Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

Bölge müdürlüklerinin çöküşü nasıl oldu?

Dijitalleşen bankacılıkta bölge müdürlükleri gerekli mi?

Yayınlanma:

|

Bankacılık sektöründe Bölge Müdürlükleri sorunu kangren olmayı sürdürüyor.
Çalışanların şikayetlerine dikkat edelim, büyük çoğunluğu Bölge Müdürlüğü ekiplerinden kaynaklanıyor.
BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİ NASIL DOĞDU ?
Türkiye’deki  bankaların tarihini incelediğimizde önce Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere az şubeli olarak hizmete başlıyor daha sonra şubelere, Bursa, Adana, Gaziantep, Adana, Antalya, Denizli, Kayseri …   illerinde yayılarak devam ediyor.  
Şube sayısının artması ile birlikte başta iyi niyetli olarak  fonksiyonel  ve Adem-i merkeziyetçi yönetim anlaşışı ile , şubelere destek  olması için Bölge Müdürlükleri  kurulma ihtiyacı doğuyor. Öyle ya 30-40 şubeli bankayı Genel Müdürlükte kolayca yönetebilirsiniz ama şube sayısı 200-300 olunca işler zorlaşır. Günümüzde sayıları  700-800 hatta 1000’i aşmış şube ağında Bölge Müdürlükleri kaçınılmazdır.
BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİ NASIL BÜYÜDÜ ?
Tabi başta iyi niyet ile kurulan bölgelere önce Bölge Müdürleri atandı.
Yanına sekreteri ve Şoförü verildi. Aslında başlangıçta kadrolar bu kadardı.
Bakıldı Bölge Müdürleri çok yoruluyor Müdür Yardımcıları verildi. Başta bu yardımcılar bütün segmentlere bakar şubelerin her derdi ile ilgilenirdi. O dönemde aslında ciddi katkıları da oldu. Şubelerde segment ayrımı   keskinleşince, Bütçe ve hedefler ayrılındı, ister istemez Müdür Yardımcıları da segment bazda ayrıldı.
Ticari, KOBİ, Bireysel başta olmak üzere Bölge Müdürlerinin altında hiyerarşi oluşturuldu. Bu abi / ablalar da “of puf” edince hadi yorulmasınlar diye birerde yardımcı verildi. Tabi bunlara çaycı da eklendi. Hepsine birer araba bazılarına şoför eklendi. Sonra bu sisteme bölge bazında İnsan Kaynakları ( İK ) ve mini Tahsis Müdürlükleri de eklendi bir de bakıldı ki 20-25 kişilik bir birim olmuş.
BÖLGELERDE SORUN NEREDE ÇIKTI ?
Bölgelerde kadro şişmesi ile birlikte görev tanımı yapılması gerekirdi. Kağıt üzerinde yapıldı fakat bunu pratikte denetimi ve yönetilmesi kolay olmadı. Şubelere kılık kıyafetinden, konuşma şekline, müşteriyi selamlamadan, telefonda hitap şekline kadar Müşteri Hizmetleri Yönetimi – CRM dersleri veren genel müdürlük eğitim departmanı aynı standartları bölgeler için yapma gereği duymadı maalesef. Bölgelerde standart görev tanımı ve çalışma şekli netleşmeyince aynı bankanın bölgeleri arasında bile değişik çalışma şekilleri ortaya çıktı. Her Bölge Müdürü kendi iş deneyimine göre bir çalışma şekli oturttu.  Hatta bir birlerinden neler yapıyor diye “kopya görev” şekilleri ortaya çıktı. Başta şubelere destek olsun, Genel Müdürlük ile ara bağlantıyı sağlasın diye iyi niyet ile kurulan Bölge müdürlüklerde bu noktada işler koptu.  
Başta terfi ettirme, eğitim planlama bölgeler aracılığı ile olmaya başlandı, tabi bu kulağa hoş geliyor öyle ya şubeler ile diyalogları fazla olduğu için personeli en iyi bu ekipler tanıyabilirdi. Bu sistemin sorunsuz işlemesi için bazı önkoşullar vardır. Örneğin Liyakat sistemi. Bölgede çalışacak ekibin bir defa yaptığı işe tam hakim olması lazım. Beş ayrı bankada İstanbul ve Anadolu’da yıllarca şubelerde çalışmış bunun 10 yıldan fazla kısmını şube müdürlüğü olarak yapmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki son 10 yılda bu liyakat sistemine hiç dikkat edilmedi. Kişisel olarak Bölge Müdürümün benden daha bilgili olması ve beni geliştirmesi tercihimdi. Şanssızlık, bankayı bırakmadan son 3 bölge müdürümde maalesef bu donanım yoktu, zaten 2’i geri şube müdürü yapıldı.
BÖLGELERDE YOZLAŞMA NE ZAMAN BAŞLADI ?
Bunda başta Genel Müdürler olmak üzere kendi ekibini oluşturma süreci ile birlikte yozlaşma da başladı maalesef. 1990’lı yıllarda bankalar batmaya başladığında ekip olarak hareket etme güdüsü gelişti, Ekip olarak bankalar arası transferler bu döneme denk gelir. Bir ekibin içinde yer almaya itirazım yok fakat “ekibin içinde yer alayım da kendime de iyi bir yer pozisyon bulayım” anlayışı gelişince Liyakat sistemi de çöktü. Ekipte yer almak için kişilikten ödün vermeler, yalakalık, adam kayırma, arkadaşını satma, bizden / onlardan ayrımı yapmanın kökenleri bu döneme denk gelir. Anlayış buna dönüşünce Bölgelerde de dejenerasyon da kendini gösterdi.
BÖLGELERİN YOZLAŞMASINDA GENEL MÜDÜRLERİN ROLÜ NE ?
Bölgelerdeki yozlaşma ve dejenerasyonda hiç kuşkusuz Genel Müdürler  1. Derece sorumludur. Zira Şube ağındaki ağırlıktan da olabilir Bölge Müdürlerini “Şubelerdeki Temsilcileri” olarak gördü, bu şekilde üstlerinde sorumluluk da azalmış oldu. Bunu Bölge Müdürlerine ve Müdürler Toplantılarında Şubelere sözlü tebliğ edince Bölge Müdürleri bir anda kendilerini “Genel Müdür” gibi görmeye, “bankanın hissedarı” gibi görmeye başlayan davranışlar sergiler oldu.  İş o kadar çığırından çıktı ki kötü kokular gelmeye başladı. Öyle ya denetimsiz yetki, güç zehirlemesine dönüştü. Şube ziyaretleri, yeme, içme, konaklama tatil havasına büründü. Tehdit ve göz korkutma tavırları başladı. Başta şubeye destek olması için oluşturulan birimler ne derler ise hemen sorgulamasız yapılması gereken, korkulması gereken Zombiler haline getirildi. Liyakatı hak etmeyen insanları etkin hale getirirseniz çöküş de kaçınılmaz olur, oldu da. 
BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİN ÇÖKÜŞÜ NASIL OLDU ?
Dedik ya başta masumane şubelere destek ve hizmet kalitesini hızlı sağlanması için kurulan birimler zamanla söylemlerini değiştirdi. Babacan destek amaçlı kibar konuşmalar gitti emir cümleleri gelir oldu. Toplantı aralıkları kısaldı, süreleri uzadı. Üslup seviyesi hiç olmadığı kadar yerlere düştü. Sağlıklı insanın bu ortamda çalışma şartları çekilemez hale geldi. Yetenekli ve yetişmiş, özgüveni yerinde insanlar “diğer kurumlar bu kadar olamaz” diye başta başka bankalara gitmeye başladı. Baktılar ki bütün kurumlar birbirine benzemiş. Öyle ya kötü iyiyi bozar, her zaman kötü davranış daha hızlı yayılır. Yayılmıştı da. Bir kısım insanlar pes etti. Ailesini, çocuklarını, borçlarını düşünerek Sisteme uyum sağlamaya başladı. İşine sabahları koşarak giden güler yüzlü insanlar asık suratlı haller büründü. Bir kesim sektör dışına kaçtı, “daha az kazanayım kafam rahat olsun” anlayışı gelişti.
KÖTÜ DAVRANIŞLARA ÖRNEKLER Mİ ?
Tabi kötü davranışlar, dejenerasyon, çöküş diyoruz ama bunların örneklenmesi de gerekli ki gerçekten sektör bu kadar yozlaştı mı karar verelim. Hoş çoğu yerde kol kırıldı yen içerde kaldı.  Örnekler tamamen kendi şahitliklerim ve yakın arkadaşlarımın başına gelen 1. Ağırdan dinlediklerimdir. Tabi burada sadece Bölge Müdürlerini hedefe koymamak lazım dedik ya Genel Müdürler yetkilerini devir edince Bölge Müdürleri de bu yetkileri  Segment müdürlerine, onlar da alt yetkililere devri etti. Bazı bölge müdürleri segment müdürlerinin soytarısı oldu, bazı bölge müdürleri Tahsis Müdürlerinin gölgesinde ezildi. Genlerimizde Ağalık sistemi var ya bu rada da benzer bir yapı oluştu ister istemez. Neler oldu bakalım :
•    Şube ziyaretleri :  Şube ziyaretleri daha bir şatafatlı hale geldi. İş bitirmek, destek için yapılan şube ziyaretleri önceden haber verilir yemek yerleri konaklama yerleri ayrılır hale geldi. Hatta akşam yemekte ne giyeyim bile başlı başına stres hali aldı. Öyle ya İK dahil bütün yetkiler bölge ekibinde artık. Karşılıklı abartılı iltifatlar havada oluşur yalaka davranışlar sırıtır ama kimse çaktırmaz. Bölgelerin en çok sevdiği şubeler bu türdür o nedenle ( istisna Bölge Müdürleri hariç tabi ). Odalarda rakı, viski içmeler mi dersiniz, şubelerde müzik açıp göbek atmalar mı her türlü rezilliklerin önü açıktır artık. Uygunsuz davranışları burada yazmayayım artık.
•    Bölge Toplantıları : Bölge toplantıları eskiden de olurdu fakat burada daha çok iş ağırlıklı, diyalog kurulur karşılıklı “iletişim” söz konusu iken 2008 krizinden  sonra toplantılar “monoloğa” dönüşür oldu. Bölge ekibi tek taraflı alan değil de olması gereken şeyleri konuşur oldu. Konuşmalar daha çok “isten atarın, dışarda bekleyen yüzlerce işsiz var” gibi tehdit içerikli hale geldi. Bölge ekibi konuştu, şube ekibi not tutar gibi yaptı. Aynı cümleler papağan gibi her toplantıda tekrarlanır oldu.
•    Hedef Verme : Son 10 yıla kadar hedefler ağırlıklı Genel Müdürlükten verilir kısmen doğru hedefleme yapılır, genelde bütçeler tutardı. Ne zaman ki bütçe / hedef çalışması bölgelere verildi işin ucu kaçtı. Bölgeler arası yarış önce hedefleri yükseltti ve gerçek ötesine taşıdı. Hiçbir fizibilite yapmadan “şu kadar mevduat toplarım, şu kadar vadesiz yaratırım, şu kadar kredi veririm” rakamlar başta havada uçuştu ( açık artırma havasında ), her Bölge Müdürü Genel Müdüre yaranmak ve daha çok büyüyeceğini söyleyerek alınan yüksek hedefler şubelere tabi ki rasgele dağıtıldı. Çok sapmalar olunca bizim beceriksizliğimiz diyemediler, “Dinamik Hedefleme” diye bir kavram çıkarıp her ay değiştirir hale geldiler. İşte burada da yozlaşma kendini gösterdi. Yalakalık yapan, bölge müdürünü hediyelere boğan şubeler korunur oldu. Bu şubelere düşük hedefler verilerek hedef gerçekleşmede yüksek yüzdeler sağlaması sağlandı. Sevilmeyen, kan uyuşmazlığı olan şubelere ceza olarak yüksek hedefler verilerek başarısız olması yetmiyormuş gibi  işten atılması sağlandı. Tabi yıl içinde toplantılar ve seviyesiz diyalogları tahmin edersiniz. Kağıtları yüzlere fırlatmalar mı dersiniz, hakaretler mi dersiniz neler neler…  Ağlayarak çıkan müdürleri  övüne övüne anlatan soytarı Bölge Müdürleri ortalıkta dolaşır oldu.
•    İzim İşkencesi : Çalışma Bakanlığı ve BDDK bu konuya el atana kadar izin işkencesi devam ediyordu. Bütün yılın yorgunluğunu nasıl atarsınız, aileniz veya arkadaşlarınız ile iyi bir tatil yaparak tabi ki. Bu bile çalışanlara çok görüldü. Sanki tatile gidiyormuş gibi “nerede olacağını bildir, telefonunu sakın kapama” gibi talimatlar havada uçuştu. İzin tarihleri bile tam belli değildi, önceden izin planı, otel  rezervasyonu asla yaptıramazsınız. Bölge müdürün keyfine kalmış çık çık, gel gel. İznini yarıda kesenler mi dersiniz, yasal hakkı olan süt iznini kullanamayanlar mı dersiniz neler neler… İnsan hayatta kaç defa evlenir. Kaç defa balayı planı yaparsınız. Bu insanlar çalışanını balayından çağıracak kadar insafsız ve şerefsiz olmayı bile kendilerine yakıştırdı.
•    Mesai İşkencesi : İzinde olduğu gibi Çalışma Bakanlığı ve BDDK bu işe el atana kadar mesai işkencesi devam ediyordur. Hala da bazı bölgelerde var. Bölge müdürü çıkmadan şube müdürleri şubelerini terk edemiyor. Personeli gönderip kendisi şubede nöbet bekleyen müdürler var hala. Bu sektörde mesai kavramı kalmadı artık, telefonlar yetmiyormuş gibi mesaj, WhatsApp’ınızı sürekli kontrol etmeniz lazım. Eskiden ilkokul çocuklarının boynuna ip ile silgi asarlardı şimdi cep telefonu kablosu boynunda dolaşan birini görürseniz Bankacı olma ihtimali yüksek.
Örnekleri uzatabiliriz. Gerek de yok. Kısaca Şeytanlaşmış ruhlar, kişiliksiz ekipler, şişirilmiş bencil benlikler. Tabi işini düzgün yapan bölgeler de vardır haksızlık yapmayalım. Onlar da zaten kendini belli eder. 360 derece anketler de bunun için yapılıyor zaten ama bunlar kağıt üzerinde kalıyor çoğu. 
GENEL MÜDÜRLÜK BÖLGELERİ NİÇİN ARKASINDA DURUYOR ?
Genel Müdürlük birimleri, Genel Müdür ve Bankaların yönetim kurulu üyeleri hiç kuşku yok ki bu yozlaşmadan haberli. Fakat gözler sadece rakamları görünce bölge ekibi şubelerini taciz ediyormuş, uygunsuz teklifler yapıyormuş, uygunsuz davranışlar içindeymiş pek önemi kalmıyor. Dedik ya yozlaşma her yerde. 2018’den itibaren rüzgar tersine döndü, Banka rakamları artık eskisi gibi cilalanamıyor, bundan sonra davranış değişiklikleri kendini gösterir mi yaşayıp göreceğiz.
BÖLGE MDÜRÜLÜKLERİN GELECEĞİ VAR MI ?
Kişisel görüşüm Bölge Müdürlükleri misyonunu tamamlamıştır, geleceğin bankacılığında yeri yoktur.
•    Kriz dönemlerinde bankalar şube kapatacağı için küçülme eğilimi gösterirler, zira bankalar bazı bölge müdürlüklerini kapamaya başladı. Önümüzdeki süreçte bu daha da hızlanacaktır. Kapanan bölgelerin personelini sahada görmek çok keyifli oluyor, o esip kesen, bağıran çağıran adan / bayanlar gidip, “süt dökmüş kedi gibi” kabuklarına çekilmiş oluyor hepsi.
•    Dijitalleşme ile birlikte Bölgelerin de fonksiyonu azalmıştır. Raporlamak ulaşılabilirlik, denetlemek artık daha kolay, bunlar için 20-30 bölge müdürlüğü maliyetine katlanmak  zamanımızda akıllıca değildir. Bölgeler ciddi maliyet mi : kesinlikle evet.
•    Sektörün geleceği daha az personel içeriyor. Bu da dijitalleşme ile oluyor. Önümüzdeki dönemde şube müdürlerine bile gerek kalmayacak. 3-4 şubeye belki  1 şube yöneticisi yeterli olacak. Zira MİY kadrosunda bu yönde ciddi azalma olacağını söylemek kehanet olmayacak.
•    Şubeleri tarla, kendilerini da Maho ağa gören zihniyet ile 2000’li yılların çocuklarını yönetemezsiniz. İş Kanunlarının gelişme gösterdiği ve uluslararası standartların yaygınlaşacağı zamanda Gayri İnsani davranışlara yer yok. Sivil hayatta yapılsa katil olacağınız davranışlara insanlar iş hayatında nereye kadar dayanabilecekleri de ayrı bir sosyolojik ve psikolojik araştırma sahası aslında.
Konu uzun de dramatik aslında. Sayfamızın yettiği kadar değinebildik ve sektör dışına çıkan biri olarak sektör içinde kalan sesi çıkamayan arkadaş ve emekçi kardeşlerimizin sesi olmaya, Bölge Müdürleri ve  ekibinin “meydanı boş bulduk her istediğimizi yaparız” davranışlarını sürdürdüğü sürece bu konulara değinmeye de devam edeceğiz.

Erol TAŞDELEN

25 yıllık banka emekçisi
[email protected]

BANKA ANALİZLERİ

Mevduat faizleri bir yılda %110 arttı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yeni ekonomi yönetiminin Türk Lirası’na değer kazandırmak ve enflasyonla mücadele etmek için başlattığı faiz artışı döngüsü hızla devam ederken, mevduat faizleri de yükselişe geçti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 31 Mart yerel seçimleri öncesi gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu toplantısında 500 baz puanlık faiz artışına gitti. Bu gelişme, yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını vurgularken, 2023’ten bu yana yaşanan mevduat faizi artışları da hız kazandı. Finansal ürün karşılaştırma platformu Hesapkurdu’nun verileri, 2024 yılı nisan ayı güncel banka mevduat faiz oranlarına bakıldığında, bazı bankaların üç aylık vadeli güncel mevduat faiz oranının %58’e dayandığını gösterdi.

Mevduat faizi bir yılda ikiye katladı

Mevduat faizlerinin yükselişindeki boyutları anlamak için tarihsel veriler incelendiğinde, TCMB verilerine göre Mart 2023’te üç aya kadar vadeli ortalama mevduat faizi oranının %27,83 olduğu görüldü. Mevduat faizlerinin bir yılda ikiye katladığını, %110’dan fazla arttığını ifade eden Hesapkurdu Bankacılık İş Geliştirme Yöneticisi Orhun Çağlar Atilla, “Mevduat faiz oranları 2023 yılı sonlarından bu yana istikrarlı bir biçimde artıyor. Bu artış, 2024’ün ilk çeyreğinde de devam etti. Bu sebeple mevduat sahiplerini, varlıklarını Türk Lirası’nda değerlendirmek için vadeli hesap seçeneklerine yöneldi. Mevduat, 2024’te de en çok tercih edilen yatırım araçlarından olmaya devam ediyor” dedi.

Gözler TCMB’nin 25 Nisan’daki toplantısında

TCMB’nin mart ayının sonlarında yayımladığı Piyasa Katılımcıları Anketi, 2024 yıl sonu enflasyon beklentisinin %42,96’dan %44,19’a yükseldiğini gösterdi. TCMB’nin enflasyon hedeflerinde yaşanan kaymanın gerekçelerini açıklamak için hükümete yazdığı mektup da, enflasyon beklentilerinin gücünü koruduğunu gösterdi. TCMB’nin her karar metninde para politikasındaki şahin duruşun korunacağı vurgusuna yer verdiğini belirten Orhun Çağlar Atilla, “ABD ve Avrupa ekonomileri yapışkan enflasyon sonrası faiz indirimlerine başlamak için gün sayıyor olsa da bu beklentiler öteleniyor. Türkiye’de durum daha farklı. Morgan Stanley’in mart ayında yayımladığı tahminler, Türkiye’de faiz indirimi döngüsünün ancak 2025 ilk çeyreğinde başlayabileceğini gösteriyor. TCMB Para Politikası Kurulu, 25 Nisan’da toplanacak. Gözler bu toplantıdan çıkacak karara çevrilse de Türkiye’de mevduat faizlerinin uzun bir süre daha bu seviyelerde kalacağını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Mevduat faiz oranları Hesapkurdu.com’da hesaplanabiliyor”

Mevduat faizi / kâr payı oranlarının temel olarak kredi faiz / kâr payı oranlarına paralel olarak belirlendiğini hatırlatan Hesapkurdu Bankacılık İş Geliştirme Yöneticisi Orhun Çağlar Atilla, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Kredi, sigorta, mevduat hesabı, kredi kartı gibi finansal ürünleri karşılaştırma olanağı sunan Hesapkurdu.com olarak kullanıcılarımızın mevduat faizlerinin güncel değerlerini görebilmeleri için özel bir sayfa hazırladık. Mevduat tutarını ve gün cinsinden vadeyi giren kullanıcılar, saniyeler içinde bankaların sunduğu güncel mevduat faizi oranlarını görebiliyor ve kendilerine uygun teklifi seçebiliyor. Hesapkurdu.com olarak piyasayı kullanıcılarımız için takip etmeye ve onlar için en uygun teklifleri sunmaya devam edeceğiz.”

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

QNB Finansbank Emekli Promosyonunu artırdı

Maaş Promosyon kampanyaları hızlanırken; QNB Finansbank Kmau Bankalarına alternatif olacak şekilde yeni bir Emekli Maaş Promosyon Kampanyası başlattı…

Yayınlanma:

|

Yazan:

Emekli Müşterilerimize Sunulan Ayrıcalıklar

  • 12.000 TL ‘ye varan nakit promosyon ve CardFinans Emekli kredi kartından yıllık 1.200 TL indirim olmak üzere toplamda  13.200 TL’ye varan emeklilik ödülü !
  • Emeklilikte Yaşa Takılanlar’a özel kredi QNB Finansbank’ta! Emeklilere özel avantajlı oranlardan yararlanmak ve detaylı bilgi için tıklayınız.
  • Yurtiçi diğer tüm banka ATM’lerinden Para Çekme, Para Yatırma veya Bakiye Sorgulama işlemlerini toplamda ayda iki defa ücretsiz gerçekleştirebilirler. (günlük para çekme – yatırma limitleri dahilinde)
  • Bireysel İnternet Şube ve QNB Mobil’den yapılacak EFT saatlerinde ve TL havale işlemlerinde işlem ücreti muafiyeti ( haftasonu ve resmi tatil günleri dışında 09:00-16:00 saatleri arasında)
  • QNB Finansbank şubelerinde yapacağınız işlemlerde sıra önceliği
  • Emekli Bankacılığı müşterilerimize özel 0850 222 11 00 numaralı QNB Finansbank Emekli Bankacılığı Hattı’ndan faydalanma imkanı
  • CardFinans Emekli kredi kartına sahip olunması durumunda; ilk yıl, yıllık üyelik ücreti tahsil edilmemektedir. Bu bir yılın sonunda, CardFinans Emekli kredi kartına bağlı ve düzenli ödenen en az bir otomatik fatura ödeme talimatı olduğu ve bu talimatların düzenli ödendiği sürece, bu kredi kartı için yıllık üyelik ücreti alınmamaya devam edecektir.
  • Emekli maaşını Bankamızdan alan CardFinans Emekli kredi kartı sahipleri, market ve eczane harcamalarında yılda 1200 TL’ye varan indirimlerden faydalanabilir. Detaylı bilgi için tıklayınız.

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

Google Consent Mode V2: Dijital Pazarlamada Gizlilik Odaklı Bir Çağın Başlangıcı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dijital pazarlama dünyası, Google Consent Mode V2‘nin getirdiği yeniliklerle birlikte yeni bir döneme adım atıyor. Bu gelişme, reklamverenlerin kullanıcı gizliliği ve veri koruması konularında yeni bir sayfa açmalarını sağlıyor ve dijital reklamcılıkta bir devrim yaratıyor.

Avrupa’da Kişiselleştirilmiş Reklamlar İçin Yeni Kurallar

Google’ın Mart ayında Avrupa’da uygulamaya koyduğu yeni gereksinimler, reklamverenlerin hedefleme yeteneklerini sürdürmeleri için Consent Mode’u güncellemelerini şart koşuyor. Bu yeni düzenlemeler, kullanıcıların gizlilik haklarına duyulan saygının arttığını ve dijital pazarlamanın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini gösteriyor.

Türkiye’de KVKK Kapsamında Çerezler Kişisel Veri Sayılıyor

Bu sürecin, dijital reklamcılıkta dönüm noktası olduğunu belirten Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, konuya ilişkin önemli görüşlerini paylaştı. Başöz, “Google İzin Modu V2, reklamverenlere kullanıcı verilerini daha bilinçli ve gizliliğe saygı duyan bir şekilde kullanma fırsatı sunuyor. Bu değişim, tüketicilerin gizlilik endişelerine cevap verirken reklamverenlere daha güvenilir bir pazarlama ortamı sunacak. Ülkemizde de KVKK ile çerezler kişisel veri sayıldı; bu sebeple Google İzin Modu sayesinde hem KVKK uyumlu veri toplama süreci daha kolay yönetilecek hem de reklam ve analiz için toplanan veriler şeffaf bir hale gelecek.’’ ifadelerini kullandı.

Google İzin Modu’nun sunduğu yeniliklere uyum sağlamak ve değişiklikleri anlamak için işletmelerin halen güncelleme yapmadı ise hızlıca adım atması gerekiyor. Bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması, reklamverenler ve tüketiciler arasındaki ilişkileri güçlendirecek.

AB ve Türkiye’deki Firmalar İçin Uyumun Önemi

“Avrupa Birliği veya Avrupa Ekonomik Bölgesi üyesi ülkelerde dijital reklam yayınlayan ve ülkemizde yerleşik olan tüm firmaların bu geçişi yapması gerekiyor. Aksi halde GDPR sebebi ile büyük cezalar ile karşılaşabilirler.” şeklinde sürecin ciddiyetine dikkat çeken Efecan Başöz sözlerini şöyle sürdürdü; “Google Ads, Instagram, TikTok gibi reklam yayıncıları veya Google Analytics gibi analitik araçları kullanan firmaların hem iç pazarda hem de AB bölgesinde faaliyet gösterirken bu değişikliklere hızla uyum sağlamalarını öneriyoruz”.

Sirkhet Danışmanlık Kurucusu Efecan Başöz, Google İzin Modu V2’nin dijital pazarlama alanında önemli bir adım olduğunu vurgulayarak “Kullanıcıların veri gizliliğine daha fazla önem vermesiyle birlikte, reklamverenlerin de bu konuda daha şeffaf ve kullanıcı odaklı bir yaklaşım benimsemeleri gerekiyor. Bu gelişme hem kullanıcıların gizliliğini korumayı hem de reklam etkinliğini artırmayı amaçlıyor ve bu yönde önemli bir adım.” şeklinde konuştu.

Bu gelişmelerle birlikte, dijital pazarlama dünyasının geleceği daha şeffaf, kullanıcı odaklı ve güvenilir bir zemin üzerinde şekilleniyor. Google İzin Modu V2, bu yönde atılmış önemli bir adım olarak sektörde büyük yankı uyandırıyor.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.