Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bitcoin’le Alakalı Acemi Hataların Çoğunu Yapıp Ders Çıkaran Birinden Önemli Uyarılar

Birkaç senedir Bitcoin hakkında acemi ve amatör hataların çoğunu yapıp dersler çıkaran bir Ekşi Sözlük yazarı, özellikle bu işe yeni girenlerin benzer hataları yapmaması adına önemli bilgiler paylaşmış.

Yayınlanma:

|

Bir-iki senedir bu işin iyi kötü içinde olan ve genelde yapılan “acemi” ve “amatör” hataların çoğunluğunu da yapmış ve öğrenmiş biri olarak, başkalarının da bu hataları yapmamasını ve para kaybetmesini engellemek amaçlı hap bilgiler paylaşmak istiyorum.

öncelikle şunu unutmayın; kripto dünyası manipülasyona açık, dalgalanması yüksek, ani iniş ve çıkışlarla hem vezir ama hem de rezil de edebilecek riskli bir dünya. bu yüzden iyi ve mantıklı bir strateji, doğru hamleler şart.

bu piyasada en önemli 3 şey: doğru strateji, sabır ve soğuk kanlılık. gelin madde madde başlayalım.

1) başlangıç yatırım miktarı ve bakış açısı

Herkes için bu gerçek değişebilir ama bu kadar yüksek riskli bir markette, koyacağınız bütçe çok da değilse anlık al-satlardan ziyade uzun vadeli bakmanız, kaybedeceğinizde üzülmeyeceğiniz bir bütçe ile başlamanız ve o bütçeyi orada unutmanız en doğrusu olacaktır. ufak ufak oynayarak, zamanla hem öğrenecek, hem de yaptığınız hatalarda çok fazla kaybetmeyeceksiniz.

orta-uzun vade yatırım her zaman daha çok işe yarayacaktır. bu borsada devamlı al sat yaparak, günde 5-6 coin değiştirerek para kazanmak çok ciddi takip etmiyor ve bilmiyorsanız çok zor. bu en başta cazip ve kolay gelse de, yapılan bir çok ankette uzun vadeli tutanların daha karlı olduğu çok net bir şekilde ortada.

marketin genel tablosuna bakar, sağlıklı bir dönemdeyseniz (şu an olduğu gibi) ürünleri seçip, yatırımınızı sepet olarak yaparsınız. birazdan sepetin öneminden bahsedeceğim.

2) kullandığınız platform

Çoğu alt coinin olmadığı, ani yükselmelerde satışa izin vermeyen, komisyonu yüksek btctürk, paribu gibi yerleri kullanmayın. herkesin kötü tecrübesinden ders almak lazım. bu işin en iyisi binance varken diğerleri macera. binance, hem hızlı, hem güvenilir hem de türkçe desteği sunan bir platform. web sürümü de mobil sürümü de oldukça iyi. her yerde eğitim videoları var, kullanması da biraz alışınca çok kolay.

hem türk borsalarından hem de papara’dan binance’e para aktarabilirsiniz.

referans linke alerjiniz olmasın, tek başınıza kaydolursanız bir indiriminiz olmuyor ama referans linkle olursanız linke göre %10’a kadar komisyon indirimi kazanırsınız siz de.

3) yatırım metodu – sepet yapmanın önemi

Bu sadece kripto dünyası için değil, her zaman geçerli bir durumdur. sepet yapmak, paranızı birden fazla ürüne yatırmanız demek. sepetteki mantığımız riski azaltıp, dağıtmak, kazanç oranını arttırmaktır. bizim gibi küçük yatırımcılar bir yatırım enstrümanına her şeyleriyle girip, kazanacaklarını düşünürler ama genelde tam tersi olmakta, o enstrüman düştüğü an tüm paralarını kaybetmekteler.

ister bitcoin, ister eth, ister güçlü alt-coin, ne olursa olsun %99 emin bile olsanız bir coine tüm paranızı asla ama asla koymayın. hele böyle bir markette, tek hamlede paranızı kaybetmeniz , kaybetmeseniz bile diğer artan coinleri göz göre göre kaçırmanız çok olası. siz a coininde tüm paranızı yatırmışken, a coini harici diğer coinler yükseldiğinde beklemekten hem kaybedeceksiniz hem de a coininde beklenmeyen bir durum olduğunda paranızın tümü kaybolacak.

Nasıl sepet yapılır?

gelin örnekleyelim. 5 coine 20 şer dolar yatırdınız diyelim. 1 hafta sonra a ürünü %50 yükseldi ve paranız 30 dolar oldu. bu 10 dolar karı alıp, diğer ürünlere dağıttınız her ürün 22.5 dolar oldu. 2 hafta sonra b ürünü %100 yükseldi, paranız 40 birim oldu. siz bu 20 dolar karı alıp, diğerlerine dağıttınız ve her ürün yaklaşık 29 dolar oldu. bir süre sonra sıra c ürününe geldi, %100 artış oldu ve elinizde 58 dolar c ürünü oldu. c ürününden toplamda 38 dolar olan karınızı diğer ürünlere eklediniz diyelim. d ve e ürünlerinde toplamda 48 er dolarınız oldu. d ürünü hiç artmadı, e ürünü de %100 arttı diyelim.

toplamda 100 dolar yatırdığınız para ne oldu?

a ürünü: 20 dolarla devam ediyoruz ya da kar aldık cebimize,
b ürün: 20 dolarla devam ediyoruz ya da kar aldık cebimize,
c ürünü: 20 dolarda devam ediyoruz ya da kar aldık cebimize,
d ürünü: 48 dolarla devam ediyoruz,
e: 96 dolarla devam ediyoruz

toplamda 204 dolarımız oldu ve yatırımımızı ikiye katladık.

tek bir üründe olsaydık d ürünü gibi hiç yükselmeyebilirdi ya da a ürünü gibi daha az yükselebilirdi ya da daha kötü senaryoda düştüğünde paramızı kaybetmiştik. o yüzden görüldüğü gibi ilk şart sepet yapmak!

Sepette ne kadar farklı yatırım aracı olmalı?

gördüklerime göre 0-500 dolar arası gibi düşük bütçeler için 4-5 farklı coin, 500-2000 dolar arası veya daha fazlası için 4-8 farklı coin iyi olacaktır. genelde 8 coinden fazlaya çıkmamaya çalışın çünkü her coin için bilgi sahibi olmanız, strateji belirlemiş olmanız önemli.

burada risk iştahınıza göre misal portföyünüzün %80-%90’ıyla btc, eth, bnb, tomo, neo gibi sağlam coinler alabilir, geri kalan %10 bütçenizi daha riskli alt coinlere paylaştırabilirsiniz. burada artık karar sizde.

4) stratejinin önemi- düşmemeniz gereken tuzaklar

bu borsada ilk ve asla delinmemesi gereken kural: yükselmiş coine girmemek. eğer arkada çok sağlam bir proje yoksa ki bu çok azdır, %50-%100 yükselmiş coinlere girmeyin! birçok insan yükselmiş coine, daha da yükselir mantığıyla giriyor ve sert düşüşlerde tüm parasını kaybediyor. xrp, dodgecoin, gamestop hisseleri hep bunun örneği. bu kadar yükselen coin, artık yükselmiştir ve evet kaçırdınız ama sizin bir portföyünüz, stratejiniz var, ona sıra gelmesini bekleyeceksiniz. fomo yani kaçırma korkusuyla bu coinlere yüksekten girmek bile bile lades ve intihar demek. unutmayın bu işin sırrı coini alt noktada yakalamak ve bunu yapabileceğiniz onlarca coin var!

ikinci kural: %10-%15 düşüşler her gün görülebilecek düşüşler, bu durum olduğunda panik yapmamak. işi bilen insanların yorumlarını, btc-alt coin dominasyonunu, genel trendi takip edin.

unutmayın al-sat yapmıyoruz, orta-uzun vade bakıyoruz. dolayısıyla panik satışların anlamı yok. etherium, 120 dolardan 1800 dolara gelene kadar birçok noktada %15-%20 belki daha fazla geriye çekildi ama panik yapmayan, orta ve uzun vade bakan herkes kazandı ve 12-13x yaptı.

peki stratejiden kastım ne?

yatırım yaparken illa al-sat yapacaksanız, orta ve uzun vade yatırımlarınızdan ayırın ve aldığınız her coin için bir hedefiniz olsun. örneğin ben yakın zamanda sand aldım, güvendiğim bir proje, yatırımım uzun vadeli. çok yakın zamanda 2x yaptı, tamamını satmadım, elde ettiğim karı diğer yatırım araçlarıma dağıttım, ana paramı koruyorum çünkü daha gidecek yolu olduğunu düşünüyorum. 

burada herkes size şu çok iyi, bu çok yükselecek vs diye coin söyleyecek, bazıları doğru, bazıları manipülasyon ya da yanlış olacak. bir coine yatırım yapmadan önce kendi araştırmanızı yapmanız çok önemli, bunu sakın unutmayın.

daha da önemlisi sabırlı olun, bu piyasa yüzlerce coin var. 5 coininiz var diyelim, sizin coinlere sıra gelene kadar geri kalan birçok coin yükselebilir, sakin olun. bu noktada birçok kişi belki de çoğunluk kaçırma korkusuyla elindeki coini satıp, yükselen coinlere giriyor. üstten girdiği pump yemiş coin çatırt diye düşerken para kaybediyor, parasını kaybederken sabredip bekleyemediği coin yükseliyor ve o fırsatı da kaçırmış oluyor. çok basit bir konu ama inanın herkes bunu yapmıştır!

düşüşlerde panik yapıp satmamak, stratejinize bağlı kalmak ve sabırlı olmak önemli.

5) stop-loss kullanmak

bu konu tartışmalı, bazılarına göre stop kullanmak balinaların cebinizden paranızı alması demek ama bence bu kadar oynak, sabah kalktığımda elimdeki her şeyin %80 düşmüş olsa şaşırmayacağım piyasada kullanmak şart. bilmeyenler için nedir? binance spot piyasada elinizdeki coin için “şuraya yükseldiğinde/düştüğünde bu ürünü sat” diye emir verebileceğiniz süper bir özellik ve tabii ki çoğu borsada yok! yani 10 dolardan coin aldınız diyelim, bu coin 12 dolara yükseldiğinde sat ya da 8 dolara düştüğünde sat diyebiliyorsunuz.

bu noktada dikkat etmeniz gereken şey: stoplarınızın güncel fiyata çok yakın olmaması. piyasada boğalar bu stopları patlatıp alttan mal toplamak için coinleri %10-%15 düşürebiliyorlar. böylece satıyorsunuz, ucuz fiyattan onu alıp fiyatı tekrar yükseltiyorlar. dolayısıyla benim stoplarım genel olarak %20 aşağıda oluyor ki büyük düşüşlerde kayıp yaşamayım.

örneğin 2020 yaz ayında yaşanan büyük düşüşte stop koymadığım için yarısından fazla paramı kaybettim, eğer onu yaşamamış olsam bugün çok çok daha iyi bir noktadaydım.

3) yatırım metodu – sepet yapmanın önemi

bu sadece kripto dünyası için değil, her zaman geçerli bir durumdur. sepet yapmak, paranızı birden fazla ürüne yatırmanız demek. sepetteki mantığımız riski azaltıp, dağıtmak, kazanç oranını arttırmaktır. bizim gibi küçük yatırımcılar bir yatırım enstrümanına her şeyleriyle girip, kazanacaklarını düşünürler ama genelde tam tersi olmakta, o enstrüman düştüğü an tüm paralarını kaybetmekteler.

ister bitcoin, ister eth, ister güçlü alt-coin, ne olursa olsun %99 emin bile olsanız bir coine tüm paranızı asla ama asla koymayın. hele böyle bir markette, tek hamlede paranızı kaybetmeniz , kaybetmeseniz bile diğer artan coinleri göz göre göre kaçırmanız çok olası. siz a coininde tüm paranızı yatırmışken, a coini harici diğer coinler yükseldiğinde beklemekten hem kaybedeceksiniz hem de a coininde beklenmeyen bir durum olduğunda paranızın tümü kaybolacak.

Nasıl sepet yapılır?

gelin örnekleyelim. 5 coine 20 şer dolar yatırdınız diyelim. 1 hafta sonra a ürünü %50 yükseldi ve paranız 30 dolar oldu. bu 10 dolar karı alıp, diğer ürünlere dağıttınız her ürün 22.5 dolar oldu. 2 hafta sonra b ürünü %100 yükseldi, paranız 40 birim oldu. siz bu 20 dolar karı alıp, diğerlerine dağıttınız ve her ürün yaklaşık 29 dolar oldu. bir süre sonra sıra c ürününe geldi, %100 artış oldu ve elinizde 58 dolar c ürünü oldu. c ürününden toplamda 38 dolar olan karınızı diğer ürünlere eklediniz diyelim. d ve e ürünlerinde toplamda 48 er dolarınız oldu. d ürünü hiç artmadı, e ürünü de %100 arttı diyelim.

toplamda 100 dolar yatırdığınız para ne oldu?

a ürünü: 20 dolarla devam ediyoruz ya da kar aldık cebimize,
b ürün: 20 dolarla devam ediyoruz ya da kar aldık cebimize,
c ürünü: 20 dolarda devam ediyoruz ya da kar aldık cebimize,
d ürünü: 48 dolarla devam ediyoruz,
e: 96 dolarla devam ediyoruz

toplamda 204 dolarımız oldu ve yatırımımızı ikiye katladık.

tek bir üründe olsaydık d ürünü gibi hiç yükselmeyebilirdi ya da a ürünü gibi daha az yükselebilirdi ya da daha kötü senaryoda düştüğünde paramızı kaybetmiştik. o yüzden görüldüğü gibi ilk şart sepet yapmak!

Sepette ne kadar farklı yatırım aracı olmalı?

gördüklerime göre 0-500 dolar arası gibi düşük bütçeler için 4-5 farklı coin, 500-2000 dolar arası veya daha fazlası için 4-8 farklı coin iyi olacaktır. genelde 8 coinden fazlaya çıkmamaya çalışın çünkü her coin için bilgi sahibi olmanız, strateji belirlemiş olmanız önemli.

burada risk iştahınıza göre misal portföyünüzün %80-%90’ıyla btc, eth, bnb, tomo, neo gibi sağlam coinler alabilir, geri kalan %10 bütçenizi daha riskli alt coinlere paylaştırabilirsiniz. burada artık karar sizde.

4) stratejinin önemi- düşmemeniz gereken tuzaklar

bu borsada ilk ve asla delinmemesi gereken kural: yükselmiş coine girmemek. eğer arkada çok sağlam bir proje yoksa ki bu çok azdır, %50-%100 yükselmiş coinlere girmeyin! birçok insan yükselmiş coine, daha da yükselir mantığıyla giriyor ve sert düşüşlerde tüm parasını kaybediyor. xrp, dodgecoin, gamestop hisseleri hep bunun örneği. bu kadar yükselen coin, artık yükselmiştir ve evet kaçırdınız ama sizin bir portföyünüz, stratejiniz var, ona sıra gelmesini bekleyeceksiniz. fomo yani kaçırma korkusuyla bu coinlere yüksekten girmek bile bile lades ve intihar demek. unutmayın bu işin sırrı coini alt noktada yakalamak ve bunu yapabileceğiniz onlarca coin var!

ikinci kural: %10-%15 düşüşler her gün görülebilecek düşüşler, bu durum olduğunda panik yapmamak. işi bilen insanların yorumlarını, btc-alt coin dominasyonunu, genel trendi takip edin.

unutmayın al-sat yapmıyoruz, orta-uzun vade bakıyoruz. dolayısıyla panik satışların anlamı yok. etherium, 120 dolardan 1800 dolara gelene kadar birçok noktada %15-%20 belki daha fazla geriye çekildi ama panik yapmayan, orta ve uzun vade bakan herkes kazandı ve 12-13x yaptı.

Peki stratejiden kastım ne?

yatırım yaparken illa al-sat yapacaksanız, orta ve uzun vade yatırımlarınızdan ayırın ve aldığınız her coin için bir hedefiniz olsun. örneğin ben yakın zamanda sand aldım, güvendiğim bir proje, yatırımım uzun vadeli. çok yakın zamanda 2x yaptı, tamamını satmadım, elde ettiğim karı diğer yatırım araçlarıma dağıttım, ana paramı koruyorum çünkü daha gidecek yolu olduğunu düşünüyorum. 

burada herkes size şu çok iyi, bu çok yükselecek vs diye coin söyleyecek, bazıları doğru, bazıları manipülasyon ya da yanlış olacak. bir coine yatırım yapmadan önce kendi araştırmanızı yapmanız çok önemli, bunu sakın unutmayın.

daha da önemlisi sabırlı olun, bu piyasa yüzlerce coin var. 5 coininiz var diyelim, sizin coinlere sıra gelene kadar geri kalan birçok coin yükselebilir, sakin olun. bu noktada birçok kişi belki de çoğunluk kaçırma korkusuyla elindeki coini satıp, yükselen coinlere giriyor. üstten girdiği pump yemiş coin çatırt diye düşerken para kaybediyor, parasını kaybederken sabredip bekleyemediği coin yükseliyor ve o fırsatı da kaçırmış oluyor. çok basit bir konu ama inanın herkes bunu yapmıştır!

düşüşlerde panik yapıp satmamak, stratejinize bağlı kalmak ve sabırlı olmak önemli.

5) stop-loss kullanmak

bu konu tartışmalı, bazılarına göre stop kullanmak balinaların cebinizden paranızı alması demek ama bence bu kadar oynak, sabah kalktığımda elimdeki her şeyin %80 düşmüş olsa şaşırmayacağım piyasada kullanmak şart. bilmeyenler için nedir? binance spot piyasada elinizdeki coin için “şuraya yükseldiğinde/düştüğünde bu ürünü sat” diye emir verebileceğiniz süper bir özellik ve tabii ki çoğu borsada yok! yani 10 dolardan coin aldınız diyelim, bu coin 12 dolara yükseldiğinde sat ya da 8 dolara düştüğünde sat diyebiliyorsunuz.

bu noktada dikkat etmeniz gereken şey: stoplarınızın güncel fiyata çok yakın olmaması. piyasada boğalar bu stopları patlatıp alttan mal toplamak için coinleri %10-%15 düşürebiliyorlar. böylece satıyorsunuz, ucuz fiyattan onu alıp fiyatı tekrar yükseltiyorlar. dolayısıyla benim stoplarım genel olarak %20 aşağıda oluyor ki büyük düşüşlerde kayıp yaşamayım.

örneğin 2020 yaz ayında yaşanan büyük düşüşte stop koymadığım için yarısından fazla paramı kaybettim, eğer onu yaşamamış olsam bugün çok çok daha iyi bir noktadaydım.

2010’da 2 Pizza İçin 10 Bin Bitcoin Ödeyen Aşırı Şanssız İnsan: Laszlo Hanyecz

Ekşisözlük

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ortadoğu’daki çatışmalar güvenli limanlara sığınma isteğini artırdı

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Biz bayram tatilindeyken, küresel arenanın karışmasına, bunun da mali piyasalara sirayet etmesine neredeyse alıştığımızı söyleyebilirim. Bugün bültenimizde, uzun tatil döneminde yaşanan önemli jeopolitik ve makroekonomik gelişmeleri basit bir şekilde kaleme alarak, bundan sonrasını anlamaya çalışacağız. Hatırlanacağı üzere, İran’ın, Suriye’nin başkenti Şam’daki Büyükelçilik yerleşkesine 1 Nisan günü İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısı ve yine İsrail’in Filistin ve Hamas’a yönelik artan saldırıları geopolitik riskleri artırmış, Amerikan Wall Street Journal gazetesi, geçen haftanın son günlerinde, İran’ın kısa bir süre içinde İsrail’e karşılık vereceği iddiasında bulunmuştu.
  • Küresel mali piyasalar ise, haftanın son iş günü, özellikle de İran ile İsrail arasında var olan tansiyonun daha da artacağı ve bölgeye de yayılacağı endişesi ile oldukça sert bir fiyatlama eğilimi sergiledi. Bu bağlamda, belirsizliğin yükseldiği dönemlerin bir numaralı yatırım aracı olan altın, ABD’de risksiz faiz oranı olarak görülen 10 yıllık tahvil faizlerinin katılık gösteren sıcak enflasyon verisi ardından %4,50 seviyesine yükselerek son 5 ayın en yüksek seviyesine gelmesine rağmen, fonlama maliyetini göz ardı ederek, güvenli liman edası ile 2,430 dolar seviyesine kadar yükseldi. Son dönemlerde ön plana çıkardığımız ve uzun pozisyona sahip olduğumuz bir diğer kıymetli maden gümüş ise 29,80 dolar seviyesine kadar yükselerek son üç yılın zirvesini test etti.
  • Ortadoğu’da var olan tedirginliğin arz kesintisine neden olacağı beklentisi ile kuzey denizi petrolü olan Brent, haftayı 90 dolar seviyesinin üzerinde kapatarak son 6 ayın zirvesine yükselirken, bir başka güvenli liman olan doların ise (DXY) riskten kaçınma eğilimine paralel talep görmesi ile 5 ayın zirvesine yükselidiğini not edelim. DXY’nin yükselişi, EURUSD paritesini 1,06 seviyesinin diplerine kadar iterken, hafta sonu açık olan veya işlem gören tek enstrüman olan Bitcoin ise oldukça sert bir satış dalgasına maruz kalarak ilk etapta 61bin dolar seviyesine kadar gevşedikten sonra 65 dolar seviyelerine toparladı.
  • Elbette, doların güçlenmesini sadece güvenli liman etkisine bağlarsak biraz da haksızlık etmiş oluruz keza madalyonun diğer tarafında ise güçlü Amerikan verilerinin de payının olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Şöyle ki, bizler bayram tatilindeyken, ABD’de açıklanan TÜFE enflasyonu tahminlerin üzerinde sonuçlanarak, faiz indirim beklentilerinin de biraz daha gerilemesine neden oldu. ABD tahvil faizlerinin 5 ayın zirvesine çıktığı Cuma günü, Amerikan hisse senedi endeksleri %1,5’a varan oranda sert satışlara sahne oldu. ABD vadeli faiz kontratları ise yılın geriye kalan kısmına yönelik faiz indirim beklentilerini 45 baz puana çekerken (2 x 25baz puan) sene başı bu beklentinin neredeyse 6-7 kez faiz indirimi şeklinde olduğunu hatırlatalım.
  • Madem ki bizim tatilde olduğumuz dönemi çok da uzatmadan kaleme alabildik, gelin bir de bundan sonrasına bakarak biraz da fiyatlama davranışının ne yöne evrileceğini anlamaya / yorumlamaya çalışalım. Önden fiyatlama yapan piyasaların (beklentiyi satın al gerçekleşmeyi sat) doğru bir fiyatlama içerisine girdiler mi onu da anlamaya çalışalım. Ortadoğu’da savaş tamtamları yükselse de hatta 3. Dünya savaşının fitili ateşlendi dense de, önden bilgi verilerek yapılan hatta İran’dan İsrail’e atılan çok sayıda füzenin saatlerce yol katederek hava savunma sistemi çok güçlü olan bir ülkeye hedeflerine varamadan düşürülmesi, sadece ve sadece İran’ın Suriye’deki diplomatik yerleşkesine yapılan saldırının karşı misilleme adımı ya da İran iç siyasetine yönelik bir hamle olarak okuduğumuzun altını çizmek isteriz. İranlı yetkililerin saldırıyı çok az hasara yol açmasına rağmen başarılı olarak nitelendirmesi, amacın zarar vermekten çok caydırıcılık mesajı vermek olduğunu da gösteriyor. Dahası, ABD Başkanı Biden’ın tansiyonu artırmayan açıklamalarını da göz ardı etmemek gerekiyor.
  • Konuyu, mali piyasalar gözlüğümüz ile ele almak gerekirse, hafta sonu riski almak istemeyen ve Ortadoğu’da yayılabilecek bir savaş riskini de fiyat davranışına abartılı bir şekilde yansıtan piyasaların yeni haftda taşlar yerine oturdukça daha sağduyulu bir tepki vereceğini düşünüyoruz. Gümüş cephesinde 30 doların eteğine kadar gelerek kısa vadeli hedef seviyemize ulaşırken, altın tarafında 2,500-2,550 dolar olan hedefimize henüz ulaşamasak da, kâr satışı için gelinen seviyelerin elverişli olduğunu düşünüyoruz. Bunu söylerken, küresel manzaranın rahatsız edici olduğunu, Ukrayna ve Filistin tarafında devamlılık arz eden savaşların şiddeti körüklediğini, jeopolitik gelişmelerin -nasıl olsa bir şey olmaz- şeklinde okunmaması gerektiğinin de altını çizmek isteriz. İlaveten, ABD’de enflasyonist baskıların kalıcı bir hâl alması da güvenli limanlara olan talebi güçlü tutmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
  • Türk mali piyasalarının ise yerel seçimler ardından çehresinin hızla olumlu anlamda değişmeye devam ettiğini not etmemiz gerekiyor. Her ne kadar seçim sonrası birkaç gün bocalama hatta kafa karışıklığı yaşansa da, TCMB’nin net yabancı para pozisyonunun son 5 iş günü içerisinde 10,4 milyar dolar artış göstererek iyileştiğini peşinen not edelim. Enflasyon sorununu çözmenin kaçınılmaz olduğunu ve bu bağlamda atılan doğru adımların yabancı kurumlar tarafından göz ardı edilmeyerek not artırımı ile taçlandırılmaya devam edileceğini de düşünmeye devam ettiğimizin altını çizelim. Borsa İstanbul ana endeksi bankacılık hisseleri önderliğinde 10bin psikolojik endeks seviyesine gelerek rekor kırarken, 11-12 bin endeks seviyesindeki hedefimize de doğru da yol almaya devam ediyor. USDTRY kuru uzun bayram tatili öncesi ortaya çıkan TL ihtiyacı ile son günlerde yerinde sayarken, enflasyon ve faiz hadlerine paralel bebek adımları ile bundan sonraki süreçte kuzeye ilerlemeye devam etmesini bekliyoruz. Tahvil faizleri yavaş yavaş alımların eşliğinde yönünü aşağıya çevirirken, CDS risk primi ise 300 baz puan seviyesinde denge kazandı.
  • ABD’de büyük bir katılık gösteren enflasyon verileri ardından faiz indirim beklentilerinin iyice törpülendiği; FED cephesinde ise yetkililerini açıklamalarını şahinleşmeye başladığı bir ortamda, bugün ABD’de açıklanacak Mart ayı perakende satışlar verisi, Salı günü Başkanı Powell’ın konuşması, Perşembe günü ise mevcut konut satışlarını takip edeceğiz. ABD’de Kasım ayında düzenlenecek seçimler öncesinde ya da çok da sıkı para politikasının getirdiği diğer yükleri de göz ardı etmeyerek FED’in bu yıl bir noktada faiz indirmeye başlayacağını düşünmeye devam ediyoruz.
  • Yeni haftanın ilk işlem gününde, Asya borsalarında hâkim renk kırmızı. MSCI’nın Japonya dışındaki Asya-Pasifik hisselerini kapsayan en geniş endeksi %0,7 geriledi. Dolar, YEN karşısında 34 yılın en yüksek seviyesine ulaştı! Sabah ilk işlemlerde altın 2,360, gümüş 28,20, petrol 90,20, bitcoin ise 65,300 dolar seviyelerinde işlem görüyor. USDTRY kuru 32,40 seviyelerine toparladığını da not edelim.
  • Jeopolitik risklerin gündemi meşgul etmeye devam edeceğini düşünüyoruz. İran’ın İsrail’e yönelik nitelik ve nicelik olarak saldırısının etkisiz kalması hatta ABD, İsrail’in İran’a karşı herhangi bir misilleme eyleminde yer almayacağını söylemesi ile riskler bir nebze de olsun hafiflemişti. Ancak, İsrail’in bu saldırıya karşılık verebileceği iddiaları riskleri yeniden yükseltme eğilimi barındırdığını da göz ardı etmeyelim. Jeopolitik risklerin yüksek seyretmesi, küresel anlamda doların ve kıymetli metallerin güçlü kalmasına, riski varlıkları ise (hisse senetleri) değer kaybına neden olacağına düşünmeye devam ediyoruz. Nedense, bu eğilimin de kalıcı ve uzun boylu olmayacağı düşünüyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bretton Woods ikizleri (IMF ve Dünya Bankası) ve Türkiye

Dünya Bankası’nın Türkiye’ye açtığı krediler ve iş birlikleri ile ilgili örnekler çoğaltılabilir. Ancak projenin onaylanması tamamlanacağı anlamına gelmez. Beş yıl süreyle banka tüm süreci takip ediyor, projenin aşamalarında bir sorun yoksa devam eden projenin bütçesini kullandırtıyor. Haliyle hem kamu hem de özel sektörün borçluluğu artıyor, brüt dış borç stoku 500 milyar dolara ulaştı. Özel sektör dış borç stoku 250 milyar iken kamu sektörününki 202,5 milyar dolar

Yayınlanma:

|

Dünya üzerinde birbirini bazen tamamlayan bazen dışlayan iki farklı yapı olduğu hiç kimsenin gözünden kaçmıyor. Bir yanda rezerv paraya sahip ve elinde büyük fonlar bulunduran bir yapı, diğer yanda ise kalkınmasını kendi olanakları ile finanse edemeyen ve dış finansmana ihtiyaç duyan bir yapı.

Bu iki yapı coğrafi olarak birbirinden uzak. Finansal ilişki olarak ise bir “tık”lama kadar yakın. Ancak birbirlerine güvenmedikleri için güvenilir kurumların aracılığına ve garantörlüğüne ihtiyaç duyuluyor. Bu da çoğunlukla IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının iş birliğini, kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerini ön planda tutuyor.

Uluslararası finans kuruluşları, kuruluşu ve sermayesine birden fazla ülkenin katıldığı, finansal faaliyetlerinden de birden fazla ülkenin yararlandığı kuruluşlardır.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Bretton Woods anlaşmasının imzalanması, IMF ve Dünya Bankası’nın başını çektiği Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA), Avrupa Yatırım Bankası (EIB), İktisadi İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), İslam Kalkınma Bankası (IDB) gibi uluslararası finansal aktörlerin birbiri ardına kurulması, dış borçlanmaların bu kuruluşlar aracılığıyla yürütülmesine neden oldu.

Uluslararası finans kuruluşlarının gelişmekte olan ülkeler nezdinde en popüler olanları, IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası’dır. Bu iki kuruluş, Bretton Woods İkizleri olarak da bilinir. 1944 yılında toplanan Bretton Woods Konferansı’nda kabul edilen esaslar üzerine kurulup, 1947’de finansal operasyonlarına başladılar, Türkiye de o tarihte bu iki kuruluşa birden üye oldu.

IMF, ülkeler arasında ticaretin devamını sağlamak ve uluslararası refahın düşmesini önlemek için ödemeler dengesi sorunu yaşayan ülkelerle, en bilinen imkanlarının başında gelen stand-by anlaşmaları imzalar. IMF o ülkenin borcunu ödemesini sağlayacak önlemleri almak kaydıyla, maddi destek sağlar. O nedenle IMF’nin destek sağladığı ülkeye uygulattığı ekonomi politikası önerilerinin arasında; dış ticaretin ve sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi, devalüasyona gidilmesi, sıkı maliye ve para politikalarının uygulanması, bazen daha da ileri giderek ücretlerin dondurulması yer alır. İşte IMF’nin stand-by anlaşmaları, bu kararların uygulandığı ülkelerde “acı reçete” olarak hafızalarda yerini korur. 

Türkiye IMF ile ilk kez 1958 moratoryumu ile tanıştı. Günümüze kadar 19 stand-by anlaşması imzaladı. 22 yıldır iktidarda olan AKP yönetimi, seçimle iktidara geldiğinde IMF ile devam eden bir stand-by anlaşması vardı. Ayrıca ilerleyen yıllarda AKP iktidarı IMF ile yeni bir stand-by anlaşması daha yaptı.

Dünya Bankası ise gelişmiş ülkelerin mali olanaklarını gelişmekte olan ülkelere kanalize ederek dünya genelinde yaşam kalitesini artırmak ve yoksulluğu azaltmak için proje ve program kredileri verir. Banka finanse edilecek projeleri, ekonomik, teknik, idari, mali ve işletmecilik açılarından ayrıntılı olarak inceler, kredi verildikten sonra da yürütülen projeyi takip edip, her aşamada rapor ister ve gönderilen uzmanlar aracılığıyla yerinde denetler.

Dünya Bankası aslında bir şemsiye kuruluş, onunla özdeşleşen beş kuruluş var: Bunlar; Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA), Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Çoktaraflı Yatırımlar Garanti Ajansı (MIGA) ve Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi (ICSID).

Dünya Bankası Türkiye’nin de dahil olduğu kalkınma çabası içinde olan Mozambik, Pakistan, Burundi, Ürdün, Ukrayna, Etiyopya, Tanzanya, Moritanya, Somali, Cibuti, Zimbabwe ve benzeri gelişmekte olan (azgelişmiş ülke tanımı kullanılmadığı için gelişmekte olan ülke denmekte) ülkelere program ve proje kredisi vermeye devam ediyor.

Dünya Bankası’nın şu anda aktif 2570 projesi var. Bu projeler 152 ülkede uygulanmaya devam ediyor. Devam eden projelerin toplam büyüklüğü ise 342,5 milyar dolar.

Türkiye’de Dünya Bankası grubunun 39 projesi devam ediyor. Bu projeler ile sağlanan toplam kaynak 11,1 milyar dolar. Onaylanan son projeler, yeşil enerji alanında.

Türkiye, Dünya Bankası kaynaklarından uzun yıllardır yararlanıyor. Ekonomiden sağlığa, sosyal güvenlik sisteminden kamu mali yönetimine kadar ekonomik ve sosyal yapımızın dönüştürülmesinde hep iş birliği yapıldı. Örneğin 1980 dönüşümü ve 24 Ocak kararlarının uygulanması için 3 ayrı yapısal uyum kredisini veren Dünya Bankasıdır.

Dünya Bankası kredilerinin son 20 yılda sayısı ve hacmi giderek artmış durumda. Ama hâlâ kalkınamadık.

2010 sonrası Dünya Bankası grubundan IBRD ile yapılan anlaşmaların hangi kamu kurumlarıyla yapıldığı, tutarı gibi bilgilerin yer aldığı bir tablo hazırladım, yazının sonunda yer alıyor, inceleyebilirsiniz.

Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Şimşek, Dünya Bankasından sağlanan 18 milyar dolarlık bir kredi anlaşmasına varıldığını duyurdu. Bu anlaşmalar, 2023 yılının yaz aylarında başvurusu yapılan ve şubat ayı sonundan itibaren sonuçlandırılan projeler. Konuları ise, yeşil ihracat, endüstriyel emisyonların azaltılması, sosyal kapsayıcı yeşil dönüşüm ile ilgili. Türkiye’nin kalkınırken çevresel sosyal etkilere dikkat etmesi gerekecek.

IBRD’den sağlanan kaynağı elde edecek kuruluşlar arasında, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bulunuyor. Bu projelerle hedeflenen; Türkiye’nin seçilmiş illerinde kilit sektörlerden kaynaklanan öncelikle hava kirleticilerinin ve sera gazlarının emisyonlarını azaltmak.

Görüldüğü gibi IBRD kamu kurumlarının projelerine kredi açıyor. Dolayısıyla kamu sektörü borç stokunu artırıcı özelliğe sahip. Dünya Bankası grubunda ayrıca özel sektör projelerine kredi veren bir de IFC bulunuyor.

IFC, Antalya Havalimanının kapasitesinin yeşil dönüşümle artırılması için TAV ile toplam 1,9 milyar Euro’luk bir anlaşma gerçekleştirildi. Şu anda 62,5 milyon Euro’luk kısmı verilmiş durumda. IFC’nin Türkiye’deki KOBİ’lere verdiği destek de var. 4 Nisan günü onaylanan dijitalleşme ile ilgili bir projenin kapsamı bir yazılım için (İkas). IFC’nin aralık 2023’te onayladığı bir proje, Türkiye’de elektrikli araç üretimi ve ihracatının desteklenmesiyle ilgili. Karsan ile yapılan iş birliği kapsamında 35 milyon Euro’luk destek sağlanacak. Ayrıca aynı günlerde depremin hasarının giderilmesi ve sürdürülebilirlik çerçevesinde Sanko holdinge de 350 milyon Euro’luk bir kaynağı IFC onaylamış durumda.

Dünya Bankası’nın Türkiye’ye açtığı krediler ve iş birlikleri ile ilgili örnekler çoğaltılabilir. Ancak projenin onaylanması tamamlanacağı anlamına gelmez. Beş yıl süreyle banka tüm süreci takip ediyor, projenin aşamalarında bir sorun yoksa devam eden projenin bütçesini kullandırtıyor. Haliyle hem kamu hem de özel sektörün borçluluğu artıyor, brüt dış borç stoku 500 milyar dolara ulaştı. Özel sektör dış borç stoku 250 milyar iken kamu sektörününki 202,5 milyar dolar.

Gerek yukarıda bahsettiğim Dünya Bankası’nın çalışma prensibinden gerekse aşağıdaki tablodan gördüğünüz gibi, bu krediler ile (Sn. Şimşek’in bahsettiği 18 milyar dolar) sağlanan meblağ piyasaya girerek kurun düşmesine yardımcı olacak özelliğe sahip değil. Ama önemli bir özelliği var; o da brüt dış borç stokunu artırmak.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

İhracatçıdan ‘çift kur’ talebi: Acil 40 liraya ihtiyacımız var

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı “Enflasyonla mücadeleyi elbette anlıyoruz ancak ihracatçının üretimden kopmaması için ‘çift kur’ uygulaması talep ediyoruz” diye konuştu.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı ihracatçılar olarak fiyatlama ve rekabetten dolayı ciddi kaygılar taşıdıklarını belirterek; ihracatçıya “çifte kur” uygulaması getirilmesini talep etti.

Taycı ekonomi yönetiminin enflasyona mücadele çabasını anlayıp desteklediklerini de vurguladı.

Reuters’ın haberine göre Taycı, şu anda 32 seviyelerine yakın işlem gören Dolar/TL kuruna karşılık, ihracatçıların Döviz gelirlerinin bozdurulması işleminde kurun en az 40 olarak uygulanmasını istediklerini söyledi.

İHBİR’in 2024 hedefleri ve ihracattaki son durumun değerlendirildiği toplantıda konuşan Taycı, “Tüm ihracatçılar gibi biz gıda ihracatçıları da kurdan dolayı şu anda muzdaribiz. Sebebi de halihazırdaki kur oranının enflasyonun çok gerisinde kalmış olması. Bu şekilde fiyatlama yaptığımız zaman otomatikman döviz bazındaki fiyatlarımıza zam yapıyoruz. Yani 10 dolarlık ürünümüzü 11,5-12 dolara çıkardığımız zaman müşteriye döviz bazında niye zam yaptığımızı anlatamıyoruz” dedi ve ekledi:

Kur konusunda yüzde 2 talep ettik, yüzde 4 dedik, yüzde 10 dedik. Ama şu anda öyle bir noktadayız ki bu işi yüzdelerle bağlayamayacağız. Mümkünse ‘çift kur’ uygulaması yapılsın. İHBİR olarak 160 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Çok uzun yıllar süren mücadelelerle bu pazarlarda raflarda yer bulduk. Kurdan dolayı buralardaki raflardan düşersek tekrar bu raflara dönebilmek için çok daha fazla mücadele vermemiz gerekecek.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.