Connect with us

Erol Taşdelen

“Ege’nin Girişimci Kadınları Yarışması”nın ödül töreni Kütahya’da yapıldı

Yayınlanma:

|

Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasınca (KUTSO) düzenlenen ” Ege’nin Girişimci Kadınları Yarışması“da ödüller sahiplerini buldu.

Kadın girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla KUTSO’nun ev sahipliğinde Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) işbirliğiyle gerçekleştirilen yarışmanın ödül töreni, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Amfi 2’de yapıldı.

Türkiye’de kadın girişimciliğine destek olmak ve kadın iş gücünün güçlenmesini sağlamak amacıyla düzenlenen yarışmaya Kütahya, Afyonkarahisar, Manisa, Uşak, Aydın ve İzmir‘den kadın girişimciler katıldı.

Kütahya Valisi Musa Işın, törende yaptığı konuşmada, Kütahya’da kadınların önemli bir girişimci ruha sahip olduğunu söyledi.

İlçeleri gezdiğinde özellikle kadın kooperatiflerinin memnuniyetini gördüğünü belirten Işın, “Kadınların toplumda en az erkekler kadar yer alması bizim için önemlidir. Toplumumuzda da kadınlar gittikçe daha fazla yol katettiler. Artık Türk toplumunda her aşamada ve her kurumda kadınlarımızı rahatlıkla görmekteyiz.” dedi.

Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı da Türkiye’nin başarılı, nitelikli ve yaratıcı insan kaynağına sahip olduğunu vurguladı.

Özellikle birçok nitelikli ve yaratıcı işte kadınların imzasının bulunduğunu anlatan Yiğitbaşı, “Bugün bütün mesele, bu topraklarda kadın girişimcilerden oluşan bir ekosistem yaratabilmektir. Sağlıklı, dengeli ve işlevsel bir ekonomik ekosistem, günümüzde ancak kadınların ağırlığıyla mümkün olmaktadır.” ifadesini kullandı.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, “Kadın ev işlerinde, devlet işlerinde, toplumsal hayatta, ekonomik hayatta eştir, ortaktır. Kadının toplum içindeki yerinin ve rolünün belirlenmesindeki etkilerini görebilmenin en iyi yöntemi tarihsel verileri göz önünde bulundurarak mümkün olur. Birçok destanın merkezini kahraman kadınlar oluşturuyor.” diye konuştu.

KUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Esin Güral Argat ise KUTSO ve TEPAV iş birliğinde “Ege’nin Girişimci Kadınlar Yarışması”nın ilkini Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını dile getirdi.

Kadınların her sektörde kendilerine eşit imkanlar ve çalışma fırsatlarını yakalaması gerektiğini belirten Argat, şunları kaydetti:

“Türkiye’de 11’inci Kalkınma Planı’nda da kadın girişimcilere iş geliştirme süreçlerinde danışmanlık ve rehberlik hizmeti sunulmasının, kadınlara dijital okuryazarlık eğitimleri verilerek işlerini büyütmelerini sağlamanın önemini vurgulanıyor. Kadınların kooperatif kurmalarının kolaylaştırılması iller bazından kadınlara eğitim, staj, işbaşı eğitimi gibi uygulamalar sunulması da diğer çözüm önerileri arasında sıralanıyor. Kırsal kesimde kadın girişimciliğinin artmasına yönelik destek mekanizmalarını da hayata geçirmek büyük önem taşıyor. Ayrıca eğitim bu konunun en kökten çözüm noktası. Kız çocuklarının da fen, teknoloji, mühendislik, matematik alanlarındaki mesleklere yönlendirilmesi geleceğin kadın girişimcilerinin sayısını da artıracaktır.

KUTSO olarak strateji planımızı açıkladığımız günden bu yana kadın girişimcileri teşvik etmeye, kadınların iş gücüne katılımını desteklemeye yönelik çalışmalar yapacağımızı açıklamıştık. Kadınların iş dünyasında aktif rol almaları ve ekonomik özgürlüklerini kazanarak güçlenmelerini sağlamak amacıyla ilk adımı attık ve Kadın Girişimcilik Ofisi’ni kurduk. Bu yarışma ile kadın girişimcileri desteklemek, görünür kılmak ve diğer kadınlara örnek olmalarını sağlamayı hedefledik. Umarım bu hedefe ulaşırız ve iki yılda bir düzenlenmesi planlanan bu yarışma umarız ileriki yıllarda da gelenekselleşerek kadın girişimci ekosistemine fayda sunan bir platform olur.”

Ödül kazanan kuruluşlar

Programda, TOBB Kütahya Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Sema Güral Sürmeli, Koton Yönetim Kurulu Üyesi ve GEN Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülden Yılmaz, Big Chefs Kurucusu Gamze Cizreli, rol model kadın girişimciler olarak tecrübelerini katılımcılarla paylaştı.

Düzenlenen panelde, DPÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fulya Topçuoğlu Ünal, Designpr Kurucu Başkanı, TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Üyesi, TOBB Eskişehir Genç Girişimciler İcra Kurulu Üyesi Çiğdem Dedeoğlu, TOBB İzmir İcra Kurulu Başkanı Deniz Celep, Mutlu Metal Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve USB Certification Kurucu Ortağı Nesrin Serin, kadınların toplumun her alanında daha etkin, daha güçlü ve daha özgür şekilde yer almasının önemine dikkati çekti.

En Hızlı Büyüyen Kadın Girişimci” kategorisinde birinci Savaş Besi Çiftlikleri (Afyonkarahisar), ikinci Özak Yurt Hizmetleri Mimarlık Mühendislik Gıda Otomotiv Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Kütahya), üçüncü Toprak Ticaret-Nüfide Erdurgut (Kütahya) oldu.

Kadın İstihdamını En Çok Artıran Şirket” kategorisinde birinci Özak Yurt Hizmetleri Mimarlık Mühendislik Gıda Otomotiv Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (Kütahya), ikinci Afyonkarahisar Akd Kids Anaokulu Özel Eğitim Öğretim Hizmetleri Limited Şirketi (Afyonkarahisar), üçüncü Özmay Grup Tekstil Group (Kütahya) olarak belirlendi.

İlham Veren Öykülerle Kadınlar Anlatıyor” kategorisinde Jojo Boutique Tekstil Aksesuar ve Mobilya İhracat Limited Şirketi, “En Dijitalleşen Kadın Girişimci” kategorisinde Özerdem Mensucat Sanayi ve Ticaret AŞ, “En Hızlı Büyüyen Kadın Kooperatifi” kategorisinde SS Alaşehir Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, “En Hızlı Büyüyen Kadın Kooperatifi” kategorisinde jüri özel ödülü SS Çay Kadın Kültür Evi Kadın Girişimi Üretim İşletme ve Kalkınma Kooperatifine verildi.

Kaynak: AA

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Erol TAŞDELEN yazdı: BANKA DOLANDIRICILIĞINDA GÜVENLİK AÇIĞI BÜYÜK, MAĞDURLAR ÇARESİZ

Yayınlanma:

|

SİBER DOLANDIRICILIK VAKALARINDA TARAFLAR

Sık yazdığım ve yazmaya da devam edeceğim bir konu Siber Dolandırıcılık. Bilginiz dışında bir anda kendinizi nasıl dolandırıcı olarak yargı karşısında bulabileceğinizi daha önce detaylı yazmıştım. Bankacı Bilirkişisi olarak yüzlerce benzer dosyaya “Bilirkişi Raporu”  hazırlamış biri olarak bazı tespitlerimi Kamuoyu, BDDK, Adalet Bakanlığı, Emniyet Müdürlüğünün Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü gibi ilgili birimler ile Sosyal Sorumluluk gereği tecrübelerimi paylaşmaya devam ediyorum.

BANKA HESAP VE KART ŞİFRESİNİ ÜÇÜNCÜ KİŞİLER İLE PAYLAŞANLAR

Siber dolandırıcılık ağırlıklı Kredi Kart ve Banka hesapları üzerinden Mobil Bankacılık üzerinden oluyor. Normal hırsızlıktan hiç farkı olmaması lazım aslında. Biri girmiş evinizden paranızı çalmış, bankadaki hesabınıza girmiş paranızı çalmış hepsi aynı. Burada daha vahimi olmayan paralarını da çalınıyor üste bir de borçlu çıkıp kullanmadığınız kredileri ödemek zorunda kalıyorsunuz. Davalar da “başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama, hırsızlık” olarak açılıyor. Başta şunu belirtmem gerekiyor ki banka hesap ve kart güvenliğinin sağlanmasında birinci sorumlu müşterinin kendisi. Banka müşterisi olarak başkasına kartınızı ve şifresini vererek hesabınızdan para çekildikten sonra “ben dolandırdım” demenin bir faydası yok. Sorumluluk tamamen size ait ve size ait olan bir bilgiyi ve kartı 3. kişiler ile paylaşmışsınız çünkü. Olur mu öyle şey demeyin, davaların nerede ise yarısı bu şekilde.

Hikaye çoğunda aynı. Genelde tanıdık birileri, “Cezaevinden çıktım banka hesaplarımda kısıt var, haciz var” denilerek veya “asker arkadaşlarından memleketten para gelecek diye ATM kartının istenmesi”  şeklinde hesabının kullanılması ve ATM’den çekilmesi için kart ve şifreyi gönüllü olarak verilmesi. Bankayı ya da başkasını suçlamak yersiz. Sadece “güveni kötüye kullanmaktan” dava açılıyor. Ama iş burada bitmiyor. İyi niyet gibi gözüken bu taleplerde genelde verilen hesap üzerinden piyasa dolandırıcılığı yapılıyor ve dava -hesap sahibi siz olduğunuz için- size açılıyor. Mahkemede her ne kadar bunu dile getirseniz de kanıtlanmak çok zor. Zira, Banka ATM görüntüleri ile paranın çekilmesinin başka kişiler tarafından yapılması gerekiyor ki çoğunda ATM kameraları ya arızalı ya da silinmiş oluyor.

Çözüm: ATM kartı ve şifreleri 3. Kişiler ile paylaşmayın.     

CÜZDANIMI ÇALDIRDI KART ŞİFRESİ DE İÇİNDEYDİ

Bu da çok rastlanan bir durum. Cüzdanı veya kartlarını çaldıranların ilk işi bankaya ulaşıp kartı iptal ettirmek yerine bunu ihmal ediyorlar. Geçen sürede yine aynı şekilde hesap ve kartlar kullanılmış oluyor. Geçmiş olsun!

Çözüm: Kayıp kartları zaman kaybetmeden bankaya bildirmek ve kullanıma kapama.

HESAP VE KARTINI KİRAYA VERENLER

Bu grup genelde saf masum hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi “salak rolüne” bürünürler. Genelde mazeret de “çok paraya ihtiyacım vardı, kahvede tanıştığım ve soyadını bilmediğim biri hesabımı kullanmak şartıyla aydan aya ödeme yapacağını belirmesi üzerine  hesap ve kart bilgilerini verdiğini” belirtir. “Hesaptan dolandırıcılık yapıldığını bilmediğini” belirterek de olaydan sıyrılmaya çalışır. Hukuk önünde dolandırıcılar kadar hesabını kullanmaya verenlerde direkt sorumludur haberiniz olsun, dolandırıcılara ulaşmak için iz kaydı bulunamayabilir ama sizin belgeleriniz dava dosyalarına yeterince girer. “Kiralık Hesap” diye bir uygulama bulunmadığı gibi banka sözleşmelerinde hesap ve kart şifresinin kullanıcı sorumluluğunda olduğunu taahhüt edersiniz zaten. “Hesabı, kartı kiraya verdim” demek sizi kurtarmaz.

Çözüm: Banka hesap ve kart ve şifreleri kimse ile paylaşmayın.

TELEFON OPERATÖRLERİ

Özellikle mobil dolandırıcılıklarında Telefon Operatör servisleri olayın tam merkezinde olmasına rağmen hiçbiri sorumluluk kabul etmiyor. Aslında operatör firmaları güvenlik önlemlerini artırdı ama ikiz kart çoğaltma, kart kullanıcısının kartı aktifleştirmede hala güvenlik açıkları var. Bankadan gelen mesajların telefon numarasına ulaşması yetmiyor, o hattın takılı olduğu Telefonun kimlik numarası olan-IMEI telefona gitmesi esas olmalı. Dolayısı ile sizin kart kopyalansa bile başka bir telefondan işlem yapılmasının önü alınması gerekiyor. Bankanın gönderdiği mesajların operatör telefon numarasına ulaştığını teyit ediyor fakat müşterinin kullandığı operatörün de onayladığı IMEI telefonuna bağlı numaraya gönderildiğini teyit edemiyor. Operatörlerin kart taşıma aşamasında da ciddi güvenlik açıkları söz konusu. Yetkili servis dışında telefonunuzu rastgele servislere vermemeniz, yetkili de olsan telefon tamiratlarında sim kartı telefonda bırakılmamasını öneririm.

Çözüm:  BDDK, Türkiye Bankalar Birliği-TBB, Adalet Bakanlığı, Emniyet Siber Suçlar Müdürlüğü, Telefon Operatörler ortak bir Çalıştay yaparak ortak güvenlik ağı oluşturmaları bu sorunu ortadan kaldırır, başka da çözüm yok!

BANKALARIN SORUMLULUĞU VE GÜVENLİK AÇIĞI

Bankalar kabul etmese de ciddi güvenlik açığı var. Bir defa şu “Hazır kredi, hazır limit” rezilliğine son verilmesi gerekiyor. Müşteriden yazılı, sözlü izin almadan, hazır kredi olmamalı. Hazır kredi pimi çekilmemiş bomba gibi. Zira, hesabınıza girilse bile hesabınızdaki para boşaltılır, fakat hazır limitini var ise gecenin bir yarısında bu krediler kullandırılıyor, hazır kredi kart limiti artırılıp hesap boşaltılıyor, para transferleri yapılıyor, ATM’lerden kartsız olarak QR kodla çekiliyor, ruhunuz bile duymuyor. Bu tam rezillik, öyle davalar var ki hiç hesabı olmayan bankada adına hesap açılmış, krediler kullanılmış çekilmiş; banka krediniz ödenmiyor diye arayıp borcun gecikmeye düştüğünde müşterinin haberi oluyor. Bir Banka CEO’su, BDDK üyeleri, TCMB çalışanları, TBB üyeleri bu durumda kalsa kendini nasıl hisseder acaba? Biraz Empati lütfen! Vahim bir durum!

Bankalar genelde “müşteriye mesaj gönderdik” diyerek aradan sıyrılıyor fakat müşterinin kayıtlı IMEI telefonuna gönderdiğini teyit edemiyorlar. Bankalar açısında da asıl sorun bu zaten, bunu önleseler dolandırıcılıkların da önünü alacaklar. Bazı bankalarda dolandırıcılıkların artma nedeni tamamen bu durum.

Çözüm: Bankalar için kayıtlı telefon numarasına bilgilendirici ve onay mesajı göndermek yetmez, müşterinin kullandığı IMEI telefonuna gönderilmesi için altyapısı düzenlenmeli. Kredi kullanımları gece engellenmeli, müşteri aranmadan kullanım yapılmamalı.

SONUÇ: Siber Dolandırıcılık olayları hızla arttı. Cep telefona ve Bilgisayara gönderilen program ve linkler ile virüslü oyunlar ile müşteri bilgileri şifreleri ele geçirilmesi zor değil, o nedenle yukarıdaki tedbirlerin acil almaması halinde mağdurlar artarak hızlanacaktır. Yukarıda da belirttiğim gibi, tek çözüm var; BDDK, Türkiye Bankalar Birliği-TBB, Adalet Bakanlığı, Emniyet Siber Suçlar Müdürlüğü, Telefon Operatörler ortak bir Çalıştay yaparak ortak güvenlik ağı oluşturmaları bu sorunu ortadan kaldırır, başka da çözüm yok! Hazır limitler müşteri istemediği sürece açılmamalı, açık olan limitler iptal edilmeli. Ortomatik kredi kullanım engellenmeli, telefon ile teyit alınmalı. Banka, operatör, müşteri arasında güvenlik ağı sağlanmadan siber dolandırıcılıkların önü alınmaz; başta bankalar ve telefon operatörleri seyretmek yerine kendi üzerine düşen görevi yapmalı. Daha önemlisi; Müşteri dolandırıldığını; para transferi yapıldığını fark edip bankayı aradığında “bir şey yapamayız, mahkeme kararı getir” gibi bir uygulama kabul edilemez. “Şikayetlerde Ön bloke sistemi “açıl uygulamaya konmalı.

Diğer taraftan konuyu dağıtmamak için girmedim, Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri firmalarının Dijital Güvenliği tam anlamı ile sağlamadığını, gerçek dışı kimlik bilgiler ile açılan hesapları gerçekmiş gibi  “Basit Usulde Kimlik” diye mahkemeyi sunduğu rezilliği daha önce kanıtlarıyla yazmıştım, buna rağmen bir tedbir halen alınmadı.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist, Bankacılık Bilirkişisi  www.bankavitrini.com

*********

EK OKUMALAR:

HEPİMİZ DİJİTAL DOLANDICI OLARAK SUÇLANIP YARGILANABİLİRİZ

BANKA HESAPLARINIZ BOŞALTILIR İSE NE YAPMALIYIZ?

AKBANK FENA TOSLADI!

Dijital dönüşüm ve Bankacılıkta Siber Güvenlik?

Dijital bankacılıkta siber tehditlerden kurtulmanın formülleri

 

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ÖRGÜTSEL SUÇ TEORİSİ ve DAVRANIŞSAL EKONOMİ

Yayınlanma:

|

1. Örgütsel Suç Teorisi

Örgütsel suç teorisi, büyük organizasyonlar içinde işlenen suçları ve bu suçların arkasındaki örgütsel dinamikleri anlamayı hedefler. Suçun bireysel bir eylem değil, örgütsel yapı, kültür ve teşviklerin bir sonucu olarak ortaya çıktığını savunur. Bu teoriye göre, örgütler genellikle kâr maksimizasyonu, piyasa baskısı veya rekabet avantajı elde etmek için etik dışı ya da yasa dışı faaliyetlerde bulunabilirler.

Önemli noktalar:

  • Suçlar genellikle örgütsel hiyerarşi, kültür ve yapısal özelliklerden kaynaklanır.
  • Örgütsel suçlar bireysel suistimallerden ziyade kolektif karar alma süreçleriyle bağlantılıdır.
  • Karar alma süreçlerinde risk ve ödül hesaplamaları yapılır, bu da yasa dışı davranışları teşvik edebilir.

Örgütsel suç teorisine göre, suçlar genellikle örgüt içindeki güç dinamiklerinden, hiyerarşik yapılardan ve örgütsel kültürden etkilenir. Bu tür suçların örnekleri şunlar olabilir:

  1. Finansal Dolandırıcılık: Büyük şirketlerin muhasebe usulsüzlükleri, piyasa manipülasyonları ve yolsuzluk faaliyetleri.
  2. Çevre Suçları: Çevresel düzenlemeleri ihlal eden atık yönetimi veya kirlilik politikaları.
  3. İş Gücü Suistimalleri: Çalışanların haklarını ihlal eden, kötü çalışma koşulları sunan uygulamalar.
  4. Tüketici Dolandırıcılığı: Yanıltıcı reklamcılık, sahte ürünlerin satışı veya güvenli olmayan ürünlerin pazarlanması.

Teorinin altında yatan bazı önemli noktalar:

  • Kurum Kültürü: Bir örgütün içindeki normlar, değerler ve alışkanlıklar, bireylerin örgütsel suçlara karışma eğilimini artırabilir.
  • Yapısal Faktörler: Örgüt içindeki hiyerarşik yapı, yetki dağılımı ve sorumlulukların belirsizliği, suçların daha kolay işlenmesine olanak sağlayabilir.
  • Baskılar ve Teşvikler: Örgütler üzerindeki kâr baskıları ve rekabetçi ortam, yasa dışı veya etik olmayan yollara başvurmayı teşvik edebilir.

2. Davranışsal Ekonomi

Davranışsal ekonomi, insanların ekonomik kararlar alırken nasıl irrasyonel davranışlar sergileyebileceğini ve psikolojik faktörlerin kararlarını nasıl etkilediğini inceler. Geleneksel ekonomi teorilerinin varsayımlarının aksine, insanların her zaman rasyonel kararlar almadığı, duygusal, sosyal ve bilişsel önyargılarla yönlendirildiklerini savunur.

Önemli noktalar:

  • Bireyler, karar alırken sınırlı rasyonalite gösterirler ve psikolojik faktörler (örneğin, belirsizlik, kaygı, aşırı özgüven) kararlarını etkiler.
  • Risk algısı ve karar verme süreçleri, bireylerin ekonomik seçimlerinde irrasyonel davranışlara yol açabilir.
  • Teşvikler ve baskılar, insanların riskli ya da etik dışı davranışlar sergilemesine neden olabilir.

İki Alanın Kesişim Noktaları

  1. Karar Verme Süreçleri: Örgütsel suç teorisi, örgütlerin yasa dışı faaliyetlere yönelmesinin arkasında bireysel karar vericilerin bulunduğunu öne sürer. Davranışsal ekonomi ise bu bireylerin karar alma süreçlerinde rasyonel olmayabileceğini, psikolojik ve duygusal faktörlerin etkili olduğunu vurgular. Örneğin, bir şirket yöneticisi, belirsizlik ve aşırı güven nedeniyle yasa dışı bir faaliyete girişebilir.
  2. Risk ve Ödül Dengesi: Her iki teori de bireylerin ve örgütlerin risk-ödül hesaplamalarına odaklanır. Davranışsal ekonomi, bireylerin genellikle riskleri yanlış değerlendirdiğini ve “kayıptan kaçınma” gibi psikolojik önyargılarla hareket ettiğini öne sürer. Örgütsel suç teorisinde de, örgütlerin yasal riskleri yanlış hesaplayarak suçlara karışabileceği belirtilir.
  3. Teşvikler ve Baskılar: Davranışsal ekonomi, bireylerin teşviklerle (finansal ödüller, terfi beklentisi vb.) nasıl motive olduğunu ve bu teşviklerin irrasyonel kararlar almalarına neden olabileceğini inceler. Örgütsel suç teorisinde de, örgütsel baskılar (kâr baskısı, rekabet avantajı) suç teşkil eden davranışları teşvik edebilir.

Özetle:

  • Örgütsel Suç Teorisi suçun örgütsel yapı ve kültürden kaynaklandığını incelerken,
  • Davranışsal Ekonomi bireylerin irrasyonel kararlar alma eğilimlerini ve bu kararların arkasındaki psikolojik mekanizmaları inceler.

Bu iki alan, özellikle bir örgütteki bireylerin suç teşkil eden kararlar alırken rasyonellikten sapmaları, riskleri yanlış değerlendirmeleri ve psikolojik faktörlerin etkisinde kalmaları bakımından birbirini tamamlar.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist

Okumaya devam et

Erol Taşdelen

ŞİRKETİNİZE EN UYGUN STOK TAKİP SİSTEMİ HANGİSİ?

Yayınlanma:

|

Firma STOK Takip sisteminde ve mal çıkışında uygulanan muhasebesinde sistemi direkt firmanın karlılığını da etkilemektedir. Firmanıza en uygun muhasebeleştirme sistemi için özet bilgi aşağıdaki sunulmuştur…
STOK takip yönteminde FIFO mu LIFO mu uygulayalım…
FIFO
En eski envanter ürünleri ilk önce satılır.
Satılan envanter, en eski birimlerden oluşurken, elde kalan envanter, en son satın alınanlardan oluşur.
Ne zaman FIFO kullanılmalı?
Bozulabilir Mallar: En eski birimleri satarak, FIFO bozulma veya eskime riskini en aza indirmeye yardımcı olur.
Enflasyonist Ortamlar: Satılan malların maliyeti daha eski, daha düşük fiyatlı envanterlere dayalı olduğundan, elde kalan envanter daha yeni, daha yüksek fiyatlı birimlerle değerlendirilir.
LIFO
En yeni envanter ürünleri ilk önce satılır.
Satılan malların maliyeti en son envanter maliyetlerinden oluşurken, elde kalan envanter, en eski maliyetlerle değerlenir.
Ne zaman LIFO kullanılmalı?
Bozulmaz Mallar: LIFO, raf ömrü veya son kullanma tarihi olmayan mallar için uygun olabilir.
Vergi Avantajları: Fiyat artışlarının olduğu durumlarda, en son ve daha yüksek maliyetlerin gelirle eşleşmesi nedeniyle, LIFO vergi gelirlerini azaltabilir ve potansiyel olarak vergi ödemelerini erteleyebilir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.