Connect with us

EKONOMİ

IMF: 2023 durgunluk yılı olacak; en kötüsü henüz gelmedi!

Yayınlanma:

|

  • Bugün gece geç saatlerde ABD’de açıklanacak FED’in son toplantı tutanakları, perşembe günü açıklanacak ve büyük merakla beklenen ABD TÜFE enflasyonu ve cuma gününden itibaren yine ABD’de ekonominin ve şirketlerin sağlığı açısından önemle takip edilecek 3. çeyrek bilançolar öncesinde küresel mali piyasalar dünkü günü bekle ve gör stratejisiyle, hatta hafif de olsa satıcılı bir seyir ile tamamladığını söyleyebiliriz.
  • Hatırlanacağı üzere, hafta başından itibaren, teknoloji hisselerinde satışlara neden olan ABD yönetiminin Çinli çip üreticilerine uygulamaya karar verdiği yeni ticari yasakların gölgesinde Nasdaq dün akşamı da %1 düşüşle tamamlarken, S&P500’de kayıplar %0,7 ; sanayi hisselerinin işlem gördüğü Dow Jones endeksi ise günü yatay tamamladı. Nasdaq’da son 3 günde düşüş %8 seviyesine yaklaştı!
  • Uluslararası Para Fonu (IMF), dün Ekim ayı Dünya Ekonomik Görünüm raporunu yayımladı ve tahminlerini güncelledi. Enflasyon, savaş kaynaklı enerji ve gıda krizleri ve keskin yüksek faiz oranlarından kaynaklanan pek çok etkinin bir araya gelmesi, dünyayı durgunluğun eşiğine ittiğini ve finansal piyasa istikrarını tehdit ettiği konusunda uyardı. IMF, 2023 küresel büyüme tahminlerini daha da düşürerek, dünya üretiminin üçte birini temsil eden ülkelerin (ABD, Çin ve euro bölgesi) duraklamaya devam ederek gelecek yıl resesyona girebileceğini söyledi. IMF, gelecek yıl küresel GSYİH büyümesinin, yüksek faiz oranlarının ABD ekonomisini yavaşlatması, Avrupa’nın enerji krizi, Çin’in ise devam eden COVID-19 karantinaları ve emlak sektörü ile mücadelesi nedeniyle Temmuz ayındaki %2,9’luk tahminini %2,7 seviyesine güncelledi. Almanya ve İtalya da dâhil olmak üzere bazı önemli Avrupa ekonomileri, enerji fiyatlarındaki ani artışlar ve kıtlıklar üretimi olumsuz etkilediği için gelecek yıl “teknik resesyona” gireceklerine yer veren IMF,  Euro Bölgesi büyümesini %1,2’den %0,5’e ; Çin’in büyümesi %4,6’dan %4,4’e indirildi. IMF, Türkiye ekonomisinin bu yıl %5,0 büyüdükten sonra 2023’te %3,0’e gerileyeceğini öngörüyor.
  • İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Bailey, İngiliz emeklilik fonları ve diğer yatırımcıları merkez bankasının desteğini Cuma günü geri çekeceği konusunda uyardı. Emeklilik fonları, maliye bakanı Kwarteng’in 23 Eylül’de hükümetin 45 milyar sterlinlik fonsuz (başka bir kaynak yaratılmadan) vergi indirim planı açıklaması ardından, uzun vadeli tahvil faizlerinin sert yükselmesi ile âdeta bozguna uğramış, nakit açığına düşmüştü ve hızla tahvil satmaya başlamışlardı. BoE ise, tahvillerin daha ‘düzenli’ bir şekilde elden çıkarılmasını sağlamak adına 28 Eylül ile 14 Ekim arasında 65 milyar sterlinlik uzun vadeli devlet tahvili satın alma sözü vermeye zorlanmıştı. İngiltere’de uzun vadeli tahvil faizlerinde yaşanan ‘deprem’ ardından BoE piyasadan tahvil alarak doğrudan müdahale etmek suretiyle faiz oranlarının sıçramasını engellemeye çalışsa da (bu destek de 3 gün içinde bitecek) bu sabah 30 yıl vadeli İngiliz tahvili yeniden müdahale öncesi seviye olan %5’e yaklaştı! Gelişmelere paralel, GBPUSD paritesinin de yeniden 1,10 seviyesinin altına sarkarak son 2 haftanın en düşük seviyesine gerilediğini görüyoruz. Yaralı kraliyet aslanında risk aşağı yönlü görünüyor.
  • Kıymetli madenler cephesinde ise tatsız seyir korunmaya devam ediyor. Jeopolitik risklerin tırmanması ve ABD’de açıklanan zayıf verilerden destek bulmak suretiyle kritik bir seviye olarak ele aldığımız 1,685 doları hızla aşan ve soluğu bir sonraki direnç bölgesi olan 1,730 dolarda alan altın,  ABD’de faiz artırımlarının devam edeceği beklentisinin ivme kazanması ile kazanımlarını koruyamayrak hızla 1,660 dolar seviyesine kadar geriledi. Altın için 1,685 dolar seviyesi âdeta oyun kurucu bir seviye olarak takip edilmelidir. Teknik bölgenin altında kaldığı sürece daha da aşağıda 1,613 hatta 1,600 dolar seviyeleri kartlar arasından görünüyor. Benzer bir şekilde, gümüş cephesinde de oyun kurucu seviye 20,80 dolar olarak düşünülebilir. Bu sabah gümüşün de 19 doların diplerine kadar gerilediğini ve yönün aşağıya döndüğünü not edelim. Geçen hafta OPEC+ kararı ile kükreyen ve neredeyse son 10 günde %18 değer kazanarak 98 dolara fırlayan Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, son 2 günde 5 dolardan fazla düşerek 93 dolar seviyesine geriledi.
  • İçerde ise kafalar olabildiğince karışık. USDTRY kuru, kamunun desteği ile 18,60 seviyesine defans hattı kurarken, bankaların tahvil alma yükümlülüğü ile Hazine’nin düzenlediği 7 yıl vadeli tahvil ihracında faiz tek haneli seviyelere geriledi. En basit yaklaşım ile, Kasım 2030 vadeli gösterge TL tahvil faizi %9,96 ; Ocak 2031 vadeli Türkiye’nin USD cinsi tahvili ise (eurobond) %11,04 seviyesinde işlem görüyor! TL tahvil faizleri, bankaların TL fonlama maliyetinin oldukça altında işlem görmesine rağmen bankacılık endeksi (XBANK) dünkü günü de olumlu bir performans kaydederek %2,1 yükselişle tamamladı. Sabah gazete haberlerini taradığımızda, ABD’de 2023 yılı savunma yetkilendirme yasasına Türkiye’ye F-16 satışını koşullara bağlayan maddelerin eklenmediğini; bunun da Türkiye’ye F-16 satışını kolaylaştıracağını düşünüyoruz.
  • ABD borsalarının sektör ve şirket bazlı hareketler ile dün geceyi karmaşık bir seyirle tamamlaması ardından, bu sabah Pasifiğin diğer ucunda Asya hisse senetleri, güçlenen dolar, İngiltere tahvil piyasasındaki istikrarsızlık ve en önemlisi bugün ABD’de açıklanacak üretici; yarın ise tüketici enflasyonu öncesinde, iki yılın en düşük seviyesine geriledi. Japon Yen’i 145,90 seviyesini de geçerek 24 yılın en düşük seviyesine gerilerken, Japon yetkililerin geçen ay olduğu üzere para birimini desteklemek için harekete geçecekler mi sorusu da kulislerde konuşulmaya başlandı.

>Son 3 gün!

BoE, tahvil geri alımlarını 3 gün sonra sonlandıracaklarını açıkladı. 30 yıl vadeli tahvil müdahale seviyesi öncesine (%5) yaklaşırken, GBPUSD paritesi ciddi mânâda değer yitirerek 1,09 seviyesine kadar geriledi. Risk aşağı yönlü görünüyor.

16655489714e8fc14fdbbea7bd2a6559e048880cff_1_1200.jpg

>Cari İşlemler Dengesi

Ağustos’ta cari işlemler dengesi $3,1 milyar açık verirken, açık fazlası ile savaş kaynaklı para girişleri yani net hata ve noksan kalemi ($4 milyar) finanse edildi. 8 aylık birikimli net hata ve noksan $28,1 milyar; 8 aylık cari açık ise $39,1 milyar seviyesinde gerçekleşti (2021 ilk 8 ay $12,8 milyar).

1665548971280b9cf129fdde4c45fad66ceb6a2c7a_2_1200.jpg166554897155e85523b490864dc07799bf0462e266_3_1200.jpg1665548971dc427e7dfed5f444cea3f9890302d7bc_4_1200.jpg1665548972e90a5a5c5f35b716635a4711705f0971_5_1200.jpg

İKTİSATBANK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.