Connect with us

GÜNDEM

ABD seçimleri: İlk değerlendirme

Yayınlanma:

|

ABD’de dört yıllık başkanlık döneminin ilk yarısında Temsilciler Meclisi tamamen, Senato ise üçte bir oranında yenilenir. Başkan Biden’ın kazandığı Kasım 2020 seçiminden iki yıl sonra, yani 8 Kasım‘da bu seçimler yapıldı.

Eyalet yönetimleri de yenilenmektedir. Biden yönetiminin ilk iki yılında Kongre’nin iki kanadında da Demokrat Parti çoğunluktaydı.

ABD siyasal hayatı iki büyük düzen partisine dayanır. İlk yarı-yıl seçimlerinde genellikle Başkan’ın partisi kayıplara uğrar. Kasım seçimlerinin öncesinde Biden’ın kamuoyu destekleri de yüzde 50’nin bir hayli altına yerleşmişti. Son anketler de Demokrat Parti’nin ağır bir yenilgiye uğrayacağını öngörüyordu.

Seçim arifesinin siyasal ortamı

Seçim sonuçları, 2016 seçiminde yarışan Joe Biden ve Donald Trump’ın siyasal gelecekleri açısından da önem taşıyor.

Aday olurlarsa 2024 seçimine yaşlanmış siyasetçiler olarak girecekler: Biden 81, Trump 78 yaşında olacak. Öngörüler tutarsa Trump’ın 2024 adaylığını haftaya açıklaması bekleniyor. Farklı bir yenilgi ise Biden’in iki yıl sonraki adaylığını gündem dışı kılacaktır.

8 Kasım’daki Cumhuriyetçi Parti adaylarını belirleyen ön-seçimlerde Trump’ın fanatik takipçileri ile geleneksel (ılımlı) Cumhuriyetçiler yarıştı. Eyalet ve Kongre seçimlerini kazanan Cumhuriyetçilerin içinde Trump taraftarlarının ağırlığı da önem taşıyor. 2024’te Trump’a açıkça karşı çıkarak adaylığı düşünen Cumhuriyetçiler de var. En çok Florida Valisi DeSantis üzerinde duruluyor.

Trump bir dizi ceza davası ile de karşı karşıyadır. Davaların yıprandırıcı etkisi veya başkanlığı önleyebilecek hükümlerle sonuçlanması söz konusudur.

Bu davalardan en önemlisi 6 Ocak 2020’de Kongre Binası işgali ile ilgilidir. Seçim sonuçlarını kesinleştirecek toplantıyı önlemeyi hedefleyen eylemin bir “darbe girişimi” olarak Trump tarafından örgütlendiği ileri sürülüyor.

Temmuz 2021’de Temsilciler Meclisi, bu suçlamayı soruşturan (ve Trump-karşıtı Cumhuriyetçilerin de yer aldığı) bir Komisyon kurdu. Çok sayıda tanığın ifadelerini, diğer kanıtları derleyen Komisyon raporu yakında hazırlanacaktır. Adalet Bakanlığı, Trump’ın siyasal hayatına son verebilecek cezaî bir dava açabilecektir.

Adalet Bakanlığı ciddi bir başka suçlamayı da soruşturmaktadır. Beyaz Saray’dan ayrılırken Trump, gizlilik derecesi de içeren çok sayıda resmî belgeyi Florida’da Mar-a-Lago malikanesine taşıyor. Beyaz Saray’daki resmî belgelerin, görevi son bulan başkanlar tarafından Ulusal Arşivler Bürosu’na devredilmesi gerektiğini öğreniyoruz. Belgelerin eksikliği ortaya çıkınca FBI, bir mahkeme kararıyla Mar-a-Lago’da arama yapıyor; kutular dolusu belgeye el koyuyor. Trump, toplanan belgelerin Adalet Bakanlığı’nca incelenmesini mahkemelerce önletmeye çalışıyor. Yüksek yargıya intikal edebilirse ağır suçlamalar gündemdedir.

Trump’ın avukatları başka suçlamalarla da cebelleşiyor. Newyork savcılarının sürdürdüğü vergi kaçakçılığı incelemeleri başta olmak üzere… Olası davaların 2024 seçimine kadar kesinleşmesi güç görünüyor. Zira, bugüne kadar hiçbir ABD başkanı görevi son bulduktan sonra suçlanmamış; yargılanmamıştır. Seçmenlerinin ortalama niteliği dikkate alınırsa, yargılanması Trump’a “mağduru oynama” avantajı da sağlayabilir.

Kesinleşen sonuçlar

10 Kasım Perşembe kesinleşen sonuçlara göre, Cumhuriyetçi Parti öndedir; ama beklentileri boyutunda değil… Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi/Demokrat dökümü 210 / 192’dir. Kesinleşmemiş 33 sandalyeden 8’ini kazanırsa, Cumhuriyetçi Parti mutlak çoğunluğa ulaşacaktır.

Senato seçimi ise 3 eyalet (Arizona, Nevada, Georgia) dışında kesinleşmiştir: İki parti 48’er sandalye ile eşit durumdadır.

Arizona’da Demokrat adayın önde olduğunu; Nevada’da oyların başabaş seyrettiğini öğreniyoruz.  Seçim güvenilirliği açısından sicili bozuk bir eyalet olan Georgia’da adaylardan hiçbiri yüzde 50 eşiğini geçemediği için Senato seçimi bir ay sonra tekrarlanacaktır.

Biden, ağır bir yenilgiyi atlattığı için sonuçlardan hoşnut görünüyor: “Demokrasi açısından iyi bir gün oldu. 2024’te yeniden aday olmayı düşünüyorum…” Trump’ın 2024 adaylığını açıklaması ise, Georgia’da yenilecek seçime ertelenecekmiş (BBC News, 10 Kasım).

Trump mı? Biden mı?

Ara-başlıktaki soru ile 2024 seçimlerine ilişkin falcılık yapmıyorum. Haddim olmayarak ABD siyasetini izleyen “solcu dünya vatandaşları” adına soruyorum: Hangisi ehvendir?

Amerikalı solcular açısından Trump ülkeleri için yüzkarası bir felakettir. Son seçim kampanyasında Trump’ın Dayton, Ohio’daki bir konuşmasını örnek alalım: “Yarın sandıklarda komünistleri ezeceğiz. ‘Göçmenler Meksika’da kalsın’ politikamıza döneceğiz. Vatansever sınır muhafızlarımızı sahipleneceğiz. Polislerimize hak ettikleri yetkiyi ve saygınlığı vereceğiz. Amerika’ya kanunları ve asayişi geri getireceğiz. Milletimizin oluşumunda yer alan Yahudi-Hristiyan değerleri yeniden sahipleneceğiz. Dünyaya virüsü saldığı için Çin’den hesap soracağız…” (World Socialist Web Site, 8 Aralık).

Bu hezeyanın sahibi, koyu ırkçı, eril değerler ile beslenen faşist kimliğini son on yıl boyunca çok daha ilkel biçimlerde ortaya koydu. Cumhuriyetçi Parti’den 50 milyon Amerikalı da 2020 seçimlerinin “bir büyük komplo sonunda Trump aleyhine çalındığını” hâlâ ve ısrarla benimsemektedir. Sadece, “kaybetmesi mümkün değildir” inancına dayanarak…

Peki madalyonun diğer yüzü? İktidardaki Demokrat Parti, ABD’nin emperyalist kimliğini, hegemonik işlevlerini, nükleer bir kıyamet olasılıkları ile birlikte benimseyen bir “savaş partisi”dir. Son yarım yüzyılı aşan bilançosunu hatırlayın: Küba, Vietnam, Balkanlar, Afganistan, Orta Doğu ve Ukrayna’daki “marifetleri” ile Kennedy, Johnson, Carter (Brzezinski), Clinton, Obama ve Biden’ın kanlı sicilleri karşımızdadır.

İşin tuhafı bu lekeli sicili arada bir Cumhuriyetçi Parti frenlemiştir. Nixon’un (Kissinger’le birlikte) Çin Halk Cumhuriyeti ile yaptığı anlaşmayı ve Trump’ın “ABD’nin ebedî savaşları”nı lanetleyerek Suriye’den, Afganistan’dan çekilme çağrılarını, NATO-karşıtı söylemleri ile birlikte hatırlayalım. Son eğilim, 8 Kasım ara-seçimlerinde bazı Cumhuriyetçi adayların Ukrayna’ya savaş yardımının sürdürülmesine karşı çıkması biçiminde de gözlendi.

ABD siyasal yelpazesi, Avrupa’yı biraz andırır.  Hayli sulandırılmış bir sosyal demokrasi Demokrat Parti’de yer alır. Son yıllarda bazı sosyalistler, kısmen bu yüzden, kısmen de Cumhuriyetçilerin ırkçılığına tepki nedeniyle Demokrat Parti’ye katıldı.

Dünya kapitalist sisteminin hegemon gücü olan ABD’den söz ediyoruz. Emperyalizmin işlevlerini tümüyle, fazlasıyla üstlenen bir devlet, sosyal demokrasiye ne kadar hareket alanı tanır?

Soruya ışık tutan bir örnekle yetinelim: Demokrat Parti saflarında   Kongre’ye girmiş olan İlericiler Grubu’ndan otuz kişi Biden’a hitap eden bir açık mektup yayımladı. Nükleer savaş olasılığını hatırlatarak Ukrayna’da ateşkes müzakerelerinin başlatılmasını önerdi. “Savaş partisi” sert tepki gösterdi; imzacılar “Putin’i desteklemekle” suçlandı. Otuz Kongre üyesi de “hata yaptıklarını kabul ederek” bildiriyi geri çekti.

Galiba 8 Kasım 2022’deki ABD seçimlerine de bu çerçeve içinde bakmak gerekiyor. Faşizmin (üstelik halk sınıfları saflarında da) yaygınlaştığı, emperyalizmin saldırganlaştığı bir dönemdeyiz. Farklı coğrafyalardaki sosyalistler de Amerika’daki şaşkın yoldaşları gibi yalpalayabilir.

Alçakgönüllü bir öneri aklıma geliyor: “Ehven-i şer” çözüm değil; olsa olsa geçici bir ara-aşamadır. Nihaî hedefi korumak koşuluyla…

Prof. Dr. KORKUT BORATAV

Okumaya devam et

Ali Coşkun

30 HAZİRAN: AY SONU UYARILARI

Yayınlanma:

|

Yazan:


Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.

Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.

Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;

1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi

Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.

Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.

Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.

2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)

Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.

Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.

İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.

3. Takas Çek Ödemeleri

Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.

Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.

Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.

4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler

KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.

Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.

Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.

Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.

3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.

Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.

Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.

5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları

Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.

Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.

Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.

Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.

Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.

Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.

Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan

Yayınlanma:

|

Yazan:

Tüzel Kişilerde Mutlak Butlan: Şirket, Dernek, Vakıf ve Siyasi Partiler Açısından Hukuki Geçersizlik

Hukuk düzeninde bazı işlemler, baştan itibaren geçersiz sayılır. Bu tür işlemler “mutlak butlan” (yokluk) kavramı ile açıklanır. Türk hukuk sisteminde; şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler gibi tüzel kişiler açısından da bu geçersizlik ciddi sonuçlar doğurur.

Mutlak Butlan Nedir?

Mutlak butlan; hukuka, kamu düzenine, ahlaka veya emredici şekil kurallarına aykırı bir hukuki işlemin başlangıçtan itibaren hükümsüz olması halidir. Bu işlemler sanki hiç yapılmamış gibi değerlendirilir. Mutlak butlan hâlinde:

  • Herkes geçersizliği ileri sürebilir.

  • Mahkemeler re’sen (kendiliğinden) dikkate alır.

  • Zamanaşımı söz konusu değildir.

  • Hukuki sonuç doğurmaz.

1. Şirketlerde Mutlak Butlan

Ticaret hayatında şirketler üzerinden gerçekleştirilen bazı işlemler, hukuki şekil şartlarına ve kanuni kurallara aykırıysa mutlak butlan gündeme gelir.

Örnekler:

  • Geçersiz Kuruluş: Asgari sermaye şartını taşımayan bir anonim şirketin kurulması.

  • Kanuna Aykırı Amaç: Yasa dışı işler (örneğin kaçakçılık) için kurulan şirketler.

  • Şekil Eksikliği: Genel kurul toplantısı, zorunlu çağrı ve nisap şartları olmadan yapılırsa alınan kararlar geçersizdir.

2. Derneklerde Mutlak Butlan

Dernekler Kanunu’na göre, bir derneğin hem kuruluş hem de faaliyet süreçlerinde kamu düzeni ve yasalara uygunluk esastır. Aksi hâlde mutlak butlan söz konusu olur.

Örnekler:

  • Kanunsuz Kuruluş: Dernek tüzüğü, yürürlükteki yasalara aykırıysa (örneğin yasadışı örgüt propagandası içeriyorsa).

  • Geçersiz Genel Kurul: Üyelerin haberi olmadan yapılan toplantıda alınan kararlar hükümsüzdür.

  • Amaç Ahlaka Aykırı: Toplumda nefret, ayrımcılık, ırkçılık gibi ahlaka aykırı fikirleri yayan dernekler geçersiz sayılır.

3. Vakıflarda Mutlak Butlan

Vakıflar, kuruluşlarında sıkı şekil şartlarına tabidir. Bu şartlara uyulmaması hâlinde vakıf tüzel kişiliği oluşmaz.

Örnekler:

  • Resmî Senet Eksikliği: Noter huzurunda düzenlenmeyen vakıf senedi geçersizdir.

  • Mal Varlığı Devri Yoksa: Kurucu tarafından belirtilen taşınmazın vakfa devri yapılmamışsa kuruluş yok hükmündedir.

  • Kamu Düzenine Aykırı Amaç: Terör finansmanı veya ayrımcı amaç güden vakıflar geçersizdir.

4. Siyasi Partilerde Mutlak Butlan

Siyasi partiler, Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na uygun olarak faaliyet yürütmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi, bu konuda nihai denetim merciidir.

Örnekler:

  • Anayasa’ya Aykırılık: Laiklik, insan hakları, devletin bütünlüğü gibi ilkelere aykırı partiler kapatılır ve işlemleri mutlak butlanla geçersiz sayılır.

  • Usulsüz Kurultay: Parti tüzüğüne aykırı yapılan seçimler geçersizdir.

  • Tüzük ve Program İhlalleri: Toplumsal barışa tehdit oluşturan ifadeler taşıyan programlar yok hükmündedir.

Tüzel Kişilerde Hukuki Ciddiyet Şart

Mutlak butlan, yalnızca bireysel sözleşmelerde değil; kurumların varlığını ve işlemlerini de doğrudan etkileyen bir hükümsüzlük türüdür. Şirketler, dernekler, vakıflar ve siyasi partiler; kuruluş ve faaliyet süreçlerinde şekil, içerik ve amaç yönünden hukuka uygun davranmadıklarında, yaptıkları işlemler geçersiz sayılır. Bu durum, hem kamu düzeninin korunması hem de hukuki güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ZENGİNLİK İLLÜZYONU: Gerçek Zenginlik mi, Borçla Alınmış Bir Hayal mi?

Yayınlanma:

|

Günümüzde birçok birey, şirket ve hatta ülke; sahip olduğundan çok daha fazla zenginmiş gibi davranıyor. Lüks arabalar, büyük evler, gösterişli tatiller ve sosyal medyada sergilenen “refah dolu” hayatlar… Ancak tüm bu görüntülerin arkasında çoğu zaman borçla finanse edilen bir tüketim yatıyor.

Bu duruma ekonomi literatüründe “Zenginlik İllüzyonu” adı veriliyor. Yani kişi ya da kurumlar gerçek zenginlik yerine, borçla veya geçici gelirlerle sürdürülen bir refah algısı içinde yaşıyorlar.

BİREYSEL DÜZEYDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Kredi kartıyla yapılan lüks harcamalar

  • Taksitle alınan araba, ev, tatil vb.

  • Sosyal medyada sergilenen “lüks yaşam” gösterileri

Gerçek: Sahip olunan varlık değil, borçla finanse edilmiş bir tüketimdir.

Kredi kartıyla alınan pahalı telefonlar, taksitle gidilen lüks tatiller ve gösteriş için yapılan harcamalar… Tüm bu tüketim örnekleri, zenginlik illüzyonunun bireysel düzeydeki tezahürüdür. Kişi, aslında gelecek gelirini bugünden harcamakta, ama kendini “zengin” hissetmektedir.

ŞİRKETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Sürekli borçlanarak yapılan yatırımlar

  • Gerçekleşmemiş kârlar üzerinden yapılan büyüme planları

  • Finansal tablolarda şişirilmiş varlıklar

Gerçek: Firmanın nakit akışı sorunlu olabilir, ancak dışarıdan “büyüyen ve zenginleşen şirket” algısı yaratılır.

Bazı firmalar; sürekli kredi kullanarak yatırım yapmakta, borçla büyümektedir. Finansal tablolarda görülen “kâr” çoğu zaman nakit akışıyla desteklenmeyen hayali bir kârdır. Böyle firmalar dışarıdan güçlü görünse de içeride ciddi risk taşır.

DEVLETLERDE ZENGİNLİK İLLÜZYONU

Nasıl oluşur?

  • Aşırı borçlanmayla finanse edilen büyük altyapı projeleri

  • Yapay şekilde düşük faizle genişleyen ekonomi

  • Kısa vadeli döviz girişleriyle büyüyen cari açık

Gerçek: Ekonominin temelleri zayıftır ama halk kendini refah içinde hisseder. Bu, genellikle krizle sonuçlanır (örneğin 2001 Türkiye krizi, 2008 ABD mortgage krizi).

Makroekonomik düzeyde, bazı devletler büyük projeler yaparak vatandaşlarına “refah” algısı yaratır. Ancak bu projelerin finansmanı borçla sağlanıyorsa ve üretim-tasarruf dengesi bozulmuşsa, bu durum sadece geçici bir illüzyondur. Ekonomik kriz kaçınılmaz hale gelir.

Zenginlik İllüzyonunun Nedenleri

  • Tüketim kültürü ve reklamlar

  • Sosyal medya ve gösteriş toplumu

  • Finansal okuryazarlık eksikliği

  • Yatırım yerine tüketimin teşvik edilmesi

  • Kısa vadeli politikalar

ZENGİNLİK İLLÜZYONUNUN SONUÇLARI VE ZARARLARI

  • Gerçek olmayan refah, tasarrufları azaltır.

  • Aşırı borçlanma ekonomiyi kırılgan hale getirir.

  • Kriz anlarında bu illüzyon bir anda dağılır.

  • Sosyal huzursuzluk ve gelir adaletsizliği artar.

GÖSTERİŞ DEĞİL GERÇEK ZENGİNLİK

Gerçek zenginlik; üretim, tasarruf ve sürdürülebilir gelir artışıyla mümkündür. Tüketim ve borçla sürdürülen bir yaşam tarzı, sadece zenginlik illüzyonu yaratır. Bu yanılsamadan kurtulmak için finansal bilinçlenme ve sadeleşme şarttır. Zenginlik illüzyonu, finansal gerçeklerden kopmuş bir algı oyunudur. Ekonomide sürdürülebilir refah; gerçek gelir artışı, üretim gücü ve tasarruf ile olur, borç ve gösterişle değil.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.