Connect with us

EKONOMİ

Bunu da gördük; iç borç faizi anaparayı geçti!

Dünya Gazetesi yazarlarından Alaattin AKTAŞ iç borçlanmadaki faiz yüküne dikkat çekti…

Yayınlanma:

|

✔ Cumhuriyet tarihinde bir ilk daha… Hazine’nin ödeyeceği iç borç faizi, ilk kez anaparayı geçti.

✔ Ödenecek iç borç tutarı dört ayda yüzde 13 artarken, faiz tutarındaki artış yüzde 119’u buldu.

Bakalım daha neler yaşayacak ve neler göreceğiz… Geçen yılki faiz indiriminin “meyvelerini” bir bir toplamaya devam ediyoruz. Döviz kuru, enflasyon ve Hazine borçlanma faizleri eylülde başlayan indirimler sonrası tırmanmıştı, bunları zaten biliyoruz. Ama Hazine faizindeki tırmanmanın inanılmaz bir denge değişimine yol açtığını yeni fark ettik.

Bu değişikliği fark etmemizi sağlayan eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız oldu. Özyıldız, internet sitesinde Hazine’nin iç ve dış borç ödeme projeksiyonuna yer verdi. Biz bugün yalnızca iç borçtaki gelişmeyi irdelemek istiyoruz. Hakan Özyıldız’ın ortaya koyduğu veriler, çok çarpıcı bir dönüşüme işaret ediyordu.

Hazine’nin yapacağı iç borç faiz ödemesi, artık anaparadan daha fazlaydı.

Hazine, nisan ayındaki borç stokuna göre bundan sonra 1.5 trilyon lira anapara ödemesi gerçekleştirecek. Faiz ödemesi ise ilk kez anaparanın üstüne çıkacak ve 1.7 trilyon liraya ulaşacak.

Bu tutarların nisan ayı borç stokuna göre olduğunu, yani bundan sonra hiç borç alınmasa varsayımına dayandığını bir kez daha vurgulayalım.

NİYE BÖYLE?

Önce Hazine’nin iç borç ödeme projeksiyonuna ilişkin verilerin nasıl oluşturulduğunu hatırlatalım.

Anapara borcuna ilişkin verileri derlemek kolay. Faize ilişkin veriler ise biraz varsayıma dayalı olarak hesaplanıyor. Çünkü iç borcun tümü sabit faizli değil. Değişken faizli kağıtlar var, dövize endeksli olanlar var. Bu yüzden bir varsayımda bulunmak gerekiyor.

İç borçlanmanın ortalama vadesi 53 ay. İşte bu 53 ay için faiz ve kur tahmini yapılıyor ve “Yeni borç alınmazsa şu kadar faiz ödenecek” sonucuna varılıyor.

Muhtemeldir ki faiz ve kur tahmini yapılırken iyimser bir yaklaşım da sergileniyor.

Gelelim son ay neden faizin anaparanın üstüne çıktığına…

Hani hep diyoruz ya geçen yıl eylülde ilk düğme yanlış iliklendi diye… İşte o yanlış adım bizi aşama aşama buraya getirdi.

Faiz indiriminin kur ve fiyatlar üstündeki etkisini, aynı şekilde Hazine borçlanması üstündeki etkisini hemen gördük ama daha uzun vadeli etkiler birkaç ay gecikmeyle ortaya çıkmaya başladı.

BU STRATEJİYLE OLACAĞI BU!

Bir başka yazıda daha detaylı olarak değiniriz; Hazine son yıllarda iç borçlanmada değişken faizli ve dövize endeksli kağıtlara da büyük ağırlık verdiği için böyle bir sonla karşılaşmak kaçınılmaz oldu.

Bu yılki tırmanışa bakar mısınız!

Aralık ayı itibarıyla Hazine’nin ödeyeceği iç borç 1.3 trilyon lira. Aydan aya sınırlı artışlarla bu tutar nisanda 1.5 trilyon lira olmuş. Artış oranı yüzde 13!

İç borç faizine ilişkin ödeme tutarı ise aynı aylar itibarıyla 795 milyar liradan tam 1.7 trilyon liraya çıkmış. Artış oranı yüzde 119!

SAHİ BUNUN SORUMLUSU KİM?

Hazine, nisan ayı itibarıyla artık hiç borç almasa bile 1.7 trilyon lira iç borç faizi ödeyecek.

Dört aydaki artışın oranı yüzde 119!

Son bir yıldaki artışın oranı yüzde 174!

Borcumuz çok daha düşük oranda artıyorken, nasıl oluyor da faiz yükü böylesine tırmanıyor?

Hazine bürokratları mı hata yapıyor?

Yüksek faizle ya da yanlış tercihlerle borçlanmak onların kabahati mi?

Yoksa siyasi otoritenin attığı adımlar mı Türkiye’yi ve Hazine’yi bu hale soktu?

“Ne var ki bunda” denilecek bir durumda değiliz. “Çok şey var bunda” çünkü!

Türkiye bir yıl önce nisan itibarıyla 635 milyar lira faiz yükü altındayken, aradan geçen bir yılda bu yükü ne yaptı da 1.1 trilyon lira artırıp 1.7 trilyona çıkardı?

Son bir yılda faiz yükü anapara borcu kadar büyüseydi 184 milyar lira dolayında bir artış olacaktı. Oysa bizim borcumuzdaki artış 1.1 trilyon lira.

Yani atılan yanlış adımlar yüzünden iç borç faizi normalden 925 milyar lira kadar daha fazla artmış. Üç beş milyar değil, 925 milyar!

Herkes otursun kendince bu parayla neler yapılabileceğini hesaplasın!

Ve yine herkes otursun “Acaba bir hata mı yapıyoruz, yapıyorsak nerede yapıyoruz” diye düşünsün!

BU BORCU DEVLET DEĞİL, VATANDAŞ ÖDEYECEK!

Bizde vatandaşın yıllar yılı değişmeyen şöyle bir algısı var:

“Canım bu parayı biz ödemiyoruz ya, devlet ödüyor!”

Devletin ödediği borç için de aynı yaklaşım var, hani o meşhur köprü ve otoyol garantileri için yapılan ödemeler için de aynı yaklaşım var…

İnsan bu yaklaşım karşısında şunu düşünmeden duramıyor:

“Canım kardeşim, devlet dediğin oluşum o parayı senden benden aldığı vergiyle topluyor, vergi yetmedi mi bu sefer borçlanıyor, çok borçlanması gerekirse yüksek faiz ödüyor, yüksek faiz sonrası açık büyüdü mü vergiye yükleniyor, sana bana yapacağı ödemeleri kısıyor. Yani o para vatandaştan, yani o para senden benden çıkıyor… Dolayısıyla devletin ödeyeceği borç ne kadar artarsa vatandaştan çıkacak ya da vatandaşın cebine girmesi gerekirken girmeyecek para da o kadar artıyor.”

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İş Bankası Genel Müdürü Aran’dan uyarı: Kredi ve kart ödemelerinde sorunlar başladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, kredi büyümesinde düşük seviyelerin beklendiğini ve bireysel kredi ile kart geri ödemelerinde sorunların başladığını açıkladı. Enflasyon hedeflerinin tutturulabileceğini belirten Aran, ekonomide denge için kritik açıklamalar yaptı.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, katıldığı bir etkinlikte ekonomi ve bankacılıkla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Bankacılık sektöründe kâr anlamında tarihsel olarak en sıkıntılı dönemin yaşandığını vurgulayan Aran, kredi büyümesinin bu yıl düşük seviyede gerçekleşeceğini belirtti. Aynı zamanda bireysel kredi ve kart geri ödemelerinde sorunların başladığını da ifade etti.

Ekonominin ekstrem bir dönemden geçtiğini söyleyen Aran, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) adımlarının döviz kurunda istikrar sağlayacağını belirtti. TCMB’nin net rezervlerini sıfıra çekme ve brüt rezervlerini 200 milyar dolara çıkarma planına dikkat çekerek, bu adımların kurda dengeyi getireceğine olan inancını vurguladı.

“YABANCI PARA KREDİ İLE TL SIKIŞIKLIĞI AŞILABİLİR”

Aran, TL’deki sıkışıklığın yabancı para kredisi ile aşılabileceğini ve kur riskinin görmediklerini belirterek, yabancı para kredilerinde artış olabileceğini söyledi. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarından sonra kredi ve enflasyonun daha makul seviyelere geleceğini öngördü.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

İş Bankası Genel Müdürü Aran: En zor dönemi geride bıraktık

İş Bankası Genel Müdürü Aran, “Bankacılık tarihsel olarak kâr anlamında en sıkıntılı dönemi yaşıyor” şeklinde belirtirken; yıl sonunda yüzde 42 enflasyon hedefinin tutturulabilir olduğunu söyledi ve “Kurda risk görmediğimiz için, yabancı para kredi verebiliyoruz” dedi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Banka’nın 100. yılı dolayısı ile finans dergisi Euromoney’e bir röportaj verdi. Aran, “Artık tüm risklerimizi, hedeflerimizi, kısıtlarımızı ve sorunlarımızı çok iyi biliyoruz. Bunların yönetilebilir olduklarına inanıyorum ve önümüzdeki üç yıla ilişkin öngörülerde bulunabiliyoruz.” dedi.

Türk bankalarının son derece yenilikçi olduğunu söyleyen Aran, “En zor zamanları ve en zorlayıcı regülasyonları geride bıraktık. O dönemleri yaşadık ve yönetmesini bildik. Şimdi daha iyi bir aşamada olduğumuzu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ekonomiye yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Aran, enflasyon ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “Enflasyonla mücadelede başarılı olmak önemli, yıl sonunda yüzde 42 hedefi tutturulabilir” dedi ve kredi büyümesinin bu yıl tarihi düşük seviyede çıkabileceğini söyledi.

Hakan Aran konuşmasının devamında, “TL’deki sıkışıklığı yabancı para kredi ile aşabiliyoruz. Kurda risk görmediğimiz için, yabancı para kredi verebiliyoruz” dedi.

Bankacılıkta tarihsel olarak kâr anlamında en sıkıntılı dönemin yaşandığına dikkat çeken Aran, “Bankalar sermaye yönetiminde zorluk çekmeyecektir” şeklinde kaydetti.

Aran, turizm ve ihracat ile ilgili yaptığı değerlendirmede ise, “Turizm ve ihracatta daha az kârlı bir dönemi yaşayacağız, rahat değil ama yönetilebilir bir dönem olacak” dedi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB son sürat rezerv biriktiriyor; iyimser haberlerle hava TL pozitif!

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Küresel mali piyasalar dün günün her iki yarısıda farklı bir eğilim kaydetti. ABD’de açıklanan zayıf istihdam raporu ardından yeşeren faiz indirim beklentilerine paralel haftaya moralli başlayan piyasalar, İsrail’in Refah’a kara harekâtı başlatması ile kazanımlarının bir kısmını geri verdi. Saldırıda Refah Sınır Kapısı’nı ele geçiren İsrail ordusu insani yardımların geçişi ve giriş çıkışları durdurması, jeopolitik risklerin kısmen de olsa hatırlanmasına neden oldu.
  • Dışarıda Ortadoğu riski ile tetiklenen satıcı hava, günün ilk yarısında Türk mali piyasalarında da sirayet etti. TCMB’nin kararlı duruşu ile döviz piyasasında dinamikler tamamen lehe dönerken, USDTRY kuru dünkü günü de 32,25 seviyesinde tamamladı. Borsa İstanbul ise jeopolitik risklerin gölgesinde beliren kâr alma ihtiyacının da yardımı ile günün ilk yarısını satıcılı tamamlarken, günün sonlarına doğru rüzgârın yeniden yön değiştirdiğini gördük.
  • Özellikle, haftabaşı Türk Lirasına yönelik olumlu bir ton ile kaleme aldığımız “Türk Lirası ‘sahalara’ geri dönüyor” başlıklı yazımızda da belirttiğim üzere, yabancı yatırımcıların Türkiye gelmesinin önünde son sorun olarak görülen Türkiye’nin gri listede olmasına yönelik dün bazı gelişmeler yaşandı. Şöyle ki, Reuters, Kara Paranın Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) Türk yetkililerle Türkiye’nin gri listede kalmasına neden olan kara para aklama ve yasa dışı finansmanla ilgili gelişmeleri ele aldığı görüşmelerin önümüzdeki ay yayımlanacak rapor öncesinden geçen hafta yapıldığını yazdı. Hatırlanacağı üzere, Uluslararası mali suçlarla mücadelede ülkelerin performanslarını değerlendiren FATF, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede geride kaldığı için Türkiye’yi 2021 yılında gri liste olarak tabir edilen listeye almıştı. Reuters, görüşmeyi, FATF’nin 28 Haziran’daki genel kurul toplantısında alınacak karara temel oluşturacağını da yazdı.
  • FATF haberinin oldukça önemserken ve Türkiye’nin Haziran sonu gri listeden çıkmasını beklerken, dün ayrıca, TCMB’nin swap sınırlamalarını gevşeteceğinin de konuşulması iyimser havayı daha da artırdı. Nedir bu swap kısıtlaması? Özelinde yabanıcını Türk Lirasına erişiminin kısıtlaması anlamına geliyor. Yani, yabancının TL satıp döviz almasının önüne geçilmek isteniyor. Yabancı hâliyle TL bulamayınca, kur üzerinden spekülasyon yapamıyor. BDDK, bu bağlamda, çok seneler önce, Türk Lirası’nda yaşanan hızlı değer kaybının ve oynaklığın önüne geçmek için bankaların yurt dışı yerleşikler ile yaptığı bir bacağı döviz, diğer bacağı TL olan para swaplarının ve swap benzeri işlemlerinin, bankaların yasal özkaynaklarının çok küçük bir yüzdesi ile sınırlamış, hatta, bankaların vadede TL alım yönünde gerçekleştirecekleri forward, opsiyon ve benzeri swap dışındaki türev işlemlerin de dâhil edildiğini belirmişti. Bu kısıtlamaların da gevşetilmesi, ‘normalleşme’ anlamında ele alınarak Türk mali piyasalarında var olan iyimser havayı daha da destekledi.
  • Hulâsa, jeopolitik riskler nedeniyle tatsız başlaya dünkü gün, swap ve FATF haberleri ile yerine iyimserliğe terk etti. Sabah saatlerinde kırmızılara bürünen Borsa İstanbul günü %0,7 oranında artışa tamamlayarak kapanış rekoru kırdı. TCMB, ılımı havadan nemalanmaya devam ederken, USDTRY  kurunda 32,25 seviyesine ‘baraj’ kurmak suretiyle son sürat rezerv biriktirmeye devam ediyor. Sayıların dili ile konuşursak,analitik bilançoda yayımlanan 6 Mayıs verisine göre, net döviz pozisyonu 3 milyar dolar daha iyileşerek swap ve kamu dövizleri hariç net rezervleri (eksi) 44,8 milyar dolar seviyesine taşıdı. Yerel seçimler öncesi -74,6 milyar dolar olan net rezervlerin son veriye göre -44,8 milyar dolar seviyesine iyileşmesi, TCMB’nin yaklaşık 30 milyar dolar biriktirdiğini bizlere anlatıyor! Bu seviyenin 2024 yılının en olumlu seviyesi olduğunu peşinen not düşelim. TCMB’nin her gün 2-3 milyar dolar daha rezerv biriktirme trendi şayet devam ederse, önümüzdeki ay net rezervlerin artıya döndüğüne şahit olacağız! Burası önemli ve oldukça da iyi! Öte yandan, Hazine’nin dün düzenlediği tahvil ihraçları sorunsuz geçerken, ikincil piyasada tahvil faizleri bir nebze de olsun gevşedi. Yabancı nezdinde Türkiye’nin 5 yıl vadeli risklerin yansıtan CDS risk priminin de 280 baz puan seviyesinin altına gerileyerek son dönemlerin en düşük seviyesinde işlem gördüğünü yeri gelmişken not edelim.
  • Dönelim biraz da yurtdışı piyasalara. Hamas’ın ateşkes teklifini onaylamasına karşın İsrail’in bunu kabul etmeyerek Refah’a kara harekâtı başlatması ile artan jeopolitik risklere rağmen altının ons fiyatının 2,320 dolar seviyesinde yatay bir görünüm sergilerken, Brent cinsi petrolün varil fiyatının da 82,80 dolar seviyelerinde ve neredeyse son 2 ayın en düşüğünde olduğunu not edelim. Altında kâr alma isteğinin belirmesi durumunda aşağıda 2,260 dolar seviyesine doğru geri çekilme bizleri pek de şaşırtmayacakır. Gümüşün ise daha diri bir görünüm çizdiğini görüyoruz.
  • ABD borsaları dün geceyi yatay tamamlarken, yeni gün başlangıcında pasifiğin diğer ucunda satıcılı bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Asya piyasalarının gösterge endeksi Tokyo borsası %1,4 aşağıda işlem görürken, dünyanın en çok işlem gören üçüncü para birimi olan Japon Yen’i bu sabah biraz daha değer kaybederek dolar karşısında 155 seviyesine geldi. ABD istihdam raporu ardından iyimser bir görünüme geçen, artan jeopolitik riskler ile durulan piyasaların yeniden canlaması için, özellikle ABD’nin faiz oranı rotasını belirleme yönünde yeni bir katalizör bekleyeceklerini düşünüyoruz. Bu sabah da küresel hava bu beklentiyi iyice yansıtıyor.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.