Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

FED’in yeniden şahinleşen duruşu piyasaların keyfini kaçırdı

Yayınlanma:

|

  • Türk hisse senetleri dünkü günü tatsız bir görünüm ile tamamladı. BİST100 endeksi günü yaklaşık %2 gerileyerek tamamlarken, borsanın lokomotif endeksi bankacılık hisseleri de olumsuz havadan nasibini alarak günü %3’ün üzerinde düşüşle tamamladı. Dün bültenimizde çok net bir şekilde bankacılık endeksini dışarıda tutarsak, borsa için ‘yükseliyor’ kelimesini kullanmakta bir nebze de olsun tedirginlik yaşadığımızı; sene başına göre bakılırsa, bankacılık endeksinin %77 artış kaydederken, sınai endeksinin ise sadece %27 artış kaydettiğini belirtmiştik. Gözümüz mü değdi ben de emin değilim!
  • Dün yaşanan düşüşte somut bir neden göremedik. Son dönemlerde halka arzların adeta havuzda var olan suyu azalttığını, basit bir havuz denklemi misali havuza eklenen suyun da (taze para girişi) yeteri kadar olmaması hisse senetleri üzerinde baskı kurdu. Taze para girişleri için swap penceresinin genişleyerek açılmasının önemli bir kilometre taşı olacağını düşünüyoruz. Yeni bir haber yokluğunda hisse senetleri üzerinde aşağı yönlü baskının ağır bastığını mütemadiyen tecrübe eder olduk.
  • Hisse senetlerinde yaşanan satış baskısının dışında havanın göreceli olarak sakin tarafta olduğunu not etmemiz gerekiyor. USDTRY kuru Salı günü yaşanan hafif çaplı yükseliş ardından dün gün boyu 32,20 – 32,25 bandında kalırken, CDS risk primi 260 baz puan seviyesinin diplerine kadar gerileyerek son 4 yılın en düşük seviyelerinde salınmaya devam etti. 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi ise %41,50’li seviyelerde ve neredeyse bu yılın en düşük seviyelerinde işlem görmeye devam ederek önemli bir değişim sergilemedi.
  • TCMB’nin swap hariç net yabancı para pozisyonu 28 Mayıs tarihinde 1,7 milyar dolar iyileşme kaydederek manşet rakamı (swap ve kamu dövizleri hâriç) eksi 10 milyar dolar seviyesinin hemen altına taşıdı. Hatırlatma yapmak gerekirse, Mart sonu eksi 74 milyar dolar civarında olan manşet rakamın geçen 37 iş gününde (Nisan başından bu yana) 64,1 milyar dolar iyileştiğini not etmemiz gerekiyor. TCMB’nin rezervlerini güçlendirmesini büyük bir memnuniyet ile takip ediyoruz. Netice itibari ile Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcı açısından da rezervlerin güçlü bir görünüm sergilemesi öneml bir parametre.
  • Yurtdışı cephede ise FED’in yeniden şahinleşen duruşunun yarattığı moral bozukluğu devam ediyor. ABD’de önde gelen endeksler, faiz oranlarına duyarlı sektörlerin düşüşüyle dün satış baskısına maruz kaldı. FED’in faiz indirimlerinin zamanlaması ve boyutuna ilişkin endişeler, Hazine tahvil getirilerini yükseltirken, riskli varlıklar üzerinde de baskı kurdu. Dow Jones Endeksi, neredeyse bir ayın en düşük seviyesine gerileyerek düşüşe öncülük ederken, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi geceyi %0,75 düşüşle tamamladı. Gösterge niteliğindeki 10 yıllık ABD Hazine tahvilinin getirisi, tüketici güveninin Mayıs ayında beklenmedik şekilde iyileştiğinin anlaşılması ardından %4,6 ile son dört haftanın en yüksek seviyesine ulaştı.
  • Enflasyon endişelerinin de devam ettiğini not etmek gerekiyor. Faiz oranlarının boyutu ve zamanlaması konusundaki çelişkili beklentiler, yıl başından bu yana piyasayı gergin tutmaya devam ederken, açıklanan zayıf veya güçlü bir makro verinin, hatta FED yetkililerinden gelen şahin yorumları, faiz indirim beklentilerinin de süratle değişmesine neden olduğunu itiraf etmek gerekiyor. Yılbaşında var olan ve bizce çok abartılı olan altı kez faiz indirim beklentisinin son dönemlerde bir veya iki faiz indirimine evrildiğini not etmemiz gerekiyor. Gelinen son noktada, faiz vadeli piyasalarına göre, birden fazla faiz indiriminden, Kasım veya Aralık ayına kadar sadece bir indirim beklentisi fiyatlanırken, enflasyonu %2 hedefine indirmenin zorlu bir mücadele olacağı görüşü de ağır basıyor.
  • FED toplantısından iki hafta önce yayımlanan ve ABD ekonomisinin durumu hakkında bilgi veren Beige Book (Bej Kitabına) göre, ekonomik faaliyetler Nisan başından Mayıs ortasına kadar genişlemeye devam etse de hızında bir miktar kötüleşme olduğu kaydedildi. Bu hafta piyasaların gündeminde Cuma günü açıklanacak ve FED’in favori enflasyon göstergesi olan Nisan ayı Kişisel Tüketim Harcamaları verisi (PCE) bulunsa da, bugün Türkiye cephesinde her hafta Perşembe günü olduğu üzere gözler TCMB’nin haftalık bülteninde olacaktır. Ayrıca ekonomi güven endeksi ile dış ticaret dengesi de günün ilk yarısında; ABD’de ise büyüme verisi ile haftalık işsizlik maaşı başvuruları takip edilecek.
  • Avrupa ve ABD borsalarının dün satıcılı bir seyir ile günü tamamlaması sonrasında, bu sabah pasifiğin diğer ucunda da hava tatsız. Gösterge endeks Tokyo borsası %1,2, Hong Kong ve Kore borsaları ise %1 aşağıda işlem görüyor. Japon Yen’i dolar karşısında Japonya Merkez Bankası’nın aybaşı yapmış olduğu müdahaleler ardından toparlandığı 152 seviyesine göre yeniden 157 seviyelerine zayıflayarak dikkatleri üzerine çekti. Mesela ninja olarak adlandırılan GBPJPY paritesi, 200 seviyesini aşarak 2008 yılından bu yana en yüksek seviyesini test etti.
  • Para birimleri liginde EURUSD paritesi 1,08 seviyesine gerilerken, faiz getirisi olmayan kıymetli metaller, doların piyasa faizinin yükselmesine karşı koyamayarak satıcılı havaya ayak uydurdu. Gümüş düne göre neredeyse 1 dolar kadar gerileyerek 31,70 seviyelerinde işlem görürken, haftalık kapanışın 30 dolar seviyesinin üzerinde olmasına dikkat edeceğiz. OPEC toplantısı öncesinde son günlerde Brent cephesinde devam eden yükseliş, zayıf ABD benzin talebi ve FED’in faiz oranlarını daha uzun süre yüksek tutmasına neden olabilecek ekonomik verilerle ilgili endişelerin gölgesinde günü yaklaşık %1 düşüşle 83 dolar seviyesinde tamamladı. Brent cephesinde teknik mânâda yukarıda 84,50 dolar seviyesini önemsiyoruz. Üzerinde haftalık bir kapanış yukarı yönlü isteği artırabilir.
  • Bu haftanın tamamlanması ardından gözler önümüzdeki hafta açıklanacak Mayıs ayı enflasyonunun rakamlarına çevrilecektir. Anketler, TÜFE’nin aylık bazda %3, yıllık olarak ise %75 artmasına işaret ediyor. Bu şekilde bir gerçekleşme ile enflasyonda tepe noktanın görüleceği ve baz etkisi ile enflasyonun sert düşeceğinin altını çizmek gerekiyor. Lâkin enflasyon gerçekten geriliyor mu yoksa baz etkisi ile manşet veri mi geriliyor sorusunun cevabını ise size bırakıyorum.

*TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net pozisyonunda iyileşme devam ediyor

17170431904c5435aa51b8103fc754da88ace5420f_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TSKB Başekonomisti Ünüvar: Tek ekonomi politikası para politikası; tek iktisadi dert de enflasyon değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

EKONOMİ Gazetesi ev sahipliğinde PwC Türkiye’nin içerik işbirliğinde ve Sabancı Holding Ana Sponsorluğu’nda 3.’sü gerçekleştirilen Dönüşen Liderler Zirvesi, Elite World Grand Sapanca’da, “Makronun Baskısında Mikroyu Yönetmek” temasıyla yapıldı.

“Size bir sunum değil, bir çağrı yapmak istiyorum ve ‘Kalkın’ diyorum” ifadeleri ile söze başlayan Ünüvar, “Bizim kalkınma bankacıları olarak bir iddiamız var, biz ‘Geride kimseyi bırakmayacağız’ diyen iktisatçılarız. Biz mutfakta bir şangırtı koptuğunda ‘Ne kırıldı’ diye değil, ‘İyi misin’ diye soran iktisatçılarız. Bu sunumda da hem dünya hem de Türkiye ekonomisine ‘İyi misiniz’ diye sormak istedik” ifadelerini kullandı.

“Kişilerin yaşamını iyileştirmenin tek yolu zam değil”

Türkiye’deki ekonomik görünüme ilişkin değerlendirmelerine enflasyon ile başlayan Ünüvar,  “2024, 2025 ve 2026’da da yüksek enflasyonu yüksek olarak dert etmemiz gerekecek. Enflasyonla mücadele bir toplumsal mutabakat gerektirir. Enflasyonla mücadelede akla ilk gelen ücretleri baskılamaksa bu şekilde toplumsal mutabakata zarar verirsiniz. Onların yükseltmediği bir enflasyonu onların düşürmesini beklediğiniz insanlar bu mutabakata katılmazlar. Bütçenin enflasyona verdiği destek konusunda da ‘Aman harcamayalım’ yaklaşımına katılmıyorum; okullarımıza, hastanelerimize harcayalım. Çünkü çocuğumu özel okula değil de devlet okuluna gönderebilseydim maaş katkısından daha büyük katkısı olurdu bana. Kişilerin yaşamını iyileştirmenin tek yolu zam yapmak değildir. Kamudan aldığımız hizmetin iyileşmesi de önemli katkı olacaktır. Ancak bütün bunların düşünülmediğini, bütün konunun enflasyon ve faize indirgendiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de sanayinin yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli ürünlere daha fazla yoğunlaşması gerektiğine dikkat çeken Ünüvar, şöyle devam etti: “Bu konuda Türkiye doğru yolda ama yeterli seviyede değil. Türkiye, Venezuela olmaz; üretim anlamında olmaz. Orada biraz petrol ve biraz rom var. Önce kendi hakkımızı teslim edelim. Ama Almanya da değiliz. Bizim artık daha yüksek katma değerli alanlara geçmemiz lazım. Biz bunu yapabiliriz. Türkiye’de yüksek teknolojili tesis sayısı maalesef çok az. Bir tesisin bu işi çok iyi yapması yetmiyor. Büyük küçük daha fazla tesis bu işe girmeli. Teknolojiyi yönetmemiz gerekiyor. Tarımın fakirlik olmadığını anlatmamız gerekiyor.”

‘Heba edilen ekonomi’ sorunu…

Türkiye’de kayıt dışı ekonomi sorunu kadar ‘heba edilen ekonomi’ sorunu olduğunu dile getiren Ünüvar, bu konuya odaklanılması gerektiğine işaret etti.  Yabancı yatırımcı konusunda da oldukça dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Ünüvar, dünyada korumacılığın arttığını, Çin’in korumacıklıkta nerede duvara çarparsa oraya en yakın ülkeye yerleşmeye çalıştığını kaydeden Ünüvar, “Şimdi Avrupa’da duvara çarptı, oraya en yakın ülkeye yerleşmeye çalışıyor. Türkiye’de ihracat miktar olarak artsa da karlılık olarak iyi durumda değil. Bir de böyle rekabetle karşı karşıya kaldığımızda son derece dikkatli adımlar atmamız gereken bir dönemdeyiz. Bizim bir önerimiz var. Çevresel ürünler diye bir alan var. Çevresel ürünler, yeşil ürün değildir. Yeşil dönüşüme girdi olan ürünlerdir. Bütün dünyada yeşil dönüşüm var, eğer yeşil dönüşümün devam edeceğini düşünüyorsanız oraya girdi üretebilirsiniz. Üstelik de ihracat karlılığımız düşerken bu ürünlerde hem miktar hem fiyat artıyor. Bunun Türkiye için önemli olduğunu düşünüyorum. Enflasyonu çok konuşuyoruz, ama bir 3 yıl sonraya gidelim, enflasyonu düşürmüş olalım, biz o zaman diyeceğiz ki ‘Ama biz sanayiyi konuşmayı unuttuk, para politikasını konuşmak dışında başka bir şey konuşmayı unuttuk’. Dolayısıyla kadınlarımızı daha fazla iş gücüne katacağız, gençlerimize iş bulacağız. Yurtdışına gitsinler gitmesinler çok önemli değil. Yurtdışında okumuş biri olarak söylüyorum, eğer ülkeniz iyi durumda değilse orada başınız eğik oluyorsunuz. Gidiyorlarsa gitsinler, ama başları dik olsun diye bizim ülkemizde bütün bu çalışmaları yapmamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Ekonomim

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Enflasyonun direnci bir türlü kırılmıyor: Yüksek faiz tek başına çözüm değil!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geride bıraktığımız hafta dışarda jeopolitik riskler gündemin ilk sırasında takip edilirken, Türkiye cephesinde ise gerilemekte büyük bir katılık gösteren enflasyon gündemi sıcak tuttu. Tüm bunlar olup biterken, her ayın ilk cuması açıklanan Amerikan istihdam verisinin ise oldukça kuvvetli sonuçlandığını not etmemiz gerekiyor. Şöyle ki, Eylül ayında tarım dışı istihdam 147bin artması beklenirken, gerçekleşme ise 254bin kişi, işsizlik oranı ise %4,2 beklenirken gerçekleşme %4,1 oldu. Enflasyon göstergesi olarak takip edilen ortalama saatlik gelirlerde yıllık artış oranı ise beklentinin üzerinde %4,0 olarak gerçekleşti. İstihdam raporu, ABD ekonomisinin beklenmedik bir şekilde Eylül ayında altı ay içinde en fazla istihdam sağladığını göstermesinin ardından jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyeceğini düşündüğümüz piyasaların haftayı iyimser bir şekilde tamamladıklarını gördük.

Fiyat istikrarı kadar kanunen görevi büyümeyi (tam istihdamı) da sağlamak olan ABD merkez bankası konumunda FED’in, açıklanan güçlü istihdam raporu ardından artık 7 Kasım olağan toplantısında 50 baz puan faiz indirimine gitmesi çok zor olarak değerlendiriyoruz. Zaten piyasa fiyatlaması da bu yönde. Faiz vadeli kontratları 25 baz puan indirime %98 ihtimal tanırken, güçlü istihdam verisi sonrası ABD Doları değer kazandı, kısa vadeli ABD Hazine tahvil getirileri yükseldi. 10 yıllık gösterge devlet tahvili getirisi 30 baz puan yükselerek haftayı psikolojik %4 seviyesine dayanarak son iki haftanın zirvesinden tamamladı. Güçlenen dolara paralel EURUSD paritesi 1,10 seviyesinin altına gerilerken (iki hafta önce 1,12 seviyesini aşmıştı), kıymetli metaller jeopolitik riskler nedeniyle güçlü seyrini korudu. Gümüşün ons fiyatı Cuma gün içerisinde 32,95 seviyesini test ederken, kapanış itibariyle 32,17 seviyesine gerilese de, son 12 yılın en yüksek haftalık kapanışına imza attı. Altının ons fiyatı geçen haftalarda test ettiği tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2,685 dolar hemen altında 2,652 dolardan haftayı tamamlarken, gözler hafta sonu İsrail cephesinden gelecek İran haberlerini takip etti. Olası arz kesintisi riskine paralel oldukça sert bir yükseliş kaydeden Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bir haftada neredeyse %9 yükselerek 78 dolar seviyesinden haftayı tamamladı.

ABD ekonomisinin güçlü olmaya devam ettiğine işaret eden istihdam raporu ardından Amerikan hisse senetleri yönünü yukarı çevirerek haftayı güçlü bir şekilde tamamlarken, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Yeni haftada gözler ABD şirketlerinin bilanço verilerinde olacak. ABD borsasının yüksek seviyelerini koruyabilmeleri için, şirketlerin güçlü kâr büyümesi ve gelecek yıl için olumlu tahminler sunmasını gerekiyor. Özellikle bankaların kazanç raporları, ekonominin genel durumu hakkında önemli ipuçları vereceğini göz ardı etmemek gerekiyor.

ABD verisinin güçlü gelmesi, tırmanan jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyeceğini düşündüğümüz piyasaların fikrini değiştirmiş olacak ki son günlerin neredeyse en kötü performans gösteren borsası konumunda BİST100 endeksi tepki alımlarına sahne olarak haftanın son iş gününü %2,4 yükselişle tamamlarken, bankacılık hisselerinde yükseliş ise %4,25 oldu. USDTRY kuru pazartesi günü valörlü işlemlerde 34,25 seviyesine yükselirken, CDS tarafında ise kayda değer bir değişim olmadı. Enflasyonun gerilemekte zorluk çekmesi ardından TCMB’nin de faiz oranlarını gevşetmeye yeni yılda başlayacağı beklentisinin artması ile tahvil faizleri bir miktar yükseliş kaydetti.

Cuma günü TÜİK-TCMB işbirliği ile ilk kez açıklanan mevsim etkisinden arındırılmış enflasyon rakamlarına göre, aylık TÜFE artışı %2,80 olarak hesaplanırken, mal grubu enflasyonu aylık %2,27, hizmet grubu enflasyonu ise aylık %3,96 olarak hesaplandı. Hizmet grubu altında yer alan kira aylık %6,55 ile yıllık bazda en yüksek artışı kaydeden kalem olurken, mallar grubu altında yer alan işlenmemiş gıda fiyatlarında gerçekleşen %5,33 artış dikkat çekti. TCMB ve TÜİK işbirliğinde açıklanan yeni veri seti sonrasında yıllık enflasyonun ‘eğilimini’ inceledik. Bunu hesaplarken de, son ay gerçekleşen enflasyonu üç ay önce gerçekleşen enflasyona bölüp yıllklandırdık. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu söylemek pek de kolay görünmüyor. Yaşanan katılığı sadece para politikası ekseninde çözmek de çok kolay görünmüyor. Faiz oranı son altı aydır %50 seviyesinde olmasına rağmen, kira ve eğitim kalemlerinde enflasyonun yükselmeye devam etmesinin çözümünü sadece faiz artışında aramamak gerektiğini düşünüyoruz. Özel okullar yerine kaliteli eğitim, kira kalemini yukarı iten ana neden ola arz açığını (kiralayacak kadar yeterli ev stoğu yok) yapısal reform ile çözmek; hükûment harcamalarını ise azaltmak gerekiyor. Elbette yapısal reform kısmını zaman gerektirdiğini de göz ardı etmiyoruz.

Bu minvalde, aylar önce hastalığın tedavisinde kullanılan ilacın (faiz) talebi soğuttuğunu, kurlara istikrar kazandırdığını, tasarruf etme isteğini arttırdığını, KKM gibi büyük bir sorunun çözüme kavuşma yolunda emin adımlarla ilerlediğini, TL’nin toplam mevduat havuzunda payının %54 seviyelerine kadar yükselerek dolarizasyon eğiliminin büyük ölçüde belini kırdığını, yapılan doğru ‘işlerin’ uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından takdir aldığını, notun peşi sıra arttığını görerek büyük bir alkış tutsak da, yüksek faizin sadece enflasyon hastalığını tek başına yenmekte ya da tedavi etmekte eskisi kadar muktedir olmadığının da altını kalınca çizmek gerekiyor. Bünye ilaca alıştı ve hastalık (enflasyon) gerilemekte artık direnç gösteriyor. Buna da atalet/inertia diyoruz. Her ne kadar Eylül ayı enflasyonunun %3’e yakın gelmesi ardından faiz indirim beklentileri (pek çok yabancı kuruluşa göre) 2025 yılına ertelense de, TCMB’nin Aralık ayında faiz indirim seçeneğini değerlendirmesi gerektiği yönünde görüşümüzü hâlen daha koruduğumuz bir kenara not düşelim. Mevcut şartlarda, otoritenin bu iletişimi yapmasının da çok kolay bir meziyet olmayacağının altını çizmek isteriz.

Yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya borsalarının iyimser bir seyir izlediğini görüyoruz. ABD’de açıklanan güçlü istihdam verilerinin resesyon korkularını ortadan kaldırması sonrası dolar yen karşısında neredeyse son iki ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Zayıf YEN’den destek alan ihracat odaklı Japonya borsası %2 yükselirken, bölgesel hisse senedi kazançlarına da öncülük etti. Ham petrol fiyatları, savaşı tetikleyen Hamas saldırısının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, İsrail’in Lübnan ve Gazze Şeridindeki hedefleri bombalaması ama endişe edildiği üzere İran’a henüz bir misilleme yapmaması ile bir ayın zirvesinden geriledi. Bu hafta Perşembe günü ABD’de açıklanacak TÜFE enflasyonunun kritik önem sahip olduğunun altının çizmek istiyoruz. Yıllık manşet artışın %2,3’e gerilemesi, çekirdek artışın ise %3,2’de sabit kalması öngörülüyor.

3 aylık mevsim arındırılmış yıllık enflasyon eğilimi

Mart ayından bugüne geçen altı aylık zaman diliminde politika faizi %50 seviyesinde sabit tutulması ve öte yandan izlenen katı likidite önlemlerine rağmen, mevsimsellikten arındırılmış endeksin yıllık eğiliminde neredeyse yatay bir seyrin egemen olduğunu ve enflasyonun %40 seviyesinin altına gerilemekte zorlandığını görüyoruz. Bu nedenle de enflasyonla mücadelede kullanılan sıkı para politikasının (ilacın) formatının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Keza, bünye ilaca alıştı ve hastalık (enflasyon) gerilemekte artık büyük bir direnç gösteriyor. Buna da atalet/inertia diyoruz.

17282833236613d2371201b6614d0e03944849b960_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Denizli’deki 200 milyon euroluk vurgun

Denizli’de Dubai merkezli ünlü bir finans şirketinin temsilcisi olduğunu söyleyen E.S. ile onunla birlikte hareket ettiği belirtilen V.Ç.’ın 200 milyon euroluk vurgun yaptığı iddia edildi. İddialar üzerine gözaltına alınan ikili, tutuklandı. Vurgunla ilgili olarak üç kişi ise aranıyor. Mağdurların avukatı, kurulan ponzi sistemine 900 kişinin dahil edildiğini anlattı. Dolandırıcılık olayının, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuyla belgelendiğini belirten avukatlar, olayın ikinci Seçil Erzan vakası olduğunu söyledi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.