Connect with us

ŞİRKETLER

Dijital Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik

Yayınlanma:

|

Teknoloji, iş dünyasında dönüşümün lokomotifi olmayı sürdürürken bu lokomotifin dümeni kurumların üst düzey liderlerinde. Deloitte’un son araştırmasında CEO’ların dijital dönüşümü stratejik bir alan olarak gördüklerine ve bu alandaki yatırımları sürdüreceklerine dikkat çekiliyor. CIO’ların rolü teknoloji sağlayıcısından yeni iş modellerinin etkinleştiricisine dönüşürken, CMO’lar müşteri bağlılığını artırmaya, CHRO’lar çalışan deneyimini iyileştirmeye odaklanıyor. Mali yükleri sırtlayan CFO’lar ise çalkantılı dönemleri bütçe yönetimini daha verimli hale getirerek aşmaya çabalıyor. Bu amaçlara ulaşma yolunda yeni teknolojiler devreye giriyor. Yetkin işgücüne erişimin zorlaştığı bir dönemde şirketlerin teknolojiye yatırım yapmalarının ardında ise deneyimi iyileştiren, maliyetleri kontrol altına alan, güvenli ve çevik bir altyapıya ve organizasyonel esnekliğe ulaşma hedefi yatıyor.

Şimdi gelin, 2023’ün teknoloji trendlerini keşfederek dijital dönüşümün yol haritasını çıkaracağımız, akıllı ve sürdürülebilir işletmelerin dijital dönüşüm serüveninde yeni nesil ERP sistemlerinin rolüne mercek tutacağımız, iş yüklerini buluta taşıyan şirketlerin hangi kazanımları elde ederek yarına hazırlandıklarını inceleyeceğimiz bir yolculuğa çıkalım. Dijital dönüşüm yolculuğuna hoş geldiniz!

Teknoloji trendleri değişiyor

Bir yılın daha sonuna yaklaşırken, 2023 için yeni teknoloji trendleri de arka arkaya açıklanıyor. Hızlı bir şekilde gelişen teknoloji, daha hızlı değişim ve ilerlemenin de önünü açıyor. Teknolojinin hızına bakınca, küresel salgının yeniden şekil verdiği dünyamızda gelecek 3 yılın, son 3 yıldan farklı olacağını kestirebiliyoruz. “Peki nasıl?” sorusunun yanıtına ilişkin ipuçlarını ise trendlerde buluyoruz.

Araştırma şirketi Gartner’ın, kısa bir süre önce En İyi 10 Stratejik Teknoloji Trendi başlıklı raporunda açıkladığı 2023 teknoloji trendleri arasında aşağıdaki başlıklar dikkat çekiyor:

  • Yapay Zeka Güven, Risk ve Güvenlik Yönetimi (AI Trust, Risk and Security Management)
  • Endüstri Bulutu Platformları (Industry Cloud Platforms)
  • Süper Uygulamalar (Superapps)
  • Uyarlanabilir Yapay Zeka (Adaptive AI)
  • Sanal Evren (Metaverse)
  • Sürdürülebilir Teknoloji (Sustainable Technology)

Gartner’ın öngörüleri kehanetin ötesine geçiyor ve işletmelerin geleceğe ilişkin bugünden pozisyon almasını kolaylaştırıyor. Gartner, bu trendler doğrultusunda işletmelerin 4 temel önceliği olacağını, bu durumun önümüzdeki 3 yılın kurumsal stratejilerine etki edeceğini tahmin ediyor:

  • Esneklik, operasyonlar ya da güvenin optimizasyonu
  • Her alanda ölçeklendirme
  • Hızlı aksiyonlarla müşteri katılımında öncülük
  • Sürdürülebilir teknoloji çözümleri

Gartner’a göre, gelecekte tüm yollar “sürdürülebilir teknolojiler”e çıkacak! İşletmeler, izlenebilirlik, analitikler ve yapay zeka gibi teknolojiler aracılığıyla sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmanın yollarını ararken, sürdürülebilir teknolojilere yapılan yatırımlar, büyüme için de yeni yollar sağlama, daha fazla operasyonel esneklik ve finansal performans yaratma potansiyelini de beraberinde getirecek gibi görünüyor.

Dünyaca tanınmış fütürist Bernard Marr ise Eylül ayında kaleme aldığı yazıda, 2023’ün en büyük 5 teknoloji trendini sıraladı: Yapay zeka, metaverse, dijital olarak düzenlenebilir bir dünya, blokzinciri, hiper bağlantılı ve akıllı bir dünya. Büyük veri ve yapay zekanın üstadı olarak anılan Marr’ın “bonus” olarak adlandırdığı trend ise Gartner’ın da altını kalınca çizdiği sürdürülebilir teknolojiler. “Teknolojimizin çevresel açıdan sürdürülebilir olduğundan emin olmamız gerekiyor” diyen Marr, müşterilerden yatırımcılara herkesin giderek daha fazla “yeşil kimlik” arayışına girdiğine dikkat çekerek, “Bunu 2023’te daha fazla göreceğiz” diyor.

Reportlinker’ın verilerine göre, 2021 yılını 8,4 trilyon dolarla kapatan küresel BT pazarının, bu yılın sonunda 10 trilyonu zorlayacağı, 2026’da ise 13,8 trilyon dolar büyüklüğe ulaşacağı bekleniyor. Peki, sözünü ettiğimiz yeşil kimlik arayışı, bugün işte dönüşümün merkezine yerleşen ve güçlü bir büyüme potansiyeli taşıyan BT pazarının neresinde konumlanıyor? Şüphesiz, yeşil BT’yi sürdürülebilirlik rotalarının merkezine yerleştiren işletmeler, sosyal ve çevresel sorumluluklarını yerine getirirken daha iyi iş sonuçları elde etme şansını da artırıyor. Ancak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada duyarlı teknolojilerin gücünü keşfeden işletmeler geleceğe yeşil ışık yakabiliyor.

Dijital dönüşümün yol haritası

Dijital dönüşüm, Endüstri 4.0’la başlayan dijital çağın gereklerine uyum sağlamayı ifade ediyor. Peki ya Endüstri 5.0? Dijital çağı tasarlarken insanın “ıskalandığı” fark edildiğinde, daha 4’ü yaşarken karşımızda beşinci versiyonu bulduk ve her şeyin odağına insanı koyduk. Aslında sürdürülebilir teknolojiler de aynı mesajı vermiyor mu? İnsanlara yaşanabilir bir gelecek sağlayabilmek için yalnız doğanın değil teknolojilerin de daha fazla yeşil olması gerekiyor.

Bu durumda dijital dönüşümün yol haritasını çizerken, birinci sıraya insanı, ardından teknolojiyi yerleştirmemiz lazım. Her işletmenin yapısal farklılıkları olduğunu düşündüğümüzde, dijital dönüşüm için tüm işletmelere uyan tek bir yol haritası çizmek pek de mümkün görünmüyor. Ardından hız, kalite ve verimi aynı anda sağlayabileceğimiz bir dijital stratejinin belirlenmesi gerekiyor. Dijital dönüşümün bir proje olarak ele alınacağını kabul edersek, onun kimler tarafında ve nasıl yönetileceğini ortaya koymaya, ayrıca değişimi de yönetmeye ve insan kaynağını dönüşüm sürecine hazırlamaya ihtiyaç var. Gartner, liderlerin yüzde 87’sinin sürdürülebilirlik yatırımlarını önümüzdeki iki yıl içinde artırmayı planladıklarını söylüyor. CFO Barometresi, şirketlerin neredeyse yüzde 55’inin sürdürülebilirlik bilgilerini rapor ettiğini gösteriyor. Bir CTO araştırmasında, teknoloji liderlerinin organizasyonlarında sürdürülebilirlik kültürü oluşturmaya odaklanarak, teknoloji hizmetlerini nasıl tasarlayıp kullandıklarını giderek daha fazla incelediği görülüyor. Pek çok araştırma, işletmeleri sürdürülebilir bir geleceği hazırlamak söz konusu olduğunda, liderliği üst düzey yöneticilerin üstlendiğine işaret ediyor. Fakat liderlerin tüm bu çabalarında insan odağından şaşmaması, değişim yönetimini göz ardı etmemesi gerekiyor.

Boston Consulting Group’un yaptığı bir araştırmaya göre, dijital dönüşüm projelerinin bir kısmı başarısız olmuş. Peki dijital dönüşüm projelerinde nerede hata yapılıyor?

  • Dijital dönüşüm projeleri, net hedefleri olan entegre bir stratejiyle hayata geçirilmeli. Bunun yalnızca bir teknoloji yatırımı olmadığı, iş yapış şekillerinin değişmesi, işin dijitalde yeniden kurgulanması anlamına geldiği unutulmamalı.
  • Bazı kurumlarda üst yönetiminin sürece katılımının ya da desteğinin sağlanmasında sıkıntı yaşanıyor. Bu destek de çok önemli.
  • Doğru insan kaynağının projede çalışması çok çok önemli. Dönüşümü en yeteneklilerinizle yönetmelisiniz.
  • İnsan değil sistem odaklı hareket ediliyor. Projeye odaklanılıp onu kullanacak olan insanlar sürece en son dahil ediliyor.
  • Bu dönüşüm şirketin kültürüne de etki ediyor. O yüzden değişim yönetimi uygulanması çok kritik.

Geleceği yakalayan akıllı ve sürdürülebilir işletmelerin yolculuğu

Dijital dönüşüme evet diyen ve doğru bir yol haritasını takip eden şirketler, akıllı ve sürdürülebilir işletme olma yolunda bir yolculuğa çıkıyor. İşletmeye özgü dijital dönüşüm yol haritası oluştuğundan bahsetmiştik. Bu durum yolculuğu ve yaşanacak deneyimi de farklılaştırıyor. Ancak değişmeyen tek bir şey var: Bu yolcuğun olmazsa olmazı akıllı bir ERP (Kurumsal Kaynak Planlama) çözümü.

Tam da bu noktada, Gartner’ın ortaya koyduklarını hatırlayalım: “Tek başına teknoloji yeterli olmayacak. Sürdürülebilir teknolojilere ihtiyaç duyulacak” O zaman buluta taşınmanın tam zamanı. Nasıl mı? Akıllı, yeni nesil ve bulutta çalışan bir ERP ile…

İş yüklerinizi buluta taşıyın

“Yapay zeka her yerde” demenin bir adım öncesine gidersek, “Bulut her yerde” dememiz gerekir. Bulut teknolojilerini kullanmayan neredeyse hiçbir kişi ya da kurum kalmadı. Düşük donanım maliyetinin yanı sıra, verimlilik ve performansta sağladığı artış, esneklik, veri güvenliği, denetim kolaylığı gibi unsurlar, bulut tabanlı teknolojilerin, iş dünyasında her geçen gün biraz daha yaygınlaşmasını sağlıyor. Zira bugün işletmeler gerçek zamanlı verileri eyleme geçirilebilir içgörülere dönüştürmeye, buradan hareketle uyguladıkları stratejilerle üretkenliği ve verimliliği artırmaya odaklanıyor. Giderek daha çok sektörde, daha çok işletme tarafından benimsenen bulut teknolojileri, her ölçekten organizasyonu akıllı ve sürdürülebilir işletmelere dönüştürerek inovasyon, iş dönüşümü ve kalıcı rekabet avantajını mümkün kılıyor.

Akıllı ve sürdürülebilir bir işletmeye dönüşme arzusu, her büyüklükteki şirketin ERP’lerini buluta taşımasını, devreye almaları hızlandırmasını, inovasyonun önünü açmasını ve toplam sahip olma maliyetini düşürmesini sağlıyor. Öyleyse şu soruyu soralım: Şirketinizi bulutta doğru şekilde, doğru hızda ve doğru maliyetlerle nasıl bir dönüşüm yolculuğuna çıkarırsınız? Cevabın SAP S/4HANA Cloud ve RISE with SAP olduğunu not ederek, biraz bulut iş modelinden bahsedelim.

Yeni Nesil Akıllı ERP ile İnovasyonu Teşvik Edin

İş süreçlerini modernize ederken daha yalın, akıllı, dijital ve ölçeklenebilir hale getirmek mümkün.

Kurumsal uygulama yazılımları pazarının lideri SAP, yeni nesil akıllı ERP çözümü S/4HANA’nın şirket içi sürümünün tüm işlevlerini bulutun avantajlarıyla buluşturdu. Ölçeklenebilirlik ve çeviklik sunan SAP S/4HANA’nın bulut versiyonu SAP S/4HANA Cloud ile işletmeler iş süreçlerini uçtan uca entegre ediyor.

SAP’nin bulutta çalışan akıllı ERP çözümü, donanım, altyapı ve SAP uzmanlığını tek sözleşmede, bulut iş modeliyle hizmet olarak sunan bir Yeni Nesil Dönüşüm Paketi’nin bir parçası olarak konumlanıyor. Akıllı işletmelerin koşullarına ve iş planlarına uygun kapsamlı bir dönüşüm paketi RISE with SAP, yalın, esnek ve bütünsel bir çözüm talep eden her ölçekten işletmeye yanıt veriyor. Tüm sektörlerde konum ve mevzuat bağımsız olarak iş ihtiyaçlarını destekliyor. Üstelik benzersiz maliyet, SLA (hizmet düzeyi anlaşması), uygulama ve destek hizmetlerini bir araya getiren tek bir sözleşme ve kullandığın kadar öde modeliyle… RISE with SAP çözüm paketi beş bileşenden oluşuyor.

  1. Bulut ERP (Cloud ERP)
  2. İş süreci zekası (Business process intelligence)
  3. İş platformu ve analitikler (Business platform and analytics)
  4. SAP iş ağları (SAP business networks)
  5. Sonuç temelli hizmet ve araçlar (Outcome-driven services and tools)

Bu bileşenleri iş süreçlerinize kusursuz bir biçimde entegre etmek isterseniz, bulutta Hizmet olarak Altyapı (IaaS), danışmanlık ve uygulama hizmetlerinden altyapı yönetimine kadar uçtan uca çözümler için SAP Platin | Global Partneri Detaysoft ile çalışabilirsiniz. Dijital dönüşüm yol haritasının yenilikçi adımlarını en iyi global uygulamalarla buluşturan Detaysoft’un 23 yılı aşkın uzmanlığından yararlanarak SAP çözümlerinin kazanımlarını uçtan uca artırabilirsiniz. İş süreçlerinde dijital dönüşümün anahtarı olan RISE with SAP ile bulut tabanlı akıllı SAP ERP sistemlerini sektörünüze özel uygulamalarla buluşturabilir, esnek ve ölçeklenebilir bir çözümün kazanımlarından yararlanabilirsiniz.

Akıllı İşletme Yolculuğunun Rotasını Detaysoft ile Birlikte Çizin

Bu yazıda dijitalleşmenin yol haritası bizi sürdürülebilirliğe çıkardı, yarının teknoloji trendlerini bu kavramdan bağımsız düşünemeyeceğimizi gördük. Geleceğe yön verecek teknolojilerin sürdürülebilirlikle kesiştiğini, her sektörde, rekabette öne geçmenin, dayanıklı iş modelleri oluşturmanın yolunun sürdürülebilirliği içselleştirmekten geçtiğini keşfettik. Ve artık şuna ikna olduk: Yapay zekanın emekleme aşamasından büyümeye geçeceği bir süreçte, yaşanabilir bir dünyayı bulut teknolojilerinden daha fazla yararlanan, akıllı ve sürdürülebilir işletmeler inşa edecek.

RISE with SAP, işinizi gerçek anlamda dönüştürmek için ihtiyaç duyduğunuz tüm çözüm ve hizmetleri tek bir pakette sunuyor. SAP Platin | Global Partneri  Detaysoft, sizi RISE with SAP ile tanışmaya davet ediyor. RISE with SAP’nin Detaysoft uzmanlığıyla nasıl hayata geçirildiğini öğrenmek için, bu adresi ziyaret ederek detaylı bilgi alabilir ve sayfanın sonundaki formu doldurabilirsiniz.

 

 

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

İklim Değişikliği Kanunu Meclis’ten Geçti: Hayatımız Nasıl Değişecek?

Yayınlanma:

|

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen İklim Değişikliği Kanunu, çevre politikalarında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Kanun; sanayiden tarıma, enerji üretiminden günlük yaşama kadar çok geniş bir etki alanına sahip. Peki, bu yasa yürürlüğe girdikten sonra hayatımızda neler değişecek?

1. Karbon Yönetimi ve Emisyon Ticaret Sistemi Geliyor

Yeni kanun ile birlikte artık sanayi ve enerji gibi yüksek emisyon üreten sektörler için karbon emisyonu izni alma zorunluluğu getirildi. İzin almadan faaliyet gösteren işletmelere ağır para cezaları uygulanacak.

Ayrıca Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulacak. Bu sistem sayesinde işletmeler karbon salım haklarını alıp satabilecek, “karbon piyasası” resmen doğmuş olacak. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile uyumlu bu sistem, ihracat yapan firmaların rekabet gücünü koruması açısından da kritik.

2. Yeni Kurumsal Yapılar ve Yetkiler

Kanunla birlikte İklim Değişikliği Başkanlığı daha güçlü bir yapıya kavuştu. Başkanlık artık doğrudan veri toplayacak, denetim yapacak, raporlama zorunluluğu getirebilecek. Her yıl güncellenen Ulusal İklim Eylem Planı, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefine yönelik yol haritasını oluşturacak.

Yerel düzeyde ise valilerin başkanlığında kurulacak İl İklim Koordinasyon Kurulları, iklim değişikliğiyle mücadeleyi sahaya indirecek.

3. Yeni Bir Fon Kaynağı: Karbon Gelirleri

Emisyon izinlerinden, cezai yaptırımlardan ve karbon ticaretinden elde edilecek gelirler, doğrudan “iklim projeleri” için kullanılacak. Bu amaçla döner sermaye işletmesi kurulacak ve yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği gibi projeler desteklenecek.

Bu sayede devlet, çevresel politikalarını sadece bütçeden değil, aynı zamanda karbon piyasasından fonlayabilecek.

4. Tüm Sektörlerde Dönüşüm Zorunluluğu

İklim Kanunu yalnızca çevre politikalarını değil; enerji, tarım, sanayi, ulaştırma, ormancılık ve atık yönetimi gibi tüm sektörleri etkiliyor. Örneğin:

  • Tarımda: İklime dirençli ürün desenleri ve kuraklık riskine göre planlama yapılacak.

  • Sanayide: Temiz teknolojiye geçmeyen işletmeler hem cezai hem ticari kayıplarla karşılaşacak.

  • Ulaştırmada: Emisyonsuz araçlar, elektrikli ulaşım sistemleri teşvik edilecek.

5. İşletmelere Yeni Yükümlülükler

Tüm firmalar, emisyon verilerini kayıt altına almak, raporlamak ve belirli eylem planlarına uymak zorunda olacak. Bu yükümlülüklere uymayanlara idari para cezaları, faaliyet izni iptali gibi yaptırımlar uygulanabilecek.

Bu durum, özellikle ihracat yapan firmalar için hayati önemde. Zira Avrupa Birliği, karbon vergilendirmesi uygulayan firmaları “düşük riskli” kabul edecek.

6. Sosyal Etki ve “Adil Geçiş” Politikası

Yasa kapsamında “adil geçiş” kavramı da hukuk sistemine girdi. Fosil yakıtlardan vazgeçerken, bu sektörlerde çalışan işçilerin mağdur olmaması, istihdam kaybı yaşanmaması için sosyal destek ve eğitim politikaları uygulanacak.

Hayatımızda Neler Değişecek?

  • Enerji ve ulaşım maliyetleri artabilir, çünkü karbon fiyatlaması ürünlere yansıtılacak.

  • Yeni iş kolları doğacak: karbon denetçiliği, iklim danışmanlığı, yeşil enerji üretimi gibi alanlarda istihdam artacak.

  • Tüketiciler, daha çevreci ürünlere yönelmek zorunda kalacak.

  • Belediyeler, yerel iklim uyum projeleri yürütmekle sorumlu olacak.

  • Firmalar, çevreye duyarlı üretim modellerine geçmek zorunda kalacak.

İklim Değişikliği Kanunu, Türkiye’nin çevre ve enerji politikasında bir dönüm noktasıdır. Bu yasa ile birlikte hem kamu hem özel sektör, çevresel sorumluluklarını daha sistematik ve yasal çerçevede yerine getirmek zorunda kalacak. Bu süreç ilk etapta maliyetli ve zorlayıcı gibi görünse de, uzun vadede Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme vizyonuna katkı sunacak köklü bir değişimi beraberinde getirecektir.

Resim

Okumaya devam et

GÜNCEL

SİGORTA SEKTÖRÜNDE YAPAY ZEKA DÖNÜŞÜMÜ

Opinion AI, sigorta sektöründeki dijital dönüşümün merkezinde yer alarak, sektöre yeni standartlar kazandırıyor. Şirket, platformunu sürekli geliştirerek sigorta şirketlerinin değişen ihtiyaçlarına dinamik bir şekilde yanıt veriyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Günümüzün hızla değişen ve rekabetçi iş dünyasında, sigorta sektörü de dönüşümün eşiğinde. Artan müşteri beklentileri, karmaşık veri setleri ve operasyonel verimlilik baskısı, sektör oyuncularını yenilikçi çözümler aramaya itiyor. İşte tam da bu noktada, yapay zeka (YZ) teknolojileri, sigorta sektörünün geleceğini şekillendirecek devrim niteliğinde bir güç olarak sahneye çıkıyor. YZ destekli çözümler, artık sadece bir lüks değil, sektörde ayakta kalmak ve rekabet avantajı elde etmek için vazgeçilmez bir stratejik araç haline geliyor. Bu yeni dönem, sigorta şirketlerinin operasyonlarını daha akıllı, daha hızlı ve daha verimli hale getirerek hem şirketlere hem de müşterilere eşi benzeri görülmemiş faydalar sunuyor.

Yapay Zekâ ile Yeni Bir Çağ

Sağlık teknolojileri alanında lider konumda olan Opinion AI, sigorta sektörüne getirdiği inovasyonlar ve sunduğu stratejik çözümlerle dikkatleri üzerine çekiyor. Opinion AI, gelişmiş yapay zeka algoritmalarını kullanarak sigorta şirketlerinin operasyonel verimliliğini artırırken, maliyetleri önemli ölçüde düşürüyor ve çok daha isabetli klinik kararlar alınmasını sağlıyor.

Opinion AI’ın yapay zekâ teknolojisi, sigorta sektörünün uzun süredir ihtiyaç duyduğu dönüşümü beraberinde getiriyor. Opinion AI Kurucu Ortağı Elif Elkin, bu dönüşümün somut etkilerini şöyle açıklıyor: “Tıbbi talep onay süreçlerini otomatikleştiren yapay zeka çözümümüz, sigorta şirketlerinin provizyon işlemlerini %80 oranında hızlandırırken, operasyonel maliyetleri %25 azaltıyor. Platformumuz, sigorta analistlerine sunduğu dijital asistanlık sayesinde tıbbi taleplerin doğruluğunu bilimsel kanıtlarla değerlendiriyor ve böylece daha hızlı, tutarlı ve güvenilir kararlar alınmasını sağlıyor.”

Kanıtlanmış Faydalarla Güçlenen Sigorta Operasyonları

Elif Elkin, Opinion AI’ın sigorta sektörüne sunduğu temel faydaların, operasyonel mükemmeliyeti ve stratejik avantajı bir araya getirdiğinin de altını çizdi:

  • Hızlı ve Doğru Provizyon: Opinion AI, tıbbi talepleri ICD-10 teşhis kodları ve CPT/DRG prosedür kodları üzerinden derinlemesine analiz eder. Bu sayede, teşhis-tedavi uyumluluğunu otomatik olarak değerlendirerek, basit ve geçerli taleplerin hızla onaylanmasını sağlarken, şüpheli veya karmaşık vakaları detaylı inceleme için akıllıca yönlendirir.
  • Suistimal Tespiti ve Önleme: Yapay zeka algoritmaları, anomali tespiti ve ileri analitik yetenekleriyle potansiyel dolandırıcılık vakalarını proaktif olarak belirliyor. Sistem, tutarsız teşhis-tedavi çiftleri veya yüksek seviyede kodlanmış hizmetleri tespit ederek, uygunsuz ödemelerin önüne geçiyor ve sigorta şirketlerini finansal risklerden koruyor.
  • Maliyet Verimliliği ve Kaynak Tasarrufu: Müşteri deneyimlerimiz, Opinion AI teknolojisinin sigorta şirketlerinde yıllık %15-20 oranında maliyet tasarrufu sağladığını göstermektedir. Daha doğru talep değerlendirmesi ve suistimallerin azaltılması sayesinde sigorta şirketleri, kaynaklarını daha etkin ve verimli kullanabiliyor.
  • Kanıta Dayalı Karar Desteği: Opinion AI, sigorta analistlerine her kararın arkasındaki bilimsel kanıtları şeffaf bir şekilde sunar. Tıbbi literatürden, güncel klinik kılavuzlardan ve en yeni araştırmalardan desteklenen önerilerle, hem daha tutarlı hem de yasal olarak savunulabilir kararlar alınmasını güvence altına alır.
  • Dijital İkiz Teknolojisi ile Kişiselleştirilmiş Değerlendirme: Platformun benzersiz dijital ikiz teknolojisi, her hastanın özgün profili için kişiselleştirilmiş risk analizi ve tedavi değerlendirmesi yapar. Bu ileri düzey yaklaşım, standart kural tabanlı sistemlerin ötesine geçerek, her vakanın kendine özgü nüanslarını dikkate alan, derinlemesine kararlar alınmasını mümkün kılar.

Endüstri Uyumu ve Veri Güvenliğinde Tam Güvence

Opinion AI çözümleri, HIPAA ve GDPR gibi en katı sağlık gizlilik yasaları ve düzenlemelerine tam uyumlu olarak tasarlandı. Platform, hasta verilerinin güvenliğini en üst düzeyde sağlayarak, sigorta şirketlerinin yasal yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelerine yardımcı olur ve veri güvenliği konusunda tam bir güvence sunuyor.

Sigorta Sektörünün Geleceği Opinion AI ile Şekilleniyor

Elif Elkin, son olarak sözlerini şöyle tamamladı: “Amacımız sadece sigorta işlemlerini otomatikleştirmek değil, aynı zamanda sigorta şirketleri ile sağlık hizmeti sağlayıcıları arasında daha şeffaf, verimli ve iş birlikçi bir ekosistem yaratmak. Yapay zekâ teknolojimiz, sigorta sektörünün daha adil, daha verimli ve kanıta dayalı bir yaklaşımla çalışmasına olanak tanıyarak hem sektör oyuncuları hem de nihai kullanıcılar için kazan-kazan durumu yaratıyor.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Kredi Derecelendirme Notunu Belirleyen Unsurlar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir firmanın kredi derecelendirme (rating) notu; o firmanın finansal gücünü, risk profilini ve borçlarını ödeme kapasitesini ölçmek için kullanılır. Finansal kurumlar ve derecelendirme kuruluşları, bu notu verirken birçok kriteri değerlendirir. Bu kriterlerin her biri, rating notunun oluşmasında belirli bir yüzdesel ağırlığa sahiptir.

1. Finansal Performans ve Mali Tabloların Analizi (%40)

Rating notunun en büyük payını firmanın finansal performansı oluşturur. Bilanço, gelir tablosu ve nakit akış tablosu üzerinden;

  • Kârlılık

  • Likidite

  • Borçluluk oranları
    gibi temel göstergeler analiz edilir. Ayrıca özkaynak-yabancı kaynak dengesi gibi sermaye yapısı unsurları da, finansal risklerin yönetimi açısından kritik önemdedir.

2. Firma Yönetimi ve Kurumsal Yapı (%20)

Yönetim kadrosunun deneyimi, profesyonelliği ve stratejik karar alma kapasitesi, firmanın sürdürülebilir başarısı üzerinde büyük etki yapar.
Kurumsal yönetim ilkelerine (şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik, sorumluluk) uyum, firmanın dış yatırımcılar nezdinde güvenilirliğini artırır.
Ayrıca sektörel tecrübe, yönetimin krizlere karşı refleksi ve inovatif yaklaşımı da bu başlıkta değerlendirilir.

3. Faaliyet Alanı ve İş Modeli (%15)

Firmanın hangi sektörde faaliyet gösterdiği, iş modelinin sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği de değerlendirme kriteridir.
Öne çıkan alt başlıklar:

  • Ürün veya hizmet kalitesi

  • Müşteri portföyü çeşitliliği

  • Pazar payı

  • Teknoloji kullanımı ve inovasyon kapasitesi

Ayrıca, sektör trendlerine hızlı uyum sağlama yeteneği ve büyüme potansiyeli bu kategoriye katkı sağlar.

4. Sektörel ve Makroekonomik Faktörler (%15)

Firma dışı faktörler de rating notunu etkiler. Özellikle:

  • Sektörün genel sağlığı (büyüme, rekabet, regülasyonlar)

  • Ekonomik konjonktür (faiz oranları, döviz kurları, enflasyon)

  • Politik ve jeopolitik riskler

Firmanın içinde bulunduğu sektörün dışsal risklere açıklığı, genel değerlendirmeye doğrudan yansır.

5. Ödeme Disiplini ve Kredi Geçmişi (%10)

Firmanın geçmiş borç ödeme davranışı, kredi notu üzerinde doğrudan etkilidir.

  • Gecikmeli ödemeler

  • Temerrüt kayıtları

  • Bankalarla yaşanan sorunlar

Bu unsurlar, firmanın risk primini yükseltir. Buna karşılık, düzenli ve sorunsuz kredi ödemeleri, güvenilirlik algısını pekiştirir ve finansmana erişimi kolaylaştırır.

Kredi notu, sadece bir firmanın geçmişini değil; gelecekteki ödeme gücünü, sürdürülebilirliğini ve finansal güvenilirliğini yansıtan kritik bir göstergedir.

🔑 Unutulmamalıdır: Kredi notu, geçmişin aynası değil, geleceğin güvence anahtarıdır…

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.