Connect with us

BANKA HABERLERİ

Ekonomi nasıl düzelir?

Yayınlanma:

|

Seçim oldu. Bayram bitti. Temmuz geldi. Bu arada Türk Lirası Amerikan Doları karşısında yüzde 30 değer kaybetti. Ama hala çocuklardan öğrendiklerini. Doğrusu ya elde edemeyeceğini bilmek, birleşme dövizinin kuruluşundan sonraki hareket konusunda yolumuzu aydınlatamıyor.

Türkiye bir süreden beri ekonomide akıl dışı (rasyonel olmayan) işler yapılıyor. Artık akılla buluşmaya karar verdi. Aklın yolunu bir kere bırakca o dönemden kalma kararlarının silsilesinden bir kere de çıkmak bile kolay değil. Onu da kabul etmek lazım.

Strateji yok hep taktiklerdendir ortadaki akılcı dışı önlemler manzumesi

Malum faiz inince kur patlamıştı. Sonra kurdaki patlamayı kontrol etmek için Kur Korumalı Mevduat (KKM) çıktı. Felaketimiz oldu. Bu arada, şirket belgelerinin kayıt altına alınması iten bir dizi yasak kararı çıktı. İthalattan ihracata tüm bir arada karıştı. TÜİK’in “İstatistikleri Ayarlama Enstitüsü” endeksleri ise Türkiye ekonomisi ile ilgili analiz yapmayı imkansız hale getirdi. Bilenler için Türkiye’de verimlilikten hata yapmadan bahsetmek imkansız hale geldi.

Ben ortadaki bu akıl dışı tutma manzumesine kıyafetlerini şu: Bir önlemi açıklıyorsun, her ne ise algıki, o bir şeyi bozuyor. O bozulan şey çok batı gözetleme odasındaki o şeylere neden olan baştaki tedbiri geri yöneticia, yalnızca başta görülen tedbirin bozduğu şeyleri elden çıkarmadan elde etmek için tamamen ilk tedbirden farklı bir başka tedbirden daha alıyorsunuz. Etti mi boyutu birbirinden farklı iki önlem.

Şimdi bu ikinci önlem de diğer bir göstergenin gözlemlediği biçimlere yol açıyor ve herkes bundan da yakınmaya başlıyor mu? Bu durumda ikinci gözetimi kontrola yol açan o ikinci her şeyi esastan bozan ilk kontrolü kaldırmaya gitmiyorsunuz. Ne almak? O diğer göstergenin cephesini düzeltecek ilk iki tedbirden tamamen farklı bir üçüncü tedbire daha alıyorsunuz. Oluyor mu birbirinde farklı üç önlem. “Strateji yok hep taktik” testleri bu işte akıl dışı yürütme manzumesinden bahsederken.

Akıl dışı bakım manzumesinden şipın işi kurtuluş yok

Ortadaki akıldışı koruma manzumesi temelde hep bir önceki denetimin neden olduğu semptomu tedavi etmek için kurulan yeni düzenlemeden oluşur. Sonunda ortaya bir keşkeşmeş çıkıyor. Siz “Yahu kısıtlamaları olarak işi nasıl iyi götürüyoruz?” diye bakıyorsun. Ama yol açtığınız kesmeş işletmeleri, bankaların ve diğer finansal merkezlerin kendi yöntemlerini yönetmelerini imkansız hale getiriyor. Ekonomiyi kontrol etmek ise iyice zorlaşıyor.

Şirketler aynı 1970’lerdeki gibi davranmaya başlıyor doğal olarak. İthalat faturaları yükseltiliyor. İhracat faturaları küçültülüyor. Hep ülke dışında döviz varlığını bulundurmak için. Neden? Bir asırda biriktirdiğinizi, iki kazı gütmemiş üç bürokratın akıl dışı çalıştırma manzumesine yem mi edebilir? Hayır doğal.

Şimdi bunların hepsi aynı anda düzeltilebilir mi? Hayır. O zaman işler iyice çığırından çıkar doğruları. KKM’de duran Türk Lirası mevduatı, her dövize gitme isteğinde bulunabilir. Ortada kapsamlı bir program yokken KKM ile ilgili adım atmakta fayda var. Ama bu durumda da bütçeye yükümlü görünüyor. Geçenlerde bu işleri bilen bir dost “Memleketi düşman işgalinden kurtarıp toparlayacak olsan ortada bu kadar hasar evi” diye anlatıyordu. Haklı. İleriye yönelik bir dizi söz var sistemi içinde hala.

Bu durumda, tedrici çalışmasına ihtiyaç olduğu açık bir şekilde. Ama abartmayalım. Kapsamlı bir program çerçevesi ve kapsamına yönelik güçlü bir anlatım olmadan, böyle akıl dışı bir kapsama manzumesini adım adım hedeflemeyi gerçekleştirmek de kolay değil elbette.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılın anlatısı nedir?

Demek ki neymiş, bizim bu akıl dışı düzenleme manzumesinden kaçınmak için öncelikle etrafa yönelik güçlü bir anlatıya (anlatı) sahip olmamız gerekirmiş. Peki, nedir Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılın anlatısı? Doğrusu ben ortada güçlü bir anlatı çerçevesini deneyin. Bugün size anlatmaya başlayayım ki, asıl daha nerelerde ne problemlerimiz olabilir onlardan da görün.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu 29 Ekim 1923’te daha ilansızken kurucu atalarımız 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’ni toplamışlardı. İmparatorluğumuz dağılmış, eski hükümranlık hayat damarları parçalanmış ve daha yeninin ne olduğu belli değildi.

Nasıldı? Birinci savaştan sonra dünya yeniden kuruluyordu. Eski hal sona ermişti. Yeni hal tanımı daha fazlalanmamıştı. Neyin olmayacağı belli olmuştu ancak daha fazla olacağı belli değildi. İşte o şartlar altında, yeni ulus hükümranlığı hükümlerine ilişkin bir anlatı çıktı İzmir İktisat Kongresi’nden.

Şimdi de benzer bir küresel yeniden yapılanma döneminin için koruma altındayız. Saflar yeniden çiziliyor, bölgede yerlerini nasıl alacaklarını belirlemeye çalışıyorlar. Dünyanın alıştığımız damarları parçalanıyor, küresel değer zincirleri yeniden yapılıyor. Nedir? Şubat 1923’te olduğu gibi bir durum değerlendirmesini gerçekleştirme ve Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını için bir anlatı koymanın tam zamanıdır.

Doğrusu ya, ben, Yeşil Yeni Mutabakatla birlikte küresel düzeyde bir teknolojik rekabet döneminin içinde yeni oluştuğunu düşünüyorum. Pandemi deneyimi bu tür ulus ötesi tehditleri kontrol etmeye yönelik yeni ekonomik güvenlik çerçevesini de şekillendirdi.

Bu küresel gündem yalnızca küresel değer zincirlerinin yapılanmasını değil aynı zamanda bölgemizin de yeniden yapılandırılmasını yürütür. Bölgemizde ağırlıkla iş modeli değiştirmek zorunda kalmak için dönüşmek zorunda olan ülkeler var. Bakın çevreleyena her ülkedeki birleştirme programı zaten, Bahreynden Azerbaycan’a. Türkiye’ye burada düşen nedir?

Düne kadar Çin bir başkaydı

Çin eskiden Deng Şiao Ping’ten kalan “ışığını sakla zamanını bekle” yaklaşımındaydı. Başkan Şi ile birlikte artık zamanının geldiğine karar verdi. O vakitten beri, Çin’e ikinci savaştan sonra Almanya ve Japonya’ya davrandığı gibi davranan ABD yaklaşımını kabul ediyorum.

Çin’in artık güvenliğini yaygınlaştırdığı bir güvenlik sistemine de sahip olması. Almanya ve Japonya’nın gelişimi böyle bir süreç değildi. Bölgesel iş birimlerinin kapsamı aynı zamanda değişiyor, bunu da not etmek lazım.

Rahmetli Özal bundan yıllar önce “21. asır Türk asrı olacaktır” demişti. Şimdi eski Sovyet coğrafyasında hala Rusya’ya ekonomik olarak bağlı kalan ülkelerin kendi ayaklarının üzerinde duracağı bir yeni sürecin başındayız. Türkiye, eski Sovyet coğrafyasında rekabet gücünü sürekli gerileyen bu ülkenin küresel ekonomiye yarışında önemli bir ülke. Çin ile Türkiye arasındaki İpek Yolu bağlantısı hem tasarruf olarak hem de bölge güvenlik açısından bu ülkelerle birlikte biçimlendirilecek. Bunu da akılda tutmak lazım.

Türkiye yeşil dönüşümünde duraklama devrini geride bırakmalı

Türkiye yeşil dönüşümünde duraklama devrini geride bırakmalı. Benim dosyalarım Şarm El Şeyh’teki COP27’ye heyecansız bir NDC ile gittik. Sonra enerji konusunda bilgilendirici plan daha da kötüydü. Kömürden çıkmak yerine termik santral lisanslarından bahseden bir kötü adım attı Enerji Bakanlığımız. Sanki Paris İklim Anlaşması yokmuş gibi.

Enerji Bakanlığı’nın kendi açıkladığı 2053 net sıfır yılı taahhüdünü unuttu. İklim kanunu hazırlık süreci tavsadı. Karbon fiyatlandırma konusunda hala adım atılmadı. Kömürden çıkışı geciktirdikçe herkes, tüm sanayinin ödeyeceği karbon fiyatı ve vergisi bir boğum daha artacak yalnızca. Bakın bunları tartışmaya daha başlamadık.

Çok iş var çok

Yalnızca Türkiye’nin kendi akıl dışı kaplama manzumesinin ortaya çıkması yeterli değil. O, olmayacak somutlaştıracak. Ama sonraki görünümleri belirlemede hadisenin kapsamını hızla genişletecek.

Dünya yeniden yapılırken Türkiye’nin acilen bu yeni teknolojik rekabet döneminde ne yapacağını belirlemesi gerekiyor. Daha bağımsız kural hakimiyetinden mahkemelerin durumuna bir sürü işlemi var aşırılık.

Koordinasyon sistemi ise ortada. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kapsamı bir denetim olmadan, müsteşarlıklar benzeri bir koordinasyon ortamlarında olmaz. Hadise Hazine ve Maliye’nin boyutlarını aşıp, Sanayiden Dışişlerine, Milli savunmadan ticaret bakanlığına hepsi ilgileniyor. Enerji Bakanlığı gibi zaten kayıp durumunda halka olan idareler de var bu arada.

Bu uzunlukta, ne yönlendirme belirleme işi sandığınızdan daha zor olabilir. Meclis aritmetiği de karışmışken ben boşuna meşveret dönemi demiyorum. Yeni dönem yeni Meşveret Meclisi Ekonomik ve Sosyal Konsey’i yeniden hatırlatmış olayım.

Peki, işin daha başında Mehmet Şimşek başarısız olursa ne olur? Türkiye, Arjantin olur. Şimdiki Arjantin değil, 2001’de ilk kez borçlarını ödeyemeyen Arjantin gibi olur. Kendi çukurunu kazar. Türkiye Arjantin olursa, IMF olmadan kazdığı çukurdan çıkamaz. Söyledim ve ahiretimi kurtardım.

Blog/Güven SAK

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

MERKEZİ YÖNETİMİN 2025 MAYIS AYI GELİR GİDER ANALİZİ

Yayınlanma:

|

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bugün (15.06.2025) yayınladığı veriler baz alınarak Merkezi Yönetimin 2024 Mayıs ayı sonu (önceki dönem) ile 2025 Mayıs ayı sonu (cari dönem) kıyaslanarak değerlendirme yapılmıştır. Açıklanan verilerden hazırladığımız tablo aşağıda sunulmuştur.

TESPİTLERİMİZ

1- Toplam gelirler içinde en yüksek tutarlı kalemler: Gelir Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, İthalde ve Dahilde Alınan KDV’dir. Cari dönemde bu 4 vergi türünün toplamı, toplam vergi gelirlerinin %70,7’sini oluşturmaktadır.
2- Toplam vergi gelirlerinin önceki dönemde %17,’4’ü, cari dönemde ise %20,9’u faiz ödemelerine gitmiştir..
3- Sosyal Güvenlik Kurumlarına (SGK) Görevlendirme Giderleri ile Hazine Yardımları adı altında yapılan ödemelerde önemli artış olmuştur. SGK’ya bir önceki dönemde 593,8 milyar TL aktarılırken, bu tutar cari dönemde 891,4 milyar TL olmuştur.
4- Bütçe açığı diğer kalemlere kıyasen daha düşük artış göstermiştir. Ancak yaptığımız araştırmalarda yılların son ayındaki bütçe açığı önceki aylara göre inanılmaz artmaktadır. Örneğin yılların ilk 11aylık bütçe açıkları toplamı (milyar TL); 2022’de 20,4; 2023’te 532,4; 2024’te 1.226,9 iken Aralık aylarındaki (tek aylık) bütçe açığı 2022’de 122,2; 2023’te 848, 2024’te ise 829,2 olmuştur. Sebebini bilmiyoruz. Ancak bu bağlamda yılın bütçe açığı sene sonunda netleşmektedir.


SONUÇ

Cari dönemde, personel giderleri+SGK’ya aktarılan tutar+faiz giderleri, toplam harcamaların %54,3’ünü oluşturmaktadır. Bu harcama kalemleri ve diğer harcama kalemleri dikkate alınınca gider tarafında harcamaları azaltacak tedbirlerin alınması zor görünmektedir. Sıklıkla gündeme getirilen tasarruf tedbirlerinin de bu büyüklükteki bütçede önemli bir sonuç sağlamayacağı görüşündeyiz. Bu nedenle Merkezi Yönetimin gelirleri arttırıcı (vergi oranlarını arttırma, yeni vergiler koyma, muafiyetleri ve istisnaları kaldırma gibi) uygulamalara gideceği kanaatindeyiz.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Sıddık Kardeşler Haddecilik Konkordato Talebinde Bulundu

Yayınlanma:

|

Yazan:

İSO 500’de 304. sıradaydı, 6,8 milyar TL ciroya rağmen konkordatoya başvurdu!

1976 yılında kurulan ve Türkiye çelik sanayisinin köklü firmalarından biri olan Sıddık Kardeşler Haddecilik Sanayi Ticaret Ltd. Şti., konkordato başvurusunda bulundu. 2024 yılı itibarıyla 6,8 milyar TL ciroya ulaşan şirket, İSO 500 listesinde 304. sırada yer almasına rağmen mali darboğazdan kurtulamayarak mahkemeye başvurdu.

Sektörde Şok Etkisi Yarattı

Sıddık Kardeşler’in konkordato kararı, demir-çelik sektöründe yankı uyandırdı. Yüksek cirosuna ve sektördeki güçlü konumuna rağmen böyle bir adım atılması, finansal risklerin ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi. Şirketin konkordato talebiyle birlikte mahkemeden süre talep ettiği ve borç yapılandırması sürecine girmeyi hedeflediği öğrenildi.

Konkordato Nedir, Ne Sağlar?

Konkordato, borçlarını vadesinde ödeyemeyen firmaların, alacaklılarıyla uzlaşarak faaliyetlerine devam etmesini sağlayan yasal bir süreçtir. Bu süreçte şirketin mal varlıkları koruma altına alınır ve mahkemenin onayı ile borç ödeme planı devreye girer. Amaç, iflasın önüne geçerek şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesidir.

Ekonomik Dalgalanma ve Sektörel Zorluklar

Son yıllarda artan enerji maliyetleri, kur dalgalanmaları ve iç piyasada yaşanan tahsilat problemleri; birçok sanayi şirketi gibi Sıddık Kardeşler’i de zora soktu. Özellikle çelik sektöründe rekabetin giderek arttığı ve marjların daraldığı bir dönemde, finansal yönetim becerileri daha da kritik hâle geldi.

Gözler Mahkeme Sürecinde

Şirketin konkordato başvurusunun kabul edilip edilmeyeceği ve geçici mühlet kararı verilip verilmeyeceği önümüzdeki günlerde netleşecek. Sektör temsilcileri ise bu gelişmeyi sadece tekil bir iflas belirtisi değil, çelik sektörünün alarm veren yapısal sorunları olarak değerlendiriyor.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İş Bankası’ndan dijital tahvil ihracı

İş Bankası Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk dijital Eurotahvil ihracını gerçekleştirdi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Euroclear tarafından işletilen Dijital Finansal Piyasa Platformu (D-FMI) kullanılarak ihraç edilen Eurotahvil, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde meydana gelen deprem felaketlerinden etkilenen illerdeki kişilerin, çiftçilerin, mikro ve küçük işletmelerin finansmanı için kullanılacak. İşlemde Citigroup Global Piyasalar ile Citibank Londra Şubesi dealer ve ajan banka rolleriyle görev aldı.

“Dijitalde doğmuş tahvil” (Digitally Native Note) olarak adlandırılan tahvil, Dağıtık Defter Teknolojisi (DLT) kullanılarak ihraç edildi. Söz konusu teknoloji; güvenli ve merkezi olmayan kayıt tutmayı sağlıyor; tahvillerin ihraç edilmesini ve takasını da kolaylaştırıyor. Bu sayede ihraç edilen Eurotahvilin takası da işlemin fiyatlandırıldığı gün içerisinde sonuçlandırıldı.

Türkiye’de ve gelişmekte olan bir piyasada özel bir banka tarafından blokzincir teknolojisi kullanılarak yapılan ilk Eurotahvil ihracı

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, konuya ilişkin değerlendirmesinde, ikinci yüzyılına adım attıkları 2025 yılında, Türkiye’de ve gelişmekte olan piyasalarda özel bir banka tarafından ilk dijitalde doğmuş Eurotahvil ihracını gerçekleştirmekten duydukları memnuniyeti vurgulayarak şunları söyledi:

“Türk bankacılık sektörünün uluslararası finansal piyasalarına erişim gücü, gelişmişlik düzeyi ve yeni teknolojilere hızlı adaptasyonunun teyidi niteliğindeki bu işlem, İş Bankası’nın dünyadaki yeni teknolojileri hayata geçirmedeki öncü rolünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bu ihracımızı, blokzincir teknolojisinin sermaye piyasaları işlemlerinde kullanımına örnek oluşturması açısından kıymetli buluyorum. Finansal piyasa enstrümanlarının sürekli gelişen teknolojilerle çeşitlenmesinde öncü rol oynamaktan da ayrıca gurur duyuyoruz. İşlemin dayandığı teknolojinin yanı sıra elde edilecek kaynakların deprem bölgesindeki üretici kesimlerce kullanılması ise işlemin önemini artıran bir diğer temel unsur.”

IFC Genel Müdürü Makhtar Diop da şöyle konuştu:

“Bu yatırım, finansal inovasyon alanında önemli bir dönüm noktası olup, Türkiye’nin ilk dijital tahvili olma niteliğini taşıyor. Bir blokzinciri platformunda ihraç edilen söz konusu tahvil, Türkiye’de depremden etkilenen işletmelerin finansmana erişmesine yardımcı olacak. Bu işlemle tahvil piyasasında yeni dijital teknolojileri kullanarak finansmanı daha erişilebilir hale getiriyor ve en çok ihtiyaç duyan taraflara kritik önemi haiz sermayeyi yönlendirerek depremden etkilenen bölgenin yeniden inşa ve toparlanma süreçlerini destekliyoruz.”

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.