Connect with us

GÜNCEL

Mahfi Eğilmez: 26 milyar dolara kara para incelemesi yapılmalı

Ekonomist Mahfi Eğilmez, internet sitesinde kaleme aldığı, ‘Kara Para Aklama, Ponzi Oyunu, Mafya ve Faiz İlişkisi’ başlıklı analizde, 2022 yılında ödemeler dengesinin yaklaşık 26 milyar dolar fazla verdiğini hatırlatarak, bu miktarın kara para yönünden incelenmesi gerektiğini söyledi.

Yayınlanma:

|

İktisat uzmanı, akademisyen ve yazar Mahfi Eğilmez, Türkiye’de son dönemde sıkça tartışılan konular arasında yer alan ‘kara para’yı internet sitesinde kaleme aldığı yazısına taşıdı.

Ödemeler dengesi rakamlarıyla örnekler aktardığı yazısında, ‘kara para’ sorununa dikkat çeken Mahfi Eğilmez,  2022 yılında ödemeler dengesinin yaklaşık 26 milyar dolar fazla verdiğine dikkat çekerek, bu paranın incelenmesi gerektiğini aktardı.

Eğilmez’in, ‘Kara Para Aklama, Ponzi Oyunu, Mafya ve Faiz İlişkisi’ yazısı şöyle:

Son birkaç yılda Türkiye’de uyuşturucu ticareti ve benzeri birçok illegal faaliyet adeta tavan yaptı. Bunlarla birlikte yeniden büyük çıkış yaşayan bir başka olay da Ponzi oyunu denen dolandırıcılık çeşidiydi.

Ödemeler dengesindeki net hata ve noksan kalemi yani nereden geldiği ve nereye gittiği bilinmeyen paraların yazıldığı kalem, 2022 yılında yaklaşık 26 milyar dolar fazla vermişti. Bu miktar 5–6 milyar dolar olsa anket hataları, ihracatçının dışarıda tuttuğu paralar, zaman farklılığı nedeniyle henüz yurda getirilip hesaplara girmemiş paralar diyerek açıklamak mümkün olabilirdi. Ama 26 milyar dolar, söz konusu yılın cari açığının (49,1 milyar dolar) yarısından fazlası olduğundan bu açıklamaların ötesinde bir şeyler olduğunu tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Bu konular hiç araştırılmadı, bilerek, isteyerek zamanın, üzerini örtmesine terk edildi. Oysa bu konu mesela kara para, uyuşturucu ticareti incelemesi gibi araştırmalara konu edilmeliydi.

Son dönemlerde yakalanan uyuşturucular, yapılan baskınlar, ortaya çıkarılan mafya ilişkileri Türkiye’nin bir süredir tam anlamıyla bir uyuşturucu – kara para – mafya ağının içine düştüğünü ortaya koyuyor. Yine son dönemlerde kara para aklamak için kurulan, açılan güzellik salonları, takı merkezleri vb. tavan yaptı. Her gün benzeri bir ilişki ortaya çıkıyor. Net hata ve noksan kalemindeki anormallik bunun finansman açısından yansımasının görünen kısmıysa, yakalanmayan uyuşturucular, aklanırken fark edilemeyen kara paralar, ortaya çıkmayan mafya ilişkileri de görünmeyen kısmı.

Son birkaç yılda adeta patlama aşamasına gelen kara para aklama işleri, uyuşturucu ticareti, mafyanın yükselişi yabancı filmlere, dizilere konu olmaya başladı. Eskiden yabancı film ve dizilerde bu tür ilişkiler için Bulgar mafyası, Sırp mafyası, Latin Amerikan mafyası konu edilir onların adı geçerdi, son dönemlerde yapılan film ve dizilerde bu tür ilişkilerde Türkler öne çıkar oldu. Demek ki sadece içeride değil yurt dışında da Türkler bu işlerin içine yaygın biçimde girmişler.

Bunların yanında yüksek getiri vaadiyle fon kurduğunu söyleyip para toplayanlar mantar gibi çoğaldı. Türkiye ilginç bir ülke, Ponzi oyunu denen ve sonra girenin parasıyla bir öncekine getiri ödemesi yapılması düzenine bağlı olarak işleyen dolandırıcılık sistemi bu topraklarda defalarca denendiği ve insanların paraları defalarca battığı halde hala talep görebiliyor. Türkiye’de Ponzi oyununun yaşandığı en kapsamlı olay 1980’lerdeki bankerlik olayıydı. Böyle bir deneyimi yaşamış olan toplumda normal olarak bu olayın tekrarlanmaması gerekirdi ama o tarihten sonra defalarca tekrarlandı.

Son birkaç yılda bu olaylarda bu kadar büyük bir patlama yaşanmasının güvenlik zafiyetleri, yargının işlememesi, af uygulamaları, toplumda genel bir kısa yoldan köşeyi dönme eğiliminin yaygınlaşması, siyasetçi ve bürokratların bir bölümünün de işin içinde olmasının yanı sıra faizin, enflasyonun altına düşürülmesinin de çok ciddi etkileri var. Faizin düşürülmesi, TL’nin iç ve dış değerinin hızla düşmesine yol açtı. İnsanlar bankalara yatırdığı mevduata karşılık enflasyonun altında faiz almaya başlayınca anaparayı (satın alma gücünü) korumak için gayrimenkul, otomobil alımına ve borsaya yöneldiler. Daha fazla getiri elde etmek isteyenler ise bu tür Ponzi fonlarına girdiler. Bu yönelişler ekonomiyi canlı tuttu. Çünkü bir yandan gayrimenkul yapımını, otomobil satışını ve borsayı destekleyerek büyümeye katkıda bulunurken bir yandan da tüketimi destekleyerek hem büyümeye hem de vergi gelirlerinin artmasına katkı yaptı. Böylece hükümet bütçe açıklarını büyütmeden yüksek ekonomik büyümeyi sürdürebildi.

Sonunda Türkiye, bütün dünyada daha önce hiç olmadığı kadar karanlık bir ülke konumuna geldi, kimse buraya para yatırmaz oldu. Ponzi oyunları patladı, para yatıranların paraları battı.

Faiz, doğru kurgulandığı zaman firmalar için bir maliyet unsurudur ama yanlış kurgulandığı zaman, bir süre sonra bütün ekonomi için bir maliyet unsuru haline gelir. Paraları rezerv para (dünyanın her yerinde kabul gören paralar) konumunda olan ülkelere özenip faizi enflasyonun çok altına düşüren bizim gibi ülkelerde bu yanlış ekonomi politikasının maliyetini bütün toplum öder. Ödeme iki aşamalı olur: (1) Bu tür işlere girenlerin paraları batar, (2) Merkez Bankası faizi tekrar artırmaya başladığında bu kez şirketler batmaya başlar.

Faiz, tek başına bir ekonomiyi batırma gücüne sahip olsa da tek başına bir ekonomiyi kurtarma yeteneğine sahip değildir.

Kaynak: Kara Para Aklama, Ponzi Oyunu, Mafya ve Faiz İlişkisi (mahfiegilmez.com)

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Bankalara Zorunlu karşılıklar yeni ayarı

Yayınlanma:

|

Yazan:

ürkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 25 Mayıs 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yeni tebliğ ile zorunlu karşılık oranlarında önemli değişikliklere gitti.

2013/15 sayılı tebliğde yapılan değişiklikleri içeren 2025/13 sayılı düzenleme, bankaların Merkez Bankası’na yatırmakla yükümlü oldukları zorunlu karşılık miktarlarını yeniden belirledi.

Yeni düzenlemeye göre, Türk lirası yükümlülükler için belirlenen zorunlu karşılık oranları, vadeye göre farklılık gösteriyor. Örneğin, vadesiz ve 3 aya kadar olan mevduatlarda oran yüzde 17 olarak belirlendi. 6 aya kadar vadeli mevduatlarda ise bu oran yüzde 10 oldu.

Ayrıca Merkez Bankası, yurt dışı kaynaklı fonlar ve repo işlemlerine dayalı krediler için de özel oranlar belirledi. Bankaların yurt dışı repo işlemleri ve kredileri için zorunlu karşılık oranı yüzde 12 olarak açıklandı.

Tebliğ aynı zamanda Merkez Bankası’na bazı esneklikler de tanıyor. Buna göre, Merkez Bankası belirli yükümlülükler için farklı hesaplama yöntemleri uygulayabilecek.

Yeni düzenlemeye zorunlu karşılık oranları şöyle:

🔹 Mevduat / Katılım Fonu (Yurt Dışı Bankalar Hariç)

Vadeye Göre Türü Zorunlu Karşılık Oranı (%)
Vadesiz, ihbarlı, 1 aya kadar ve 3 aya kadar (3 ay dahil) vadeli 17
6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli 10
1 yıla kadar vadeli 10
1 yıl ve daha uzun vadeli 10
Kur/fiyat koruma destekli 6 aya kadar (6 ay dahil) vadeli hesaplar 33
Kur/fiyat koruma destekli 1 yıla kadar ve daha uzun vadeli hesaplar 22
Müstakrizlerin fonları 0

🔹 Diğer Yükümlülükler (Yurt Dışı Bankalara Ait Mevduat / Katılım Fonu Dahil)

Vadeye Göre Türü Zorunlu Karşılık Oranı (%)
1 yıla kadar (1 yıl dahil) vadeli 8
3 yıla kadar (3 yıl dahil) vadeli 5,5
3 yıldan uzun vadeli 3
Kalkınma ve yatırım bankalarının 1 yıldan uzun vadeli menkul kıymet ihracı 0

🔹 Yurt Dışından Sağlanan Fonlar / Repo Kaynaklı Yükümlülükler

Vadeye Göre Türü Zorunlu Karşılık Oranı (%)
1 aya kadar (1 ay dahil) yurt dışı repo ve kredi fonları 18
3 aya kadar (3 ay dahil) yurt dışı repo ve kredi fonları 14
1 yıla kadar (1 yıl dahil) yurt dışı banka mevduat/katılım fonu, repo/kredi 12

AMAÇ NE OLABİLİR

  • TCMB, yeni düzenlemeyle vadeye göre farklılaştırılmış ve kaynak türlerine göre ayrıntılandırılmış zorunlu karşılık oranları ile likidite yönetimi, kur istikrarı ve kredi kontrolü gibi alanlarda daha esnek müdahalelerde bulunma yetkisi kazanıyor.

  • Kur korumalı mevduatlara getirilen yüksek oranlar, bu enstrümanların kullanımını azaltmayı amaçlıyor olabilir.

  • Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 25 Mayıs 2025 tarihli zorunlu karşılık oranlarında yaptığı bu düzenlemenin piyasa, bankacılık sektörü ve genel ekonomi üzerindeki olası etkilerini başlıklar halinde analiz edebiliriz:

    1. Likidite Daralması ve Bankacılık Sektörü Üzerindeki Etki

    🔺 Artan zorunlu karşılık oranları, özellikle kısa vadeli Türk lirası mevduatlar için (%17) bankaların Merkez Bankası’nda daha fazla kaynak tutması anlamına gelir.
    Bu da:

    • Bankaların kredi verme kapasitesini düşürür.

    • Mevduat faizlerinde rekabeti artırabilir (müşterileri daha uzun vadeye çekmek için).

    • Bankaların kaynak maliyeti yükselir, bu da kredi faizlerine yansıyabilir.

    2. Kur Korumalı Mevduatlara (KKM) Darbe

    🔻 Kur/fiyat koruma destekli mevduatlar için %33 (6 ay) ve %22 (1 yıl+) gibi yüksek zorunlu karşılık oranları, bu ürünlerin bankalar açısından caydırıcı olmasına yol açar.

    • TCMB, böylece KKM’yi piyasadan çıkarmaya veya azaltmaya çalışıyor.

    • Bu durum, dövize yönelimi artırabilir veya TL mevduata geçişi zorlaştırabilir.

    • KKM’nin daralması, kur üzerindeki baskıyı artırabilir.

    3. Yabancı Kaynaklı Fonlara Karşı Önlem

    Yurt dışı repo ve kredi işlemlerine %18’e varan zorunlu karşılık getirilmesi, şu anlama gelir:

    • Bankaların yurt dışından kısa vadeli fon sağlama iştahı düşer.

    • Bu durum dışa bağımlılığı azaltabilir ancak dış kaynaklı fon girişinde yavaşlamaya yol açar.

    • Türkiye CDS’i yüksek olduğu için bu kaynaklar pahalı; Merkez Bankası bunun spekülatif sermaye akımlarına karşı önlem aldığını gösteriyor.

    4. TL Vadeli Mevduatlara Teşvik

    Vadeye bağlı zorunlu karşılık farklılaşması:

    • 6 ay ve üzeri vadeli TL mevduatlarda oranlar %10 ile daha düşük tutulmuş.

    • Bu da bankaları daha uzun vadeli TL mevduat toplamaya teşvik ediyor.

    • Amaç: Kısa vadeli dalgalanmaları azaltmak, paranın vadesini uzatmak.

    5. Enflasyonla Mücadeleye Dolaylı Katkı

    • Kredi daralması, talebin baskılanması anlamına gelir.

    • Bu da enflasyonla mücadele çerçevesine hizmet eder.

    • Ancak reel sektör için fonlama sıkıntısı artabilir, özellikle KOBİ’ler zorlanabilir.

    6. Kalkınma ve Yatırım Bankalarına Pozitif Ayrımcılık

    • 1 yıldan uzun vadeli menkul kıymet ihraçlarında %0 oran uygulanması, bu bankaların uzun vadeli projelere daha rahat kaynak bulmasını teşvik eder.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

KMH hesaplarda Vatandaşa tuzaklar

Yayınlanma:

|

Kredimi Mevduat Hesaplarda (KMH), yani halk arasında daha çok bilinen adıyla “ek hesap” ya da “artı para”, vatandaş için acil nakit ihtiyaçlarında kolay bir çözüm gibi görünse de içinde dikkat edilmesi gereken pek çok tuzak barındırır. İşte bu tuzaklar ve riskler:

1. Yüksek Faiz Oranları

  • KMH’lerde uygulanan faiz oranları genellikle ihtiyaç kredilerinden daha yüksektir.

  • Aylık faiz oranı %4 ila %5 arasında değişebilir.

  • Ayrıca gecikme durumunda gecikme faizi + vergiler de devreye girer.

Örnek: 10.000 TL’lik bir KMH bakiyesi 3 ay kapatılmazsa 1.500 TL’ye kadar faiz yükü oluşabilir.

2. Günlük İşleyen Faiz

  • KMH faizi, kullanılan gün kadar işler.

  • Parayı 1 gün bile çekseniz faiz hesaplanır.

  • Hesaba para girdiğinde otomatik tahsilat yapılır, bu da maaşlara direkt el koyma etkisi yaratır.

3. Psikolojik Rahatlık ve Sürekli Kullanım Riski

  • “Nasıl olsa açık hesap var” rahatlığı, kişiyi sürekli borçla yaşamaya iter.

  • Borç döngüsüne girilmesine neden olur.

  • KMH, finansal disiplini bozar.

4. Kredi Notuna Olumsuz Etki

  • KMH limitinin sürekli kullanılması ya da limit aşımı, kredi notunu düşürür.

  • Bu da ileride daha uygun faizli kredilere ulaşma şansını azaltır.

5. Vergi ve Masraflar

  • KMH faizinin yanında BSMV (Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi) ve KKDF (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu) gibi ek yükler de alınır.

  • Bu oranlar toplamda faiz yükünü %30’a kadar çıkarabilir.

6. Mevduat Hesabı Sanılıyor

  • Vatandaş bazen KMH’yi “kendi parası” sanabiliyor.

  • Oysa bu banka tarafından verilen kısa vadeli kredidir ve iadesi zorunludur.

7. Bankalar İçin Karlı, Vatandaş İçin Tuzaklı

  • Bankalar için KMH, düşük maliyetli ve yüksek getirili bir ürün.

  • Vatandaş için ise kontrolsüz kullanıldığında “borç tuzağı” halini alabilir.

Vatandaş Ne Yapmalı?

✅ KMH limiti açtırmadan önce ihtiyacın gerçekten acil olup olmadığını düşün.
✅ KMH’yi sürekli değil sadece acil durumlar için kullan.
✅ Maaş yatınca hemen kapat.
✅ Mümkünse düşük faizli bireysel kredi alternatiflerini değerlendir.
✅ KMH limitlerini sınırla ya da tamamen kapattır.

KMH, doğru ve dikkatli kullanılırsa işe yarar bir araç olabilir. Ancak bilinçsiz kullanıldığında, vatandaş için sessiz bir borç kapanı haline gelir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

KGF KREDİLERİ ÖNCEKİLER GİBİ BANKALARIN ZOMBİ FİRMALARINA GİTMESİN

Yayınlanma:

|

KGF Desteği Görünümlü Risk Devrinin Yeniden Sahne Almaması Umuduyla

Yakında açıklanması beklenen yeni KGF kefaletli kredi paketi, reel sektör için umut olsa da, geçmiş deneyimler ciddi bir temkin gerektiriyor. Çünkü daha önceki KGF uygulamaları, amacından sapmış, gerçek bir destek yerine bankalar için bir “risk tahliye operasyonuna” dönüşmüştü.

O dönemde birçok banka, daha önce teminatsız ya da düşük teminatla verdiği mevcut kredileri, yeni açılan KGF paketleriyle kapatmıştı. Yani şirketlerin kasasına yeni bir para girmemiş, sadece mevcut krediler kapatılarak yerlerine KGF destekli krediler kullandırılmıştı. Bu yolla bankalar kendi risklerini kamuya devretmiş, reel sektöre ise sadece kâğıt üzerinde bir “kredi desteği” sunulmuştu.

Sonuç olarak kamu eliyle verilen destek, ekonomiye yeni bir kaynak olarak değil, bankaların bilançosundaki sorunlu kredilerin güvenceye alınması için kullanılmıştı.

Şimdi yeni bir KGF dönemi başlarken, aynı oyunun yeniden sahneye konmaması için dikkatli olunmalı. Gerçek destek, yeni kaynağın reel sektöre ulaşmasıdır. Kredi destekleri, bankaların teminat oyunlarına değil, üretim ve istihdama can suyu olacak projelere yönelmelidir.

Bankalar kurnaz olabilir, ama kamunun görevi uyanık olmaktır.

Yokse geçmiş deneyimlerdeki gibi Zombi firmaların Zombi kredilerini finans edilerek yükü KGF üstüne yüklemek için kullanılmaması dileğiyle…

Erol TAŞDELEN-Ekonomist       www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.