Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bütün dikkatler TCMB’nin Enflasyon Raporunda: Faiz indirim zamanlaması?

Yayınlanma:

|

Küresel mali piyasalar ABD seçim atmosferinden yavaşça çıkmaya başlarken, piyasa fiyatlamaları da denge bulmaya başladı. Dün akşam sonuçlanan ve zamanı itibariyle kritik bir toplantı olarak nitelendirilen olağan FED faiz toplantısından beklentilere paralel 25 baz puan faiz indirimi geldi. Böylelikle FED gösterge faiz oranının %4,50-%4,75 bandına çekerken, son gelişmelerden etkilenmediğini de göstermiş oldu. Kararın oybirliği ile alındığını, 50 baz puan faiz indirimi yapıldığı geçen toplantıda ise bir üyenin karara şerh düştüğü not edelim.

Karar ile birlikte açıklanan politika metni bir önceki metne büyük ölçüde benzerken, Başkan Powell basın toplantısında tahminlere göre daha ‘güvercin’ bir duruş sergilediğini gördük. Enflasyondaki düşüşün sürdüğünün altını çizen Powell, katılık gösteren kira gibi kalemlerin gecikmeli olarak gevşeyeceğini belirtti. Soru cevap kısmında Trump döneminin enflasyonist olacağı beklentisinden hareketle bütçe açıkları ile ilgili gelen soruya dikkatle cevap veren Powell, bunun uzun zaman alacağını, bu nedenle de FED’in şu anki kararlarını pek etkilemeyeceğini belirtti. Aralık toplantısına yönelik net bir sinyal göremesek de, piyasa vadeli faiz kontratları bu sabah 18 Aralık toplantısından 25 baz puan faiz indirimi geleceğine %92 ihtimal verdiğini not edelim. Soru cevap kısmında ise, belki de gecenin en çarpıcı sorusuna Başlan Powell “istifa etmem” diye cevap verdi (Trump istifa etmesini isterse). Hatırlamak gerekirse, Powell’ı FED’in direksiyonuna 2018 yılında yine Trump önermişti.

Gelelim Trump ve FED sonrası piyasa fiyatlamasına. Doların piyasa faizi ve piyasaların amiral gemisi ABD 10 yıllık devlet tahvil getirisi hafta ortası Trump gerginliği -enflasyonist politikaların tahvillere satış getirmesi- ile %4,50 seviyesine kadar dayanması ardından bu sabah %4,32 seviyesine kadar gevşedi. Yaşlı kıta Avrupası’nın yine yaşlanan büyüme motoru Almanya’da ortaya çıkan siyasi belirsizlik ve beraberinde Trump ile gümrük vergisi ve savunma başlıklarında yaşanacak sorunlara paralel hafta ortası 1,06’lı seviyeleri test ederek son 4,5 ayın en düşük seviyesini test etmesi ardından 1,08 seviyesine toparlandı. Mario Draghi’nin Kıta Avrupası’nın sanayisizleşme riski ile karşı karşı kaldığını söylemesi ve EURUSD paritesinde 1,1270 seviyesinde hedefimizin kıyısına kadar Eylül sonunda gelmemiz ardından EUR’ya artık pek de alıcı bir gözle takip etmiyoruz.

İngiltere Merkez Bankası da dün beklentilere paralel 25 baz puan faiz indirimine soyunarak politika faizini %4,75 seviyesine çekti. FED sonrası benzer bir şekilde GBPUSD paritesinin de hafta ortası yaşadığı panikten kurtularak 1,30 seviyesine dayandığını not edelim. EUR ve GBP’nin toparlanmasından da anlaşılacağı üzere, doların bir dizi para birimine göre değerini gösteren sepet kur DXY gerilerken, faiz getirisi olmayan kıymetli madenler dün nefes alarak hafif de olsa toparlandı. Beklenti alınır gerçekleşme satılır olarak sıklıkla dile getirdiğimiz piyasa kanunu seçim ardından kıymetli madenler için çalışırken, çekişmeli hatta sorunlu geçmesi beklenen seçimin saatler içinde büyük çaplı bir zaferle sorunsuz tamamlanması, hatta Trump’ın barışçıl açıklamaları kıymetli madenler üzerinde kâr satışlarının tetiklenmesine neden olmuştu.

Bundan sonra söylemlerin değil icraatın izleneceği, Trump-Vance ikilisinin ise ofise resmen sene başında geçeceğini bir kez daha hatırlatmış olalım. ABD 10 yıllık tahvil getirisinin gerilediği bir ortamda, kıymetli madenlerin yoluna devam edebilmesi adına, teknik bir bakış açısı ile, gümüşün haftayı 30,80 doların, altının ise 2,710 doların üzerinde kapatıp kapatamayacağına bakacağız. Dijital altın ya da direnişin parası olarak felsefesini çok sevdiğimiz ve uzun bir süredir ön plan çıkardığımız bitcoin ise dün akşam 77bin dolar seviyesini test ederek haftayı tüm zamanların zirvesinde tamamla gayretinde görünüyor. Bundan sonrası için, Bitcoin’in altına kıyasla daha iyi bir performans kaydetmesini bekliyoruz.

Dönelim Türk mali piyasalarına. Dün TCMB ve BDDK’nın haftalık bültenleri her zaman olduğu üzere yine önemli sinyaller verdi. Trump’ın seçildiği günde pek çok enstrümanın dolar karşısında sert satışlara boyun eğdiği bir ortamda TL’nin gerek dolar gerekse de sepet bazında değer kazanarak özellikle de gelişmekte olan para birimleri arasında ön plana çıktığını görmüştük. Meğer ki, analitik bilançoya göre, TCMB’nin net yabancı para pozisyonu (4 ve 6 Kasım tarihlerinde) toplam 6 milyar dolar azalırken, swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervler ise 31 milyar dolar seviyesine geriledi. BDDK’nın haftalık bültenine göre ise bir nevi yabancı para enstrümanı olan KKM’de düşüşün DTH’larda olduğu üzere devam ettiğini gördük. Yurtiçi yerleşikler tercihi TL’de kalma noktasından güçlenirken, aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, TL mevduatın toplam mevduat havuzundaki payı %56 seviyesini aşarken, KKM dâhil yabancı para enstrümanların ise havuzda payı %44 seviyesinin altına geriledi.

TCMB’nin bugün KKTC saati ile 9:30 (TSİ10:30) yılın son Enflasyon Raporu’nu yayımlıyor. Başkan Karahan’ın sunumunu büyük bir dikkatle takip edeceğiz. Dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere, enflasyonun yayılma endeksinde görülen gerileme ve TCMB’nin kendi uhdesinde olan enflasyonda düşüş görüldüğünü açıklaması ardından TCMB’nin yakın bir gelecekte faiz indirimine hazırlandığını düşünmeye başladık. Bu nedenle bugün açıklanacak Enflasyon Raporunda enflasyonist gidişat ve tahminler ile olası faiz indirim zamanlaması hususlarına kulak kabartacağız. Borsa İstanbul’da son iki gündür yaşanan yükselişte bu beklentinin payının olduğunu düşünüyoruz.Yukarıdaki paragraftan devam edersek, para piyasası fonlarında var olan 1 trilyon TL’yi aşkın parayı da denkleme eklediğimizde, TL’nin payı %60 seviyesine denk geldiğini hesaplıyoruz. Faizin cezbedici olması nedeniyle TL mevduat ve para piyasası fonları rağbet görürken, faiz indirimleri başlayınca bu para dövize mi borsayı mı gidecek, aslında en kritik soru da bu! Biz son günlerde hisse senetlerine bir başka gözle bakmaya başladığımızı yeri gelmişken bir kez daha not edelim. USDTRY kuru dün gün boyu 34,20’li seviyelerde işlem görürken, bu sabah hafta sonu fonlama etkisi ile birlikte 34,33 seviyesinden işlemlerin (Pazartesi valörlü) eşleştiğini not edelim. Enflasyon endişesi nedeniyle tahvil faizleri sakin seyrederken, CDS risk primi ise 250 baz puan seviyesine gevşedi.

Küresel mali piyasalar yeni güne önemli gündem başlıklarının geride kalması ile hafif de olsa satıcılı bir seyirle başlıyor. Asya borsalarında kırmızı renkler göze çarparken, ABD borsalarını vadeli işlemlerinde ise yatay bir seyir hâkim. Veri akışının bugün zayıf olduğunu günde, gözler Türkiye’de kritik Enflasyon Raporunda olacak. Herkese güzel bir hafta sonu dilerim.

TL ve YP mevduatın toplam mevduat havuzunda payı

1731042508254622694fb082a8917b8b80e976044e_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Esad Moskova’ya sığındı: Suriye tarihi yeniden yazılıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride bıraktığımız hafta hem Türkiye’de hem de KKTC’de enflasyon başlığı ön saflarda yer aldı. TCMB, enflasyon verisi ardından yayımladığı fiyat gelişmeleri raporunda, bizim de dikkat çektiğimiz üzere, işlenmemiş gıdaya bağlı olarak güçlü fiyat artışının aylık tüketici enflasyonunu yukarıya çektiğini, gıda hâriç aylık enflasyonun ise %1,34 ile görece olumlu bir görünüm arz ettiğini dile getirdi. Enflasyon verisi ardından TÜİK de Kasım ayı enflasyon rakamlarının mevsimsel etkilerden arındırılmış serisini yayımladı. Ekli grafikten de görüleceği üzere, son üç aylık verinin yıllıklandırılmış hâli hafif de olsa %37,55’ten %38,3’e yükselerek acaba enflasyonla savaşta zafer ilan etmek için çok mu erken sorularını da gündeme taşıdı. KKTC’de ise, Kasım enflasyonu aylık bazda %0,78 artış kaydederek Şubat 2021’den bu yana en az artış kaydederken, yıllık enflasyon da %59,88 seviyesine gerileyerek neredeyse son üç yılın en düşük seviyesine geriledi. Aylık enflasyonun KKTC için de üç aylık verisini yıllıklandırırsak, enflasyonun %30 seviyesinin hemen altına geldiğini ve yönünü aşağıya çevirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Enflasyonla ilgili uzun bir giriş yaptıktan sonra, her ne kadar enflasyonist eğilimin katılık göstermeye devam ettiğini kabul etsek de, biz hâlâ TCMB’nin kendi kontrolünde olan enflasyon kalemlerinde başarı elde ettiğini, taze sebze ve meyve kalemi dışındaki tabloya bakarak 26 Aralık tarihinde faiz indirimine gideceğini düşünüyoruz. Faiz indirim montanının ise belki 250 baz puan olmayacağına rezerv koyarak daha küçük bir indirim ile ‘suyun sıcaklığını’ test etmek isteyeceğini de düşünüyoruz.

Piyasanın da bizim gibi düşündüğünü tahmin ediyoruz keza faiz indirim beklentisinin ‘yarayacağı’ iki sektör olan bankacılık ve emlak sektörüne ait BİST endeksleri geride bıraktığımız haftayı iyimser bir şekilde tamamladı. Şöyle ki, 14bin seviyesinin üzerinde temiz bir kapanış ile yükseliş isteğinin artacağını paylaştığımız BİST Banka endeksi haftayı 15bin seviyesinin dayanarak %6’ya yakın yükselişle tamamladı (ana endekste ise yükseliş %4,6 oldu). Bu yükselişte, faiz indirim beklentileri esas aktör olsa da, BİST50’de yer alan şirketler için açığa satış yasağının 2025 yılının ilk iş gününde kaldırılacağı, bankalara ise enflasyon muhasebesi uygulanmaması yönünde karar etkili oldu. Piyasa mekanizmasının daha sağlıklı işlemesine olanak sağlayacak açığa satış kararının da kaldırılması, yabancı girişlerinin artmasına neden olacağını düşünüyoruz.

USDTRY kuru 34,80 seviyesine gelirken, kamunun döviz kurunu tıpkı orkestra şefi gibi yönettiğini ve bebek adımları ile yükselişine izin verdiğini not edelim. 2025 yılında büyük resimde enflasyonla mücadelede maliye politikasının ön planda kalmasını beklerken, TCMB’nin de orkestra şefliğine devam ederek TL’yi reel anlamda güçlü tutmaya devam edeceğini ve bunu da etkin bir politika aracı olarak kullanacağını iddia edebiliriz. Faizlerin ineceği bir ortamda, kurun daha öngörülebilir bir patikada seyretmesi, yabancı girişlerini de destekleyecektir. ︎Bu minvalde, yabancının Türkiye algısını gösteren 5 yıl vadeli CDS risk primi 243 baz puana kadar gerileyerek neredeyse son beş yılın en düşük seviyesine geriledi. Bakan Şimşek, bu durumu uygulanan programa güven olarak nitelendirirken, dış finansmana da erişimi kolaylaştırdığını açıkladı.

Hadi gelin bu noktadan devam edelim. Birinci soru: TL değerli mi? Geride bıraktığımız hafta TCMB tarafından açıklanan reel efektif döviz kuru verilerine göre, Ekim ayından sonra Kasım ayında da sepet bazında TL’nin nominal olarak değerlendiği bir ayda, TL reel anlamda da değerlenmiş. TÜFE bazlı endekse göre aylık %3,4 yurtiçi ÜFE bazlı endekse göre ise aylık %2 değerlenmiş. Bu sonuçla birlikte, TÜFE bazlı endeks Şubat 2021’den, ÜFE bazlı endeks ise Eylül 2016’dan bu yana en yüksek düzeye geldi (bakınız grafik). TL’deki reel değerlenmenin cari dengeye şimdilik negatif bir yansıması olmasa da, bir noktada elbette etkisi olacağını düşünüyoruz (henüz o noktada değiliz). Hazır yeri gelmişken, 2025 sonu USDTRY bilanço çalışma kurumuzu psikolojik 40 seviyesini olarak yazdığımızı da not etmiş olalım.

İkinci nokta olarak da, her hafta perşembe günü açıklanan TCMB ve BDDK verilerine bakarak, yukarıdaki söylemlerimizi kuvvetlendireye çalışalım. TCMB verilerine göre, 29 Kasım ile biten haftada, yabancı yatırımcıların hisse senedi portföyü 280 milyon dolar, devlet tahvili portföyü ise 610 milyon dolar büyümüş. Bu sonuçlarla, hisse senetlerine 2024 yılı genelinde küskün olan yabancı yatırımcının portföyü yaklaşık 2,6 milyar dolar azalırken, devlet tahvili portföyü ise 16,5 milyar dolar büyümüş. 29 Kasım verisine göre ise yabancının Türk eurobondlarına ilişkin portföyü 2,5 milyar dolar artış kaydederken, Mayıs 2024’den bu yana en sert alımın yapıldığını da not edelim! 2025 yılında yabancının hisse senetlerine yönelik kırgınlığını da gidereceğini düşünüyoruz. TCMB’nin ise ABD başkanlık seçimleri döneminde artan volatilite ile kaybettiği rezervleri son haftalarda yeniden yerine koyduğunu görüyoruz. Swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervler +36,7 milyar dolar seviyesine yükselirken, swap hariç net rezervler ise 50 milyar dolar seviyesinin kıyısına kadar yükseldi. TCMB’nin güçlenen rezervleri, yeni senede de kuru istikrarlı bir patikada tutmaya devam edecektir. TL uzun pozisyonlarımız bizler de bu bağlamda korumaya devam edeceğiz.

Yurt dışı cephede ise geride bıraktığımız hafta jeopolitika ve siyasetin ön plana çıktığı enteresan bir hafta olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Gözler bir tarafta Trump 2.0 dönemine ilişkin politikaları takip ederken, Fransa’da 1962 yılından sonra ilk kez güvenoyu alamayan iktidar görevden alınırken, Cumhurbaşkanı Macron, kısa sürede yeni bir başbakan atayacağını ve onun da yeni bütçe hazırlayacağını açıkladı. 2025 yılı için planlanan 40 milyar euro tasarruf hedefli bütçe tasarısının Meclis’te yeterli desteği alamaması ardından, Le Pen, bütçe açığının daha kademeli azaltılacağı paketlere destek sözü verdiğini de not edelim. Güney Kore’de yaşanan alışılmadık olaylar da üzerine tuz biber olsa da, finansal ürün fiyatlarında anlamlı bir volatilite yaşanmadı.

Hafta sonu, Suriye’de muhaliflerin başkent Şam’ın da kontrolünü ele geçirmesi sonrasında Esad ülkeyi terk ederken bir dönemin de kapandığını görüyoruz. Hemen hemen herkesin ortak bir dille ifade ettiği üzere, Rusya’nın Ukrayna ile devam eden yıpratıcı ve uzun savaşına ilaveten İran’ın da gündeminde İsrail bulunması Suriye’de sürecin ivme kazanmasına neden oldu. Baba Hafız Esad, 1970 yılında gerçekleştirdiği darbe ile Baas Partisi’nin lideri olmuş ve Suriye’yi otoriter bir rejimle yönetmişti. 2000 yılında Hafız Esad’ın ölümünün ardından, oğul Beşar Esad görevi devralarak Baas Partisi’nin siyasi hâkimiyetini sürdürmüştür.

Esad rejiminin çöküşü, Suriye’nin yaklaşık 50 yıllık siyasi yapısında köklü bir dönüşüm anlamına gelirken, bölgesel ve ekonomik dengeleri de derinden etkileyebilir. Rusya, askeri üslerinin güvenliğini sağlamak için Esad ve ailesine sığınma hakkı verdiğini açıklarken, Ortadoğu’da oluşan yeni resmi değerlendirmeye devam eden büyük devletler Esad’ın otokratik rejiminin çöküşünü memnuniyetle karşıladı. Ülkenin bundan sonra nasıl bir dengeye oturacağı çok önemli. On yılı aşkın süredir Türkiye, Lübnan ve Ürdün’ün çeşitli yerlerindeki kamplara dağılmış olan milyonlarca mültecinin evlerine dönmesine de zemin hazırlayabilir. Türkiye açısından ise göçmen başlığının yanı sıra, PYD/YPG konularına hatta ekonomik ve ticari konularına varan geniş bir yelpazede yeni bir sayfa açılmış olabileceğini düşünüyoruz.

Geride bıraktığımız hafta, FED Başkanı Powell, ABD ekonomisinin oldukça iyi durumda olduğunu belirtmesi ardından gözler her ayın ilk Cuması ABD’de açıklanan istihdam raporuna çevrildi. Raporun genel hatları ile beklentilere paralel sonuçlandığını söyleyebiliriz. Dijital altın, namı diğer direnişin parası Bitcoin’in ise, Trump’ın ABD SPK’sının başına kripto paralarla barışık olan Atkins’i atayacağı haberi sonrası ilk kez 100bin dolar seviyesini aştı. Bitcoin/Altın rasyosunda (bir bitcoin kaç ons altın alır) teknik mânâda önemli bir seviye olarak gördüğümüz 37 seviyesinin etrafında dolaşmaya devam ettiğini görüyoruz. Teknik mânâda, BTCUSD cephesinde ise, 68,500 seviyesinin aşılması ile ilk etapta 91bin devamında 103-104 bin ara seviye olmak kaydı ile 125-130 bin dolar aralığının hedef sahasına girmesini beklediğimizi uzun bir süredir bültenlerimizde işliyoruz. Değer saklama araçlarında kıyasıya devam eden kavgada altının bitcoine göre geride kaldığını çok açık bir şekilde görülse de, ABD’nin 36 trilyona çıkan borcuna rağmen altının sakin seyrini biraz da şaşkınlıkla seyrediyorum!

En büyük 500 şirket şemsiyesi altında barındıran ABD’nin S&P500 endeksi haftayı tüm zamanların zirvesinde tamamlarken, yeni gün ve hafta başlangıcında pasifiğin diğer ucunda karmaşık bir seyir görülüyor. Fransa ve Güney Kore’deki siyasi çalkantılara, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad rejiminin çöküşü de eklendi. Bu gelişme, zaten karmaşık olan Orta Doğu’daki durumu daha da zorlaştırdı. Güney Kore Cumhurbaşkanı Yeol, geçen hafta ilan ettiği kısa süreli sıkıyönetim nedeniyle ciddi bir siyasi krizle karşı karşıya. Muhalefet liderliğindeki parlamentoda yapılan azil oylamasını atlatsa da, Yoon hakkında ceza soruşturması başlatıldı ve Savunma eski bakanı Kim Yong-hyun tutuklandı. Yoon’un partisinin lideri, cumhurbaşkanının yetkilerinden fiilen çekileceğini ve erken istifa edeceğini açıkladı. Kriz, ülkenin demokratik imajını zedelerlen, son bir yılın en düşük seviyesine gerileyen Güney Kore borsası bu sabah da %2,3 düşüşle Asya’da başı çekiyor. Çin’de hayal kırıklığı yaratan enflasyon verisi ile geriye kalan bölge borsaları ise artılar ve eksiler arasında karmaşık bir seyir izliyor.

Bu hafta Çarşamba günü gözler ABD’de açıklanacak enflasyon (TÜFE) verisini takip edecektir. Verinin, FED’in 18 Aralık tarihinde sonuçlanacak faiz kararına ışık tutacağını düşünüyoruz. Öte yandan, Almanya’da erken seçim, Fransa’da hükümet krizi ve Trump’ın tarife tehdidi arasında sıkışan Avrupa cephesinde ise ECB bu hafta faiz kararı vermek üzere toplanıyor. Piyasa tahminleri, her iki otoritenin de 25 baz puan faiz indirimine gideceğine %84 ihtimal tanıyor.

Reel Efektif Döviz Kuru (REDK)

100 seviyesi, bir ülkenin döviz kuru dinamiklerinde denge noktası olarak kabul edilir ve ekonomik analizlerde referans noktası olarak kullanılır. Bu nedenle, REDK endeksi analiz edilirken 100 seviyesinin altına veya üstüne çıkışlar, ekonomi ve politika yapıcılar için kritik bir gösterge olarak değerlendirilir.

1733721286a585f71e464712ccf48a1723df931c50_1_1200.jpg

Bitcoin

173372128694169dabdf1f6b1b36ed82105bec71eb_2_1200.jpg

Bitcoin/Altın

1733721286864b368e068f7ad755328e4434563dea_3_1200.jpg 

TCMB Rezervler

 1733721287e46c4774da398b538a2a3b4e894d6fe3_4_1200.jpg

*KKTC Enflasyon ve Yayılma Endeksi

 173372128776ac4ca7febb4c5dc0a93acdfc855c57_5_1200.jpg

Türkiye Enflasyon Yayılma Endeksi

1733721287d65bd63d4aba8416031f29bdd735f51a_6_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Garanti BBVA, sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisini yeniledi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, uluslararası piyasalardan sağladığı sürdürülebilirlik temalı sendikasyon kredisini yenilediğini duyurdu.

Garanti BBVA, yurtdışı borçlanma programı kapsamında, bu yıl ilk kez Sürdürülebilir Borç Finansmanı Çerçevesi ile uyumlu 367 gün vadeli sendikasyon kredisi sağladı. 244 milyon ABD doları ve 162 milyon 400 bin euro olmak üzere iki dilimden oluşan ve yoğun talep gören kredinin anlaşması, 21 ülkeden 43 bankanın katılımıyla imzalandı. Sendikasyon kredisinin, yüzde 100 yenileme oranı ve toplam maliyeti sırasıyla SOFR +%1,75 ve Euribor +%1,5 olarak gerçekleşti.

Konuya ilişkin görüşlerini paylaşan Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, “Sürdürülebilir finans alanında öncü bir banka olarak, yurtdışı borçlanma programı kapsamında uluslararası piyasalardan sağladığımız kaynaklara bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz. 2020 yılında dünyada bir ilki gerçekleştirerek başlattığımız sürdürülebilirlik kriterlerine endeksli sendikasyon kredisi yapısını başarıyla sürdürüyoruz. Sendikasyon anlaşmamız, işlem gelirlerinin BBVA grubuyla belirlemiş olduğumuz sürdürülebilir faaliyetlerin finansmanı standardımıza uygun şekilde kullanılmasını içeriyor. Sendikasyonumuz gerek katılan banka sayısı gerekse katılım tutarları bakımından yoğun talep gördü. Böylece hem uluslararası piyasalardan sağlanan kaynaklarla ülkemizin dış ticaret işlemlerine destek olmaya hem de iklim kriziyle mücadele ve kapsayıcı büyümeye dönük projelere finansman sağlamayı sürdürüyoruz. Garanti BBVA olarak, uluslararası piyasalardaki itibarımız ve finansal yapımızın gücüyle sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

QNB Türkiye, Türkiye ekonomisine 650 milyon dolar kaynak sağladı

QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, “QNB Türkiye, 2019’daki 3 senelik sendikasyon kredisinin ardından kendi belirlediği vade çıtasını yenileyerek, sektördeki öncü rolünü pekiştirdi” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

QNB Türkiye, yenilediği sendikasyon kredisiyle Türkiye ekonomisine 650 milyon dolar kaynak sağladı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, QNB Türkiye, sürdürülebilirlik bağlantılı sendikasyon kredisiyle önemli bir başarıya imza attı. 650 milyon dolar değerinde sürdürülebilirlik bağlantılı sendikasyon kredisi temin eden banka, 3 yıl vadeli dilimle yaptığı borçlanmayla Türk Bankaları Sendikasyon kredisi piyasasında son 5 yılda 3 yıl vadeli kaynak temin etti.

Bankanın yeni sendikasyon kredisine vadesi gelen kredi tutarının 2 katını aşan, 1 milyar dolardan fazla yatırımcı talebi geldi. Talep sonrası Banka, sendikasyon kredisini 650 milyon dolar karşılığı tutarla yüzde 130 yeniledi.

Sendikasyon, bir yıl vadede 246 milyon, iki yılda 300 milyon ve üç yılda 103 milyon dolara karşılık gelecek 6 dilimden oluşuyor.

Sendikasyon işleminde toplam maliyetler, bir yıllık dolar dilim için yıllık SOFR+ yüzde 1,75, iki yıllık dolar dilim için yıllık SOFR+ yüzde 2,25 ve üç yıllık dolar dilim için ise yıllık SOFR+ yüzde 2,35 gerçekleşti.

Ayrıca bir yıllık avro dilim için yıllık Euribor+ yüzde 1,50, iki yıllık avro dilim için yıllık Euribor+ yüzde 2 ve üç yıllık avro dilim için yıllık Euribor+ yüzde 2,10 gerçekleşti.

Sendikasyonda, 28 ülkeden 64 bankanın katılımının yanı sıra 4 yeni ülke ve 21 yeni bankanın bulunması dikkati çekti. Sendikasyon işleminin koordinatörlüğünü Mizuho Bank ve Abu Dhabi Commercial Bank paylaşırken, sürdürülebilirlik koordinatörlüğü rolünü ise Standard Chartered Bank ve Mizuho Bank üstlendi.

Borçlanmada kullanılan sürdürülebilirlik taahhütleri arasında Türkiye’yi etkileyen 6 Şubat depremleri nedeniyle hasar gören bölgelere kullandırılan krediler ve QNB Sürdürülebilir Finansman Çerçevesi’ne uygun olarak kullandırılan Yeşil Krediler yer alıyor.

– ‘Türkiye sendikasyon piyasasındaki öncü rolümüzü ortaya koyduk’

Açıklamada görüşlerine yer verilen QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, Türk bankacılık sektöründe geçen 5 yılda sadece 3 yıl vadeli sendikasyon kredisi sağladıklarını belirterek, sendikasyon kredisine gelen yüksek talebin hem Türkiye’ye hem QNB Türkiye’ye duyulan güçlü güvenin kanıtı olduğunu aktardı.

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına banka olarak sağladıkları katkıya dikkati çeken Tan, ‘Sürdürülebilirlik bağlantılı gerçekleşen yeni sendikasyon borçlanmamızın 3 yıla kadar yayılan vadesiyle Türkiye sendikasyon piyasasındaki öncü rolümüzü ve yatırımcılarımızın hem ülkemize hem de bankamıza duyduğu güveni bir kez daha ortaya koyduk. Son 5 yılda gerçekleşen sendikasyon kredileri arasında 3 seneye kadar borçlanan tek Türk bankası olan QNB Türkiye, 2019’daki 3 senelik sendikasyon kredisinin ardından kendi belirlediği vade çıtasını yenileyerek, sektördeki öncü rolünü pekiştirdi.’ ifadelerini kullandı.

Tan, başarılarının uluslararası finansal piyasalardaki yansıması olarak gördüükleri sendikasyonda 21 yeni bankanın yer almasının gururunu yaşadıklarını kaydederek, ‘Gerek deprem bölgesine sağladığımız krediler gerekse Yeşil Krediler kapsamında reel sektörün yeşil ve sosyal dönüşümü için verdiğimiz destek sendikasyon kredimizin odağında yer alıyor. Yeni sendikasyon kredimiz aracılığıyla, Türkiye ekonomisinin gelişimi ve dış ticaretin güçlenmesi hedeflerine ulaşmak için çalışmaya ve ekonomik kalkınmaya katkı sunmaya devam edeceğiz.’ açıklamasını yaptı.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.