ABD’de dört yıllık başkanlık döneminin ilk yarısında Temsilciler Meclisi tamamen, Senato ise üçte bir oranında yenilenir. Başkan Biden’ın kazandığı Kasım 2020 seçiminden iki yıl sonra, yani 8 Kasım‘da bu seçimler yapıldı.
Eyalet yönetimleri de yenilenmektedir. Biden yönetiminin ilk iki yılında Kongre’nin iki kanadında da Demokrat Parti çoğunluktaydı.
ABD siyasal hayatı iki büyük düzen partisine dayanır. İlk yarı-yıl seçimlerinde genellikle Başkan’ın partisi kayıplara uğrar. Kasım seçimlerinin öncesinde Biden’ın kamuoyu destekleri de yüzde 50’nin bir hayli altına yerleşmişti. Son anketler de Demokrat Parti’nin ağır bir yenilgiye uğrayacağını öngörüyordu.
Seçim arifesinin siyasal ortamı
Seçim sonuçları, 2016 seçiminde yarışan Joe Biden ve Donald Trump’ın siyasal gelecekleri açısından da önem taşıyor.
Aday olurlarsa 2024 seçimine yaşlanmış siyasetçiler olarak girecekler: Biden 81, Trump 78 yaşında olacak. Öngörüler tutarsa Trump’ın 2024 adaylığını haftaya açıklaması bekleniyor. Farklı bir yenilgi ise Biden’in iki yıl sonraki adaylığını gündem dışı kılacaktır.
8 Kasım’daki Cumhuriyetçi Parti adaylarını belirleyen ön-seçimlerde Trump’ın fanatik takipçileri ile geleneksel (ılımlı) Cumhuriyetçiler yarıştı. Eyalet ve Kongre seçimlerini kazanan Cumhuriyetçilerin içinde Trump taraftarlarının ağırlığı da önem taşıyor. 2024’te Trump’a açıkça karşı çıkarak adaylığı düşünen Cumhuriyetçiler de var. En çok Florida Valisi DeSantis üzerinde duruluyor.
Trump bir dizi ceza davası ile de karşı karşıyadır. Davaların yıprandırıcı etkisi veya başkanlığı önleyebilecek hükümlerle sonuçlanması söz konusudur.
Bu davalardan en önemlisi 6 Ocak 2020’de Kongre Binası işgali ile ilgilidir. Seçim sonuçlarını kesinleştirecek toplantıyı önlemeyi hedefleyen eylemin bir “darbe girişimi” olarak Trump tarafından örgütlendiği ileri sürülüyor.
Temmuz 2021’de Temsilciler Meclisi, bu suçlamayı soruşturan (ve Trump-karşıtı Cumhuriyetçilerin de yer aldığı) bir Komisyon kurdu. Çok sayıda tanığın ifadelerini, diğer kanıtları derleyen Komisyon raporu yakında hazırlanacaktır. Adalet Bakanlığı, Trump’ın siyasal hayatına son verebilecek cezaî bir dava açabilecektir.
Adalet Bakanlığı ciddi bir başka suçlamayı da soruşturmaktadır. Beyaz Saray’dan ayrılırken Trump, gizlilik derecesi de içeren çok sayıda resmî belgeyi Florida’da Mar-a-Lago malikanesine taşıyor. Beyaz Saray’daki resmî belgelerin, görevi son bulan başkanlar tarafından Ulusal Arşivler Bürosu’na devredilmesi gerektiğini öğreniyoruz. Belgelerin eksikliği ortaya çıkınca FBI, bir mahkeme kararıyla Mar-a-Lago’da arama yapıyor; kutular dolusu belgeye el koyuyor. Trump, toplanan belgelerin Adalet Bakanlığı’nca incelenmesini mahkemelerce önletmeye çalışıyor. Yüksek yargıya intikal edebilirse ağır suçlamalar gündemdedir.
Trump’ın avukatları başka suçlamalarla da cebelleşiyor. Newyork savcılarının sürdürdüğü vergi kaçakçılığı incelemeleri başta olmak üzere… Olası davaların 2024 seçimine kadar kesinleşmesi güç görünüyor. Zira, bugüne kadar hiçbir ABD başkanı görevi son bulduktan sonra suçlanmamış; yargılanmamıştır. Seçmenlerinin ortalama niteliği dikkate alınırsa, yargılanması Trump’a “mağduru oynama” avantajı da sağlayabilir.
Kesinleşen sonuçlar
10 Kasım Perşembe kesinleşen sonuçlara göre, Cumhuriyetçi Parti öndedir; ama beklentileri boyutunda değil… Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi/Demokrat dökümü 210 / 192’dir. Kesinleşmemiş 33 sandalyeden 8’ini kazanırsa, Cumhuriyetçi Parti mutlak çoğunluğa ulaşacaktır.
Senato seçimi ise 3 eyalet (Arizona, Nevada, Georgia) dışında kesinleşmiştir: İki parti 48’er sandalye ile eşit durumdadır.
Arizona’da Demokrat adayın önde olduğunu; Nevada’da oyların başabaş seyrettiğini öğreniyoruz. Seçim güvenilirliği açısından sicili bozuk bir eyalet olan Georgia’da adaylardan hiçbiri yüzde 50 eşiğini geçemediği için Senato seçimi bir ay sonra tekrarlanacaktır.
Biden, ağır bir yenilgiyi atlattığı için sonuçlardan hoşnut görünüyor: “Demokrasi açısından iyi bir gün oldu. 2024’te yeniden aday olmayı düşünüyorum…” Trump’ın 2024 adaylığını açıklaması ise, Georgia’da yenilecek seçime ertelenecekmiş (BBC News, 10 Kasım).
Trump mı? Biden mı?
Ara-başlıktaki soru ile 2024 seçimlerine ilişkin falcılık yapmıyorum. Haddim olmayarak ABD siyasetini izleyen “solcu dünya vatandaşları” adına soruyorum: Hangisi ehvendir?
Amerikalı solcular açısından Trump ülkeleri için yüzkarası bir felakettir. Son seçim kampanyasında Trump’ın Dayton, Ohio’daki bir konuşmasını örnek alalım: “Yarın sandıklarda komünistleri ezeceğiz. ‘Göçmenler Meksika’da kalsın’ politikamıza döneceğiz. Vatansever sınır muhafızlarımızı sahipleneceğiz. Polislerimize hak ettikleri yetkiyi ve saygınlığı vereceğiz. Amerika’ya kanunları ve asayişi geri getireceğiz. Milletimizin oluşumunda yer alan Yahudi-Hristiyan değerleri yeniden sahipleneceğiz. Dünyaya virüsü saldığı için Çin’den hesap soracağız…” (World Socialist Web Site, 8 Aralık).
Bu hezeyanın sahibi, koyu ırkçı, eril değerler ile beslenen faşist kimliğini son on yıl boyunca çok daha ilkel biçimlerde ortaya koydu. Cumhuriyetçi Parti’den 50 milyon Amerikalı da 2020 seçimlerinin “bir büyük komplo sonunda Trump aleyhine çalındığını” hâlâ ve ısrarla benimsemektedir. Sadece, “kaybetmesi mümkün değildir” inancına dayanarak…
Peki madalyonun diğer yüzü? İktidardaki Demokrat Parti, ABD’nin emperyalist kimliğini, hegemonik işlevlerini, nükleer bir kıyamet olasılıkları ile birlikte benimseyen bir “savaş partisi”dir. Son yarım yüzyılı aşan bilançosunu hatırlayın: Küba, Vietnam, Balkanlar, Afganistan, Orta Doğu ve Ukrayna’daki “marifetleri” ile Kennedy, Johnson, Carter (Brzezinski), Clinton, Obama ve Biden’ın kanlı sicilleri karşımızdadır.
İşin tuhafı bu lekeli sicili arada bir Cumhuriyetçi Parti frenlemiştir. Nixon’un (Kissinger’le birlikte) Çin Halk Cumhuriyeti ile yaptığı anlaşmayı ve Trump’ın “ABD’nin ebedî savaşları”nı lanetleyerek Suriye’den, Afganistan’dan çekilme çağrılarını, NATO-karşıtı söylemleri ile birlikte hatırlayalım. Son eğilim, 8 Kasım ara-seçimlerinde bazı Cumhuriyetçi adayların Ukrayna’ya savaş yardımının sürdürülmesine karşı çıkması biçiminde de gözlendi.
ABD siyasal yelpazesi, Avrupa’yı biraz andırır. Hayli sulandırılmış bir sosyal demokrasi Demokrat Parti’de yer alır. Son yıllarda bazı sosyalistler, kısmen bu yüzden, kısmen de Cumhuriyetçilerin ırkçılığına tepki nedeniyle Demokrat Parti’ye katıldı.
Dünya kapitalist sisteminin hegemon gücü olan ABD’den söz ediyoruz. Emperyalizmin işlevlerini tümüyle, fazlasıyla üstlenen bir devlet, sosyal demokrasiye ne kadar hareket alanı tanır?
Soruya ışık tutan bir örnekle yetinelim: Demokrat Parti saflarında Kongre’ye girmiş olan İlericiler Grubu’ndan otuz kişi Biden’a hitap eden bir açık mektup yayımladı. Nükleer savaş olasılığını hatırlatarak Ukrayna’da ateşkes müzakerelerinin başlatılmasını önerdi. “Savaş partisi” sert tepki gösterdi; imzacılar “Putin’i desteklemekle” suçlandı. Otuz Kongre üyesi de “hata yaptıklarını kabul ederek” bildiriyi geri çekti.
Galiba 8 Kasım 2022’deki ABD seçimlerine de bu çerçeve içinde bakmak gerekiyor. Faşizmin (üstelik halk sınıfları saflarında da) yaygınlaştığı, emperyalizmin saldırganlaştığı bir dönemdeyiz. Farklı coğrafyalardaki sosyalistler de Amerika’daki şaşkın yoldaşları gibi yalpalayabilir.
Alçakgönüllü bir öneri aklıma geliyor: “Ehven-i şer” çözüm değil; olsa olsa geçici bir ara-aşamadır. Nihaî hedefi korumak koşuluyla…
Prof. Dr. KORKUT BORATAV
Bugün ay sonu olup firmaların finansal sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gereken çok önemli bir gündür. Ayrıca yılın ikinci bilanço dönemidir.
Aşağıdaki hususlara azami dikkat edilmesi, firmanızın kredi notu ve bankalarla olan itibarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Bugüne özel firmaların yapması gerekenler;
1. Banka Borçlarının Kontrolü ve Ödemesi
Çalıştığınız tüm bankalarla sabah erkenden irtibata geçerek; kredi taksitleri, komisyonlar, BCH, KMH, Ek hesap, devre faizleri gibi ödenmesi gereken bir borç olup olmadığını mutlaka yazılı (e-posta) veya sözlü olarak teyit ediniz.
Varsa bu borçlar gün içinde acilen ödenmelidir.
Para transferi gerçekleştirilmiş olsa dahi saat 17.00’den önce banka hesapları kontrol edilmeli, sistemin bu borçları otomatik tahsil edip etmediği bizzat teyit edilmelidir. Sistemsel gecikmeler yaşanabilmektedir.
2. DBS Komisyonları (Doğrudan Borçlandırma Sistemi)
Bazı bankalarda DBS komisyonları manuel olarak tahsil edilmektedir.
Bu nedenle yalnızca para transferi yapmak yeterli olmayabilir.
İlgili komisyonların tahsil edilip edilmediği saat 17.00’den önce mutlaka kontrol edilmelidir.
3. Takas Çek Ödemeleri
Bugün bankalarda yoğunluk yaşanabileceğinden, takas çek ödemeleri son dakikaya bırakılmamalıdır.
Sistemsel problemler ya da personel hataları nedeniyle çek takası gecikebilir.
Takas saatinin 1 dakika geçilmesi bile çeklerin karşılıksız yazılmasına neden olabilir.
4. KMH (Kredili Mevduat Hesabı) Eksi Bakiyeler
KMH hesapları eksi bakiyede ise mutlaka artıya geçirilmelidir.
Bazı bankalarda bu hesapların sadece dışardan EFT ile kapatılması gerekmektedir.
Hesaptaki mevcut bakiye ile kapatılan durumlarda bile Merkez Bankası’na gecikme bildirimi yapılabilmektedir.
Her ay gecikmeli tahakkuk ödemeleri, firmanın Kredi Notunu olumsuz etkiler.
3.500 TL’lik bir tahakkuk kaydı dahi bazı firmaların kredi kullanamamasına neden olmuştur.
Bazen bu tür ödenmeyen borçların nedenini firmalara sorduğumuzda “ banka bize bilgi vermedi “ şeklinde bildirimler alıyoruz.
Bankaların bu tür borçlar ile ilgili olarak firmalara bildirim zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ancak bu tür borçları mesela takasta çeki olduğunu firmalara yazılı veya sözlü olarak bildiren banka şubeleri de bulunmaktadır.
5. Merkez Bankası Memzuç Kayıtları
Bugün yapılmayan her ödeme, 30.06.2025 tarihli gecikmiş tahakkuk, temerrüt veya ödenmemiş kredi taksidi olarak Merkez Bankası kayıtlarına geçebilir.
Bu durum firmanızın finansal itibarını ve rating notunu ciddi şekilde düşürebilir.
Sonuç olarak; Ay sonu işlemleri ihmal edilmemeli, tüm banka hareketleri mesai bitiminden önce birebir takip edilmelidir.
Küçük görünen meblağlar uzun vadede büyük sorunlara yol açabilir.
Finansal disiplini sürdüren firmalar, güçlü banka ilişkileri ve yüksek rating ile her zaman bir adım öndedir.
Ay sonunda yapılan bir ihmal güvenilirliği sarsabilir.
Firmaların bugünü sorunsuz bir şekilde geçirmelerini diliyorum.