Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

2025 yine TL’nin yılı olmaya aday görünüyor. Borsa İstanbul’da dipten dönüş…

Yayınlanma:

|

Geride bıraktığımız hafta küresel mali piyasalarda hâkim olan Trump rallisinin bir nebze de olsun güç kaybettiğine şahit olduk. Trump’ın ikinci kez seçilmesi ve Cumhuriyetçilerin Kongre’de de kontrolü sağlaması piyasaları başlangıçta canlandırsa da, FED Başkanı Powell’ın faiz oranlarını düşürmekte aceleci olunmayacağı yönünde sürpriz çıkışı haftanın son iş günü hisse senetleri üzerinde baskı kurdu. En geniş tanımlı ya da en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi bu yıl %23 yükselmesine rağmen, geçen haftanın genelini %2 düşüşle tamamladı. Daha neredeyse birkaç ay önce yangından mal kaçırırcasına 50 baz puan (jumbo) faizi indirimine soyunanan FED’in bir anda söylem değişikliğine gitmesi de beraberinde kredibilite sorunu getirdi.

Piyasa vadeli kontratlarına göre, 18 Aralık olağan FED faiz toplantısında faizlerin sabit tutulmasına %40 ihtimal tanındığını görüyoruz. Piyasalar bir tarafta Trump’ın ekonomi politikalarına ve yeni kabine seçimlerinin olası etkilerine odaklanırken, FED’den gelen çıkışı pek de anlamlandıramadığımızı not etmek gerekiyor. Bu bağlamda, doların piyasa faizi olan 10 yıllık tahvil getirisi haftayı %4,45 seviyesinden kapatırken, doların piyasa kuru olan ve bir dizi para birimine göre doların sepet bazında değerini gösteren DXY de son bir yılın zirvesine yükseldi!

Avrupa’nın büyüme motoru Almanya’nın sanayisizleşme riski ile karşı karşıya kalması ve beraberinde hatta patlak veren siyasi kriz, bunu yanı sıra genel hatları ile bakıldığında oldukça zorlu bir patikadan geçen Kıta Avrupasını canlandırmak adına ECB’nin faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi (FED’den daha süratli) ortak para birimi EUR’yu son bir yılın en düşük seviyesi olan 1,05 seviyesinin diplerine kadar itti. Teknik bir bakış açısı ile 1,0450 seviyesinin altında parite (eur = usd) seviyesi yeniden konuşmaya başlayabileceğimizi düşünüyoruz. Kraliyet aslanı sterlin ise geride bıraktığımız hafta dolar karşısında son altı ayın en düşük seviyesini test ederek 1,26 seviyesinin altını gördüğünü not edelim. Tıpkı EUR’da olduğu üzere, GBPUSD paritesinde de 1,2550 seviyesini dikkatli bir şekilde takip edeceğiz. Kıymetli metaller geçen hafta güçlü dolar temasına boyun eğerken, son beş iş günüdür mütemadiyen gerileyen altının da aşırı satım bölgesinde geldiğini görüyoruz! Bitcoin ise kulvar değiştirmesi ardından yoluna emin adımlarla devam ederken, sırası ile 68,500 sonrasında 91bin hedeflerimize ulaşan Bitcoin’de bir sonraki hedef seviyesinin 104bin devamında ise 125-130bin dolar olacağını düşünüyoruz.

Lâkin, Trump 2.0 dönemini piyasaların fazlası ile abarttığını da düşünmüyor değiliz! Şöyle ki, ABD seçimi sonrasında yaşanan volatilitede yukardaki paragraflardan da anlaşılacağı üzere dolar (DXY) ve bitcoin güçlenirken, tahvil faizleri yukarı, faiz getirisi olmayan kıymetli madenler ise aşağı yönlü seyir izliyor. Tüm bu senaryonun da arkasında yatan yegâne düşünce, Trump politikalarının enflasyonist olacağı, vergi indirimlerinin ise bütçe açığını daha da artıracağı endişesi olarak ön plana çıkıyor. Hatırlanacağı üzere bültenlerimizde bu riski uzun bir süredir ön plana çıkararak merkez bankalarının altına hücûm ettiğini söylemiştik. Acaba ne değişti? Trump, diğer siyasetçiler gibi yüksek enflasyonun kendisi için de büyük bir tehdit olacağını ön göremeyecek kadar miyop olabilir mi? Rahmetli Demirel’in boş tencere metaforunu bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz! Bu bakış açısı ile, abartılı fiyat davranışının bir noktada normalleşeceği düşüncesinden hareketle, yukarıda sıraladığımız hırpalanan finansal enstrümanları alıcı gözle takip etmenin fayda olacağını düşünüyoruz. Bu kadar güçlü doları Trump bile arzu etmeyecektir!

ABD seçimleri sonrası Türk mali piyasalarında başlayan iyimserlik haftanın son iş günü de korundu. Bu bağlamda, son sekiz iş gününde BİST100 ana endeksi neredeyse %10 yükselirken, BIST Banka endeksinde ise artış %17 seviyesinde gerçekleşti. Teknik olarak yönün de artık yukarı döndüğünü iddia edebiliriz. Trump’ın kabinesi şekillenirken, atamaları pek de Türk-Amerikan ilişkilerini ileriye taşıyacağı yönünde yorumlamadık. Bu bağlamda, Türk hisse senetlerinde var olan itici gücün TCMB’den beklenen faiz indirimi olduğunu düşünüyoruz. Her hafta perşembe günü açıklanan haftalık TCMB ve BDDK bültenlerine göre, yabancı para mevduatın toplam mevduat içinde payının (dolarizasyon) son yedi yılın en düşük seviyesinde olduğunu da not etmemiz gerekiyor.

TCMB’den beklenen faiz indiriminin de TL’ye olan ilgiyi bir miktar daha da artıracağını düşünüyoruz. TCMB’nin eksi 76 milyar dolar olan swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervlerinin artı 33 milyar dolara kadar yükseldiği de düşünülürse, TL’nin önümüzdeki sene de reel anlamda değerli olma fikrine çok da uzak değiliz. Bu bağlamda, sene başında bilanço çalışma kuru olarak belirlediğimiz USDTRY 40,00 seviyesinin oldukça gerisinde seneyi artık tamamlayacağımızı görüyoruz. Piyasa katılımcıları anketinin Kasım ayı sonuçlarına göre de (sene başı 40 olan beklenti) 2024 sonu için 35,72 seviyesine gerilemiş. Hatta 12 ay sonrası için kur beklentisinin de 42,74 seviyesinde yataylaştığını görüyoruz (bakınız grafik). Bu bağlamda, yerel seçimler ardından Mayıs başı açtığımız TL uzun pozisyonlarımızı 2025 yılında da devam ettirme niyetindeyiz!

Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında karmaşık bir seyir görüyoruz. ABD borsalarının cuma gecesini teknoloji hisselerinin önderliğinde düşüşle kapatması ardından bu sabah Tokyo borsası gerilerken, ilaç üreticisi hisseleri, ABD’de aşılar hakkında yanlış bilgi yayan çevre aktivisti Robert F. Kennedy Jr., Amerika Birleşik Devletleri’nin en üst düzey sağlık kurumu olan Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın başına getirilmesi sonrası geriledi. Öte yandan, Reuters haberine göre, Başkan Biden yönetiminin Ukrayna’nın ABD yapımı uzun menzilli füzeleri Rus topraklarında kullanma izni verdiğini okuyoruz. Bu gelişmeyi Washington’un Ukrayna-Rusya ihtilafına ilişkin politikasında önemli ölçüde tersine çevirdiğini söyleyebiliriz. Zaten sabah erken saatlerde, jeopolitik risk kapsamında altının ons fiyatının da güne %1’in üzerinde yükselişle başladığını not edelim!

G20 Zirvesi Rio’da başlıyor. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Zirve’de olacak. Çin Devlet Başkanı Xi, hafta sonu Başkan Biden ile siber suçlardan ticarete, Tayvan’dan Güney Çin Denizi’ne ve Rusya’ya kadar uzanan çatışmalar hakkında son görüşmelerini yaparken Trump ile birlikte çalışacağına söz verdi. Bu hafta Türk mali piyasaları açısından en önemli gündem maddesi Perşembe günü düzenlenecek TCMB’nin olağan PPK kararı olacak. Faizlerin sabit tutulmasına kesin gözüyle bakılırken, ileriye dönük rehberlik karar metninin satır aralarında dikkatle takip edilecek. Cuma günü Sn. Bakan Şimşek’in Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefiyle uyumlu belirleneceğini açıklaması dikkatimizi çekti. Yeni yıla girerken birçok fiyat yeniden değerleme oranı kadar artırılır. Bu oran da 2025 yılı için %43,93 olarak belirlendi. Bakan Şimşek’in açıklamalarını enine boyuna düşününce,  2025 yılı için kullanılacak yeniden değerleme oranının, bütçenin imkân verdiği ölçüde 2025 yılı enflasyon hedefi ile kullanılacağını anladık.

Trump’ın atamaları sürerken gözler Hazine Bakanı pozisyonuna çevrilse de, piyasalar bir diğer taraftan yapay zekânın ağır sikleti Nvidia’nın Çarşamba günü açıklayacağı çeyrek dönem sonuçlarını büyük bir merakla takip ediyor. Şirketin son dönemlerde sergilediği güçlü performans, yalnızca teknoloji hisselerine olan yatırım iştahını değil, aynı zamanda S&P500 ve Nasdaq100 gibi büyük endekslerin de genel seyrini etkilediğini unutmamak gerekiyor.

Piyasa Katılımcıları Anketi

17319059410bedb0bcdfb1da5f3cf8ec72f971db97_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Garanti BBVA, sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisini yeniledi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, uluslararası piyasalardan sağladığı sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisini yenilediğini duyurdu.

Garanti BBVA, yurtdışı borçlanma programı kapsamında, bu yıl ilk kez Sürdürülebilir Borç Finansmanı Çerçevesi ile uyumlu 367 gün vadeli sendikasyon kredisi sağladı. 244 milyon ABD doları ve 162 milyon 400 bin euro olmak üzere iki dilimden oluşan ve yoğun talep gören kredinin anlaşması, 21 ülkeden 43 bankanın katılımıyla imzalandı. Sendikasyon kredisinin, yüzde 100 yenileme oranı ve toplam maliyeti sırasıyla SOFR +%1,75 ve Euribor +%1,5 olarak gerçekleşti.

Konuya ilişkin görüşlerini paylaşan Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, “Sürdürülebilir finans alanında öncü bir banka olarak, yurtdışı borçlanma programı kapsamında uluslararası piyasalardan sağladığımız kaynaklara bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz. 2020 yılında dünyada bir ilki gerçekleştirerek başlattığımız sürdürülebilirlik kriterlerine endeksli sendikasyon kredisi yapısını başarıyla sürdürüyoruz. Sendikasyon anlaşmamız, işlem gelirlerinin BBVA grubuyla belirlemiş olduğumuz sürdürülebilir faaliyetlerin finansmanı standardımıza uygun şekilde kullanılmasını içeriyor. Sendikasyonumuz gerek katılan banka sayısı gerekse katılım tutarları bakımından yoğun talep gördü. Böylece hem uluslararası piyasalardan sağlanan kaynaklarla ülkemizin dış ticaret işlemlerine destek olmaya hem de iklim kriziyle mücadele ve kapsayıcı büyümeye dönük projelere finansman sağlamayı sürdürüyoruz. Garanti BBVA olarak, uluslararası piyasalardaki itibarımız ve finansal yapımızın gücüyle sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

QNB Türkiye, Türkiye ekonomisine 650 milyon dolar kaynak sağladı

QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, “QNB Türkiye, 2019’daki 3 senelik sendikasyon kredisinin ardından kendi belirlediği vade çıtasını yenileyerek, sektördeki öncü rolünü pekiştirdi” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

QNB Türkiye, yenilediği sendikasyon kredisiyle Türkiye ekonomisine 650 milyon dolar kaynak sağladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, QNB Türkiye, sürdürülebilirlik bağlantılı sendikasyon kredisiyle önemli bir başarıya imza attı. 650 milyon dolar değerinde sürdürülebilirlik bağlantılı sendikasyon kredisi temin eden banka, 3 yıl vadeli dilimle yaptığı borçlanmayla Türk Bankaları Sendikasyon kredisi piyasasında son 5 yılda 3 yıl vadeli kaynak temin etti.

Bankanın yeni sendikasyon kredisine vadesi gelen kredi tutarının 2 katını aşan, 1 milyar dolardan fazla yatırımcı talebi geldi. Talep sonrası Banka, sendikasyon kredisini 650 milyon dolar karşılığı tutarla yüzde 130 yeniledi.

Sendikasyon, bir yıl vadede 246 milyon, iki yılda 300 milyon ve üç yılda 103 milyon dolara karşılık gelecek 6 dilimden oluşuyor.

Sendikasyon işleminde toplam maliyetler, bir yıllık dolar dilim için yıllık SOFR+ yüzde 1,75, iki yıllık dolar dilim için yıllık SOFR+ yüzde 2,25 ve üç yıllık dolar dilim için ise yıllık SOFR+ yüzde 2,35 gerçekleşti.

Ayrıca bir yıllık avro dilim için yıllık Euribor+ yüzde 1,50, iki yıllık avro dilim için yıllık Euribor+ yüzde 2 ve üç yıllık avro dilim için yıllık Euribor+ yüzde 2,10 gerçekleşti.

Sendikasyonda, 28 ülkeden 64 bankanın katılımının yanı sıra 4 yeni ülke ve 21 yeni bankanın bulunması dikkati çekti. Sendikasyon işleminin koordinatörlüğünü Mizuho Bank ve Abu Dhabi Commercial Bank paylaşırken, sürdürülebilirlik koordinatörlüğü rolünü ise Standard Chartered Bank ve Mizuho Bank üstlendi.

Borçlanmada kullanılan sürdürülebilirlik taahhütleri arasında Türkiye’yi etkileyen 6 Şubat depremleri nedeniyle hasar gören bölgelere kullandırılan krediler ve QNB Sürdürülebilir Finansman Çerçevesi’ne uygun olarak kullandırılan Yeşil Krediler yer alıyor.

– ‘Türkiye sendikasyon piyasasındaki öncü rolümüzü ortaya koyduk’

Açıklamada görüşlerine yer verilen QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, Türk bankacılık sektöründe geçen 5 yılda sadece 3 yıl vadeli sendikasyon kredisi sağladıklarını belirterek, sendikasyon kredisine gelen yüksek talebin hem Türkiye’ye hem QNB Türkiye’ye duyulan güçlü güvenin kanıtı olduğunu aktardı.

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına banka olarak sağladıkları katkıya dikkati çeken Tan, ‘Sürdürülebilirlik bağlantılı gerçekleşen yeni sendikasyon borçlanmamızın 3 yıla kadar yayılan vadesiyle Türkiye sendikasyon piyasasındaki öncü rolümüzü ve yatırımcılarımızın hem ülkemize hem de bankamıza duyduğu güveni bir kez daha ortaya koyduk. Son 5 yılda gerçekleşen sendikasyon kredileri arasında 3 seneye kadar borçlanan tek Türk bankası olan QNB Türkiye, 2019’daki 3 senelik sendikasyon kredisinin ardından kendi belirlediği vade çıtasını yenileyerek, sektördeki öncü rolünü pekiştirdi.’ ifadelerini kullandı.

Tan, başarılarının uluslararası finansal piyasalardaki yansıması olarak gördüükleri sendikasyonda 21 yeni bankanın yer almasının gururunu yaşadıklarını kaydederek, ‘Gerek deprem bölgesine sağladığımız krediler gerekse Yeşil Krediler kapsamında reel sektörün yeşil ve sosyal dönüşümü için verdiğimiz destek sendikasyon kredimizin odağında yer alıyor. Yeni sendikasyon kredimiz aracılığıyla, Türkiye ekonomisinin gelişimi ve dış ticaretin güçlenmesi hedeflerine ulaşmak için çalışmaya ve ekonomik kalkınmaya katkı sunmaya devam edeceğiz.’ açıklamasını yaptı.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Trump’ın BRICS ülkelerini de ‘tehdit’ etmesi ile dolar yeniden değerleniyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Haftanın son işi günü, ABD borsaları, Şükran Günü tatili nedeniyle kısa geçen haftayı yükselişle kapandı. En geniş tanımlı borsa endeksi olan S&P500 ilk defa 6bin endeks seviyesinin üzerinde kapanış yaparak rekor kırdı. Başkan Trump’ın BRICS ülkelerine yönelik sert açıklamaları, dolara olan talebi artırırken piyasalarda yeni bir belirsizlik dalgası oluşturdu. Trump, BRICS ülkelerinin dolar kullanımından uzaklaşma çabalarını %100 tarife tehdidiyle durdurma kararlılığında olduğunu ifade etti.

Kripto para piyasalarında, Ether (ETH) pazar günü altı ayın zirvesine ulaşırken, amiral gemi Bitcoin ise 22 Kasım tarihinde 100bin dolar seviyesine yaklaşması ve rekor kırması ardından bu sabah güçlü dolar ile geriledi. Kıymetli madenlerin de güçlü doların baskısıyla haftaya adeta boynu bükük bir şekilde başladığını görüyoruz.

Fransa Başbakanı Barnier, 2025 bütçesi üzerinde anlaşma sağlanamaması durumunda hükümetin düşebileceği konusunda uyardı. Marine Le Pen, taleplerinin karşılanmaması halinde gensoru önergesine destek vereceğini açıkladı. Almanya’daki siyasi risklerin yanı sıra Fransa’daki bu gelişmeler, ortak para birimi EUR üzerindeki baskıyı artırıyor.

Hatırlanacağı üzere, geride bıraktığımız hafta başı kaleme aldığımız raporda “Dolarda değerlenmenin boyu çok da uzun olmayabilir…” başlıklı yazımızda, Trump’ın politikalarına yer vererek, neden ticaret savaşının kaos yaratacağını işlemiş, uygulanacak tarife artışlarının, ABD’nin dış ticaret açığını azaltmayacağı gibi artıracağına, tasarruf tarafında bir iyileşme olmadan tarifelerin işe yaramayacağına, uygulanacak politikaların enflasyonu artıracağına, FED ile senkronizasyonun kaybolacağına ve nihayetinde çok uzun bir süredir dile getirdiğimiz üzere zaten sarsılmakta olan ABD Doları’nın daha da kırılgan bir zemine sürükleyeceğine yer vermiştik. Bu bağlamda, EUR’nun yapısal ve siyasi anlamda zor bir süreçten geçtiği düşünülürse, para birimleri cephesinde bir ihtimal Sterlin, lâkin orta/uzun vadede ise altının ön planda kalacağı beklentimizi hazır yeri gelmişken bir kez daha hatırlatmak isterim.

Avrupa ekonomilerinde devam eden sorunlu tabloya istinaden Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 12 Aralık olağan toplantısında 50 baz puanlık bir indirim yapma olasılığına bu sabah %27 şans verildiğini not edelim. FED’in de benzer şekilde 18 Aralık’ta yapılacak toplantıda, %60 ihtimalle 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapacağı düşünülüyor. Bu hafta, FED Başkanı Powell da dâhil olmak üzere birçok FED yetkilisinin konuşma yapması planlanıyor. Yatırımcılar, bu konuşmalardan para politikasının geleceğine dair ipuçları arayacak.

Türkiye cephesinde ise gözler yarın açıklanacak Kasım ayı enflasyon verisine çevrildi. Hafta sonu açıklanan İstanbul bölgesi için İTO’nun enflasyonu aylık %3,1 artış kaydederken, yıllık enflasyon ise %57,99 olarak gerçekleşti. Resmî TÜFE enflasyonun yarın nasıl sonuçlanacağına bakacağız. Gıda hâriç enflasyon verisinin de yakında takip edileceğini unutmamak gerektiyor. Enflasyonun aylık %2 civarında veya makûl bir seviyede sonuçlanması durumunda, TCMB’nin 26 Aralık toplantısında 250 baz puan faiz indirimine soyunacağını düşünüyoruz. Bu görüşümüzün de arkasında, para politikasının görevini yerine getirdiğini, artık maliye politikasının devreye girerek hükûmet harcamalarının yavaşlaması noktasına doğru ilerleyeceğimizi düşünüyoruz. Enflasyonun toplumsal bir olgu olduğunu ve ancak tüm paydaşların ‘yükün’ altına girmesi ile çözülebileceğini bir kez daha hatırlatmak isterim.

TCMB swap hariç net yabancı para pozisyonu, son altı günde yaklaşık 4,5 milyar dolar iyileşerek 34,6 milyar dolar seviyesine yeniden yükseldiğini de görüyoruz. Net pozisyon, geçen ay başı ABD seçimleri nedeniyle belirgin bir düşüş yaşadıktan sonra tekrar toparlanma eğilimine girdi. Her ne kadar 2025’de yükü maliye politikalarının sırtlamasını beklesek de, TCMB’nin de kuru belli bir dengede tutma noktasında istekli olacağını ve elinin bu alanda oldukça güçlü olduğunun altını çizmek gerekiyor. TCMB, 2025 yılında faiz indirimlerine devam ederken, TL’nin de reel anlamda güçlü bir seyir izlemeye devam edeceğini, ya da enflasyona göre daha az değer kaybedeceğini düşünürken, yabancı yatırımcıların da yeniden TL cinsi varlıklara ilgisinin artacağını düşünüyoruz. Eğer yarın açıklanacak enflasyon verisi iyimser bir şekilde sonuçlanır ve faiz indirimlerinin de önü açılırsa, hisse senetlerine yönelik yükseliş isteğinin de ivme kazanacağını düşünüyoruz.

Asya piyasalarının haftaya güçlü bir başlangıç yaptığını görüyoruz. Çin’de açıklanan PMI verilerinin (büyümenin öncü göstergeleri) hükûmetin uyguladığı teşviklerin dünyanın ikinci büyük ekonomisinde etkisini göstermeye başladığı şeklinde yorumlanırken, Wall Street’teki rekor kapanışlar da piyasalara moral verdi. Japonya’da ise tahvil getirileri, Japonya Merkez Bankasından (BoJ) faiz artırımı beklentileriyle 16 yılın zirvesine ulaştı. Başkan Ueda’nın hafta sonu yaptığı açıklamada, ekonomik verilerin beklentilere uygun ilerlediğini ve bu nedenle bir faiz artırımının yaklaştığını belirtti. Çeyrek puanlık bir artış olasılığı yaklaşık %64 olarak görülüyor. YEN dolar karşısında 150 seviyesine kadar toparlanarak değer kazandığının altını çizelim.

Petrol fiyatları ise, Çin’den gelen olumlu imalat verileri ve İsrail’in ateşkese rağmen Lübnan’a yönelik saldırılarını sürdürmesi nedeniyle hafifçe yükseldi. Suriye cephesine ilişkin çok fazla bir bilgi birikiminiz olmasa da ‘ortalığın’ ciddi şekilde karıştığını görüyor ve okuyoruz. Uzun yıllar devam eden şiddetten sonra son yıllarda daha sakin bir seyir görülen Suriye’de iç savaş yeniden hareketlenirken, önemli yerleşim yerleri el değiştirdiğini ve bunun da yeniden istikrarsızlığı artırabileceğinden endişe ediyoruz. Yılın son ayına başlarken küresel anlamda imalat sanayi PMI verileri izlenecek. ABD, Şükran Günü tatilinden dönerken alışveriş çılgınlığının bugün de “Cyber Monday” online olarak sürmesi bekleniyor.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.