye sandığa giden seçmen “sen misin bu ekonomik ortamı bize yaşatan, fırsat bu fırsat” diye tepkisini ortaya koyarak belki de seçim hayatında AKP dışında hiçbir partiye oy vermeyen seçmen oyları ilk defa başta CHP olma üzere partilere kaydı. AKP ilk defa bir seçimden en çok oyu alan parti olamadı. İBB Başkanı İmamoğlu karşısında mazeret öne süremeyecek %11,5 ve 1 milyon oy fark ile üçüncü defa ağır yenilgisini aldı. Erdoğan’ın “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” söylemi de gerçekleşti. AKP’nin kaybetmesinde kimi koysam kazanır havasında yanlış adaylar, doğru adayın altında yanlış belediye üyeleri konması gibi stratejik hatalar yapılması muhalefetin elini güçlendirdi. Bazı illerde Belediye Başkanı birlikte çalışacağı Belediye Meclis adaylarını belirleyemedi ve AKP milletvekilleri direkt müdahale ederek kendi adamlarını belediye meclisine soymaya çalışması hiçbir seçimde bu kadar bariz olmamıştı. AKP bazı illerde Meclisi aldığı halde, Başkanlığı kaybetmesini başka türlü açıklayamaz. Örneğin UŞAK’ta CHP’nin 35 yıl sonra Belediyeyi kazanmasında AKP’nin bu hatasının katkısı büyük oldu. Doğu illerdeki seçilmiş Belediye Başkanları yerine Kayyum atanması da bu seçimle birlikte tartışılır hale gelmiş durumda. AKP’nin Ötekeleştirme üzerine Siyaset Stratejisi de çökmüştür.
Seçimin kazananı tartışmasız: 47 yıl sonra CHP oldu!
1946 seçimlerinden sonra CHP hiçbir zaman tek başına iktidar olamadı. 1977’nin Ecevit Liderliğinde alınan %41,80’lik tarihi zaferden 47 yıl sonra ilk defa CHP sandıktan en çok oyu alan birinci parti olarak çıktı. CHP Türkiye genelinde 17,3 milyon oy %37,7 oran ile en yüksek oyu alan parti olarak sandıktan çıkarken; AKP 16,3 milyon oy %35,5 oran ile ilk defa ikinciliğe düştü. CHP’nin Gençleştirme Stratejisi tuttu! CHP; Adana (%46) , Ankara (%60), Antalya(%49), Aydın (%51), Eskişehir (%51), Mersin (%60), Muğla (%55), Tekirdağ (%50), İzmir (%49) ve İstanbul (%51)’u yeniden kazandı. Balıkesir (%51), Bursa (%48), Manisa (%57) ve Denizli (%48)’nin Büyükşehir Belediyelerini kazandı. Adıyaman(%50)’ın ilk kez Afyonkarahisar’ı, Amasya’yı, Bartın, Giresun, Kastamonu, Kırıkkale, Kilis, Kütahya, Uşak ve Zonguldak yıllar sonra kazandı. Ardahan, Artvin, Bilecik, Bolu, Burdur, Çanakkale, Edirne, Kırşehir, Sinop ve Yalova’yı kazandı. CHP 2024 Seçimlerinde 14’ü büyük şehir olmak üzere 35 il başkanlığını kazanırken toplam nüfusunda %65’ini oluşturan 60 milyon vatandaşın yaşadığı kısmı CHP Belediyeler tarafından yönetilecek olması seçim zaferini daha anlamlı hale getirdi. Zira, ekonominin %80’ni bu illerde dönüyor. CHP İstanbul’da %51 Ankara’da %60; İzmir’de %49; Bursa’da %48 gibi ezici oy oranı ile oylar bölünecek seçmen fanatik davranıp partilerini terk etmeyecek; CHP halka umut olamaz söylemlerini de alt üst etmiş durumda. Tam anlamı ile başta iktidar güçlerine 1 Nisan şakası! CHP’nin kazanmasında partiyi küçültmeye götüren Kılıçdaroğlu‘nun liderlikten uzaklaştırılmasının etkisi hiç kuşkusuz büyük olurken; Kılıçdaroğlu’nun da Siyasi hayatını bitirmiş oldu! Kılıçdaroğlu’na yapılan eleştirilerinde ne kadar haklı ve yerinde olduğunun kanıtı oldu bu seçimler aynı zamanda. CHP seçime Kılıçdaroğlu liderliğinde girmiş olsaydı kesinlikle bu zafer kazanılamazdı, parti lideri bu açıdan çok önemli olduğu kanıtlandı. Diğer taraftan CHP Başkanı Özgür Özel’den çok seçimde cephe komutanları olan İmamoğlu ve Yavaş gerçeği ile bu zaferim kazanıldığının da altını çizmek abartı sayılmamalı! İki Başkanında “Halkın kaynakları vakıflara değil tüm halka gidecek” söylemi yerini buldu. Öğrenci yurtları, kendi tarımını yapma çabaları, öğrenci bursları, sosyal yardımların artması, Kent Lokantaları, sahillerdeki kaçak yapıların yıkımı gibi hizmetleri gören halk söylemlerin yapıldığını; üstüne, İBB AKP adayı Kurum’un “İmamoğlu vaatlerinin %87’sini gerçekleştirmiş” sözü ile tescillenince sonuç kaçınılmaz oldu! Kısaca, siyasette umudun yeni adı: CHP’dir!
Seçimin kaybedenler kulübü!
Seçimlerden en ağır yara ile çıkan hiç kuşkusuz İYİ Parti ve lideri Meral Akşener oldu. Seçmen son Genel Seçimlerde seçime günler kala 6’lı masadan kalkmasına sonra tekrar dönmesine anlam veremezken bunun nedenini de tam olarak başta kendi oy veren seçmene dahi anlatamazken üstüne yerel seçim sürecinde iktidardan çok muhalefeti eleştirmesi karşısında seçmenin en ağır cezalandırdığı parti ve lideri oldu. Dokuz ayda bu gibi eriyen partinin lideri Meral Akşener “sorumluluk bende” çıkışı ile kendi siyasi hayatını da bitirme noktasına getirmiş oldu. Aslında CHP’nin kazanmasında değişen lideri Kılıçdaroğlu’nun değiştirilmesinin ne kadar olumlu etkisi oldu ise Meral Akşener’in seçim ortamına uygun olmayan tavrı da o kadar itici oldu. Son Genel Seçimin yenilgi faturası da kendine kesilmiş oldu. İYİP’nin İBB adayı Buğra Kavuncu’nun, eşi ve kızıyla birlikte oy kullandığı 2254 nolu sandıktan kendisine 3 oy çıkması partinin düştüğü durumu iyi özetliyor aslında.
Merak Akşener’in “İktidara yanaşma” stratejisi de tutmadı. Kılıçdaoğlu’nun “Halil İbrahim Sofrası” söylemi de bu seçimde yerle bir olurken masadaki partilerin seçim sonuçlarında ismi bile geçmemesi bu liderlerin sahadan ve halktan ne kadar kopuk olduğunun da göstergesi oldu. MHP kan kaybetmeye devam ederken lider değişikliğinin zamanının geldiği iyice netleşti. Kılıçdaroğlu sayesinde Meclise girerek yapay başarı sağlayan Deva, Gelecek gibi partilerin siyasi hayatta kalıcı olması da zorlaştı.
Erbakan küllerinden doğdu
Son genel seçimlerde son anda adaylıktan çekilip Erdoğan’ı destekleyen Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan tek başına girdiği seçimlerde sürpriz yaparak Yeniden Refah Partisi Türkiye genelinde 3. parti olarak çıktı. CHP’ye oy vermem diyen kesimin oylarını konsolide etmede başarılı oldu. Aldığı oy oranı ile Türk Siyasi hayatında kalıcı olacağının sinyalini verdi. Yeniden Refah Partisi’nin %6,2 oy oranı ile Erdoğan sonrası muhafazakar seçmenin yeni umudu haline geldiğinin de göstergesi oldu. Üstelik Yeniden Refah partisi biri büyükşehir olmak üzere 2 İl, 37 ilçe, 19 Belde de Belediye Başkanlığını da kazandı. Bu başarısı ile CHP’den sonra büyük başarı gösteren ve sürpriz yapan parti hiç kuşkusuz Yeniden Refah Partisi oldu.
DEM Parti’ye Doğu illerinde destek sürdü
DEM oy oranı Batı illerinde erimesine rağmen Doğu illerinde varlığını sürdürdü. 3’ü Büyük şekir olmak üzere 10 il başkanlığını kazanan DEM en fazla oy alan %5,7 oranda 2,6 milyon oy ile dördüncü parti olarak sandıklardan çıktı. Diyarbakır (%64), Mardin (%57), Muş (%42), Ağrı (%51), Van (%55), Hakkari (%48), Batman (%64), Siirt (%49), Iğdır (%46), Muş (%42 ) gibi iller yanında Tunceli (%40 )’ de yüksek oy oranları ile DEM’e geçmiş durumda.
Bundan sonra ne olur?
Hiç kuşkusuz bir sonraki seçimler için kodlarını da içinde saklayan bir seçim oldu. CHP lideri Özgür Özel’in partideki siyasi geleceği de İmamoğlu’nun bundan sonraki hamlesinin ne olacağı ile yakından ilgili! İmamoğlu hiç kuşkusuz Erdoğan’ın yerine yeni lider adayı olarak ilk sıraya oturmuş ve yerini sağlamlaştırmış durumda!
Bunu anlayan Erdoğan seçim gecesi konuşmasında Demokrasi vurgusu yapsa da bunu söylemde kalmamasını seçmen gözlemleyecektir. Bir defa muhalif Belediye ve Başkanları ile kavganın Erdoğan’a yaramadığı ortaya çıktı. Engeller halkı cezalandırma noktasına geldiğini halkı gördüğü, muhalif belediyelerin altyapı yatırımlar için onaylanmış yurt dışı kredilerin izne bağlanması; İstanbul gibi metropollerde taksi gibi sorunların çözülmesinin engellenmesi Erdoğan’a yaramadığı ortaya çıktı. Bu tip engellerin devam etmesi halinde halkın tepkisinin artarak devam edeceği net ortaya çıkmış durumda. Diğer taraftan halkın hayatına olumlu yansıtılamayan düzensiz göçmenler sorunu, üniversite kontenjanından pay alan yabancılar, hastanede sıranın uzamasını sağlayan ve öncelikli sağlık hizmeti alan yabancı somut sorunları ortada dururken; parti devleti yaratmaya yönelik kamuda partizanca liyakatsız atamalar; “petrol, gaz bulduk, uzaya gittik, siha, iha” gibi söylem ve vaatlerin de bir şeye yaramadığı ortaya çıktı. Üstüne Refah seviyesi düşen başta emekli gruplar gibi sabit maaş ile geçinen orta direk nüfusun refah seviyesini koruyamadan, artıramadan seçim kazanılamayacağı da yapay “beka sorunu” söylemi ile medyanın, sivil toplum kuruluşlarının, siyasilerin baskı altına alınmasının da, “Silivri soğuk” tehditinin de işe yaramadığı netleşmiş oldu. Yerel seçimlerde kullanılmayan Yurt Dışı oyları da bundan sonra daha da çok tartışılır hale gelir. Doğu illerindeki Belediyelere Kayyum Uygulaması da bu seçimden sonra daha zor olacaktır. Zira, DEM Kayyum atanan 5 il Belediye Başkanlığını tekrar kazandı. Perinçek ise kazandığı dört muhtarlık ile övünecek duruma düştü.
Bu seçimden alınması gereken ders çok fazla ve şimdiden Siyasi Tarihimize unutulmayan seçimler arasına girmiş oldu. Bundan sonraki süreç Erdoğan için de AKP için de kolay olmayacak. Erdoğan’ın seçim gecesi yaptığı konuşmada “ekonomiye odaklanacağız” söylemi de hiç kuşkusuz bundan sonraki siyasi gelişmeleri belirleyecek kadar önemli hale gelmiş oldu. AKP halkın verdiği mesajı doğru okumalı. Aksisi, “krizle gelen krizle gider” söylemini de haklı çıkarır. Derinleşen kriz ortamı Erken Seçim söylemlerinin artmasına neden olur! AKP’nin ve Erdoğan’ın siyasi geleceği de krizi ne kadar sürede, hangi kesimlere ne kadar hasar vererek çöze(meye)ceği ile de yakından bağlantılı hale gelmiş durumda! Her ne kadar Bahçeli “Erdoğan devletin başıdır, desteğimiz tamdır” açıklaması yapsa da Cumhur İttifakı da yeni formasyon ile kendi içinde MHP’siz yeni arayışlar içine girmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Erdoğan’sız AKP’nin ise sonunun ANAP gibi olacağı kaygısı da artmış durumda. Kendi siyasi kariyerlerini ülkenin beka sorunu gibi gösterenlerin dönemi de kapanmıştır. Eski Belediye yönetiminde hasıraltı edilen yolsuzluk dosyaları daha uzun süre bekletilemez. Sosyal Medya üzerinde yapılan baskılar devam ettirilemez. Konser yasakları sürdürülemez.
Kısaca, 31 Mart 2024 seçimlerinde kartlar yeniden karıldı, Halk gelişmelere el koydu, hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, olamaz da! Bir dönem kapanırken, yeni dönemin işaretlerinin de içinde yer aldığı bir seçim oldu!
Erol TAŞDELEN, Ekonomist-Siyaset Bilimci
BANKA HABERLERİ
HEPİMİZ DİJİTAL DOLANDICI OLARAK SUÇLANIP YARGILANABİLİRİZ
Bir gün Emniyetin “Siber Suçlar Mücadele Şube Müdürlüğü” tarafından veya Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığından aranıp ifadeye davet edilebilirsiniz. İlk defa duyacağınız, içinde olmadığınız “Dijital Dolandırıcılık” suçlaması ile karşı karşıya kalabilirsiniz. “O kadar kolay mı” der gibisiniz; o zaman okuyup karar verin…
Yayınlanma:
2 gün önce|
28/04/2024Yazan:
Erol TaşdelenBir gün sizi Emniyetin “Siber Suçlar Mücadele Şube Müdürlüğü” tarafından veya Ağır Ceza Mahkemesi Savcılığından aranıp ifadeye davet edilebilirsiniz. İlk defa duyacağınız, içinde olmadığınız “Dijital Dolandırıcılık” suçlaması ile karşı karşıya kalabilirsiniz. “O kadar kolay mı” der gibisiniz; o zaman okuyup karar verin…
AKÖDE, PAPARA, Western Union, Sipay, Global, Vezne24, Pay Fix, Vodafone, Hızlıpara, CEO, Efix, Sender, Misyon, TT, Turkcell, Gönderal, UPT, Cemete… diye gidiyor liste. Ne bunlar? Belki de ismini ilk defa okuduğunu bu firmalar; TCMB ve BDDK onay, izin ve denetimi ile kurulan ve faaliyetine devam eden sayıları 36’yı bulan Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri veren firmalardan bazıları.
Bu firmalar ne zaman kuruldu ne işe yarar
İlki 2015 yılında, sonuncusu 2024 yılında lisans alan bu firmalar kısaca banka hesabına gerek kalmadan, ağırlıklı cep telefondan saniyeler içinde açılabilen hesaplar ile aktifleşen ve hesap sahibine “para transferi sağlayan bir para ödeme aracı hizmeti veren” kurumlar. Başka bir ifade ile yetkilendirilmiş bu firmalar gönderen ile alıcı arasında para transfer işlemini yürütmekte. Hesaplara geçen paralar başkalarına gönderilebilmekte, ATM’lerden nakit çekilebilmekte, alışverişte kullanılabilmekte. Bu hesapları ağırlıklı Gerçek Kişiler tarafından belirlenen limitler içinde para gönderip alınmasını sağlamakta. Bu firmalar 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun” kapsamında kurulmuş ve bu kanuna tabi faaliyet göstermekte. Bu firmaların kurulması TCMB ve BDDK tarafından lisans, onay verilmesi sürecinde bir sorun yok fakat işleyişte ciddi sıkıntılar var. Öyle ki bu firmaların bazıları dolandırıcıların merkezi haline gelmiş ve firmalar bu alanda sınıfta kaldı. Yüzlerce masum insan hapis alırken, mahkemelerde devam eden binlerce dosya yığılmış durumda. Hadi işleyişteki aksaklılara, hepimizi ilgilendiren güvenlik açıklarına birlikte bakalım. Okurken zaten siz de hak vereceksiniz…
Hesap açılışlarında güvenlik açığı oluştu
Bu firmaların hemen hemen hepsinde akıllı dediğimiz cep telefonu kullanılarak uzaktan hesap açabiliyorsunuz. Sorunlardan biri o aşamada oluştu. Özelikle bazı firmaların örneğin, AKBANK iştiraki olan AKÖDE- TOSLA hesabı, 2018’de ilk faaliyete başladığında hesap açılışında herhangi bir kişinin İSMİ, TC NO ve DOĞUM TARİHİ elinizde ise veya bu bilgileriniz herhangi birinin eline geçti ise (ki hayatın olağan akışında bu bilgilere ulaşmak çok zor değil) bu bilgiler ile hesap açabiliyordunuz. Kontrol sistemi sadece hesap açtığını cep telefona gelen onay kodu ve girmiş olduğunuz mail adresine gelen onay kodu. O kadar! Üstelik girdiğiniz telefon numarası sizin üzerinize olması bile zorunlu değil!
Yabancı uyruklu telefonlar sorun oldu
Firmalar hesap açımında girilen cep telefon numarası ile kullanıcısının aynı kişi olması veya bu telefon hattına sahip kişiye ulaşılabilirliğinin kolay olup olmamasına bakmadan hesaplar açıldı. Sorun ise bu hesaplar kullanılarak dolandırıcılıklar başlayınca ortaya çıktı. Emniyete ve Yargıya yansıyan şikayetlerde girilen telefon hat sahibi ulaşmada zorluklar yaşandı. Zira, özellikle Suriye gibi ülkelerden gelen yabancıların tespit edilmesine rağmen adreslerinin tespiti veya ülke dışına çıkması nedeni ile ulaşılması nerede ise imkansız hale geldi Özellikle dolandırıcılıkta kullanılan telefonlarda hat sahipleri yıllar önce ülkeyi terk etmiş oluyor. Mahkemeler hat sahibine ulaşamayınca TAKİPSİZLİK kararı veriyor. Bu durumda adına sahte hesap açılan vatandaş ilk defa bilgilerinin dolandırıcılıkta kullanıldığını Ağır Ceza soruşturmasını yürüten Savcı veya Hakimin karşısında çıkınca haberi oluyor. Tabi içinde olmadığı bir organizasyona ait olmadığınızı anlatmak kadar bir zorluk yok. Hatırlayın bir Suriyelinin üzerinde kendisine ait 9 adet kimlik çıkmıştı. Her Türkiye’ye girişte yeni geliyormuş gibi kimlikler çıkarmıştı. Yabancılara verilen kimliklerin çoğu beyana tabi çıkarılıyor, çoğunda kendi ülkesinin kimliği dahi yok!
Mahkemeler ve Bilirkişiler gerçek dolandırıcıyı tespitte zorlanıyor
Son yıllarda özellikle dolandırıcılık davalarında bu firmaların ismi çok geçti. Bu firmalara mahkemelere veya Emniyet Müdürlüklerine kaç kişi hakkında bilgi istendiğini ve bilgi verildiğini TCMB ve BDDK isteyip kamuoyuna açıklarsa şikayet ve yargıya yansıyan olay adetini de ortaya çıkmış olur. Bu sayede vatandaş da şikayetlerin hangi firmalarda yoğunlaştığı hangi firmalarda daha fazla güvenlik açığı olduğu da anlamış olur. Mahkemeler ya da Emniyet Müdürlükler bu firmalardan bilgi istediğinde hesaba para geçen veya gönderilen hesap bilgilerinde ismi geçen kişinin tüm bilgilerini derken elindeki İsim, TC no, hesapta açılan cep telefon no ve mail adresini paylaşıyor. Emniyet de haklı olarak bu isim üzerinden Mahkemeye sevk ediyor ve Mahkemeler de hesap sahibi hakkında soruşturma açıp davaya dönüştürüyor. Burada can alıcı nokta hesap sahibinin hesabı ile hiç ilgisinin olmama olasılığı çünkü Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmaları bir de “basit usulde doğrulama” diye bir kavram uydurmuşlar, mahkemelere hesap “basit usulde doğrulanarak açılmıştır” diye cevap yazıyorlar. Mahkemelerin sorduğu ise “bu hesap kime ait” olduğu; oysa basit usulde sorgulamak sadece cep telefonuna giden onay kodu ve mail adresine giden onay kodu ile bu hesapların açıldığını diğer ana can alıcı isim-TC bilgilerinin hesabın asıl sahibinin olduğunu daha doğrusu kesin KİMLİK DOĞRULAMA anlamına gelmemekte. Vahamete bakar mısınız? Sizin TC ve Doğum tarih bilgisine geçiren biri hesap açabilir vatandaşı dolandırabilir fakat sanki siz yapmışsınız gibi mahkemeye bilgileriniz gitsin. Bir anda kendinizi bu davaların görüldüğü Ağır Ceza Savcısı ve Hakimi karşısında buluyorsunuz ve sizden bu hesabın size ait olmadığının kanıtlanması isteniyor. Mahkeme Bilirkişi Raporu talep etse bile Türkiye’deki birçok Bilirkişi bu firmalardaki hesap açma prosedürlerini bilmediği için dosyada ismi geçen ve u firmalar tarafından bildirilen ismi suçlayacak şekilde rapor hazırlıyor bu raporlarla birlikte mahkemede hiç ilgisi olmadığı halde vatandaşa dolandırıcılıktan hapis cezası veriyor. Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki güvenlik açığı nedeni ile yüzlerce insan hapis cezası almış, hapis yatanmış durumda, mahkemelerde devam eden binlerce de dava var.
Daha vahimi var: Güvensiz hesaplar hala aktif!
Mahkemelerde ve vatandaştan şikayetler gidince bu firmalar ek tedbirler aldı. Yöne örnekten davam edelim AKÖDE-TOSLA bu yönde şikayet ve dolandırıcılık davaları artınca güvenlik tedbirlerini artırmış; Dijital Kimlik Doğrulama sistemine geçmiştir. NFC, “Yakın Alan İletişimi” doğrulama kontrolünü uygulamaya koymuş; Yabancı uyruklu, eski nüfus cüzdanı olan, kimliğinde fotoğrafı bulunmayan ve NFC destekli cihazı olmayan kişiler Tosla dijital kimlik doğrulamasını gerçekleştiremiyor ve hesap açamıyor. Ama vahim olan taraf BASİT USULDE DOĞRULAMA şeklinde açılan eski hesaplar hala açık ve aktif. Oysa bu güvenlik açığı ortaya çıktığında firmalar anında bu hesapları pasif hale getirmesi ve kimlik doğrulamadan sonra AKTİF hale getirmesi gerekiyordu. TCMB ve BDDK o 2015’den beri bu firmaları denetlerken bu açığı nasıl atlar veya bu yönde nasıl karar almaz ve eski hesaplara da kimlik doğrulama zorunluluğu getirmez, akıl alır gibi değil. Bu güvenlik açıklarını bilip tedbir almamak, sadece yeni hesaplarda güvenlik tedbirlerini artırdık demek resmen dolandırıcılar ile işbirliği yapmakla aynı anlama gelir. Milyonlarca lirası dolandırılan insanların, bu davalardan hiç ilgisi olmadığı halde yardılanan masum insanların, bu firmaların güvenlik açığı nedeni ile hapis yatan insanların hesabı sorulmayacak mı; sorulmamalı mı? Bu firmalar para kazanacak diye güvenlik açıklarını kapamak yerine tepkisiz kalmak, dolandırıcılar ile işbirliği yapmakla aynı anlama gelmez mi? Bu yazıdaki tespit ettiğim Güvenlik açıklarına rağmen bu hesapları aktif bırakan, göz yuman, üst yöneticileri TCMB, BDDK ve Bağımsız Mahkeme savcı ve hakimlerine ihbarımdır! Yok öyle mahkemelerden gelen bilgi taleplerine iki satır yazı yazıp cevaplayıp aradan çekilmek!
Beterin beteri de var: Kartınız başka bir kişinin hesabına tanımlı olabilir
Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki güvenlik açığı bunla da bitmiyor. Beterin beteri de var. “Daha ne olabilir ki” diyor insan ama var! Normal banka hesabınıza 3. Kişilerin ATM Kartı veya Kredi Kartını banka hesabınıza bağlayamazsınız. Veya sizin ATM ve Kredi Kartlarını başkasının eline geçip kendi hesaplarına bağlanamaz. Mantık da bankacılık da bunu gerektirir zaten. Ama sıkı durum bu durum Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarındaki hesaplar için geçerli değil. Siz bu hesaplara sahipseniz 3. Kişilerin kartlarını hangi bankaya ait olduğu önemli olmadan, kendi hesabınıza tanımlayabiliyorsunuz veya sizin kart bilgilerinizi eline geçiren biri kendi hesaplarına size ait kartı bağlayıp para çekebilir. Vahimin vahimi bu kart bağlanırken kart sahibinin haberi ve onayı olmuyor. Üstelik kartlar sadece bu Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalardaki hesap sahibine giden onay kodu ile bağlanıyor. Komik ama dolandırıcıya dolandıracağı kartın hesabına bağlanması için onay kodu da gönderiyor. Resmen dolandırıcılarla bu kurumlar iş birliği yapmış, işini kolaylaştırmış! Bu uygulama hala aktif ve kullanıma açık! Bu firmalar şu sorunun cevabını vermek zorundalar ve veremezler: 3. kişilerin onayı ve bilgisi olmadan ATM Kartını veya Kredi Kartını nasıl olur da başka birinin hesabına bağlattırıp, para çekmesini sağlaya bilirsiniz? KVKK ihlali değil mi, dolandırıcıların işini kolaylaştırma değil mi bu?
TCMB ve BDDK durdurmaz ise Mahkeme kararları ile güvensiz hesaplar dondurulmalı
Her ne kadar bu firmalar mahkemeye “BASİT USULDE DOĞRULAMA” diye yazı yazsa da bunun ne anlama geldiğini, bu hesapların niçin gerçek kimliği yansıtamayacağını belirten bir açıklama göndermiyor hali ile mahkemelerde (bankacı bilirkişiler) gelen yazılara istinaden bu hesaplarda ismi geçen kişileri “kimlik bilgileri doğrulanmış” geçen kişiler olarak var sayıyor ki normal, hiç ilgisi olmayan vatandaşı sorguluyor, yargılıyor cezalandırıyor iyi mi!
Maddi manevi cezaları bu firmalar karşılayabilir
Beyniniz yanmadı ise devem edelim. Şu ana benim duyduğum bu firmalara yönelik böyle bir suçlama olmadı ama bir gün eminim bu yöndeki Bilirkişi Raporlarını dikkate alan bir mahkeme emsal teşkil etmesi açısında maddi manevi zararın bu firmaların güvenlik açığına nedeni ile oluştuğunu tespit eder. Bu güvenlik açığına neden olan masum insanları yargılanmasına, hapis cezası almasına neden olan bu firmalar davalara dahil edilebilir, üst yöneticiler de yargılanabilir oluşan/oluşacak zararların bu firmalar tarafından karşılanması ile karşı karşıya kalabilir. Aksi taktirde bu güne kadar masum insanların hapis cezası alması yetmediği gibi yeni mağduriyetler yaratılmasının da önüne geçemeyiz. Adaletin ana uygulayıcısı Bağımsız Mahkemelerdir. Mahkemelerin bu bilgiler ışığında tepkisiz kalmamasını resen harekete geçerek bu tür davalara bir de bu gözle bakmasını ihbar ediyorum.
Kiralık hesaplarda patlama oldu
Dolandırıcıların sık kullandığı yöntemlerden biri de başkası üzerine olan hesap sahiplerini para karşılığı ikna edip kullanmaları. Her ne kadar hesap sahipleri “dolandırıcılıkta kullanıldığı bilmiyordum” diye açıklama yapsa da bu savunma ile mahkeme karşısında ceza almaktan kurtulamıyorlar. Firmaların hesap sözleşmelerine göz attım çoğu firmada bu yönde bir uyarı bulunmuyor. Müşteriler bu yönde uyarılamlı mı, kesinlikle evet! Bu firmalarda geç aksiyon alınmasını bir nedeni de dolandırıldığınızı arayıp bu firmaları aradığınızda “mahkeme kararı olmadan birşey yapamayacaklarına” yönelik karşılık veriyorlar. Mahkeme kararı da öyle hemen çıkacak birşey olmadığından müşteri olarak fark edip firmayı uyarmanız fazla bir işe yaramıyor. Bu kadar güvenlik açığı olan firmalar için bu tür şikayetlerde gecici bloke uygulaması olması gerekiyor mu, kesinlikle gerekiyor. Bankalar bunu Kredi Kartı, POS işlemlerinde yapıyor. TCMB ve BDDK’nın bu yönde tedbir almasını öneririm.
TCMB ve BDDK acil harekete geçmeli
Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarına lisan vererek onaylayan sonraki işleyiş ve uygulamalarını yakından denetleyen TCMB ve BDDK’nın vatandaşın mağduriyetini giderilmesi için acilen vatandaşın dolandırılmasında Güvenlik Açığı olan eski hesapların gerçek kimlik doğrulanana kadar PASİF HALE GETİRİLMESİ için müdahale etmesi gerekir. TCMB ve BDDK Denetcileri bu açıkları nasıl sorgulamaz ve yakalayamaz anlamış değilim. Her ne kadar bu hesaplara bağlanan kartlar ile ilgili görüştüğüm Genel Müdürlerden birinin tabiri ile “sadece az miktarda para aktarılması için” dese de dolandırıcılığın küçüğü büyüğü olmaz, zaten çoğu bu tür dolandırıcılar da küçük küçük paralar ile milyonlarca lira vatandaşı zarara sokuyor. Bu kafa yapısından zaten güvenlik önlemlerinin almasını beklemek iyi niyetlilik olur! Sizin için küçük meblağlar vatandaş için büyük oluyor. Ne yani “hırsızlık küçük küçük meblağda” diye sizin gibi tepkisiz mi kalalım, göz mü yumalım.
Çoğu mahkemede Dijital Dolandırıcılık ile ilgili ayrı mahkemeler kuruldu, binlerce dosya yığılmış durumda. Bankalar yanında çoğu dosyada Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmaların ismi geçiyor. Meblağlar küçük olabilir ama bu alandaki kaçak deliği kapamak mahkemelerdeki dosya sayısının azalmasına neden olacağı gibi dolandırıcıların bu alandaki işlerini de zorlaştıracaktır. Sosyal Sorumluluğumuz gereği sorgulamamız da yaptığımız da budur zaten!
Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacı Bilirkişisi (sc:48413) www.bankavitrini.com
***************
Dijital bankacılıkta siber tehditlerden kurtulmanın formülleri
Erol Taşdelen
GÖNÜLLÜ BANKACILARIN DERNEĞİ YÜREKLERİ ISITTI
Yayınlanma:
2 hafta önce|
18/04/2024Yazan:
Erol TaşdelenRamazan ayında Bankacılardan oluşan gönüllülerin kurduğu ve yine aynı mübarek ay içerisinde faaliyete geçtiğimiz AYNA ULUSLARARASI İNSANİ YARDIM DERNEĞİ aracılığıyla Afrika’da Uganda’da 10.000 kişilik iftar yemeği verildi. Özellikle İstanbul Beykoz genelinde temel gıda yardımlarının yanı sıra zekat/fitre dağıtımı ve bayramlık destekleriyle 350 aileye ulaşıldı, 60 evladımızın yüzü güldürüldü
Ayna Uluslararası İnsani Yardım Derneği Adına açıklama yapan Remzi ÇIRA “Ekibimizde QNB Finansbank’ta halen aktif biçimde görev alan H.İzzet Ünlü, Kadir Dursun, yine Finansbank’tan emekli olan olan T.Dede ve C.Erdin gibi isimlerle mazlumların yanında olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Remzi ÇIRA, “bu bağlamda maddi manevi desteklerini bizden hiç esirgemeyen değerli QNB Finansbank çalışanlarına bir kez daha teşekkür ederken bankacılığın sadece masa başında çalışmaktan ibaret olmadığını, adını koyduğumuz gibi ‘vicdanımızın Aynası‘ olduğunu gösterebilmek adına derneğimize tüm bankacı arkadaşlarımızı bekliyoruz” şeklinde destek verilmesi için çağrıda da bulundu.
QNB Finansbank gönüllüleri Deprem Bölgesinde “Eğitime Katkı” yaptı
QNB Finansbank gönüllülerinden Deprem Bölgesinde örnek çalışmalar
BANKA HABERLERİ
DENİZBANK’TA İKİNCİ ERZAN VAKASI: YER ANTALYA!
Antalya’nın Manavgat İlçesi’ndeki Denizbank Manavgat Side Ticari Şube Müdürü R.E.B. ve yardımcısı U.E. bir otelin hesabını boşaltarak bahis sitelerinde oynamışlar. Sorgulanan banka personelinden ikisi tutuklanırken, rakamın da en az 3 milyon Euro ( 205 milyon TL) olduğu ileri sürülüyor. Şube müdürü R.E.B., müdür yardımcısı U.E., 2 banka personeli ve U.E.’nin tanıdığı 4 kişi olmak üzere 8 şüpheli tutuklandı.
Yayınlanma:
2 hafta önce|
18/04/2024Yazan:
Erol Taşdelen2023’de Türkiye’de gündem S. Erzan olmuştu. Denizbank Levent Büyükdere Caddesi Şube Müdürü olan Erzan, hayali fon bir fon yaratarak futbolcu ve iş insanlarını dolandırmasının ortaya çıkması ile tutuklanmış, zimmet suçundan yargılanmaya başlamıştı. Mahkemenin Banka üst yöneticilerini de duruşmaya çağırırken duruşma devam etmekte. Erzan’ın bu yönetemle 55 milyon 633 bin 222 Dolar topladığı iddia edilmişti.
Genel müdürlük uzmanları tarafından yapılan incelemeler sırasında Side Şube Müdür Yardımcısı U.E.’nin bankadaki hesabında olağan dışı hareketlilik tespit edilmesi üzerine müfettiş görevlendirildi. Banka müfettişleri Nisan ayı başında şubeye gelerek soruşturma gerçekleştirdi. Müfettişlerin yaptığı inceleme ve soruşturma sonucunda U.E.’nin 2021 yılından Nisan 2024’e kadar müşterilerin hesaplarından parça parça toplam 205 milyon lirayı çok tanıdığı kişilere aktardığı tespit edildi. Bu kişilerin daha sonra bu paraları U.E.’nin hesabına gönderdiği belirlendi.
DENİZBANK SİDE TİCARİ ŞUBE MÜDÜRÜ TUTUKLANDI
Türkiye’de aylarca konuşulan bu olay daha unutulmadan bir skandal da Denizbank’ın Antalya‘nın Manavgat İlçesi’ne bağlı Side Ticari Şube‘de yaşandı. Ramazan Bayramı öncesi ortaya çıkan olayda Denizbank Side Ticari Şube Müdürü R.E.B. ve yardımcısı U.E.’nin mudileri olan ünlü oteller grubunun hesabını boşalttığı belirlendi. Yapılan inceleme sonrası konu adli makamlara taşındı.
KRİPTO PARA BORSASINDA KAYBETMİŞ
Bankanın, çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir savcı görevlendirilerek soruşturma başlatıldı. İlçe Jandarma Komutanlığı JASAT Timi ekibi tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bankanın şube müdürü R.E.B., müdür yardımcısı U.E. ile 2 banka personeli ile U.E.’nin yakın arkadaşı 4 şüpheli 6 Nisan cumartesi günü gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüphelilerden müdür yardımcısı U.E., verdiği ifadede, 2021 yılından bu tarafa müşterilerin hesabından fark edilmeyecek şekilde paraları alıp arkadaşlarına gönderdiğini, daha sonra bu paraların kendi hesabına geri geldiğini, toplanan paraları yurtdışında sanal bahis sitelerinde ve kripto para borsalarında kaybettiğini söylediği belirtildi.
Jandarmada işlemleri tamamlanan şüpheliler 8 Nisan pazartesi günü adliyeye sevk edildi. Savcı tarafından ifadesi alınan R.E.B. ve U.E. ile diğer 6 kişi çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimi tarafından tutuklandı.
MÜŞTERİ HESAPLARINI BOŞALTMIŞLAR
İddiaya göre ikilinin fon yoluyla değil, hesabın içerisini boşalttığı öğrenildi. Buradan alınan para ile yurt dışı bahis sitelerinde yüksek miktarda kumar oynandığı, zaman içersinde hesaptaki açığın büyüdüğü ve otel sahipleri tarafından durumun tespit edildiği iddia edildi.
İDDİALAR KARŞISINDA BANKA SESSİZ
Seçil ERZAN olayında olduğu gibi bankanın bu olayda da sessiz kaldığı görüldü. Bankanın haberin yayılması üzerine önümüzdeki günlerde kapsamlı bir açıklama yapması beklenirken; banka şube yönetici seçiminde gerekli özeni gösterip göstermediği de sorgulanır hale gelirken BDDK’nın bankayı bu yönde uyarması da gündeme geldi.
Kaynak: DHA/akdenizpazarı/antalyaningündemi
**********************************
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (558)
- BANKA ANALİZLERİ (132)
- BANKA HABERLERİ (2.482)
- BASINDA BİZ (51)
- BORSA (265)
- CEO PERFORMANSLARI (25)
- EKONOMİ (2.538)
- GÜNCEL (1.667)
- GÜNDEM (2.733)
- RÖPORTAJLAR (40)
- SİGORTA (106)
- ŞİRKETLER (1.483)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (285)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (656)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (4)
- Dr. Abbas Karakaya (55)
- Erden Armağan Er (44)
- Erol Taşdelen (368)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (38)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (66)
- Serhat Can (2)
- Tuncer Dede (14)
- Uğur Durak (33)
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
YAZARLAR
Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasının aktifleri 141,6 milyar liraya ulaştı
Mehmet Şimşek: Yeşil dönüşüm Türkiye için gereklilik
Hayat Finans, Türkiye’nin ilk “dijital banka”sını dünyaya açmayı hedefliyor
İstedikleri krediyi alamayınca, banka müdürü ve ailesini öldürmekle tehdit ettiler
İŞ STRESİNİ AZALTACAK 10 ETKİLİ YÖNTEM
CITI: “Dolar sat, TL al” tavsiye etti
Garanti BBVA 2024 ilk çeyrek kar beklentiyi aştı
TCMB’nin yüzü gülüyor: Net rezervler Nisan’da $14 milyar iyileşti
HEPİMİZ DİJİTAL DOLANDICI OLARAK SUÇLANIP YARGILANABİLİRİZ
“YA TARİH YAZACAĞIZ, YA TARİH OLACAĞIZ” DEMİŞTİ: TARİH OLDU!
DENİZBANK’TA İKİNCİ ERZAN VAKASI: YER ANTALYA!
Erol Taşdelen yazdı: CHP nasıl kazandı, AKP niçin kaybetti?
BANKALARIN KREDİ ENGELİNDE GEVŞEME
10 yıl içerisinde Bankacılık dahil yok olacak 10 meslek ve geleceğin işleri
47 yıl aradan sonra CHP 1. Parti oldu
Wells Fargo Analizi: Türkiye Uzun Vadeli Lira İyileşmesine Girdi
Enflasyon ve Seçim Sonrası Türkiye Ekonomisi
Prof. Dr. YILMAZ: Ekonomiden seçime, seçimden ekonomiye savrulmalar (I)
Maliye Bakanlığı, İşletmelerin “IBAN’a At” Uygulamasının Önüne Geçiyor: Ceza Yazılacak
Forbes dünyanın en zenginlerini açıkladı: Türkiye’den 27 isim listede
- SON DAKİKA! Borsa İstanbul'da 10.000 rekoru 29/04/2024
- Halka arzda bu hafta: KOTON ve LİLA KAĞIT! 'Hangisi, kaç lot verir?' 29/04/2024
- On Numara 29 Nisan 2024 sonuçları ve bilet sorgulama! 288 bin TL beklenen ikramiye! 29/04/2024
- Bu ay FED toplantısı var mı? FED faiz kararı ne zaman, hangi tarihte? Nisan ayı FED toplantısı tarihi... 29/04/2024
- Madeni 5 TL çıktı mı? Demir para 5 lira tedavüle girdi mi? İşte detaylar 29/04/2024
- İngiltere, ABD ve Avrupa'da artık 'Getir'meyecek 29/04/2024
- BIST 100 endeksi 10 bin seviyesini aşarak rekor kırdı 29/04/2024
- TÜİK, turizm istatistiklerinde revizyon yaptı 29/04/2024
- BMD'den enflasyonla mücadele için iki maddelik çözüm önerisi 29/04/2024
- THY/Bolat: Airbus ve Boeing ile 235 ek uçak için görüşmeler sürüyor 29/04/2024
- İkonik telefon 3210 geri dönüyor 29/04/2024
ALTIN – DÖVİZ
KRIPTO PARA PİYASASI
BORSA
Popüler
-
GÜNDEM3 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL12 ay önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ11 ay önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ2 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM4 ay önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
GÜNCEL1 yıl önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı